“Sadece teknoloji sayesinde kendinizi yaratmanızın ve ifade etmenizin kolaylaşması, bunu iyi yaptığınız anlamına gelmez.”
Teknolojik değişimler, insanlık sürecinde, insanların hayatlarını etkilemektedir. Özellikle küreselleşme ile dünyanın bir yerinde ortaya çıkan teknolojik yenilik, dünyanın geri kalan bölgelerini etkilemektedir. Mal, hizmet ve bilgi üreten işletmeler, bunlara ayak uyduramadıkları ve doğru kararları hayata geçiremedikleri zaman, birçok problemler yaşarlar. Yeni üretim teknolojilerinin hızla ortaya çıkması, işletmeleri rekabette geri düşürmektedir. Bununla birlikte, değişim ve müşteri ihtiyaçlarına hızla cevap verme zorunluluğu, değişimi önceden görmeyi ve bunlara hızla uyum sağlamayı gerektirmektedir.
Teknoloji denildiğinde, herkesin anladığı; teknolojinin fiziksel (hardware) donanımdır. Teknolojinin ayrıca bir kuramsal (software) boyutu da mevcuttur. Fiziksel boyut teknolojik aletleri, kuramsal boyut, öğrenme ve yönetim şekillerini kapsamaktadır. Teknolojik fiziksel boyut, araç olarak düşünülebilir. Buna örnek robotlardır. Ancak, bir aracı etkin kullanmak için gerekli olan bir teknik bilgiden mevcuttur. Robotları etkin biçimde kullanmak için; programlama bilen, yetenekli insan kaynaklarına gerek vardır. Bu husus, teknolojinin kuramsal boyutuna önem verilmesi gerektiğini gösterir.
Teknolojik gelişme, uluslararası işletmecilikle kazanılabilir. Teknoloji nakli, sadece her gün kullanılan ürün ve hizmetler ile değil, aynı zamanda üretim, çağdaş yönetim, pazarlama ve lojistik uygulamaları ile de gerçekleşebilir. İletişim ve bilgi teknolojisi gelişmeleri ile teknolojinin yararları, dünyada paylaşılır. Teknolojik yan ürünler, araştırma ve geliştirme giderlerinden tasarruf sağlar.
Ekonomik ve sosyal kalkınmanın, temel itici güçlerinden biri standardizasyondur. Gelişmiş ülkelerin başarısı; her alanda yaptıkları bilinçli ve yoğun standardizasyon faaliyetlerine bağlıdır.
ISO’nun tanımı kapsamında standardizasyon kavramı ile bağlantılı aşağıdaki konuların vurgulandığı görülmektedir:
- Standardizasyonda; ekonomik alanda, bilimsel araştırma, deney ve uygulama yöntemi ya da sosyal amaçlı bir çalışma yapılması esastır.
- Bu çalışma, tüketici, üretici gibi tarafların; toplumsal ve ekonomik yararını sağlamalıdır.
- Kurallar koyma ve uygulama yapma çalışmalarında, her kesimin katkı ve iş birliği olmalıdır.
Standardizasyon ülkelerin gelişmelerine katkı yapan temel araçlardan biridir. Standartlar, insan sağlık ve güvenliğinin, üst seviyeye çıkarılmasında, yaşam kalitesinin artmasında, ticaretin gelişmesinde ve tüketicinin korunmasında katkı sağlamaktadır.
Standardizasyon, ekonomik ve sosyal amaçlı kuruluşların yararlanabileceği dinamik bir unsurdur. İşletmelerin, pazarlama alanında standardizasyon önemli bir yere sahiptir. Pazarlamada etkin olan standartlar, ekonomide ve sosyal alanda, gittikçe yaygın duruma gelmektedir. Standartlar, ürün ve hizmet ticaretinde, ortak bir Dünya dili olmuştur.
Tüketicilerin zevk ve tercihlerindeki farklılık, taleplerdeki farklılıklar; iletişim, teknoloji, reklamcılık ve ulaştırma konusundaki gelişmelerin sonucu olarak azalmaktadır. Ürün standardizasyon konusu, kolay olan bir tercih hâlini almıştır. Standardizasyonda bir neden ise ulus devlet ekonomilerini entegre etmek, vatandaşlarının refahını yükseltmek konusundaki girişimlerdir. Avrupa ortak pazarı, bu girişimlerin en önemli örneklerinden biri olmuştur. Avrupa ortak pazarı, uluslararası işletmelere, benzer özellik ve şartnameye sahip ürünler pazarlamak konusunda, fırsat ve olanaklar sağlamaktadır.
Dr. Öğr. Üyesi Gözde MERT
Nişantaşı Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi
İşletme Bölüm Başkanı & Gözde Araştırma Şirketi Kurucusu
Detaylı bilgiler için aşağıdaki eseri okuyabilirsiniz:
Mert, G. (2019). Uluslararası İşletmecilik Teori, Kavram ve Örnek Olaylar, Nobel Akademik Yayıncılık, Ankara.









Kamu İhale Kurulu Kararı Özeti; İtirazen şikâyet dilekçesinde özetle, ihalenin 11’inci kısmı için teklif ettikleri bedelin yaklaşık maliyetin %7,40 altında olmasına rağmen idarece yeterli kırım olmadığı gerekçesiyle tekliflerinin değerlendirme dışı bırakılarak ihalenin iptal edilmesinin mevzuata aykırı olduğu, bu bağlamda idarenin bahse konu kısma ilişkin ihaleyi iptal etmeden önce yaklaşık maliyet hesaplanırken değerlendirilmeyen herhangi bir husus olup olmadığını sorgulaması gerektiği, özellikle ihale konusu iş için gerekli olan işçilik ve biyosidal ürün girdileri ile amortisman ve demirbaş giderlerinin yaklaşık maliyete dahil edilip edilmediğinin, dahil edildi ise piyasa şartlarını ve ekonomik şartları karşılayıp karşılamadığının tespit edilmesi gerektiği, yaklaşık maliyetin gerekçe gösterilerek ihalenin iptal edilmesi yerine güncelleme yapılarak ihale sürecinin devam edilebileceği iddialarına yer verilmiştir.

Bosch’un bir diğer odak noktası ise yeni tip yarı iletkenlerin üretimidir. Örneğin Bosch, Reutlingen fabrikasında 2021’in sonundan bu yana seri silisyum karbür (SiC) çipleri üretiyor. Bunlar, çalışma aralıklarını yüzde 6’ya kadar artırmaya yardımcı oldukları elektrikli ve hibrit araçlar için gerekli olan güç elektroniğinde kullanılıyor. Güçlü pazar büyümesinin arkasında, yıllık yüzde 30 veya daha fazla oranlarla SiC çiplerine olan yüksek talep yer alıyor. Bu güç elektroniklerini daha uygun maliyetli ve daha verimli hale getirmek amacıyla Bosch, diğer çip türlerinin kullanımını da araştırıyor. Hartung, “Elektromobilite uygulamaları için galyum nitrür bazlı çiplerin geliştirilmesini de araştırıyoruz. Bu çipler, dizüstü bilgisayar ve akıllı telefon şarj cihazlarında zaten bulunuyor.” dedi. Araçlarda kullanılmadan önce, daha sağlam hale gelmeleri ve 1.200 volta kadar önemli ölçüde daha yüksek voltajlara dayanabilmeleri gerekecektir. Hartung sözlerine şöyle devam etti: “Bunun gibi zorlukların tümü Bosch mühendisleri için işin bir parçası. Mikroelektroniğe uzun süredir aşina olmamız ve otomobillerle ilgili süreçleri biliyor olmamız bizi güçlü kılıyor.”
Bosch, yarı iletkenlerin geliştirilmesi ve üretiminde otomotiv sektörünün lider şirketidir. Bu çipler sadece otomotiv uygulamalarında değil, tüketim malları sektöründe de kullanılmaktadır. Bosch, 60 yılı aşkın süredir bu alanda faaliyet gösteriyor. Örneğin, Reutlingen’deki Bosch yarı iletken fabrikası, son 50 yıldır 150 ve 200 milimetrelik yonga plakalarına dayalı çipler üretiyor. Şirketin Dresden tesisinde, 2021’de 300 milimetrelik yonga plakası bazında çip üretimi başladı. Reutlingen ve Dresden’de üretilen yarı iletkenler arasında uygulamaya özel entegre devreleri (ASIC’ler), mikroelektromekanik sistem (MEMS) sensörleri ve güç yarı iletkenleri yer alıyor. Bosch ayrıca Penang, Malezya’da yarı iletkenler için yeni bir test merkezi kuruyor. 2023’ten itibaren merkez, bitmiş yarı iletken çipleri ve sensörleri test edecek.
Bu yazının konusunu “önceki yazılarımda ele aldığım işkoliklik, karoshi ve impostor fenomeni konularıyla da ilişkisi bulunan ve son zamanlarda birçok çalışanın şikâyetçi olduğu “Tükenmişlik Sendromu” oluşturmaktadır.
Eşit davranma ilkesi tüm hukuk alanında geçerli olup, iş hukuku bakımından işverene işyerinde çalışan işçiler arasında haklı ve objektif bir neden olmadıkça farklı davranmama borcu yüklemektedir. Bu bakımdan işverenin yönetim hakkı sınırlandırılmış durumdadır. Başka bir ifadeyle, işverenin ayrım yapma yasağı işyerinde çalışan işçiler arasında keyfi biçimde ayrım yapılmasını yasaklamaktadır. Bununla birlikte eşit davranma borcu tüm işçilerin hiçbir farklılık gözetilmeksizin aynı duruma getirilmesini gerektirmeyip, eşit durumdaki işçilerin farklı işleme tabi tutulmasını önlemeyi amaç edinmiştir.
Bu başlığın esin kaynağını daha önce “Yazdığını yap, yaptığını yaz.” diye en az bin kez okumuşsunuzdur. Siz yine yapın yaptığınızı, yazın yazdığınızı ama ölçmeden biçmeden ne olacağını önceden kestirmeden bir şeyler yapmanın devri çoktan geçti gitti.

Grafikten de anlaşılacağı üzere dövizi uyutmak için gereken ne varsa yapıldı. Nelerin yapıldığını bir kaç cümle ile özetleyecek olursak;


İşletmesi için bir şeyler yapmanın ihtiyacını hisseden, kendisini değişimin karşısında güçlü kılmaya çalışan tüm küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin bilgi platformu olmayı misyon edinen Expo işletme programında; satıcı yönlü pazarlardan alıcı yönlü pazarlamaya geçiş, müşteri odaklılık, ürün odaklı anlayışı benimseyen 4P’den müşteri odaklı anlayışı benimseyen 4C’ye değişim, deneyim ekonomisi ve ilişki pazarlaması konuları gibi pek çok açıdan KOBİ’lerin yararlanabileceği bir rehber niteliğindedir.
“Görgü kurallarını öğrenmek, aslında başkalarını nasıl görmeyi ve onlara nasıl saygı duymayı öğrenmektir”. Yixing Zhang
“Az maliyetle çok üretilen ve daha geniş alanlara üretilen ürünleri satabiliyorsanız karlılığınız artacaktır. Bu durum ölçek ekonomisini uyguladığınız anlamı taşır.”