Fabrikalarda Kaynakçılık

Bu yazımda sizlere fabrikalarımızdaki kaynak işlerinden bahsedeceğim. Makine imalatçılarının olmazsa olmaz en önemli işlerinden olan kaynak işinde dikkat edilmesi gereken hususları irdeleyeceğim. Ancak kaynakçılık mesleği konusunda bilgim eksik olduğu için konunun uzmanlarından kaynak ustası Salim Malkoç’un tecrübeleri ışığında konuyu anlatacağım. Satınalma Uzmanı olarak kaynak konusunda kendisinden çok şeyler öğrendiğimi belirtmek isterim.

Salim Malkoç, çalıştığım süre içinde rast geldiğim en tecrübeli ve bilgili kaynak ustasıdır. Profesör lakaplı ustamız, işini severek yapan ve hakkını vererek çalışan ustalarımızdan. Kendisine mesleği neden tercih ettiğini, kendisini nasıl geliştirdiğini, işin püf noktalarını, karşılaştığı sorunları ve bu mesleği tercih etmek isteyen gençlere tavsiyelerini soracağım. Umarım Salim Malkoç’un verdiği bilgiler fabrikalarımızda çalışan yönetici ve personel için faydalı olur.

  • Salim Ustam bu mesleğe ne zaman ve nasıl başladınız? Neden kaynakçı olmayı tercih ettiniz ?

“Bu mesleğe 13 yaşlarımda bir ustanın yanında çırak olarak başladım. Bizler genelde ilkokuldan sonra iş hayatına atılır ve yıllarca ustalarımızın yanında mesleğimizi öğrenirdik. Daha sonra kalfa ve usta olma yolunda ilerlerdim. Kaynak işini çok sevdim ve ilgimi bu alana yönelttim.”

  • Profesör lakabı alacak kadar kendinizi nasıl geliştirdiniz ?

“Ben hayatım boyunca ben öğrenciydim aslında. Her girdiğim işyerinde ustalarımı çok iyi takip ettim. İşimle ilgili konuları merakla takip edip eğitimlere katıldım ve malzeme bilgisi konusunda araştırmalar yaptım. Proje okumayı öğrendim. Kaynak makinalarını ve ekipmanlarını kullanmayı öğrendim.

Özellikle ülkemizde iş yapan yabancı firmalarda çalıştığım zamanlar benim için çok değerliydi. Yabancılar kaliteden kesinlikle taviz vermiyorlar ve sizden her zaman kaliteli iş bekliyorlar. Eğer sağlam ve gerektiği gibi yapmazsanız aynı işi size tekrar tekrar yaptırıyorlar. Yabancı firmaların test ve kontrollerinden geçmek oldukça zor. Bu da haliyle çok öğretici oluyor.

İşimi her zaman çok severek yaptım. Önceliğim sağlamlık ve estetik görünüm oldu, hızlı yapmayı hep en sona bıraktım. Her zaman en iyi kaynak yapan olmayı hedefledim. Kaynakçılıkla ilgili MYK belgesi ve sertifikalarımı başarıyla aldım. Bir taraftan da şu anda çeşitli büyük fabrikalarda çalışan ustalar yetiştirmeyi de ihmal etmedim. Çalıştığım kurumlarda kaynakla ilgili yanlış algıları ve alışkanlıkları düzeltmeye çalıştım. Makinalardaki arızaların nasıl giderileceğini öğrendim.”

  • Kaynakçılıkla ilgili bildiğiniz ve bu mesleği yapan usta adaylarımıza verebileceğiniz faydalı bilgiler nelerdir ? Tecrübelerinizden faydalanmak istiyoruz.

“Kaynak yaparken havanın sıcaklığı, rüzgar, tüpün basıncı ve çalışılan ortam kaynak kalitesini etkiler. Yani fiziki şartların kaynak yapmaya elverişli olması lazım. Öncelikle kaynak yapacağınız malzemeleri iyi tanımanız gerekir. Malzemenin cinsine ve kalınlığına uygun elektrod ve tel seçimi çok önemlidir. Öte yandan malzemenin temizliği, malzemeyi bozmayacak şekilde akım (amper) değeri seçiminiz, malzemenin ısı girdisini kontrol etmeniz de önemli etkenlerdendir.

Elektrot, gazaltı, argon (tig), tozaltı, bakır-alüminyum, sarı (pirinç), sualtı, punta, lehim gibi kaynak türlerinden en uygun olanını seçmek gerekir.

Sert malzemelerde yüksek amper değeri her zaman kırılma ve çatlamalara sebep olur. Bazı yanlış uygulamalar kaynak yapıldığı anda görülmese bile kısa bir süre sonra karşınıza kırılma ve çatlak olarak çıkar.

Filmlik kaynaklarda daha dikkatli davranmak zorunludur. Kaynak ağzı açılıp temiz malzeme ile uygun amper değeri seçilerek ve ısınma sürekli kontrol edilerek yapılmalı ve gözenek oluşmasına mani olunmalıdır.

Bazen birbirinden farklı malzemeleri de kaynakla birleştirmemiz gerekebilir. Bu durumda elektrot ve tel seçiminin yanı sıra yönetim oldukça önemlidir.

Kaynağa başlamadan önce uygun derecede ve derinlikte kaynak ağzı açılmalı ve parçanın çekme yapmaması için çeşitli yerlerinden punta atılmalıdır.”

  • Kaynak yaparken iş sağlığı ve güvenliği konusunda nelere dikkat edilmelidir ?

“Gözlük ve kulaklık mutlaka kullanılmalıdır. Ayrıca kaynak gazları akciğerlere zarar verdiği için kaynak sırasında çıkan gazların uzaklaştırılması büyük önem taşır. Kaynak ışığı kesinlikle cilde ulaşmamalıdır. Bunun için kaynakçının her yeri kapalı olmalıdır. Deri eldiven, önlük, kolluk, başlık tercih edilebilir. Gözleri korumak için de uygun şekilde siyah kaynak maske camları ve gözlük takılmalıdır. İş elbiseleri kot kumaştan tercih edilmeli, iş ayakkabıları çelik burunlu, tam kapalı ve deri olmalıdır. Olası zehirlenmelere karşı günlük olarak düzenli yoğurt yenmesini tavsiye ederim. Yılda bir defa kandaki kurşun oranına bakılmalı ve akciğer filmi çektirilmek suretiyle sağlık kontrolünden geçilmelidir”

  • Son olarak bu mesleği tercih etmek isteyen gençlere tavsiyeleriniz nelerdir ?

“Gençler kendilerini iyi yetiştirmeli, mesleklerini sevmeli, meraklı ve araştırmacı olmalı, iş sağlığı ve güvenliği kurallarına uymalıdırlar. Malzeme bilgilerini artırmalı, elektrod ve tel seçimlerine dikkat etmelidirler. Her zaman mesleklerinde en iyisi olmaya çalışmalı, sağlam ve kaliteli iş çıkarmalıdırlar. Ustalarına saygı duymak işine saygı duymaktır. Yaptığı işe saygısı olmayan gerçek usta olamaz. Ayrıca kaliteden taviz vermeyen, yapılan işi sıkı test ve kontrollerden geçiren yabancı firmalarda en azından staj yapmalarını veya bir süre çalışmalarını şiddetle tavsiye ederim. Gençlerin gelişen teknolojileri takip etmeleri, robotik kaynak uygulamalarını öğrenmeleri gerekir ”

Cavit SOY

Saat 17:00’den Sonra İdareye Yapılan Şikayet Başvurusu ?

Kamu İhale Kurulu Kararı Özeti; Ankara Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından 26.12.2022 tarihinde açık ihale usulü ile gerçekleştirilen “2023 Yılı Personel Taşımacılığı Hizmet Alım İşi” ihalesine ilişkin olarak Tav Seçil Turizm Otom. Taş. Eml. İnş. ve Tem. Hizm. Gıda San. Tic. Ltd. Şti.nin 20.12.2022 tarihinde yaptığı şikâyet başvurusunun, idarenin 21.12.2022 tarihli yazısı ile reddi üzerine, başvuru sahibince 27.12.2022 tarih ve 70146 sayı ile Kurum kayıtlarına alınan 27.12.2022 tarihli dilekçe ile itirazen şikâyet başvurusunda bulunulmuştur.

İtirazen şikâyet dilekçesinde özetle, 2022/1273799 İhale Kayıt Numaralı 2023 Yılı Personel Taşımacılığı Hizmet Alım İşi ihalesi için dokümandaki mevzuata aykırı düzenlemeler nedeniyle idareye şikâyet başvurusunda bulundukları ancak EKAP üzerinden yaptıkları başvurunun, idare tarafından mesai saatleri dışında yapıldığı gerekçesiyle süre yönünden reddedildiği, ancak başvurularını 20.12.2022 günü, saat 17.23’te yaptıkları ve aynı tarih ve saatte şikâyet başvurularının idarenin bildirim kutusuna teslim edildiği, dolayısıyla başvurularını süresinde yaptıkları ve idare tarafından başvurularının süre yönünden reddedilmesinin mevzuata aykırı olduğu, ……iddialarına yer verilmiştir.

18.01.2023 tarihli ve  2023/UH.II-138  sayılı Kamu İhale Kurulu kararına göre;

Elektronik İhale Uygulama Yönetmeliği’nin “İhalelerde uyulması zorunlu hususlar” başlıklı 4’üncü maddesinde “(1) İhale sürecine ilişkin aşağıdaki işlemler EKAP üzerinden gerçekleştirilir:

…l) İdareye verilen şikayet dilekçesinin kaydı.” hükmü,

Aynı Yönetmelik’in “Bildirim ve tebligat esasları” başlıklı 5’inci maddesinde “Kurum tarafından idarelere, Kurum ve idareler tarafından aday, istekli ve istekli olabilecekler ile yüklenicilere EKAP üzerinden yapılacak tebligatlarda, teyit aranmaz ve tebligat sürecine ilişkin bildirim zamanı, konusu ve içeriği gibi bilgiler EKAP üzerinde kayıt altına alınır. Bu kapsamda, her türlü bilginin muhafazası ve bildiriminde; veri bütünlüğünün, kolay erişilebilirliğin, uyumluluğun ve eşit muamelenin sağlanması zorunludur.

(2) EKAP üzerinden yapılan tebligatlarda bildirim tarihi tebliğ tarihi sayılır. Tebligatın ilgililere ait EKAP’ta yer alan bildirim kutusuna ulaştığı tarih, bildirim tarihi olarak kabul edilir. EKAP üzerinden tebligat işlemleri iş günü ve mesai saatlerine bağlı kalınmaksızın her zaman gerçekleştirilebilir. Ancak, tebligatın EKAP tarafından (ilgililere bildirimi her koşulda iş günlerinde ve 9.00-18.00 saatleri arasında yapılır.

(3) Aday, istekli ve istekli olabilecekler ile yükleniciler tarafından idare ile yapılacak yazışmalarda, EKAP dışında elektronik ortam ve faks kullanılamaz.” hükmü,

İhalelere Yönelik Başvurular Hakkında Tebliğ’in “Şikâyet başvuru süresi” başlıklı 4’üncü maddesinde “(1) Kanunun 55 inci maddesi uyarınca şikayet başvurusu usulüne uygun olarak sözleşme imzalanmadan önce aday veya istekliler ile istekli olabileceklerin şikayete yol açan durumların farkına vardığı veya farkına varmış olması gerektiği tarihi izleyen günden itibaren Kanunun 21 inci maddesinin (b) ve (c) bentlerine göre yapılan ihalelere yönelik başvurularda beş gün, diğer hallerde on gün içinde ihaleyi yapan idareye yapılır.

(2) Süreler;

  1. b) Ön yeterlik veya ihale dokümanının ilana yansımayan hükümleri için dokümanın EKAP üzerinden e-imza kullanılarak indirildiği tarihi, …
  2. c) İdarenin işlem veya eylemlerine karşı yapılacak başvurularda şikayete yol açan durumun farkına varıldığı yahut farkına varılmış olması gerektiği tarihi,

ç) Şikayet üzerine idare tarafından verilen kararın bildirildiği veya bildirilmiş sayıldığı tarihi, on gün içerisinde karar alınmaması halinde ise bu sürenin bitimini,

… izleyen günden itibaren başlar.

(3) Kanunun 13 üncü maddesinin (b) bendinin (2) ve (3) numaralı alt bentleri uyarınca ilanın Kamu İhale Bülteninde yayımlanmasının zorunlu olduğu hallerde, ilanın Kamu İhale Bülteninde yayım tarihi, aynı bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca işin ve/veya ihalenin yapılacağı yerde yayımlanması zorunlu olan ilanlarda ilk yayımlanan gazetedeki yayım tarihi ikinci fıkranın (a) bendindeki ilk ilan tarihi olarak esas alınır.

(4) Diğer yandan, Kanunun “EK MADDE 1” hükmü uyarınca Elektronik Kamu Alımları Platformu, Kurum tarafından kurulduktan sonra, işin ve/veya ihalenin yapılacağı yerde yayımlanması zorunlu olan ilanların aynı zamanda Elektronik Kamu Alımları Platformunda da yayımlanması halinde, ilanın Elektronik Kamu Alımları Platformunda yayım tarihi ilk ilan tarihi olarak kabul edilecektir.

(5) Tatil günleri sürelere dahil olup, sürenin son gününün tatil gününe rastlaması halinde süre, tatil gününü izleyen ilk iş gününün bitimine kadar uzar. Ancak, ilan ile ön yeterlik veya ihale dokümanına yönelik şikayet başvurularının, ihale veya son başvuru tarihinden üç iş günü öncesine kadar yapılması zorunludur.

(7) Kanunun 55 inci maddesinde ilan, ön yeterlik veya ihale dokümanına ilişkin şikayetlerin anılan maddenin birinci fıkrasındaki süreleri aşmamak üzere en geç ihale veya son başvuru tarihinden üç iş günü öncesine kadar yapılabileceği düzenlenmiştir. Buna göre şikayetlerin en geç;

(13) Başvurular idareye yapılacak şikayetlerde ihaleyi yapan idareye elden veya posta yoluyla ya da EKAP üzerinden e-imza kullanılarak (e-şikayet ile) yapılır. EKAP üzerinden yapılan başvurularda bildirim tarihi başvuru tarihi sayılır. Başvuruların idarelerin EKAP’ta yer alan bildirim kutusuna ulaştığı tarih, bildirim tarihi olarak kabul edilir. EKAP üzerinden iş günü ve mesai saatlerine bağlı kalınmaksızın şikayet başvurusunda bulunulabilir; ancak, başvurunun EKAP tarafından idareye bildirimi iş günlerinde ve 9.00-18.00 saatleri (yarım mesai günlerinde 9.00-13.00) arasında yapılır. İhaleyi yapan idare dışındaki idari mercilere ya da yargı mercilerine yapılan başvurular, bu merciler tarafından ihaleyi yapan idareye gönderilmesi halinde dikkate alınır. Bu durumda şikayet dilekçesinin ihaleyi yapan idare kayıtlarına girdiği tarih başvuru tarihi olarak kabul edilir. Posta yoluyla yapılan başvurularda postada geçen süreler dikkate alınmaz. Kanunun 54 üncü maddesinde şikayet ve itirazen şikayet başvuruları, dava açılmadan önce tüketilmesi zorunlu idari başvuru yolu olarak öngörüldüğünden, bir hak kaybına uğranılmaması bakımından dava açılmadan önce şikayet ve itirazen şikayet aşamalarının tamamlanması başvuru sahipleri için önem arz etmektedir…” açıklaması yer almaktadır.

Şikâyete konu ihaleye ait İdari Şartname’nin “İhale konusu işe/alıma ilişkin bilgiler” başlıklı 2’nci maddesinde “2.1. İhale konusu işin/alımın;

  1. a) Adı: 2023 Yılı Personel Taşımacılığı Hizmet Alım İşi
  2. b) Türü: Hizmet alımı
  3. c) İlgili Uygulama Yönetmeliği: Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliği

ç) Yatırım proje no’su (yapım işlerinde): Bu madde boş bırakılmıştır.

  1. d) Kodu:
  2. e) Miktarı: En Az 18 Koltuk Kapasiteli 25 adet Minibüs, En az 27 Koltuk Kapasiteli 2 Adet Midibüs

Ayrıntılı bilgi idari şartnamenin ekinde yer almaktadır.

  1. f) İşin yapılacağı/malın teslim edileceği yer: Ankara Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü ile Bağlı Yurt ve Tesisler” düzenlemesi bulunmaktadır.

Başvuruya konu ihalenin Ankara Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen “2023 Yılı Personel Taşımacılığı Hizmet” alımı işi olduğu, bahse konu ihalenin 26.12.2022 tarihinde açık ihale usulü ile gerçekleştirildiği, ihalede 14 adet ihale dokümanının EKAP üzerinden indirildiği, ihaleye 7 istekli tarafından teklif verildiği, 29.12.2022 tarihli kesinleşen ihale komisyonu kararına göre 3 geçerli teklifin bulunduğu, ekonomik açıdan en avantajlı teklif sahibi olarak Kavlak Seyahat Tur. Taş. Oto Alım Satım Kir. Tic. ve San. Ltd. Şti.nin belirlendiği ve ihalenin anılan istekli üzerinde bırakıldığı, Ayder Turizm Tic. Ltd. Şti.nin ise ekonomik açıdan en avantajlı ikinci teklif sahibi olarak belirlendiği görülmüştür.

Yukarıda aktarılan mevzuat gereği, idareye yapılacak şikayet başvurularının ihaleyi yapan idareye elden veya posta yoluyla ya da EKAP üzerinden e-imza kullanılarak (e-şikayet ile) yapılacağı, EKAP üzerinden yapılan başvurularda bildirim tarihinin başvuru tarihi sayılacağı, başvuruların idarelerin EKAP’ta yer alan bildirim kutusuna ulaştığı tarihin bildirim tarihi olarak kabul edileceği, EKAP üzerinden iş günü ve mesai saatlerine bağlı kalınmaksızın şikayet başvurusunda bulunulabileceği; ancak, başvurunun EKAP tarafından idareye bildiriminin iş günlerinde ve 9.00-18.00 saatleri arasında yapılacağı anlaşılmıştır.

Yapılan incelemede; ihalenin 26.12.2022 tarihinde yapıldığı, başvuru sahibi tarafından ihale dokümanının 20.12.2022 tarihinde indirildiği, ihale dokümanına yönelik şikayet başvurusunun en geç ihale veya son başvuru tarihinden üç iş günü öncesine kadar yapılabileceği, bu kapsamda şikayet başvurusunun 20.12.2022 tarihine kadar yapılması gerektiği anlaşılmıştır.

EKAP üzerinden yapılan sorgulama neticesinde, başvuru sahibi tarafından EKAP üzerinden e-imza kullanılarak (e-şikayet ile) idareye şikayet başvurusu yapıldığı, şikayet başvuru tarihi ve saatinin “20.12.2022, 17:23:06” olduğu, idareye bildirimin ise “20.12.2022 17:23:06”da yapıldığı görülmüştür.

Yukarıda yer verilen hususlar çerçevesinde, idareye yapılacak şikayet başvurularının ihaleyi yapan idareye elden veya posta yoluyla ya da EKAP üzerinden e-imza kullanılarak (e-şikayet ile) yapılacağı, EKAP üzerinden yapılan başvurularda bildirim tarihinin başvuru tarihi sayılacağı, başvuruların idarelerin EKAP’ta yer alan bildirim kutusuna ulaştığı tarihin bildirim tarihi olarak kabul edileceği, EKAP üzerinden iş günü ve mesai saatlerine bağlı kalınmaksızın şikayet başvurusunda bulunulabileceği, başvurunun EKAP tarafından idareye bildiriminin ise iş günlerinde ve 9.00-18.00 saatleri arasında yapılacağı, dolayısıyla başvuru sahibinin EKAP üzerinden e-imza kullanılarak (e-şikayet ile) idareye 20.12.2022 tarihinde saat 18.00’a kadar şikayet başvurusunda bulunabileceği, başvuru sahibinin idareye süresinde (17:23:06) başvurduğu, söz konusu başvurunun idarenin bildirim kutusuna mevzuatta yer alan süreler içerisinde teslim edildiği (17:23:06), idare tarafından şikayet başvurusunun mesai saatleri dışında yapıldığı gerekçesiyle süre yönünden reddedilmesinin mevzuata aykırı olduğu tespit edilmiştir.

Mehmet ATASEVER

Kamu İhale Kurulu Eski Üyesi/ Akademisyen 

DHL Küresel Bağlantılılık Endeksi’ni Açıkladı

DHL Küresel Bağlantılılık Endeksi’ni Açıkladı

 ABD-Çin ayrışmasına rağmen küreselleşme dirençli olmaya devam ediyor

2020’deki hafif düşüşün ardından, bileşik DHL Küresel Bağlantılılık Endeksi 2021’de yeniden pandemi öncesi seviyelerin üzerine çıktı. Ticaret, insan, sermaye ve bilgi akışlarının dünya çapındaki hareketini ortaya koyan endekse göre Türkiye, 171 ülke arasında 55’inci sırada yer alırken, bağlantısının en yüksek olduğu ilk 3 ülke Almanya, Rusya ve Suriye olarak sıralandı.

DHL ve New York Üniversitesi Stern School of Business, küreselleşmenin durumu ve beklentileri hakkında kapsamlı bir rapor olan yeni DHL Küresel Bağlantılılık Endeksi 2022’yi (Global Connectedness Index) yayınladı. Rapor, 171 ülke ve bölgeden gelen verileri analiz ederek, ticaret, insan, sermaye ve bilgi akışlarının dünya çapında nasıl hareket ettiğini ortaya koyuyor.

Rapor, uluslararası akışların Covid-19 salgını ve Ukrayna’daki savaş gibi son şoklar karşısında oldukça dirençli olduğunu gösteriyor. 2020’deki hafif düşüşün ardından, bileşik DHL Küresel Bağlantılılık Endeksi, 2021’de yeniden pandemi öncesi seviyelerin üzerine çıktı.  Mevcut veriler, bazı akışlardaki daha yavaş büyümeye rağmen, 2022’de daha fazla artış olacağına işaret ediyor. Uluslararası mal ticareti, 2022 ortalarında pandemi öncesi seviyelerin yüzde 10 üzerindeydi. Uluslararası seyahatler 2022’de 2019 seviyelerinin yüzde 37 altında kaldı, ancak 2021’e kıyasla iki kat arttı.

Ülke sıralamasında küresel olarak en bağlantılı ülke yine Hollanda olurken, Singapur ikinci sırada yer aldı ve uluslararası akışların iç akışlara göre büyüklüğü açısından ise birinci sırada yer aldı. Birleşik Krallık, küresel olarak en çok dağıtılan akışlara sahip ülke oldu. Türkiye, indekste 171 ülke arasında 55’inci sırada yer alırken küresel bağlantısının en yüksek olduğu ilk üç ülke Almanya, Rusya ve Suriye oldu.

DHL Express CEO’su John Pearson, “En son DHL Bağlantılılık Endeksi verileri, küreselleşmenin geri vitese geçtiği algısını açıkça çürütüyor. Küreselleşme sadece moda bir kelime değil, dünyamızı daha iyi hale getiren etkili bir güçtür. Engelleri yıkarak, pazarları açarak ve fırsatlar yaratarak, bireylerin, işletmelerin ve ulusların daha önce hiç olmadığı kadar gelişmesini ve ilerlemesini sağladı. Küreselleşmeyi benimsemeye devam ettikçe, birbirine her zamankinden daha fazla bağlı, daha refah ve daha barışçıl bir dünya yaratarak hepimize fayda sağlayan daha parlak bir gelecek inşa edebiliriz” dedi.

ABD ve Çin: Jeopolitik rekabet bağlantıyı yıpratıyor 

DHL Küresel Bağlantılılık Endeksi, ABD’nin ve Çin’in birçok alanda ayrıştığını gösteriyor. 11 çeşit ticaret, sermaye, bilgi ve insan akışına (mal ihracatı, birleşme ve satın alma işlemleri ve bilimsel araştırma iş birliği gibi) bakıldığında, ABD’nin Çin ile olan akışlarının payının 2016’dan bu yana 11 çeşitten 8’inde azaldığı görülüyor. Aynı dönemde Çin’in ABD ile olan akışlarının payı Çin için mevcut olan verilerle 10 çeşitten 7’sinde azalma kaydedildi. ABD ve Çin hâlâ bir sınırı paylaşmayan herhangi iki diğer ülkeden çok daha büyük akışlarla birbirine bağlı olmaya devam ediyor. Veriler, şu ana kadar bu iki ülke arasındaki ayrışmanın rakip ülkeler arasındaki küresel akışlarda daha büyük bir parçalanmaya yol açmadığını gösteriyor.

Bölgeselleşme eğilimi olduğuna dair bir gösterge yok

DHL Küresel Bağlantılılık Endeksi’ndeki analizler de küreselleşmeden bölgeselleşmeye geçiş tahminlerinin henüz gerçekleşmediğini gösteriyor. Ticaret, sermaye, bilgi ve insan akışlarının kat ettiği ortalama mesafe son yirmi yılda arttı ve hatta ticaret akışları, Covid-19 pandemisi sırasında daha uzun mesafelere yayıldı. Son zamanlarda bölgeselleşmeye doğru net bir kayma gösteren tek kategorinin ise insan akışları olduğu görülüyor. Bu, Covid-19 pandemisi sırasında seyahat modellerindeki dramatik değişimden kaynaklanıyor.

NYU Stern Kıdemli Araştırma Görevlisi ve Yönetimin Geleceği Merkezi DHL Küreselleşme Girişimi Direktörü Steve Altman, “Ticaret modellerinin gelecekte önemli ölçüde daha bölgeselleşip bölgeselleşmeyeceği açık bir soru olmaya devam ediyor. Birçok şirket ve hükümet, tedarik zincirlerini bölgeselleştirmek için nearshoring’e odaklanıyor ve bölgeselleşmenin getirebileceği önemli ticari faydalar bulunuyor. Öte yandan, tüm ticaretin yarısından fazlası halihazırda bölgeler içinde gerçekleşiyor ve özellikle enflasyonun yüksek seyretmesi, ekonomik büyümenin yavaşlaması ve konteyner nakliye oranlarının gerilemesi nedeniyle uzun mesafeli ticaretin faydaları önemini korumaya devam ediyor” şeklinde konuştu.

DHL Küresel Bağlantılılık Endeksi

2011 yılından beri düzenli olarak yayınlanan DHL Küresel Bağlantılılık Endeksi, 13 çeşit uluslararası ticaret, insan, sermaye ve bilgi akışını analiz ederek küreselleşme eğilimleri hakkında güvenilir bulgular sunmaktadır. 2022 raporu, dünyanın gayri safi yurtiçi hasılasının yüzde 99,7’sini ve nüfusunun yüzde 96’sını oluşturan 171 ülkeden dört milyondan fazla veri noktasına dayanmaktadır. 171 adet tek sayfalık ülke profilinden oluşan koleksiyon, her bir ülkenin küreselleşme modellerinin kısa ve öz özetlerini sunmaktadır.

Rapor, DHL tarafından yaptırılmış ve NYU Stern School of Business’tan Steven A. Altman ve Caroline R. Bastian tarafından yazılmıştır.

Borusan, Sürdürülebilir Satınalma Politikası’nı Hayata Geçirdi

İklim, insan ve inovasyon odak alanlarında kapsayıcı bir sürdürülebilirlik stratejisi izleyen Borusan, bu konudaki bilinci artırmayı da hedefliyor. Sürdürülebilirlik kültürünün ve anlayışının paydaşlar özelinde de benimsenmesini değerli bulan kurum, bu doğrultuda holdingler nezdinde bir ilke imza atarak Sürdürülebilir Satın Alma Politikası hayata geçirdi.

Sürdürülebilirlik odak alanları olan iklim, insan ve inovasyon başlıklarında kapsayıcı çalışmalar yürüten Borusan, bu konuda holdingler nezdinde bir ilke daha imza attı. Sürdürülebilirlik kültürünün iş ortakları ve paydaşları tarafından da benimsenmesini değerli bulan Borusan, bu doğrultuda Sürdürülebilir Satın Alma Politikası’nı hayata geçirdi. Sürdürülebilirliği daha sistematik kılmak ve faydayı büyütmek amacıyla paydaşlarına çağrıda bulunan kurum, sorumlu bir anlayışla tüm iş ortaklarını sürdürülebilirlik ekosistemlerine dahil ediyor.

Sürdürülebilir Satın Alma Politikası, Borusan’ın sahip olduğu sürdürülebilirlik anlayışının iş ortaklarına aktarılması ve satın alma portföyünde bulunan tüm tedarikçilerinin Borusan’nın çevresel, sosyal ve yönetişimsel beklentileri ve sürdürülebilirlik yaklaşımı ile uyum esasına dayalı şekilde çalışması amacı ile PwC Türkiye danışmanlığında hazırlandı.

“Sürdürülebilirlik konusunda farkındalığını artırmayı amaçlıyoruz”

Borusan Holding İnsan, İletişim ve Sürdürülebilirlik Grup Başkanı Nursel Ölmez Ateş, konuyla ilgili olarak “Borusan Sürdürülebilir Satın Alma Politikası, döngüsel ekonomi hedeflerimizden olan sürdürülebilir satın alma kriterlerine uygun tedarik yönetimi hedefimize ulaşmak için attığımız büyük ve önemli bir adım. Bu politikayla beraber Borusan olarak belirlediğimiz çevresel ve sosyal kriterlere uyumu gözeterek, tedarikçilerimizin sürdürülebilirlik konusunda farkındalığını artırmayı amaçlıyoruz. Bu sayede fayda ekosistemine katkıda bulunuyor, eksponansiyel etkiyi tedarikçilerimizle yaratıyoruz. Sürdürülebilirlik kültürünü bu şekilde yayarak, bilinci yükselterek çok daha verimli sonuçlar alacağımıza inanıyoruz” dedi.

Sürdürülebilirlik Politikasını Yayan Tedarikçilere Öncelik Verilecek

Ürün veya hizmetin sağlanacağı tedarikçiler belirlenirken Borusan Sürdürülebilir Satın Alma Politikası’na uyum gösteren ve kendi tedarik zincirlerinde bu politikayı yayan tedarikçilere öncelik verileceğini belirten Borusan Grup CFO’su, Finansman, Mali İşler ve Ortak Hizmetler Başkanı Barış Kökoğlu, “Karbon emisyonu, döngüsellik anlayışı, sürdürülebilirlik yönetimi, etik, iş sağlığı ve güvenliği, eşitlik ve kapsayıcılık gibi başlıklarda tedarikçilerimizden sorumlu ve somut adımlar atmalarını bekliyoruz. Tüm Grup şirketlerimizin satın alma ekipleri projeye dahil olurken, politikamız gelişmeye devam eden, yaşayan ve tecrübelerimizle şekillenen bir politika olacak” dedi.

Borusan Sürdürülebilir Satınalma Politikası’nı incelemek için: www.surdurulebilirsatinalma.com

İhraç Ettiğim Eşyaları Alıcısı Geri Göndermiş, Ne Olacak Şimdi ?

Gümrük mevzuatımızda statüsü “GERİ GELEN EŞYA” olan bu konu, Gümrük Kanunu (GK) 168. ile 169. maddelerde ve Gümrük Yönetmeliği (GY) 446, 447. ve 451. maddelerde işlenmiştir;

G.K. MADDE 168- 1. Serbest dolaşımda bulunan eşya, Türkiye Gümrük Bölgesinden veya Türkiye’nin anlaşmalarla dâhil olduğu gümrük birliği gümrük bölgelerinin diğer bir noktasından ihraç edildikten sonra üç yıl içinde yeniden serbest dolaşıma girmesi halinde ve beyan sahibinin talebi üzerine, ithalat vergilerinden muaf tutulur. Üç yıllık süre, beklenmeyen haller veya mücbir sebeplerle uzatılabilir.

Geri gelen eşyanın, Türkiye Gümrük Bölgesinden veya Türkiye’nin anlaşmalarla dâhil olduğu gümrük birliği gümrük bölgelerinin diğer bir noktasından ihraç edilmeden önce, özel amaçlı kullanımı nedeniyle indirimli veya sıfır vergi oranından yararlanarak serbest dolaşıma girmiş olduğu hallerde, eşyanın aynı amaca yönelik olarak tekrar serbest dolaşıma sokulmak istenmesi durumunda, bu eşyaya indirimli veya sıfır vergi oranı uygulanır. İthal amacının aynı olmaması halinde, söz konusu eşyaya uygulanacak ithalat vergileri tutarı, serbest dolaşıma ilk girişi sırasında alınmış tutar kadar indirilir. Ancak, serbest dolaşıma ilk girişi sırasında alınmış tutarın geri gelen eşyanın yeniden serbest dolaşıma girişi sırasında alınacak tutardan daha fazla olması halinde hiçbir iade yapılmaz.

  1. 1 inci fıkrada belirtilen ithalat vergilerinden muafiyet;
  2. a) Aynen ihraç edildiği durumda olması hali hariç, hariçte işleme rejimi çerçevesinde Türkiye Gümrük Bölgesinden veya Türkiye’nin anlaşmalarla dâhil olduğu gümrük birliği gümrük bölgelerinin diğer bir noktasından ihraç edilen eşyaya,
  3. b) İhracı, bir dış ticaret önlemine konu olan eşyaya,

tanınmaz.

G.K. MADDE 169- 168 inci maddede belirtilen ithalat vergilerinden muafiyet, geri gelen eşyanın ihracı sırasındaki ayniyeti değişmeden yeniden ithali halinde tanınır.

G.Y. MADDE 446- (1) İhraç edilen eşyanın;

  1. a) Gönderildiği ülkede yürürlükte olan mevzuat nedeniyle serbest dolaşıma girememesi veya kullanıma arz edilmemesi,
  2. b) Kusurlu olması veya sözleşme hükümlerine uygun olmaması nedenleriyle alıcısı tarafından kabul edilmemesi,
  3. c) İhracatçının elinde olmayan sebeplerle amaçlanan kullanıma girememesi,

nedenleriyle geri gelmesi halinde, durumun Türkiye Gümrük Bölgesi dışındaki alıcıdan veya Türkiye Gümrük Bölgesi dışındaki yetkili kurumlardan alınacak belgelerle gümrük idaresine ispatı gerekir.

(2) Birinci fıkranın (b) bendinde belirtilen durumlarda eşyanın ilk kullanım dışında kullanılmamış olması gerekmektedir. Bu durum, sadece, eşyanın kusurlu olduğunun veya sözleşme hükümlerine uygun olmadığının, kullanılmadan anlaşılamayacağı haller için geçerli olacaktır.

(3) Birinci fıkranın (c) bendinde belirtilen durumlar;

  1. a) Gönderilen kişiye teslim edilmeden önce, eşyanın tabiatından ileri gelen veya nakliye sırasında meydana gelen hasar yüzünden Türkiye Gümrük Bölgesine geri gönderilen eşya,
  2. b) Tüketilmek veya satılmak amacıyla yurt dışındaki sergi ve fuarlara gönderilen ancak, tüketilmeden veya satılmadan geri gelen eşya,
  3. c) Alıcının fiziksel bir engeli veya yasal bir engel nedeniyle alıcısına teslim edilemeyen eşya,

ç) Tabiî afetler, tehlikeli ve salgın hastalıklar, büyük yangınlar, radyasyon ve hava kirliliği gibi önemli nitelikteki kimyasal ve teknolojik olaylar ile büyük nüfus hareketleri gibi kriz halleri veya siyasi ya da sosyal durumlarda meydana gelen ani ve beklenmeyen değişiklikler yüzünden alıcısına teslim edilemeyen veya ihracına ilişkin sözleşmede belirtilen tarihten sonra teslim edilen eşya,

  1. d) Türkiye Gümrük Bölgesi dışındaki ülkelere gönderilen ancak, piyasa kuralları gereği gönderildiği ülkede satılamayan sebze ve meyveler,

için uygulanır.

G.Y. MADDE 447- (1) Daha önce Türkiye Gümrük Bölgesinden ihraç edilen eşyaya ait olduğu anlaşılan parçaların geri gelmesi halinde gümrük vergilerinden muafiyet uygulanır.

(2) Bu hüküm, Türkiye Gümrük Bölgesinden ihraç edilen makinelere, araçlara, aletlere veya diğer ürünlere ait olan ve ait olduğu uzman raporlarıyla kanıtlanan parça veya aksesuarları içeren eşyaya da uygulanır.

G.Y. MADDE 451 – (1) İhraç edildikten sonra geri gelen eşyanın gümrük vergilerinden muaf olarak serbest dolaşıma girebilmesi için ihracat nedeniyle yararlanılan hak ve menfaat varsa bunların iade edildiğini gösteren belgenin beyannameye eklenmesi gerekir.

(2) İhracat nedeniyle katma değer vergisi ve özel tüketim vergisi iadesinden veya istisnasından yararlanan eşyanın katma değer vergisi ve özel tüketim vergisi tahsil edilir.

(3) İhraç edildikten sonra geri gelen eşyaya tekabül eden katma değer vergisi ve özel tüketim vergisi ile ihracata ilişkin diğer hak ve menfaatlere karşılık gerekli teminatın verilmesi halinde, söz konusu hak ve menfaatlerden yararlanılıp yararlanılmadığının tespit edilmesinden önce eşyanın teslimine Bakanlıkça belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde izin verilir.

Gümrük Yönetmeliği 451. Maddeye ilave olarak Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün 2013/33 sayılı Genelgesi de dikkate alınmalıdır;

T.C.

TİCARET BAKANLIĞI

GÜMRÜKLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

GENELGE (2013/33)

Kesin ihraç edildikten sonra geri gelen eşya ile ilgili olarak aşağıda belirtildiği şekilde işlem yapılması gerekmektedir.

  1. İhraç kaydıyla imalatçıdan mal satın alımlarında KDV iade-mahsup işleminin imalatçı tarafından yapıldığı hususu da dikkate alındığında, bu şekilde imalatçının KDV iadesi alıp, malın tekrar yurda geri gelmesi durumunda vergi dairesine bilgi verilmemesi sebebiyle, haksız KDV iadesi alınması (veya mahsup yapılması) ihtimalinin önüne geçilmesi bakımından gümrük müdürlüklerinin, “geri gelen eşya” da sadece ihracatçının bağlı olduğu vergi dairesine değil, ihracat beyannamesi ve eki belgelerde yer alan bilgilerden tespit edilebilmesi durumunda, imalatçının (özellikle ihraç kaydıyla satışlarda) vergi dairesine de bilgi vermeleri gerekmektedir.
  2. Geri gelen eşyaya uygulanacak ithalat vergileri muafiyetinin, eşyanın ihracatçısından başka biri adına, örneğin imalatçısı veya usulü dairesinde eşyayı devralan gerçek kişi veya firma adına, gelmesi durumunda, muafiyet uygulanıp uygulanmayacağı yönünde oluşabilecek tereddüdün giderilmesi bakımından, muafiyetin eşyaya ilişkin olduğu hususu da dikkate alınarak, beyan sahibinin talepte bulunması ve varsa ihracat nedeniyle faydalanılan hak ve menfaatlerin iadesi koşuluyla, eşyanın ithalat vergilerinden muaf tutulması gerekmektedir.
  3. Kesin ihracı yapıldıktan sonra geri gelen kullanılmış eşyanın başta garanti kapsamında arızalanması veya istenilen nitelikte çıkmaması gibi muhtelif sebeplerle geri gelmesi durumunda, İthalat Rejimi Kararının 7 nci maddesi hükmünün tatbik edilmeyerek, 4458 sayılı Gümrük Kanununun 168 inci maddesi kapsamında gümrük vergilerinden muaf olarak “geri gelen eşya” statüsünde ithalinin gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

Genelge’nin 3. Maddesinde de yer aldığı üzere, geri gelen eşya statüsünde değerlendirilen eşya için, serbest dolaşıma giriş işlemleri sırasında, İthalat Rejim Kararı 7. Maddesine göre kullanılmış eşya ithalatına yönelik olarak kurum iznine tabi olmadan ithalinin gerçekleştirilebileceği hükme bağlanmıştır.

Buraya kadar ki açıklamaların yanı sıra ayrıca aşağıda yer alan diğer hususlara da dikkat edilmesi gerekmektedir;

1-Aynı gümrük beyannamesiyle ihraç edilen eşyanın tamamının geri gelmesi halinde, Kanunun öngördüğü anlamda gerçekleşmiş bir ihracattan söz edilemeyeceğinden, iade edilen eşyalara ilişkin gümrük idarelerine verilen beyannameler nedeniyle daha önce alınmayan damga vergisinin Damga Vergisi Kanununun ek 2 nci maddesi hükmü gereğince ilgili vergi dairelerince ceza ve gecikme faizi ile birlikte aranılması ancak aynı gümrük beyannamesi ile ihraç edilen eşyadan bir kısmının geri gelmesi halinde, kısmen de olsa ihracat gerçekleşmiş olduğundan ve gümrük beyannameleri maktu damga vergisine tabi olduğundan, bu şekildeki beyannamelere ait damga vergisinin aranılmaması gerekmektedir. (Gümrükler Genel Müdürlüğü 10.0.2022 tarih ve 2022/4 sayılı Genelgesi)

2-Geri gelen eşya statüsünde de olsa eşyanın serbest dolaşıma girişinde, GTİP bazında gerekli olması halinde Kültür Fonu kesintisinin yapılması gerekmektedir.  (Teklif Hakları Genel Müdürlüğü 20.01.2021 tarih ve 1055861 sayılı yazısı)

3-Geri gelen eşya statüsündeki eşyaların, Gümrük Yönetmeliği 446. Maddesinin a,b,c bentlerinde belirtilen nedenlerle geri gelmesi ve bu eşyanın 2023/1, 8. 9. 10. 11. 14. 15 ve 16 sayılı Ürün Güvenliği ve Denetimi Tebliğleri kapsamında olması durumunda, serbest dolaşıma giriş aşamasında kapsam dışı TAREKS referans numarası, bu ürünlerin ihracat beyannamelerinin  TAREKS’e yüklenmesi ve tabi olduğu Tebliğ eki taahhütnamenin sisteme yüklenmesini müteakip doğrudan oluşur. (Ürün Güvenliği ve Denetimi Genel Müdürlüğü 24.04.2013 tarih ve 28880 sayılı yazısı)

4- Geri gelen eşya statüsündeki tekstil ve konfeksiyon ürünlerinin serbest dolaşıma girişinde, “kayıt belgesi” alınmasına gerek yoktur. (Gümrükler Genel Müdürlüğü 23.11.2017 tarih ve 29802149 sayılı yazısı)

5- Geri gelen eşya muafiyetinden faydalanılarak ithal edilecek eşyanın gözetim kıymeti uygulamasına tabi tutulmasına gerek bulunmamaktadır. (Gümrükler Genel Müdürlüğü 28.05.2018 tarih ve 34683247 sayılı yazısı)

Semra KARTAL

Gümrük Müşaviri

Kaynakça

Gümrük Kanunu

Gümrük Yönetmeliği

Gümrükler Genel Müdürlüğü 02.08.2013 tarih ve 2013/33 sayılı Genelge

Gümrükler Genel Müdürlüğü 10.0.2022 tarih ve 2022/4 sayılı Genelge

Teklif Hakları Genel Müdürlüğü 20.01.2021 tarih ve 1055861 sayılı yazısı

Ürün Güvenliği ve Denetimi Genel Müdürlüğü 24.04.2013 tarih ve 28880 sayılı yazısı

Gümrükler Genel Müdürlüğü 23.11.2017 tarih ve 29802149 sayılı yazısı

Gümrükler Genel Müdürlüğü 28.05.2018 tarih ve 34683247 sayılı yazısı

 

Alım Talebi : Giyinme Çadırı

Bir firmamız için, deprem bölgesine gönderilmek üzere, Giyinme Çadırı alımı yapılacaktır. Özelikle imalatçı – üretici firmalar aranmaktadır. Detaylar için iletişime geçilmesi rica olunur.

TEKLİF VERME : İhtiyacın detaylarını öğrenmek ve teklif vermek için Dergi Aboneliği sayfasından PROFESYONEL ÜYELİK ( 250 TL) SATIN ALMANIZ GEREKMEKTEDİR. Aboneliğiniz 1 yıl geçerli olup bir sene boyunca tüm alım taleplerine teklif verebileceksiniz.

– Ödeme sonrasında ilanla ilgili teklifinizi; ticaret@satinalmadergisi.com adresine gönderebilirsiniz.

İşe Devamsızlık Tutanakları Hangi Hallerde Geçersiz Sayılabilir ?

İşçinin işverenden izin almaksızın ve haklı bir nedeni olmaksızın 4857 sayılı İş Kanunu’nda belirtilen süreler kadar işe devam etmemesi hali devamsızlık olarak tanımlanabilir. Devamsızlık kavramının tanımı doktrinde ve Yargıtay kararlarında da yapılmıştır. Buna göre devamsızlık; işçinin kasıtlı ya da kusurlu olmasına bakılmaksızın, işe gelmesinin beklendiği iş günlerinde, haklı bir neden olmaksızın “işe gelmemesi” şeklinde tanımlanmaktadır[1]. İşçinin izin almaksızın ve haklı bir gerekçesi olmaksızın işe devamsızlığının yaptırımı ise, 4857 sayılı Kanun’un 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinin (g) alt bendinde düzenlenmiştir. Madde hükmüne göre, “işçinin işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına iki işgünü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü yahut bir ayda üç işgünü işine devam etmemesi” halinde, işverenin haklı fesih imkanının bulunduğu kurala bağlanmıştır.

4857 sayılı Kanunda işçinin devamsızlık yapması halinde, ispat yükünün kime ait olacağı ile ilgili bir düzenleme bulunmamakla birlikte, doktrinde ve Yargıtay kararlarında haklı feshe dayanan tarafın, dayandığı nedeni ispatla yükümlü olduğu kabul edilmektedir[2].

Yargıtay’a göre, “İşçinin işe devamsızlığı, her durumda işverene haklı fesih imkanı vermez. Devamsızlığın haklı bir nedene dayanması halinde, işverenin derhal ve haklı nedenle fesih imkanı bulunmamaktadır (Y9.HD. 9.5.2008 gün, 2007/16956 E, 2008/11983 K). İşçinin hastalığı, aile fertlerinden birinin ya da yakınlarının ölümü veya hastalığı, işçinin tanıklık ve bilirkişilik yapması gibi haller, işe devamsızlığı haklı kılan nedenlerdir. Mazeretin ispatı noktasında, sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadığı sürece özel sağlık kuruluşlarından alınan raporlara da değer verilmelidir.

Devamsızlık süresi, ardı ardına iki işgünü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü ya da bir ayda üç işgünü olmadıkça, işverenin haklı fesih imkanı yoktur. Belirtilen işgünlerinde hiç çalışmamış olunması gerekir. Devamsızlık saatlerinin toplanması suretiyle belli bir gün sayısına ulaşılmasıyla işverenin haklı fesih imkanı doğmaz.

Devamsızlık, işçinin işine devam etmemesi halidir. İşyerine gittiği halde iş görme borcunu ifaya hiç başlamayan bir işçi devamsızlıkta bulunmuş sayılmamalıdır. İşçinin yapmakla yükümlü olduğu ödevleri hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi ayrı bir fesih nedeni olup, bu durumda 4857 sayılı Yasanın 25/II-h maddesi uyarınca değerlendirme yapılmalıdır.

Maddede geçen “bir ay” ifadesi takvim ayını değil ilk devamsızlıktan sonra geçecek olan bir ayı ifade eder. İlk devamsızlığın yapıldığı gün ayın kaçıncı günüyse takip eden ayın aynı günü bir aylık süre sona erer. Son ayda ilk devamsızlığının gerçekleştiği günün bulunmaması halinde son ayın son günü bir aylık süre dolmuş olur. Sonraki devamsızlıklar ise takip eden aylık dönemler içinde değerlendirilir.

İşgünü, işçi bakımından çalışılması gereken gün olarak anlaşılmalıdır. İş sözleşmesinde, genel tatil günlerinde çalışılacağına dair bir kural mevcutsa, bu taktirde söz konusu günlerde çalışılmaması da işverene haklı fesih imkanı tanır.

İşyerinde Cumartesi günü iş günü ise belirtilen günde devamsızlık da diğer koşulların varlığı halinde haklı fesih nedenini oluşturabilir (Y9.HD. 5.10.2009 gün, 2008/43280 E, 2009/25721 K).

İş sözleşmesinin askıya alınması durumunda, işçinin çalışması gereken günde işe başlamaması da devamsızlık olarak değerlendirilmelidir (Y9.HD. 25.4.2008 gün, 2007/15152 E, 2008/10326 K.)”[3].

Ancak uygulamada işveren/işveren vekillerince tutulan tutanakların genellikle tutanak tanıklarının beyanlarıyla tutulması nedeniyle çoğu zaman Yargıtay bu tür tutanaklara değer vermemektedir. Çünkü yüksek mahkeme işe devamsızlığı kuşkuya yer vermeyecek şekilde kanıtlanmasını aramaktadır[4]. Nitekim devamsızlık durumu fiili bir durum olması nedeniyle işverenin bu durumu kuşkuya yer vermeyecek şekilde belgelemesi gerekir. Yargıtay uygulamasına göre işyerinde uzun yıllar hizmeti bulunan işçinin işe devamsızlığı hayatın olağan akışına aykırı bulunmaktadır[5]. Yargıtay bazı durumlarda işçinin işyerini terk etmesini devamsızlık değil “eylemli fesih” olarak kabul etmektedir[6]. İşe devamsızlık tutanağında yer alan tanık beyanlarının birbiriyle çelişmesi tutanakları değersiz hale getirmekte ve devamsızlık tutanaklarının işten çıkış tarihinden sonra tek taraflı olarak düzenlenmesi de yüksek mahkemece kabul görmemektedir[7]. Ayrıca devamsızlık tutanaklarının devam edilmeyen her gün için ayrı ayrı ve günü gününe tutulmaması ve toplu olarak sonradan tutulması da tutanakları itibarsız kılmaktadır[8].

Sonuç olarak, işçinin işverenden izin almaksızın ve haklı bir nedeni olmaksızın 4857 sayılı Kanunda belirtilen süreler kadar işe devam etmemesi hali devamsızlık olarak tanımlanabilir. Devamsızlığın ispat yükü işverene aittir. İşveren devamsızlık olgusunu tuttuğu tutanaklar, çektiği ihtarnameler, işyeri kayıtları ve tanıklar aracılığı ile kanıtlayabilir. Ancak, Yargıtay uygulamasında işverence tutulan tutanaklar çoğu zaman geçerli kabul edilmemektedir. Nitekim, kıdemli işçinin tazminat haklarını ortadan kaldıracak şekilde işyerini terk etmesi hayatın olağan akışına aykırı bulunarak işçinin devamsızlığı sorgulanmaktadır. Bazen işçinin devamsızlığı eylemli fesih olarak da görülmektedir. Yine işçinin geçerli mazereti araştırılmadan tutulan tutanaklar geçerli kabul edilmediği gibi tutanakta yer alan çelişkili tanık beyanlarının bulunması ve tutanakların işten çıkış tarihinden sonra tek taraflı olarak düzenlenmesi de tutanakları değersiz hale getirmektedir.

Ayrıca devamsızlık tutanaklarının devam edilmeyen her gün için ayrı ayrı ve günü gününe tutulmaması ve toplu olarak sonradan tutulması da tutanakları itibarsız kılmaktadır. Aynı şekilde işveren tarafından mahkemeye sunulacak devamsızlığı gösteren belgelerin diğer delillerle (SGK kayıtları, Müfettiş Raporu) çelişmemesi gerekiyor. Aksi halde, mahkeme birbiriyle çelişen kayıtları hükme esas alamayacaktır.

Lütfi İNCİROĞLU

[1] OCAK, Saim, İşçinin Ardı Ardına İki İşgünü Devamsızlığı (Yargıtay Kararı Tahlili) MÜHFHAD, C:20,Sayı 1, s.208;AYDEMİR, Murtaza, İş Hukukunda Belgelerin İtibarsızlığı, SİCİL, Yıl 2022, Sayı:47, s.71 vd.

[2] Y9.HD.19.11.2009 T, E.2008/10684, K.2009/32319 Legalbank.

[3] Y9.HD.09.12.2019 T, E.2016/9899, K.2019/21877 Legalbank.

[4] AYDEMİR, İş Hukukunda Belgelerin İtibarsızlığı, SİCİL, Yıl 2022, Sayı:47, s.72.

[5] Y9.HD.15.03.2010 T, E.2008/21933, K.2010/6810 Legalbank.

[6] Y9.HD.03.10.2019 T, E.2016/6151, K.2019/17309 Legalbank.

[7] Y9.HD.30.06.2011 T, E.2009/17822, K.2011/19819 Legalbank.

[8] AYDEMİR, İş Hukukunda Belgelerin İtibarsızlığı, SİCİL, Yıl 2022, Sayı:47, s.73.

Lojistik Sektörünün Köklü Kurumu CILT Türkiye’de Faaliyete Geçti

Lojistik sektörüne yön veren 104 yıllık sivil toplum örgütü The Chartered Institute of Logistics and Transport (CILT) Türkiye Şubesi’ni 11 Mart 2023 tarihinde gerçekleştirdiği ilk olağan Genel Kurul Toplantısı ile faaliyete geçirdi. 1919 yılından günümüze lojistik sektörünün gelişmesine katkıda bulunan CILT’in Türkiye Kurucu Başkanlığını Berna Akyıldız, yönetim kurulu asil üyeliği ve başkan yardımcılığı görevlerini Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Çevre Otoyolu İşletmesi ICA Genel Müdürü Serhat Soğukpınar, Türk Hava Yolları Kargo’dan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Turhan Özen, Deniz Ulaştırma Mühendisliği alanında çalışan bilim insanı Prof. Dr. Burcu Özsoy üstlendi.

Lojistik sektörünün referans kuruluşu CILT, 11 Mart 2023’te gerçekleştirdiği Genel Kurul Toplantısı ile Türkiye şubesini faaliyete geçirdi. 1919 yılından bugüne lojistik sektöründe referans kurum görevini üstlenen CILT, lojistik ve taşımacılık sektöründe saygın ve global çapta lider bir otorite olarak görülüyor. 104 yaşındaki kuruluşun 40 ülkede, 40 bin üyesi bulunuyor.

İlk olağan Genel Kurul Toplantısı ile faaliyetlerine başlayan CILT Türkiye’nin Yönetim Kurulu Başkanlığı görevine TGL Transtaş Global Lojistik şirketinde Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı’nı, WİLAT Türkiye Kurucu Başkanlığı’nı, DEİK Afrika Koordinatör Başkan Yardımcılığı’nı ve DEİK Togo İş Konseyi Başkanlığı’nı üstlenen Berna Akyıldız seçilirken, yönetim kurulu asil üyeliği ve başkan yardımcılığı görevlerine Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Çevre Otoyolu İşletmesi ICA Genel Müdürü Serhat Soğukpınar, Türk Hava Yolları Kargo’dan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Turhan Özen, Deniz Ulaştırma Mühendisliği alanında çalışan bilim insanı Prof. Dr. Burcu Özsoy getirildi. CILT Türkiye’nin Genel Sekreterlik görevini Cavit Uğur ve Saymanlık görevini Mert Akyıldız üstlendi.

CILT Türkiye Şubesi’nin üyelerini ise, Prof. Dr. Emine Yazıcıoğlu, Ali Güreli, Fuat Pamukçu, Esra Kıvrak, Semra Özcan, Elif Sağır, Ezgi Yurdakul, Abide Gülel ve Prof. Dr. Zeynep Özsoy oluşturdu.

“SEKTÖRÜN GELECEĞİNİ İNŞA ETMEYİ HEDEFLİYORUZ” 

CILT kurumsal üyesi, Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Çevre Otoyolu ICA’nın ev sahipliğinde Hilton Bomonti Oteli’nde gerçekleşen toplantıda konuşan CILT Türkiye Kurucu Başkanı Berna Akyıldız CILT Türkiye Şubesi’nin kuruluş amacını, “CILT Türkiye, ülkemizde bulunan 135 yabancı sivil toplum kuruluşu içerisinde lojistik ve taşımacılık alanında çalışan tek sivil toplum kuruluşu olarak yer alıyor. Taşımacılık ve lojistik sektörü aynı zamanda tüm sektörlerin kesişen noktasındadır. Lojistik ve taşımacılık sektörünün gelişmesi ve güçlenmesi, orta koridor ve Transit merkezi konumu ile Türkiye için son derece önemlidir. 

Bu anlamda önemli ve saygın bir asırlık kurumu sektöre ve ülkemize kazandırmaktan mutlu ve gururluyuz. CILT Türkiye Şubesi Genel Kurul Toplantısı sonrası taşımacılık ve lojistik sektörünü geleceğe taşıma vizyonu ile çalışmalarını hızlandıracak. Afet lojistiği, lojistik sektöründe dijitalleşme, orta koridor gibi yeni kavramların konuşulduğu günümüzde 104 yaşındaki CILT’in Türkiye’de faaliyet göstermesi hem ülkemizin hem de sektörün geleceği için önemli çıktılar ortaya koyacaktır” ifadeleriyle anlattı.

“GÜNDEMİMİZDE AFET LOJİSTİĞİ VAR”

Deprem felaketinin ardından tüm odağını afet lojistiği konusundaki çalışmalara çeviren CILT Türkiye Şubesi’nin bu alandaki çalışmalarını anlatan CILT Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi ve Başkan Yardımcısı Serhat Soğukpınar, “Ülkemizde yaşanan, 11 ilimizi etkileyen, on binlerce insanımızı kaybettiğimiz, yollarımızın kapandığı, milyonlarca vatandaşımızın çetin kış koşullarında yaşam mücadelesi vermesine sebep olan bu felakette lojistik ve taşımacılığın ne kadar büyük bir önem taşıdığını, günlük hayatımızda kolaylıkla ulaştığımız insani ihtiyaçlarımızın ne kadar büyük bir lojistik eforla bize ulaştığını bir kez daha anladık. CILT Türkiye, henüz lansman hazırlıkları yaparken yaşanan bu felaket sonrasında tüm odağını deprem lojistiği konusundaki çalışmalara çevirdi.

Dünya çapında CILT uzmanlarını bir araya getirerek olası depremlerde sektörün en etkili şekilde nasıl organize olacağı, ihtiyaç haritalarının nasıl tespit edileceği, dijital mecraların nasıl kullanılacağı, sektördeki şirketlerin resmî kurumlarla ne şekilde çalışacağı gibi birçok konuda önemli çalışmalar başlattı” diyerek, “Deprem kaçınılmaz olsa da ona nasıl hazırlanacağımız bizim seçimimiz. Biz bu konuda üzerimize düşen tüm sorumluluğu almak için hazırız. Ancak bu bir koordinasyon işi olduğu için, en önemli gücümüz diğer kurumlarla iş birliği yapmak ve küresel çapta bir uzmanlıktan faydalanmak olacaktır” ifadelerini kullandı.

Deprem ve İhracatımız

Deprem ve Selin Götürdükleri

Hiç istemesek de dünyanın neresinde olursa olsun deprem gibi bir felaketin götürdükleri, verdiği yıkıcı zararlar ekonomilere ciddi zararlar verir. Depremin var olduğu ülkedeki ekonomiye verdiği zararla birlikte morallerin bozulması sözle anlatılacak gibi değiller.

6 Şubat 2023’de ülkemizde peş peşe meydana gelen 7.7 ve 7.6 şiddetindeki depremi yaşayan illerimizde ekonomi, üretim tamamen durmuş adeta can pazarı oluşmuştur. Güneydoğu Anadolu Bölgesi İllerinde meydana gelen bu depremin yaralarını sarmak, ekonominin tekrar deprem öncesine dönmesini görmek yıllar alacaktır.

Deprem Öncesi GAİB Güney Doğu Anadolu İhracatçı Birlikleri Dış Ticaret Rakamları

Kaynak: https://www.gaib.org.tr/tr/istatistik-ve-raporlar.html

Gaziantep ki sanayisi günden güne gelişmekte ve bünyesinde oluşturduğu çeşitli organize sanayii bölgeleri ile Türk Ekonomisine önemli katkılar sunmaktadır.

Yukarıdaki tabloya bakıldığında GAİB Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliği uhdesindeki illerdeki Ocak 2023 ayı dış ticaret rakamları Gaziantep’deki dış ticaret rakamları ile kıyas götürmeyecek derecede Gaziantep’in öncülüğünü ortaya koymuştur. Gaziantep tek başına Güneydoğu Anadolu’nun dış ticaretini sırtlamış durumdadır. Ülkemizin ve Güneydoğu Anadolu’nun yüz akıdır Gaziantep.

Gaib Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri’nin Deprem Sonrası Dış Ticaret Performansı

“2023 Yılı Ocak-Şubat Dönemi İhracat Rakamları”

  • Birliklerimizce 2023 yılı Şubat ayında, 2022 yılının aynı ayına oranla %43,5’lik düşüşle 604 milyon 548 bin $’lık ihracat kayda alınmıştır.
  • Birliklerimizce 2023 yılı Ocak-Şubat döneminde, 2022 yılının aynı dönemine oranla %19,2’lik azalışla toplam 1 milyar 545 milyon 563 bin $’lık ihracat kayda alınmıştır.
  • Birliklerimizin son 12 aylık ihracatı (Mart 2022-Şubat 2023), bir önceki 12 aylık döneme göre%0,2 oranında düşerek 11 milyar 974 milyon 703 bin $ olmuştur.

Bölgemiz ihracatında Orta Doğu Ülkeleri %39,9 pay ile ilk sırada yer almakta, AB Ülkeleri %15,6 pay ile ikinci ve Afrika Ülkeleri %15,2 pay ile üçüncü sırada bulunmaktadır. Toplam 174 ülkeye ihracat gerçekleştirilmiş olup bu ülkelerden Irak, ABD, Suriye, İngiltere, Almanya, Suudi Arabistan, İtalya, Rusya Federasyonu, İsrail ve Libya Bölgemiz ihracatında ilk sıralarda yer alan ülkelerdir.

Ayrıca, makine halıları, pastacılık ürünleri, değirmencilik ürünleri, kumaşlar, iplikler, plastikler ve mamulleri, bitkisel yağlar, ağaç ve orman ürünleri, diğer gıda müstahzarları ile demir-çelik mamulleri Bölgemizden en çok ihracatı gerçekleştirilen ürünler olmuştur.

Bölgemizin lokomotif ili olan Gaziantep, 2023 yılı Ocak-Şubat döneminde 1 milyar 321 milyon 981 bin $ ihracat ile Türkiye’nin en çok ihracat yapan altıncı ili konumundadır. Tekstil ve hammaddeleri, hububat-bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri, halı, kimyevi maddeler ile ağaç ve orman ürünleri, ilimizin ihracatında önde gelen sektörlerdir.

2023 Yılı Ocak-Şubat Dönemi Gaziantep İhracat Değerleri (1.000 ABD$)

Kaynak: https://www.gaib.org.tr/tr/haberler/2023-yili-ocak-subat-donemi-ihracat-rakamlari-400.html

Ocak – Şubat 2023 Ayı Türkiye’deki Dış Ticaret Rakamları

T.C. Ticaret Bakanlığı web sitesinden aldığım rakamları paylaşmak istiyorum;

Kaynak: https://ticaret.gov.tr/istatistikler/dis-ticaret-istatistikleri

İhracatçının Önünde Engeller Var

Depremin yaratacağı olumsuzluğun yanında ihracatçının önündeki en büyük engel gerçek enflasyon rakamlarının üretim maliyetlerini arttırıp, ihracatçının uluslararası platformlarda fiyat vermesinin önünde engel olmakla birlikte yaklaşık 6 aydır tam saha pres yapılan döviz kurlarının hiç hareket etmemesi, ihracatçının tamamen rekabet gücünü tırpanladığı gibi, kurların sabit kalması ithalatçılara ciddi destek görünümü sergilemektedir.

Dahası

Döviz kurlarının alış / satış arasındaki makasın da geçen haftadan beri ciddi anlamda açılması; yani döviz alış kurunun daha da aşağıya, döviz satış kurunun daha da yukarıya çıktığını görmekteyiz.

Bu tablo bize ne anlatır?

Bankada dövizi olanlar dövizini satmayacak, döviz almak isteyenler ise döviz büfelerinden veya Tahtakale’den pazarlıkla dövizini alacaktır. Serbest dövizi olan kişiler de dövizlerini bankalarda değil, serbest piyasada pazarlık yapmak suretiyle satmayı tercih edecektir.

Kur makasının daha da açılmasının ülkemiz ekonomisine faydası olacak mıdır sizce? Kur makası bu günlerde biraz daha fazla açıldı. Döviz bozduracak olan düşük fiyata, döviz satın alacak kişi veya firmalar ise piyasa fiyatından daha yüksek fiyata satın alacaktır. Gerek kur makasının çok açık oluşu, gerekse kurlara yapılan sıkı markaj dolayısıyla hem ihracat rakamlarımız daha da düşecek, hem de ithalat rakamlarımız ülkemiz aleyhine yukarı çıkacaktır.

Reşat BAĞCIOĞLU

ICC Uluslararası Ticaret Odaları

Türkiye Milli Komitesi

Türkiye Bankacılık Komite Başkanlığı Üyesi

Serbest Bölgelerden Yapılan İthalatlarda İlave Gümrük Vergisi Muafiyeti Sorunu

Giriş

Serbest Bölgeler; ihracata yönelik yatırım ve üretimi teşvik etmek, doğrudan yabancı yatırımları ve teknoloji girişini hızlandırmak, işletmeleri ihracata yönlendirmek ve uluslararası ticareti geliştirmek amacıyla kanunla kurulan yerlerdir.  Serbest Bölgeler Kanunu ve Gümrük Kanunu’na göre serbest bölgeler; Türkiye Gümrük Bölgesi’nin parçası olmakla beraber, serbest dolaşımda olmayan eşyanın, herhangi bir gümrük rejimine tabi tutulmaksızın ve serbest dolaşıma sokulmaksızın gümrük mevzuatında öngörülen haller dışında kullanılmamak ya da tüketilmemek kaydıyla konulduğu ithalat vergileri ile ticaret politikası önlemlerinin ve kambiyo mevzuatının uygulanması bakımından Türkiye Gümrük Bölgesi dışında olduğu kabul edilen yerledir.

Yazımızın konusu; Türkiye Gümrük Bölgesinde serbest dolaşımda iken serbest bölgeye ihraç edilen ve herhangi bir değişikliğe uğramadan gümrük statü belgesi ile tekrar ülkemize ithal edilen eşyalarla ilgili gümrük vergilerinden muafiyet işlemlerinde yaşanılan sorunu açıklamak üzerinedir.

Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün Serbest Bölgelerden Yapılan İthalat İşlemlerine İlişkin Görüşleri

Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün 22.02.2022 tarihli 71981043 sayılı konuyla ilgili yazısında; serbest bölgelerden serbest dolaşıma giriş beyannamesi ile Türkiye’ye ithal edilecek eşya için AT uluslararası anlaşma kodunun kullanılmaması gerektiği, Menşe Kontrol Tablosu’nda AT Uluslararası Anlaşma Kodu için belirlenen çıkış ülkeleri arasında, Türkiye ve Serbest Bölge bulunmadığı, AT uluslararası anlaşma kodunun dayanağının 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı olduğu, bu kodun kullanılması için eşyasının çıkış ülkesinin AB ülkelerinden biri olması gerektiği belirtilmiştir.

Yine; İthalat işlemlerinde gümrük vergi oranlarının yer aldığı İthalat Rejim Kararı’nda Türkiye veya Serbest Bölge adına bir vergi sütunu bulunmadığı ve serbest bölgelerden ülkemize yapılan ithalatta serbest bölgelerin ‘‘diğer ülkeler’’ sütununda değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Dolayısıyla serbest bölgelerden ülkemize yapılan ithalat işlemlerinde diğer ülkeler sütunundaki oranlar üzerinden gümrük vergisi uygulanması gerektiği ifade edilmiştir.

Serbest Bölgelerden yapılan ithalat işlemlerinde AT muafiyet kodunun kullanılmamasının istisnası ise yine Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün 06.06.2022 tarihli 74594350 sayılı yazısında belirtilmiştir. Şöyle ki; serbest bölgelerde üretilen eşyanın ithalinde, girdiler üzerinden vergilendirmenin talep edilmesi halinde, diğer bir deyişle nihai ürünün elde edilmesinde hammadde olarak kullanılan ürünlerin AB ülkelerinden A.TR Dolaşım Belgesi eşliğinde Türkiye Gümrük Bölgesi’ne gelmiş olması ve nihai ürün üzerinden vergilendirme yapılırken yükümlü tarafından gümrük Yönetmeliği 431. Maddesi uyarınca Gümrük Kanunu 161. Maddesine göre vergilendirilmesinin talep edilmesi durumunda serbest bölgelerden yapılan ithalatta AT muafiyet kodunun kullanılabileceği belirtilmiştir.

Görüldüğü üzere Türkiye Gümrük Bölgesinde yer alan serbest bölgelerden, ülkemize yapılan ithalatlarda gümrük işlemleri yapılırken AT Uluslararası anlaşma kodunun kullanılmaması gerektiği, İthalat rejim kararında serbest bölgeler için ayrı bir ülke sütunu bulunmadığından diğer ülkeler sütununda yer alan vergi oranları üzerinden işlemlerin yapılması gerektiği belirtilmiştir. Genel Müdürlüğü’nün bu şekilde değerlendirme yapmasının dayanağı ise yukarıdaki paragrafta yer alan hem Serbest Bölgeler Kanunu hem de Gümrük Kanunu’nda serbest bölgelerin; ithalat vergileri ve ticaret politikası önlemlerinin uygulanması bakımından Türkiye Gümrük Bölgesi dışında olarak kabul edilmesidir.

Serbest Dolaşımda İken Serbest Bölgeye İhraç Edilen ve Tekrar İthal Edilmek İstenilen Eşya

Türkiye gümrük Bölgesi’nde serbest dolaşımda iken serbest bölgeye ihraç edilen ürün için gümrük statü belgesi düzenlenir. Öncelikle gümrük statüsü; eşyanın serbest dolaşıma girmiş olup olmadığı yönünden durumunu ifade eder. Eşyanın serbest dolaşım statüsünü kazanabilmesi için 3 şartın tamamının yerine getirilmesi gerekir. Bunlar ise; ticaret politikası önlemlerinin uygulanması, eşyanın ithali için öngörülen diğer işlemlerin tamamlanması ve ödenmesi gereken vergilerin tahsilidir.

Görüldüğü üzere; eşyanın serbest dolaşım statüsü kazanabilmesinin şartlarından biri de ithal eşyasının gümrük vergilerinin ödenmesidir. Bu şartları yerine getirilen eşyalar ise serbest dolaşımda bulunan eşya olarak adlandırılır. Türkiye Gümrük Bölgesi’nin başka bir yerinden ihracat beyannamesi kapsamında, serbest bölgelere gönderilen eşyanın serbest dolaşımda bulunup bulunmadığının tespiti amacıyla bölgeye giriş aşamasında gümrük statü belgesi düzenlenir.

Türkiye Gümrük Bölgesi’nde serbest dolaşımda bulunan eşya, ihracat beyannamesi ile gümrük statü belgesi eşliğinde serbest bölgeye gönderilip, herhangi bir değişikliğe uğramaksızın, serbest bölgeye ihraç edildiği hali ile ithal edildiğinde gümrük işlemlerinde uygulamada ‘‘AT’’ muafiyet kodu girilerek A.TR kısmına ise ‘‘V’’ yazıp A.TR kısmına ise ‘‘TC Menşeili’’ yazılarak vergi muafiyetinin sağlanmaktadır.

Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün ise yukarıda belirtilen yazılarında Türkiye Gümrük Bölgesi’nde serbest dolaşımdayken serbest bölgeye ihraç edilen ve tekrar ülkemize ithal edilmek istenilen eşya ile ilgili olarak ‘‘ Serbest Dolaşımda İken Serbest Bölgeye İhraç Edilen ve Tekrar İthal Edilmek İstenilen Eşya’’  açıklaması ile ‘‘SBSDE’’ kısaltmalı muafiyet kodunun oluşturulduğu, ve bu şekilde yapılan ithalat işlemlerinde 4010 rejim koduyla beyan yapılarak, gümrük statü belgesinin de sisteme eklenmesi suretiyle vergi muafiyetinin sağlandığı ve işlemlerin belirtilen şekilde tekemmül ettirilmesi gerektiği ifade edilmiştir.

Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün bahse konu yazılarında belirtildiği üzere işlem yapıldığında gümrük vergisinden muafiyet sağlanarak işlem yapılabilmekte iken ithale konu eşya üzerinde ilave gümrük vergisi söz konusu ise bu muafiyet ilave gümrük vergisini kapsamamaktadır. Bilindiği üzere; Gümrük Kanunu’nun 3.maddesine göre gümrük vergileri deyimi, ilgili mevzuat uyarınca ithalat vergilerinin tümünü, ithalat vergileri ise; eşyanın ithalinde ödenecek gümrük vergisi ile diğer eş etkili vergiler ve mali yükleri ifade eder.

Yine İthalatta İlave Gümrük Vergisi Uygulanmasına İlişkin 3351 sayılı Kararda İlave Gümrük Vergisi; A.TR Dolaşım Belgesi eşliğinde ithal edilen AB ve Türk menşeili olmayan eşyadan alınacağı ve ilave gümrük vergisi hakkında, gümrük vergisinin tabi olduğu usul ve hükümlerin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.

Sonuç;

Türkiye Gümrük Bölgesinde serbest dolaşımda iken serbest bölgeye ihraç edilen ve tekrar ülkemize ithal edilmek istenilen eşya ile ilgili olarak yapılan SBSDE kod ile gümrük vergisine muafiyet uygulamasının ilave gümrük vergisini de kapsayacak şekilde genişletilmesinin mükerrer vergi uygulamasının önüne geçilmesi adına uygun ver yerinde olacaktır. Konu ile ilgili uygulamada yeknesaklığın sağlanması, yanlış muafiyet kodu ile işlem yapılmaması ve mükerrer vergi ödenmesinin önüne geçilmesi adına SBSDE kodunun kapsamının genişletilmesi gerekmektedir.

İlker ÇOLAKVERMİŞ

Kaynakça;

Serbest Bölgeler Kanunu

Gümrük Kanunu

Gümrük Yönetmeliği

Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün 22.02.2022 tarihli 71981043 sayılı Yazısı

Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün 06.06.2022 tarihli 74594350 sayılı Yazısı