Satınalma Süreçlerinde Sürdürülebilirlik! Türkiye’yi Bekleyen Çevre Yasaları ve AB Karbon Düzenlemeleriyle Yeni Bir Döneme Hazırlık

Satınalma Süreçlerinde Sürdürülebilirlik! Türkiye’yi Bekleyen çevre Yasaları Ve Ab Karbon Düzenlemeleriyle Yeni Bir Döneme Hazırlık Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Satınalma Süreçlerinde Sürdürülebilirlik! Türkiye’yi Bekleyen Çevre Yasaları ve AB Karbon Düzenlemeleriyle Yeni Bir Döneme Hazırlık

Olgar ATASEVENSatınalma Süreçlerinde Sürdürülebilirlik! Türkiye’yi Bekleyen çevre Yasaları Ve Ab Karbon Düzenlemeleriyle Yeni Bir Döneme Hazırlık Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Girişimci, İş İnsanı, Yazar, Konuşmacı

Kitabım #BitersemBitersin’i yazmama sebep olan en önemli konu dünyamızı nasıl sürdüreceğimizdi. Dünyanın dile gelmesi durumunda neler diyeceği ile başlayan kitabım, kişilere, şirketlere ve hükümetlere dünyayı sürdürmek için ne yapmamız gerektiğini anlatıyor. Bu makalede buradan hareketle satınalma açısından sürdürülebilirliği işlemek istedim. Kitabımda da anlattım ama artık bugün şirketlerin sürdürülebilirlik yolundaki adımları artık bir tercih değil, zorunluluk haline gelmiş durumda. Özellikle Türkiye gibi AB ile güçlü ticaret ilişkilerine sahip ülkelerde, çevre ve karbon düzenlemelerine uyum stratejik önem taşıyor. Bu makalede, Türkiye’deki satınalma profesyonellerinin sürdürülebilirlik konusunda nasıl aksiyon alabileceğini, Avrupa Yeşil Mutabakatı ve AB Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (CBAM) gibi düzenlemelerin Türkiye’ye yansımalarını, yeni çevre yasalarının şirketleri nasıl etkileyeceğini ana hatları ile ele alacağım.

Sürdürülebilir Satınalma ve Yeşil Tedarik Zinciri: Temel Yaklaşımlar

Sürdürülebilir satınalma, çevresel ve sosyal faktörleri göz önüne alarak tedarikçi seçiminden tedarik zinciri yönetimine kadar tüm süreçlerin yeniden düzenlenmesi anlamına gelir. Bu yaklaşım, yalnızca maliyetleri optimize etmeyi değil, kaynakları verimli kullanmayı, karbon ayak izini düşürmeyi ve çevreye minimum zarar vermeyi hedefler. Türkiye’de birçok şirket, sürdürülebilir satınalma ilkelerini benimsemeye başlamış olsa da AB’nin yeni düzenlemeleri bu alanda daha büyük bir dönüşümün kapısını aralıyor.

AB Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (CBAM) ve Türkiye’ye Etkileri

Bu sene yaz ayında verdiğim konferansta AB’nin Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (CBAM), konusunu anlatmıştım. Bu düzenleme, karbon emisyonlarının sınırlanması adına alınan en kapsamlı adımlardan biri. 2026 yılında tam olarak uygulanmaya başlanacak olan bu düzenlemeyle, Türkiye’nin AB’ye ihracat yapan birçok sektörü doğrudan etkilenecek. Bu konunun sadece ihracat departmanlarını ilgilendirdiği kesinlikle düşünülmemeli. Tüm şirketi ilgilendirdiği gibi satınalmayı ve tedarik zincirini de ilgilendiriyor.

CBAM’ın Temel Unsurları

CBAM, AB’ye ithal edilen ürünlerin karbon emisyon seviyelerine göre bir vergiye tabi tutulmasını öngörüyor. Bu mekanizma, çelik, çimento, alüminyum, gübre ve elektrik gibi karbon yoğun sektörleri kapsıyor. Türkiye’de bu sektörlerde faaliyet gösteren şirketler için AB’nin karbon fiyatlandırmasıyla uyumlu bir emisyon azaltma politikası geliştirmek hayati önem taşıyor. Ama şimdilik diğer sektörlerin panik olmasına gerek yok ama yine de sıranın herkese geleceği aşikar.

Türk Şirketleri İçin CBAM’ın Olası Sonuçları

AB’nin karbon düzenlemelerine uyum sağlamak için Türk şirketlerinin enerji verimliliğini artırmaları, temiz enerjiye yönelmeleri ve tedarik zincirlerindeki karbon emisyonlarını azaltmaları gerekiyor. CBAM uygulamaları, Türkiye’deki sanayilerin Avrupa pazarında rekabet edebilmesi için yeşil teknolojilere yatırım yapmalarını zorunlu hale getirecek.

Türkiye’de Çevre Mevzuatındaki Gelişmeler

Türkiye, AB ile uyumlu bir çevre mevzuatı geliştirmek için 2020’de Çevre Kanunu’nda değişiklikler yaparak karbon emisyonlarının izlenmesini ve raporlanmasını zorunlu hale getirdi. Ayrıca, “Paris İklim Anlaşması” kapsamında karbon emisyonlarının azaltılması ve yeşil bir ekonomi modeli hedefleniyor. Bu kapsamların işletmenizi nasıl ilgilendireceği ve almanız gereken önlemler için hemen harekete geçilmesi gerekiyor.

Yaklaşan Düzenlemeler ve Şirketlere Yansımaları

Özellikle Enerji Verimliliği Kanunu’nda yapılan değişiklikler ve yeni emisyon yönetmelikleri, karbon yoğun sektörlerde faaliyet gösteren işletmelerin daha fazla denetlenmesini sağlayacak. İklim kanunları kapsamında şirketlerin karbon emisyonlarının azaltılması konusunda plan ve raporlama yapmaları, enerji verimliliği standartlarına uygunluk sağlamaları bekleniyor.

Sürdürülebilirlik Performansını Arttırmak İçin Tedarik Zincirinde Atılabilecek Adımlar

a. Karbon Ayak İzi Takibi ve Raporlama

Sürdürülebilirlik performansını artırmak isteyen işletmelerin öncelikli olarak karbon ayak izini takip etmeleri gerekiyor. Dijital araçlar ve karbon izleme yazılımları, tedarik zincirinin her aşamasında emisyonların izlenmesine olanak tanıyor. Türkiye’de dijital dönüşüme yatırım yapan şirketlerin, sürdürülebilirlik ve karbon yönetimi konusunda rekabet avantajı sağlama şansı artıyor.

b. Yeşil Tedarikçi Seçimi ve Eğitim

Şirketlerin, çevreye duyarlı tedarikçileri tercih etmesi ve iş ortaklarına sürdürülebilirlik konularında eğitim vermesi, uzun vadeli çevresel etkileri azaltmada etkili bir stratejidir. Türkiye’de, özellikle küçük ve orta ölçekli tedarikçilerin bu konuda bilinçlendirilmesi ve desteklenmesi gerekiyor.

c. Döngüsel Ekonomi Modellerine Geçiş

Döngüsel ekonomi, kaynakların yeniden kullanımını ve atıkların azaltılmasını hedefleyen bir modeldir. Satınalma süreçlerinde geri dönüştürülebilir veya çevre dostu ürünlerin tercih edilmesi, Türkiye’de döngüsel ekonomiye geçişi hızlandırabilir.

AB Yeşil Mutabakatı ve Türkiye’nin Sürdürülebilirlik Stratejileri

AB Yeşil Mutabakatı, 2050’ye kadar karbon nötr bir Avrupa hedefliyor ve bu doğrultuda sürdürülebilir tarım, enerji, ulaşım ve sanayi sektörlerinde dönüşüm öngörüyor. Türkiye, Yeşil Mutabakat Eylem Planı ile bu hedeflere uyum sağlamaya çalışsa da şirketlerin bu değişime hazır hale gelmesi gerekiyor. Yeşil Mutabakat, aynı zamanda AB’ye ihracat yapan şirketlerin tedarik zincirlerinde daha sürdürülebilir süreçler benimsemelerini gerektiriyor.

Sürdürülebilir Satınalma Politikalarının Faydaları

Sürdürülebilir satınalma politikaları benimseyen şirketler, yalnızca çevreye katkı sağlamakla kalmaz, aynı zamanda daha güçlü marka itibarı, yasal uyumluluk avantajı ve maliyet tasarrufu gibi birçok fayda elde ederler. Özellikle Türkiye gibi çevresel düzenlemelerin ve küresel piyasa baskılarının arttığı ülkelerde, sürdürülebilirlik odaklı şirketler, gelecekte de rekabet güçlerini koruyabilir.

Sürdürülebilirlik, sadece bir trend değil, şirketlerin ayakta kalabilmesi için gerekli bir dönüşüm süreci haline gelmiştir. Türkiye, AB’nin karbon düzenlemeleriyle gelen baskılar ve kendi içindeki çevre yasalarındaki değişimlerle, şirketlerin çevresel performansını artırmalarını zorunlu kılmaktadır. Satınalma süreçlerinde sürdürülebilirliği öncelik haline getiren şirketler, hem uluslararası pazarda rekabet gücünü artıracak hem de yasal uyumluluğu sağlayarak sürdürülebilir bir gelecek inşa edecektir. Bu konuda işletmelerin alacağı önemli mesafeler var. Şimdiden yola koyulmakta fayda var.

Satınalma Süreçlerinde Sürdürülebilirlik! Türkiye’yi Bekleyen çevre Yasaları Ve Ab Karbon Düzenlemeleriyle Yeni Bir Döneme Hazırlık Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemOlgar ATASEVEN

Girişimci, İş İnsanı, Yazar, Konuşmacı

olgar.ataseven@profesia.com.tr

Kaynakça

  1. Avrupa Komisyonu. (2023). “European Green Deal” [Çevrimiçi] Erişim adresi: https://ec.europa.eu
  2. Türkiye Çevre ve Şehircilik Bakanlığı. (2022). “Türkiye Yeşil Mutabakat Eylem Planı”
  3. AB Komisyonu, Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (CBAM) Hakkında Bilgilendirme Dokümanları
  4. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı (2022). “Enerji Verimliliği Kanunu Değişiklikleri”
  5. Olgar Ataseven “Bitersem Bitersin” – Ceres Yayınları

10 Tüketiciden 9’u Alışveriş Yapmadan Önce İnternetten Araştırma Yapıyor

Tedarikçi Performans Değerlendirme Eğitimi Haber 10 Tüketiciden 9'u Alışveriş Yapmadan önce İnternetten Araştırma Yapıyor

Google, Smart Shopper 2024 Araştırması :Türkiye’de Alışverişten Önce Yüzde 90 Oranında Çevrim İçi Araştırma Yapılıyor

Tedarikçi Performans Değerlendirme Eğitimi Haber 10 Tüketiciden 9'u Alışveriş Yapmadan önce İnternetten Araştırma YapıyorGoogle, Türkiye’deki tüketicilerin satın alma yolculuğundaki beklentilerini anlamak ve davranışları analiz etmek amacıyla 2019 yılından bu yana gerçekleştirdiği Smart Shopper araştırmasını sonuçlandırdı.  Bu yılki Smart Shopper 2024 araştırması; çevrim içi araştırmanın artışı, fiziksel alışverişin geri dönüşü ve yapay zeka gibi yeni teknolojilerin alışveriş alışkanlıklarına etkisine dair önemli çıktılara ev sahipliği yaptı.

Tüketicilerin satın alma yolculuğundaki davranışları sürekli değişmeye devam ediyor. Google da bu alandaki beklentiyi ve alışveriş alışkanlıklarını analiz etmek için 2019 yılından bu yana devam ettirdiği Smart Shopper araştırmasını sonuçlandırdı. “Smart Shopper 2024” çalışması, tüketici alışveriş ve araştırma davranışları üzerine 7 ürün kategorisinde (Elektronik, Ev & Bahçe, Moda, Gıda & Bakkaliye, Güzellik, Oyuncak, Mücevher) kapsamlı küresel bir analiz sunuyor. Araştırma kapsamında metodoloji olarak nüfusun ulusal düzeyde temsili için yaş, cinsiyet ve bölgeye göre çevrimiçi temsili kotalar uygulanarak belirlenen toplam 2100 kişi, ürün kategorilerine eşit olarak dağıtıldı. Her katılımcı bireysel alışveriş davranışlarına göre seçildi ve yalnızca bir kategoriye ait anketi tamamladı. Araştırma, akıllı teknolojilerin ve çevrim içi araştırmaların tüketici tercihlerinde belirleyici bir rol oynadığını gösterirken, çok kanallı deneyimin yükselişini sürdürdüğünü ve fiziksel alışverişe geri dönüş eğilimi de gözler önüne seriyor.

“Tüketiciler, alışveriş yolculuğunda yeni teknolojilerden faydalanıyor”

Alpagut çilingirGoogle Türkiye Perakende ve Teknoloji Sektör Lideri Alpagut Çilingir araştırmayla ilgili şu açıklamalarda bulundu: “Tüketiciler, bütçelerini daha verimli kullanabilmek için alışverişlerinde daha bilinçli ve araştırmaya dayalı kararlar alma eğilimindeler. Biz de Google olarak Türkiye ekonomisi ve perakende ekosistemine sağladığımız katkılara bir yenisini daha ekleyerek önemli bir araştırmaya imza atmak istedik. Türkiye’deki tüketicilerin satın alma yolculuğundaki beklentilerini anlamak ve davranışları analiz etmek amacıyla gerçekleştirdiğimiz Smart Shopper araştırmasının ilkini 2019’da gerçekleştirmiştik. Smart Shopper 2024’te çok kanallı alışveriş deneyimin yükselişini sürdürmesi ve tüketicilerin alışveriş yaparken yeni teknolojilerden yararlanma eğilimi bu yılki araştırmanın öne çıkan sonuçları arasında yer alıyor.  Sosyal medya üzerinden satın alma oranının bir önceki yıla göre düşüş yaşaması ve fiziksel mağazalara geri dönüş eğilimi de bu yıl dikkat çeken sonuçlar olarak öne çıkıyor. Tüketicilerin bazı kategorilerde yeniden fiziksel mağazaları tercih etmeleri, ürünleri doğrudan deneyimleme ihtiyacının sürdüğünü ve fiziksel alışverişin sağladığı güven duygusunun önemini koruduğunu gösteriyor. Gerçekleştirdiğimiz araştırmanın sektöre fayda sağlayacağını umarak, doğru bilgiyle kullanıcılarımızı buluşturmak üzere çalışmalarımıza devam edeceğiz.”

Çevrim İçi Araştırma Yükselişini Sürdürüyor

Araştırma sonuçlarına göre, Türkiye’deki tüketicilerin %90’ı, satın almadan önce çevrim içi araştırma yaparak bilgi topluyor. Özellikle tüketici elektroniği ve ev & bahçe kategorilerinde çevrim içi araştırma yoğunluğu öne çıkıyor. Ayrıca, tüketicilerin %79’u alışveriş süreçlerinde hem çevrim içi hem de fiziksel kanalları kullanarak esnek bir yolculuk sürdürüyor; tamamen çevrim içi alışveriş yapanların oranı %11, yalnızca fiziksel mağazaları tercih edenlerin oranı ise %10 olarak belirtiliyor. Dijital ve mağazadan yapılan alışveriş kırılımına bakıldığındaysa Türkiye genelinde tüm kategorilerde %66 dijital kanaldan alışveriş, %34 fiziksel mağazadan alışveriş son satın almanın yapıldığı kanal olarak tercih ediliyor.

Kullanıcılar, Fiziksel Mağazadan Alışverişi Yeniden Tercih Etmeye Başladı

Özellikle moda, ev & bahçe, güzellik ve oyuncak kategorilerinde fiziksel alışverişe geri dönüş gözlemleniyor. Fiziksel mağazaların önemini korumasının arkasında ise mağazada ürünü görebilme, hissedebilme ve deneyebilme isteği yatıyor. Tüketicilerin %84’ü, mağazada ürünü doğrudan deneyimlemenin fiziksel alışveriş tercihinde önemli olduğunu belirtiyor. Anket katılımcılarının %83’ü de ürünü mağazadan satın aldıktan hemen sonra teslim almanın avantaj olduğu düşünülüyor. Bu eğilimler, perakende sektöründe çevrim içi ve fiziksel mağazaların birbirini tamamlayan roller üstlendiğini gösteriyor. Özellikle mağazada ürünleri doğrudan deneyimleme olanağı, tüketicilere güven verirken çevrim içi araştırmanın yaygınlaşması, bilinçli alışveriş yapma ihtiyacını karşılıyor. Perakende sektörünün, bu iki alışveriş deneyimini entegre eden stratejiler geliştirerek tüketicilere esnek ve güven veren bir alışveriş deneyimi sunması önem taşıyor.

Yeni Nesil Dijital Araçlar Satın Alma Kararına Etki Ediyor

Araştırma sonuçlarına göre katılımcılarının %79’u, son 6 ay içinde alışveriş yaparken ilham almak için yeni teknolojilerden faydalandı. Kısa formatlı videolar, sosyal medya platformları, görsel arama araçları ve yapay zeka araçları bu süreçte öne çıkan kanallar. Anket katılımcılarının %76’sı sosyal medya platformlarını ürünler hakkında bilgi almak için kullanıyor. Sosyal medya, tüketicilerin ilgisini çeken bir ürün keşif kanalı olmayı sürdürüyor; katılımcıların %41’i kısa formatlı videolarla ürün keşfi yapıyor. Sosyal medya üzerinden doğrudan ürün satın alanların oranı %43’ten %37’ye düşmüş durumda. Google ise ürün araştırmalarında katılımcıların %99’u tarafından tercih edilen ana arama motoru olarak ön plana çıkıyor.

En çok kullanılan temas noktalarına ek olarak anket katılımcılarının %57’si ise alışveriş yapmak için 5 veya daha fazla kanal kullandığını belirtiyor. Arama motoru ve sosyal medya araçlarının dışında katılımcıların %35’i ürün hakkında daha fazla bilgi edinmek için Google Lens gibi görsel arama araçlarını kullanırken, %23’ü marka veya perakendeci web sitelerindeki chatbotlarla iletişime geçtiğini belirtiyor. Anket katılımcılarının %13’ü de chat tabanlı yapay zeka araçlarıyla etkileşim kurduğunu söylüyor. Bu sonuçlar, kullanıcıların ürün keşfinde birçok farklı kaynağa başvurduğunu ve sosyal medya ile arama motorlarının birbirini tamamlayan roller üstlendiğini gösteriyor.

Yapay Zeka Teknolojileri Alışveriş Yolculuğunu Dönüştürüyor

Tedarikçi Performans Değerlendirme Eğitimi Haber 10 Tüketiciden 9'u Alışveriş Yapmadan önce İnternetten Araştırma YapıyorGoogle, değişen alışveriş alışkanlıklarına daha yakından bakmak amacıyla 1500 kişi ile yapay zeka kullanımı üzerine Google Türkiye olarak Alışveriş Yolculuğunda AI Kullanım Anketi adında bir anket çalışması gerçekleştirdi. Bu anket çalışmasının sonuçlarına göre, internet üzerinden alışveriş yapan katılımcıların %86’sı yapay zekaya yönelik farkındalığa sahip. Bu oran, çevrim içi alışveriş yapan tüketicilerin teknolojiye olan yatkınlıklarını ve yapay zeka çözümlerine açık olduklarını gösteriyor.  Ankete katılanlar yapay zekayı en az alışveriş için kullanmalarına rağmen, doğrudan sorulduğunda bu teknolojiyi en çok ürün ve fiyat araştırması (%20) ile ürün karşılaştırma (%19) gibi alanlarda faydalı bulduklarını belirtiyorlar.

Avans İzni Verilen İşçi İşyerinden Ayrılırsa, Kullandığı İzin Mahsup Edilebilir mi?

Avans İzni Verilen İşçi İşyerinden Ayrılırsa, Kullandığı İzin Mahsup Edilebilir Mi Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Avans İzni Verilen İşçi İşyerinden Ayrılırsa, Kullandığı İzin Mahsup Edilebilir mi?

Lütfi İNCİROĞLUAvans İzni Verilen İşçi İşyerinden Ayrılırsa, Kullandığı İzin Mahsup Edilebilir Mi Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Dinlenme Hakkı” Anayasa ile güvence altına alınmış haklardandır. Anayasamızın 50. Maddesi “Dinlenmek çalışanların hakkıdır” ifadesine yer verdikten sonra, yıllık izin hakkı ile hafta tatili ve bayram tatili haklarını ayrıca vurgulamıştır. Bu sebeple Anayasal bir hak olan dinlenme hakkından vazgeçilemez. Ayrıca yasal zorunluluğun ötesinde, Çalışanları yorgunluk ve onun beraberinde getireceği dikkatsizlik sonucu uğrayabilecekleri iş kazalarından korumak, işçinin bedensel ve ruhsal olarak iyiliğinin devamını sağlamak, iş tatminini artırmak, işçinin sosyal yaşama da katılımını sağlamak, iş veriminin azalmasına engel olmak, işin kalitesinin düşmesini önlemek vb. bir çok sebeple, işçinin yıllık izin, hafta tatili ve bayram tatili haklarını ve gün içinde ara dinlenmelerini tam olarak kullanabilmesi gereklidir[1].

İş mevzuatında avans izni düzenleyen doğrudan bir hü­küm bulunmamaktadır. Dolayısıyla avans iznin nasıl kullandırılacağı konusu belirsizdir. Bu konuda doktrinde farklı görüşler ileri sürülmektedir. Nitekim bir görüşe göre, “yıllık ücretli izne henüz hak kazanamamış işçiye, işve­re­nin kendi inisiyatifi veya işçinin talebi ve işverenin onayı ile gelecek yıl üc­retli izninin kullandırılması, Kanunda belirtilen bir hakkın işçilere daha el­ve­rişli olacak şekilde değiştirilebilmesi ve işveren insiyatifi ile kullandırıl­mışsa, ekonomik kriz dönemlerinde işçinin istihdamda kalması ve feshin son çare olması ilkesi uyarınca, önceden verilebilir”[2].

Aynı yönde doktrindeki başka bir görüşe göre ise, “tarafların anlaşması ile avans izin uygulamasının mümkün olabileceği yönündedir”[3]. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı­nın görüşü de bu yöndedir. Ancak doktrinde aksini savunan görüşler de bu­lunmaktadır. Örneğin, “Yıllık izin Anayasal temeli olan işçinin ücretli din­lenme hakkıdır. Bu haktan vazgeçilemez. Paraya dönüşmez. Her yıl Kanunda yazılı süreler kadar işçinin dinlendirilmesi gerekir. Bu yönüyle bakıldığında yıllık izin hakkı avans olarak kullandırılamaz. Hak kazanmadığı halde, işçiye kullandırılan izin, kural olarak “işverence verilen diğer izinler” kapsamında­dır. İşçinin onayı olsa dahi geçersizdir. Böylesi bir durumda işçinin gelecek yılı Anayasal dinlenme hakkından vazgeçmiş sayılır”[4].

Bizim görüşümüze göre de, tarafların anlaşması ile olağanüstü durumlarda işçinin ücretsiz izne çıkarılması ya da iş sözleşmesinin sona erdirilmesi yerine avans izin kullandırılması uygun olacaktır.

Peki, işçiye yıllık ücretli iznini avans olarak veren işveren işçi yıllık ücretli izne hak kazanmadan iş sözleşmesi sona ermişse, avans ola­rak kullandırdığı yıllık ücretli izinlerin karşılığını işçiden talep edebilecek mi­dir ?

Uygulamada, genellikle avans izin verilen işçiden iş sözleşmesinin sona ermesi halinde kullandırılan izinlerin ücretini aylık ücretinden mahsup edile­ceği yününde yazılı onay alınmaktadır. İşverence böylesi bir onayın alınma­ması halinde, işveren işçiden herhangi bir talep de bulunamayacak, kullandırıldığı izinler İş Kanunu m.55’de yer alan “işveren tarafından verilen diğer izinler” olarak kabul edilecektir[5].

Ancak, Yargıtay’ın 2020 yılında verdiği bir karar, işverenin iş­çiye kullandırdığı yıllık ücretli iznin hak edilenden fazla olduğu öne sürülerek karşılığında parasal iade talep etmenin yasal bir dayanağı olmadığı yönündedir[6].

Avans İzni Verilen İşçi İşyerinden Ayrılırsa, Kullandığı İzin Mahsup Edilebilir Mi Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemSonuç olarak, uygulamada genellikle avans izin verilen işçiden iş sözleşmesinin sona ermesi halinde kullandırılan izinlerin ücretini aylık ücretinden mahsup edile­ceği yününde yazılı onay alınmaktadır. Ancak, Yargıtay işverenin iş­çiye kullandırdığı yıllık ücretli iznin hak edilenden fazla olduğu öne sürülerek karşılığında parasal iade talep etmesinin yasal bir dayanağının olmadığı görüşündedir. Dolayısıyla işveren işçiye, avans izin kapsamında henüz hak et­mediği bir yıllık izin kullandırmışsa ve eğer işçi yıllık izin mahsup­laşması yapılamadan işten ayrılmışsa, işveren fazladan kullandırdığı yıllık izin­lerin ücretini geri isteyemez.

Lütfi İNCİROĞLU

Kaynakça:

[1]https://www.csgb.gov.tr/medias/7973/06-30-soruda-%C4%B0%C5%9F%C3%A7inin-dinlenme-hakk%C4%B1.pdf Erişim tarihi 13.11.2024.

[2] AKIN, Levent, Covid-19’un İş İlişkilerine Olası Etkileri, ÇEİS, İstan­bul 2020.s.71-72.

[3] DEĞER ERMUMCU, Senem/İZMİRLİOĞLU, Ayça, 4857 sayılı İş Kanunu Bakımından Yıllık Ücretli İzin Uygulaması ve Avans İzin, SİCİL, Yıl 2020, Sayı:44. s.112.

[4] ÇİL, Şahin, Koronavirüs Salgının İş Hukukuna Etkileri, Ankara 2020. s.247.

[5] DEĞER ERMUMCU/İZMİRLİOĞLU, Avans İzin, SİCİL, s.115-116.

[6]  Y9HD.14.10.2020 T., E. 2016/26145 K. 2020/11957 Legalbank.

Son Dakika Talepleri: Müzakere Teknikleri ve Pazarlık Becerileri

Son Dakika Talepleri Müzakere Pazarlık Taktikleri

Müzakere Süreçlerinde “SON DAKİKA TALEPLERİ”
PAZARLIK MASASI ve PAZARLIK TAKTİKLERİ

Son Dakika Talepleri Müzakere Pazarlık Taktikleri

Bu makale, satınalma ve tedarik zinciri bölüm çalışanları için özel olarak hazırlanmıştır. Yazının toplam uzunluğu 7 sayfadır. Makale ücretsiz üyelikle okunabilmektedir.

MÜZAKERE TEKNİKLERİ VE PAZARLIK BECERİLERİ MAKALELERİ

Prof. Dr. Murat ERDAL
İstanbul Üniversitesi Tedarik Zinciri Yönetimi Anabilim Dalı Başkanı
merdal@istanbul.edu.tr

“Taktikler bazen pazarlık sürecinin başı, bazen ortası bazen de sonunda etkilidir.”

Pazarlık Masası ve Pazarlık Taktikleri yazı dizimize kaldığımız yerden devam ediyoruz.

İncelediğimiz taktikleri kısaca sıralayalım:

PAZARLIK MASASI ve PAZARLIK TAKTİKLERİ

STRATEJİK MÜZAKERELERDE SON DAKİKA TALEPLERİ
Şirket Birleşmeleri ve Satınalma (M & A) Müzakereleri

  • Son Dakika Gelen Taleplerin Çeşitliliği
  • İş Hayatında Son Dakika Talepleri
  • Son Dakika Gelen Talebin Tutarlılığı
  • Pazarlık Taktiği Olarak “Son Dakika Talebi” Yapmak
  • STRATEJİK MÜZAKERELERDE SON DAKİKA TALEPLERİ
    Ardışık Toplantılar ve Müzakerelerden Elde Edilen İpuçları
  • UZUN STRATEJİK MÜZAKERE SÜREÇLERİ : “ZAMAN ÖLDÜRÜR”

Şirket Birleşmeleri ve Satınalma (M & A) Müzakereleri

ANLAŞMA TAM TAMAMLANDI DERKEN SON DAKİKA TALEPLERİ

A – Alıcı Tabanlı Son Dakika Pazarlık Taktiği – FİYAT DÜŞÜRME

  • ALICI PLANLAMALARI
  • Müzakere Gelişim Süreci ve Strateji Belirleme
  • Son Dakika Pazarlık Taktiği Sonrası
  • Satıcı Taraftaki Etkiler
  • Satıcı Planlamaları ve Strateji Belirleme

B – Satıcı Tabanlı Son Dakika Pazarlık Taktiği – FİYAT YÜKSELTME

  • SATICI PLANLAMALARI
  • Müzakere Gelişim Süreci ve Strateji Belirleme
  • Satıcı Taraftan Gelen Son Dakika Talebi
  • Alıcı Planlamaları ve Strateji Belirleme

Son Söz

Tam her şey bitti derken çözümlenmesi gereken yeni bir konu daha mı var?
Evet var. Son dakika talebi.

Son dakika talepleri, işin sonuçlanmasına yakın bir zaman diliminde, ilave bir konunun gündeme taşınmasıdır. Özellikle yüksek hacimli işler /büyük projelerde uzun ve yorucu müzakerelerin ardından gelen son dakika talebi can sıkıcı olabilmektedir. İşin başlangıcından bitişine kadar, zorlu birçok problemin üstesinden geçilmiş, aylar geçmiş ve iş artık sadece imzaya kalmışken, ek bir talep önünüze gelirse, “Ekip olarak o kadar emek verdik. Bu talebi çözemezsek o kadar emek çöpe mi gidecek?” diye düşünürsünüz.

Bilinçli ya da bilinçsiz, tutarlı ya da tutarsız son dakikada gelen talep konunun muhatabı için “sürpriz” anlamını taşır. Çoğunlukla da hazırlıksız yakalanmayı işaret eder.

Bir taraf “Peki buna ne dersiniz?” derken, konunun ilgili diğeri tarafı
“Bu da nereden çıktı şimdi?” şeklinde düşünür. Talebin türü ve etki derecesine göre de farklı anlamlar taşıdığı da muhakkaktır. Talebin zamanlaması, yapılabilirliği, ortaya çıkaracağı maliyet ve etik boyutu ile riskler önemlidir.

Müzakerede güç dengesi, hedef tanımlaması, tarafların ihtiyaçları ve elde edilmesi muhtemel ek faydalar hızlıca senaryo tabanlı analiz edilir.
Ne kazanırız? Ne kaybederiz?

Bu makale, Satınalma ve tedarik zinciri bölüm çalışanları için özel olarak hazırlanmıştır. Yazının toplam uzunluğu 7 sayfadır. Makale ücretsiz üyelikle okunabilmektedir. Hesap Oluştur sekmesinden hızlıca üyelik formunu doldurarak makaleyi inceleyebilirsiniz. Keyifli okumalar
Hesap Oluştur

Yöneticiler Için Müzakere Teknikleri Ve Pazarlık Becerileri Eğitimi Müzakere Teknikleri Ve Pazarlık Eğitimi
Yöneticiler için Müzakere Teknikleri ve Pazarlık Becerileri Eğitimi. İleri Seviye Eğitim Teklif Almak için: egitim@satinalmadergisi.com

Müzakere Teknikleri ve Pazarlık Becerileri

MÜZAKERE TEKNİKLERİ VE PAZARLIK BECERİLERİ MAKALELERİ
“Taktikler bazen pazarlık sürecinin başı, bazen ortası bazen de sonunda etkilidir.”

PAZARLIK MASASI ve PAZARLIK TAKTİKLERİ

“If you are not at the table, you are on the menu”.
İyi Polis vs. Kötü Polis – Pazarlık Taktikleri                     

ÖĞRENME TESTLERİ

PAZARLIK BECERİ ANKETİ

Kitap Önerileri : 

  • MÜZAKERE TEKNİKLERİ ve PAZARLIK BECERİLERİ (E-Kitap 2. Baskı), Prof. Dr. Murat ERDAL, Erişim için profesyonel üyelik işlemlerinizi tamamlamanız gerekmektedir.
  • SATINALMA ve TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ, Prof. Dr. Murat ERDAL, (Beta Yayıncılık),  4. Baskı.

-> Eğitim Kataloğunu İndirebilirsiniz ->   https://satinalmadergisi.com/egitim.pdf

-> ŞİRKET EĞİTİMLERİNİZ İÇİN TEKLİF ALIN -> egitim@satinalmadergisi.com

Müzakere Teknikleri & Pazarlık Becerileri

 

Makine Sektöründe Satın Alma: Dünya Devi, Türk Firmayı Satın Aldı

Satın Alma Eğitimleri Haber Makine Sektöründe Satın Alma Dünya Devi, Türk Firmayı Satın Aldı

Atlas Copco Group, Türkiye’den SCS Makine’yi Satın Aldı

Satın Alma Eğitimleri Haber Makine Sektöründe Satın Alma Dünya Devi, Türk Firmayı Satın AldıKüresel ölçekte 180 ülkede, 53 bin çalışanıyla Kompresör Tekniği, Endüstriyel Teknik, Vakum Tekniği ve Enerji Tekniği alanlarında 151 yıldır faaliyet gösteren Atlas Copco Group, bu alanlardaki uzmanlığına ek global ölçekte gerçekleştirdiği şirket satın almaları ile de dikkat çekiyor.

Türkiye’deki faaliyetlerini aralıksız sürdüren Atlas Copco, Adana merkezli SCS Makine A.Ş.,’yi satın aldığını duyurdu.

Merkezi Adana bulunan kompresör distribütörü SCS Makina A.Ş., 151 yıllık dünya devi Atlas Copco Group’nun bir parçası oldu.

Atlas Copco LogoYapılan açıklamada, 2011 yılında kurulan ve 11 çalışanı bulunan, vidalı, santrifüj ve yağsız vidalı kompresörlere orijinal ve OEM yedek parça ile bakım ve revizyon hizmeti veren SCS Makine A.Ş.’nin bundan sonra faaliyetlerini Atlas Copco Group bünyesinde sürdüreceği belirtildi. Satın alma fiyatı açıklanmazken, şirketin kompresör tekniği iş alanı içindeki hizmet bölümünün bir parçası haline geldiği bilgisi verildi.

Ernens: Varlığımızı büyütecek, müşterilerimize daha iyi hizmet vereceğiz

Atlas Copco Scs MakTürkiye pazarında hava kompresörü çözümlerinin satış ve servisini sağlayan SCS Makine A.Ş.; tekstil, çimento, kimya, gıda ve içecek gibi sektörlere hizmet sunuyor.

Dünyada 151 yıldır, 1950’den beri de Türkiye’de sanayiye enerji verimli kompresörler sağlayarak ekonomik, çevresel ve sosyal açıdan sorumlu, kalıcı çözümler sunan Atlas Copco Kompresör Tekniği’nin İş Alanı Başkanı Philippe Ernens, “Bu satın almayla coğrafi varlığımızı daha da büyütebileceğiz ve mevcut ve gelecekteki müşterilerimize daha iyi hizmet verebileceğiz” dedi.

Şirket, 2023 yılında yaklaşık 100 MTRY (40 MSEK) gelir elde etti.

Mercedes-Benz Türk’ten LKS Group’a 16 Adet Mercedes-Benz Tourismo ve 1 Adet Travego Otobüs Teslimatı!

şirket Operasyonlarında Filo Yönetimi Eğitmi Haber Mercedes Benz Türk’ten Lks Group’a 17 Adet Otobüs Teslimatı!

Mercedes-Benz Türk’ten LKS Group’a 16 Adet Mercedes-Benz Tourismo ve 1 Adet Travego Otobüs Teslimatı!

şirket Operasyonlarında Filo Yönetimi Eğitmi Haber Mercedes Benz Türk’ten Lks Group’a 17 Adet Otobüs Teslimatı!Mercedes-Benz Türk, yeni nesil otobüsleriyle ulaşım ve turizm sektörlerinin en yakın iş ortağı olmaya devam ediyor. Bu kapsamda Mercedes-Benz Türk, şehirler arası yolcu taşımacılığı alanında faaliyet gösteren LKS Group – Lüks Karadeniz’e 15 adet Mercedes-Benz Tourismo 16 RHD 2+1 ve 1 adet Mercedes-Benz Travego 16 SHD 2+1 otobüsü, Koluman Motorlu Araçlar’ın ev sahipliğinde düzenlenen törenle teslim etti. Araç parkına yaptığı yatırımlara son sürat devam eden LKS Group, son olarak Mercedes-Benz Türk’ten aldığı toplam 16 adet otobüsle filosundaki Mercedes-Benz marka otobüslerin sayısını 90 adede çıkardı.

Türkiye ağır ticari araç sanayisinin öncü şirketi Mercedes-Benz Türk, yeni nesil otobüsleriyle şehir içi ve şehirler arası ulaşım firmalarının en yakın iş ortağı olmaya devam ediyor. Araç parkına yaptığı yatırımlara son sürat devam eden LKS Group – Lüks Karadeniz, son olarak Mercedes-Benz Türk’ten aldığı toplam 16 adet otobüsle filosundaki Mercedes-Benz marka otobüs sayısını 90 adede çıkardı.

Teslimat Töreni Koluman Ankara’da Gerçekleştirildi!

LKS Group – Lüks Karadeniz  şirketine Mercedes-Benz Türk Hoşdere Otobüs Fabrikası’nda üretilen 15 adet Mercedes-Benz Tourismo 16 RHD 2+1 ve 1 adet Mercedes-Benz Travego 16 SHD 2+1 otobüs, Koluman Motorlu Araçlar’ın Ankara’daki tesisinde düzenlenen törenle teslim edildi. Törende, Mercedes-Benz Türk Otobüs Pazarlama ve Satış Direktörü Osman Nuri Aksoy, Mercedes-Benz Türk 2. El Kamyon ve Otobüs Satış Direktörü Didem Daphne Özensel, Mercedes-Benz Türk Satış Sonrası Hizmetler Direktörü Tolga Bilgisu, Mercedes-Benz Türk Otobüs Filo Satış Grup Müdürü Burak Batumlu, Mercedes-Benz Türk Otobüs Ürün Yönetimi Grup Müdürü Cem Demirel, Mercedes-Benz Türk Kamyon ve Otobüs Pazarlama Grup Müdürü Serra Yeşilyurt, Mercedes-Benz Türk Busstore Grup Müdürü Hakan Daşdemir ile Koluman Holding A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Ticari Araçlar Satış Direktörü Ali Saltık, Koluman Otobüs Grup Satış Müdürü Fevzi Kaplan ve Koluman Ankara Otobüs Satış Müdürü Hakan Öztekin toplam 16 adet Mercedes-Benz Tourismo ve Travego otobüsü, LKS Group Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah İslam, LKS Group Yönetim Kurulu Üyeleri Muharrem İslam, Mustafa İslam, Fatih İslam’a teslim etti.

şirket Operasyonlarında Filo Yönetimi
Şirket Operasyonlarında Ulaştırma ve Filo Yönetimi Eğitimi

İkinci El Değeri ve Düşük Yakıt Tüketimi Tercih Sebebi!

Törende konuşan LKS Group Yönetim Kurulu Üyesi Fatih İslam, büyüme stratejilerinin bir parçası olarak araç parkını genişletmek ve yenilemek için yatırımlara devam ettiklerini söyledi. Bu strateji ve müşteriye en iyi hizmeti sunma hedefiyle iş birliklerinde çok seçici davrandıklarını ifade eden LKS Group Yönetim Kurulu Üyesi Fatih İslam, “Mercedes-Benz marka otobüslere yaptığımız yatırımlarımızın firmamıza yansımaları her zaman pozitif yönde oldu. Önceki yıllarda teslim aldığımız otobüslerden duyduğumuz memnuniyetin yanı sıra yüksek ikinci el değeri ve düşük yakıt tüketimi de yeni yapacağımız araç yatırımlarında Mercedes-Benz Türk’ü tercih etmemizi sağladı” dedi.

LKS Group ile uzun yıllardır büyük bir uyum içinde çalıştıklarını söyleyen Koluman Holding A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Ticari Araçlar Satış Direktörü Ali Saltık ise, “Satışını gerçekleştirdiğimiz 16 adet otobüsün, LKS Group’a hizmet kalitesi ve yolcu memnuniyeti anlamında olumlu katkıları olacağına inancımız tam. Sektörün en güçlü ve köklü firmalarından LKS Group ile uzun yıllardır gerçekleştirdiğimiz iş birliğimizin daha da güçlenerek devam edeceğini düşünüyoruz” diye konuştu.

Müşterilerimiz Sadece Otobüs Değil Güven de Satın Alıyorlar!

“Geçtiğimiz 2 sene olduğu gibi bu sene de değerli iş ortağımız LKS Group’a Mercedes-Benz marka araçlarını teslim etmekten dolayı çok mutluyuz” diyen Mercedes-Benz Türk Otobüs Pazarlama ve Satış Direktörü Osman Nuri Aksoy da, şunları söyledi: “Mercedes-Benz Türk olarak araçlarımızı en güncel teknolojiyle üretiyor; yüksek konfor ve güvenlik standartlarıyla donatılmış olarak müşterilerimize teslim ediyoruz. Ancak sorumluluğumuz ve verdiğimiz hizmet bunlarla sınırlı kalmıyor. Piyasa koşulları değişse dahi otobüslerimizin piyasa değerini koruması, uzun vadeli sürdürülebilir kazanç sağlaması ve kullanıldığı süre boyunca işletim giderlerinin minimumda seyretmesi iş ortaklarımızın bizi tercih etmelerinin en önemli sebebi. Son 10 yılda LKS Group’a 147 adet otobüs teslimatı gerçekleştirdik. Bu da müşterilerimize verdiğimiz taahhüdün bir kanıtı niteliğinde. LKS Group – Lüks Karadeniz’e yeni araçlarının hayırlı olmasını diliyorum” dedi.

şirket Operasyonlarında Filo Yönetimi Eğitmi Haber Mercedes Benz Türk’ten Lks Group’a 17 Adet Otobüs Teslimatı!Mercedes-Benz Türk Otobüs Filo Satış Grup Müdürü Burak Batumlu ise şunları ekledi: “Mercedes-Benz Türk olarak işimizin satışla bitmediğini, satış kısmının sadece bir başlangıç olduğunu daima vurguluyoruz. Sektörümüzde daima ileri mottosunu benimseyen bir şirket olarak, müşterilerimizin işlerini sürdürülebilir hale getirmeleri için nasıl destek olabileceğimiz konusunda çözümler geliştirmeye devam edeceğiz.”

Dövizin Boydan Resmi

Dövizin Boydan Resmi Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Döviz Nedir?

Reşat BAĞCIOĞLUDövizin Boydan Resmi Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Soru çok basit görünse de Türk Parası dışındaki tüm paralara döviz deniliyor. En azından Ali amca, Hatça Teyze de öyle düşünüyor. Hatta Ali amca biriktirdiği tasarrufların bir kısmı ile altın almıyorsa, hemen döviz büfelerine gidip DOLAR veya EURO satın alıyor.

Ali Amca’nın satın aldığı döviz;

Ali Amca döviz büfesinden fiziki kağıt para olarak DOLAR ve EURO satın alır ve Ali Amca bu dövizi şalvarında, Hatçe Teyze ise bu paraları mendiline çıkın yapıp bohça haline getirir ve en emniyetli yer olan “sütyen banka” koyar. Ali Amca şalvarın cebinin, Hatçe Teyze ise sütyen bankın çok emniyetli olduğunu düşünür. Ne Ali Amca, Ne de Hatçe Teyze bu paraları Karabank’a yatırmayı akıl etmezler.

Dolar Görsel

Euro Görsel
Efektif

Ali Amca ve Hatçe Teyze’ye gelesiye kadar toplumun pek çok kesimi döviz büfesinden veya bankadan satın alıp cüzdanlarına koydukları (cüzdanı olmayan kişiler bu parayı nereye koyarlar acaba?) bu yabancı paraları “DÖVİZ” olarak bilirler.

Elimize aldığımız, cüzdanımızda taşıdığımız, Hatçe Teyze’nin sütyen Bank’a koyduğu bu yabancı paralar Döviz değil, EFEKTİFTİR.

Bu durumda sap ile samanı karıştırmamak adına Dövize DÖVİZ, efektife de EFEKTİF dememiz gerekir.

Biraz komik söylem içindeyim değil mi? Yaşı 75-80 civarına gelmiş Ali Amca, Hatçe Teyze, Hüseyn Emmi’ye nasıl anlatırsın EFEKTİF’i. Bırakın Efektifi anlatmayı, ülkemizde 1 Ocak 2005 tarihinden itibaren kullanmaya başladığımız Yeni Türk Lirası’na hala 1 Milyon Lira demeyi sürdürüyorlar.

1 Ytl Görsel

Pek çok insanımıza biz kendi paramızın değerini hala öğretememişken, cüzdanımızda taşıdığımız yabancı paralar olan DOLAR ve EURO için bunlar döviz değil demeye kalkarsak kim bilir Hatçe Teyze bizim için ne der?

Döviz ve Efektif

Söyledim ya; fiziki yabancı paralara yani cüzdanımızda, cebimizde taşıdığımız, elimizde tuttuğumuz tüm yabancı kağıt paralar EFEKTİFTİR.

Döviz ise;

  • Bankalar nezdinde açtırdığımız yabancı para cinsinden hesaplardaki paralar,
  • Bankaların muhabir bankalar nezdinde açtırmış oldukları yabancı para hesaplarında bulunan paralar,
  • Yabancı para üzerinden düzenlenmiş çekler,
  • Yabancı para üzerinden düzenlenmiş poliçeler ve P/N Promissory Note
  • Gönderilen yabancı para havaleleri
  • Yurt dışından gelen yabancı para havaleleri
  • TCMB’nin döviz rezervleri
  • Dövize natık çekler
  • Seyahat Çekleri
  • DTH – Döviz Tevdiat Hesaplarında bulunan paralar
Us Amerikan Hazine çeki – Döviz
US Amerikan Hazine Çeki – Döviz
Seyahat çeki – Döviz
Seyahat Çeki – Döviz

Öyle ki; döviz ile efektifin fiyatları dahi birbirinden farklı…

Kur Listesi
TCMB tarafından belirlenen gösterge niteliğindeki kur listesi

Görüldüğü üzere;

  • Döviz satın aldığında,
  • Dövizi sattığında,
  • Efektif satın aldığında,
  • Efektifi sattığında

farklı fiyatlar uygulanır.

Dövizin ve efektifin hem fiyatları, hem de kullanım alanları farklıdır. Efektifin kullanım alanları bankalar için hem maliyetli, hem de dar, hem de saklaması güvenlik tedbirleri gerektirir.

Gerçi Ali Amca ve Hatçe Teyze için döviz sandıkları efektifi saklamak pek de sorun olarak görünmüyor onlara göre. Hatçe Teyze veya Ali Amca’ya bir döviz çeki veya seyahat çeki verseniz, inanıyorum ki her ikisi de döviz çeki ve seyahat çekinin önüne ve arkasına bakarlar ve pek de bir şey anlamazlar.

Döviz Büfeleri Ne Alır Ne Satar?

Döviz BüfesiSiz bakmayın döviz büfelerinin “döviz alıp satıyoruz” demelerine… Döviz büfeleri sadece efektif alır, efektif satar.

Bazıları altın alım satımı da yapsa da altın konusu şu an anlatmaya çalıştığım konuların dışındadır. Ben şimdi Ali Amca’nin Türk Lirası vererek satın aldığı efektiflerden bahsediyorum. Ali Amca satın aldığı yabancı paranın döviz olduğunu, döviz büfelerinin efektif alım satım yapmalarına rağmen, kendilerinin döviz alım satımı yaptıklarını söyleyedursunlar, döviz büfeleri efektif alır, efektif satar. Gerçekten döviz alışı veya döviz satışı yapmazlar çünkü dövizin işçiliği, zahmeti fazladır. Ama efektif öyle değil; çok kısa yoldan ve kısa sürede Türk Parası bir yana, Efektif bir yana. Döviz öyle değil işte. Dövizi satan bankacılara sormak gerekir dövizin ne kadar zahmetli olduğunu.

Bankalar her türlü cefamızı çekerler;

  • Türk parası karşılığı efektif satar, döviz satar.
  • Efektifimizi satın alarak bizlere Türk Lirası öder.
  • Türk Lirası karşılığında yurt dışına veya bir başka bankaya döviz havalesi yapar,
  • DTH’da bulunan yabancı paraları döviz transferi yapar
  • İki döviz arasında arbitraj yapar

Şimdi bana arbitraj nedir ve nasıl yapılır diyeceksiniz değil mi? Arbitrajın ne olduğunu ve nasıl yapıldığını da öğrenmeyin ya. Her şeyi öğrenirseniz bankacıların ve döviz büfelerinin işleri zorlaşır.

Bilinçli müşteri olursunuz…

Dövizin Boydan Resmi Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemReşat BAĞCIOĞLU

ICC Uluslararası Ticaret Odaları

Türkiye Milli Komitesi

Türkiye Bankacılık Komite Başkanlığı Üyesi

Satınalma Dergisi Kasım 2024, Yıl:12 Sayı:143

Satınalma Dergisi Kasım 2024
Satınalma Dergisi Kasım 2024

Değerli yöneticiler, 

Satınalma dergisi 143. Sayı-Kasım 2024 ile karşınızdayız. 

Değerli makaleleri ile katkı veren tüm yazarlarımıza teşekkür ederim. 

Küresel İmalat PMI Yukarı Yönlü 

Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) Küresel İmalat PMI 49.4 hafif yukarı yönlendi. Olumlu anlamda biraz kıpırdandı fakat hala kritik eşik 50’nin altında. Amerika Birleşik Devletleri İmalat PMI (S&P data) 48.5, Avrupa Bölgesi 46, Japonya 49.2, Almanya 43, Fransa 44.5 ve Çin (Caixin data) 50.3 seviyesinde gerçekleşti. Geçen ayla karşılaştırıldığında Almanya’da az da olsa bir toparlanma görülmektedir. 2021 yılı ortasından bugüne yaklaşık -15 puanlık fark durumun ciddiyetini göstermektedir. 

Satınalma Kontrat Yöneticiliği ve Riskler 

Satınalma dergisi içerisinde tedarik zinciri, satınalma ve idari işler kapsamında gerçekleşen üretim / hizmet alım sözleşmelerini analiz ediyoruz. Sözleşmeleri operasyonel çerçevede inceleyerek olası riskleri tartışıyoruz. Operasyonel ve ticari taraflarda mesafe almak isteyen arkadaşlarımızın titizlikle okuyacaklarından eminim. 

Bu sayıda Tedarikçi Üretim Sözleşmesi analiz ediyoruz. Sözleşme incelemesinde her bir madde üzerinde durduk. O nedenle inceleme biraz uzun oldu. Sözleşme incelemesi tedarikçi müzakerelerini yürüten arkadaşlarımızın elini güçlendirecektir. Her bir sözleşmenin hazırlanmasında emek veren yöneticilerimizin nelere dikkat ettiklerini (Üretim, Kalite, Fiyat, Teslimat vd.), beklenti ve uyarılarını tane tane açıklıyoruz. Mevcut sözleşmelerini güncellemek isteyenler için bir fırsat olacaktır. Elinde sınırlı sözleşme örneği bulunan firma ve yöneticilerimize önemli fayda sağlayacağını düşünüyorum. 

Sözleşme incelemeleri internet sitemizden düzenli takip etmek isteyen yöneticilerimiz Satınalma Kontrat Yöneticiliği ve Riskler köşemizden erişebilirler. Her hafta kısım kısım incelediğimiz sözleşmeyi daha sonra bir bütün halinde dergi içerisinde yer vereceğiz. 

Eğitim Programları 

Satınalma ve tedarikçi performans değerlendirme eğitimlerinden pazarlık tekniklerine, maliyet ve gider analizinden sürdürülebilir tedarik zinciri eğitimine kadar uygun fiyatla eğitim hizmetleri sunuyoruz. 

Eğitim kataloğumuzu indirerek şirketiniz için en doğru eğitimi alabilirsiniz. Eğitim alan firmalarımıza 6.000 TL değerinde (10 kişiye kadar) 1 yıllık öğrenme platformu hediye ediyoruz. 

Ekibinizin mesleki gelişimi için bir adım atın. 

Departman olarak dergi arşivine (143 sayı), e-kitap, sektör raporları ve gelecek bir yıl boyunca 12 sayıya erişim sağlayın. Dijital dergi aboneliği için https://satinalmadergisi.com/dijital-islem-merkezi/ sayfasını ziyaret edebilirsiniz. 

Keyifli okumalar, 

Prof. Dr. Murat ERDAL – Editör

Satınalma Dergisi Kasım 2024 Sayısı
Satınalma Dergisi Kasım 2024 Sayısını https://learning.buyernetwork.net/dergiler/satinalma-dergisi-kasim-2024 adresinden okuyabilirsiniz.

 

Geçici İş Göremezlik Ödeneği

Geçici İş Göremezlik ödeneği Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Geçici İş Göremezlik Ödeneği

Şerafettin YILDIZ / Sosyal Güvenlik DenetmeniGeçici İş Göremezlik ödeneği Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Sosyal güvenlik mevzuatımızda 5510 sayılı Kanun 16. Maddesi ile; iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık gibi risk durumların, kısa vadeli sigorta kolları kapsamında olduğu ve sigortalılara bu sigorta kollarından yapılacak yardımların neler olacağı belirlenmiştir. Söz konusu kanun kapsamında ilgili sigortalılara sağlanan ortak hak ise ilgililere geçici iş göremezlik ödeneği verilmesidir. Bu yazımızda geçici iş göremezlik ödeneğinin verilme şartları, süresi ve geçici iş göremezlik ödeneğinin hesaplanması gibi konulara yer vereceğiz.

Geçici iş göremezlik; sigortalının iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık hallerinde kurumca yetkilendirilen hekim veya sağlık kurulu raporlarında belirtilen istirahat süresi boyunca geçici olarak çalışamama halidir. Geçici iş göremezlik durumunda bulunan sigortalılara Sosyal Güvenlik Kurumunca ödenen yardım ise “Geçici iş göremezlik ödeneği” olarak tanımlanmıştır.

Peki, Geçici iş göremezlik ödeneği almanın şartları ve ödeme süresi nedir?

İş Kazası sigorta kolundan geçici iş göremezlik ödeneği almak için herhangi bir prim ödeme gün sayısı şartı aranmamaktadır. Hastalık sigortasında, hastalığa uğrayan sigortalının iş göremezliğin başladığı tarihten önceki 1 yıl içerisinde en az 90 gün kısa vadeli sigorta kolları primi ödenmiş olması gerekir. Analık sigortasından geçici iş göremezlik ödeneği (doğum rapor parası) ödenebilmesi için ise, doğumdan önceki 1 yıl içinde en az 90 gün kısa vadeli sigorta kolları primi ödenmiş olması gerekir. Tekil gebeliklerde doğumdan önceki ve sonraki 8’er haftalık süre için bu ödenek verilir. Çoğul gebeliklerde ise doğumdan önceki 10 hafta ve doğumdan sonraki 8 hafta içerisinde, çalışmadığı her gün için sigortalıya geçici iş göremezlik ödeneği ödenir. Geçici iş göremezlik ödeneği, iş kazası ve meslek hastalığı durumunda raporlu olunan her gün için, hastalık durumunda ise raporlu olunan sürenin üçüncü günüden başlanılarak ödenir. Yani hastalık durumunda bir ve iki günlük raporlar için ödeme yapılmaz, üç ve daha uzun süreli raporlarda ise üçüncü gün ve sonrası için ödeme yapılır. Ayakta tedavilerde sigortalının günlük ortalama kazancının 2/3’ü, yatarak tedavilerde ise sigortalının günlük ortalama kazancının 1/2’si oranında ödeme yapılır.

Şimdide geçici iş göremezlik ödeneğinin nasıl hesaplandığı sorusunu cevaplandıralım; geçici iş göremezlik ödeneğinin tutarı sigortalının günlük ortalama kazancı esas alınarak belirlenmektedir. Günlük ortalama kazanç; kişinin 12 aylık sigortalılık süresi zarfındaki, son 3 aylık prime esas kazançlar toplamının, bu kazançlara esas prim ödeme gün sayısına bölünmesi suretiyle hesaplanır. Günlük ortalama kazancın hesabında olayın gerçekleştiği aydaki gün ve prime esas kazançlar dikkate alınmamakta, hesaba bir önceki aydan itibaren başlanmaktadır. 12 aylık sigortalılık süresi zarfında çalışması olmasına rağmen son 3 ay içerisinde hiç çalışması olmayan sigortalının günlük kazancı hesap edilirken, bir önceki 3 aylık döneme bakılır ve varsa buradaki kazanç toplamı gün sayısına bölünerek günlük kazanç hesaplanır. Sigortalının son 3 ayda tam çalışmamış olduğu durumlarda, kişinin çalıştığı gün kadar olan kazanç toplamı gün sayısına bölünerek günlük kazancın tespiti yapılır. Önceki dönemlerde hiç çalışması bulunmayan sigortalının çalışmaya başladığı gün iş kazası geçirmesi durumunda günlük kazancı; aynı veya benzer işte çalışan emsal sigortalının günlük kazancı esas alınarak tespit edilir.

Geçici iş göremezlik ödeneği ile ilgili kamuoyunda en çok dile getirilen konu bu ödeneğin herhangi bir incelemeye tabii olup olmadığı ve şahısların (işçi/işveren/üçüncü şahıs) konuyla ilgili sorumluluklarının ne olacağıdır?

Geçici iş göremezlik ödeneği, özellikle iş kazası durumunda Sosyal Güvenlik Kurumunca inceleme yapılmak suretiyle ödenmekte olup, meslek hastalığı ve analık durumları da gerekmesi halinde incelemeye tabii tutulmaktadır. Yine sosyal güvenlik mevzuatımız geçici iş göremezlik olayının meydana gelmesinde sorumluluğu bulunan işçi, işveren ve üçüncü kişiler açısından birtakım yaptırımlar uygulanmasını içermektedir.

İşverenin Sorumluluğu;

İşyerinde bir kaza olayının meydana gelmesi halinde işveren bu olayı, kazanın olduğu yerdeki yetkili kolluk kuvvetlerine derhal, Sosyal Güvenlik Kurumuna ise kazadan sonraki üç işgünü içinde bildirmesi gerekmektedir. İş kazasının bu sürede bildirilmemesi halinde, bildirim tarihine kadar geçen süre için Kurumca sigortalıya ödenecek geçici iş göremezlik ödeneği, işverenden tahsil edilir.

İşverence Kuruma bildirilen iş kazası olayının incelenmesi sonucu, olayın iş kazası olmadığının anlaşılması halinde, bu olay için sigortalıya varsa yapılan yersiz ödemeler, ödemenin yapıldığı tarihten itibaren gerçeğe aykırı bildirimde bulunan işverenden tahsil edilir.

İşverence, sigortalının bünyece elverişli olmadığı işte çalıştırılması sonucunda hastalandığının anlaşılması halinde, Kurumca sigortalıya ödenen geçici iş göremezlik ödeneği işverenden tahsil edilir.

İşverenin kayıt dışı işçi çalıştırmakta iken meydana gelen iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık halleri sonucu ilgililerin hak edeceği gelir ve ödenekleri öncelikle Kurumca ödenir. Ancak bu gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri tutarı, sorumluluk halleri aranmaksızın, işverenden tahsil edilir.

Sigortalının Sorumluluğu:

Ceza sorumluluğu olmayanlar ile kabul edilebilir bir mazereti olanlar hariç, sigortalının hekimin bildirdiği tedbir ve tavsiyelere uymaması sonucu tedavi süresinin uzamasına veya iş göremezlik oranının artmasına, malûl kalmasına neden olması halinde, uzayan tedavi süresi veya artan iş göremezlik oranı esas alınarak geçici iş göremezlik ödeneğinin dörtte birine kadarı eksiltilerek ödenir.

Ceza sorumluluğu olmayanlar hariç, ağır kusuru yüzünden iş kazasına uğrayan, meslek hastalığına tutulan veya hastalanan sigortalının kusur derecesi esas alınarak geçici iş göremezlik ödeneğinin üçte birine kadarı eksiltilerek ödenir.

Kasdî bir hareketi yüzünden iş kazasına uğrayan, meslek hastalığına tutulan, hastalanan veya Kurumun yazılı bildirimine rağmen teklif edilen tedaviyi kabul etmeyen sigortalıya, geçici iş göremezlik ödeneği yarısı tutarında ödenir.

Tedavi gördüğü hekimden, tedavinin sona erdiğine ve çalışabilir olduğuna dair belge almaksızın çalışan sigortalıya geçici iş göremezlik ödeneği ödenmez, bu durumda iken varsa ödenmiş olan geçici iş göremezlik ödeneği ise sigortalıdan geri alınır.

Üçüncü Kişinin Sorumluluğu:

İş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, işveren veya gecici iş göremez sigortalı dışındaki üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ödenen geçici iş göremezlik ödeneği zarara sebep olan üçüncü kişilerden tahsil edilir.

Sonuç itibariyle; İş göremezlik halinin, iş kazası sonucu ortaya çıkması durumunda, belirli bir sigortalılık süresi ve prim ödeme gün sayısı aranmaksızın ilk günden itibaren geçici iş göremezlik ödeneği verilmektedir. Hastalık ve analık hallerine dayalı iş göremezlikte ise, hastalık ya da doğumdan önceki bir yıl içinde 90 gün prim ödenmiş olması şartı gerekmektedir.  Tekil gebeliklerde doğumdan önceki ve sonraki 8’er haftalık süre için, çoğul gebeliklerde ise doğumdan önceki 10 hafta ve doğumdan sonraki 8 hafta içerisinde, çalışmadığı her gün için, sigortalıya geçici iş göremezlik ödeneği ödenir. Hastalık halinde raporun üçüncü gününden başlanmak üzere sigortalıya geçici iş göremezlik ödeneği ödenir. Geçici iş göremezlik ödeneklerinin tutarı, genel olarak son üç aylık prime esas kazanca göre belirlenir. Ayakta tedavilerde günlük ortalama kazancın 2/3’ü, yatarak tedavilerde ise 1/2’si ödenmektedir. Geçici iş göremezlik ödeneği Sosyal Güvenlik Kurumunun denetim ve incelemesine tabii olup, geçici iş göremezlik olayının meydana gelmesinde sorumluluğu bulunan işçi, işveren ve üçüncü kişiler açısından da birtakım yaptırımlar uygulanmaktadır.

Geçici İş Göremezlik ödeneği Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemŞerafettin YILDIZ

Sosyal Güvenlik Denetmeni

TSKB Ekonomik Araştırmalar “Toparlanmanın Ötesinde: Afet Dayanıklılığı” İsimli Yeni Raporunu Yayımladı

Satın Alma Eğitimleri Haber Tskb Ekonomik Araştırmalar “toparlanmanın ötesinde Afet Dayanıklılığı” İsimli Yeni Raporunu Yayımladı

TSKB Ekonomik Araştırmalar “Toparlanmanın Ötesinde: Afet Dayanıklılığı” İsimli Yeni Raporunu Yayımladı

Satın Alma Eğitimleri Haber Tskb Ekonomik Araştırmalar “toparlanmanın ötesinde Afet Dayanıklılığı” İsimli Yeni Raporunu YayımladıTSKB Ekonomik Araştırmalar, “Toparlanmanın Ötesinde: Afet Dayanıklılığı” başlıklı yeni afet raporunu yayımladı. Önümüzdeki yıllarda etkisini artırması beklenen sıcak hava dalgaları, fırtınalar, hortumlar, yoğun yağış gibi iklim ve hava olaylarının mevcut altyapı ile iş modelleri için yeni zorluklara sebep olabileceği belirtilen raporda, daha çetin çevre koşulları karşısında afet riskini azaltma ve dayanıklılık inşa etmenin önemine değiniliyor. 6 Şubat depremlerinin, Türkiye’deki deprem riskinin hatırlatıcısı olduğunun belirtildiği raporda, aşırı hava olaylarının 2023 yılında dikkat çekici bir yükselişle 1.500’e yaklaştığı bilgisi paylaşılıyor. Afet dayanıklılığının sonuçlara odaklanmaktan ziyade temel nedenlerle mücadele etmeyi gerektirdiği kaydedilen raporda, yapılan araştırmalara göre toplumların geleceğini korumak üzere afet riskini azaltmaya harcayacakları her 1 doların afet müdahalesinde 4 ila 7 dolar arasında tasarruf sağlayacağı hatırlatılıyor.

TSKB Ekonomik Araştırmalar’ın 6 Şubat depremlerinden sonra doğal afetlerden kaynaklanan riskleri tanıma, değerlendirme ve anlama konusunda artan ihtiyacı dikkate alarak verdiği 3 yıllık taahhüdün bir ürünü niteliğinde yayımlanan söz konusu rapor, bu konuda yayımlanan dördüncü afet raporu olma özelliğini taşıyor. Afet risklerini ilgili tüm paydaşların gündeminde tutarak var olan farkındalığı artırmayı amaçlayan TSKB Ekonomik Araştırmalar, konuya dair son çalışmasını “Virgül – Deprem Yılı Tek Bir Yıl Değildir” ismiyle sunmuştu.

Afetlerin ekonomik ve sosyal kalkınma üzerindeki etkilerinin ele alındığı raporda, afetlerin azaltılması ve dayanıklılık inşası için uzun vadeli stratejilerin önemi vurgulanıyor. 6 Şubat depremlerinin, Türkiye’deki deprem riskinin bir hatırlatıcısı olduğuna işaret edilen raporda, 2023’teki aşırı hava olaylarının sayısının kayda değer bir artışla 1.500’e yaklaştığına dikkat çekiliyor. Afet riski ile yoksulluğun azaltılması ve kapsayıcı büyüme gibi temel hedefler arasındaki bağlantının daha görünür hale geldiği vurgulanan raporda, afet dayanıklılığı oluşturmada uzun vadeli bir yaklaşıma olan ihtiyacın yaygın olarak kabul edildiği ifade ediliyor.

Afet dayanıklılığının sonuçlara odaklanmaktan ziyade, temel nedenlerle mücadele etmeyi gerektirdiği kaydedilen raporda, konuyla ilgili yeni araştırmaların afet riskini azaltmaya harcanan her 1 doların afet müdahalesinde 4 ila 7 dolar tasarruf sağladığı hatırlatılıyor.

Toparlanmanın Ötesinde: Afet Dayanıklılığı raporunda öne çıkan satır başları şöyle sıralanıyor;

  • BM Çevre Programı (UNEP) son Uyum Açığı Raporu’na göre, gelişmekte olan ülkeler için uyum maliyetleri 215-387 milyar dolar aralığında değişiyor. Bu tahmin, uyum maliyetlerinin, yaklaşık 21 milyar dolar olan uluslararası kamu uyum finansmanı akışlarının 10-18 katı kadar olduğu anlamına geliyor. Raporda, uyum projelerinde yaşanan mevcut durgunlukla birlikte iklim risklerinin arttığı belirtiliyor.
  • Raporda, günümüzde giderek artan bir nüfusun şehirlerde yaşadığı bilgisi paylaşılırken son yirmi yılda, kentsel nüfusun küresel payının 10 yüzde puan artarak %57’ye yaklaştığı aktarılıyor.
  • Giderek daha fazla sayıda insan faaliyetine ev sahipliği yapan kıyı bölgeleri, küresel olarak deniz seviyelerinin yükselmesi ve devam eden kentsel gelişim göz önüne alındığında afetlere daha açık bir durumda yer alıyor.
  • Küresel ölçekte artan sıcaklıkları sınırlamak için gösterilen çabaların artmasına rağmen, iklim bilimcileri sel, kuraklık ve orman yangını gibi afetlerin daha olası olduğunu düşünüyor. İnsanların yaklaşık yüzde 40’ı halihazırda iklim açısından savunmasız bölgelerde yaşıyor.
  • Tskb LogoYüksek sismik aktivite ile karşı karşıya olan ülkelerin önünde daha zor bir görev bulunuyor. Deprem riski altındaki bölgelerin yeniden inşasına ek olarak, endüstriyel tesisleri güvenli bölgelere taşıyarak olası hasarı da azaltmaları gerekiyor. Diğer yandan, öğrenme kayıpları ile artan gelir eşitsizlikleri ve toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri, kalkınma üzerinde uzun vadeli etkileri olan olgular olarak etkilerin fiziksel kayıpların ötesinde olabileceği aktarılıyor.

Kayıt Formu

Hoşgeldin Üyeliği (Ücretsiz)
Kayıt için Kullanım Şartları ve Gizlilik Politikası ve 6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“KVKK”) Usul ve Esasları Uyarınca Kişisel Verilerinizin Korunması Hakkında Müşteri Aydınlatma Metnin okunması ve kabul edilmesi gereklidir.