Dünya Genelinde Portföylerde Altın Varlıkları Artıyor!
Doç. Dr. Sinem DERİNDERE KÖSEOĞLU
Dünya Altın Konseyi (World Gold Council)’nin 2024 yılına ait raporuna göre, toplam küresel altın talebi %1 artarak 4.974 ton ile tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. Dünya genelinde yatırımcıların portföylerinde altına olan ilgisinin artmasıyla birlikte altın talebinin yükselmesi, fiyatları yukarı yönde destekler.
Bu artış, hem fiziki altın alımlarıyla hem de yatırımcı portföylerindeki altın varlıklarının ağırlığının artmasıyla kendini gösteriyor.
Ayrıca altının hikayesinde ABD merkezdedir. Çünkü altının küresel ons fiyatı genellikle New York merkezli piyasalarda belirlenir.

Trump Dönemi
Trump’ın başlattığı Çin’e yönelik gümrük tarifeleri, Çin’in Misilleme Hamleleri, bu Ticaret savaşlarının getirdiği küresel belirsizlikler ve diğer finansal piyasalarda yarattığı oynaklık güvenli liman olarak altına yönelimi destekliyor.
Anlaşılacağı üzere, ABD’de Trump yönetiminin mevcut politikaları devam ettiği sürece, altının güçlü kalma ihtimali artabilir.
Dünyadaki Savaş İhtimalleri
Rusya-Ukrayna Savaşı, Orta Doğu Gerilimleri, Küresel Ticaret Savaşları vb gibi büyük jeopolitik krizler, dünya genelindeki ekonomik belirsizlikleri artırarak, altın talebini yükseltmiştir. Bu tür savaşlar ve gerilimler, yatırımcıları güvenli liman olarak görülen altına yönlendirmiştir, çünkü altın tarihsel olarak kriz dönemlerinde değer kazanmıştır.
İnsanlar para kazanmaktan daha ziyade kaybetmeden korunma iç güdüsüyle hareket ediyor !
Avrupa’nın, ABD’de tutulan altın rezervlerini kendi ülkelerine geri çağırma eğilimi de, yalnızca bir finansal hamle değil, aynı zamanda stratejik bir siyasi adım olarak değerlendirilebilir.
Resesyon (Ekonomide Durgunluk) Beklentileri
Amerika’nın önde gelen yöneticilerinin büyük bir kısmı, yakın gelecekte ABD ekonomisinin bir resesyona gireceğini öngörüyor. 2025 Nisan ayında yapılan bir ankette, 300’ün üzerinde CEO’nun %62’si, önümüzdeki altı ay içinde bir ekonomik durgunluk ya da başka bir ekonomik gerileme beklediklerini belirtti. Bu oran, Mart ayında aynı görüşte olanların oranı olan %48’den önemli bir artışı gösteriyor.
Bu artan endişe, CEO’ların iş dünyasında belirsizlik, enflasyon baskıları ve tedarik zinciri aksaklıkları gibi faktörlere yönelik duyduğu kaygıları yansıtıyor olabilir. (Kaynak: Chief Executive CEO Confidence Index, CNBCCOTD)
Dünya Genelinde Enflasyonist Ortam
Enerji fiyatlarının yükselmesi, pandemiden sonra ekonomilerin tam olarak toparlanamaması ve tedarik zinciri problemleri (örneğin, ABD’nin Çin’e uyguladığı yeni gümrük tarifeleri, deniz taşımacılığındaki kısıtlamalar ve Kızıldeniz üzerinden yapılan sevkiyatlarda yaşanan güvenlik riskleri) vb. gibi olaylar 2025 yılı itibarıyla dünya genelinde enflasyonist baskıları artırmıştır. Bu gelişmeler, üretim maliyetlerini yükselterek tüketici fiyatlarına yansımış ve küresel ekonomik belirsizlikleri derinleştirmiştir.
Tüm bu faktörler dikkate alındığında, teknik göstergelerden ziyade temel analiz odaklı beklentiler, altın için güçlü yükseliş sinyallerini kuvvetlendirmektedir.
Ama Biz Gene De Gelin Bir Geçmişe Bakalım
1 ons altın 22/04/2005 seviyesi 430 USD iken bugün 22/04/2025 seviyesi 3,490 USD
Altının ons fiyatı 22 Nisan 2005’ten 22 Nisan 2025’e kadar yaklaşık 8,12 kat artarak %711,63 değer kazanmış ve bu dönemde yıllık bileşik getiri oranı (CAGR) yaklaşık %11,04 olmuştur. Dolar bazlı yıllık %11,04 getiri hiç te fena bir getiri değil!

Doç. Dr. Sinem DERİNDERE KÖSEOĞLU







İlla ki konşimento kayboluyorsa, bir daha hiç bulunmaması adına kaybolması kötünün iyisi olarak değerlendirilebilir. Kötünün daha kötüsü ise postada kaybolan deniz konşimentosunun bir başka şahıs / üçüncü bir kişi tarafından bulunmasıdır.
Öncelikle bu kaybın iyi yönünü değerlendirin. Demem odur ki kaybolduğu beyan edilen deniz konşimentosunu bir tilki veya çakal bulursa, o zaman neler olabileceklerini yazmak istemiyorum doğrusu. Anlayacağınız kaybedildiği beyan edilen deniz konşimentosunu kısa sürede bir tilki veya çakalın (Tilki veya çakalı mecazi anlamda kullandığımı ve işin kurnazlığı yönünde aksiyon alan kişi şeklinde değerlendirilmesi gerektiğini söylememe gerek yok sanırım) bulması halinde, orijinal deniz konşimentosunu elinde bulunduran kişi deniz nakliyat acentasından ordinoyu alabilir.
Kargonun iki kurye halinde gönderilmesinden ne ihracatçı, ne de bankalar kaybeder. İhracatçıya maliyeti ek bir kargo parası kadardır.
Peşin ödeme, ithalatçının ihracat gerçekleşmeden önce mal bedelini ihracatçıya ödemesidir. İhracatçı mal bedelini tahsil ettikten sonra malları sevk eder. Bu ödeme şeklinde ithalatçı risk altındadır, ihracatçının ise hiçbir riski yoktur. Peşin ödeme ihracatçı açısından en ideal ödeme şeklidir.
Sağlık lojistiğinde hasta güvenliği son derece kritik bir konu olup, sağlık hizmetlerinin kalitesini, etkinliğini ve sürdürülebilirliğini doğrudan etkiler. Sağlık lojistiği, hasta tedavisini desteklemek için tıbbi malzemelerin, ilaçların, ekipmanların ve diğer kaynakların doğru zaman ve şekilde temin edilmesini sağlayan bir sistemdir. Bu sistemde yapılan hatalar, doğrudan hasta sağlığı üzerinde olumsuz etkilere yol açabilir. Bu nedenle, sağlık lojistiğinde hasta güvenliği, hem hastaların sağlık durumunu korumak hem de sağlık hizmeti sağlayıcılarının güvenli ve etkili bir ortamda çalışmasını sağlamak açısından önemlidir.
Liderlik, karar almaktır. Ve asıl liderlik, zor kararları açıklayabilme cesaretidir. Görünmeyen bir sorumluluk vardır bu noktada: Karar almanın teknik kısmını yönetmekle, alınan kararın yarattığı duygusal etkileri yönetmek arasında derin bir uçurum vardır. Ve çoğu zaman bu uçurum, liderin iç sesinde yankılanır.
Danışmanlık kapsamında firmalarla çalışırken dikkatimi çeken çok önemli iki konu var. Birincisi; firmaların ihracata başlamakla ilgili temel motivasyonlarının nereden geldiğini tam olarak tanımlamakta çoğu zaman zorlandıklarını ya da bu basit tanımlamayı yapabilmek adına çok da zaman ayırmadıklarını görüyorum oysa ki bu konu bana kalırsa ihracat stratejisinin oluşturulması adına oldukça önemli bir konu. Bir diğeriyse; ihracat yapmaya başlamak açısından ne derece hazır olduklarını da tam olarak bilemedekilerini görüyorum. Bu haftaki yazımla firmaların bu ana noktalarda kendilerine sormaları gereken soruları sizlerle paylaşıp bir nevi “İhracat Ön Fizibilite Çalışması Nasıl Hazırlanır?” sorusuna yanıt vermeye çalışacağım.
Uluslararası Ekonomi Zirvesi’nin “AB ve Almanya İlişkilerinde Yeni Dönem: Neden Türkiye?” başlıklı üçüncü panelinde konuşan Almanya Federal Cumhuriyeti 10. Cumhurbaşkanı ve Alman-Türk İş Konseyi Başkanı Christian Wulff, “Gümrük Birliği’nin üzerinden 30 yıl geçti, artık modernize edilmesi ve kapsamının genişletilmesi gerekiyor. Ayrıca taraflar arasında bir uyumsuzluk olduğunda uzlaşma adımları atılmalı.” dedi.
İtirazen Şikayet Konusu; Başvuru sahibinin dilekçesinde özetle; Sözleşme Tasarısı’nda hakedişin 60 gün içinde tahakkuka bağlanacağı 30 gün içinde de ödeme yapılacağı şeklinde yer alan düzenlemenin Teknik Şartname’nin 4.3’üncü maddesinde “İdarece onaylanmış ve tahakkuka bağlanmış hak ediş ödemesi 60 gün içinde yapılacaktır.” şeklinde yer alan düzenleme ile çeliştiği bu yüzden İhalenin iptal edilmesi gerektiği iddialarına yer verilmiştir.
Trump yeniden başkan seçildiğinde “Amerika’yı Tekrar Büyütmek ve Eski Gücüne Kavuşturmak” için hemen hızlı bir şekilde tedbirler alacağını söylemişti. Bu büyütme hedefinin ilk aksiyonlarından biri ise gümrük vergilerini bir duvar gibi kullanmak oldu. Tabi kime karşı? Çin’e! Ve açıkçası Türkçede bir terim vardır “bizim elimiz armut mu topluyor?” diye. İşte Çin’de karşılık vermekte gecikmedi ve aynı yönde tedbirleri almaya başladı. Şimdi ben bu satırları yazarken, doğrusu arka planda küresel ekonominin sessiz ama hayati çarklarının gıcırdamaya başladığını duyuyorum. O çarklar, akıllı telefonlardan elektrikli araçlara, uydulardan savaş uçaklarına kadar hayatımızın her alanına nüfuz etmiş teknolojik üretimi taşıyor. Ve şimdi, bu sistemin merkezindeki en kritik parçalardan biri—Çin’in nadir toprak elementleri—dünya sahnesinden geri çekiliyor.
ABD Başkanı Donald Trump, 2 Nisan’da Beyaz Saray’daki etkinlikte, 185 ülkeye yönelik karşılıklı tarifeler getiren kararnameyi imzaladı. Bu kararnameyle, ABD’nin birçok ticaret ortağından ithal edilen mallara yüzde 10 ile 50 arasında değişen tarifeler getirildi. Bu haber global piyasalarda büyük bir düşüş etkisi yarattıktan sonra Beyaz Saray’dan tarifelere ilişkin bazı erteleme kararları alınması piyasalarda geçici bir rahatlamaya neden oldu.