Aşırı Düşük Kapsamında Belgelerin Sunuluş Şekli ?

İtirazen Şikayet Konusu;  TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü Satın Alma ve Stok Kontrol Dairesi Başkanlığı tarafından 14.10.2022 tarihinde açık ihale usulü ile gerçekleştirilen “Polatlı-Konya Hat Kesiminde Tesis Edilen Yüksek Hızlı Tren Sinyalizasyon, Haberleşme, GSM-R ve Ankara CTC Kumanda Merkezi Sistemleri ile Alt Sistemlerinin 3 Yıl Süre ile Bakım İşlerinin Yaptırılması İşi” ihalesine ilişkin olarak Yapı Merkezi İnşaat ve San. A.Ş.nin 25.11.2022 tarihinde yaptığı şikâyet başvurusunun, idarenin 06.12.2022 tarihli yazısı ile reddi üzerine, başvuru sahibince 14.12.2022 tarih ve 66541 sayı ile Kurum kayıtlarına alınan 14.12.2022 tarihli dilekçe ile itirazen şikâyet başvurusunda bulunulmuştur.

Kamu ihale Kurumuna yapılan söz konusu itirazen şikayet başvurusunun üçüncü iddiasında özetle; Aşırı düşük teklif açıklaması kapsamında söz konusu sistemlerin üretici firmasının ihaleye teklif veren Siemens Mobility Ulaşım Sistemleri A.Ş. değil, Siemens Rail Automation S.A.U. olduğunun belirtilmesi gerektiği, bu iki firma arasında isim benzerliği olsa dahi birbirlerinden ayrı tüzel kişiliklere sahip iki farklı firmalar oldukları, ihaleye teklif vermiş bulunan tüm istekliler gibi Siemens Mobility Ulaşım Sistemleri A.Ş.nin de, üretici firma Siemens Rail Automation S.A.U.’dan üretici destek beyanı alması ve söz konusu desteğe ilişkin olarak üretici firma Siemens Rail Automation S.A.U.dan almış olduğu fiyat teklifini, Kamu İhale Genel Tebliği’nin 79.2.2’nci maddesine uygun olarak sunması gerektiği, söz konusu üretici firmanın yurt dışı menşeili olduğu gözetildiğinde, bu firmadan alınarak sunulacak tutanakların, fiyat tekliflerinin, proforma faturaların ve her nevi belgenin kendi ülkesinde resmi makamlarca tasdik edilmesi, söz konusu belgelere APOSTILLE şerhi düşülmesi, ardından belgelerin yurt içi tasdiklerinin gerçekleştirilmesi gerektiği, söz konusu belgelerin tasdik işlemlerinin ne şekilde gerçekleştirileceği ve idareye hangi şartlar altında sunulacağının Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliği’nin 31/3’üncü maddesinde hüküm altına alındığı, Siemens Mobility Ulaşım Sistemleri A.Ş. tarafından, Siemens Rail Automation S.A.U.dan ya da diğer yurt dışı üretici firmalardan alınarak idareye sunulması gereken her türlü belgenin Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliği’nin mezkûr hükmüne uygun şekilde sunulması gerektiği iddialarına yer verilmiştir.

Kamu İhale Kurulu Kararı Özeti; 11.01.2022 tarihli ve 2023/UH.II-92 sayılı Kamu İhale Kurulu kararına göre, Yapılan incelemede;

Teknik Şartname’nin “Yüklenicinin Görev ve Sorumlulukları” başlıklı 6’ncı maddesinde “6.1 Yüklenici bakım-onarım ve arızaların giderilmesi işlerinin kapsamında bulunan; sinyalizasyon (Ray Devresi, ETCS, Anklaşman, RBC, CTC), ve GSM-R (BTS, BSS, TRAU, OMC-R vb.) sistemlerinin üreticileri ile sözleşme kapsamı ve süresi boyunca; önleyici bakım sürecinin takibi, uzaktan erişim ve destek, gerektiğinde arızaya müdahale ve ayrıntılı raporlama amacıyla yer teslim tarihinden itibaren 30 (Otuz) takvim günü içerisinde üreticilerden Seviye 2 ve 3 kapsamında (yurtiçi ve yurtdışı üretici desteği) destek beyanı getirecektir.

6.2 Yüklenici üretici desteği gereken arıza durumları veya TCDD’nin talebi halinde; madde 6.1’de belirtilen kapsamda sağlayacağı üretici desteğini en geç arıza başlangıcı veya TCDD talebinin (sözlü veya yazılı talep) iletilmesinden itibaren 2 saat içerisinde sağlayacaktır.

6.3 Yüklenici üretici desteği kapsamında mevcut sistemde ve TCDD’nin talebi halinde güncel yazılım desteğini sürekli sağlayacaktır. Yüklenici yazılım güncellemesi için TCDD’den ayrıca ücret talep etmeyecektir.

6.4 Yüklenici üretici desteği kapsamında yapacağı çalışmalar sonrasında 7 gün içerisinde detaylı çalışma raporunu (mevcut sisteme müdahale, yazılım ve donanım değişikliği, sistem log kayıt bilgileri vb. çalışmalar) TCDD’ye sunacaktır.

6.5 TCDD’nin talebi halinde madde 6.1’de belirtilen alanlarda üretici, bakım-onarım ve arıza giderme işlerine katılacaktır.

6.6 Bu Teknik Şartname’nin 6.1 maddesinde bahsedilen Ray Devresi, ETCS, Anklaşman, RBC, CTC, ve GSM-R sistemleri için istenen beyan belgelerinden herhangi birinin belirtilen süre içerisinde İdareye teslim edilmemesi durumunda her bir belge için sözleşme bedelinin %2 (iki) oranındaki bedeli aylık hakedişlere bölünerek her hakediş bedelinden kesinti uygulanır…” düzenlemesi yer almaktadır.

Kesinleşen ihale komisyonu kararında idarece söz konusu ihalede aşırı düşük sınır değerinin 140.589.849,59 TL olarak hesaplandığı ve teklifi hesaplanan bu sınır değerin altında olan Siemens Mobility Ulaşım Sistemleri A.Ş.nin aşırı düşük teklif olarak belirlendiği ve idarenin 25.10.2022 tarih ve 310983 numaralı yazısı ile aşırı düşük teklif açıklamalarını Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliği’nin 59’uncu maddesi ve Kamu İhale Genel Tebliği’nin 79’uncu maddesine uygun şekilde sunulmasının istenildiği, anılan yazıda 5 No.lu Poz: Makas tahrik ve kilitleme tahkik sistemleri bakımı, 8 No.lu Poz: Ray devreleri dahili ekipmanları bakımı, 9 No.lu Poz: Ray devreleri harici ekipmanları bakımı, 25 No.lu Poz: Arıza müdahale ekibi (üç vardiya), poz no gözetilmeksizin üretici destek beyanlarının teklifin önemli bileşeni olarak belirlendiği ve bu bileşenlere ilişkin açıklamaların belirtilen süre içerisinde idareye sunulmasının talep edildiği belirlenmiştir.

Siemens Mobility Ulaşım Sistemleri A.Ş.nin 04.11.2022 tarihli yazı ekinde aşırı düşük açıklamalarının sunulduğu ihale komisyonu tarafından yapılan inceleme neticesinde açıklamaların kabul edilerek anılan isteklinin 16.11.2022 tarihli kesinleşen ihale komisyonu kararı ile ekonomik açıdan en avantajlı istekli olarak belirlendiği görülmüştür.

Teknik Şartname’de yapılan düzenlemelerden, birim fiyat teklif cetvelinde istekliler tarafından teklif edilen birim fiyatların üretici destek kısmı maliyeti ve isteklinin kendi maliyeti kısımlarından oluştuğu, dolayısıyla açıklama istenen iş kalemlerinde belirtilen fiyatlar açıklanırken iki aşamalı olarak hem üretici destek maliyetinin, hem de isteklinin kendi marifetiyle yapacağı kısımda kullanılacak personel ve diğer giderlerin Kamu İhale Genel Tebliği’nin 79’uncu maddesine uygun şekilde açıklanması gerekmektedir.

Siemens Mobility Ulaşım Sistemleri A.Ş.nin 04.11.2022 tarihli yazı ekinde aşırı düşük açıklamalarını idareye sunduğu, söz konusu açıklamalar kapsamında açıklama istenilen iş kalemlerine ilişkin maliyetlerin detayları için EK-O.5 maliyet tespit tutanağının, üretici destek beyanı ve tekliflerinin, ilgili meslek mensubunun faaliyet belgesinin ve bazı ürünler için internet satış siteleri üzerinden alınan diğer tekliflerinin sunulduğu belirlenmiştir. Maliyet tespit tutanağının detayları incelendiğinde söz konusu tutanağında açıklama istenilen her bir iş kalemi için ayrı ayrı tablolar düzenlendiği, söz konusu kalemlerin birim işçilik maliyetlerinin ve diğer maliyetleri gösterir tablolarının ayrı ayrı hazırlandığı, birim işçilik maliyetleri ve diğer maliyetlerin toplamının; birim fiyat teklif cetvelindeki iş kalemlerine ilişkin fiyatların aşağısında olduğu belirlenmiştir.

Kamu İhale Genel Tebliği’nin 79.2.2.1’inci maddesinde aşırı düşük teklif açıklamalarının üçüncü kişilerden alınan fiyat teklifleri ile yapılması durumunda, öncelikli olarak fiyat teklifini veren kişiyle tam tasdik sözleşmesi yapan veya beyannamelerini imzalamaya yetkili olan meslek mensubu tarafından ilgisine göre teklife konu mal veya hizmet için maliyet tespit tutanağı (Ek-O.5) veya satış tutarı tespit tutanağı (Ek-O.6) düzenleneceği ve açıklamalar kapsamında sunulacağı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla bu yöntemle açıklama yapılması durumunda öncelikli olarak üçüncü kişilerden fiyat teklifi alınması, fiyat tekliflerinin Tebliğ’de belirtilen usule uygun olması ve ekinde dayanağı olan maliyet tespit tutanağı veya satış tutarı tespit tutanağının sunulması gerekmektedir. Anılan istekli tarafından sunulan aşırı düşük teklif açıklamaları incelendiğinde, satış tutarı tespit tutanağında belirtilen birim fiyatlar esas alınarak alınmış bir fiyat teklifinin açıklamalar kapsamında bulunmadığı, ayrıca maliyet satış tutarı tespit tutanağının (Ek-O5) ihale ilan tarihinde yürürlükte olan son standart forma uygun şekilde 6 numaralı “Ağırlıklı Ortalama/Toplam Birim Maliyetin tespitinde esas alınan faturalara ilişkin bilgiler” tablosuna yer verilmediği, dolayısıyla maliyet satış tespit tutanağına dayanak olan fatura bilgilerinin bulunmadığı belirlenmiştir. Ayrıca açıklamalar kapsamında Siemens Rail Automation S.A.U’dan alınan bir sözleşme taslağının ve fiyat teklifinin sunulduğu, ancak söz konusu belgelerin İngilizce olduğu ve Türkçe tercümelerinin sunulmadığı görülmüştür. Bunun dışında, bazı bileşenler ile ilgili Neteş Mühendislik ve Dış Tic. A.Ş.den alınan fiyat teklifinin alındığı ancak fiyat teklifinin Tebliğ’in yukarıda aktarılan maddelerine uygun olmadığı, fiyat teklifinin ilgili meslek mensubu tarafından onaylanmadığı, ayrıca açıklamalar kapsamında e-mail ortamında alınan fiyat tekliflerinin ve bazı ürünlere ilişkin farklı farklı dijital pazarlama platformlarından alınan fiyatları gösterir ekran görüntülerinin eklendiği tespit edilmiştir.

Yukarıda aktarılan Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliği’nin “Belgelerin sunuluş şekli” başlıklı 31’inci maddesi ihaleye katılım ve yeterlik kriteri olarak belirlenen belgelerin sunulmasına yönelik kurallar ve onaylara ilişkin kriterleri içermekte olup, aşırı düşük teklif açıklaması kapsamında sunulan ve açıklamalara dayanak teşkil edecek belgelerin kamu ihale mevzuatı gereğince belgelerin sunuluş şekline uygun şekilde sunulması şartının aranmasının, aşırı düşük teklif açıklama isteme yazısında açıkça talep edilmedikçe uygun olmadığı belirlenmiştir.

Ayrıca ihalelerde yurtdışında bulunan bir firmadan (üretici destek paketi kapsamında) fiyat teklifinin aşırı düşük teklif açıklamaları kapsamında sunulması durumunda, bu fiyat teklifinin Kamu İhale Genel Tebliği’nin 79’uncu maddesinde aranan şekil şartları taşımasının beklenmeyeceği, belgenin düzenlendiği ülke mevzuatı çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği, fakat mutlaka sunulan fiyat teklifinin ekinde, verilen fiyatın dayanaklarına ilişkin belgelerin de bulunması gerektiği anlaşılmıştır. Ancak yurtdışından alınan fiyat tekliflerinin dayanağı belgelerin açıklamalar kapsamında sunulmadığı belirlenmiştir.

Dolayısıyla yukarıda açıklanan nedenlerle ihale üzerinde kalan isteklinin aşırı düşük açıklamalarının mevzuata uygun olmadığı anlaşıldığından söz konusu iddialar yerinde bulunmuştur.

Mehmet ATASEVER

Kamu İhale Kurulu Eski Üyesi/ Akademisyen

Uluslararası İstanbul İplik Fuarı 19. Kez 16-18 Şubat’ta Gerçekleşecek

Tekstil sektörünün en önemli ham maddesi olan iplik endüstrisinde faaliyet gösteren üreticiler, 16-18 Şubat 2023 tarihlerinde 19. kez TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde bir araya geliyor. 

Yoğun talep nedeniyle bu yıl açılan ek salonlarla birlikte 40.000 m2’lik alanda kurulan fuarda ziyaretçiler, sektör yeniliklerinin yanı geri dönüşümlü iplikleri dönüşüm serüvenini de deneyimleyebilecek. 

Avrasya’nın en önemli iplik fuarı 16 Şubat 2023’te kapılarını açmaya hazırlanıyor. TÜYAP tarafından, 19. kez düzenlenen ve 400’e yakın firmanın yer alacağı Uluslararası İstanbul İplik Fuarı’na bu yıl 15 bin ziyaretçi bekleniyor. 18 Şubat’a kadar sürecek olan fuar için aralarında Avrupa ülkeleri, İngiltere, Amerika, Brezilya, Cezayir, Çin, Endonezya, Gana, Güney Kore, İran, İsrail, Japonya, Kanada, Katar, Kuveyt, Malezya, Mısır, Rusya, Vietnam gibi ülkelerin de bulunduğu dünyanın dört bir yanından ziyaretçi bekleniyor. İplik sektörünün devleri ile yerli üreticilerin buluşma adresi konumunda olan Fuar, ihracatın artırılmasında kilit bir rol üstleniyor. Fuar katılımcıları hem T.C. Ticaret Bakanlığı’ndan hem de KOSGEB’den destek alabiliyorlar.

Hem Katılımcı Hem Ziyaretçi Sayısında Artış

19. Uluslararası İstanbul İplik Fuarı’na, sektör firmalarından gelen yoğun katılım talebi üzerine bu yıl yeni salonlar eklendi. Böylece 7 salonda 40.000 m2’lik alanda gerçekleşecek olan fuarın m2’sinde %57’lik bir büyüme yakalandı. Sektör profesyonellerinin büyük bir ilgi ile takip ettiği fuarın bugüne kadarki online bilet talepleri geçen yıla oranla yüzde 25 arttı.

En Çok İhracat Yapılan Ülkelerden Ziyaretçi Talepleri Gelmeye Devam Ediyor

Türkiye’nin 2022 yılında tekstil ve hammaddeleri ihracatı 2,7 milyon ton oldu. 2022 yılında en fazla tekstil ve hammaddeleri ihracatı 27 AB ülkesine yapılırken bunlar arasında İtalya ilk sırada yer aldı, onu Almanya takip etti. Aynı yıl miktar bazında en çok ihracat gerçekleştirilen ikinci ülke grubu ise Afrika ülkeleri oldu. Bu yıl gerçekleşecek olan İstanbul İplik Fuarı’na en çok ziyaret talebi gelen ilk 15 ülke arasında, en fazla ihracat yapılan bu ülkeler yer alıyor.

İplik sektöründe en çok ihraç edilen iplik çeşitleri arasında yer alan sentetik-suni filament liflerden iplikler, pamuk iplikleri, sentetik-suni devamsız liflerden iplikler, yün ve ince-kaba hayvan kıllarından iplikler, bitkisel liften iplikler, ipek ipliğinin yanı sıra çok çeşitli iplik türleri fuarda sergilenecek.

2022 yılında en fazla tekstil ve hammaddeleri ihracatı 27 AB ülkesine yapılırken, bunlar arasında İtalya ilk sırada yer aldı, onu Almanya takip etti. 2022 yılında miktar bazında en çok ihracat gerçekleştirilen ikinci ülke grubu ise Afrika ülkeleri oldu.

Geri Dönüşümlü İpliklerin Serüveni Ziyaretçilerini Bekliyor

Son dönemin güncel konularından olan döngüsel ekonomiye odaklanan fuarda, fuayede kurulacak olan geri dönüşümlü iplikler, özel sergi alanında ipliğin atıktan başlayarak son ürüne kadarki serüveniyle ziyaretçiler ile buluşacak. Fuar ziyaretçileri bir pet şişenin kazak olma hikayesini aşamaları ile görebilme imkanı bulacak. Geri dönüşümlü iplik üretimi yapan katılımcı firmaların örnek ürünlerinin sergileneceği alanın yanı sıra ziyaretçiler daha detaylı ürün bilgisi için katılımcılar ile stantlarında buluşacak.

İplik Ticaretinin Uluslararası Platformu İstanbul İplik Fuarı

Çevreci, yüksek performanslı ve üstün kaliteli ürünlerin sergileneceği fuar, uluslararası iplik sektörünün en önemli ticari buluşması konumunda. Geçen seneki katılımcılar, siparişlerinin fuarda %81 oranında arttığını ifade ederken, ziyaretçilerin %32’si de fuar esnasında satın alım yaptığını belirtiyor. Geçen yıl 10.282 sektör profesyonelini ağırlayan fuar için bu yıl ülke çeşitliliğini ve ziyaretçi sayılarını artırmak üzere yoğun tanıtım faaliyetleri ile T.C. Ticaret Bakanlığı desteği ile İTKİB koordinatörlüğünde Alım Heyeti Programı oluşturuldu.

3 gün sürecek olan 19. Uluslararası İstanbul İplik Fuarı ilk iki gün saat 10.00 ile 18.00 arasında, son gün ise 17.00’ye kadar ziyaret edilebilecek.

Alüminyum & Demir-Çelik, Endüstriyel Fırınlar & Isıl İşlem & Döküm Sektörlerinde Personel Sıkıntısı

Değerli Sanayicilerimiz ve Kıymetli İşverenlerimiz,

Milyonlarca dolar yatırımlar yaptık, fabrikalar kurduk, tesisleştik, makinalar ve teçhizatlar aldık. Borç aldık, kredi çektik, siparişler aldık, artık imalata ve üretime başlamamız ve projelerimizi zamanında yetiştirmemiz lazım. İşimizi büyüttük, şubeleştik, lüks arabalar kiraladık, rezidanslarda ofisler açtık, vergi ve ihracatta ilk 500 lere girdik veya girme yolundayız. Ancak istihdam gibi bir sorunumuz var ki çok büyük ve işlerimiz ve geleceğimizi planlarken bizi endişeye sevk ediyor.

Peki geçmişte ne hatalar yaptık ta özellikle ara eleman sıkıntısı çekmeye başladık. Bu yazımda genelge orta ve küçük ölçekteki, daha tam olarak kurumsallaşamamış veya kurumsallaşma yolunda bulunan fabrikaların geçmişte istihdamla ilgili ne gibi hatalar yaptığını yazacağım. Devletin politikalarından kaynaklanan ve hükümetlerin hatalı kararlarından bahsetmeyeceğim. Bütün bunlara rağmen bizim yapabileceklerimiz varken yapamadıklarımızdan veya yanlış yaptıklarımızdan bahsedeceğim.

Özellikle gençler artık fabrikalara uğramaz oldu? Neden? Bu duruma nasıl gelindi? Gençler neden fabrikalara ilgisiz kaldılar? Büyüklerinden, babalarından ve çevrelerinde fabrikalarda çalışan insanlardan neler duydular da kendilerine fabrikalarda bir gelecek hayal etmediler? Milyonlarca genç evde işsiz oturmayı fabrikada çalışmaya tercih ettiler?

Çünkü;

  • Yıllarca fabrikalarda ağır ve zor iş koşullarına rağmen düşük ücret politikası uyguladık. Kronik olarak %10 ların üzerinde seyreden işsizlikten dolayı işsizlerin kapılarında uzun kuyruklar oluşacağını düşündük. Ama öyle olmadı. Yabancı göçmenler de olmasa son yıllarda birçok fabrikanın kapısına kilit vurmasına ramak kaldı.,
  • İşe alımlarda servis, yemek, sigorta, AGİ gibi zaten zorunlu olan veya olması gereken getirileri işçilere lütufmuş gibi sunduk. Başvuranın memleketi ve mezhebi bazen tecrübesinin önüne geçti. Onlara küçük yazılardan oluşan sayfalarca kurullar imzalattık. Bu sözleşmelerle rakip firmaya gitmelerinin ve aynı sektörde çalışmalarının önüne geçmeye çalıştık. Onlara yasal haklarını öğretmekten korktuk.
  • İş sağlığı ve güvenliği konularında gevşek davrandık ve angarya olarak gördük. Gerekli önlemleri almadık ve uygun çalışma koşullarını sağlamadık. Çalışanımızı işte değil de evde kaza geçirdikleri şeklinde ifade vermeye zorladık. İş sağlığı ve güvenliği için verilen eğitim sürelerini kayıp zaman olarak algıladık.
  • Sigortasız veya asgari ücretin altında işçi çalıştırdık. Hesabına asgari ücreti yatırdıktan sonra paranın bir kısmını geri isteme cüreti gösterdik. Özellikle gençler bu durumdan dolayı güvenlerini kaybettiler. Çoğu askerlik hizmetinden sonra tekrar fabrikalara dönmedi.
  • Yeni işe giren gençlere ve stajerlere iyi davranmadık. Harçlık nevinden ücretler verdik. Onları işi öğretecek bir ustanın yanına vermektense temizlik ve getir-götür işlerinde kullandık. Paramıza kıyıp bir temizlikçi almadık. Gençler temizlik yapmaktan kendilerini yetiştirmeye ve öğrenmeye fırsat bulamadılar.
  • Emekli insanların tecrübelerine ve yaşlarına hürmet etmek yerine onları ucuz işgücü olarak gördük. Emekli maaşı almalarını onlara düşük ücret vermek için bahane yaptık.
  • Aile içinden yanımızda çalışan kimselere hemen kariyerlerinin başında yüksek mevki, makam ve ücretler sunduk. İşyeri imkanlarından sonuna kadar yararlanmalarını sağladık. En stratejik görevlere onları getirdik.
  • Ayrılan çalışanlarımıza saygı göstermek yerine onları hain olarak yaftaladık. Bir daha yıllarca çalıştıkları iş yerini ziyarete bile gelmelerini yasakladık. Rakip firmadan gelenleri büyük bir heyecanla işe alırken bizden rakip firmaya gidenleri hoş karşılamadık. Halbuki her insan gibi onların da iş değiştirme, kendi işlerini kurma ve teşebbüs hürriyetleri vardı.
  • İşimize yıllarını vermiş çalışanlara yeni işe girenlerden daha az ücret verdik. Onların yıllarca çalıştıkları işyerinden tazminatlarını yakma pahasına ayrılmayacaklarını düşündük ve bunu kullandık. Verimsiz çalışanın tazminatını verip kovamadık ve verimsiz çalışmaya devam etti. Diğer performanslı çalışanların motivasyonunu da bozan bu kişiler en sonunda kendileri kovdurup tazminatlarını alıp gittiler. Verimli çalışanlar ise memnuniyetsizlik duymalarına rağmen ne istifa edebildiler ne de kovulabildiler.
  • Kaynakçı olarak aldığımız çalışandan tornanın başına geçmesini bekledik. Frezeciyi taşlama yapmaya zorladık.
  • Yıllık ücret artışını adaletli yapmak yerine eşit oranda yapmayı tercih ettik. İşe farklı ücretle başlayan iki çalışanın yıllar sonra aldıkları ücretler arasında uçurumlar meydana geldi.
  • Personelin çoğunu yaptığımız toplantılara alıp fikirlerini sormadık. Üç beş kişiyle işi yürütmeyi ve planlamayı seçtik.
  • Nerdeyse her çalışanımıza ayrı bir anlaşma yapmış gibi hesaplar yaptık. Maaş dışındaki mesai ve sosyal haklar gibi alacakları her şahsa ayrı uyguladık. Halbuki her çalışan aynı kanuna tabi idi. Onları mavi-beyaz yaka olarak, kadın-erkek olarak, yaşlı-genç olarak kategorilere ayırdık. Aynı işi birlikte bitiren iki çalışan farklı mesai ücreti aldı. Halbuki kural basit olmalıydı : “Kim olursa olsun maaşın dışındaki haklarını eşit oranlarda alır, çok çalışan mutlaka fazla çalışmasının karşılığını görür, az çalışanın maaşından kesilir.”
  • Yıllık izinlerini kullandırıp dinlenmelerine fırsat vermedik. Çoğu zaman yıllık izni paraya çevirip kullandırmamayı tercih ettik.
  • Çalışanlarımızı kanunlarda belirtilen saatlerin üzerinde çalıştırdık veya aşırı şekilde mesai yaptırdık. Çalışana öyle oranda bir maaş verdik ki fazla mesai yapmadan yeterli ücret alamaz hale getirdik.
  • Her yıl maaşları yatırdığımız bankayı değiştirdik ama çalışanlarımızın maaş promosyonlarını dağıtmayı unuttuk.
  • Yeni mezun mühendislerimizin başvuru sayısının fazla olmasını fırsata çevirip onları asgari ücretle işe başlattık.
  • Çalışanlarımızın hata yapmalarına müsaade etmedik, onları arkadaşlarının yanında rencide edici şekilde yüzlerine bağırdık. Etrafımızda bizi sürekli alkışlayan, övgüleyen bir grup görmek istedik. Eleştiriyi sevmedik ve katlanamadık. Onları ödüllendirerek motive etmek yerine cezalandırma ile susturmayı tercih ettik.
  • Çalışanlarımıza aşırı sorumluklar yükledik ancak işiyle ilgili yetkiler vermeyi unuttuk. Tüm yetkileri birkaç aile üyesinde veya birkaç yöneticide topladık.

Bu yazımda genelde yaptığımız olumsuzları yazıp içinizi karartmış oldum. Ancak çoğu işyerinde uygulamalar bu şekilde. Tabi ki çok güzel bir şekilde işini yürüten ve çalışanlarına değer veren işverenlerimiz de mevcut. Onlarla ilgili düşüncelerimi bir sonraki yazımda değineceğim.

Tavsiyelerim;

*** Her iş kolunun asgari ücreti farklı olmalı. Kuaförle dökümhane sorumlusunun, markette çalışanla kaynakçının, hemşire ile torna ustasının asgari ücretlerini aynı yaparsanız gün gelir fabrikalarda çalışacak eleman bulamazsınız.

*** Çalışan ister kendi isteğiyle ayrılsın, isterse işten kovulsun her halükarda tazminatını alabilmeli.

*** Eğer doktor çalışana rapor vermişse suçlu çalışan değil doktordur. 2 günlük rapor ücretinin hem devlet hem de işveren tarafından verilmemesi haksız bir durum ortaya çıkarıyor.

*** Yıllık ücret artışlarında tecrübeye, verime, performansa bakılmalı. Herkese aynı oranda artış yapılması kabul edilemez.

*** Tüm çalışanlar maaş dışındaki haklardan eşit oranda faydalanmalı.

*** İşverenlerce çalışanların rakip firmaya gitmelerine engel olmaya çalışmanın hatta aynı sektörde bile iş bulmalarını engelleyici çabalarının önüne geçilmeli. Bunun insan haklarına aykırı olduğu vurgulanmalı. Yıllarca kaynak yaparak ekmeğini kazanan birisi artık başka iş yapamaz ki…

Cavit SOY

Anno Metal AŞ

Satın Alma Müdürü

İşveren, İşçiye Tahsis Ettiği Aracı, Mesai Saatleri Dışında Araç Takip Sistemi ile İzleyebilir mi ?

İşverenler, işyeri dışında yapılacak işlerini işçilerine tahsis ettikleri hizmet araçları vasıtası ile yürütmekte ve işçilerin kullandığı araçlara araç takip sistemi monte ettirmektedirler. Araç takip sistemleri sayesinde işveren işçisini işyeri dışında zamanlama açısından birebir takip edebilmektedir. Araç takip sistemi, işyeri dışında işçilerin gittikleri adresleri, gitme zamanını, süresini, takip sistemi takılı olan aracın hızını, belirlenen güzergâh dışına çıkıp çıkmadığını gösterebilmektedir. Bu tür araç takip sistemlerinin işverenler tarafından tercih edilmesinin esas nedeni ise, izlenen işçiler üzerinde iş süreleri boyunca bir takip sistemi oluşturarak iş sürecinin etkin bir şekilde yönetme arzusu yatmaktadır. Ayrıca, işçilere tahsis edilen araçların amaç dışı kullanımının önlenmesi de önemli bir faktör olarak görülmektedir.

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nda, “kişisel verilerin belirli, açık ve meşru amaçlar için işlenebileceği (m.4-(c)), yapılan işlemin amaçla bağlantılı olması gerektiği (m.4-(ç)), vurgulanmış ve kişisel verilerin ilgili mevzuatta öngörülen veya işlendikleri amaç için gerekli olan süre kadar muhafaza edilmesi gerektiği öngörülmüştür (m.4-(d)). Kişinin konum bilgisi, ilişkide olduğu kişiler, gruplar, girip çıktığı mekanlar, kişisel verisi olduğuna göre, elektronik gözetleme hakkının amaca uygunluk esası çerçevesinde kullanılabileceği, amaca uygunluk sınırlarının aşılması halinde ise, işçinin kişisel haklarına haksız bir müdahale oluşturacağı açıktır.

Nitekim, Yargıtay verdiği bir kararında, “kamuya açık alandaki kişinin, gün içerisinde yapıkları, gittiği yerler, kiminle niçin, nasıl, nerede ve ne zaman görüştüğü gibi hususları tespit etmek amacıyla sürekli denetim ve gözetim altına alınması sonucu elde edilmiş bilgileri ya da onun başkalarınca görülmesi ve bilinmesini istemeyeceği, özel yaşam alanına girdiğinde şüphe bulunmayan faaliyetleri özel hayat kavramı kapsamında değerlendirmiştir[1]. Çünkü özel hayatın gizliliği, kişisel faaliyetlerin toplumun diğer bireyleri tarafından bilinmesinin istenmediği noktada başlamaktadır. Yargıtay aynı kararında, “özel hayatın gizliliğine müdahale edilip edilmediğinin tespiti için, kişinin toplum içindeki konumu, mesleği, görevi, kamuoyu tarafından tanınıp tanınmadığı, dışa yansıyan davranışları, rıza ve öngörüleri, sosyal ilişkileri, içinde bulunduğu fiziki çevrenin özellikleri, müdahalenin derecesi gibi ölçütler göz önüne alınarak belirlenebileceğine” hükmetmiştir. Özel hayatın gizliliğine aykırı davranış da 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda yaptırıma bağlanmıştır. Buna göre, “Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır (m.134/1).

Elbette ki işveren somut olayın özelliğine göre ve dürüstlük kuralı kişisel verilerin işlenmesinin, işleme amacını göz önünde bulundurarak “ölçülü” olması ve elektronik gözetlemenin “orantılılık” esasına uygun olarak gerçekleşmesi gerekmektedir.

Elektronik gözetleme yapacak işverenin öncelikle, gözetleme yapmadan önce gözetlemenin yöntemi ve amacı konusunda işçinin rızasını alması esastır. Bununla birlikte işveren yönetim hakkına dayanarak, iyiniyet kuralları çerçevesinde haklı menfaatlerinin söz konusu olduğu durumlarla sınırlı kalmak kaydıyla işçiye haber verilmeksizin de elektronik gözetleme yapabilir.

İşverenin işçinin sadece iş amaçlı kullanımı için verdiği işyeri aracını hukuka aykırı olarak özel amaçları doğrultusunda kullanmasına ilişkin elinde somut ve kuvvetli emareler varsa, araç takip sistemi ile işyeri aracının yerini ve hareketlerini belirlemeye hakkı vardır. Bu durum işçinin özel yaşamının gizliliğinin ihlali anlamına gelmez. Çünkü bu denetime işçinin neden olması hukuka aykırılı ortadan kaldırır.

Bununla birlikte, işverene ait hizmet aracının aynı zamanda özel amaçları için de kullanacağına dair izin verilmişse, o zaman durum değişir. Başka bir anlatımla işçiye tahsis edilen hizmet aracının araç takip sistemi ile kontrol edilmesinin hukuka uygun olup olmadığı, aynı zamanda özel amaçlarla kullanılmasına işverence izin verilip verilmediği ile doğrudan ilgilidir. Yeter ki işçi, iş saatleri dışında aracı özel amaçları için kullanmış olsun. Şayet işveren işçisine, iş dışında özel amaçlarla da aracın kullanılmasına izin vermişse, işçinin özel yaşamının gizliliğinin korunması amacıyla alınması gereken bir önlem olarak, iş saatleri dışında özel amaçlı kullanma hakkı olduğu zaman dilimi içinde işyeri aracındaki araç takip sistemini kapatma imkanına sahip olmalıdır. Aksi halde işçi kendisinin devamlı olarak gözetlediği hissine kapılarak, baskı altında kalacak ve hareket etme serbestisini kaybedecektir.

Ancak işveren ihtiyaç halinde ve işçiye başka yollarla ulaşma imkânı ve ihtimalinin olmadığı hallerde, aracın hareket ve bulunma yerlerini kayıt altına almadan, aracın bulunduğu yeri tespit edebilir. Bu durum sadece acil haller ile işverenin ve işyerinin haklı ve üstün menfaatini gerektirmesi halinde geçerlidir.

Sonuç olarak, işverene ait hizmet aracının araç takip sistemi ile kontrol edilmesinin hukuka uygun olup olmadığı, işçiye iş için tahsis edilen aracın özel amaç için de kullanılmasına izin verilip verilmediğine bağlıdır. İşçiye verilen aracın iş süreleri dışında özel amaçlar için de kullanılmasına izin verilmişse, işverenin iş saatleri dışında kural olarak aracın yerini ve hareketlerini belirlemesi ve kaydetmesi, işçinin özel hayatının gizliliğine müdahale anlamına gelir ve işveren bunun hukuki ve cezai sonuçlarıyla bağlı olur.

İşçiye sadece iş için tahsis edilen aracın mevzuata aykırı olarak, amacı dışında kullanılması ve işverenin bundan zarar görmesi halinde, işverenin, somut şartlar dahilinde, iş sözleşmesini geçerli veya haklı nedenle feshetmesi, maddi veya manevi tazminat talep etmesi mümkün olabileceği gibi, işveren tarafından işçinin özel hayatının gizliliğinin ihlal edilmesi halinde ise, somut şartlar dahilinde, işçinin maddi veya manevi tazminat talep etmesi ve iş sözleşmesini haklı nedenle feshetmesi mümkündür.

Lütfi İNCİROĞLU

 

[1] (Y12.CD.,17.4.2019, E:2019/2121, K.2019/5170)

SATIŞ YÖNETİCİLİĞİ SERTİFİKA PROGRAMI – New Sales Mindset –

SATIŞ YÖNETİCİLİĞİ SERTİFİKA PROGRAMI
– New Sales Mindset –
Son Başvuru: 8 ŞUBAT 2023
Program Süresi: 60 Saat (5 Hafta sonu Online – Zoom)
Program Ücreti: 2.500 TL (KDV Dahil)
İstanbul Üniversitesi Sürekli Eğitim ve Araştırma Merkezi
Satışın Yıldızları Burada. Sektörel satış deneyimleri, saha örnekleri ve zengin içerik bu programda. Türkiye’nin her köşesinden satış ekibi bir araya geliyor. Satış networking ve yeni iş fırsatlarına yakınlık. Köklü bir üniversiteden güçlü bir eğitim.
Satış Yöneticiliği Sertifika Programı ile Temel Kazanımlar:
* Satış kariyer adımlarını inşa etme,
* Yöneticilik için hazırlanma,
* Satış yöneticileri ile zengin bir iş çevresi oluşturma (networking),
İş fırsatlarına yakın olma ve İnsan Kaynakları bölümleri ile temas sağlama.
KİMLER KATILABİLİR ?
* İlaç Satış Temsilcisi
* Tıbbi Cihaz Satış Temsilcisi
* Hastane Sağlık Hizmetleri Satış Ekipleri
* Endüstriyel Satış Temsilcisi
* Satış Mühendisi
* Yazılım Satış Temsilcisi
* Banka Satış Ekipleri
* Sigorta Satış Acentesi
* Otomobil Satış Ekipleri
* Kapıdan Kapıya Satışçılar
* Teknik Satış Temsilcisi
* Merchandising Satışları
* Gayrı Menkul Satışçıları (Emlakçılar)
* Yatırım Değerleme Uzmanları
* Girişimciler
#NewSalesMindset #Sales #SalesNetworking  #Certificate

Makine Sektörü 2022 Yılını 25,3 Milyar Dolar İhracatla Tamamladı

Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) tarafından açıklanan konsolide verilere göre, 2022 yılı sonunda Türkiye’nin serbest bölgeler dâhil toplam makine ihracatı 25,3 milyar dolar oldu. Dünyadaki ortalamaların tek hanelerde kaldığı 2022 yılında; makine ve teçhizat yatırımlarındaki büyümenin Türkiye’de yüzde 13 gibi yüksek seviyelerde kayıtlara geçtiğini belirten Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu, “Küresel makine ihracat payı yüzde 1’i aşan ülkelerden biri olmak memnuniyet verici. Danimarka, Finlandiya ve Norveç gibi gelişmiş ülke sektörlerinin önündeyiz; hızımızı koruyabilirsek İsveç ve İspanya’yı da kısa zamanda geçeceğiz. Dünyadaki koşullar her nasıl olursa olsun, Cumhuriyetimizin 100. yaşını kutlayacağımız 2023 sonunda da rakiplerimizden daha iyi sonuçlar alacağımızdan ve küresel ölçekte pazar payımızı daha da artıracağımızdan eminiz” dedi.

Makine imalat sanayi konsolide verilerine göre, sektör 2022 yılsonunda serbest bölgeler dâhil ihracatını önceki yıla göre yüzde 9,6 artırarak 25,3 milyar dolara taşıdı. Serbest bölgelerden yapılan ihracat hariç yıllık makine ihracatı Almanya için 2,9 milyar dolara, ABD için 1,5 milyar dolara, Rusya içinse 1,3 milyar dolara ulaştı.  Bu üç ülkeye serbest bölgelerden yapılan makine ihracatı ise 600 milyon doları aştı. 2022 yılında yüzde 62,4 ihracat artışı sağlanan Rusya’ya, sadece Aralık ayında 250 milyon dolar ihracat gerçekleştiren makineciler, bu ülkeyle ticari ilişkilerde tüm zamanların en yüksek verisine ulaştı.

Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu 2022 yılında küresel makine ve teçhizat yatırımlarında yüzde 5,2 artış yaşandığını, makine sanayi üretiminde ise yüzde 4 artış olduğunu belirterek, “Dünyadaki ortalamaların tek hanelerde kaldığı 2022 yılında; makine ve teçhizat yatırımlarındaki büyüme Türkiye’de yüzde 13 gibi yüksek seviyelerde kayıtlara geçti ve ülkemize yönelik ilave tedarik talebinin de etkisiyle makine üretimindeki canlılık yıl sonuna kadar devam etti. TÜİK tarafından açıklanan verilere göre genel imalat sanayii toplam üretiminin yıllık bazda yüzde 8,3 büyüdüğü Kasım sonunda, makine ve ekipman imalatındaki üretim artışı yüzde 16,5 olarak gerçekleşti” dedi.

Dünyadaki gelişmelerin, resesyon fiyatlamasının ve çapraz kurun menfi tesiriyle makine sektörünün rekabet üstünlüklerinin ihracat tutarına geçen sene başında hedeflenen oranda yansımadığının altını çizen Karavelioğlu şunları belirtti:

“Sonuçlarımız üzerinde, Ukrayna-Rusya savaşının etkileri ile AB ve ABD’deki enflasyona bağlı parasal sıkılaşma eğilimlerinin talep üzerindeki baskısı gibi pek çok etken var. Bu unsurlara rağmen ihracatımızı miktar olarak yüzde 3 artırmış olsak da, sadece Euro-Dolar paritesinin ihracatımıza menfi tesiri 2 milyar doların üzerinde oldu. Netice itibarıyla küresel makine ihracat payı yüzde 1’i aşan ülkelerden biri olmak memnuniyet verici. Danimarka, Finlandiya ve Norveç gibi gelişmiş ülke sektörlerinin önündeyiz; hızımızı koruyabilirsek İsveç ve İspanya’yı da kısa zamanda geçeceğiz. Dünyadaki koşullar her nasıl olursa olsun, Cumhuriyetimizin 100. yaşını kutlayacağımız 2023 sonunda da rakiplerimizden daha iyi sonuçlar alacağımızdan ve küresel ölçekte pazar payımızı daha da artıracağımızdan eminiz.”

“Toparlanma yılın ikinci yarısını, küresel mali gevşeme gelecek yılı bulacaktır”

Yeni yıl hedeflerimizi koyarken dünyada ilk çeyrekte küçülme, ikinci çeyrekte durağanlaşma beklentisini gözettiklerini belirten Karavelioğlu, sektörün dış pazar stratejisini şu şekilde yorumladı: 

MAİB Başkanı Kutlu Karavelioğlu: “Makine Sektörüne Kalkan Olmak Sivil Savunma Meselesidir”“Makine ve tesis mühendisliği alanında sektör gündemini izlemek üzere yakından takip ettiğimiz küresel kuruluşlarda tereddütlü bir iyimserlik hâkim. Örneğin Almanya’da görüşlerine başvurulan 600 üretici firmadan yüzde 86’sı, 2023 için karamsar olmadıklarını söylüyor. Tedarik zincirinde yaşanan sıkıntılar ve malzeme kıtlığı nedeniyle üretimdeki aksamalara rağmen bu algıyı besleyen ana unsur, yılın ikinci yarısında bir toparlanma olacağı beklentisi. Her durumda, gelişmiş ülkelerdeki mali gevşemenin en erken gelecek yıl başlamasını bekliyoruz. Avrupa’nın enerji krizi, bölgeyi etkisi altına alan savaş ve Çin’de devam eden salgın gibi riskler artarsa durgunluğun uzayabileceğini tahmin ediyoruz.”

“Rakiplerimiz hem yakın coğrafyalarımıza hem de ülkemize girmek için daha agresif olacaklar”

Karavelioğlu, üretimini son 12 ayda yüzde 16,5 artıran makine sektöründe kapasite kullanım oranının yüzde 75 seviyesinde olduğuna işaret ederek şunları belirtti:

“Bütün dünyada ekonomik ve coğrafi birliklerin sıkılaştığı, korumacı politikalarla ithalattaki engellemelerin yükselişe geçtiği bu dönemde, döviz kurlarının da sayesinde pazara kolay girilen Türkiye’de makine ithalatı yüzde 10 artarak yıllık 37 milyar doları buldu. Birbirine çok yakın ithalat ve ihracat artışlarımızla karşılama oranını yüzde 70 seviyesinde tutabildik ancak yeni sipariş almanın herkes için zorlaştığı bu yıl, rakiplerimizin hem yakın coğrafyalarımızda hem de ülkemizde çok daha agresif kampanyalar yürüteceklerini düşünüyoruz. Pandemi öncesi 2019 yılı verilerine kıyasla üretimini miktar olarak yüzde 64,2, ihracatını yüzde 29,3 artıran sektörümüzün yeni ölçekleriyle yakaladığı rekabetçiliğini koruyabilmek için iç pazarı acilen tahkim etmek zorundayız. Maliyet endeksimizin yüzde 92 arttığı son 12 ayda sepet kurdaki artışın yüzde 37’de kalmış olması, bu konudaki önemli bir zaafın kurun yatay hareketinden  kaynaklanmakta olduğunu gösteriyor.”

“Niteliklerimizi finanse edecek kadar hareket alanımız olmalı”

Döviz kurlarının enflasyona paralel olarak arttığı bir dengenin, ihracatçıların elini her iki cephede birden güçlendirecek bir unsur olacağını belirten Karavelioğlu şunları söyledi:

“Türkiye ekonomisinde iç talep ve büyüme beklentilerinin yeni yılın ilk yarısında yüksek olacağını düşünüyoruz. Bu canlılık ortamında, TL’nin aşırı değerlenmesine engel olacak bir model geliştirilmesi; hem ithalattaki yükselişin kontrol altına alınabilmesini hem de başta işgücü olmak üzere her alanda maliyetleri artan ihracatçıların rekabet güçlerini koruyabilmesini sağlar. Bizi rakiplerimizden pozitif ayrıştıran özelliklerimiz; ölçek yapımızdan kaynaklı esnekliğimiz, küresel taleplere geniş bir alt sektör grubunda yanıt verme gücümüz ve yüzde 80’e yaklaşan yerli katma değer oranımız. Bu niteliklerimizi finanse edecek kadar hareket alanımız olursa, müşterilerimizi rakiplerimize kaptırmayız.”

“Dönüşüm niyeti olmayanlar, Avrupa defterini kısa zamanda kapatırlar”

Karavelioğlu, rekabetin kıran kırana devam edeceği bu süreçte Avrupa Birliği’nin sürdürülebilirlik konusunda yeni düzenlemeler getirmeye devam edeceğini belirterek “Uluslararası alanda kurduğu istikrarlı ilişkilerle Avrupa’ya güçlü bir entegrasyon sağlayan sektörümüze ve paydaşlarımıza, AB’nin kendi rekabetçiliğini korumak üzere Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında gündeme getirdiği düzenlemeler konusundaki hatırlatmalarımızı çok önceden yapmıştık. Hatta bu durumu bir nevi, yönetmelik ve direktifler tsunamisi olarak tanımlamıştık. Bu mekanizmalar giderek hız kazandı” dedi.

Yeni yılla birlikte Almanya’nın, iş hacmi büyük firmalardan başlayarak ithalatçılara, ülkesine sokacakları mallar için değer zincirlerinin başından sonuna kadar çevre ve çalışan haklarını göz edip etmedikleri konusunda sorumluluk yükleyen Tedarik Zinciri Özen Yükümlülüğü Kanunu’nu hayata geçirdiğine dikkat çeken Karavelioğlu sözlerini şöyle tamamladı:

“Türkiye’nin makine ihracatının yüzde 26’sının parça ve komponentlerden geldiğini ve üyelerimizin değer zincirlerinde önemli yerler edindiğini göz önünde tutarak, Sürdürülebilirlik Derecelendirme talepleriyle daha yoğun biçimde karşılaşacağımızı söyleyebiliriz. Ödevlerimiz her alanda sistemli şekilde artacaktır. Bütün sınai dalları bağlayacak bu gelişme, sektörel örgütlerin ve ihracatçı birliklerinin çabalarını çeşitlendirip yaygınlaştırıyor. Sürdürülebilirlik konusunda hâlâ dönüşüm niyeti olmayan işletmelerimiz varsa, bunlar maalesef Avrupa defterini kısa zamanda kapatacaktır.”

Yatırım Teşvik Kapsamı İthalat İşlemlerinde ATR Dolaşım Belgesi ve Ek Mali Yükümlülük

Yazımızın konusu 2012/35 sayılı Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar uyarınca, yatırım teşvik belgesi kapsamında, GTS ülkelerinden ek mali yükümlülüğe tabi eşyaların ithalat işlemleri ve A.TR Dolaşım Belgesi’nin ibrazının açıklanması üzerinedir.

2012/35 sayılı Karar’ın teşvik unsurları incelendiğinde, ithalat işlemlerinde sadece gümrük vergisi muafiyeti ve kdv istisnası yer almaktadır.  Bu bağlamda yatırım teşvik belgesi kapsamı ithalat işlemlerinde ek mali yükümlülüğe ilişkin muafiyet hükmü bulunmamaktadır. Dolayısıyla gümrük vergisi ve kdv dışındaki diğer ithalat vergilerinin yatırım teşvik belgesi kapsamında muafiyet ya da istisna durumları için ilgili vergilerin düzenlemelerine ayrıca incelemek gerekir.

Bilindiği üzere, gümrük vergileri deyimi eşyaya uygulanan ithalat vergilerinin ya da ihracat vergilerinin tümünü, ithalat vergileri ise, eşyanın ithalinde denecek gümrük vergileri ile diğer eş etkili vergiler ve mali yükleri ifade eder. Bu bağlamda ek mali yükümlülük de gümrük vergileri arasında değerlendirilir. Şayet ithalata konu eşyalar için gümrük vergisi ile ithalde alınan diğer vergi ve resimlerden ya da gümrük vergilerinden muafiyet tanındığı belirtilmiş ise bu kapsamda yapılan ithalat işlemleri ek mali yükümlülükten de muaf olacaktır. Ancak ilgili mevzuatta sadece gümrük vergisi muafiyetini içeren hüküm bulunduğunda ise ithal işlemlerinde ek mali yükümlülük muafiyeti uygulanmayacaktır.

Örneğin 3351 sayılı İthalatta İlave Gümrük Vergisi Uygulanmasına İlişkin Karar uyarınca, yatırım teşvik belgesi kapsamında gümrük vergisi muafiyetinden yararlanılarak gerçekleştirilen ithalatta ilave gümrük vergisi uygulanmaz. Bunun gibi yatırım teşvik belgesi kapsamında gerçekleştirilecek ithalat işlemleri için öncelikle eşyanın gümrük tarife istatistik pozisyonuna göre, eşyanın ithalinde ödenmesi gereken veriler tespit edilmelidir.

Yatırım teşvik belgesi kapsamında Vietnam menşeli eşyanın İtalya’dan ithal edilmesi durumunda, yatırım teşvikli olduğu için gümrük vergisi ve kdv ödenmez. Burada A.TR Dolaşım belgesinin ibraz edilmesine gerek bulunmamaktadır. A.TR Dolaşım Belgesi ibraz edilmediği için ek mali yükümlülük doğmayacaktır. 2011/11799 sayılı Karar uyarınca; Bangladeş, Bolivya, Cape Varde, Endonezya, Hindistan, Kamboçya, Moğolistan, Pakistan, Paraguay, Sri Lanka, Ukrayna ve Vietnam menşeli ve İthalat Rejim Kararı II sayılı listede yer alan eşyanın AB ülkeleri üzerinden A.TR dolaşım belgesi eşliğinde ithal edilmesi halinde telafi edici vergi olarak ek mali yükümlülük tahsil edilir. Bahse konu ülkelerden yatırım teşvik belgesi kapsamında gerçekleştirilecek ithalat işlemlerinde yatırım teşvik belgesi gümrük vergisi ve kdv için muafiyet sağlayacağından A.TR Dolaşım Belgesinin ibraz edilmesine gerek bulunmamaktadır. Şayet A.TR dolaşım belgesi ibraz edilirse ek mali yükümlülük için mükellefiyet doğacaktır. Bu hususa dikkat edilerek ithalat işlemlerinin gerçekleştirilmesi önem arz etmektedir.

Cumhurbaşkanı Kararıyla konulan ek mali yükümlülükler yerine getirilmeden gerçekleştirilen ithalat, ihracat ve diğer dış ticaret işlemlerini gerçekleştirenler 2976 sayılı Dış Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun uyarınca noksan ek mali yükümlülüğün iki katı idari para cezası ile cezalandırılırlar.

Bununla birlikte Kabahatler Kanunu’nun içtima hükmü gereği ek mali yükümlülüğün hiç ödenmediği ve eksik ödendiğinin tespit edildiği durumlarda ağır olan idari para cezası, yani Gümrük Kanunu’nun 234. Maddesinde ön görülen eksik ödenen vergilerin üç katı şeklindeki para cezası uygulanır.

İlker ÇOLAKVERMİŞ

 

Kaynakça:

2976 sayılı Dış Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun

Bazı ürünlerin İthalatında Ek Mali Yükümlülük Tahsili Hakkında Karar (2018/11789)

Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün 14.05.2019 tarihli 44160769 sayılı Yazısı

Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün 13.11.2019 tarihli 48900138 sayılı Yazısı

Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün 17.02.2020 tarihli 52329579 sayılı Yazısı

Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün 05.08.2021 tarihli 65752915 sayılı Yazısı

UNFCCC COP 28

UNFCCC, küresel ısınmayla mücadele konusunda BM’nin öncülüğünde hazırlanan ve neredeyse tüm dünya ülkelerinin altına imza attığı uluslararası çevre sözleşmesidir. UNFCCC (Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi) imzalandıktan sonra taraf ülkeler her yıl dünyanın farklı bir ülkesinde bir araya gelerek küresel ısınma ve iklim değişikliği konusunda bir durum değerlendirmesi yapmakta, yeni kararlar almakta ve hedefler belirlemektedir. COP (Taraflar Konferansı) adı verilen bu toplantılar, bir bakıma UNFCCC’nin en üst derecedeki karar alma organıdır. Bu toplantıların 28.’si (COP 28) 30 Kasım – 12 Aralık 2023 tarihleri arasında Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) yapılacaktır. Toplantı tarihine neredeyse bir yol olmasına rağmen beklentilerin hayli yüksek ve gündemin oldukça yoğun olduğunu söyleyebiliriz. Bu toplantıda özetle neler konuşulacağına ve ne gibi kararların alınacağına kısa bir göz atalım.

Bilindiği üzere bir önceki COP’ta iklim değişikliğinin etkileriyle karşı karşıya kalan düşük gelirli ülkelere yardımcı olmak amacıyla bir Kayıp ve Zarar Fonu oluşturulmuştu. Bu fon özelinde kurulan geçiş komitesi COP 28’de fonun nasıl işletileceği konusunda tavsiyelerde bulunacaktır. Bununla ilgili ilk toplantının Mart ayı bitmeden yapılması öngörülmektedir. İklim değişikliğiyle mücadelenin finansal sac ayaklarından biri olan bu fon kısa vadede hızlı sonuçlar alınması açısından kritik önem arz etmektedir.

COP 28, 2009’da düzenlenen COP 15’te belirlenen 100 milyar dolarlık uyum fonu açısından da önemlidir. Bu fon hedefi yüksek gelirli ülkeler tarafından henüz yerine getirilmedi. Olumsuz iklim koşulları nedeniyle günlük 200 milyon dolardan fazla kayıp yaşanmasına rağmen, COP 27 müzakerecileri uyum finansmanı konusunda gereken adımları atamadı. COP 28, küresel adaptasyon hedefi için bir çerçeve oluşturulması açısından son derece önemli bir görüşme olacaktır.

BM Genel Sekreteri General António Guterres, COP 27’de, gezegenin tüm paydaşlarının önümüzdeki beş yıl boyunca çoklu tehlike erken uyarı sistemi tarafından kapsanmasına izin veren bir planı duyurmuştu. Bu bağlamda 2023’te bu konuyla ilgili boşlukların belirlenmesi ve insanların erken uyarı sistemini ele alma kapasitelerinin analiz edilmesi, uygulamada ilerleme kaydedilmesi ve finansmanın artırılmasının sağlanması konularına öncelik verileceği bildirildi. 2023 yılının sonunda düzenlenecek COP 28’de Guterres tarafından bununla ilgili bir rapor sunulması beklenmektedir.

Bilindiği üzere COP 26’da bir Küresel Durum Değerlendirmesi süreci başlatılmıştı. Bu süreç, Paris İklim Anlaşması’nın amacına ve uzun vadeli hedeflerine ulaşma yolunda dünyanın toplu ilerlemesini değerlendirmek amacıyla yürütülmektedir. COP 26’da başlatılan süreç COP 28’de son bulacak. Halihazırda ikinci aşamada olan süreçte iklim değişikliği konusunda azaltma, uyum, uygulama ve destek konuları tartışılmaktadır. Çalışmaların COP 28 tarihine kadar tamamlanması ve sonuçların bu toplantıda duyurulması beklenmektedir.

COP 27’de yeni bir gıda ve tarımsal güvenlik planı oluşturulmuştu. Fakat bu planla ilgili olarak, nihai anlaşmanın gıda sistemleri yaklaşımını göz ardı etmesi; beslenme programları, uyum ve hafifletme çalışma planları gibi önemli konuların gözden kaçırılması gibi önemli tespitler mevcuttur. COP 28’de bu konunun da taraflar tarafından kapsamlı bir şekilde ele alınması ve daha somut sonuçlar alınması beklenmektedir. Gıda ve Tarım Örgütü önümüzde süreçte sıcaklık artışını 1,5 derecenin üzerine sınırlama hedefine uygun olarak emisyonları azaltmak için bir plan yayınlayacaktır.

COP 28’de tartışılması ve önemli kararlar alınması beklenen bir diğer konu da okyanuslardır. Tüm ülkelerin ortak paydaşı olan okyanuslar ve okyanus yaşamının önemi COP 28’de şiddetle vurgulanacaktır. Toplantıya ev sahipliği yapacak olan BAE, Net Zero 2050 stratejisi çerçevesinde bozulan su ekosistemlerini eski haline getirmek ve geliştirmek için önemli adımlar atmaktadır. Bu bağlamda okyanus yaşamının COP 28’in önemli konu başlıklarından biri olacağını söylemek mümkündür.

BAE’nin COP28’e ev sahipliği yapması, BAE yönetiminin ülke ekonomisini temiz ve yenilenebilir enerji kaynaklarının yanı sıra teknolojik gelişmeler ve iklim açısından akıllı çözümlerle beslenen bir ekonomiye dönüştürme çabalarının bir sonucu olarak değerlendirilebilir. Bu bağlamda, toplantının BAE ekonomisini karbondan arındırma noktasında önemli bir kilometre taşı olacağını söyleyebiliriz.

Dilek AŞAN

ARAÇ ve FİLO YÖNETİMİ EĞİTİM SEMİNERİ

şirket Operasyonlarında Filo Yönetimi
Şirket Operasyonlarında Ulaştırma ve Filo Yönetimi Eğitimi
şirket Operasyonlarında Filo Yönetimi
Şirket Operasyonlarında Ulaştırma ve Filo Yönetimi Eğitimi

ARAÇ ve FİLO YÖNETİMİ EĞİTİM SEMİNERİ 

ŞİRKET ARAÇLARINIZI DAHA ETKİN NASIL YÖNETEBİLİRSİNİZ?

Şirketiniz için Eğitim Teklifi Alma: Eğitim talebi için egitim@satinalmadergisi.com   adresi ile temasa geçiniz.
İstanbul şehir dışı eğitimlerde ulaşım ve konaklama masrafı eğitim fiyatına ilave edilir.
Tel : (0212) 509 5656
Murat Erdal
Prof. Dr. Murat Erdal

Eğitim Koordinatörü: Prof. Dr. Murat Erdal

İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi

TEMEL EĞİTİM KONULARI

  • Filo Yönetimi ve Operasyon İş Çevresi
  • Filo Yönetim Biriminin Görevleri
  • Filo Kiralama Şirketleri ile İlişkilerin Yönetimi
  • Kiralama Sözleşmeleri ve Müzakerelerde Nelere Dikkat Edilir?
  • Araçların Şirket İçerisinde Tahsisi ve Kaynak Yönetimi
  • Araç Varlık Yönetimi
  • Araçların Bakım ve Hasar Yönetimi
  • Araçların İkinci Elde Değerlendirilmesi
  • Araçların Sigortalanması ve Risk Yönetimi
  • Karayolları Taşıma Kanunu ve Belge Yönetimi
  • Sürücülerin İşe Alımı, Eğitimi, Denetimi Sürücü Risk Değerlendirmesi
  • Maliyet ve Verimlilik Analizleri
  • Filo Performans Göstergeleri (KPI)
  • Filo Denetimi ve Raporlama

Eğitime Kimler Katılabilir ?

İdari işler personeli, satın alma, Ulaştırma, Filo, lojistik ve sevkiyat bölümü yönetici ve çalışanları, depo bölümü yönetici ve çalışanları.

Eğitim Süresi: 2 gün

Eğitim İçeriği : 

FİLO BÖLÜMÜ İŞ SÜREÇLERİ ve İŞLETME İÇERİSİNDEKİ YERİ

Filo Yönetiminde Temel Tanım ve Kavramlar

Filo Bölümü Organizasyon Yapısı ve Sorumluluk Alanı

  • Araç; bakım, lastik, resmi giderlerin yönetimi ve kayıt altına alınması, raporlama,
  • Resmi kurum işlemleri (K taşıma belgesi, taşıt kartı, fenni-egzoz muayene…),
  • Yol güvenlik uygulamaları (araç takip sistemi, filo yönetimi, güvenli sürüş uygulamaları, araç-şoför denetimleri…),
  • Personel hak ediş yönetimi (maaş, fazla mesai…),
  • Şoförlü veya şoförsüz araç kiralama hizmet alımları (minibüs, kamyon, binek…)
  • Araç satınalma-elden çıkarma süreçlerinin yönetimi
  • Personel ulaşım sevk ve idaresi (fabrika ile şehir merkezi, birimler ile şehir merkezleri arası),
  • Malzeme nakil sevk ve idaresi (fabrika ile birimler arasında, hafif veya ağır malzemeler, kamyonlar ile taşıma, iş makineleri nakli vd.),
  • Yüklenici şoför, operatör sevk ve idaresi (servis aracı, kamyon, iş makinesi…),
  • Şoför/sürücü, operatör yetkinlik değerlendirmesi (servis aracı, kamyon, iş makinesi kullanıcıları…).
şirket Filo Araçlarının Verimli İşletilmesi Eğitimi
Şirket Filo Araçlarının Verimli İşletilmesi Eğitimi

 – Filo Bölümünün Temel Yapıtaşları

-Operasyon Birimi ve İş Süreçleri

-Araç Planlama, Tahsisi ve İş Süreçleri

-Araç Takip Birimi ve İş Süreçleri

-Dispozisyon Birimi ve İş Süreçleri

-Tamir-Bakım Birimi ve İş Süreçleri

-Yükleme Güvenliği

-Temel Lastik Bilgileri

Örnek Olay (Vaka) Çalışmaları

FİLO BÖLÜMÜNÜN İŞLETME BÖLÜMLERİYLE İLİŞKİLERİ

  • İdari İşler & Satınalma Müdürlüğü ile İlişkiler (malzeme-hizmet alımları taleplerimizin karşılanması, hak ediş ödemeleri, malzeme depolama, şartname hazırlama noktasında ekip çalışması, görüş verilmesi, vd.)
  • Hukuk Müdürlüğü (görüş talepleri, karşılıklı bilgilendirme)
  • Muhasebe Finans Müdürlüğü (firma ödemeleri, mutabakat ve kontrol)
  • İnsan Kaynakları ve Eğitim Müdürlüğü (yetkinliklerin belirlenmesi, eğitim planlama vb.)
  • Bilgi Yönetim Müdürlüğü (yazılım ihtiyacının karşılanması, uygulamalarda destek…)
  • Depo-Antrepo Bölümü İle İlişkiler
  • Gümrükleme Bölümü İle İlişkiler
  • Sigorta Bölümü İle İlişkiler

 • OPERASYON PLANLAMASI

Operasyon Planlamasını Etkileyen Makro Dinamikler

Ulaştırma / Filo Operasyon Yönetimi

İşletme Araçlarının Yönetimi

Araçların Sefere Hazır Hale Getirilmesi ve Etkin Araç Dağıtım Planlaması

 Sefer Öncesi Hazırlıklar

 Sefer Sırasındaki Sorumluluklar

 Sefer Sonrası Prosedür

Alt Nakliyeci (Taşeron) İlişkileri

Taşıma İşleri Organizatörü (Forwarder) İlişkileri

Güzergâh Maliyet Analizi

Performans Değerlemesi

FİLO YAZILIMLARI VE RAPORLAMA

FİLO BÖLÜMÜ ve İNSAN KAYNAĞI

·Filo Yöneticiliği

oFilo Araç Operasyon Sorumlusu

oFilo Araç Operasyon Yetkilisi

oFilo Saha Şoförü

oFilo Saha Operasyon Yetkilisi

oFilo Yasal Evrak İşlem Yetkilisi

oFilo Analiz Uzmanı

oFilo Operasyon Destek Yetkilisi

oFilo Planlama Yetkilisi

oFilo Şoförü

·Şoför Hesapları Yöneticiliği

oŞoför Hesapları Yöneticisi

oŞoför Hesapları Uzmanı

oŞoför Hesapları Yetkilisi

·Şoför İşe Alım ve Eğitim Yöneticiliği

oŞoför İşe Alım ve Eğitim Yöneticisi

oŞoför İşe Alım ve Eğitim Uzmanı

 MEVZUAT

-Ulaşımla ilgili mevzuatlar

-Ulaşımla ilgili yetki belge türleri

-Sürücü ehliyet sınıfları

-Sürücü mesleki yeterlilik belgeleri

-Araç sınıfları-araçlarla ilgili tanımlar

-Araç sigorta türleri ve kapsamları

ŞOFÖR YÖNETİMİ

-İnsan Kaynakları ve Eğitim Müdürlüğü İle Koordinasyon

-Şoför İşe Alım Süreci

-Şoför ile İlişkiler

-Şoför çalıştırma süreçleri

-Şoför Performans Değerlemesi

-Şoför Eğitim Planlaması

-Araç, Belge ve Taşıma-Operasyon Bilgisi

-Kurum ve Çevreye Karşı Tutum ve Davranışlar

-İş Ahlakı ve Profesyonellik

– Kurum Kültürünün Kazandırılması

 ULAŞTIRMA & FİLO YÖNETİCİSİ

-Profesyonel Filo Yöneticisi Kimdir ?

-Ulaştırma / Filo Yöneticisinin Görev ve Sorumlulukları

-Ulaştırma / Filo Yöneticisinin Temel Özellikleri

-Ulaştırma / Filo Yöneticisi ve Liderlik

-Ulaştırma / Filo Yöneticisi ve İletişim Becerileri

-Diğer Departmanlar ve Sürücülerle İlişkiler

FİLO MALİYET YÖNETİMİ VE DENETİM PLANI

-Filo Yönetiminde Maliyet Türleri

-Filo Yönetiminde Maliyet ve Performans Ölçümü

-Filo Araç Yenileme Politikası ve Stratejiler

-Filo Denetim Planı

Filo Yönetimi Eğitimi “Operasyon ve Planlama İlkeleri” eğitiminde aşağıdaki temel sorulara cevap aranmaktadır.
    • Şirket araç filosundan hangi birim sorumludur ?
    • Filo yönetiminde çözümler nasıl üretilmeli ?
    • Profesyonel kurumsal (şirket) araç filosunun yönetimi konusunda eksiklerimiz nelerdir ?
    • Araç filo yönetiminden sorumlu birim yönetici ve çalışanlarının profili nedir ?
    • Şirket filo organizasyonu (ulaştırma / lojistik / sevkıyat / depo departmanları arasındaki ilişki ve koordinasyon) nasıl olmalı ?
    • Filo ve Lojistik Bölümü için en uygun organizasyon yapısı hangisidir ?
    • Sevkıyat, yükleme, istifleme, dağıtım ve depo yönetiminde özellikli noktalar nelerdir ?
    • Araç planlama yöneticisi, sevkıyat yöneticisi, ulaşım müdürü ve sürücülerinin görev ve sorumlulukları nelerdir ?
  • Sürücü Yönetiminde nelere dikkat edilir ? Profesyonellik ve iş ahlakı çözümleri?
  • Araç satınalma, taşeronla çalışma veya araç kiralamanın fayda-maliyet analizi nedir ?
  • Dış kaynak kullanımında nasıl bir yöntem tercih edilmeli ?
  • Lojistik şirketleri ile ilişkilerde nelere dikkat edilir ?
  • Mevzuat ( Trafik, Karayolu Taşıma Yönetmeliği’nin vd.) kapsamı nedir ? İşletmelerin yeni yönetmelikle birlikte sorumlulukları nelerdir ?
  • Faaliyet raporu hazırlama nedir ?
  • Yetki Belgesi ve Mesleki Yeterlilik kavramı nedir ?
  • ÜDY, ODY ve SRC Mesleki Yeterlilik Belgeleri Kimleri kapsar ?

Eğitim Süresi: 2 Gün

Eğitmen: Prof. Dr. Murat Erdal – İstanbul Üniversitesi Tedarik Zinciri Yönetimi Yüksek Lisans Program Başkanı
web: http://www.muraterdal.com 

Şirketiniz için Eğitim Teklifi Alma: Eğitim talebi için egitim@satinalmadergisi.com   adresi ile temasa geçiniz.
İstanbul şehir dışı eğitimlerde ulaşım ve konaklama masrafı eğitim fiyatına ilave edilir.
Tel : (0212) 509 5656

–  –  –  –  –  –  –  –

Eğitim Kataloğu
Eğitim Kataloğunu indirebilirsiniz.

 

ŞİRKET EĞİTİM KATALOĞU

Şirket eğitimlerine büyük özen gösteriyoruz. Memnuniyetiniz ve referansınız bizim için çok değerli.
Eğitime sizlerle birlikte hazırlanıyoruz. Sizlerden gelen önerileri dikkate alıp özgünleştirmelerle ilerliyoruz.

Güvenilir eğitim hizmetleri ile yanınızdayız.  Dolu dolu, güler yüzlü eğitimler dilerim.
 Prof. Dr. Murat Erdal

Dış Ticaret Eğitimi Dis Ticaret Lojistik Sozlesme Egitimi
Dış Ticarette Lojistik Operasyon ve Sözleşme Yönetimi Eğitimi

Türkiye’nin Her Yerinde Bire Bir (1-1) Yönetici Ekibi ve Şirket Eğitimleri:
İçerikleri incelemek için tıklayınız. 

☐ Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi ve ISO 20400  Standardı Eğitimi (2 gün)
☐ Dış Ticarette Lojistik Sözleşme Yönetimi Eğitimi (2 gün)
☐ Tedarikçi Performans Değerlendirme ve Tedarikçi İlişkileri Eğitimi (2 gün)
☐ Sözleşme Yönetimi ve Sektörel Kontrat İncelemeleri Eğitimi (2 gün)
☐ Filo Yönetimi Eğitimi: “Operasyon ve Planlama İlkeleri” (2 gün)
☐ Lojistik ve Depo Yönetimi Eğitimi (2 gün)
☐ Satış Mühendisleri için Kurumsal Satış Eğitimi (Rol Canlandırma/Oyun) (2 gün)
☐ Müzakere Teknikleri ve Pazarlık Becerileri (İleri Seviye) Eğitimi (2 gün) 

-> İçerikler için Eğitim Kataloğunu İndirebilirsiniz ->   https://satinalmadergisi.com/egitim.pdf

Ecovadis Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Satın Alma Sürdürülebilirlik
Sürdürülebilir Tedarik Zinciri ve Yeşil Satınalma ISO 20400 Eğitimi

-> Eğitim teklifi almak için -> egitim@satinalmadergisi.com 

Anahtar Sözcükler: Filo eğitimi, filo yöneticisi, araç takip birimi, kiralama şirketi, filo kiralama, sözleşme, trafik, hukuk, kaza, risk, ehliyet, araç yenileme, yol, güvenlik, mevzuat, servis, servis aracı, personel, minibüs, van, kamyon, TIR, binek, otomobil, K belgesi, taşıt kartı, fenni muayene, muayene, egzoz muayene, Filo yönetimi, eğitim, ulaştırma, lojistik, araç, dağıtım, operasyon, kasko, sigorta, lastik, bakım, sürücü, şöför, bakım, idari satın alma, idari işler, satın alma, SRC, hasar

 

SATIN ALMA ve TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ YAZI DİZİSİ

SATIN ALMA EĞİTİM TESTLERİ

PAZARLIK BECERİ ANKETİ

Kitap Önerileri : 

  • MÜZAKERE TEKNİKLERİ ve PAZARLIK BECERİLERİ (E-Kitap 2. Baskı), Prof. Dr. Murat ERDAL, Erişim için profesyonel üyelik işlemlerinizi tamamlamanız gerekmektedir.
  • SATINALMA ve TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ, Prof. Dr. Murat ERDAL, (Beta Yayıncılık),  4. Baskı.

-> Eğitim Kataloğunu İndirebilirsiniz ->   https://satinalmadergisi.com/egitim.pdf

-> ŞİRKET EĞİTİMLERİNİZ İÇİN TEKLİF ALIN -> egitim@satinalmadergisi.com

Mobilya Sektörü 2022’de İhracatını Yüzde 11,2 Artırdı

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), 2022 yılına ait ihracat rakamlarını açıkladı. Ekonomide büyümesini sürdüren Türkiye’nin ihracatı 2022 yılında yüzde 12,9 artışla 254,2 milyar dolara ulaşarak Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdı. Son yıllarda ihracat pazarlarını çeşitlendirmeye yönelik faaliyetlerini hızlandıran mobilya sektörü ise yakaladığı istikrarla yüzde 11,2’lik artış sağlayarak 4,7 milyar dolarlık ihracata ulaştı. Açıklanan rakamlar üzerine değerlendirmede bulunan Mobilya Dernekleri Federasyonu MOSFED Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Güleç, “İhracatta iyi bir ivme yakaladık, bunu 2023 yılında da sürdürmeyi planlıyoruz” dedi.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Türkiye’nin 2022 yılına ait ihracat rakamlarını paylaştı. Global ticaret yaşanan aksamalarla küçülmesini sürdürürken, istikrarlı bir şekilde büyümeye devam eden Türkiye ekonomisi başarısını ihracatta da sürdürerek 2022 yılı hedefi olan 250 milyar doları aşıp 254,2 milyar dolara ulaştı. İhracat pazarını çeşitlendirmeye yönelik faaliyetleri ile büyüme ivmesini sürdüren Türkiye mobilya sektörünün 2022 yılı ihracatı ise yüzde 11,2’lik artışla 4,7 milyar dolar olarak gerçekleşti.

Mobilya Sektörü Emin Adımlarla Büyümeye Devam Ediyor

Birçok sektörün ürün tedariki ve lojistik süreçlerde onlarca sorunla karşılaştığı 2022 yılı global ticaret için zorlu bir yıl oldu. İstikrarlı ekonomik büyümesini sürdürmek için üretim bantlarını durdurmak istemeyen Türkiye’de mobilya sektörü, yıl boyunca bir yandan sektör temsilcileri ile fuarlara katılarak diğer yandan da mevcut pazarlarında etkinliklerini artıracak projeler yaparak ihracat rakamlarına önemli bir katkı sağladı.

Mobilya sektörünün 2022’de yakaladığı rakamlar üzerine değerlendirmelerde bulunan Mobilya Dernekleri Federasyonu MOSFED Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Güleç, “Ülkemizin cumhuriyet tarihinin en yüksek ihracat rakamına ulaşmasına şahitlik etmek gurur verici. Ulaşılan bu rakamlara mobilya sektörünün de önemli bir katkısı bulunuyor. MOSFED olarak çatı kuruluşu olduğumuz, sektörümüzü temsil eden birçok derneğimizle birlikte mobilya sektörünün bu rakamlara ulaşmasında etkin bir rol oynadık. Yıl boyunca resesyon endişesi, enerji krizi, ülkeler arasında yaşanan gerilimler gibi pek çok sıkıntı sebebiyle zaman zaman siparişler düştü zaman zaman pazarda başka sorunlar yaşandı ancak üreticilerimiz asla yılmadılar. Yüksek enerjiyle ve gayretle hem üretip hem ihraç ederek 2022 yılını başarıyla tamamladılar. 2022’ye başlarken öncelikli hedefimiz bir önceki yılı geride bırakmaktı ve bunu başarıyla gerçekleştirdik, şimdi 2023 yılında hedeflerimize ulaşmak için aynı ciddiyetle çalışmaya devam edeceğiz. Yakın zamanda düzenleyeceğimiz Uluslararası İstanbul Mobilya Fuarı (IIFF) ile yaklaşık 3 milyar dolarlık bir ticaret hacmi sağlamayı hedefliyoruz. Yıl boyunca katılacağımız fuar ve tanıtım etkinlikleri ile de bu rakamı daha yukarıya taşıyarak 2023 yılını 5 milyar doların üzerinde bir rakamla tamamlamayı amaçlıyoruz” dedi.

Katar’dan Türk Mobilyasına Yoğun İlgi

Türkiye mobilya sektörü ihracatının zirvesinde 2021 yılında da ilk sırada olan Irak yer aldı. 538,4 milyon dolarlık payı ile ilk sırada yer alan Irak’ı 402,5 milyon dolarlık payı ile Almanya takip etti. İsrail’e yapılan ihracat 243,7 milyon dolar olurken dördüncü sıradaki Amerika Birleşik Devletleri’ne 240,8 milyon dolar, beşinci sıradaki Fransa’ya 212,8 milyon dolarlık mobilya ihracatı gerçekleştirildi. Libya, Romanya, Birleşik Krallık ve Hollanda gelirken 2022 yılında ihracat payını yüzde 70,29 ile en çok artıran ülke Katar oldu. Katarlı firmalar dünya kupası sürecinde özellikle turistler için yaptıkları yeni konutlar, oteller ve restoranlar gibi birçok mekanda Türk mobilyalarını tercih ettiler. 2022 yılında 4,2 milyar dolar ihracat gerçekleştiren mobilya sektörü 2022 yılında 11,2’lik artışla 4,7 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi.