Devredilebilir Akreditifler (Transferable L/C ) ve Örnek Olay
Turan AKIN
Devredilebilir akreditifler diğer deyimiyle transfer edilebilir akreditifler çoğu zaman akreditif lehtarının akreditif konusu malın üreticisi, imalatçısı olmadığı ve sadece aracılık ettiği zamanlarda kullanılmak üzere geliştirilen bir akreditif türüdür.
Devir alan kimse (2.lehtar) akreditifi bir daha devredemez, devir alan tarafından devredene yapılan devir (iade) ikinci bir devir sayılmaz.
Devredilebilir akreditifler aracıya (1.lehtara) fazla bir yük, teminat, kredi şartı getirmeden, aracının kendi kaynaklarını kullanmadan ticaret yapmasına imkan verir. Kredi limiti gerektirmez. Bir akreditifin devredilebilmesi için mutlaka içerisinde “transferable” sözcüğünün geçmesi gerekir.
Bankalar bu konuda deneyimli olmayan şirketler için genelde devirli akredifle çalışmak istemez, çok teknik bir konu ve deneyimsiz firmalar çoğunlukla geçen süre içinde işlemden vazgeçmektedirler. Kural gereği bankalar devir işleminden önce komisyonlarını peşin alma hakları olması nedeniyle ve aracı firmaların bütçesi bazen buna imkan vermediği için başlamadan biten çok işlem vardır.
Konuyla ilgili UCP 600’ün 38 maddeleri aşağıdaki gibidir;
- Bir banka açıkça onayladığı kapsam ve yol dışında bir akreditifi devretmek zorunda değildir.
- Devredilebilir bir akreditif lehtarın (ilk lehtarın) talebi uzerine kısmen veya tamamen diğer bir lehtarın (ikinci lehtar) kullanımına hazır tutulabilir. Devir bankası (transferring bank) akreditifi devreden görevli banka veya herhangi bir banka nezdinde kullanılabilir bir akreditifte amir bankanın akreditifi devretmesi için özel yetki verdiği ve akreditifi devreden banka anlamına gelir. Devredilmiş akreditif (transferred credit) devir bankası tarafından ikinci lehtarın kullanımına hazır tutulmuş bir akreditif anlamına gelir.
- Devir sırasında aksine anlaşmaya varılmadığı sürece devirle ilgili bütün masraflar (komisyon, ucret ve yapılan masraflar gibi) ilk lehtar tarafından peşin ödenmelidir.
İlk lehdar bunu iyi bilmelidir, yüksek tutarlı akreditiflerde bankalar yüksek komisyon alabilmektedir, buna hazırlıklı olmak lazım. - Kısmi kullanımlara veya yüklemelere izin verilmesi kaydıyla bir akreditif birden fazla ikinci lehtara kısmen devredilebilir. Devredilmiş bir akreditif ikinci lehtarın talebi uzerine başka bir lehtara devredilemez.
- Devir için yapılan herhangi bir talep, değişikliklerin ikinci lehtara ihbar edilip edilmeyeceğini, edilecekse hangi şartlar altında edileceğini belirtmelidir. Devredilmiş akreditif bu şartları açıkça belirtmelidir.
- Bir akreditifin birden fazla ikinci lehtara devredildiği takdirde bir değişikliğin bir veya birden fazla ikinci lehtar tarafından reddedilmesi o değişikliğin diğer herhangi bir ikinci lehtarca kabulunu gecersiz kılmaz ve akreditif bu ikinci lehtar için o değişiklik uyarınca değiştirilmiş olacaktır. Değişikliği reddeden diğer herhangi bir ikinci lehtar icin akreditif değiştirilmemiş olarak kalacaktır.
- Devredilmiş akreditif, aşağıdakiler hariç olmak üzere, varsa teyit dahil, akreditifin şartlarını doğru olarak yansıtmalıdır.
- akreditifin tutarı,
- akreditifte belirtilen herhangi bir birim fiyatı,
- vade tarihi,
- ibraz süresi, veya
- en geç yükleme tarihi veya yükleme için verilen süre,
Bunlardan herhangi biri veya hepsi azaltılabilir veya kısaltılabilir. Sigorta tutarının tabi olması gereken değer yüzdesi akreditifte veya bu maddelerde şart koşulan sigorta tutarına ulaşılacak miktarda arttırılabilir. İlk lehtarın ismi akreditif amirinin ismiyle değiştirilebilir. Akreditif amirinin isminin fatura dışındaki herhangi bir belgede gösterilmesi akreditifte özellikle istenildiği takdirde bu şart devredilen akreditife yansıtılmalıdır.
- İlk lehtar akreditifte şarta bağlanan tutarı aşmayan bir tutardaki kendi faturasını ve varsa poliçelerini ikinci lehtarın faturası ve policesi ile değiştirme hakkına sahiptir. Bu değiştirmenin yapılması uzerine ilk tekrar kendi faturası ile ikinci lehtarın faturası arasında fark varsa bu fark kadar akreditif altında kullanımda bulunabilir.
- İlk lehtar kendi faturasını ve varsa poliçesini ibraz etmek durumunda olduğu halde ilk talepte bunu yapmadığı takdirde veya ilk lehtarın ibraz ettiği faturalarda ikinci lehtarca yapılan ibrazda mevcut olmayan rezervler bulunduğu ve ilk lehtar ilk talepte bunları duzeltmediği takdirde devir bankası ikinci lehtardan aldığı belgeleri ilk lehtara karşı başka sorumluluğu olmaksızın amir bankaya ibraz etme hakkına sahiptir.
- İlk lehtar, ikinci lehtarın yapacağı ibrazın akreditif vade tarihine kadar −vade tarihi dahil− akreditifin devredildiği yerde karşılanacağını veya iştira edileceğini devir talebinde belirtebilir. Bu husus 38 (h) fıkrası uyarınca ilk lehtarın sahip olduğu hakkı etkilemez.
- İkinci lehtar tarafından veya onun adına/namına yapılacak belge ibrazı devir bankasına yapılmalıdır.

ÖRNEK OLAY
Bir gün Adana’da makine sektöründe faaliyet gösteren danışan firmam aradı, Cezayir’den bir firma geldiğini, elinde bir bankanın İstanbul Şubesine gelmiş devredilebilir akreditif olduğunu söyledi ancak konuya hakim olmadıkları için satışa mesafeliyiz fakat ihracatı da yapmak isteriz dediler. İstanbul’dan gelen birinci lehdar, birinci lehdarın mali müşaviri, ikinci lehdar ve ekibi kalabalık bir grup ofisimde toplantı yaptık, detayları, riskleri ve çözüm yollarını kendilerine açıkladım. Süreç kolay yürüsün, daha düşük maliyet olsun, akreditif aynı bankanın içinde yürürse (devredillirse) kabul edilmesi daha kolay olur diye İstanbul’daki bankanın Adana Şubesi ile görüşmenin daha mantıklı olacağı fikri ile ilgili banka müdürümüzü ziyaret ettik. Bilindiği gibi daha önce devirli akreditif yapmayan firmalara bankalar mesafeli davranır ancak projeyi iyi anlatınca ve sürecin aynı banka içinde deneyimli bir danışmanla yürüyecek olmasına sıcak bakan kıdemli müdürümüz projeyi yukarı taşıdı. Adanalı firma peşinat almamış olsada elinde aynı bankanın 2 şubesinde kullanımda olan, uygun vesaiki teslim ettiğinde ödemesini kesin alacağı bir finansal enstrümana güvendi, bankaya inandı. İstanbul’daki şirket, üretimle hiç uğraşmadan Adana’daki üreticiden makine alıp Cezayir’e yükleyerek hazırlanan uygun vesaik karşılığı kestiği fatura bedelini sorunsuz almıştır. Bankalar imalatçıyı korumak anlamında önce ödemeyi imalatçıya yapar, bakiye yani kar birinci lehdarın kullanımında kalmaktadır.









Bilindiği üzere en az 1 en çok 50 gerçek ya da tüzel kişinin bir araya gelerek kanunen yasaklanmamış her türlü ekonomik gaye ve konu hakkında kurmuş olduğu, esas sermayesi belirli olan şirketlere limited şirket denir. Limited şirketlerin ortakları şirket borçlarından sorumlu olmayıp; yalnızca taahhüt ettikleri esas sermaye paylarını ödemekle ve şirket esas sözleşmesinde düzenlemiş ise başkaca ödeme ve yan edimleri yerine getirmekle yükümlüdürler.
4857 sayılı İş Kanunu’nun iş güvencesini düzenleyen 18, 19, 20 ve 21 inci maddeleri sırasıyla, iş sözleşmesi feshinin geçerli bir sebebe dayandırılmasını, feshin usulünü, itirazı ve geçersiz sebeple yapılan feshin sonuçlarını düzenlemiştir. 4857 sayılı Kanunun 18 inci maddesinin birinci fıkrasında, otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerleri ile burada belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalışan ve en az altı aylık kıdemi olan işçilerin iş güvencesinden yararlanabileceği belirtilmektedir.


IFCO Seminerinde Trendyol sunumunu dikkatle takip ettim.
Küresel piyasalardaki mal alımlarında alıcının elini güçlendiren en önemli ödeme şekillerinden bir tanesi kuşkusuz ki akreditiftir. Akreditif; zayıf olan ithalatçının elini güçlendirir ve kredibilitesini daha da üst seviyeye çıkartır. Zira akreditifi güçlü kılan pek çok unsurlarla birlikte saygın bankaların varlığı unutulmamalıdır.
Teyid; iki bankanın birbirlerine kefil olmasıdır. Aralarında her hangi bir ilişki, hukuki ve bağ olmayıp sadece akreditif işleminden dolayı kefil olunması anlamındadır. Akreditifin koşullarına bağlı olarak akreditif bankası tarafından açılan ve lehtara ihbar edilirken akreditife teyidini ilave eden bankadır. Teyid bankası, akreditif bankası ile aynı yükümlülüğü üstlenir.
Akreditif bankaların şartlı bir ödeme taahhüdü olup, akreditif bankalarla güçlüdür,




Türkiye Gıda Sanayii İşverenleri Sendikası (TÜGİS) Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Sidar, 2024 yılında gıdanın adil paylaşımı ve gıda israfının önlenmesine yönelik öncü çalışmalar gerçekleştirdiklerini ifade ederek, “Küresel iklim değişikliği 2024 yılında da verimliliği etkilemeye devam etti. Gıda Etiği Semineri, Sürdürülebilir Gıda Zirvesi ve webinarlarımız aracılığıyla gıda ekosistemi temsilcilerini bir araya getirerek sektördeki sorunlara çözüm aradık. Yeni nesil aktif işveren sendikacılığının önde gelen temsilcilerinden biri olarak 18 toplu iş sözleşmesinde üyelerimizi temsilen müzakere süreçlerini yürüttük” dedi. Sidar, iklim krizi, dünya genelindeki yüksek faiz oranları ve jeopolitik gerilimlere rağmen Türkiye gıda sanayinin 2024 yılında yaklaşık 160 milyar dolar hacme ulaştığını da kaydetti.
Türkiye’nin küresel zorluklara rağmen sahip olduğu geniş ürün yelpazesi ve stratejik konumuyla ihracat potansiyelini koruduğunu kaydeden Kaan Sidar, yerelden globale markalaşma çalışmalarının da gıda sektörünün rekabet gücüne katkı sağladığının altını çizdi. Sidar, “2024 yılını 25 milyar dolara yakın bir ihracatla kapatan gıda sektörü, Türkiye ekonomisinin başat aktörlerinden biri olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Önümüzdeki süreçte gıda sektörünün; teknolojik yenilikleri yakalayabilmesi, mevcut üretim kapasitesini büyütebilmesi ve uluslararası pazarlardaki rekabet gücünü daha da artırabilmesi için yatırım teşviklerine ihtiyaç var. Elbette uygun koşullu finansman desteği de gerekiyor. Bu noktada merkezi yönetimimizin teşvik edici destekleri sürdürmesinin önemini de bir kez daha vurgulamış olalım” dedi.




Daha önce tecrübelerimi bireysel, firma ve ülke ölçeğinde paylaşmıştım.
Küresel dünyada Trump’ın Meksika’dan ithalata 25 puan ek vergi koyması Türkiye’de hiçbir anlam taşımıyorken, Mısır’da ilave kapasite için yarışma başlıyor.