Türkiye Uyguladığı Sıkı Para Politikasıyla 2025’te Pozitif Ayrışabilir

Müzakere Teknikleri Eğitimi Haber Türkiye Uyguladığı Sıkı Para Politikasıyla 2025’te Pozitif Ayrışabilir

Türkiye Uyguladığı Sıkı Para Politikasıyla 2025’te Pozitif Ayrışabilir

Müzakere Teknikleri Eğitimi Haber Türkiye Uyguladığı Sıkı Para Politikasıyla 2025’te Pozitif AyrışabilirKüresel piyasalar gelecek yılın enflasyon ve büyüme dinamiklerine odaklanırken, TCMB’nin sıkı para politikasını sürdürmesi ve enflasyonda kalıcı düşüşün devamıyla birlikte ekonomik istikrarın artacağını söyleyen Hedef Holding Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Namık Kemal Gökalp, 2025 beklentilerini açıkladı.

ABD’de başkan değişimi, küresel merkez bankalarının faiz indirim süreçleri ve jeopolitik gelişmelerle birlikte, 2025 yılı finansal piyasalar açısından oldukça hareketli bir yıl olacak. Türkiye adına 2025 yılında ekonomik istikrarın ve öngörülebilirliğin artacağını belirten Hedef Holding Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Namık Kemal Gökalp, yeni yıla ilişkin beklentilerini paylaştı.

Dr. Namık Kemal Gökalp“ABD’de Donald Trump’ın seçim zaferi ardından yaşanan siyasi geçiş süreci ve özellikle Fransa, Almanya gibi ülkelerde yaşanan politik çalkantılar ABD ekonomisinin Avrupa’ya göre dirençli kalacağını bir kez daha teyit etti. Doların güçlü duruşu özellikle gelişen ülkeler adına baskı yaratma potansiyeli taşısa da Türkiye, sıkı para politikası devamıyla pozitif bir ayrışma yaşayabilir. Burada elbette Fed’in aksiyonları da belirleyici olacak. ABD’de, getirilmesi beklenen tarifeler nedeniyle daha düşük büyüme ve yapışkan enflasyon görülebilir.

Diğer bir önemli unsur, Çin’in gidişatı ve ABD’nin Çin’e uygulayacağı politikalar olacak. Çünkü Avrupa düşük büyüme ve yüksek bütçe açıklarıyla boğuşurken Çin de Japonya gibi uzun süreli bir yavaşlama döngüsüne girme tehdidiyle karşı karşıya kalabilir.

“Yılın ikinci yarısında sermaye girişi hızlanabilir”

Yurt içine baktığımızda TCMB son Para Politikası Kurulu toplantısında faiz indirimlerine devam edeceği sinyali verse de sıkı duruşun korunacağı mesajının altını çizerek piyasanın beklentilerinin üzerinde bir şahin bir duruş sergiledi. Bu da ekonomi için enflasyonla mücadelede kararlılık ve TL’de reel değerlenme temasının devamı anlamına geliyor. Bu gelişmeler doğrultusunda Türkiye’nin, gelişen ülkeler içerisinde pozitif ayrışabileceğini düşünüyoruz.

Diğer taraftan Türkiye’ye sermaye girişleri devam ederken, TL’deki cazip getiriyle rezervler güçlü kalmaya devam edecek. Mevcut politika faiz oranını bileşikte yıllık yüzde 64,8 olarak kabul edersek, reel faizimiz yüzde 9,3 ile gelişen ülkelerden oldukça ayrışıyor. Özellikle yılın ikinci yarısından sonra, Merkez Bankası’nın swap kanallarını açması gibi konular da gündeme gelebilir. Bu da Türkiye adına sermaye girişlerinin hızlanması anlamı taşır ve Türk varlıklarına pozitif etki yaratır. Para piyasası fonlarının cazibesi devam ederken hem toparlanan bilançoların etkisi hem de yurt dışından artan ilgiyle birlikte borsa tarafında da yılın ikinci yarısında ciddi bir ivmelenme görebiliriz.

Faiz İndirim Döngüsü Borsaya Katalizör Olabilir

Hedef Holding LogoTüm bu değerlendirmelerimizin yanında, grup şirketlerimizden İnfo Yatırım’ın 2025 Strateji Raporu da hem yurt içi hem de yurt dışına yönelik önemli bir perspektif çiziyor.

Raporda, küresel merkez bankalarının faiz indirim döngülerine devam edeceği, enflasyon tarafında dengelenme, büyüme tarafında ise yavaşlama görüleceği vurgulanırken, Türkiye için 2025’te yüzde 3 büyüme ve yüzde 28 seviyesinde bir enflasyon öngörülüyor.

Müzakere Teknikleri Eğitimi Haber Türkiye Uyguladığı Sıkı Para Politikasıyla 2025’te Pozitif AyrışabilirAyrıca raporda, Türkiye’de faiz indirim döngüsü ile yüksek faizlerden getiri elde eden yabancı yatırımcıların riskli varlıklara geçişinin hızlanabileceği de aktarılıyor. Bununla beraber, kredi derecelendirme kuruluşlarının not artışlarının, swap kanallarının açılma beklentisinin, BIST 50’deki açığa satış yasağının kaldırılması ve CDS’te geri çekilme beklentisinin BIST’te katalizör etkisi yaratabileceği vurgusu yapılıyor. Bu kapsamda BIST 100 endeksindeki 2025 yıl sonu hedefi ise 14.500 seviyesi olarak belirtiliyor.’’

İşverenin Çalışma Yerinin Değiştirilmesini Kabul Etmeyen İşçiyi Tazminat Ödemeksizin İşten Çıkartma Hakkı Var mıdır?

İşverenin çalışma Yerinin Değiştirilmesini Kabul Etmeyen İşçiyi Tazminat ödemeksizin İşten çıkartma Hakkı Var Mıdır Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

İşverenin Çalışma Yerinin Değiştirilmesini Kabul Etmeyen İşçiyi Tazminat Ödemeksizin İşten Çıkartma Hakkı Var Mıdır?

Baran ÇAĞDAVUL / Avukat – Arabulucuİşverenin çalışma Yerinin Değiştirilmesini Kabul Etmeyen İşçiyi Tazminat ödemeksizin İşten çıkartma Hakkı Var Mıdır Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

İşçi, 4857 Sayılı İş Kanunu’nda “Bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişi” olarak, işveren “İşçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişi ya da tüzel kişiliği bulunmayan kurum ve kuruluş” olarak, işyeri ise “İşveren tarafından mal veya hizmet üretmek amacıyla gerek maddi olan gerek maddi olmayan unsurlarla işçinin birlikte örgütlendiği birim” olarak tanımlanmıştır. Bu kapsamda işverenin işçiyi, işyeri kabul edilen eklentiler de dahil olmak üzere işyerinin tamamında ya da bir bölümünde çalıştırabileceği açıktır.

Peki bu durum işverene sınırsız bir özgürlük mü vermektedir yoksa gözetilmesi gereken esaslar var mıdır?

Sözleşmeye dayalı her hukuku ilişki icap ve kabul ile başlar. Taraflar arasında bir tarafın işçi, bir tarafın işveren sıfatıyla dahil olduğu bir sözleşme yapılmış ise bu sözleşme iş sözleşmesi olarak kabul edilmekte olup, taraflar sözleşmedeki hükümlere -emredici hükümlere aykırı olmaması şartlıyla- bağlı olmak durumundadırlar. Bu nedenle öncelikli olarak her iki tarafın da bağlı olduğu iş sözleşmesine bakılması ve işyeri değişikliğinin hangi şartlar altında yapılabileceğinin tespit edilmesi gerekmektedir. Zira sözleşmede çalışma yeri değişikliğine ilişkin bir madde var ise burada işverenin genişletilmiş yönetim hakkından söz edilebilecektir.

Ne var ki işverenin, sözleşmede bu yönde madde olsun ya da olmasın, işçiyi işyeri kabul edilen her yerde çalıştırma hakkı var ise de kanun koyucu 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 22. Maddesinde söz konusu özgürlüğün sınırlarını çizmiş durumdadır. Buna göre işyeri uygulamasıyla oluşan çalışma koşullarında esaslı değişiklik ancak işçinin yazılı onayı dahilinde yapılabilecektir.

Peki her işyeri değişikliği, çalışma koşullarında esaslı değişiklik anlamına mı gelmektedir?

Bu sorunun cevabı elbette ki hayır. Her iş yeri değişikliğinde işçinin yazılı onayının aranması, işveren aleyhine ciddi bir eşitsizlik yaratacağı gibi işin devamlılığını da kesintiye uğratacak şekilde işçiye keyfiyet kazandıracak bir durum yaratacaktır. Bu nedenle işyeri değişikliğinin işçinin hayatında ya da çalışma koşullarında ciddi bir değişiklik anlamına gelmesi lüzumu vardır. Örneğin işçinin sürekli çalıştığı yerden, işverene ait başka bir yerdeki işyerine gönderilmesi halinde işe gidip gelme süresinin artması, başka bir deyişle yolda geçirdiği sürenin görece yükselmesi ve bu durumun işçinin günlük istirahat ve dinlenme süresini aşırı derecede kısaltması hali çalışma koşullarında esaslı bir değişiklik olarak kabul edilebilecektir.

Bununla birlikte işyeri değişikliğinin çalışma koşullarında esaslı kabul edilebilecek bir değişikliğe sebebiyet vermemesi halinde, işverenin değişikliği kabul etmeyen işçinin iş akdini sonlandırma hakkı vardır. Örneğin işyeri değişikliği sebebiyle işçinin yolda geçirdiği sürelerde orantısız bir artış yoksa, işçi yeni işyerinde aynı/benzer ünvanla, aynı ücret, aynı sosyal ve aynı yan hakları alarak çalışmaya, başka bir deyişle önceki işyerinde alıştığı ve kabul ettiği aynı koşullarda çalışmaya devam edecekse, bu halde çalışma şartlarının esaslı değişikliğinden söz edilmesi mümkün olmayacak; yapılan değişiklik işverenin yönetim hakkı kapsamında kabul edilecektir. “Mahkemece rapordaki tespitler gerekçeli kararda tekrar edilmek suretiyle, rapor ve bozma ilamı doğrultusunda yapılan görev değişikliğinin davacı aleyhine çalışma koşullarında esaslı bir değişiklik yaratacağı, bu nedenle de değişikliğin yönetim hakkı kapsamında kalmadığı gerekçesi ile davanın kabulüyle işe iade kararı verilmiş ise de dosya kapsamı davalı tarafından sunulan yazılı deliller ve tanık beyanları, yapılan keşif ve alınan rapora göre davacının daha önce çalıştığı fabrika ile görevlendirildiği fabrikanın aynı alan içerisinde bulunduğu, yapılan yeni görevlendirmede görev ve unvan değişikliğinin bulunmadığı, mali ve sosyal haklar yönünden bir azalma olmadığı, her iki fabrikada da vardiyalı çalışma usulü uygulandığı, çalışan sayılarının birbirine yakın olduğu ve aynı tehlike sınıfında yer aldıkları, yapılan görev değişikliğinin iş standartlarında esaslı değişiklik oluşturmadığı ve işverenin yönetim hakkı kapsamında kaldığı, görev değişikliğinin kabul edilmemesi nedeniyle işverence hizmet akdinin feshinin geçerli nedene dayandığı anlaşılmıştır.” (Y. 2. H.D. 2018/13492 E., 2018/24329 K., 13.11.2018 T.)

Kimi zaman ise işveren faaliyet gösterilen alanda gerçekleşen yenilik ve değişiklikler ya da işin devamlılığının sağlanması için lüzumlu olması nedeniyle, çalışma koşullarının esastan değişikliği anlamına gelse de işçi ya da işçilerin başka bir işyerinde çalışmasına karar verebilir. Bu halde işverenin sözü edilen değişikliği işçiye yazılı olarak bildirmesi ve işçiden 6 işgünü içerisinde değişikliğe ilişkin yazılı onay/muvafakat alması zorunluluğu vardır. İşçiye yapılan sözlü bildirimin geçerliliği bulunmadığından, bildirimin mutlaka yazılı şekilde yapılması gerekmektedir. Yazılı bildirimi alan işçinin 6 işgünü içerisinde yeni işyerinde çalışmaya yazılı şekilde onay vermemesi, işçinin işyeri değişikliğini kabul etmediği anlamına gelir. Bu halde işveren değişikliğin geçerli sebebe dayandığını veya iş sözleşmesinin feshi için başkaca geçerli bir nedeninin bulunduğunu işçiye yine yazılı şekilde bildirmelidir. İşverenin sözü edilen bildirimle ve işçinin çalıştığı süreye göre tespit edilecek ihbar öneline uymak suretiyle iş sözleşmesini feshetme hakkı vardır. Önemle belirtmek gerekir ki bildirimlerin yazılı şekilde yapılmaması, işçinin düşünme ve cevap verme süresinin beklenmemesi ya da fesih usulünün İş Kanunu’na uygun biçimde yürütülmemesi halinde, işçinin kıdem tazminatına hak kazanması gündeme gelecektir.

Diğer yandan kanun koyucu her ne kadar işverene fesih hakkı vermiş ise de fesih bildiriminden önce işveren tarafından dikkatle ele alınması gereken bir esas daha vardır: Feshin Son Çare Olması İlkesi (Ultima Ratio). Adından da anlaşılacağı üzere işverenin iş sözleşmesini feshetmeden önce feshin son çare olduğundan, başka bir ifadeyle iş ilişkisinin başka bir yolla sürdürülemeyeceğinden emin olması gerekmektedir. Zira fesih işleminin işçi tarafından mahkemeye taşınarak yargılama konusu edilmesi halinde, mahkemece bu ilkenin işveren tarafından gözetilip gözetilmediği re’sen dikkate alınacaktır. “İşyerinde iş şartlarında değişikliği gerektirmeyen çalıştırılma imkanı, değiştirilmiş iş şartları altında çalıştırılabileceği başka bir çalışma yerine nakilden önce uygulanması gereken tedbirdir. İşçinin iş şartlarının değiştirilmesi gerekmeden çalıştırılabileceği birden fazla çalışma yeri varsa, işveren bunlar arasından birini seçme hakkına sahiptir. İşverenin talimat verme hakkı kapsamında alternatif tedbirler arasında iş şartlarında ve sözleşme değişikliğine neden olmayacak şekilde bir tedbir olanağı var ise ve bu kapsamda bir çalışma yerinde çalıştırabilecekse değişiklik feshine başvurulmaması gerekir.” (Y. 22. HD. 2013/21882 E., 2013/21188 K., 08.10.2013 T.)

İşverenin çalışma Yerinin Değiştirilmesini Kabul Etmeyen İşçiyi Tazminat ödemeksizin İşten çıkartma Hakkı Var Mıdır Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemNetice itibarıyla işverenin, çalışma yerinin değiştirilmesini kabul etmeyen işçiyi tazminat ödemeksizin işten çıkartma hakkı var ise de söz konusu hak işverene sınırsız bir özgürlük vermeyip, yukarıda değinilen esaslar çerçevesinde iyi niyet, dürüstlük ve ölçülülük kurallarına riayet edilmek suretiyle son çare olarak kullanılmalıdır.

 

Baran ÇAĞDAVUL

Avukat – Arabulucu

 

INCOTERMS 2020, FCA Free Carrier Teslim Şeklinin Özellikleri

Incoterms 2020, Fca Free Carrier Teslim şeklinin özellikleri Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

INCOTERMS 2020, FCA Free Carrier Teslim Şeklinin Özellikleri

INCOTERMS 2020 VE FCA Free CarrierIncoterms 2020, Fca Free Carrier Teslim şeklinin özellikleri Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Incoterms 2020 Uluslararası Ticaret Odaları tarafından revize edilerek 1 Ocak 2020 tarihinde en son versiyonu yürürlüğe sokulmuş olan uluslararası ticarette malların bir yerden alınıp, farklı bir yere taşınmasında tarafların sorumluluklarını ortaya koyan bir broşürdür.

Incoterms 2020’nin terimlerinden bir tanesi olan FCA Free Carrier terimi taşıyıcıya teslim edilen malları kapsar.

Incoterms 2020 Logo

FCA – Free Carrier– Taşıyıcıya Teslim

Taşıyıcıya teslim teriminin, satıcının mallarını hazırlayarak, ara taşıma araçları ile ana taşıma aracının bağlı olduğu taşıma şirketine teslim edilmesidir. Malların ihracatçı tarafından taşıyıcı şirkete teslimi söz konusu olup, teslim sırasında ihracatçının gümrükleme işlemlerini tamamlamış olması, malları gümrüklenmiş olarak taşıma şirketine teslim edilmesiyle satıcının sorumlulukları sona erer.

Free Carrier Akış Görsel

 

 

 

 

 

 

 

 

FCA – Free Carrier ve Gümrükleme

Customs GörselMalların taşıyıcı firmaya teslimi sırasında satıcı tarafından gümrüklemenin yapılmış, malların yurt dışına çıkmaya hazır bir vaziyette olması gerekmektedir.

 

  • Karayolu taşımacılığında satıcının mallarını ana taşıma şirketine teslim ederken,
  • Havayolu taşımacılığında satıcının mallarını ana taşıma şirketine teslim ederken hava yolları şirketinin kargo bölümünden,
  • Tren yolu taşımacılığında satıcının mallarını ana taşıma şirketine teslim ederken demiryolu şirketinin kargo bölümünden,

Gümrüklemenin yapılmış olarak malların teslimi söz konusu olmalıdır.

FCA Free Carrier Malların Teslimi ve Taşıma Belgeleri

Çeşitli taşıma araçlarına göre satıcısı tarafından hazırlanan ve gümrüklendirilmiş olarak taşıma şirketine teslim edilen mallara ait taşıma belgeleri;

Demiryolu Taşıma GörselTren (demiryolu) taşımacılığında taşınacak malların gümrük işlemleri yapıldıktan sonra malların demiryolu şirketinin kargo bölümüne teslimi sonrası taşıma belgesi olan Railway Bill of Lading belgesi demiryolu şirketinden alınır. Henüz tren gelmemiş ve malların yüklenmesi gerçekleşmemişken demiryolu şirketinden alınan Railway Bill of Lading belgesi ile ana taşıma aracı olan trene malların yüklenme sorumluluğunun ithalatçıya ait olduğu anlaşılmaktadır.

Uçak GörselHavayolu taşımacılığında, taşınacak malların gümrük işlemleri yapıldıktan sonra malların havayolu şirketinin kargo bölümüne teslimi sonrası taşıma belgesi olan Airway Bill of Lading belgesi havayolu şirketinden alınır. Henüz uçak gelmemiş ve malların yüklenmesi gerçekleşmemişken havayolu şirketinden alınan Airway Bill of Lading belgesi ile ana taşıma aracı olan uçağa malların yüklenme sorumluluğunun ithalatçıya ait olduğu anlaşılmaktadır.

Tır GörselKarayolu TIR taşımacılığında, taşınacak malların gümrük işlemleri yapıldıktan sonra malların TIR şirketinin kargo bölümüne teslimi sonrası taşıma belgesi olan CMR – Hamule Senedi belgesi TIR şirketinden alınır. Henüz TIR gelmemiş ve malların yüklenmesi gerçekleşmemişken TIR şirketinden alınan CMR belgesi ile ana taşıma aracı olan TIR’a  malların yüklenme sorumluluğunun ithalatçıya ait olduğu anlaşılmaktadır.

FCA – Free Carrier Teslim Şeklinde Yükleme Sorumluluğu

Satıcı mallarını teslim etmesiyle sorumluluğu sona ermiş olup, ana taşıma aracına yüklenmenin sorumluluğu malı alan ithalatçıya aittir.

Laf aramızda zaten ihracatçı mallarını nakliye şirketine teslim ettikten sonra CMR, Airway Bill of Lading, Railway Bill of Lading belgelerini almıyor muydu?

Navlun Sigorta Sorumluluğu

Taşıma Sigorta GörselNavlun sigortasının sorumluluğu… Her şeyi ihracatçıdan beklemeyin. Malların taşıma şirketine teslimi ile birlikte navlun sigortasının sorumluluğu da malı alan ithalatçıya aittir.

Ama şöyle bir güzellik yapabiliriz malı alan ithalatçıya.. Sözleşmede belirtilmiş olması kaydı ile mali yükümlülük ithalatçıya ait olmak üzere biz ihracatçı olarak navlun sigortasını yaptırır, ithalatçıyı bilgilendirebiliriz. N’olacak ihracatçının eline yapışmaz. İthalatçımıza bu şekilde bir kıyak yapabiliriz.

İthalatçımız da, ihracatçının bu sigorta konusundaki yardımseverliğini unutmasın.

Incoterms 2020, Fca Free Carrier Teslim şeklinin özellikleri Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemReşat BAĞCIOĞLU

ICC Uluslararası Ticaret Odaları

Türkiye Milli Komitesi

Türkiye Bankacılık Komite Başkanlığı Üyesi

 

 

 

Türk Tersaneciliğinde Dev Birleşme: Desan Kaptanoğlu Tersanesi, Atlas Tersanesi’ni Satın Aldı

Satın Alma Eğitimleri Türk Tersaneciliğinde Dev Birleşme Desan Kaptanoğlu Tersanesi, Atlas Tersanesi’ni Satın Aldı

Türk Tersaneciliğinde Dev Birleşme: Desan Kaptanoğlu Tersanesi, Atlas Tersanesi’ni Satın Aldı

Satın Alma Eğitimleri Türk Tersaneciliğinde Dev Birleşme Desan Kaptanoğlu Tersanesi, Atlas Tersanesi’ni Satın AldıDenizcilikte bir asırlık deneyimi bulunan Kaptanoğlu Ailesi’ne ait Desan, tersanecilik sektörünün en önemli gemi inşa tesislerinden Atlas Tersanesi’nin yüzde 100 hissesini devralarak yeni bir döneme adım attı. Credit Europe Bankası bünyesindeki Atlas Tersanesi’nin devri ile ilgili Ocak 2023’te başlayan görüşmeler, 17 Aralık 2024 tarihinde imzalanan anlaşma ile tamamlandı. Desan Kaptanoğlu Tersanesi, anlaşmayla Atlas Tersanesi’ndeki hisse oranını yüzde yüze çıkarırken tersanenin mülkiyeti tamamen Desan Kaptanoğlu grubuna geçti.

Bu satın alımla birlikte Desan, üretim kapasitesinde ve rekabet gücünde önemli bir ivme yakalamış oldu. Desan Kaptanoğlu Tersanesi Yönetim Kurulu Başkanı Cenk İsmail Kaptanoğlu, satın alımla ilgili şu açıklamayı yaptı:

“Atlas Tersanesi’ni güçlü bir ekip ve çalışma ortamıyla devraldık. Özyeğin Ailesi ve Credit Europe Bankası’na bu süreçteki yapıcı yaklaşımları için teşekkür ederim. Amacımız, 100 yılı aşkın denizcilik tecrübesine sahip Kaptanoğlu markası ile birlikte Atlas bayrağını çok daha yukarılara taşımaktır. Bu birleşmenin, Desan’ın ihracat ve büyüme hedeflerini desteklemesinin yanında, Türk gemi inşa sektörüne de önemli bir katkı sağlayacağına inanıyorum.”

Atlas Tersanesi, özellikle yeni gemi inşası konusunda önemli bir bilgi birikimi ve tecrübeye sahip. Tersanede şu anda bir Hollanda firması olan LongShip için 2 adet çevreci, metanol hazır konseptli kuru yük gemisinin ve Norveçli bir firma için dört adet kabuk balıkçı teknesinin inşası devam ediyor. Ayrıca, bu projelerin devamı olarak üç adet gemi daha inşa edilmesi için opsiyon bulunuyor.

2005 yılında kurulan ve Kocaeli Serbest Bölgesi’nde faaliyet gösteren Atlas Tersanesi, yıllık 30 bin DWT’lık gemi yapım kapasitesine sahip. 120’si kadrolu toplam 800 çalışanı bulunan tersanenin üretim alanı 48 bin metrekare büyüklüğünde.

Desan Atlas

Halefiyet Planlaması Yapıyor musunuz?

Halefiyet Planlaması Yapıyor Musunuz

Halefiyet Planlaması Yapıyor Musunuz?

Sibel ZALOĞLUHalefiyet Planlaması Yapıyor Musunuz

Bir şirketteki kritik pozisyonların uzun bir süre boş kalmaması ve/veya bu pozisyonların gerektirdiği beceri/bilgiye sahip olmayan kişiler tarafından doldurulmasının önüne geçmek, şirketler için oldukça önemli bir çalışmadır. İşte bu önemli ve kritik çalışmanın doğru yapılabilmesi için halefiyet planlaması yapılması gereklidir.

Halefiyet planlamasına şöyle bir açıklama getirecek olursak, amaç; kilit pozisyonlara hazırlık yapmak için, var olan çalışanlar arasından, liderlik, uzmanlık rollerine seçilecek çalışanların var olan görevlerini de yürüterek, yeni verilecek sorumluluklarını da yerine getirebilecek, potansiyeli yüksek adayların seçilmesi ve belirlenmesini sağlamaktır.

Halefiyet Planlaması sürecinde sadece işverenler değil, diğer üst yöneticilerinde katılımını sağlamak büyük önem taşır. Çünkü, seçilecek adayları belirlemede ve doğru seçmede, projeye katılan üst yöneticilere çok önemli görevler düşmektedir.

  • Yüksek potansiyelli adayları belirlemek,
  • Yoğun işleri arasında zaman ayırmak,
  • Adayları her yönüyle tarayarak, güçlü – zayıf yönleri ve gelişim alanlarını belirlemek için nokta atışı doğru değerlendirme yapmak.

Bu adımları çok dikkatli atmak, çalıştığınız işyerinin geleceğini emanet edeceğiniz liderleri doğru belirlemeniz açısından çok önemlidir.

“Halefiyet Planlaması” projesinin doğru yapıldığında olumlu yansımaları kadar, yanlış seçimler yapıldığında olumsuz yansımaları da ağır olacaktır.

Bu projenin başarılı yürütülmesi için doğru seçimler yaparak, doğru çalışanlara yatırım yapmak, yanlış seçim sonucu iyi çalışanları kaybetmemek, kilit pozisyonlar veya yeni doğabilecek pozisyonlar için doğru kişileri yetiştirmek, profesyonel bir çalışma ister.

Halefiyet planlamasının kurumlar için önemine bakacak olursak;

İş sürekliliği ve risk yönetimi: Doğru yapılan halefiyet planı, beklenmeyen kilit pozisyonun boşalması durumunda iş sürekliliğini sağlar, işin aksamadan yürümesini, riski ve kesintileri azaltır.

Eğitmen ve Ekip Performans Danışmanı Lindsay Dunlap, “Birçok şirket yeni liderleri “hızlandırmak” için zaman ayırmıyor, bu yüzden onlar işleri yaparken çözmeleri için işe alınıyorlar. Yeni liderler stres altında bırakılıyor, yardım istemekten korkuyorlar ve sonra tam olarak anlayamayabilecekleri standartlara ve beklentilere karşı sorumlu tutuluyorlar. Bu, şirketler için çok hayati pozisyonlarda daha yüksek bir devir oranına yol açıyor” demiştir.

Kurumsal istikrar: Kurumlarda iyi planlanmış bir halefiyet planı, liderlik geçişlerinin sorunsuz ve düzenli olmasını sağlayarak, çalışanlarda motivasyonu artırarak, şirketin geleceğine olan güvenini olumlu yönde etkileyerek aidiyet duygularını güçlendirir.

Bilgi transferi: Beklenmedik ve ani boşalan kilit pozisyonlarda çalışanlarla birlikte aslında birçok değerli, gizli ve kritik bilgilerde bu çalışanlarla birlikte şirket dışına çıkmış olur. Halefiyet planlaması olan bir kurumda ise tüm kurumsal bilgileri proaktif bir şekilde korunmuş, değerli içgörülerin ve uzmanlığın kaybolmaması sağlanmış olur.

En iyi yetenekleri elde tutmak: Halefiyet planlaması bir taraftan da yüksek performanslı çalışanlara kariyer yolu çizerek, diğer çalışanlara da şirketteki kariyer adımlarını görmeleri için önemli örnek bir adım olur. Uzun dönemde boşalan kilit pozisyonlar için dışarıdan alınacak kıdemli çalışanlar ve yönetici ücretleri her zaman daha yüksek olacağı için, halefiyet planlaması ile doldurulan kilit görev tanımları için tasarruf etmenizi sağlar.

Liderlik gelişimi: Halefiyet planı yeni nesil liderleri yetiştirmek için yapılandırılmış bir yaklaşım getirerek, şirket içindeki çalışanların gelişmesini sağlar.

Çatışmayı önleme: Doğru ve net olmayan bir halefiyet planı, şirket içindeki çalışanlar içinde çatışmaya yol açabilir. Çıkan bu çatışma, kurumsal hedeflere ulaşmayı daha da zorlaştırarak, çalışanlar arasında huzursuzluğa zemin oluşturarak, mutsuz çalışanlar ortaya çıkarabilir.

Sonuç olarak; halefiyet planlaması oldukça önemli, çok dikkatli ve doğru kararlar alınarak yürütülmesi gereken bir süreçtir. Kritik kilit pozisyonları doğru belirlemek ve yedekleme planlamasının, ne zaman, neden ve nerede uygulanacağının sürecini ve devamlılığını sağlamak üst yönetimin sorumluluğundadır.

Halefiyet Planlaması Yapıyor MusunuzUnutulmaması gereken önemli diğer bir konu ise çalışanların, kurumun sabit varlıkları olmadığının bilincine vararak, kadrolarda da değişikliklerin zamansız da olabileceği doğrusunun kaçınılmazlığıdır. Değerli bir çalışanın şirketten zamansız ve ani ayrılışının doğuracağı tüm olumsuz sonuçları ancak etkili bir halefiyet planlamasıyla, olumsuzluk yaşanmadan, en doğru şekilde atlatılabilir.

Sağlık ve sevgiyle kalın.

Sibel ZALOĞLU

Turizm ve Gastronomi Üzerine: Chef’in İşletmedeki Rolü…

Turizm Ve Gastronomi üzerine Chef’in İşletmedeki Rolü… Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Turizm ve Gastronomi Üzerine: Chef’in İşletmedeki Rolü…

Ali Rıza DÖLKELEŞTurizm Ve Gastronomi üzerine Chef’in İşletmedeki Rolü… Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Misafirlerin tekrar aynı tesisi tercih etmesinde ne kadar rolü olabiliyor?

Hiç bu konuları irdelediniz mi?

Şöyle bir düşündüğümüzde biz Chefler öz eleştiri yapacak olur isek ‘’bu konuların benim ile ne alakası var, ben yemeğimi yapar, büfemi çıkartırım yani işime bakarım ‘’ diye düşünürüz. Bu düşünce içerisinde olan Chef sadece ve sadece kendi ekseninde yani mutfağında döner durur. Özellikle Türk Turizminin bir parçası haline gelmiş olan her şey dâhil sisteminde iyi bir Chef’in bulunduğu tesise katkıları çok büyüktür. Satış ve pazarlamanın en büyük gücüdür. İyi bir mutfağa ve servise sahip bir tesisi pazarlamak çok rahattır.

Öncelikle şu gerçeği ortaya koyalım.

Misafirin tatilden beklentisi nelerdir?

Gelmiş olduğu tesisten beklentileri nelerdir?

Tatile çıkmış olduğu tesisten olmazsa olmazları nelerdir?

Tatilde misafirin beklentisi güler yüz, sıcak bir ortam, iyi bir mutfak ile beraberinde iyi bir servis, sonrasında eğlence. Çok güzel tesisler yapabiliriz, çok iyi malzemeler kullanabiliriz ama bu tesislerin içerisini (personel olarak) dolduramadığımız takdirde gerek servisi ile olsun mutfağı ile olsun aynı kaliteyi yakalamadığınızda tesisler ne yazık ki hüsran yaşıyor. Buradan yola çıktığımızda tesislerde iyi bir Chef’in öneminin nedenli yüksek olduğu kaçınılmazdır.

Grup anlaşmalarında, yemek organizasyonlarda, toplantılarda, düğünlerde bütün bu aksiyonlarda Chef’in yemekleri öne sürülerek satış yapılmaz mı? Şunu göz ardı etmemek gerekir, gelen misafiri yemekte memnun edemez iseniz bir daha o tesisi tercih etmez ve de etmeyeceği gibi reklamasyon yapar internet üzerinden. Yemeğinde, hizmetinden memnun kalan misafirin tekrar aynı tesisi tercih edeceği asla unutulmamalıdır.

Artık bilgi ve iletişim çağında olduğumuz unutulmamalı. İnsanlar tatile gideceği yeri internet üzerinden en iyi şekilde inceliyor bir önceki sene tatil yapan insanların yorumlarını görüyor ve ona göre tatil yapacakları tesislerini belirliyorlar. Dolayısı ile Turizm acentelerine arayış konusunda çok bağımlı kalmıyorlar.

Düşünün bir tesis hakkında yazılmış yorumlar’ ‘yemekler çok kötü, servis iyi değil, güler yüz yok vb.’’ okuduğunuz zaman siz bu tesisi tercih eder misiniz? İyi bir Chef yapmış olduğu menü düzenlemeleri ile yaptığı temalı geceler ile yapmış olduğu uluslararası Ülke Mutfakları ve Restoranları ile misafir memnuniyetini en üst düzeye çıkartabilir. Minimum maliyetler ile yapacağı aksiyon ve şovlu yemekleri ile maksimum misafir memnuniyeti sağlayabilir.

Bunları yapması ve yakalaması için Chef’e huzurlu bir ortam olması kafası rahat olması sosyal imkânları yerinde olması yeterlidir. Chefin işine karışmak için mutfağın kokusunu, havasını, ocağın sıcaklığını bilmek gerekir. Her kes Chef olamaz bu ayrı bir meziyettir, kültürdür, sevgidir.

Chef olmak için ‘’duygusallık, araştırmacılık, sanat yönü ve hislerinin güçlü olması gerekir. ’Sebzeye, ete, dokunduğu zaman hissetmesi gerekir bu üründen hangi tatta hangi renklerde ve görünümde ne yapacağını bilmesi gerekir. Bu duygulara sahip olamayan asla Chef olamaz.

‘’ Sevdiğim Sözler ‘’

Bir iş adamı arkadaşıyla yürürken, her gün gazetesini aldığı bayide durur.
Adama ‘Günaydın’ der güler yüzle.
Satıcı ekşi bir suratla ve gayet kaba bir şekilde gazeteyi uzatır.
İş adamı gülümseyerek teşekkür eder, giderken de ‘İyi günler’ der.
Arkadaşı şahit olduğu bu kabalıktan şaşkın, ‘Bu satıcı hep böyle kaba mı davranır?’ diye sorar. ‘Evet, ne yazık ki öyle’ diye yanıtlar iş adamı.
Arkadaşı, ‘Peki, sen hep böyle nazik ve kibar mı davranıyorsun bu adama?’ diye üsteler.
‘Evet’ der iş adamı.
‘Peki, o sana böyle kötü davranırken sen niye ona ısrarla iyi davranıyorsun?’ diye merak eder arkadaşı.
İş adamı gülümseyerek,
‘Onun tavrının benim tavrımı etkilemesine izin veremem.
Onun gibi davransaydım, benim davranışımı o belirlemiş olurdu. Günümü ona öfkelenerek berbat etmeye hiç niyetim yok.
O mutsuz olmayı seçiyorsa, bunu değiştirmeyi de yine sadece kendisi seçebilir.
Ama bir şey kesin.
Nasıl hissedip davranacağıma başkalarının karar vermesine izin asla vermem.’ der…

Ne olduğunuza başkaları karar vermesin, siz karar verin. Size başkalarının değer biçmesine izin vermeyin, kendi değerinizi kendiniz belirleyin.

İyilikle kalın.

 

Turizm Ve Gastronomi üzerine Chef’in İşletmedeki Rolü… Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemAli Rıza DÖLKELEŞ

Mutfak Yöneticisi / Food EDITOR

Limak Cyprus Deluxe Hotel

Bafra-İskele – KIBRIS

 

Kaynak Makineleri Sektörü 2025 İçin Umutlu

Tedarikçi Performans Değerlendirme Eğitimi Kaynak Makineleri Sektörü 2025 İçin Umutlu

Kaynak Makineleri Sektörü 2025 İçin Umutlu

Tedarikçi Performans Değerlendirme Eğitimi Kaynak Makineleri Sektörü 2025 İçin Umutlu2024 yılında yaşanan ekonomik sorunlar, yüksek enflasyonla mücadele kapsamında uygulanan sıkı para politikaları, yüksek faiz ile finansmana erişimdeki zorluklar kaynak makineleri sektörünü baskı altında bıraktı. Buna rağmen 2025 yılından umutlu olduklarını ifade eden Vega Makina Genel Müdürü Serdar Selim Sezgin, “Karadeniz Bölgesi’nde yatırımları tamamlanmak üzere olan tersanelerin üretime başlamasıyla birlikte, sektörümüz 2025 yılında ülke ortalamasının en az 3 katı büyüme elde edeceğini öngörüyoruz” dedi.

Kaynak makineleri sektörü 2024 yılına 2023 yılından devreden yüksek enflasyon ve buna bağlı olarak gerçekleşen yüzde 49’luk asgari ücret zammının etkisiyle başladı. Yılın geri kalanında uygulanan sıkı para politikası, iç talebi daraltırken, yüksek faiz oranları nedeniyle yatırımlar neredeyse durma noktasına geldi. İmalat sanayinin neredeyse tamamına hizmet veren genel tedarikçi konumuyla Vega Makina, 2024 yılındaki sıkı para politikaların piyasa üzerindeki etkisine rağmen, 2025 yılı büyüme hedefini döviz bazında yüzde 10 olarak belirledi.

Sektörün 2025 Yılı Beklentisi Olumlu

Vegamakina Genelmuduru Serdarselimzengin1İmalat sanayinin neredeyse tamamına hizmet veren genel bir tedarikçi konumunda olan kaynak makine ve aksamlarının, yatırım malzemesi kapsamında en fazla etkilenen ürün grupları arasında yer aldığını belirten Vega Makina Genel Müdürü Serdar Selim Zengin, “Artan genel giderler ve cirodaki azalma nedeniyle kârlılığımızda ciddi bir kayıp söz konusu. Bu yıl sanayi üretim endeksindeki daralma, kaynak sektöründe yüzde 10-12’lik bir küçülmeye yol açtı. Ancak inşaat, otomotiv, otomotiv yan sanayi, iklimlendirme ve son yıllarda hızla gelişen savunma sanayi gibi sektörler, ekonomideki olumsuzluklara rağmen talebin görece daha canlı olduğu alanlar arasında öne çıkıyor” dedi.

2025’te Ülke Ortalamasının En Az 3 Katı Büyüme Potansiyeli

2025 yılına dair beklentilerini de paylaşan Zengin, “İnşaat, otomotiv, otomotiv yan sanayi, iklimlendirme ve savunma sanayi gibi sektörlerdeki talep canlılığının artarak devam edeceğini düşünüyoruz. Özellikle inşaat sektöründe, kamu ve özel sektör tarafından ertelenen yatırımların devreye alınmasıyla birlikte bir sıçrama yaşanacağını öngörüyoruz. Ayrıca, Karadeniz Bölgesi’nde yatırımları tamamlanmak üzere olan tersanelerin üretime başlamasıyla birlikte, kaynak sektörü olarak 2025 yılında ülke ortalamasının en az 3 katı büyüme elde edebiliriz” ifadelerini kullandı.

İç Pazardaki Daralma Çinli Üreticilerin Türkiye’ye İlgisini Artırdı

İç pazarda yaşanan daralmanın Çinli üreticilerin Türkiye’ye olan ilgisini artırdığına değinen Zengin, konuya dair şu değerlendirmede bulundu: “Türkiye, mevcut koşullar itibarıyla Çinli üreticiler için oldukça cazip bir pazar haline gelmiş durumda. Avrupa, Afrika, Orta Doğu ve Yakın Doğu’ya olan stratejik yakınlığımız sayesinde Türkiye, Çinli firmaların iş birliği fırsatlarına sıcak baktığı bir ülke konumunda. Yaklaşık 20 yıldır Çinli üreticilerle iş birliği yapan yerli firmalarımıza bu dönemde çok ciddi tekliflerin geldiğini görüyoruz.”

“Yerli üreticileri destekliyoruz”

Tedarikçi Performans Değerlendirme Eğitimi Kaynak Makineleri Sektörü 2025 İçin UmutluVega Makina olarak bu tekliflere olumlu yaklaştıklarını belirten Zengin, “Tüm teklifleri hassasiyetle değerlendiriyoruz. Fakat şu an için yatırım kararımızı zorlu süreçten dolayı biraz öteledik ve beklemedeyiz. Bu dönemde, işini, ürününü geliştirmiş ve bizim istediğimiz kalite ve özellikte üretim yapabilen, firma yapımıza uygun yerli üreticileri destekleme kararı aldık. Bu sayede hem yerli firmalar satış ve finansman anlamında daha rahat edecek ve ürününü daha da geliştirmeye odaklanacak, hem de biz içinde bulunduğumuz durgun dönemi daha rahat atlatacağız” şeklinde konuştu.

Satın Alma Süreçlerinde Dijitalleşme Adımları: Elektronik İhale Yönetmeliği ve 1 Ağustos’a Uzayan Geçiş Süreci

Satın Alma Süreçlerinde Dijitalleşme Adımları Elektronik İhale Yönetmeliği Ve 1 Ağustos’a Uzayan Geçiş Süreci Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Satın Alma Süreçlerinde Dijitalleşme Adımları:
Elektronik İhale Yönetmeliği ve 1 Ağustos’a Uzayan Geçiş Süreci

Gökhan AKTAŞSatın Alma Süreçlerinde Dijitalleşme Adımları Elektronik İhale Yönetmeliği Ve 1 Ağustos’a Uzayan Geçiş Süreci Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Öncelikle yeni yılda başarı, sağlık ve huzur dilerim. 2025 yılı, kamu alımlarındaki dijital dönüşümün hızlanacağı, sektöre yön verecek adımların atılacağı bir yıl olacak.  Dijitalleşmenin kamu alımlarındaki süreçleri nasıl daha verimli, şeffaf ve sürdürülebilir hale getireceğini görmek, 2025’in en merak edici gelişmeleri arasında olacak.

Son yıllarda teknolojinin hızlı gelişimi, kamu ve özel sektördeki satın alma süreçlerini büyük ölçüde değiştirmektedir. Geleneksel yöntemler yerini artık dijital değişimlere bırakırken, kamu alımlarındaki tam elektronik ihale sistemine geçiş, şeffaflık, etkinlik ve verimlilik sağlamak adına önemli bir adım olarak karşımıza çıkıyor.

Dijitalleşmenin Satın Alma Süreçlerine Etkisi

Verimlilik ve Hız: Dijital süreçler, teklif toplama, değerlendirme ve karar verme gibi işlemleri satın alma aşamalarını hızlandırarak sürecin daha verimli şekilde yürütülmesini sağlar. Ayrıca tedarikçi sayısını artırarak daha geniş bir pazara ulaşılabilmeyi sağlar.

Şeffaflık ve İzlenebilirlik: Elektronik ortamda gerçekleştirilen kamu alımları, süreçlerin her aşamasını kayıt altına aldığından şeffaflık ve hesap verilebilirliği sağlar. Gerektiğinde geriye dönük işlem geçmişinin denetlenebilir olmasını sağlar ve etik olmayan davranışların önünü keser. Ayrıca, tüm tedarikçiler için güven ortamı oluşturur.

Maliyet Azaltımı: Aynı zamanda kâğıt kullanımını da en aza indiren bu dijital süreçler maliyetlerin de düşmesine fayda sağlamaktadır.

Raporlama: Dijital sistemler, satın alma süreçlerinde toplanan verilerin erişimini ve analiz edilmesini kolaylaştırır. Bu sayede, istatistiksel çalışmalar yapmak ve yeni stratejik kararlar almak daha mümkün hale gelir.

Tam Elektronik İhale Sistemi

Tam elektronik ihale, ihale süreçlerinin tüm aşamalarının dijital platformlar üzerinden yürütülmesini ifade eder. Bu sistem ihaleye başvurudan başlar, teklif vermeye, değerlendirmeye ve sözleşme süreçlerini de tamamen çevrimiçi olarak gerçekleştirir. Fiziksel toplantılar zaten hatıralarda kalmışken artık belgelerle uğraşmaya da gerek kalmaz, tüm işlemler daha hızlı bir şekilde tamamlanır ve azımsanamayacak kadar zaman tasarrufu sağlanır. Ayrıca, elektronik imza sayesinde işlemler yasal olarak daha bağlayıcı hale gelir.

Türkiye’de Elektronik İhale Süreci ve Ertelenen Kamu Alımlarında Elektronik Ortamda Yapılmasına İlişkin Uygulama Yönetmeliği

Türkiye’de kamu alımlarında dijitalleşmeye yönelik adımlar peş peşe atılmakta olup adeta çağ atlanmaktadır. 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu çerçevesinde, elektronik ihale alanındaki son düzenlemelerle “Kamu Alımlarında Elektronik Ortamda Yapılmasına İlişkin Uygulama Yönetmeliği” ile 15 Ocak 2025 itibarıyla yürürlüğe girmesi planlanıyordu ancak, bu yönetmeliğin yürürlüğe girmesi 1 Ağustos 2025 tarihine ertelendi. Bu geçiş süreci, kamu kurumlarında zorluklar yaşatacak olsa da alımlarının daha şeffaf, hızlı ve verimli bir şekilde gerçekleşmesini sağlamayacaktır.

Yönetmelikteki Zorluklar ve Çözüm Önerileri

Dijitalleşme ve elektronik ihale sistemine geçiş, sağladığı pek çok avantajla birlikte bazı zorlukları da beraberinde getiriyor. Hem idarelerin hem de tedarikçilerin yeni sistemleri doğru bir şekilde kullanabilmesi için eğitim ve uyum sağlanması gerekiyor. Diğer bir zorluk ise, geleneksel yöntemlere alışkın olan kurum ve bireylerin değişime karşı gösterebileceği dirençtir. Satın alma süreçlerinde dijitalleşme ve tam elektronik ihaleye geçiş aynı zamanda bir kültür dönüşümüdür.

Kamu Alımlarında Elektronik Ortamda Yapılmasına İlişkin Uygulama Yönetmeliğinin dikkat çeken en önemli maddelerden birisi özellikle büyük ölçekli kamu kurumlarında, her komisyon üyesinin e-imza sahibi olma zorunluluğudur. Bu madde, dijitalleşme yolunda kritik ve büyük bir adım olmakla birlikte, uygulama açısından bazı zorluklar doğurmaktadır. Hastane gibi büyük kamu idarelerde personel sayısının fazla ve iş çeşitliliğinin geniş olması, her bir komisyon üyesinin e-imza temin etmesini zorlaştırabilir. Başvuru ve temin süreçlerinin karmaşıklığı, bu zorunluluğun etkin bir şekilde hayata geçirilmesini güçleştirebilir. Bu noktada, süreçlerin daha verimli hale getirilmesi için kamu kurumlarına rehberlik sağlanması ve eğitimlerin artırılması oldukça önemlidir.

Yeni Yönetmeliğe Hazırlık Sürecinde Neler Yapılabilir?

Erteleme süreci, kamu kurumlarının ve tedarikçilerin yeni elektronik ihale sistemine daha sağlıklı bir şekilde uyum sağlamalarına olanak tanımaktadır. Bu süre zarfında, başarılı bir geçiş için atılması gereken en önemli adımların ilki eğitimdir. Hem kamu çalışanları hem de tedarikçiler için, yönetmelik detaylarının anlatıldığı eğitimlerin yapılması, sistemin etkin bir şekilde kullanılabilmesi adına önemlidir. Ayrıca, pilot çalışmaların gerçekleştirilerek deneme ihaleleri yapılmalı, sürecin işleyişindeki eksiklikler tespit edilip düzeltilmelidir. Bu süre zarfında değişikliklerde yer alan elektronik değişikliklere uymak zorunluluk değil tercihe bırakılabilmelidir. Bu yeni yönetmelik, kamu alımlarında dijitalleşme açısından önemli bir kilometre taşıdır. Elektronik sistemlerin tam anlamıyla uygulanması, alım süreçlerinde verimliliği artıracak ve şüphesiz ki yolsuzluk riskini en aza indirecektir. Ancak, bu dijital dönüşümün başarıya ulaşabilmesi için kurumların altyapı hazırlıklarını tamamlaması ve değişim sürecini yönetmesi gerekmektedir.

Son olarak, Kamu Alımlarının Elektronik Ortamda Yapılmasına İlişkin Yönetmelik yalnızca bir yasal zorunluluk olmanın ötesindedir; aynı zamanda daha şeffaf, etkin ve sürdürülebilir bir kamu alım sistemi için sağlam bir temel oluşturmaktadır.

Peki, kamu kurumları bu süreci daha etkili bir şekilde yönetmek için hangi ek adımları atabilir?

Satın Alma Süreçlerinde Dijitalleşme Adımları Elektronik İhale Yönetmeliği Ve 1 Ağustos’a Uzayan Geçiş Süreci Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemGökhan AKTAŞ
T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI

Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğit. Araş. Hast.

İdari Ve Mali İşler Müd. Yard.

gokhan.aktas@saglik.gov.tr

Aksaray Fabrikası’nda Üretimi Başlayan Mercedes-Benz Yeni Actros L Türkiye’de Yollara Çıkıyor!

şirket Operasyonlarında Filo Yönetimi Eğitmi Haber Aksaray Fabrikası’nda üretimi Başlayan Mercedes Benz Yeni Actros L Türkiye’de Yollara çıkıyor!

Aksaray Fabrikası’nda Üretimi Başlayan Mercedes-Benz Yeni Actros L Türkiye’de Yollara Çıkıyor!

şirket Operasyonlarında Filo Yönetimi Eğitmi Haber Aksaray Fabrikası’nda üretimi Başlayan Mercedes Benz Yeni Actros L Türkiye’de Yollara çıkıyor!Mercedes-Benz Türk, Yeni Actros L’yi yeni tasarımıyla ocak ayında yollara çıkarmaya hazırlanıyor. Mercedes-Benz Türk’ün Aksaray Fabrikası’nda üretimine başlanan, yenilenen yüzü ve teknolojik kabiniyle öne çıkan yerli üretim yeni Actros L’nin ilk tanıtımı Mercedes-Benz Türk Kamyon Satış Bayilerine gerçekleştirildi. “Verimliliğin Yeni Şekli” mottosuyla yollara çıkmaya başlayan Mercedes-Benz “Yeni Actros L”, yüksek konforu, son teknoloji donanımları ve üst düzey verimliliği ile sektöründe öncülüğünü pekiştirecek ve çekici segmentinde yeni standartları belirleyecek.

Mercedes-Benz Türk Kamyon ve Pazarlama Satış Direktörü Alper Kurt, “Üretimine başladığımız yeni Mercedes-Benz Actros L’yi, fütüristik araç tasarımı, optimize edilmiş aerodinamik özellikleri, bir dizi konfor özelliği, rakipsiz güvenlik özellikleri, gelişmiş dinamik sürüş sistemleriyle birlikte müşterilerimizin beğenisine sunmaktan büyük mutluluk ve heyecan duyuyoruz. Yeni Actros L modelimiz, devrim niteliğinde yeni kabin tasarımımız ProCabin gibi yenilikçi donanımlarla yollara çıkıyor. Böylece yeni aracımızda yüzde 3’e varan yakıt tasarrufu sağlıyoruz. Yeni Actros L ile sektörün yükünü daha da hafifletmeyi vadediyor, tüm müşterilerimizi verimliliğin yeni şeklini deneyimlemeye davet ediyoruz” dedi.

Mercedes-Benz Actros L modeli, 2022’de piyasaya sürülmesinden bu yana, Mercedes-Benz Türk çekici segmentinin standartlarını belirlemeye devam ediyor. “Verimliliğin Yeni Şekli” mottosuyla ocak ayından itibaren yollara çıkmaya başlayacak Mercedes-Benz Türk’ün Aksaray Fabrikası’nda üretimine başlanan Mercedes-Benz yeni Actros L, yüksek konforu, son teknoloji ekipmanları ve üst düzey verimliliğiyle sektöründe öncülüğünü pekiştirmeye devam ediyor. Yenilenen yüzü ve teknolojik kabiniyle öne çıkan yeni Actros L, fütüristik ProCabin tasarımıyla çekici segmentinde yeni standartları belirliyor. Bu tasarım sayesinde yüzde 3’e varan yakıt tasarrufu sağlanırken; Ekim 2022’de devreye alınan 3’üncü nesil OM 471 motoru ile beraber önceki nesle oranla toplamda yüzde 7’ye varan yakıt tasarrufu sağlanıyor. Kusursuz hizmet anlayışıyla geliştirdikleri yeni nesil ürünleri en son güvenlik standartlarını kapsayacak şekilde yollara çıkardıklarını söyleyen Mercedes-Benz Türk Kamyon ve Pazarlama Satış Direktörü Alper Kurt, “Bugün başarısını kanıtlamış amiral gemisi modelimizi şimdi yeni bir boyuta taşıyor; fütüristik araç tasarımı, optimize edilmiş aerodinamik özellikleri, bir dizi konfor özelliği, verimli motorları, gelişmiş dinamik sürüş sistemleriyle, “Yeni Actros L”yi müşterilerimizin beğenisine sunmaktan büyük mutluluk ve heyecan duyuyoruz. Aksaray Fabrikamızda üretimine başladığımız ve ocak ayı itibarıyla da satışa sunduğumuz Yeni Actros L ile sürüş teknolojileri bakımından, müşterilerimize daima en iyi araç çözümlerini sunma sözümüzün bir kez daha altını çiziyoruz. Yeni Actros L modeliyle, test edilip kanıtlanmış amiral gemisi araç modelimizi birçok açıdan çok daha verimli hale getirdik.  Bunun en iyi örneği, devrim niteliğinde yeni kabin tasarımımız.  Yeni Actros L modelinde bu tasarım sayesinde yüzde 3’e varan yakıt tasarrufu sağlıyoruz. Yeni aracımızla sektörün yükünü daha da hafifletmeyi vadediyor, tüm müşterilerimizi verimliliğin yeni şeklini deneyimlemeye davet ediyoruz” dedi.

şirket Operasyonlarında Filo Yönetimi
Şirket Operasyonlarında Ulaştırma ve Filo Yönetimi Eğitimi

Verimlilik: Devrim Niteliğinde Yeni Kabin Tasarımı!

Hayatına 1996 yılında başlayan Mercedes-Benz Actros kamyon serisi, müşterilerinin ve sürücülerinin ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılama yeteneğiyle kısa zamanda Mercedes-Benz Trucks’ın gözde modellerinden biri olmayı başardı. 80 mm uzatılmış aerodinamik tasarımlı yeni kabinin ön kısımda karşılanan hava akımı, mümkün olan en verimli şekilde aracın çevresinden yönlendirilerek dolaşıma devam ediyor. Optimize edilmiş hava akışını sağlamak için, neredeyse hiçbir boşluk veya açıklık bırakılmadan oluşturulan aerodinamik tasarım konsepti, motor bölmesini dış hava akımından ayırmak için kullanılan kauçuk parçalarla tamamlandı. Böylece Yeni Actros L modelinde bu tasarım sayesinde yüzde 3’e kadar yakıt tasarrufu sağlandı. Mercedes-Benz Türk, aerodinamik optimizasyon uygulamalarıyla birlikte, Yeni Actros L modelinin verimliliğini, 12,8 litre motor hacmine sahip 3’üncü nesil OM 471 dizel motorla daha da artırıyor. Uzun mesafe taşımacılık için tasarlanan Yeni Actros L’de mümkün olan en düşük yakıt tüketiminin sağlanması üzerine odaklanıldı. OM 471 dizel motorla beraber araçta önceki nesle göre maksimum yüzde 4’e kadar yakıt tasarrufu sağlanıyor.

Uzun Yol Taşımacılığında “Konforun Yeni Şekli” Yeni Actros L!

Mercedes-Benz Türk, Yeni Actros L ve fütüristik kabin tasarımıyla, verimlilik artırma ve toplam maliyeti azaltmanın yanı sıra, sürücü kabininin cazip dış tasarımı ve konforu gibi unsurların da araç alımlarında önemli bir rol oynadığının altını çiziyor. Stream, Big veya Giga Space olmak üzere mevcut olan ProCabin iç mekânında; optimize edilmiş koltuk ısıtma, yeni premium Dinamica Star koltuk kılıfları, ahşap iskeletli yataklar ve konforu çok daha artırılmış Ekstra Premium Konforlu yatak minderi gibi birçok konfor özelliği sunuluyor. Aracın yeni konfor donanımları arasında, sürücü koltuğu için masaj fonksiyonu da yer alıyor. Bu masaj fonksiyonu, koltuğun tünel tarafındaki bir fonksiyon düğmesi aracılığıyla etkinleştiriliyor ve 10 dakika sonra otomatik olarak kapanıyor. Yeni LED ambiyans aydınlatması, hem mavi LED’li ortam gece sürüş ışığı hem de kehribar yaşam alanı ışığı sayesinde aracın iç mekanına rahatlatıcı bir aydınlatma sağlıyor ve böylece daha iyi bir yaşam atmosferi sunuyor. Aynı zamanda gece sürüşü sırasında kabin içinde bir yönlendirme ışığı görevi de görüyor.

Mercedes-Benz Yeni Actros L “Teknolojinin Yeni Şekli”!

1 Ocak 2025’te yürürlüğe giren Genel Emniyet Yönetmeliği’ne (GSR Faz B) göre üretilen Yeni Actros L modeli, regülasyon gerekliliklerinin ötesinde özelikler sunuyor:

Çoklu Şerit Takip Özelliğiyle Aktif Fren Asistanı 6 (ABA6)

ABA 5’in gelişmiş versiyonu olarak tanımlanabilen ABA 6, Mercedes-Benz kamyon ve çekicilerin far ve ön çamurluk bölgesinde ek radar sensörleri ile 270 derece gelişmiş gözlem alanı sunuyor. Genişletilmiş izleme aralığına ek olarak Mercedes-Benz Türk mühendisleri, hareketli yayalara ve bisikletlilere verilen tepkinin 60 km/s’ye kadar hız aralığına genişletme imkânı yakaladı. Böylece araçlar, karşıdan karşıya geçen, karşıdan gelen veya aracın şeridinde yürüyen yayalara otomatik tam frenleme (acil frenleme adı verilen) ile tepki verebiliyor. Yaya ve bisiklet algılama özelliğiyle regülasyon gerekliliklerinin de ötesinde gelişmiş bir frenleme özelliği sunan yeni nesil kamyonlar, özellikle şehir içinde çalışan araçlar için ayırt edici bir güvenlik özelliği olarak öne çıkıyor.

Aktif Kör Nokta Asistanı 2

Sunduğu konfor ve şıklığın yanı sıra geliştirilmiş teknolojik donanım ile hem güzel hem de güvenli olan Mercedes-Benz kamyonlar her iki tarafında bir bisikletli, araç, yaya veya herhangi bir nesne algıladığında çarpışmayı önlemek için sürücüye iki aşamalı bir uyarı sistemi sunuyor. Sistem, regülasyon gerekliliklerinin ötesinde olası çarpışmayı engellemek için frenleme özelliğine de sahip.

şirket Operasyonlarında Filo Yönetimi Eğitmi Haber Aksaray Fabrikası’nda üretimi Başlayan Mercedes Benz Yeni Actros L Türkiye’de Yollara çıkıyor!Mercedes-Benz Türk, Türkiye’nin dört bir yanında hizmet veren güçlü bayi ağıyla birlikte Mercedes-Benz Actros L modelinin segmentindeki başarısını ve sektördeki öncülüğünü sürdürmeye devam edecek.

Ergün Holding, MNG Faktoring’i Satın Aldı

Satınalma Sözleşmeleri Kontrat İncelemeleri Eğitimi Ergün Holding, Mng Faktoring’i Satın Aldı

Ergün Holding, Yasal Süreçlerin ve BDDK İzninin Tamamlanmasını Takiben MNG Faktoring’i Satın Aldı.

Satınalma Sözleşmeleri Kontrat İncelemeleri Eğitimi Ergün Holding, Mng Faktoring’i Satın AldıTürkiye’ye değer katan stratejik sektörlerde büyümeye devam ettiklerini kaydeden Ergün Holding Yönetim Kurulu Başkanı Özbey Ergün, “Finanstan, sigortaya; teknolojiden, e-ticarete kilit sektörlerde çeşitlendirilmiş bir yatırım portföyümüz var. Üstün teknolojik altyapımız, kendi sektörlerinde derin deneyim sahibi uzman ekibimizle birlikte Türkiye’nin en değerli holdingleri arasında yer alma hedefimize emin adımlarla ilerliyoruz. Spesifik alanlarda yenilikçi projelerimizle, başta müşterilerimiz olmak üzere tüm paydaşlarımız için değer yaratmaya devam ediyoruz” dedi.

Ergün, gerçekleştirdikleri faktoring şirketi satın alım işleminin hedeflerine yönelik yeni ve önemli bir girişim olduğunu söyledi ve şu açıklamalarda bulundu: “Faktoring, içinde bulunduğumuz ekonomik konjonktürde sağladığı finansman çözümleri ile işletmelerin tahsilat ve nakit akışını destekleyen kilit sektörler arasında yer alıyor. MNG Faktoring de bu pazarın itibarlı oyuncularından birisidir. Amacımız, şirkete yapacağımız yeni yatırımlarla MNG Faktoring’i daha da ileri taşımak olacaktır. Teknoloji ve yönetim alanında yapacağımız geliştirme çalışmalarıyla MNG Faktoring’in müşteri tabanını artıracağız ve büyümesini destekleyeceğiz. MNG Faktoring’i, sektörünün en dijital ve en çok müşteriye sahip lider şirketlerinden biri yapacağız.”

MNG Faktoring’in katılımıyla, holding portföyünü daha da zenginleştirdiklerini kaydeden Özbey Ergün, “Hayalimiz; varlık yönetimi, finansman, faktoring, ödeme sistemleri ve elektronik para ve sigorta sektörlerini kapsayan bir finansal ekosistem ve platform yaratmak. Müşterilerimize uçtan uca, en kaliteli hizmeti sunacak olan MNG Faktoring’in de finansal ekosistemin önde gelen oyuncularından biri olacağına yürekten inanıyorum” dedi.