Çağrı Merkezi Hizmet Alım İşinde Aşırı Düşük Sorgulama?

çağrı Merkezi Hizmet Alım İşinde Aşırı Düşük Sorgulama Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Çağrı Merkezi Hizmet Alım İşinde Aşırı Düşük Sorgulama?

Mehmet ATASEVER

çağrı Merkezi Hizmet Alım İşinde Aşırı Düşük Sorgulama Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündemİtirazen Şikayet Konusu; Başvuru sahibinin dilekçesinde özetle; Başvuruya konu ihalede kendilerine tebliğ edilen ihale komisyonu kararında tekliflerinin aşırı düşük açıklamalarının uygun görülmeyerek değerlendirme dışı bırakıldığı, ancak aşırı düşük teklif açıklamalarının uygun olarak kabul edilmesi gerektiği, şöyle ki;

İhale komisyonu kararında tekliflerinin Kamu İhale Genel Tebliği’nin 45.1.1’inci maddesi bakımından sınır değerin altında kaldığının ifade edildiği, ancak Tebliğ’in 45.1.1’inci maddesinde yapım işleri için sınır değerin hesaplanmasına ilişkin açıklamanın yer aldığı, ihale konusu işin bir hizmet işi olduğu, hizmet işlerine ilişkin aşırı düşük teklif düzenlemesinin Tebliğin 45.1.1’inci maddesinde olmayıp 79.1’inci maddesinde yer aldığı,

İdarece açıklanması istenilen teklifin önemli maliyet bileşenleri arasında yer alan girdilerden 13 adet girdinin fiyatını, üçüncü kişilerden alınan fiyat teklifleri ile açıkladıkları, bu fiyat tekliflerinin ekinde, her bir fiyat teklifine ilişkin satış tutarı tespit tutanaklarının anılan Tebliğ’in 79.2.2.1’inci maddesine uygun olarak idareye sundukları, maliyete dayalı bir açıklama yapılmadığından doğal olarak firmalarından maliyet tespit tutanaklarının sunulmasının beklenilemeyeceği,

Anılan Tebliğ’in 79.2.2.2 ve 79.2.2.3’üncü maddeleri gereğince Merkezi Kamu Kurum ve Kuruluşları Tarafından Ülke Çapında Sunulan Mal ve Hizmetlere İlişkin Fiyatlar ile fiyat açıklamasına dayanak gösterilebileceği, bu nitelikte bir açıklamanın kabulünün açıklanan fiyatın ilan/davet tarihi ile ihale tarihi arasında (ihale tarihi hariç) geçerli olması gerektiği, bunun dışında fiyatı kısıtlayan bir düzenlemenin de bulunmadığı, bu yönde yapılacak fiyat açıklamalarında fiyat teklifi veya ekinde maliyet/satış vb tutanakların sunulmasına gerek bulunmadığı, Açıklanması istenilen girdilerden üçüncü kişilerden fiyat teklifi alınmayan girdilerin,

DMO tarafından resmi web sitesinde yayınlanan fiyatlar dayanak gösterilerek açıklandığı, idarece bir internet sitesinden alındığı ifade edilen fiyatların DMO portalından alınan ve teyidi yapılabilen fiyatlar olduğu, DMO Genel Müdürlüğü’nün sermayesinin %100 Devlete ait olan iktisadi devlet teşekkülü olup Tebliğ’in 79.2.2.2’nci maddesinde tanımlanan merkezi Kamu kurumu olduğu, İdarenin kararında; firmalarının üçüncü kişilerden alınan fiyat tekliflerinin dayanağı olan satış tutarı tespit tutanaklarını sunmadığının ifade edildiği, ayrıca sunulan satış tutarı tespit tutanaklarında fatura bilgileri tablosunda alıcı bilgileri yerine satıcı (faturayı düzenleyen) bilgilerine yer verildiğinin ifade edildiği, ancak açıklamaları kapsamında 13 adet fiyat teklifinin sunulduğu, fiyat tekliflerinin dayanağı olan satış tutarı tespit tutanaklarının fatura bilgileri tablolarının tamamında ve eksiksiz olarak “alıcı bilgilerine” yer verildiği,

Anılan Tebliğ’in 78.1.1’inci maddesi gereğince, ihale konusu çağrı merkezi hizmet alımı işinin personel çalıştırılmasına dayalı olmayan hizmet işi olduğu, ancak sınır değer tespiti ve tekliflerin değerlendirilmesi ile aşırı düşük teklif açıklaması ve değerlendirilmesinin personel çalıştırılmasına dayalı hizmet formatı ile yapılmasının bir zorunluluk olduğu, ayrıca Tebliğ’in 78.1.4’üncü maddesi gereğince, ihale konusu çağrı merkezi hizmetlerinin maliyet girdilerinin %70’ini aşan tutarının birim fiyat teklif cetvelinde gösterilen personel gideri olduğu ve yaklaşık maliyetin en önemli maliyet bileşeni olduğunun açık olduğu, idarece yapılan sorgulamada personel giderlerine ilişkin fiyat açıklamasının istenilmediği, işçilik modülünde personel giderlerinin hesaplandığı, temizlik, ısınma soğutma ve güvenlik gideri %4 sözleşme ve genel idareler arasında yer almış olmasına rağmen bunun yaklaşık maliyetin önemli maliyet bileşeni olarak gösterilerek bunlara ilişkin fiyat açıklaması istenildiği, idarenin aşırı düşük açıklama sorgusunun mevzuata aykırı olmakla birlikte; ısıtma ve soğutma giderlerini belgeye dayalı olarak kişi başı gideri üzerinden hesap yapılarak açıklamalarına ve söz konusu fiyat açıklamasına dayanak belgeleri açıklama kapsamında idareye vermelerine rağmen, idarece bu giderlerin açıklanmadığı yönündeki tespit ve kararın sehven yapıldığını değerlendirdikleri, ısınma ve soğutma ile temizlik ve güvenliğe ilişkin giderlerin birim fiyat teklif cetvelinde yer alan her personel ve öngörülen ücret skalası üzerinden hesaplanarak %4 sözleşme ve genel giderler içinde fiyata dâhil edildiği, bu giderin açıklamalarında personel gideri altında ifade edilmiş olmasına rağmen mükerrer olarak her lokasyon için ayrıca birer tane personelin giderinin ilave olarak ayrıca açıklandığı, ancak bu fiyatın 7/24 esasına göre çalıştırılan personel giderini karşılamadığı yönündeki idare ifadesinin anlaşılamadığı, iddialarına yer verilmiştir

 

Konu İle İlgili Yayımlanan Emsal Kamu İhale Kurulu Kararına Göre;

Yapılan inceleme ve tespitler neticesinde; İhale işlem dosyası incelendiğinde, ihale konusu işin adının “Alo 181 Çağrı Merkezi Hizmet Alımı” alımı ve kapsamının ise …………. Bakanlığı ile …………..Genel Müdürlüğü’nün iletişim merkezi hizmet alımı olup, hizmetlerin çağrı merkezi ile şartnamede belirlenen kalite ve performans değerleriyle tüm arayanlara etkin, hızlı ve güvenilir bir şekilde aşağıdaki hizmetlerin çoklu erişim kanalları üzerinden bir bütünlük halinde verilmesi işi olduğu,

27.11.2024 tarihinde e-teklif alınmak suretiyle gerçekleştirilen ihalede 13 adet ihale dokümanının EKAP’tan indirildiği, 6 istekli tarafından teklif sunulduğu, geçerli teklif sayısının 2 olduğu ve bir isteklinin (başvuru sahibi ………… İletişim A.Ş.) teklifinin sınır değerin altında kalması dolayısıyla aşırı düşük teklif olarak tespit edildiği, anılan istekliden aşırı düşük teklif açıklaması istenildiği,

İdarece yapılan değerlendirme sonucunda başvuru sahibi ………….. İletişim A.Ş.nin teklifinin aşırı düşük teklif açıklamasının uygun bulunmaması nedeniyle reddedildiği, ihalenin ……………İletişim Anonim Şirketi üzerine bırakıldığı, ………… Merkezi Yön. Sist. A.Ş.-……….. Bilgi Tekn. A.Ş. İş Ortaklığı’nın ise ekonomik açıdan en avantajlı ikinci teklif sahibi istekli olarak belirlendiği ve buna ilişkin ihale komisyonu kararının 10.12.2024 tarihinde onaylandığı tespit edilmiştir.

İdare tarafından ihale işlem dosyası kapsamında gönderilen bilgi ve belgeler incelendiğinde, teklif fiyatı sınır değerin altında kalan başvuru sahibi istekliye 03.12.2024 tarihli ve “Beyan edilen bilgileri tevsik eden belgelerin sunulması ve/veya numune/demonstrasyon işlemlerine ilişkin ürün örneklerinin verilmesi/kurulumların yapılması/aşırı düşük teklif açıklamalarının sunulması” konulu yazının gönderildiği, söz konusu yazıda

“…Alo 181 Çağrı Merkezi Hizmet Alımı işine ait ihalede tekliflerin değerlendirmesi sürecine geçilmiş olup, beyan ettiğiniz bilgi ve belgeleri tevsik eden ve EKAP veya diğer kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının internet sayfası üzerinden sorgulanamayan aşağıdaki belgeleri ekleri ile birlikte, İdari Şartnamenin 7.9. maddesine uygun olarak, 04.12.2024 tarihine kadar İdaremize sunmanız ve aşırı düşük teklif açıklamalarınızı 04.12.2024 tarihine kadar sunmanız gerekmektedir.

AÇIKLAMA:

4734 sayılı kanununun isteklilerden Kanunun 38 inci maddesine göre açıklama istenecektir. Maddesi gereği aşırı düşük teklifinize ait açıklama talebi tebilgat ekinde gönderilmektedir. Aşırı düşük teklifin önemli bileşenlerine ilişkin açıklama ekte yer alan belgelerde bulunmaktadır.” ifadelerine yer verildiği,

Söz konusu yazı ekinde “İdari Şartnamenin Teklif Fiyata Dâhil Olan Giderler başlıklı 25. Maddesinde belirtilen tüm bileşenlerle ilgili olarak;

Teknik şartname 3.5 ses kayıtlarına ilişkin saklanması ve ses kayıtlarının güvenliğinin sağlanmasına ilişkin giderlerin açıklanması Teknik Şartname 3.12 memnuniyet anketlerine ilişkin giderler

Trabzon yerleşkesi 250 m2 lokasyona ilişkin giderler Ankara yerleşkesi 500m2 lokasyona ilişkin giderler

Ankara ve Trabzon yerleşkesinde elektrik, ısınma, soğutma, su giderleri

Ankara ve Trabzon yerleşkesinde temizlik ve güvenlik tedbirlerinin personel dâhil giderleri,

Trabzon ve Ankara yerleşkelerinde noktadan noktaya internet hizmetine ilişkin açıklamalar

Teknik şartname 4.2.3 kapsamında garanti, bakım, destek, işletim vb.

Teknik şartname 4.3.4 kapsamında Alo 181 CRM yazılımının bakım destek ve geliştirme giderleri

Teknik şartname 5. Maddesine göre insan kaynakları yazılımının giderleri

Teknik şartname 7. Kapsamında santral yazılımına ilişkin giderler

Teknik şartname 7.4 kapsamında ses ve ekran kayıt yazılım ve sistemine ilişkin giderleri,

Teknik şartname nin 7.1.13 kapsamında Dakika ve SMS giderleri Teknik şartname ekinde yer alan ve excel halinde sunulan aşağıdaki malzemelerin teknik şartnamedeki özelliklerine uygun giderleri,

– Notebook Sıfır

– Mouse Sıfır

– Kulaklık Sıfır

– 48 Fort Switch

– Lisanslı Ofis Yazılımı ve antivürüs programı

– Aifin One Yazıcı + Network+ Laser

– Şahsi Eşya Dolabı

– Projeksiyon Cihazı

– 2+1 Ses Sistemi

– Jeneratör

– Vatandaş temsilcisi masaları ve sandalyeleri

– Yönetici masa ve sandalyesi

– Eğitim Salonu Masaları ve Sandalyeleri

– Turnike İçin Kart Okuyucu ve Sistem

– UPS

– WalIboard olarak kullanılacak (50-55 inç) ekran ledtv… bileşenlere yapılacak açıklamalara dayanak teşkil edecek bilgi ve belgelerin, … yazımızın tarafınıza tebliğ edildiği tarihten itibaren 3(üç) işgünü içerisinde İdaremize bildirmeniz gerekmektedir…” ifadelerine yer verilen aşırı düşük teklif açıklama yazısı ile açıklamaları talep edilmiştir.

4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 38’inci maddesinde, ihale komisyonunun, verilen tekliflerin değerlendirilmesinden sonra, diğer tekliflere veya idarenin tespit ettiği yaklaşık maliyete göre teklif fiyatı aşırı düşük olduğunu belirlediği teklifleri reddetmeden önce, belirlediği süre içinde teklif sahiplerinden teklifte önemli olduğunu tespit ettiği bileşenler ile ilgili ayrıntıların yazılı olarak isteneceğinin hüküm altına alındığı, ayrıca ihale komisyonunca, anılan maddede belirtilen hususlar kapsamında yapılan yazılı açıklamalar dikkate alınmak suretiyle aşırı düşük tekliflerin değerlendirileceği belirtilmiş olup bu değerlendirme sonucunda, açıklamaları yeterli görülmeyen veya yazılı açıklamada bulunmayan isteklilerin tekliflerinin reddedileceği anlaşılmaktadır.

Bu çerçevede Kamu İhale Genel Tebliği’nin “Hizmet alımı ihalelerinde sınır değer tespiti ve aşırı düşük tekliflerin değerlendirilmesi” başlıklı 79’uncu maddesinde, ihale ilanında ve dokümanında teklifi sınır değerin altında kalan isteklilerden açıklama isteneceği belirtilen hizmet alımı ihalelerine ilişkin olarak aşırı düşük tekliflerin tespiti ve değerlendirilmesi yönünde ayrıntılı açıklamalara yer verildiği, buna göre ihale ilanında ve dokümanında teklif fiyatı sınır değerin altında kalan isteklilerden açıklama isteneceği belirtilen hizmet alımı ihalelerinde, teklif fiyatı sınır değerin altında kalan isteklilerin aşırı düşük teklif olarak tespit edileceği ve bu teklif sahiplerinden de teklifte önemli olduğu idarece belirlenen bileşenler ile ilgili ayrıntıların yazılı olarak talep edileceği hükme bağlanmıştır.

Yukarıda aktarılan Teknik Şartname maddeleri incelendiğinde, şikâyete konu hizmetin gerçekleştirilmesine yönelik olarak detaylı düzenlemelerin yer aldığı ve söz konusu gereklilikler yerine getirilmek suretiyle çağrı merkezi hizmetinin verileceği, hizmet kapsamında çok sayıda maliyet bileşenin bulunduğu, idare tarafından aşırı düşük teklif olarak belirlenen isteklilere gönderilen aşırı düşük teklif açıklamasına ilişkin yazıda önemli teklif bileşenlerinin yukarıdaki listede yer aldığı şekilde belirlendiği,

Mezkûr yazıda “İdari Şartnamenin Teklif Fiyata Dâhil Olan Giderler başlıklı 25. Maddesinde belirtilen tüm bileşenlerle ilgili olarak…” şeklindeki ifadenin genel nitelikte olduğu ve ihale konusu işin gerçekleştirilmesi için gerekli hangi giderlerin önemli teklif bileşeni olarak değerlendirildiği hususunda belirsizlik yarattığı,

Öte yandan anılan yazıdaki bileşenlerden “Trabzon yerleşkesi 250 m2 lokasyona ilişkin giderler, Ankara yerleşkesi 500m2 lokasyona ilişkin giderler, Ankara ve Trabzon yerleşkesinde temizlik ve güvenlik tedbirlerinin personel dâhil giderleri, Teknik şartname 4.2.3 kapsamında garanti, bakım, destek, işletim vb.” olarak belirtilen önemli teklif bileşenlerinin maliyetinin Teknik Şartname’deki hangi maliyet unsurları çerçevesinde açıklanması gerektiği noktasında belirsizlik oluşturduğu, “Ankara ve Trabzon yerleşkeleri lokasyonuna ilişkin giderler” ibaresinde hangi bileşeni veya bileşenleri (yer (bina veya daire) kiralama, sigorta gideri) işaret ettiği hususunda belirsizlik bulunduğu, “Ankara ve Trabzon yerleşkesinde temizlik ve güvenlik tedbirlerinin personel dâhil giderleri”ne ilişkin olarak ihale dokümanında temizlik ve güvenlik için personel çalıştırılmasına ilişkin düzenlemeye yer verilmediği, bu nedenle söz konusu bileşende de belirsizlik bulunduğu, ayrıca “Teknik Şartname’nin 4.2.3 kapsamında garanti, bakım, destek, işletim vb.” bileşeni hususunda da belirsizlik bulunduğu ve Teknik Şartname’nin bu hususlara ilişkin maddelerinde açıklık bulunmadığının önemli teklif bileşenlerinin belirlenmesinde göz önünde bulundurulması gerektiği değerlendirilmiştir.

Bu itibarla bahse konu aşırı düşük teklif açıklama talebi yazısının bu haliyle, aşırı düşük teklif açıklamasının hazırlanması, değerlendirilmesi ve incelenmesinin mümkün olmadığı, anılan nedenlerle idarece teklifte önemli olduğu kabul edilen maliyet bileşeni veya bileşenlerinin aşırı düşük teklif açıklamasının hazırlanması, değerlendirilmesi ve incelenmesi süreçlerinde tereddüt oluşturmayacak şekilde somut ve net belirleme yapılarak belirtilmesi suretiyle aşırı düşük teklif sorgulamasının yeniden yapılması gerektiği sonucuna varılmıştır.

çağrı Merkezi Hizmet Alım İşinde Aşırı Düşük Sorgulama Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemMehmet ATASEVER

Simdata Danışmanlık Y.K. Başkanı

Sağlık Bak. SGB E. Bşk./KİK E. Üyesi

Mhatasever@gmail.com

Mehmetatasever.org

Vesaik Mukabili Ödeme Şeklinin Artısı, Eksisi ve Taraflar İçin Riskleri Azaltma Yolları

Vesaik Mukabili ödeme şeklinin Artısı, Eksisi Ve Taralar İçin Riskleri Azaltma Yolları

Vesaik Mukabili Ödeme Şeklinin Artısı, Eksisi ve Taraflar İçin Riskleri Azaltma Yolları
Turan AKIN – turan.akin@turanakin.com

Satınalma dünyasında ve peşi sıra ihracat için ürünler en uygun nasıl alınır ve satılır en iyi alternatifleri aramaya, sorgulamaya  devam ediyoruz. Bu haftaki konumuz Vesaik Mukabili ödemeler.

Vesaik Mukabili ; bir malın ihraç ülkesinden yola çıkarılmış olduğunu gösteren Vesaik’in (belgelerin) ihracat bedelinin alıcı tarafından ödenerek bankadan alınması yoluyla yapılan ödeme şeklidir. Bir başka ifade ile bankanın ihraç bedelini tahsil ettikten sonra vesaiki ithalatçıya teslim ettiği ödeme türüdür.

Vesaik Mukabili ödeme şeklinin Artısı, Eksisi Ve Taraflar İçin Riskleri Azaltma Yolları Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemRiski, alıcı ve satıcı için peşin ve mal mukabiline göre daha az; ancak akreditife göre daha fazladır. Milletlerarası Ticaret Odası 522 Sayılı Broşüre (URC 522) tabidir. Kolay gibi görünse de riskler iyi hesaplanmadığında ciddi sorunlarla karşılaşma ihtimali yüksektir.

Satıcı malları alıcıya gönderirken malın gümrükten alınmasını sağlayan sevk belgelerini alıcının bankasına gönderilmek üzere kendi bankasına verir. Sevk belgeleri alıcının bankasına geldiğinde alıcı mal bedelini öder ve bu ödeme karşılığında sevk belgelerini bankasından teslim alır. Bankanın sorumluluğu vesaikin gönderilmesi, ödeme veya vadeli poliçe kabulü karşılığında vesaikin teslimi ile sınırlıdır. Bankalar alıcı ile satıcı arasında itibar müessesi olarak hareket ederken, tahsil vesaiki bedelinin tahsiline veya poliçenin kabulünün sağlanmasına aracılık eder.

Vesaik mukabili işlemlerde bankaların yükümlülüğü talimatlara uygun olarak belgelerin tahsile gönderilmesi, teslim edilmesi ve tahsil edilen bedeli yine talimata uygun olarak ilgili yerlere intikal ettirmekten ibarettir. Aval (banka ödeme taahhüdü) veya garanti vermedikleri sürece taahhüde girmezler, ancak talimatları yerine getirirken makul özeni göstermek zorundadırlar aksi halde ihmalden dolayı sorumlu duruma düşerler.

Vesaik Mukabili ödeme Satınalma Dergisi
Vesaik Mukabili Ödeme

 

Vesaik mukabili ödemenin birinci türü görüldüğünde ödemeli poliçe (sight bill of exchange), sevk belgeleri ithalatçıya ancak ödemeyi yaptığı takdirde teslim edilir. Vesaik mukabili ödemenin ikinci türü “ticari kabul” (commercial acceptance) olup, belgeler alıcıya, adına çekilen poliçedeki bedeli ödeyeceği dair kaşe/imza ile “kabul” alındıktan sonra teslim edilir.

Kabul edilmiş bir poliçe (borç senedi) güvenli midir? Kabul edilmiş poliçe “bir borcun hukuki delili” sayılır. En azından alıcı, senetlerini ödemeyen birisi olarak ilan edilecek ve uluslararası piyasada, alacak sigorta şirketleri nezdinde ciddi bir itibar kaybına uğrayacaktır. Fakat satıcılar, ödememe riskine karşı genellikle ibraz bankasının veya birinci sınıf bir diğer bankanın “aval” veya “garanti” vermesini isteyebilir. Müşteri kabullü Poliçeli ithalatta alıcı için kredi limiti gerektirmezken Avalli Poliçe limit gerektirir, banka maliyeti de daha yüksektir. Bazı ülkelerde damga vergisine de tabidir.

Kabul edilmiş poliçenin ihracatçıya bir finansman imkanı sağlama özelliği de vardır. İhracatçı bu poliçeyi bankasına cari faiz haddinden “iskonto” ettirebilir. Poliçe bazen kredi teminatına verilip nakit kredi kullanılabilir veya avalli poliçeler muhabir banka riski ile iskonto edilebilir.
Bu konunun detayına ve örnek olaylarına sonraki yazımızda değineceğiz.

Vesaik Mukabili ödemede süreç ihracatçının bankasına URC 522’ye tabii tahsil emri ile başlar. Bankalar genel olarak hazırlamış oldukları standart bir form ile başvuru yapılmasını ister. Bu formda hataya sebebiyet vermeyecek şekilde tüm kritik bilgilerin yer alması ve kutucukların işaretlenmesi istenir.  Süreci ihracatçı başlatıyor olması nedeniyle bankası ile özellikle ilk işlemlerde iyi iletişimde olup hatalı bilgi vermemeli, banka da ihracatçıyı olabildiğince iyi yönlendirmelidir.

Bu ödeme yönteminde taraflar; Amir (İhracatçı/Satıcı/Drawer) ve Muhatap (Alıcı/Drawee/İthalatçı) olarak geçer.

Gönderi Bankası (Remittance Bank) ; İhacatçının bankasıdır, hem amir ile hem tahsil bankası ile iletişim içindedir.

Tahsil Bankası (Collecting Bank) : Alıcıyı/İthalatçı ödemeye veya poliçeyi kabule davet eden alıcının ülkesindeki bankadır.

Muhatap (Drawee/Alıcı/İthalatçı) : Evraklar kendisine bildirilmesi ile ödeme veya kabul talebine muhatap olan taraftır.

Burada her gönderi bankasının her tahsil bankası ile muhabirlik (swift bağlantısı) ilişkisi olmayabilir, gönderi bankaları ilk buna bakıp ihracatçılara bilgi verirler, bankalar arası sonraki iletişim ve yazışmalar için bu durum kritik önemdedir.

Amirin belgelerle birlikte bankasına vereceği yazılı talimatın içerisinde;

  • İhracatçı ve ithalatçının açık ünvan, adres ve iletişi bilgileri,
  • İbraz yeri,
  • Döviz cinsi ve tutarı,
  • Vesaik teslim şartları,
  • Eklenen diğer belgelerin detaylı dökümü,
  • Masraf ve komisyonların tahsil şartı ve detayları,
  • Belirtilen faiz varsa detayları,
  • Noterlerce protesto edilip edilmeyeceği,
  • Bu ve diğer şartların yerine getirilmemesi durumunda izlenecek yol gibi tüm ayrıntılar belirtilmelidir.

Bankalar kendisine sunulan belgeleri ve talimatı kabul etmek zorunda değildir, ithalatçı, tahsil bankası, ülke veya herhangi başka bir sebeple işlem kendisine şüpheli veya riskli gelebilir ve Vesaiki reddedebilir. Ambargo kapsamında olmayan Mısır’a yapılacak bir ihracatta Mısır’daki bankanın başka bir amargolu ülke banka iştiraki olması nedeniyle işleme aracılık edemediğimiz ilginç örnekler olmuştur. Hindistandaki bankalar protesto şartlı tahsilatı kabul etmemektedir. Örneğin Cezayir banka uygulamalarında bankalar; ithalat işlem ödemesi için Merkez Bankası’na başvurur ve 15-20 gün kadar sürebilen değerlendirmenin sonucuna göre hareket etmek zorunda olduklarından alıcıdan mal bedelini bloke ederek ve belgeleri teslim ederek ilerlemektedirler.  Cezayir ve bazı ülkelerde, bazı işlem yapmaya yetkili şubelerce nasıl olsa akşama kadar para yatırılır diye sabahtan Vesaik teslim edildiği ancak sonra ödeme gelmeyen ve bankasının itibarı ile oynayan bankacıların olduğu bilinmektedir.

Öte yandan dolandırıcılara karşı dikkatli olunmalı, sahte adrese vesaik istenmesi gibi kötü örnekler nedeniyle özellikle ilk işlemlerde tahsil banka adresi gerek ihracatçı gerek amir banka tarafından iyi araştırılmalıdır. Konşimentolar beyaz ciro değil alıcı veya tahsil banka emrine düzenlenmiş olsa dahi sahte kaşe/imzalarla tamamlanılabilecek olması gözardı edilmemelidir. Çok istisnai durumlar olsa da geçmişte yaşanmıştır.

İHRACATÇI İÇİN RİSKLER

 İthalatçı Tarafından Malların Kabul Edilmemesi ve Cayma Riski: Uygulamada en çok görülen risk, malların ithalatçı tarafından kabul edilmemesidir. Bunun nedeni o malın piyasa fiyatının saptanan fiyatın altına düşmesi olabilir. Satıcının sözleşme koşullarını yerine getirmedeki önemsiz ve amaçlı olmayan bir yanlışını öne süren alıcı malları reddederek yeni ve kendi lehine düşük bir fiyattan yararlanma yoluna gidebilir. Nadiren de olsa ülke bazlı banka veya lojstik firmaların izni ile ödemeden önce malların kalite ve miktarını görme imkanı olmaktadır ve bu kötü niyetle kullanılabilmektedir.

Böyle bir tutum karşısında ihracatçı hayli güç bir durumda kalabilmektedir. Malları yabancı bir ülkede beklemekte ve büyük bir olasılıkla da depolama giderleri artmaktadır. Yeni bir alıcı bulunsa bile mallar daha düşük bir fiyattan satılabilmektedir. Bu tür bir olanağın bulunmaması durumunda malların ithal ülkesinden getirilmesi gerekmektedir. Bazı ülkelerde alıcının da iade onayı gerekir ki çoğu kötü niyetli alıcı buna izin vermemektedir. UCP 522 sayılı kurallar gereği Bankalar ödenmeyen Vesaikleri 60 gün içinde gönderici bankaya iade eder.

Kambiyo kısıtlamaları: İhracatçı için risklerden bir diğeridir. İthalatçı iyi niyetli olduğu halde, ülkesinin döviz tahsisi uygulaması ihracatçının parasını almasını geciktirebilir, hatta tümüyle engelleyebilir. Bu bağlamda, daha genel bir anlatımla ülke riski ihracatçı için düşünülmesi ve değerlendirilmesi gereken önemli bir konudur, ön araştırma gerektirir. Bangladeş gibi bazı ülkeler sadece akreditifle çalışır, bazıları ürün bazlı kısıtlamalar yapar vs. En nitelikli bilgi Bankalardan, Müşavire Danışın uygulaması ile Ticaret Müşavirlerimizden alınabilir.

Alıcının Mali Güçlük İçinde Olması: Alıcının mali güçlüklerle karşı karşıya kalmış olması durumu satıcıyı güç durumda bırakacaktır. Çünkü alıcı belgeleri almak için gerekli tutarı ödemeyecektir.

Alıcının Basiretli Bir Tacir Gibi Davranmaması: Satıcı bilmeden ticari ahlaktan yoksun bir alıcı ile bağlantıya girmiş olabilir. Bu kişi geçerli hiçbir neden bulunmaması durumunda malları almama tehdidinde bulunarak satıcıyı malını düşük fiyattan satmaya zorlayabilir. Satıcı istemeden böyle bir durumu kabullenmek zorunda kalabilir.

Gerek ihracatçı gerek ithalatçı banka personelinden kaynaklanan riskler, hatalar,

İTHALATÇI İÇİN RİSKLER

Bu yöntemde alıcı için en büyük risklerden biri, vesaik bedelini ödemeden ya da vadeli poliçeyi kabul etmeden malları göremeyecek olmasıdır. Zira alıcı malların siparişe uygun yüklenip yüklenmediğini bilemeyecek ve vesaiki almadan da bunu kontrol edemeyecektir. Mallar sözleşmede yer alan nitelikleri haiz olmayabilir, talep edilen üründen bambaşka bir mal gelebilir.

Mallar tahsil eden bankanın adresine gönderilse dahi, vesaikin şeklinden veya doğruluğundan sorumlu değildir. İthalatçı mallarla ilgili şikayeti direkt satıcıya yapması gerektiğini baştan bilmelidir.

İhracatçının saygınlığı, iyi niyeti ve malları siparişe uygun olarak hazırlayıp hazırlamadığı konusunda baştan haberdar değildir. Know Your Customer (KYC), Know Your Seller (KYS) prensipleri gereği satıcı hakkında çeşitli kaynaklardan ticari istihbarat yapmalıdır.

İHRACATÇI İÇİN RİSKLERİ AZALTMANIN YOLLARI

  1. İthalatçı ve ülkesi konusunda sürekli olarak sağlıklı ve güncel bilgilere sahip olmak. Eğer o ithalatçıya ilk kez mal satılacaksa veya tereddüt varsa çeşitli kaynaklardan (daha önceden ona mal satan diğer ihracatçılar, müşavirliklerden, ticari istihbarat şirketlerinden, test, gözetim şirketlerinden vs.) bilgi toplamaya çalışılmalıdır.
  2. Malları varış limandaki antrepoyu da kapsayacak biçimde sigorta ettirmek,
  3. Dış ticaret işlemine başlamadan önce ithalatçıdan bir miktar ödemeyi (bu olası zararları karşılayacak ölçekte olmalıdır) peşin olarak almak önemlidir. Bu peşinat için gerekirse ve işlem detayına bağlı olarak ihracatçı düşük oranda Peşin Ödeme Garantisi vermelidir.
  4. Tahsil vesaiki ihracatçı için açık hesaba (open account) göre daha güvenli bir ödeme yöntemi iken akreditifle karşılaştırıldığında daha az güven vericidir.
  5. Eş zamanlı olarak Eximbank, Alacak Sigortası şirketleri üstünden ihracat sigortası yapılabilir. Özellikle ilk işlemlerde her halikarda kısmi de olsa peşinat alınmalıdır.
  6. Taşıma belgeleri (Konişmento) alıcı firma yerine mutlaka banka adına düzenlenmeli,
  7. LOI (LETTER OF INTENT) Niyet Mektubu, iş dünyasında önemli bir belge olarak öne çıkmaktadır. İki taraf arasında yapılacak olan bir anlaşmanın ön mutabakatını beyan eden bu mektup, olası bir iş ilişkisi için temel şartları belirlemekte ve tarafların ciddiyeti, niyetlerini ortaya koymaktadır. Alıcıdan istenecek detaylı bir LOI ihracatçının olumlu veya olumsuz karar vermesini kolaylaştıracaktır.

İhracatçılar ödemeyi güvence altına almadan mallarını hazırlayarak yüklemek ve çeşitli hizmetlerde bulunmak durumunda kaldıklarından, ancak aşağıda belirtilen durumları dikkate alarak vesaik karşılığı ödeme sistemini seçmelidir:

  • Alıcı ve satıcının birbirlerini güvenilir olarak iyi tanımaları,
  • Alıcının ödemeyi yapmak için kesin olarak istekli olduğu konusunda kuşku olmaması,
  • İthalat yapılan ülkenin politika, ekonomi ve yasalar açısından istikrarlı olması,
  • İthalat yapılan ülkenin uluslararası ödemeler sisteminin kambiyo kısıtlamaları veya diğer kısıtlamalar ile tehlikeye düşmemesi,
  • İhracatçının ithalatçının ülkesindeki kambiyo kurallarını iyi bilmesi.
  • Alacak Sigortası şirketlerinden baştan olumlu yanıt alınması,

İTHALATÇI İÇİN RİSKLERİ AZALTMANIN YOLLARI

İthalatçı ödemeyi yapması sonrası vesaiki bankadan alıp malları görebildiği için gelen ürünün sözleşmeye uygun olmaması, kalitesiz, düşük miktarda vb olma durumu var. Bunun için uluslararası kabul gören test, denetim ve gözetim şirketleri üstünden yükleme öncesi hatta imkan varsa varış yerinde numune ile kontrol ettirilebilir. Bu belge talebi sözleşmeye yazılıp satıcı diğer belgelerle birlikte bankasına teslim eder ve alıcının bankasına gönderir. 

AVANTAJLAR

  • Malların ülkesine ulaşmasından sonra ödeme yapabilmesi ithalatçıya bir anlamda finansman sağlar. İthalatçı hiçbir maliyete girmeden malların ülkesine ulaşmasını sağlar.
  • Ucuz ve yalın bir yöntem olması taraflar için maliyeti düşürür.
  • Ödeme yapmadan önce vesaiki, kimi zaman da malları inceleyebilmesi ithalatçı için lehte bir durumdur. Bazen gelen mallar siparişe uygun olmayabilir.
  • İthalatçı firma büyükçe bir şirketse ve halihazırda Alacak Sigorta Şirketleri ile aktif çalışıyorsa İhracatçı ile görüşme yaparken bu konuda ısrarcı olup Vesaik Mukabili satınalma yapması daha kolay olacaktır.
  • İhracatçı için bankadan finansman sağlama imkanı vardır. Teminata verip kredi kullanımı yapabilir.

ÖRNEK VAKALAR

Gaziantep’ten Gana’ya önceki olumlu ödemelerden cesaret alan ihracatçı yeni yüklemesi sonrası alıcıya ulaşamamaya başladı. Makarnalar limanda bekliyor ancak alıcı kayıp. Benim ilgili dönemdeki bankadaki görevim nedeniyle bölgedeki Gine, Fildişi Sahili, Burkina Faso gibi ülkelerdeki bankanın Trade Center’larına ulaşıp malların başka bir alıcıya satış desteği sağlanmıştır.

Vesaik Mukabili olarak ihracat yapan Adanalı firma bir Kuzey Afrika ülkesine yükleme yapmış olsa da alıcı malı çekmemiştir. Alıcı, ödeme yükümlülüğü olmayan bu yöntem ile ölüm, beklenmedik bir olay, karışıklık, savaş, deprem, yangın, yerel para kurlardaki aşırı artış, daha uygun fiyat sunan yeni bir tedarikçi, ithalat vaktinde yerel fiyatlardaki aşırı düşüş gibi türlü nedenlerle vazgeçilebilir, dolandırıcılık yapabilir. Ürünler çekilmezse ihracatçı için lojistik ve demuraj gibi ciddi maliyetler oluşmaktadır. Lojistik firmaları talimatı veren taraf olarak ihracatçıyı muhatap olarak kabul etmektedir.

Vesaik Mukabili ödeme şeklinin Artısı, Eksisi Ve Taraflar İçin Riskleri Azaltma Yolları Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemMersin’de Çin’den bakliyat ithal eden bir Türk şirketinin ibretlik hikayesi. Vesaik Mukabili olarak gelen belgeler bankadan alınmadan malların millileşmesi beklenmiştir. Çinli tedarikçi malının beklenen sürede çekilmediğini görünce endişe eder ve Mersin’e gelir, bu konuda uzman dolandırıcı olan ithalatçı satıcıyı üst düzeyde misafir eder, ikna olan satıcı Çin’e döner. Geçen süreyi iyi yöneten alıcı ödemeyi yine yapmaz, kasten malın millileşmesini sağlayıp ihaleye girerek ürünleri çok ucuza satın almıştır.

Satınalma Profesyonelleri için Stres Yönetimi

Satınalma Profesyonelleri Için Stres Yönetimi
Satınalma Profesyonelleri için Stres Yönetimi

Satınalma Profesyonelleri için Stres Yönetimi

M. Efsun Yüksel Tunç efsun@indus.com.tr

Satınalma dünyası, hızlı kararlar, bütçe yönetimi ve tedarikçilerle iletişim gibi yoğun bir tempoyu beraberinde getirir. Üstelik piyasa dinamiklerinin sürekli değiştiği bir ortamda çalışmak, zaman zaman herkes de baskı yaratabilir. Satınalma dünyasında stres, hayatın bir gerçeği. Doğru yönetildiğinde motive edici bir güç olabilirken, kontrol edilmediğinde üretkenliğimizi ve karar alma becerimizi zayıflatabilir. Bu nedenle, stresle başa çıkmanın yollarını keşfetmek hem işte hem de özel hayatımızda denge kurmamızı sağlar.

Satınalma Profesyonelleri Için Stres Yönetimi
Satınalma Profesyonelleri için Stres Yönetimi

Stresle baş etmenin ilk adımı, kaynağını belirlemektir. İş yükü fazlalığı, tedarik zinciri sorunları veya ekip içi iletişim eksiklikleri gibi stres kaynaklarını net bir şekilde anlamak, sadece sorunlarla yüzleşmeyi değil, önleyici çözümler geliştirmeyi de mümkün kılar. Hangi durumlarda kontrol kaybı yaşadığımızı fark etmek, stres yönetimi sürecinin temelini oluşturur.

Örneğin, iş yükünün fazlalığı bizi bunaltıyorsa, işlerin öncelik sırasını yeniden gözden geçirebiliriz. Zaman baskısı hissediyorsak, daha etkili bir zaman yönetimi stratejisi uygulayabiliriz. Eğer stresin kaynağı tedarikçilerle yaşanan iletişim problemleri ise, bu durumda daha açık ve düzenli bir iletişim hattı kurmayı hedefleyebiliriz. Bazı durumlarda, stresin nedeni kontrolümüzde olmayan dış faktörler olabilir. Ancak bu noktada bile, kendimize şu soruyu sormak faydalı olur: “Bu durumu nasıl daha iyi yönetebilirim? Nerede bir fark yaratabilirim?”

Stresin kaynağını belirlemek, sadece sorunları anlamak değil, aynı zamanda bu sorunlara çözüm üretme noktasında bir farkındalık geliştirmektir. Ayrıca, bu süreçte fark etmediğimiz, derinlerde yatan sebepler de gün yüzüne çıkabilir. Örneğin, yoğun iş temposunda stresin asıl kaynağı belki de yeterince mola vermemek ya da profesyonel destek istemekten kaçınmak olabilir. Bu tür durumlarda, kendimize karşı daha dürüst olmalı ve gerektiğinde hem bireysel hem de ekip düzeyinde destek aramalıyız.

Satınalma süreci, birden fazla görev ve projeyi aynı anda yürütmeyi gerektiren yoğun bir iş akışı sunar. Bu tür bir çalışma temposu, zaman baskısını artırabilir ve bizi bazen tükenme noktasına yaklaştırabilir. Ancak, bu noktada yapılacak en etkili şey, önceliklendirme ve planlama becerimizi devreye sokmaktır. Öncelikle, üzerimizdeki görevleri kategorilere ayırmak, hangi işlerin gerçekten acil ve önemli olduğunu belirlemek kritik bir adımdır. Her işin aynı anda yapılması gerekmediğini fark ettiğimizde hem enerjimizi hem de zamanımızı daha verimli bir şekilde yönetebiliriz.

Önceliklendirme, sadece iş yükünü hafifletmekle kalmaz; aynı zamanda stres seviyemizi de düşürür. Örneğin, acil işlere odaklanıp düşük öncelikli işlere daha sonra zaman ayırmak, zihnimizi daha sakin ve odaklanmış bir hale getirir. Bunun yanı sıra, günün başında ya da haftanın ilk iş gününde bir plan yaparak görevlerimizi adım adım takip edebiliriz. Bu tür planlamalar, kontrol duygumuzu yeniden kazanmamıza yardımcı olur ve stresin üzerimizdeki etkisini büyük ölçüde azaltır.

Bazı durumlarda, görevlerin üstesinden gelebilmek için ekip arkadaşlarımızdan destek istemek ya da belirli işleri devretmek de etkili bir çözümdür. Zaman baskısına karşı yalnızca bireysel çabalarımızla değil, ekip çalışmasıyla da direnebiliriz. Ayrıca, planlama yaparken esneklik payı bırakmak ve beklenmedik durumlar için zaman ayırmak, olası stres kaynaklarını önceden yönetebilmemizi sağlar. Çünkü hepimiz biliyoruz ki, stresin önemli bir kısmı genellikle beklenmedik durumlar karşısında hazırlıksız olmaktan kaynaklanır.

Tedarikçilerle ilişkiler, satınalma profesyonellerinin günlük iş akışında kritik bir yer tutar. Bu ilişkiler, sadece ürün veya hizmet tedarik etmekle sınırlı değildir; aynı zamanda uzun vadeli iş birliklerinin temelini oluşturur. Ancak tedarik süreçlerinde yaşanan iletişim kopuklukları veya yanlış anlamalar, gereksiz stres yaratabilir ve süreçlerin aksamasına neden olabilir. Bu noktada, açık, şeffaf ve proaktif bir iletişim kurmak, olası sorunları en başından önlemek için kilit bir rol oynar.

Tedarikçilerle güçlü bir ilişki kurmanın ilk adımı, beklentileri net bir şekilde tanımlamaktır. Hangi ürünün veya hizmetin ne zaman, hangi standartlarda teslim edileceği gibi temel konuları açıkça ifade etmek, her iki taraf için de bir güven ortamı yaratır. Ayrıca, düzenli iletişim ve geribildirim süreçlerini devreye sokmak, karşılıklı olarak memnuniyeti artırabilir. Örneğin, süreç boyunca tedarikçilerin performansını değerlendirmek ve bunu yapıcı bir dille paylaşmak hem mevcut işlerin verimliliğini artırır hem de gelecekteki iş birliklerini güçlendirir.

Bir diğer önemli nokta ise, tedarikçi tarafındaki olası sıkıntılara karşı empati geliştirebilmektir. Onların karşılaştığı zorlukları anlamaya çalışmak ve çözüm odaklı bir yaklaşım benimsemek, ilişkilerdeki güveni derinleştirir. Örneğin, tedarik zincirinde yaşanan bir aksaklık durumunda, suçlayıcı bir dil kullanmak yerine birlikte çözüm üretmeye odaklanmak, stresin etkisini azaltır ve iş birliğini sürdürme olasılığını artırır.

Tedarikçi ilişkilerinde proaktif bir yaklaşım benimsemek de oldukça önemlidir. Sorun ortaya çıkmadan önce riskleri belirlemek ve çözüm yolları geliştirmek, krizlerin önüne geçebilir. Bunun yanı sıra, tedarikçilerin bizimle iletişime geçmesi için uygun bir alan yaratmak ve iş birliği kültürünü teşvik etmek, sürecin daha sağlıklı işlemesine yardımcı olur. Tedarikçilerle kurduğumuz her ilişki, satınalma süreçlerinin başarısını doğrudan etkileyen bir unsurdur. Güçlü bir tedarikçi ilişkisi yalnızca stresi azaltmakla kalmaz, aynı zamanda iş süreçlerinin daha etkin ve verimli bir şekilde yönetilmesini sağlar. Açık iletişim, karşılıklı güven ve empati temelinde inşa edilen bu ilişkiler, satınalma profesyonelleri olarak işimize değer katar ve başarı yolunda önemli bir adım atmamıza yardımcı olur.

Satınalma süreçleri her zaman yoğun ve yorucu olabilir. Bu yüzden gün içinde kısa aralar vererek hem enerjimizi tazelemek hem de daha verimli çalışmak mümkün. Örneğin, çay veya kahve molası sırasında ekip arkadaşlarınızla kısa bir sohbet etmek ya da birkaç dakika masadan kalkıp düşüncelerinizi toparlamak, günün temposunu daha rahat yönetmenize yardımcı olabilir. Bu küçük anlar, işimize taze bir bakış açısıyla dönmemizi sağlar.

Stres, hayatın her yerinde varsa ve biz bunu biliyorsak stresin üzerimizdeki etkilerini kontrol edebilir ve onu yapıcı bir güç haline dönüştürebiliriz. Stresle başa çıkma tekniklerini günlük rutinlerimize dahil ederek hem iş hem de özel hayatımızda daha dengeli, üretken ve mutlu olabiliriz. Peki, siz bugün stresle başa çıkmak için hangi adımı atmaya hazırsınız?

M. Efsun Yüksel Tunç

Eğitmen ve Yönetim Danışmanı

Yaşam ve Yönetici Koçu

efsun@indus.com.tr

Alım Talebi: Ayçiçek Yağı

Alım Talebi Ayçiçek Yağı

Bir firmamız için, ihracat kayıtlı ve 1. kalite ayçiçek yağı alımı yapılacaktır. 3 ton alım yapılacaktır. Tercihen 5 litrelik ve 10 litrelik olması istenmektedir.

İlgili olan üretici ya da satıcıların, talep edilen ürünün sahip olduğu belgeler, spekler vb. diğer detaylar için aşağıdaki adımların ardından, iletişime geçmesi rica olunur.

Alım Talebi Ayçiçek Yağı

Teklif Vermek İçin;

  1. SATINALMA DERGİSİ’ne abone ol.
  2. Dergi Aboneliği sayfasından PROFESYONEL ÜYELİK işlemlerini tamamla.
  3. Ödeme sonrasında FİRMA BAŞVURU FORMU’nu doldur.

https://satinalmadergisi.com/satici/

TEKLİF VERME : İhtiyacın detaylarını öğrenmek ve teklif vermek için Dergi Aboneliği sayfasından PROFESYONEL ÜYELİK (750 TL) SATIN ALMANIZ GEREKMEKTEDİR. Aboneliğiniz 1 yıl geçerli olup, bir sene boyunca tüm alım taleplerine teklif verebileceksiniz.

Navlun Fiyatlarındaki Dalgalanmaların Güvencesi “Esnek Sözleşmeler”

Satınalma Sözleşmeleri Kontrat İncelemeleri Eğitimi Haber Navlun Fiyatlarındaki Dalgalanmaların Güvencesi “esnek Sözleşmeler”

Navlun Fiyatlarındaki Dalgalanmaların Güvencesi “Esnek Sözleşmeler”

Satınalma Sözleşmeleri Kontrat İncelemeleri Eğitimi Haber Navlun Fiyatlarındaki Dalgalanmaların Güvencesi “esnek Sözleşmeler”Navlun fiyatlarındaki dalgalanmaların etkisini minimuma indirmek isteyen lojistik şirketleri, hizmet kalitelerini artırırken müşterilerine de maliyet düşürücü çözümler sunuyor. Son dönemde esnek ve kısa vadeli sözleşmelerde de artış gözleniyor. Boltas İcra Kurulu Üyesi ve Satış, Pazarlama ve Müşteri Deneyimi Direktörü Alper Eryılmaz, şirketlerin yeni yılda navlun fiyatlarındaki dalgalanmalardan etkilenmemek için doğru koşullarda oluşturulan sözleşmelere imza atması gerektiğini söyledi.

Lojistik sektöründe uzun süreli kontratlar, hizmet alan şirketlere hem maliyet hem de operasyonel verimlilik sağlasa da akaryakıt, otoyol, vize ve personel giderlerindeki artışlar, sektörde maliyetlerin öngörülmesini zorlaştırıyor. Lojistik sektörünün yarım asırlık öncü markası Boltas, piyasadaki maliyet artışlarını müşterilerine aynı oranda yansıtmayan, doğru kontrat yönetimi politikasına 2025’te de devam ediyor.

Boltas Satış, Pazarlama ve Müşteri Deneyimi Direktörü Alper Eryılmaz, piyasa koşullarının belirsiz olduğu dönemlerde, lojistikle ilgili anlaşmalara daha dikkatli ve stratejik bir şekilde yaklaşılması gerektiğini söyledi.

Alper EryılmazBu dönemlerde tedarik zinciri aksaklıkları yaratabilecek sözleşmelerden kaçınmak için maliyet yanında hizmet standartlarına da dikkat edilmesi gerektiğini belirten Eryılmaz, “İhracatçı ve ithalatçı firmalar, düşük fiyatlama üzerinden kontrat imzalayabilir ancak sözleşmelerde gelecekteki kur değişimleri ve maliyet artışları için ne tür düzenlemelere yer verildiği de çok önemli. Satın alma ekipleri, tekliflerde fiyat endeksleme mekanizmalarına yer vermeli ve risk yönetiminde tüm taraflar aktif rol oynamalı. Kontratlarda, fiyatlandırma karşılaştırması yapılırken, temelde firmaların sunduğu müşteri merkezli çözümler, teknolojik altyapı imkanları, uluslararası standartlara uyum ve uçtan uca sağlanan ve sürdürülebilir bir lojistik yönetimi imkanı gibi kritik konular da gözetiliyor olmalı.” diye konuştu.

Daha Esnek ve Kısa Vadeli Sözleşmeler Öne Çıktı

Eryılmaz, akaryakıt başta olmak üzere genel giderlerdeki artışın, lojistik firmalarını uzun süreli hizmet kontratlarında fiyat güncellemeleri yapmaya zorladığını dile getirerek, şunları kaydetti:

Boltas FiloMaliyetlerdeki artışları telafi edebilmek için yeni kontratlar veya mevcut sözleşmelerde fiyat revizyonları, geçtiğimiz dönemde sıkça gündeme geldi. Uzun süreli hizmet kontratları, enerji fiyatlarındaki dalgalanmalara karşı duyarlı hale geldiği için daha esnek ve kısa vadeli sözleşmeler öne çıktıBiz de müşterilerimizin ihtiyaçlarına en uygun sözleşmeleri hazırlıyoruz.”

“Maliyetleri en aza indiriyoruz”

Satınalma Sözleşmeleri Kontrat İncelemeleri Eğitimi Haber Navlun Fiyatlarındaki Dalgalanmaların Güvencesi “esnek Sözleşmeler”Boltas olarak yarım asra dayanan bir deneyime sahip olduklarını vurgulayan Eryılmaz, “Almanya ve İtalya’daki şirketlerimiz, Avrupa çapındaki yaygın ofis ağımız ve bu bölgedeki özmal araçlarımızla farklı servis seçenekleri sunuyoruz. Özellikle kara yolu, Ro-Ro+kara yolu, Ro-Ro+tren, blok tren taşımacılığı ve minivan gibi seçeneklerimizin yanı sıra YYS (Yetkilendirilmiş Yükümlülük Sertifikası) gibi yetkinliklerimizle maliyetleri en aza indiriyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

 

Kurumsal Satış Eğitimi

 

UYGULAMA AĞIRLIKLI EĞİTİMLER – VAKA TABANLI İÇERİKLER

Şirket eğitimlerine büyük özen gösteriyoruz. Memnuniyetiniz ve referansınız bizim için çok değerli. Eğitime sizlerle birlikte hazırlanıyoruz. Sizlerden gelen önerileri dikkate alıp özgünleştirmelerle ilerliyoruz. Güvenilir eğitim hizmetleri ile yanınızdayız.
Dolu dolu, güleryüzlü eğitimler dilerim.
Prof. Dr. Murat Erdal

Türkiye’nin Her Yerinde Bire Bir (1-1) Yönetici Ekibi ve Şirket Eğitimleri

☐ Müzakere Teknikleri ve Pazarlık Becerileri (İleri Seviye) Eğitimi (2 gün)
☐ Kurumsal Satış Eğitimi (Rol Canlandırma/Oyun) (2 gün)
☐ Stratejik Satınalma Yönetimi Eğitimi (2 gün)
☐ Sürdürülebilir Tedarik Standardı ISO 20400 Eğitimi (2 gün)
☐ Sözleşme Yönetimi ve Sektörel Kontrat İncelemeleri Eğitimi (1-2 gün)
☐ Harcama Analitiği; Maliyet ve Gider Analizi Eğitimi (1 gün)
☐ Tedarikçi Performans Değerlendirme Eğitimi (2 gün)
☐ Tedarik Zinciri Stratejileri Eğitimi (2 gün)
☐ Depo ve Stok Yönetimi Eğitimi (2 gün)

-> EĞİTİMLERİNİZ İÇİN DOĞRU TEKLİF ALIN -> egitim@satinalmadergisi.com

-> Eğitim Kataloğunu İndirebilirsiniz ->   https://satinalmadergisi.com/egitim.pdf

BÜYÜME İÇİN EKİBİNİZE DÜZENLİ EĞİTİMLER VERİN

Emisyonsuz Deniz Taşımacılığı: Kızıldeniz Krizi Eşliğinde Sürdürülebilir Deniz Ulaşımı

Emisyonsuz Deniz Taşımacılığı Kızıldeniz Krizi Eşliğinde Sürdürülebilir Deniz Ulaşımı Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Emisyonsuz Deniz Taşımacılığı: Kızıldeniz Krizi Eşliğinde Sürdürülebilir Deniz Ulaşımı

Olgar ATASEVEN

Emisyonsuz Deniz Taşımacılığı Kızıldeniz Krizi Eşliğinde Sürdürülebilir Deniz Ulaşımı Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemDeniz taşımacılığı nasıl bir geleceğe doğru ilerliyor? 2023 den günümüze uzanan değişim rüzgarı tedarik zincirlerini nasıl etkileyecek? Sorulara yanıt arama serüveninden önce duruma bakalım. Uluslararası ticaretin temel taşlarından biri olan küresel deniz taşımacılığı endüstrisi, 2024 yılında benzeri görülmemiş zorluklarla karşı karşıya kaldı. Ekim 2023’ten bu yana Husi saldırıları nedeniyle ortaya çıkan Kızıldeniz krizi, gemilerin Ümit Burnu’ndan dolaşarak daha uzun ve maliyetli rotalara yönelmesine neden oldu. Bu durum, küresel tedarik zincirlerini ciddi şekilde aksatırken, transit sürelerinin uzaması, taşıma maliyetlerinin artması ve karbon emisyonlarının yükselmesi gibi sorunları da beraberinde getirdi. Endüstri bu zorluklarla mücadele ederken, sürdürülebilir ve dirençli deniz taşımacılığı uygulamalarına duyulan ihtiyaç hiç olmadığı kadar acil hale geldi. Bu süreçte, Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün (IMO) emisyon azaltma hedefleri, sektör için kritik bir öncelik haline geldi.

Kızıldeniz Krizi: Küresel Ticaret için Mükemmel Fırtına

Sektörü içinde olanların gayet net bildiği üzere Süveyş Kanalı ve Kızıldeniz, küresel ticaretin hayati damarlarını oluşturuyor. Bu hatlar küresel konteyner trafiğinin yaklaşık %30’unu taşırken yılda 1 trilyon doların üzerinde malın hareketini sağlıyor. Ancak devam eden krizin etkisine baktığımızda, 2023’ün ilk yarısına kıyasla Süveyş Kanalı’ndaki geçişlerin %42 oranında azalmasına neticesi ile karşı karşıya kalıyoruz. Gemiler, Ümit Burnu’ndan dolaşarak binlerce deniz mili daha uzun bir yol kat etmek zorunda kalıyor.

Örneğin, Singapur’dan Rotterdam’a yapılan bir sefer, normalde Süveyş Kanalı üzerinden 8.288 deniz mili mesafeyi kapsarken, şimdi Ümit Burnu rotası üzerinden 11.755 deniz miline çıkmış durumda. Bu artan mesafe, geniş kapsamlı sonuçlar doğuruyor:

  1. Uzayan Transit Süreleri: Rotaların değişmesi, Güney Asya’dan ABD’ye yapılan seferlere yaklaşık 7 gün, Asya’dan Avrupa’ya yapılan seferlere ise yaklaşık 10 gün ekliyor. Bu durum, sefer programlarını aksatıyor ve hizmet güvenilirliğini zayıflatıyor.
  2. Artış Gösteren Taşıma Maliyetleri: Deniz savaş riski primleri, geminin değerinin %1’ine kadar yükseldi. Ayrıca, Uzak Doğu ile Kuzey Avrupa arasında yapılan her bir gidiş-dönüş seferi için ek yakıt maliyetleri 1 milyon dolara kadar çıkabiliyor. Bu maliyetler, nihayetinde taşıyıcılara yansıyor ve bazı rotalarda taşıma ücretleri beş katına kadar artış gösterebiliyor.
  3. Yükselen Karbon Emisyonları: Ümit Burnu rotasının eklediği mesafe, karbon emisyonlarında önemli bir artışa neden oluyor. Örneğin, Güney Asya’dan Avrupa’ya yapılan seferlerde CO2 emisyonları %50, ABD’nin Doğu Sahili’ne yapılan seferlerde ise %20 oranında artış gösterdiği ölçümlerle kanıtlanmış durumda.

Tedarik Zincirlerine Yansıyan Geniş Çaplı Etkiler

Bu aksaklıkların etkileri, transit süreleri ve maliyetlerin de ötesine geçiyor. Gecikmeler, stok seviyelerini, gemi programlarını ve genel tedarik zinciri operasyonlarını etkiliyor. Genel olarak doğrudan etkilerinin yanısıra diğer başlıca zorlukların şunlar olduğunu söyleyebilirim: içeriyor:

  • Stok Seviyeleri ve Envanter Yönetimi: Bir zamanlar verimli envanter yönetiminin temel taşı olan Tam Zamanında (JIT) stratejisi, artık çok riskli görülüyor. Sektörler, gecikmelere karşı tampon oluşturmak için daha büyük stoklar tutmaya başlamış durumda.
  • Gemi Programlarının Revize Edilmesi: Taşıyıcılar, sefer programlarını yeniden düzenlemek ve gelecekteki sevkiyat akışlarını planlamak zorunda kalıyor.
  • Tedarik Zinciri Maliyetlerinin Artması: Gecikmeleri telafi etmek için hızlandırılmış hava taşımacılığına bağımlılık, maliyetleri artırıyor. Diğer taraftan hava yolları bu durumdan doğal olarak mutlular.
  • Bozulabilir Malların Riski: Bozulabilir malların ihracatçıları, uzayan transit süreleri nedeniyle ürünlerin bozulma riskiyle karşı karşıya kalıyor.
  • Liman Tıkanıklığı ve Altyapı Yetersizliği: Alternatif limanların, artan trafiği idare edecek altyapıya sahip olmamaları, yükleme ve gümrük işlemlerinde ek gecikmelere yol açıyor.

IMO Standartları: Sürdürülebilir Deniz Taşımacılığı için Katalizör

Bu zorlukların ortasında, IMO’nun emisyon azaltma hedefleri şimdiden halihazırda dolaşımda olan gemilerin dönüşümünü gerektirirken, yeni üretim standartlarını belirleyerek, deniz taşımacılığı endüstrisinin geleceğini şekillendiriyor. IMO, uluslararası deniz taşımacılığından kaynaklanan sera gazı (GHG) emisyonlarını 2050 yılına kadar 2008 seviyelerine kıyasla en az %50 oranında azaltmayı hedefliyor. Ayrıca, “2050 yılında veya civarında” net sıfır emisyona ulaşma gibi daha iddialı bir hedef bulunuyor. Bunun yanı sıra, 2023 yılında yürürlüğe giren IMO’nun Enerji Verimliliği Mevcut Gemi Endeksi (EEXI) ve Karbon Yoğunluğu Göstergesi (CII) düzenlemeleri, gemilerin enerji verimliliğini artırmasını ve karbon yoğunluğunu azaltmasını zorunlu kılıyor.

Bu düzenlemeler, yalnızca çevresel gereklilikler değil, aynı zamanda endüstrinin uzun vadeli varlığı için de kritik öneme sahip olduğunu görüyoruz. Uyum sağlanmaması durumunda cezalar, artan operasyonel maliyetler ve itibar kaybı gibi sonuçlar ortaya çıkacağını şimdiden herkesin bilmesi gerekiyor. Taşıyıcılar için Kızıldeniz krizi, bu standartlara uyma zorluğunu artırıyor çünkü rota değişiklikleri yakıt tüketimini ve emisyonları artırıyor. Ancak bu durum, aynı zamanda yakıt verimliliği yüksek gemilere yatırım yapmak, hidrojen, LNG veya amonyak gibi alternatif yakıtları benimsemek ve rotaları optimize ederek emisyonları azaltacak dijital araçlar kullanmak gibi sürdürülebilir uygulamaların önemini ortaya çıkarıyor.

Teknolojinin Aksaklıkları Hafifletmedeki Rolü

Bu zorluklar karşısında teknoloji, taşıyıcılar ve denizcilik paydaşları için kritik bir araç haline geldi. Sevkiyat durumu, transit süreleri ve olası gecikmeler hakkında gerçek zamanlı güncellemeler, proaktif karar alma süreçleri için büyük önem taşıyor. Diğer tüm alanlarda olduğu gibi denizclikte de teknolojik çözümler kabaca şunları içeriyor:

  • Gerçek Zamanlı Takip ve Uyarılar: Sevkiyat durumu, liman bekleme süreleri ve gemilerin Tahmini Varış Zamanları (ETA) hakkında zamanında güncellemeler, taşıyıcıların envanter planlarını ayarlamasına ve paydaşlara gecikmeleri bildirmesine olanak tanıyor.
  • Veri Analitiği: Gelişmiş analitik araçlar, öncelikli sevkiyatları belirlemeye ve envanter seviyelerini optimize etmeye yardımcı oluyor.
  • İş Birliği Platformları: Taşıyıcılar, lojistik sağlayıcılar ve diğer paydaşlar arasında gelişmiş iletişim, operasyonları daha sorunsuz hale getiriyor ve aksaklıkların etkisini azaltıyor.

Geleceğe Doğru: Sürdürülebilirlik ve Dayanıklılık

Deniz taşımacılığı endüstrisi bu zorlu suları aşarken, odak noktası sürdürülebilirlik ve dayanıklılık olmalıdır. Hidrojenle çalışan gemiler ve rüzgar destekli tahrik sistemleri gibi emisyonsuz taşımacılık teknolojileri, karbon ayak izini azaltmak için umut vaat ediyor. Ayrıca, dijital altyapıya ve iş birliği platformlarına yapılan yatırımlar, tedarik zinciri görünürlüğünü ve çevikliğini artırabilir diye düşünüyorum.

Taşıyıcılar, gerçek zamanlı veri ve analitik araçlardan yararlanarak proaktif bir yaklaşım benimsemeli ve aksaklıkların etkisini en aza indirmelidir. Bilgiye dayalı ve çevik bir şekilde hareket eden işletmeler, Kızıldeniz krizinin yarattığı zorlukları aşabilir ve küresel tedarik zincirlerindeki mal akışını sorunsuz hale getirebilir. Aynı zamanda, IMO standartlarına uyum sağlamak, yalnızca bir düzenleyici gereklilik değil, aynı zamanda operasyonları geleceğe hazırlamak ve daha yeşil bir denizcilik endüstrisine katkıda bulunmak için stratejik bir zorunluluk olarak tüm endüstrinin önünde geçilecek engel olarak duruyor.

Kızıldeniz krizi, bize, küresel tedarik zincirlerinin ne kadar kırılgan olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiş durumda. Bu zorluklar, endüstri için önemli bir yenilenme ve uyum sağlama fırsatı sunuyor ancak teknolojiyi benimseyerek, sürdürülebilirliği önceliklendirerek ve iş birliğini teşvik ederek, taşıyıcılar yalnızca mevcut fırtınayı atlatmakla kalmayacak, aynı zamanda küresel ticaret için daha dayanıklı ve sürdürülebilir bir gelecek inşa edecek. IMO’nun hedefleri, endüstrinin daha temiz, verimli ve dirençli bir gelecek için şimdi harekete geçmesi gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor. Bu konuda Türkiye’de de “Yeşil Gemi” teması ile özel girişim ve üniversite çalışmalarının olduğunu biliyorum. Bunların hem özel hem de kamu tarafından desteklenmesi bizim bu kritik dönemeçleri rahatlıkla almamızı sağlayabilir.

Emisyonsuz Deniz Taşımacılığı Kızıldeniz Krizi Eşliğinde Sürdürülebilir Deniz Ulaşımı Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemOlgar ATASEVEN

Girişimci, İş İnsanı, Yazar, Konuşmacı

olgar.ataseven@profesia.com.tr

Yapay Zeka İle Dönüşen Kararlar: Geleceğin İş Dünyasına Hazır mıyız?

Yapay Zeka İle Dönüşen Kararlar Geleceğin İş Dünyasına Hazır Mıyız

Yapay Zeka İle Dönüşen Kararlar: Geleceğin İş Dünyasına Hazır mıyız?
Levent ÇUHADAR – Sirius AI Tech levent@siriusgrup.com 

Günümüzde yapay zeka (YZ), sadece teknolojik bir trend olmaktan çıkıp iş dünyasının temel itici güçlerinden biri hâline gelmiştir. Global ölçekte faaliyet gösteren şirketlerden yerel işletmelere kadar birçok organizasyon, karar verme süreçlerinde daha hızlı, daha verimli ve daha analitik temellere dayanan yöntemler geliştirmek için YZ uygulamalarına yönelmektedir. Bu uygulamalar; pazarlamadan lojistiğe, finansal analizlerden insan kaynaklarına kadar çok çeşitli alanlarda kendini gösteriyor. Son yıllarda Dünya Ekonomik Forumu’nun (World Economic Forum) “Future of Jobs 2023” raporunda da belirtildiği üzere, yapay zeka teknolojilerinin önümüzdeki beş yıl içerisinde küresel işgücünün dönüşümünü hızlandırması beklenmektedir. Bu dönüşüm, hem işletmelerin hem de profesyonellerin karar alma süreçlerinin yeniden tanımlanmasına yol açacak kadar kapsamlı bir etkiye sahip.

Yapay Zeka İle Dönüşen Kararlar Geleceğin İş Dünyasına Hazır Mıyız
Yapay Zeka İle Dönüşen Kararlar: Geleceğin İş Dünyasına Hazır mıyız?

Bu makalede, geleceğin iş dünyasında yapay zekanın nasıl bir rol üstleneceğini, karar verme süreçlerinin hangi yönlerini dönüştüreceğini ve bu dönüşüme nasıl hazırlanabileceğimizi ele alacağız. Ayrıca, güncel örnekleri ve eğilimleri tartışarak, profesyoneller ve şirketlerin üst düzey yöneticilerinin bu süreçlere nasıl adapte olabileceğini inceleyeceğiz. Bunu yaparken de Sirius AI Tech’in pazarlama, yönetim, veri yorumlama, lojistik ve müşteri ilişkileri yönetimi konularında sunduğu yenilikçi çözümlere dair bazı örnek referanslar paylaşacağız. Bahsedeceğimiz bu referanslar, teknolojik araçların iş kararlarımızı nasıl şekillendirdiğine dair somut ipuçları sağlamayı hedeflemekte ve herhangi bir promosyon amacı taşımamaktadır. Makalenin amacı, yapay zekanın geleceğin iş dünyasındaki etkilerini mümkün olduğunca geniş ve derinlemesine bir bakış açısıyla irdelemektir.

Karar Verme Süreçlerinin Değişen Doğası

Geleneksel karar verme süreçleri, çoğu zaman deneyim, sezgi ve eldeki sınırlı verilerle şekillenirdi. Yöneticiler, genellikle kurumsal hafıza ve bireysel uzmanlıklara dayanarak hızlı kararlar verir, ancak bu yaklaşım bazı kör noktalar yaratabilirdi. Yapay zeka, büyük veri (big data) analitiği sayesinde karar vericilere çok daha geniş bir perspektif sunuyor. Örneğin, IBM’in 2022 Global AI Adoption Index raporuna göre şirketlerin %35’i, karar verme süreçlerinde yapay zeka teknolojilerini aktif biçimde kullanmaktadır. Bu oran, bir önceki yıla göre yaklaşık %4’lük bir artış göstermiştir ve günümüzde ivme kazanarak büyümeye devam etmektedir.

YZ sistemleri, büyük veri havuzlarından elde edilen desenleri ve eğilimleri analiz ederek, karar vericilere öngörülebilir riskler, olası fırsatlar ve gelişim alanları hakkında detaylı raporlar sunar. Böylece yönetim kademesi, hem stratejik hem de operasyonel kararlarını daha sağlam temellere oturtabilir. Üstelik bu tür sistemler, tahmin modelleri yardımıyla çeşitli senaryolara dair olasılık analizleri de yaparak, yöneticilere “en iyi” kararın yanı sıra “olası tüm kararların sonuçları” hakkında da öngörü kazandırır. Karar verme süreçlerinin bu çok boyutlu yapısı, geleceğin iş dünyasında neredeyse bir norm hâline gelmiş durumda. Bu durum, büyük hacimde veriyle çalışmayı gerektiriyor. Çünkü veri temelli bir yaklaşımın olmadığı stratejik kararlar, rekabet ortamında dezavantaj yaratabilmektedir.

Yapay Zeka ve Stratejik Yönetim

Yapay zeka teknolojilerinin en büyük avantajlarından biri, yöneticilerin stratejik karar alma süreçlerinde zaman kazandırması ve insani hatayı minimize etmesidir. Örneğin, bir şirketin yeni bir pazara girmesi ya da yeni bir ürün geliştirmesi gibi yüksek risk içeren kararlar söz konusu olduğunda, YZ tabanlı sistemler farklı senaryolar üzerinden maliyet-fayda analizleri yapabilir. Böylece geleneksel olarak haftalarca sürebilecek bir araştırma süreci, birkaç gün veya saat içinde sonuç verebilir.

Bu noktada Sirius AI Tech’in sunduğu Boss AI çözümü gibi yapay zeka tabanlı yönetim ve veri yorumlama platformları, çok katmanlı veri setlerini analiz ederek yöneticilere bütüncül bir bakış açısı kazandırır. Boss AI, çeşitli veri kaynaklarını entegre edebilir ve bu verileri anlamlandırarak, örneğin finansal risk analizinden operasyonel verimliliğe kadar farklı alanlarda karar verme aşamasında kullanılabilecek raporlar oluşturur. Bu tür platformlar sadece veri analizini hızlandırmakla kalmaz, aynı zamanda organizasyon içindeki tüm departmanların aynı veri kaynağından beslendiği, ortak bir karar alım ekosistemi yaratır.

Bir başka güncel örnek, Deloitte’un 2022 Global AI Survey çalışmasında ifade edildiği üzere, yöneticilerin %79’u yapay zeka uygulamalarının stratejik planlama süreçlerinde kritik önem taşıdığına inandığını belirtmiştir. Bu veri, karar vericilerin YZ’nin stratejik anlamda kuruma kattığı değerin farkında olduğunu ve gelecekte bu teknolojilere yatırımın artmaya devam edeceğini göstermektedir. Yani artık karar alma mekanizmaları, yalnızca yöneticinin kişisel tecrübelerine değil, aynı zamanda yüksek hacimli verilerin sağladığı içgörülere de dayanmaktadır.

Pazarlama ve Müşteri Deneyiminde Yapay Zekanın Yükselişi

Geleceğin iş dünyasında pazarlama fonksiyonunun merkezinde, kişiselleştirilmiş kullanıcı deneyimi yaratma becerisi yer alacaktır. Tüketiciler, kendilerine özel kampanyalar ve teklifler beklemekte, markalardan daha duyarlı ve etkileşimli yaklaşımlar talep etmektedir. Yapay zeka, tam da bu noktada devreye girer: Geniş müşteri verilerini analiz ederek, örneğin sosyal medya etkileşimleri, satın alma geçmişi ve demografik bilgileri birleştirip, her bireye özgü pazarlama stratejileri oluşturabilir.

Bu kapsamda, Sirius AI Tech’in pazarlama odaklı çözümü Lobster Lead gibi araçlar, müşterinin ilgi alanlarına göre otomatik olarak kampanyalar geliştirebilir. Lobster Lead, büyük veriyi işleyerek doğru zamanda doğru mesajı iletmeyi hedefler. Böylece pazarlama birimleri, potansiyel müşterilerin ihtiyaç ve beklentilerine çok daha hızlı ve etkin biçimde yanıt verebilir. Sonuç olarak, daha yüksek satış dönüşümü ve daha güçlü bir marka deneyimi elde edilir.

Güncel verilere baktığımızda, Forrester araştırmalarına göre, yapay zeka destekli pazarlama uygulamaları kullanan şirketlerin müşteri kazanım maliyetlerinde ortalama %15’e varan bir azalma gözlemlenmiştir. Bu tür veriler, YZ tabanlı pazarlama stratejilerinin sürdürülebilir bir rekabet avantajı yarattığını göstermektedir. Çünkü geleceğin müşterisi, markalarla etkileşimini giderek daha dijital kanallara taşıyacak ve bu dijital etkileşimlerden beklentisi de giderek yükselecektir. Dolayısıyla, müşteri deneyimini iyileştirmek için yapay zeka destekli pazarlama ve satış çözümlerine yatırım yapmak, şirketlerin uzun vadede büyümesi için kritik bir önem taşımaktadır.

Lojistik ve Tedarik Zincirinde Verimlilik Artışı

Lojistik sektörü, uzun yıllar boyunca manuel planlama, karmaşık envanter yönetimi ve coğrafi engeller nedeniyle zorlu karar verme süreçleriyle anılan bir alandı. Günümüzde yapay zeka destekli lojistik çözümleri, hem tedarik zinciri yönetiminde hem de sevkiyat süreçlerinde önemli kolaylıklar sağlamaktadır. Örneğin, gelecekte sürücüsüz kamyonlar, otonom araçlar veya drone’lar lojistiğin bir parçası hâline gelecek ve bu durum tedarik süreçlerinin tamamında köklü değişikliklere zemin hazırlayacaktır.

Tam da bu alanda, Sirius AI Tech’in sunduğu Seferi isimli çözüm, lojistik operasyonları optimize etmek üzere tasarlanmıştır. Seferi, gerçek zamanlı veriler ve öngörüsel analitik teknikleri kullanarak, rotaları dinamik biçimde yeniden düzenleyebilir, sipariş takip sistemini otomatik hale getirebilir ve stok seviyelerini gerçekçi tahmin modelleriyle takip edebilir. Özellikle, küresel ölçekte faaliyet gösteren işletmeler için küçük bir tedarik gecikmesi bile ciddi maliyetlere ve müşteri memnuniyetsizliğine yol açabilmektedir. Bu nedenle yapay zeka çözümlerinin sunduğu anlık takip ve hızlı karar verme imkânı, lojistik sektöründe rekabet avantajı yaratan faktörlerin başında gelmektedir.

Yakın zamanda yapılan Gartner 2023 Supply Chain Insights raporu da, yapay zeka tabanlı lojistik ve tedarik zinciri yönetimi yazılımlarının şirketlerin ortalama %7 ile %15 arasında maliyet tasarrufu sağladığını göstermektedir. Bu oranın ilerleyen yıllarda, sürücüsüz araçlar ve gelişmiş robotik süreçlerin tedarik zincirine entegrasyonu ile daha da artması beklenmektedir. Dolayısıyla lojistik süreçlerin optimizasyonu için YZ çözümleri, geleceğin iş dünyasında sadece bir trend olmaktan çıkacak ve sektör standardı hâline gelecektir.

Müşteri İlişkileri Yönetimi ve İletişimde Yapay Zekanın Etkisi

Şirketlerin gelecekte rekabet edebilmesi için müşteri ilişkileri yönetimini (CRM) etkili biçimde yönetmesi artık bir tercih değil, zorunluluk hâlini almıştır. Yapay zeka, müşteri ilişkileri yönetimine de derin bir etki yaparak hem müşteri geri bildirimlerini anlama hem de hızlı çözümler sunma imkânı yaratmaktadır. Chatbot’lar ve sanal asistanlar, müşteri etkileşimlerinin ilk hattını oluştururken, bir yandan da verilerin toplanmasında ve analiz edilmesinde önemli bir rol üstlenir.

Bu noktada, Sirius AI Tech çatısı altında geliştirilen Calling AI, müşteri temsilcilerinin verimliliğini artırmak amacıyla yapay zeka destekli çözümler sunar. Örneğin, müşteri aramalarında konuşma analizi (speech analytics) yaparak duygusal tonlamayı anlamlandırabilir, böylece müşteri memnuniyetsizliğini erkenden tespit ederek ilgili birime hızlı yönlendirme sağlayabilir. Dahası, Calling AI’nın sunduğu veri analizi sayesinde, en çok tekrar eden müşteri problemleri belirlenerek proaktif bir destek modeli geliştirilebilir. Bu yaklaşım, sadece müşteri memnuniyetini artırmakla kalmaz, aynı zamanda şirketin itibarına ve uzun vadeli müşteri sadakatine de olumlu katkılar sunar.

Salesforce tarafından 2023’te yayınlanan bir rapor, şirketlerin %60’ının müşteri hizmetlerinde yapay zeka destekli botlardan faydalandığını ve bu yaklaşımın müşteri etkileşim hızını ortalama %25 arttırdığını belirtmektedir. Bu tür hız ve verim artışı, günümüzde giderek daha talepkâr hâle gelen müşteriler için kritik bir memnuniyet kriteri olmaktadır. Geleceğin iş dünyasında müşteriler, sorunlarına anlık çözümler ararken, şirketlerin bu talepleri karşılayabilmesi ancak yapay zeka teknolojilerinin yoğun kullanımıyla mümkün olacaktır.

İnsan Kaynaklarının Dönüşümü ve Etik Sorunlar

Yapay zeka, iş dünyasında karar verme süreçlerini hızlandırıp verimliliği arttırırken, aynı zamanda insan kaynakları alanında da önemli değişiklikleri beraberinde getirir. Artık şirketler, işe alım süreçlerinde bile YZ destekli filtreleme, değerlendirme ve yetenek eşleştirme sistemlerine yöneliyor. Bu sayede binlerce özgeçmiş arasından kısa sürede seçim yapmak ve uygun adayları tespit etmek mümkün hâle geliyor. Ancak burada dikkat çeken bir başka konu da etik ve ayrımcılık riski. YZ sistemleri, eğitildiği veri setlerindeki önyargıları tekrarlayabilir veya yeni önyargılar oluşturabilir. Bu durum, geleceğin iş dünyasında sıkça tartışılacak konuların başında yer alıyor.

Örneğin, belirli demografik gruplara karşı ayrımcılık içerebilecek bir veri setiyle eğitilen YZ uygulamaları, işe alım sürecinde bu önyargıları yeniden üretebilir. Dolayısıyla, YZ tabanlı sistemlerin verimli ve doğru sonuçlar üretebilmesi için düzenli veri kalitesi denetimleri, şeffaf algoritma incelemeleri ve etik yönergeler oluşturmak son derece önemlidir. Örneğin MIT ve Harvard gibi araştırma kurumlarında yürütülen projeler, algoritmik adalet ve veri etiği konularında şirketlere rehberlik sağlayabilecek yeni yöntemler üzerine odaklanıyor. Şirketlerin bu yöndeki farkındalığı ve yatırımdaki kararlılığı, gelecekte teknolojik çözümlerin sürdürülebilir ve adil bir şekilde kullanılmasını mümkün kılacaktır.

Yapay Zeka ile Yeni İş Modelleri ve İnovasyon

Geleceğin iş dünyasını şekillendirecek bir diğer önemli boyut, yapay zekanın tamamen yeni iş modelleri ve inovasyon fırsatları yaratma potansiyelidir. Örneğin, abonelik (subscription) temelli iş modellerinde YZ, müşterinin kullanım alışkanlıklarını analiz ederek hangi özelliklerden ne kadar faydalanıldığını ölçebilir, böylece daha esnek paketler ve fiyatlandırma stratejileri sunabilir. Aynı şekilde, endüstriyel üretimdeki akıllı fabrikalar (Smart Factories), makine öğrenimi algoritmalarıyla üretim hatalarını azaltırken, aynı zamanda bakım maliyetlerini minimize edecek proaktif çözümler getirebilir.

Bunun yanı sıra, yapay zeka altyapısı üzerinde inşa edilen platform ekonomileri (platform economies) giderek yaygınlaşıyor. Bu platformlar, tedarikçilerden müşterilere kadar tüm paydaşları tek bir ekosistem içinde toplar. YZ motorları bu ekosistemdeki tüm veri akışını yöneterek, hangi ürün veya hizmetin hangi kullanıcıya önerileceğinden, ödeme sistemlerine kadar birçok süreci otomasyona bağlar. Sonuç olarak, karar vericiler yeni iş modelleri tasarlarken hızlı prototipleme ve deneme-yanılma süreçlerinden yararlanarak daha düşük maliyetli ve yaratıcı yöntemler geliştirebilir.

McKinsey’nin 2023 yılında yayınladığı bir rapor, yapay zeka destekli inovasyonun, önümüzdeki beş yıl içinde küresel ölçekte trilyonlarca dolarlık bir değer yaratabileceğini belirtmektedir. Bu değerin büyük bir bölümü, geleneksel sektörlerdeki dijital dönüşüm ve yeni iş fırsatlarının oluşturulmasıyla ortaya çıkacaktır. Dolayısıyla, inovasyon ve değişime açık olmayan şirketler veya profesyoneller, geleceğin iş dünyasında rekabet avantajını büyük ölçüde yitirme riskiyle karşı karşıya kalacaktır.

Karar Vericiler İçin Öneriler ve Sonuç

Tüm bu gelişmeler ışığında, geleceğin iş dünyasında yapay zeka temelli karar verme süreçlerine adapte olmak isteyen profesyoneller, eğitmenler ve şirket yöneticileri için aşağıdaki noktalara özellikle dikkat çekmek gerekir:

  1. Veri Kalitesi ve Altyapı: Yapay zeka uygulamalarından etkin sonuç alabilmek için veri kalitesine ve veri güvenliğine yatırım yapmak şarttır. Şirket içindeki tüm departmanlar, veriyi tutarlı formatlarda toplamalı ve güncel veri yönetimi standartlarına uymalıdır.
  2. Şeffaflık ve Etik Kurallar: YZ modelleri, eğitildiği verilerin aynasıdır. Dolayısıyla, veri setlerindeki olası önyargı ve hataların tespiti için düzenli denetim mekanizmaları kurulmalı, etik ve yasal çerçevelere uygunluk sağlanmalıdır.
  3. Ekip Eğitimi ve Kültürel Dönüşüm: Yapay zeka, sadece bir teknoloji yatırımından ibaret değildir. Organizasyon içinde, veri okuryazarlığından algoritmik düşünceye kadar birçok konuda çalışanların eğitilmesi gerekir. Ayrıca, değişime direnç noktasında kültürel dönüşüm stratejileri geliştirilmeli, çalışanlar yeni süreçlere entegre edilmelidir.
  4. İş Süreçlerinde Entegrasyon: Pazarlama, lojistik, müşteri ilişkileri ve yönetim gibi farklı fonksiyonların yapay zeka ile entegre edilmesi, daha bütüncül ve koordineli kararlar alınmasını sağlar. Sirius AI Tech’in Lobster Lead, Seferi, Calling AI ve Boss AI gibi örnek platformları, her fonksiyon için özelleştirilmiş ve bütüncül çözümler sunarak verimlilik artışı sağlayabilir.
  5. Sürekli İnovasyon ve Gelişim: Yapay zeka teknolojileri hızla evrilmektedir. Bu nedenle, yöneticiler ve profesyoneller, yeni gelişmeleri yakından takip ederek mevcut süreçlerini düzenli olarak iyileştirmelidir. Eğitim programları, araştırma projeleri ve pilot uygulamalar aracılığıyla kurumsal öğrenme desteklenmelidir.
  6. İnsan Merkezli Yaklaşım: Yapay zeka ne kadar gelişirse gelişsin, insan faktörünün yaratıcılığı, empati ve stratejik düşünme gibi alanlarda önemi devam edecektir. Karar verme süreçlerinde YZ destekleyici bir rol oynamalı, nihai kararlar ise insani değerler, kurumsal kültür ve etik çerçeveler göz önünde bulundurularak verilmelidir.

Bu noktalar ışığında, gelecek on yıl içerisinde yapay zeka ve dijital dönüşümün iş dünyasını kökten değiştireceği hemen hemen tüm uzmanlar tarafından kabul edilmektedir. YZ temelli karar verme süreçleri, şirketlerin stratejik, operasyonel ve taktiksel her aşamasına entegre olacak, böylece hızlı değişen pazar koşullarına adaptasyonu ve yeniliği mümkün kılacaktır. Profesyoneller, eğitmenler ve şirketlerin üst düzey yöneticileri için bu dönüşüm, sadece teknolojik bir atılım değil, aynı zamanda kültürel ve düşünsel bir sıçrama da gerektirecektir. Burada bahsettiğimiz Lobster Lead, Boss AI, Seferi ve Calling AI gibi çözümler ise, bu dönüşüm sürecinde somut başarı hikâyelerini yaratan örnekler olmaya adaydır.

Geleceğin iş dünyasında başarılı olmak için, veri okuryazarlığından dönüşüm yönetimine kadar birçok farklı alanda yeni beceriler kazanmak gerekecektir. Yapay zeka, insanlığın karşılaştığı problemlere yepyeni çözümler getirirken, aynı zamanda da sorumluluk bilinciyle hareket etmeyi zorunlu kılmaktadır. Bu nedenle, şirketler ve profesyoneller, sadece teknolojiyi satın alarak değil, onu doğru yöneterek, etkin kullanarak ve sürekli öğrenmeye açık kalarak rekabet avantajı elde edebilirler. Sonuç olarak, YZ’nin dönüştürücü gücüyle şekillenen geleceğin iş dünyasında, en önemli sermaye hâlâ insan faktörünün yenilikçi ve vizyoner bakışı olacaktır.

Yapay Zeka Eğitimi Dr Adil ünal
Yapay Zeka Eğitimi ve Tedarik Zinciri Yönetimi Uygulamaları – Dr. Adil Ünal. Eğitim içeriği için tıklayınız.

-> Şirket Eğitimleriniz için Doğru Teklif Alın -> egitim@satinalmadergisi.com

FABRİKANIZDA BİRE BİR (1-1) ve GRUP EĞİTİMLERİ

UYGULAMA AĞIRLIKLI EĞİTİMLER – VAKA TABANLI İÇERİKLER

Kurumsal Satış Eğitimi

Şirket eğitimlerine büyük özen gösteriyoruz. Memnuniyetiniz ve referansınız bizim için çok değerli. Eğitime sizlerle birlikte hazırlanıyoruz. Sizlerden gelen önerileri dikkate alıp özgünleştirmelerle ilerliyoruz.

Güvenilir eğitim hizmetleri ile yanınızdayız.
Dolu dolu, güler yüzlü eğitimler dilerim.
Prof. Dr. Murat Erdal

 

Türkiye’nin Her Yerinde Bire Bir (1-1) Yönetici Ekibi ve Şirket Eğitimleri

☐ Müzakere Teknikleri ve Pazarlık Becerileri (İleri Seviye) Eğitimi (2 gün)
☐ Kurumsal Satış Eğitimi (Rol Canlandırma/Oyun) (2 gün)
☐ Stratejik Satınalma Yönetimi Eğitimi (2 gün)
☐ Sürdürülebilir Tedarik Standardı ISO 20400 Eğitimi (2 gün)
☐ Sözleşme Yönetimi ve Sektörel Kontrat İncelemeleri Eğitimi (1-2 gün)
☐ Harcama Analitiği; Maliyet ve Gider Analizi Eğitimi (1 gün)
☐ Tedarikçi Performans Değerlendirme Eğitimi (2 gün)
☐ Tedarik Zinciri Stratejileri Eğitimi (2 gün)
☐ Depo ve Stok Yönetimi Eğitimi (2 gün)
☐ Yapay Zeka ve Tedarik Zinciri Uygulamaları Eğitimi (1 gün)

-> Eğitim Kataloğunu İndirebilirsiniz ->   https://satinalmadergisi.com/egitim.pdf

Çalışan başına verilen eğitim sürenizi (KPI) yükseltin.
Büyüme için ekibinizi eğitin.

Türkiye Yapay Zeka Yarışının Neresinde?

Harcama Analitiği Eğitimi Maliyet Ve Gider Analizleri Haber Türkiye Yapay Zeka Yarışının Neresinde

Türkiye Yapay Zeka Yarışının Neresinde?

Harcama Analitiği Eğitimi Maliyet Ve Gider Analizleri Haber Türkiye Yapay Zeka Yarışının NeresindeDünya Ekonomik Forumu’nun 2025 yılı için gerçekleşen Davos Zirvesi, dünyanın dört bir yanından gelen karar vericileri, akademisyenleri, girişimcileri ve uzmanları bir araya getirdi. Bu yılki zirvenin en sıcak konusu yapay zeka (AI-YP) olurken, Toplum Çalışmaları Enstitüsü Yönetim Kurulu Başkanı Osman Ertürk Özel, “Avrupa ve Türkiye’nin yapay zeka yarışındaki gelişmelere henüz yalnızca seyirci kalması, politik, altyapısal ve yetenek erişimi gibi engellerin aşılamaması durumunda büyük bir fırsat kaybına dönüşebilir” değerlendirmesinde bulundu.

Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) İsviçre’nin Davos kasabasında düzenlenen 55. Yıllık Toplantıları kapsamında, yapay zekadaki son gelişmeler masaya yatırıldı. Yapay zekanın da önemli bir gündem maddesi olduğu toplantıda, siyasiler ve iş dünyası liderleri yapay zekanın sunduğu risk ve fırsatları değerlendirdi. Toplantının ardından yapay zeka tartışmalarını ele alan Toplum Çalışmaları Enstitüsü Yönetim Kurulu Başkanı ve Hukukçu Osman Ertürk Özel, “Yapay zeka yarışında Amerika lider bir konumda görünürken, Çin’in yüksek teknoloji donanımlı ve açık kaynak kodlu Deepseek çözümü ise son günlere damgasını vurdu. Avrupa ve Türkiye’nin ise bu gelişmelere henüz yalnızca seyirci kalması, politik, altyapısal ve yetenek erişimi gibi engellerin aşılamaması durumunda büyük bir fırsat kaybına dönüşebilir” ifadelerini kullandı.

“Türkiye Hala Treni Kaçırmış Sayılmaz”

“Türkiye’nin yapay zeka yarışında ilk aşamada en azından çok iyi bir yakın takipçi olması gerektiği açık” diyen Özel, “Türkiye, genç ve yetenekli nüfusuyla hala bu treni kaçırmış değil. Ancak bu avantajı değerlendirmek için kapsamlı yapay zeka raporları hazırlanmalı, net stratejiler belirlenmeli ve insan kaynağına yatırım yapılmalı. Bunun yanında, yüksek kapasiteli bilişim altyapısı, modern veri merkezleri ve hızlı internet bağlantısı gibi kritik altyapılar için kaynak ayrılmalı. Yapay zeka alanında güçlü bir ekosistem oluşturmak, Türkiye’nin bu küresel yarışta yerini alabilmesi için artık bir zorunluluk” açıklamasında bulundu.

“Doğru Girişimle Yatırımı Eşleştiren Verimli Bir Sistem İnşa Edilmeli”

Osman Ertürk Davos SonrasıÖzel sözlerini şöyle sürdürdü: “Öncelik teknoloji ve girişim ekosistemine yapılan yatırımın verimli hale gelmesini temin etmek olmalı. Türkiye, bu ekosisteme gerek muafiyetler gerekse de teşvikler yoluyla çok ciddi yatırım yapıyor fakat her zamanki gibi en temel meselemiz ‘verimlilik’. Mesele gerçekten hak eden doğru girişim ile yatırımı buluşturabilme meselesi. Bu noktada sistemin teşvik ve muafiyetlerden ziyade girişimcilere doğrudan mali kaynak yaratılabilecek çözümlere yönelmesi gerekiyor. Kamu bankaları girişimlere özel krediler ve benzeri çözümler ile sürece katkı sağlamalı. Diğer yandan girişimleri önceleyen bir banka kurulması fikri üzerinde de durulması gerektiğini düşünüyorum. Tabi ki ahbap çavuş diyaloglarını bir kenara bırakan ve gerçekten iyi elenmiş girişimleri hedefleyen bir sistem inşa edilmeli. Teknolojinin yeni dünyayı yakalamada en kestirme yol olduğunu unutmamalı, bu konuda dünyaya entegrasyonumuzu her zamankinden daha iyi seviyede tutmalıyız.”

Kurumsal Satış Eğitimi

 

UYGULAMA AĞIRLIKLI EĞİTİMLER – VAKA TABANLI İÇERİKLER

Şirket eğitimlerine büyük özen gösteriyoruz. Memnuniyetiniz ve referansınız bizim için çok değerli. Eğitime sizlerle birlikte hazırlanıyoruz. Sizlerden gelen önerileri dikkate alıp özgünleştirmelerle ilerliyoruz. Güvenilir eğitim hizmetleri ile yanınızdayız.
Dolu dolu, güleryüzlü eğitimler dilerim.
Prof. Dr. Murat Erdal

Türkiye’nin Her Yerinde Bire Bir (1-1) Yönetici Ekibi ve Şirket Eğitimleri

☐ Müzakere Teknikleri ve Pazarlık Becerileri (İleri Seviye) Eğitimi (2 gün)
☐ Kurumsal Satış Eğitimi (Rol Canlandırma/Oyun) (2 gün)
☐ Stratejik Satınalma Yönetimi Eğitimi (2 gün)
☐ Sürdürülebilir Tedarik Standardı ISO 20400 Eğitimi (2 gün)
☐ Sözleşme Yönetimi ve Sektörel Kontrat İncelemeleri Eğitimi (1-2 gün)
☐ Harcama Analitiği; Maliyet ve Gider Analizi Eğitimi (1 gün)
☐ Tedarikçi Performans Değerlendirme Eğitimi (2 gün)
☐ Tedarik Zinciri Stratejileri Eğitimi (2 gün)
☐ Depo ve Stok Yönetimi Eğitimi (2 gün)

-> EĞİTİMLERİNİZ İÇİN DOĞRU TEKLİF ALIN -> egitim@satinalmadergisi.com

-> Eğitim Kataloğunu İndirebilirsiniz ->   https://satinalmadergisi.com/egitim.pdf

BÜYÜME İÇİN EKİBİNİZE DÜZENLİ EĞİTİMLER VERİN

İşverenin Bir Kısım İşçisine Kişisel Nitelikte Ücret Zammı Yapması Ayrımcılık ve Eşitsizlik Sayılır mı?

İşverenin Bir Kısım İşçisine Kişisel Nitelikte ücret Zammı Yapması Ayrımcılık Ve Eşitsizlik Sayılır Mı Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

İşverenin Bir Kısım İşçisine Kişisel Ni­telikte Ücret Zammı Yapması Ayrımcılık ve Eşitsizlik Sayılır mı?

Lütfi İNCİROĞLU

İşverenin Bir Kısım İşçisine Kişisel Nitelikte ücret Zammı Yapması Ayrımcılık Ve Eşitsizlik Sayılır Mı Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündemİş hukukunda eşitlik ilkesi, işverenin yönetim yetkisini sınırlayan ve biçimlendiren bir kurum olup birbiri ile ilişkili iki bileşenden oluşmaktadır. Bu bileşenler, dil, ırk, renk, cinsiyet, engellilik, siyasal dü­şünce, felsefî inanç, din ve mezhep ve benzer ayırımcılık temellerine dayalı olarak işçiler arasında farklı işlem ve etki yasağı anlamına gelen “ayırımcılık yasağı” ile ayırımcılık temellerine dayanmaksızın aynı ve benzer kişilere eşit davranılması olarak tanımlanabilecek “dar (genel) anlamda eşit davranma il­kesidir.

İşverenin ayırımcılık yapmama ve dar anlamda eşit davranma borçla­rının farklı hukuki dayanakları vardır. Nitekim, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 5 inci madde­sinde sadece ayırımcılık yasağı öngörülmüş olup, işverenin dar anlamda eşit davranma borcu düzenlenmemiştir. İşverenin dar anlamda eşit davranma borcu, dayanağını bu maddeden değil, Anayasa’nın 10 uncu madde hükmün­den almaktadır. Ayırımcılık yasağı ile dar anlamda eşit davranma ilkesi ya da işverenin borçları kapsamında düşünülürse ayrımcılık yapmama borcu ile dar anlamda eşit davranma borcu arasındaki ayırt edici unsur, “ayırımcılık te­mellidir”.

İşverenin ayırımcılık yapmama borcuna aykırılığından bahsedebilmek için farklı işlem ya da etkinin dil, ırk, renk, cinsiyet, engellilik, siyasal dü­şünce, felsefî inanç, din ve mezhep ve benzeri sebeplere dayanması gerekir.

İşverenin eşit durumdaki işçiler arasında farklı ücret ve ücret eki ödemesi, eşit işlem borcuna aykırılık oluşturur. Mağdur olan işçi “ayrımcılık tazminatı” talep edemez. Sadece mahrum kaldığı ödemeleri talep edebilir. Çünkü 4857 sayılı Kanunu’un 5 inci maddesinde, “eşit işlem yapma borcu” değil, “ayrımcılık ya­sağı” düzenlenmiştir. Bu nedenle, ayrımcılık tazminatına hak kazabilmek için din, dil, ırk, cinsiyet, cinsel yönelim, engellilik gibi sebeplerle ayrımcılık ya­pılmalıdır[1]. Yüksek mahkeme başka bir kararında, “salt işçinin ücretine zam yapılmamış olmasını ayrımcılık yasağının ihlali olarak değerlendirmemiş­tir”[2]. Bununla birlikte Anayasa Mahkemesinin 28.12.2021 tarihli ve 2016/5824 sayılı kararı, “işverenin eşit davranma borcuna aykırı olan tüm durumlarda anılan tazminatın ödenmesini sağlamaya yönelik bir açılım sağ­layacak niteliktedir”[3].

6701 sayılı Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanununa göre, ayırımcılık yasağı bakımından sorumluluk altında olan gerçek ve özel hukuk tüzel kişi­leri, ayrımcılığın tespiti, ortadan kaldırılması ve eşitliğin sağlanması için ge­rekli tedbirleri almakla yükümlüdür” (m.3/4).

Bireysel veya toplu iş sözleşmesinde ya da personel yö­netmeliği ile eşdeğer kaynaklarda ücret zammı öngörülmemişse ve çalışma koşulu haline gelen bir işyeri uygulaması yoksa, işverenin işçilere zam yapma kararı yönetim hakkı çerçevesinde kendi takdirindedir. İşçi, bu gerekçe ile çalışmaktan kaçınamayacağı gibi bu durum kendisine iş sözleşmesini haklı nedenle fesih hakkı da vermez.

İşverenin Bir Kısım İşçisine Kişisel Nitelikte ücret Zammı Yapması Ayrımcılık Ve Eşitsizlik Sayılır Mı Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemPeki, işverenin bir veya birkaç işçisine kişisel ve bi­reysel ni­telikte ücret zammı yapması ayrımcılık ve eşitsizlik sayılır mı? İşverenin yönetim hakkı ve sözleşme özgürlüğü kapsa­mında bazı işçilere kişisel ve bireysel nitelikte ücret zammı yapması mümkün olmakla birlikte, diğer işçilere uygulanan zam oranından daha fazla bir oranda zam uygulaması “ayrımcılık” yaratıcı ya da eşit davranma ilkesine aykırı ni­telikte olmamalıdır.

Örneğin işveren işçileri arasında dil, din, ırk, cinsiyet, sendikal üyelik, engellilik, siyasal düşünce, cinsel eğilim gibi konularda ay­rım yaparsa, işçi İşK. m.5’göre ayrımcılık tazminatı talebinde bulunabilir. Ayrıca işveren, belli bir gruplandırma esasına veya performans değerlendir­mesine dayanmayan ücret zammı (seyyanen zam) uyguluyorsa bu zam ora­nını bütün işçilere eşit şekilde uygulamakla yükümlüdür. İşverenin eşit dav­ranma borcunu ihlal etmesi halinde, işçi İşK. m.24/II, e uyarınca haklı ne­denle derhal fesih hakkını kullanabilir[4].

Lütfi İNCİROĞLU

[1] Y9HD.15.01.2018 T., E.2016/25313, K.2018/156 Legalbank.

[2] Y22HD.03.07.2019 T., E.2017/23268, K.201914998, ÇİL, Şahin, İş Hukuku Yargıtay İlke Kararları, s.265; MANAV ÖZDEMİR, Eda, İş Hukukunda Kadın İşçilerin Cinsiyet Ayrımcılığına Karşı Korunması, İş Hukukunda Yeni Yaklaşımlar I, s.157.

[3]YANGIN, Dilek Dulay/ÖZER, Hatice Duygu, Anayasa Mahkemesi’nin İş İlişki­sinde İşverenin Eşit Davranma Borcuna İlişkin Kararı Ve Düşündürdükleri (2016/5824 Nolu 28/12/2021 Tarihli Burcu Reis Başvurusu), İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, YIL 2022, C.13, S.2, S.376.

[4] MANAV ÖZDEMİR, İş Hukukunda Yeni Yaklaşımlar I, s.157.

FKB Ekonomik Görünüm Endeksi Ocak Ayı Değerlendirmesi

Kurumsal Satış Eğitimleri Oyun Tabanlı İnteraktif Haber Fkb Ekonomik Görünüm Endeksi Ocak Ayı Değerlendirmesi

FKB Ekonomik Görünüm Endeksi Ocak Ayı Değerlendirmesi

Kurumsal Satış Eğitimleri Oyun Tabanlı İnteraktif Haber Fkb Ekonomik Görünüm Endeksi Ocak Ayı DeğerlendirmesiFinansal Kurumlar Birliği’nin İstanbul Üniversitesi iş birliğinde geliştirdiği “FKB Ekonomik Görünüm Endeksi”nin (FKB-EGE) Ocak ayı bülteni yayımlandı. FKB-EGE, Aralık ayında bir önceki aya göre 0,81 puan artarak 100,99 puana ulaştı. FKB Ekonomik Görünüm Anketi’ne göre Ocak ayı enflasyon beklentisi yüzde 2,77 oldu.

Türkiye ekonomisini bünyesindeki bankacılık dışı finans sektörü oyuncularıyla büyütmek için faaliyet gösteren Finansal Kurumlar Birliği (FKB), İstanbul Üniversitesi ile geliştirdiği ‘Finansal Kurumlar Birliği Ekonomik Görünüm Endeksi’nin (FKB-EGE) Ocak ayı bültenini yayımladı.

Finansal sistemin sağlıklı işleyebilmesi ve gelişebilmesi için çatısı altındaki 5 sektöre ait 124 şirketle finansmana erişimi kolaylaştırarak, ekonomik gelişmeye katkı sağlayan FKB’nin, Aralık ayı endeksi ve Ocak ayı beklenti anketi verilerinde, orta ve uzun vadede uygulanan sıkı para politikasının, enflasyon beklentilerine yansımaya devam ettiği görüldü.

FKB Ekonomik Görünüm Beklenti Anketi Ocak ayı sonuçlarına göre; Ocak ayı enflasyon beklentisi, bir önceki aya göre yüzde 0,51 artarak, yüzde 2,77’ye yükseldi. Ancak 2025 yıl sonu ve 2026 yıl sonu enflasyon beklentilerinde belirgin bir azalış görüldü.

FKB-Ekonomik Görünüm Endeksi’nin değişim trendine bakıldığında; 2024 yılının son 6 aylık döneminde Ağustos ayı dışında artış yönünde bir eğilim görüldü. Aralık 2024’te endeks değeri, 2024 yılı en yüksek değerini gördüğü Kasım ayının ve 2024 yılı ortalaması olan 99,33 değerlerinin üzerine çıkarak, bir önceki aya göre 0,81 puan artışla 100,99 değerine ulaştı.

Öte yandan endeksin alt bileşenlerinden Faktoring Endeksi Aralık 2024’te 1,56 puan artarak 102,27 değerini aldı. Endeksin diğer alt bileşenleri olan Finansal Kiralama Endeksi 0,1 puan artarak 102,75’e ve Finansman Endeksi ise 0,75 puan artarak 97,94 değerine yükseldi.

FKB Ekonomik Görünüm Anketi Ocak ayı sonuçlarına göre, katılımcıların GSYH büyüme oranı beklentisi 2025 yıl sonu için yüzde 3,14 ve 2026 yıl sonu için yüzde 3,53 oldu. Aynı yıllar için OVP’nin sırasıyla yüzde 4 ve yüzde 4,5 ile IMF’nin sırasıyla yüzde 2,7 ve yüzde 3,2 olan öngörüleriyle karşılaştırıldığında, katılımcıların GSYH büyüme oranı beklentisi, gerek 2025 yıl sonu ve gerekse de 2026 yıl sonu için OVP öngörüsünün altında ve IMF öngörüsünün üzerinde oldu.

FKB Endeks akademik danışmanı ve İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Şeker, endekste baz değer olan 100’ün üzerindeki seyrin, ekonomi politikalarında atılan adımların reel sektöre olumlu yansımalarını ortaya koyduğunu ve ekonomideki çarkların yeniden dönmeye başladığını vurguladı. Prof. Dr. Şeker, bununla birlikte, enflasyonist beklentilerin hala sürdüğünü ve önceki dönemlere kıyasla daha az etkili olsa da enflasyonun hala bir risk unsuru olarak varlığını koruduğunu belirtti.

Kurumsal Satış Eğitimleri Oyun Tabanlı İnteraktif Haber Fkb Ekonomik Görünüm Endeksi Ocak Ayı DeğerlendirmesiFKB-EGE Ocak ayı bültenine aşağıdaki linkten veya ekten ulaşabilirsiniz.

https://www.fkb.org.tr/Sites/1/upload/files/FKB_Ocak_2025_Bulteni-4006.pdf

 

Kurumsal Satış Eğitimi

 

 

UYGULAMA AĞIRLIKLI EĞİTİMLER – VAKA TABANLI İÇERİKLER

Şirket eğitimlerine büyük özen gösteriyoruz. Memnuniyetiniz ve referansınız bizim için çok değerli. Eğitime sizlerle birlikte hazırlanıyoruz. Sizlerden gelen önerileri dikkate alıp özgünleştirmelerle ilerliyoruz. Güvenilir eğitim hizmetleri ile yanınızdayız.
Dolu dolu, güleryüzlü eğitimler dilerim.
Prof. Dr. Murat Erdal

Türkiye’nin Her Yerinde Bire Bir (1-1) Yönetici Ekibi ve Şirket Eğitimleri

☐ Müzakere Teknikleri ve Pazarlık Becerileri (İleri Seviye) Eğitimi (2 gün)
☐ Kurumsal Satış Eğitimi (Rol Canlandırma/Oyun) (2 gün)
☐ Stratejik Satınalma Yönetimi Eğitimi (2 gün)
☐ Sürdürülebilir Tedarik Standardı ISO 20400 Eğitimi (2 gün)
☐ Sözleşme Yönetimi ve Sektörel Kontrat İncelemeleri Eğitimi (1-2 gün)
☐ Harcama Analitiği; Maliyet ve Gider Analizi Eğitimi (1 gün)
☐ Tedarikçi Performans Değerlendirme Eğitimi (2 gün)
☐ Tedarik Zinciri Stratejileri Eğitimi (2 gün)
☐ Depo ve Stok Yönetimi Eğitimi (2 gün)

-> EĞİTİMLERİNİZ İÇİN DOĞRU TEKLİF ALIN -> egitim@satinalmadergisi.com

-> Eğitim Kataloğunu İndirebilirsiniz ->   https://satinalmadergisi.com/egitim.pdf

BÜYÜME İÇİN EKİBİNİZE DÜZENLİ EĞİTİMLER VERİN