Türk Halkının Asgari Ücret Zam Beklentisi Araştırması

Satın Alma Eğitimleri Türk Halkının Asgari ücret Zam Beklentisi Araştırması

Araştırma: Türk Halkının Asgari Ücret Zam Beklentisi Açıklandı!

Satın Alma Eğitimleri Türk Halkının Asgari ücret Zam Beklentisi AraştırmasıAreda Survey araştırma şirketinin Türkiye genelinde 4.539 kişiyle gerçekleştirdiği araştırmaya göre, vatandaşın yüzde 40’ının asgari ücrete zam beklentisi yüzde 25 ile yüzde 50 arasında. Zam oranı yüzde 75 ve üzerinde olmalı diyenlerin oranı ise toplumun yüzde 35,6’lık bir kesimini kapsıyor.

“Asgari ücret yüzde 75 ve üzerinde olmalı” diyenler en çok (yüzde 43,8 oranında) 55 yaş ve üzerindeki vatandaşlara ait. Kadınların ise erkeklere oranla zam beklentisi daha yüksek. İşte Türk halkının 2025 asgari ücret zam beklentisi…

“Asgari Ücrete Yüzde 75 Üzerinde Zam Yapılmalı!”

Ocak 2024’te asgari ücret net olarak yüzde 49,11 oranında artırılarak 17.002 TL’ye çıkarılmıştı. Bu artış önceki yıla göre kümülatif olarak yüzde yüzlük bir yükselişi ifade ediyordu. 2024 yılının son ayına gelince asgari ücret artışı Türkiye’nin yeniden gündemine geldi.

İşte Türk halkının 2025 asgari ücret zam beklentisi…

Areda Survey araştırma şirketinin Türkiye genelinde 4.539 kişiyle gerçekleştirdiği araştırmaya göre, vatandaşın yüzde 40’ının asgari ücrete zam beklentisi yüzde 25 ile yüzde 50 arasında. Katılımcıların yüzde 35,6’sı ise asgari ücrete yüzde 75 ve üzerinde bir zam yapılması gerektiğini düşünüyor. Asgari ücrete yüzde 51 ila yüzde 74 arasında bir zam yapılması gerektiğini düşünenler toplumun yüzde 17,8’ini kapsıyor. Yüzde 25’in altında bir zammın yeterli olacağını düşünenlerin oranı ise yüzde 6,6 olarak araştırmaya yansıyor.

En Yüksek Zam Beklentisi Hangi Yaş Grubuna Ait?

Araştırmaya katılan kadın ve erkeklerin 2025 yılı asgari ücret zammı beklentilerinin farklı olduğu gözlemleniyor. Kadınların yüzde 47’si, yüzde 75 ve üzerinde bir zam yapılması gerektiğini düşünürken erkeklerin yüzde 43,6’sı yüzde 25 – yüzde 50 arasında zam yapılması gerektiğini düşünüyor.

Asgari ücrete gelecek zammın yüzde 75 ve üzerinde olması gerektiğini düşünenler arasında, 55 yaş ve üzerindeki katılımcılar en yoğun katılıma sahip (Yüzde 43,8). Onu 35-54 yaş aralığındaki katılımcılar (yüzde 42,2) takip ederken 18-34 yaş aralığındaki gençlerin çoğunluğu (yüzde 38,9’u) asgari ücrete yüzde 25 ila yüzde 50 oranında bir zam olacağı beklentisinde.

Araştırmanın Metodolojisi

Türkiye genelinde 4.539 kişinin katıldığı ve 29 Kasım – 02 Aralık 2024 tarihleri arasında yapılan araştırma, kantitatif araştırma yöntemlerinden CAWI tekniği ile “Areda Survey’in Profil Bazlı Dijital Paneli” kullanılarak gerçekleştirildi.

Asgari ücret Beklenti 2025

Elektrik Panosu Üretiminde Tedarik Zinciri ve Satın Almanın Rolü

Elektrik Panosu üretiminde Tedarik Zinciri Ve Satın Almanın Rolü Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Elektrik Panosu Üretiminde Tedarik Zinciri ve Satın Almanın Rolü

Cavit SOYElektrik Panosu üretiminde Tedarik Zinciri Ve Satın Almanın Rolü Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Endüstriyel fırınlar üreten bir firmada çalışan satın almacı olarak, fırınlarımızda kullanılan, satın almasını yaptığım ve kendi bünyemizde montaj edip ekipmanlarını içine yerleştirdiğimiz elektrik panolarının üretimini hep merak etmişimdir. Pano üretiminin aşamalarını 3M Pano’dan Sabriye Ünal arkadaşımız bir satın almacı gözüyle çok iyi anlatmış. Katkılarından dolayı firmasına ve kendisine çok teşekkür ederim.

Elektrik Panosu Üretimi

Elektrik panosu üretimi, oldukça hassas bir süreci kapsar. Bu süreçte satın alma, sadece maliyet yönetimiyle değil, üretim kalitesini ve sürekliliğini sağlamayla da doğrudan ilişkilidir. Malzemelerin (kablolar, kesiciler, şalterler, sac malzemeler gibi) doğru kalitede, uygun maliyetle ve zamanında temini, üretim hattının aksamasını önler ve nihai ürün kalitesini garanti altına alır. İşte bu sürecin detaylarından bahsedelim:

  1. Tedarik Zinciri Kapsamı ve Satın Almanın Konumu

Bir elektrik panosunun üretiminde kullanılan malzemeler, birçok tedarikçiden temin edilir. Kablolar, şalterler, PLC gibi elektronik bileşenler ve sac malzemeleri gibi temel girdiler, tedarik zincirinin başlangıç noktasıdır. Satın alma, bu girdilerin doğru kalite standartlarında ve zamanında teminiyle üretim süreçlerini doğrudan etkiler.

Eğer satın alma süreci aksarsa; üretimde gecikmeler yaşanır, maliyetler artar, müşteri teslimat süreleri uzar. Bu nedenle satın alma, yalnızca sipariş vermekle sınırlı olmayan, tedarik zincirinin en kritik halkasıdır.

  1. Tedarik Zinciri Stratejisi Nasıl Belirlenir?

Elektrik panosu üretiminde strateji, üretim süreçlerinin esnekliği ve müşteri ihtiyaçlarının karşılanması üzerine kurulmalıdır.

Hedeflerimiz:

Tedarikçi Çeşitlendirmesi: Anahtar bileşenler için birden fazla tedarikçiyle çalışarak tedarik risklerini yönetmek.

Maliyet Avantajı: Toplu alımlar veya uzun vadeli anlaşmalar yaparak maliyetleri düşürmek.

Kalite Yönetimi: Panolarda kullanılan komponentlerin standartlara uygun olmasını sağlamak.

Örneğin, IEC standartlarına uygun olmayan bir şalterin alınması, sadece kalite problemlerine yol açmaz; aynı zamanda müşteri güvenini de sarsar.

  1. Talep Tahminleme ve Kapasite Yönetimi

Elektrik panoları genellikle müşteri siparişlerine göre özelleştirilir. Bu nedenle, talep tahmini ve kapasite planlaması oldukça kritiktir.

Talep Tahminleme: Geçmiş sipariş verileri, piyasa trendleri ve müşteri ihtiyaçları dikkate alınarak yapılır.

Kapasite Yönetimi: Üretimde kullanılacak bileşenlerin stok durumu kontrol edilir ve kritik malzemeler için güvenlik stoku oluşturulur.

Bir müşteri aniden proje bazlı büyük bir sipariş verdiğinde, bu planlama sayesinde aksama yaşanmaz.

Elektrik Panosu Tzy 2

  1. Proje Yönetiminde Satın Almanın Rolü

Elektrik panosu üretiminde büyük projeler sıkça karşımıza çıkar. Örneğin, bir enerji santralinin dağıtım panolarını üretmek gibi bir projede satın alma:

Maliyet kontrolü yapar.

Yüksek miktarda malzeme ihtiyacını karşılamak için tedarikçiyle fiyat pazarlıkları yürütür,

Zamanında tedarik yaparak projenin teslim süresine katkı sağlar.

Projenin başarısı, tedarik süreçlerinin kesintisiz işlemesine bağlıdır.

  1. Stok Yönetimi Şirket Maliyetlerini Nasıl Etkiler?

Elektrik panosu üretiminde stok yönetimi iki yönlü düşünülmelidir:

  1. Fazla stok: Finansal kaynakların gereksiz yere bağlanmasına neden olur.
  2. Eksik stok: Üretimi durdurur ve müşteri teslimatlarını geciktirir.

Örneğin, bakır kablolar veya PLC modüller gibi kritik malzemelerin tedariğinde gecikme yaşanırsa, üretim hattı durabilir. Bu nedenle:

Güvenlik stoğu belirlenmeli.

ABC Analizi ile yüksek öncelikli malzemelere odaklanılmalıdır.

  1. Depo Yönetimi ve Kritik Faktörler

Elektrik panosu üretiminde depolama, özellikle hassas elektronik komponentler açısından özen gerektirir. Depo yönetiminde dikkat edilmesi gerekenler:

Nem ve Isı Kontrolü: PLC ve elektronik devreler gibi malzemeler için uygun ortam sağlanmalı.

FIFO Yönetimi: Özellikle bağlantı elemanları ve plastik komponentlerde eski stoğun önce tüketilmesi sağlanmalı.

Dijital Takip Sistemleri: RFID veya barkod sistemi ile hızlı ve hatasız stok takibi yapılmalı.

  1. Sevkiyat Planlaması ve Lojistik Maliyetleri

Bir elektrik panosu siparişi, genellikle büyük ve hacimli bir ürün olduğu için sevkiyat maliyetleri önemli bir kalemdir.

Rota Optimizasyonu: Birden fazla müşteriye sevkiyat yapılacaksa en kısa rota belirlenmelidir.

Ambalajlama: Panoların taşınma sırasında hasar görmemesi için koruyucu ambalajlama yapılmalıdır.

Doğru planlama yapılmazsa lojistik maliyetleri artar ve müşteri memnuniyeti olumsuz etkilenir.

  1. Yalın Tedarik Zincirinde Değer Zinciri Yönetimi

Elektrik panosu üretiminde “yalın yaklaşım”, israfı minimize etmeyi ve verimliliği artırmayı hedefler.

Değer Akış Haritalama: Tedarik sürecinden üretime kadar katma değer yaratmayan adımlar tespit edilir ve elimine edilir.

5S Metodu: Üretim sahasında düzen ve temizlik sağlanarak hataların önüne geçilir.

Örneğin, bir tedarikçinin sürekli olarak gecikmeli teslimat yapması, değer zincirini olumsuz etkiler. Böyle bir durumda, alternatif tedarikçilerle çalışmak süreci iyileştirebilir.

Elektrik Panosu üretiminde Tedarik Zinciri Ve Satın Almanın Rolü Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemElektrik panosu üretimi, detaylı ve özenli bir tedarik zinciri yönetimi gerektirir. Satın alma uzmanı olarak, doğru tedarik stratejileri, iyi planlanmış stok yönetimi ve etkili lojistik süreçleri ile şirketimizin rekabet gücünü artırmak için çalışıyoruz.

Her malzeme, bir projeye açılan kapıdır. İşimizin temel taşı; kalite, zamanlama ve sürdürülebilirlik.

Cavit SOY

ENTERTECH İstanbul Teknokent Girişimcilerini Globale Taşıyor

Entertech Global

ENTERTECH İstanbul Teknokent Girişimcilerini Globale Taşıyor

İstanbul Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa olarak iki Ar-Ge üniversitesinin ortak olduğu tek teknokent olma özelliği taşıyan Entertech İstanbul Teknokent, yeni ekonomi odaklı genişleme fırsatı sunan Entertech Market Expansion Programı ile girişimcileri Türkiye’den Londra’ya, Londra’dan da globale taşıyor.

Entertech Global

Entertech İstanbul Teknokent, dijital dünyanın sunduğu fırsatları kullanan girişimciler için özel olarak geliştirilen Entertech Market Expansion Programı’nı başlattı. Entertech Market Expansion Programı ile girişimcileri Türkiye’den Londra’ya, Londra’dan da globale taşıyor. Dijital dünyanın sunduğu fırsatları kullanan girişimciler için özel olarak geliştirilen programda; dijital finans ve fintech, dijital ticaret, endüstri 4.0, akıllı şehirler ve kentsel teknolojiler ile geleceğin iş çözümleri (yapay zeka, blockchain, dijital ikiz teknolojisi vb.) gibi alanlarda faaliyet gösteren girişimlerin Londra üzerinden küresel pazara açılması hedefleniyor.

“Yeni Ekonomi” Temasıyla Öne Çıkıyor

“Yeni Ekonomi” teması ile hayata geçirilen program kapsamında diğer hızlandırma programlarından farklı olarak özellikle dijital finans teknolojileri ve geleceğin iş yönetimi çözümlerini geliştiren firmaların yurt dışına açılarak öncü olması hedefleniyor. İki haftalık yoğun bir programla girişimciler, önde gelen inovasyon merkezlerine ziyaretler gerçekleştirme, yatırımcılar ve sektör liderleriyle birebir görüşme, en az iki demoday etkinliğinde yer alma, kültürel ve iş dünyası etkinlikleriyle Birleşik Krallık ekosistemiyle bağlantı kurma gibi avantajlardan yararlanacak. Yahoo Finance, TechCrunch, Bloomberg ve Business Insider gibi önde gelen medya organlarında tanıtım fırsatları da program kapsamında yer alacak.

Programa kayıtlar 30 Aralık’a kadar devam ediyor.

Girişimcilerin Rekabet Gücünü Artıracak

Dr.muhammed Kasapoğlu GörselYeni ekonomi anlayışının sadece ekonomik büyümeyi değil, aynı zamanda toplumsal ilerlemeyi de destekleyen bir yaklaşım sunduğunu, bu nedenle yeni ekonomiye yatırım yapmanın geleceğe yatırım yapmak olduğunu söyleyen Entertech İstanbul Teknokent Genel Müdürü Dr. Muhammed Kasapoğlu, “Globalleşen dünyada, girişimcilerimizin sınır ötesi fırsatlara erişimini sağlamak ve rekabet güçlerini artırmak öncelikli hedefimiz. Türkiye’de yeni ekonomi felsefesiyle teknoloji üreten firmalardan seçkin bir grup ile gerçekleştirmeyi planladığımız programımızın, sözcü ve öncü sıfatıyla globale açılan bir kapı ve köprü vazifesi görmesini amaçlıyoruz. Aynı zamanda programımızın sonunda girişimcilerimizin, Birleşik Krallık girişim ekosistemi ve pazarında güçlü bağlantılar kurması da hedeflerimiz arasında” dedi.

Sırada ABD, MENA Bölgesi ve Singapur Var

“Entertech İstanbul Teknokent olarak Avrupa’daki finansal teşvik ve hibelerden yararlanmayı ve bu sayede ekosistemi güçlendirmeyi hedefliyoruz. Amsterdam ofisimiz global ekosistemle etkileşimde bulunma vizyonumuz doğrultusunda attığımız önemli bir adım. Girişimcilerin Hollanda üzerinden Avrupa pazarına adım atmasını ve yabancı yatırımcıya erişimini sağlamak amacıyla özel olarak kurguladığımız ‘Entertech Netherlands Expanding Programı’ gıda ve tarım teknolojileri girişimlerimize, Hollanda’da networking,  yabancı yatırımcılarla bir araya gelme ve Hollanda pazarının dinamiklerini keşfetme imkanı sunuyor. Bu çerçevede hem Hollanda hem de İngiltere’de hayata geçirdiğimiz programlarımızın yanı sıra ABD, MENA Bölgesi ve Singapur özelinde de geliştireceğimiz programlarla Türkiye’de yeni ekonomi felsefesiyle teknoloji üreten seçkin girişimcilerimizi globale taşımaya devam edeceğiz.”

Manyetik Rezonans Görüntüleme Cihaz İhalesinde Fiyat Dışı Unsur Puanlaması Yapılması?

Manyetik Rezonans Görüntüleme Cihaz İhalesinde Fiyat Dışı Unsur Puanlaması Yapılması Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Manyetik Rezonans Görüntüleme Cihaz İhalesinde Fiyat Dışı Unsur Puanlaması Yapılması?

Manyetik Rezonans Görüntüleme Cihaz İhalesinde Fiyat Dışı Unsur Puanlaması Yapılması Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündemİtirazen Şikayet Konusu; Başvuru sahibinin dilekçesinde özetle; itirazen şikâyet dilekçesinde yer verilen muhtelif gerekçelerle şikâyete konu 2’nci kısma teklif ettikleri sistemin ilgili kısma ait fiyat dışı unsur puanlamasının 2.11.10’uncu maddesi kapsamında 1 puan alması gerekirken ………… Healthcare Sağlık Anonim Şirketi’nin bu kısımda puan alamayacağı, diğer yandan anılan kısımda ………. Healthcare Sağlık Anonim Şirketi tarafından teklif edilen sisteme fiyat dışı unsur puanlamasının 2.11.13’üncü maddesi kapsamında puan verilemeyeceği iddialarına yer verilmiştir.

20.11.2024 tarihli ve 2024/UM.II-1470 Sayılı Kamu İhale Kurulu Kararına Göre;

Yapılan inceleme ve tespitler neticesinde; Söz konusu ihalenin “Ekonomik açıdan en avantajlı teklifin belirlenmesi” başlıklı 35’inci maddesinde “35.1. Bu ihalede ekonomik açıdan en avantajlı teklif, fiyatla birlikte fiyat dışı unsurlar da dikkate alınarak belirlenecektir. 35.1.1. MANYETİK REZONANS GÖRÜNTÜLEME SİSTEMİ 3 TESLA KAPALI TİP Manyetik Rezanans 3 Tesla Görüntüleme Cihazı Fiyat Dışı Unsur Değerlendirme Yöntemi: Diğer (Manuel Giriş)

Fiyat Dışı Unsur Formülü, Tanımı ve Açıklamaları;

“Nihai Fiyat= Teklif Edilen Fiyat – (Teklif Edilen Fiyat x Alınan Toplam Puan) /100 İhale, formülle hesaplanan efektif fiyat teklifi en düşük olan isteklide kalacaktır. Teklif fiyat toplam ihale bedeli teklifidir.

2.11.1. Vücut bobininin kardiyak sensöre sahip olması ve hastanın EKG sinyalini elektrot bağlamadan algılayabilmesi gerekmektedir (2 puan).

2.11.2. 2.3.1.2maddesinde istenilen bobinlerin, AIR Koil vb konvansiyonel teknolojilere göre daha hafif, daha esnek ve hasta anatomisinden daha yakın sinyal toplayabilen, en az 30 kanallı, Z aksında en az 75 cm kapsama alanına ve INCA kondüktöre sahip 2 adet battaniye koil olması (4 puan)

2.11.3. Vertebra bobininin donanım olarak respiratörsensöre sahip olması ve hastanın nefes hareketlerini bobin ya da magnet üzerindeki sensör ile algılayabilmesi gerekmektedir (2 puan)

2.11.4. Diz çekimlerinde kartilaj değerlendirme için 21 bölgenin otomatik segmentasyonunu yapan ve tek başına morfolojik görüntülemede görülemeyen kıkırdak kalitesi hakkında kalınlık ve biyokimyasal haritaların değerlendirilmesi ile ilgili yazılım verilecektir. (1 puan).

2.11.5. En az 36 kanallı dedike periferik anjio bobini verilecektir (2 puan).

2.11.6. AirReconDL 3D, vb olarak isimlendirilen, ticari olarak onaylanmış derin öğrenme (deep learning) tabanlı, evrişimli rekonstrüksiyon teknolojisi ile birlikte aşağıdaki özellikleri karşılayan sistem verilecektir (3 puan).

2.11.6.1. Derin öğrenme teknolojisini tüm anatomilerde ve tüm koillerde 2D ve 3D uygulayabilmelidir.

2.11.6.2. Anatomi ve koil bağımsız tüm FSE, GRE veya HASTE ve DWI sekanslarında uygulanabilmelidir.

 2.11.7. Beyin, vertebra ve ekstremite çekimlerinde yapay zekâ destekli planlama ve tam otomatik çekim yazılımı içeren sistem verilecektir (2 puan).

2.11.8. Derin öğrenme algoritması 3D tüm anatomilerde çalışabilmek ayrıca propeller, blade gibi hareketli bölgelerde sorunsuz çalışabilmelidir(1 puan)

2.11.9. Single voksel spektroskopi tekniğine ilave olarak megapuls uygulayarak Gaba görüntülenmesini yapan yazılım verilecektir. (1 puan).

2.11.10. Tümör aktivitesinin bir göstergesi olan endojen hücresel proteinlerin, hücre proliferasyonuyla doğrudan ilişkili olan bir MR sinyali üretmek için varlığını kullanarak Amide Proton Transfer (APT) ağırlıklı görüntülerin otomatik olarak oluşturulması ve renkli haritalarla gösterilmesi (1 Puan).

2.11.11. Verilecek MR sisteminin, kanaldan bağımsız tam dijital yapıda olması (3 Puan).

2.11.12. Sistemin en az 146 ADC (Analog Digital Converter)e sahip olması (22 Puan)

2.11.13. Sistemin en az 228 bağımsız alıcı kanal sayısına ve en az 128 ADC (Analog Digital Converter)e sahip olması (15 Puan)

 2.11.14. Sistemin gerçek gradient gücünün en az 60 mT/m olması (3 Puan)

2.11.15. Sistemin gerçek gradient gücünün en az 65 mT/m olması (5 Puan) (Not: 2.11.15 maddesinden puan alan sistemler 2.11.14 maddesinden puan almayacaktır.)

2.11.16. 2.8.başlığı altında yer alan İş İstasyonuna ilave olarak research (araştırma) yazılımlarının mevcut olduğu (IVIM, Kurtosis, Tmax perfusion, ASL analysis) ve gelecekte sunulabilecek research amaçlı (ticari olmayan) yazılımların internet üzerinden incelenerek iş istasyonuna kullanıcılar tarafından kurulmasına ve iş istasyonu yazılımı üzerinde entegre olarak çalıştırılmasına imkan sağlayan platform verilmelidir. Kurulan yazılımlar iş istasyonu hasta listesi üzerinden çalıştırılabilmeli, görüntülerin farklı bir yazılıma gönderilmesine ve yazılımın ayrıca çalıştırılmasına gerek olmamalıdır. Verilen platform erişimi ile birlikte kurum tarafından geliştirilen yazılımların iş istasyonu yazılımına entegre şekilde çalıştırılabilmesi mümkün olmalıdır. Geliştirilen yazılımlar, global platforma diğer kullanıcılar tarafından görüntülenebilecek ve kullanılabilecek şekilde yüklenebilmelidir. (syngo.via Frontier vb) (6 puan)”

düzenlemesi yer almaktadır.

İncelemeye konu ihalenin …………….Teknik Üniversitesi Rektörlüğü Uygulama ve Araştırma Merkezi’ne ait “Hastanemiz İhtiyacı İçin 3 Kısım Tıbbi Cihaz Alımı” ihalesi olduğu, başvuru sahibi isteklinin anılan ihalenin 2’nci kısmına “Manyetik Rezonans 3 Tesla Görüntüleme Cihazı (2 adet)” yönelik itirazen şikâyet başvurusunda bulunduğu, 26.07.2024 tarihli ihale komisyonu kararı ile itirazen şikayete konu 2’nci kısmın “Manyetik Rezonans 3 Tesla Görüntüleme Cihazı (2 adet)” ……………Healthcare Sağlık A.Ş. üzerinde bırakıldığı anlaşılmıştır.

İlgili doküman düzenlemeleri çerçevesinde; itirazen şikâyete konu 2’nci kısımda fiyat dışı unsur puanlamasının 2.11.10’uncu maddesinden tümör aktivitesinin bir göstergesi olan endojen hücresel proteinlerin, hücre proliferasyonuyla doğrudan ilişkili olan bir MR sinyali üretmek için varlığını kullanarak Amide Proton Transfer (APT) ağırlıklı görüntülerin otomatik olarak oluşturulması ve renkli haritalarla gösterilmesi durumunda 1 puan, 2.11.13.’üncü maddesinden ise sistemin en az 228 bağımsız alıcı kanal sayısına ve en az 128 ADC (Analog Digital Converter) e sahip olması durumunda 15 puan alınacağı anlaşılmaktadır.

Öte yandan idare tarafından gönderilen ihale işlem dosyasında yer alan itirazen şikâyete konu 2’nci kısma ilişkin düzenlenen fiyat dışı unsur puanlaması tutanaklarından; 2.11.10’uncu madde kapsamında ……….Healthcare Sağlık A.Ş. ve …………. Medical Systems Türkiye Ltd. Şti.nin her ikisin de puan alamadığı, 2.11.13’üncü madde kapsamında ise sadece ………. Healthcare Sağlık A. Ş.nin puan aldığı anlaşılmıştır.

Başvuru sahibinin iddialarının teknik hususlar içermesi nedeniyle 09.07.2024 tarihli Kurum yazısı ile akademik bir kuruluştan teknik görüş istenilmiş olup, bahse konu teknik görüş isteme yazısında ihale dokümanının yukarıda aktarılan düzenlemelerine ve Teknik Şartname’ye yer verilerek “…Bu çerçevede “……….Teknik Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Merkezi” tarafından gerçekleştirilen 2024/378691 İhale Kayıt Numaralı “Hastanemiz İhtiyacı İçin 3 Kısım Tıbbi Cihaz Alımı” ihalesinin 2’nci kısmına (Manyetik Rezanans 3 Tesla Görüntüleme Cihazı) ait doküman düzenlemeleri ile anılan kısma ilişkin ihaleye katılan istekliler tarafından sunulan kataloglar bir bütün olarak incelendiğinde,

1)İtirazen şikayete konu 2’nci kısma teklif sunan ……….. Medical Systems Türkiye Ltd. Şti. tarafından ilgili kısma teklif edilen sistemin fiyat dışı unsur puanlamasının 2.11.10’uncu maddesinde belirtilen teknik kriterlerin karşılanıp karşılanmadığı,

2) ………. Medical Systems Türkiye Ltd. Şti. ile ………… Healthcare Sağlık Anonim Şirketi’nin ilgili kısma ait fiyat dışı unsur puanlamasında 2.11.10 ve 2.11.13’üncü maddeler kapsamında puan alıp alamayacakları, …” ifadelerine yer verilmiştir.

Anılan akademik kuruluşun 13.11.2024 tarihli cevap yazısında “1.2.11.10.Tümör aktivitesinin bir göstergesi olan endojen hücresel proteinlerin, hücre proliferasyonuyla doğrudan ilişkili olan bir MR sinyali üretmek için varlığım kullanarak Amide Proton Transfer (APT) ağırlıklı görüntülerin otomatik olarak oluşturulması ve renkli haritalarla gösterilmesi (1 Puan.) maddesinden ……….. Medical Systems Türkiye Ltd.Şti. nin puan alması gerekirken puan verilmediği anlaşılmıştır. Firmanın itirazına idare tarafından “Fiyat dışı unsur beyannamesi 2.11.10 numaralı maddede tanımlanmış olan Amide Proton Transfer (APT) ağırlıklı görüntüleme yönteminin ticari ürün onayına sahip olduğu ……….. Medical Systems Türkiye Ltd Şti tarafından belgelendirilemediği için bu maddeye puan verilemeyeceği kanaatine varılmıştır.” cevabı verilmiş ve itiraz reddedilmiştir. Ancak firmanın sunduğu dokümanlarda ilgili maddeyi karşıladığına dair bölüm vardır. Ayrıca reddedilme nedeni olarak sunulan ticari ürün onayı gerekliliği ilgili maddede belirtilmemiş olup …………Medical Systems Türkiye Ltd. Şti itirazında haklıdır. 2. 2.11.13 Sistemin en az 228 bağımsız alıcı kanal sayısına ve en az 128 ADC (Analog Digital Converter)’e sahip olması (15 Puan) maddesinden ………… Healthcare Sağlık A.Ş. firmasının teklif etmiş olduğu Magnetom Vida model MR sisteminin ilgili maddeden puan almaması gerektiğini iddia etmektedir. Sunulan belgelerde Magnetom Vida model MR sisteminin bağımsız alıcı kanal sayısının 128 olduğu anlaşılmaktadır. …….. Medical Systems Türkiye Ltd. Şti itirazında haklıdır.” ifadelerine yer verilmiştir.

Bu itibarla; teknik görüş talep edilen akademik kuruluşun yukarıda aktarılan cevap yazısı dikkate alındığında, itirazen şikâyete konu 2’nci kısımda ……..Medical Systems Türkiye Ltd. Şti. tarafından teklif edilen sistemin fiyat dışı unsur puanlamasının 2.11.10’uncu maddesini karşıladığı ve anılan isteklinin bu madde kapsamında puan alması gerektiği, Diğer yandan anılan kısımda ……… Healthcare Sağlık A. Ş. tarafından teklif edilen sistemin fiyat dışı unsur puanlamasının 2.11.13’üncü maddesinde belirtilen kriterleri karşılamadığı, dolayısıyla anılan isteklinin belirtilen madde kapsamında puan alamayacağı sonucuna varılmıştır.

Sonuç olarak, yukarıda mevzuata aykırılıkları belirtilen işlemlerin düzeltici işlemle giderilebilecek nitelikte işlemler olduğu tespit edildiğinden, itirazen şikâyete konu 2’nci kısma ilişkin yapılan fiyat dışı unsur puanlamasında 2.11.10’uncu madde kapsamında ……….. Medical Systems Türkiye Ltd. Şti.ye puan verilmesi, 2.11.13’üncü madde kapsamında ………… Healthcare Sağlık A. Ş. puan verilmemesi ve bu aşamadan sonraki işlemlerin mevzuata uygun olarak yeniden gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

Manyetik Rezonans Görüntüleme Cihaz İhalesinde Fiyat Dışı Unsur Puanlaması Yapılması Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemMehmet ATASEVER

Simdata Danışmanlık Y.K. Başkanı

Sağlık Bak. SGB E. Bşk./KİK E. Üyesi

Mhatasever@gmail.com

Mehmetatasever.org

 

ENTERTECH, Helsinki’de Türkiye’nin Potansiyelini Dünyaya Tanıttı

Entertech Helsinki

ENTERTECH, Helsinki’de Türkiye’nin Potansiyelini Dünyaya Tanıttı

Entertech İstanbul Teknokent, Türkiye girişimcilik ekosistemini güçlendirmek ve uluslararası iş birliklerini artırmak amacıyla, dünyanın önde gelen teknoloji ve girişim sermayesi etkinliklerinden Slush Helsinki’ye katıldı. Dünyanın dört bir yanından teknoloji girişimcisi, yatırımcı ve inovasyon tutkununun bir araya geldiği etkinlikte Entertech İstanbul Teknokent, global vizyonunu olası paydaşlara aktarma fırsatı buldu.

Entertech Helsinki

İstanbul Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa olarak iki Ar-Ge üniversitesinin ortak olduğu tek teknokent olma özelliği taşıyan Entertech İstanbul Teknokent, 2025 vizyonu olan globalleşme hedefleri doğrultusunda yenilikçi oyun girişimleri Core Studios, Pax Anima ve Game Actor ile 20-21 Kasım tarihlerinde dünya sahnesinde yer aldı. Entertech İstanbul Teknokent ile Slush’a katılan firmalar, etkinlik süresince potansiyel yatırımcılar ve iş ortaklarıyla bağlantı kurarak uluslararası pazarlara açılma fırsatı yakaladılar. Türkiye Cumhuriyeti Helsinki Büyükelçisi Deniz Çakar da Entertech standını ziyaret ederek, teknokentin faaliyetleri ve çalışmaları hakkında bilgi aldı.

Girişimcilik Ekosisteminin Nabzi Slush’ta Atıyor

Girişimciler ile yatırımcıları doğrudan bir araya getirerek, start-upların finansman bulmalarını kolaylaştıran Slush’a 5 binden fazla start-up, 3 binden fazla yatırımcı ve 250 medya mensubu katılıyor. Etkinlikte gerçekleştirilen pitch seansları ve birebir görüşmeler, erken aşama girişimciler için kritik yatırım anlaşmaları sağlıyor. Bu da girişimciler için güçlü fırsatlar doğuruyor. Bunun yanı sıra dünyanın dört bir yanından gelen katılımcılar sayesinde, girişimcilerin uluslararası ağlarını genişletmeleri için ideal bir ortam sunuluyor. Bu geniş ağ, iş ortaklıkları kurmayı, pazarlara daha hızlı ve etkili bir şekilde ulaşmayı mümkün kılıyor.

“Önemli networking olanakları sunuyor”

Ekosistemde mentorluk ve deneyim paylaşımının çok önemli olduğunun altını çizen Entertech İstanbul Teknokent Genel Müdürü Dr. Muhammed Kasapoğlu, “Girişimcilik yolculuğu inişli çıkışlı bir yolculuk, tam oldu derken strateji birden değişebiliyor. Bu nedenle girişimcilere yol göstericilerin olması, benzer yollardan geçmiş kişilerle bir araya gelmeleri,  onları mental olarak rahatlatıyor. Ayrıca girişimciler, sektörün önde gelen isimleriyle bir araya gelerek onlardan ilham alıyor” dedi.

Entertech olarak 2025 vizyonlarından birinin globalleşme ve firmalarını dünya sahnesinde tanıtma olduğunu kaydeden Kasapoğlu şunları söyledi: “Bu tür programlar bizler için önemli networking olanakları sunuyor. Slush, bir etkinlik olmaktan öte girişimcilik ekosistemini dönüştüren ve ileriye taşıyan önemli bir platform. Slush’ta yer alan etkinlikler güncel trendler ve teknolojiler alanında da bilgiler veriyor, katılımcılara farklı bakış açıları kazandırıyor.  Biz de yatırımcılarla ve diğer start-up kurucularıyla konuşarak Entertech İstanbul Teknokent’in faaliyetlerinden ve 2025 vizyonumuzdan bahsettik.”

Tedarik Zinciri 2025: Değişen Dünyada Yeni Trendler ve Stratejiler

Tedarik Zinciri 2025 Değişen Dünyada Yeni Trendler Ve Stratejiler Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Tedarik Zinciri 2025: Değişen Dünyada Yeni Trendler ve Stratejiler

Olgar ATASEVEN

Tedarik Zinciri 2025 Değişen Dünyada Yeni Trendler Ve Stratejiler Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem2024 yılı, aklımızda birçok ilginç ve tarihi olaylarla yerini almaya hazırlanıyor. Bu yıl, Türkiye’ye birebir yansımasa bile, Tedarik zinciri dünyasında hızlı değişimlerin yaşandığı bir dönem olarak akıllarda kalacak. Teknolojik yeniliklerin hızla hayatımıza girdiği, tüketici beklentilerinin sürekli değiştiği ve jeopolitik gelişmelerin stratejilere yön verdiği bir yıl oldu. Ancak, 2024’te yaşananlar yalnızca bir başlangıçtı. Şimdi, hepimizin aklındaki asıl soru şu: 2025 nasıl bir yıl olacak ve şimdiden bu değişimlere nasıl hazırlanmalıyız?

Tedarik zincirleri, yalnızca ürünlerin bir noktadan diğerine taşınması değil, aynı zamanda küresel ekonominin bel kemiğini oluşturuyor. 2024’te bu yapının ne kadar hassas ve aynı zamanda ne kadar dönüşebilir olduğunu hep birlikte gördük. Doğal afetlerden, ticaret savaşlarına kadar uzanan bir dizi olay, tedarik zincirlerini hem test etti hem de geliştirdi. Bu zorlu ama öğretici yılın ardından, geleceğe bakmanın ve trendleri bugünden anlamaya çalışmanın tam zamanı.

2025 yılı, tedarik zincirlerinde derinlemesine dönüşümün başlangıç yılı olacak. Yapay zeka, sürdürülebilirlik, blokzincir teknolojisi ve bölgesel üretim gibi konular, sadece teorik tartışmalar olmaktan çıkıp iş dünyasında somut sonuçlar yaratacak. Şirketler ve profesyoneller için bu trendleri anlamak ve stratejilerine entegre etmek, hem rekabet avantajı sağlamak hem de geleceğin belirsizliklerine karşı dayanıklı olmak adına kritik önem taşıyor. Şimdi gelin, 2025’te bizi bekleyen önemli trendleri birlikte keşfedelim ve bu değişimlere nasıl ayak uydurabileceğimize dair bazı fikirlerin tohumlarını şimdiden zihinlere atalım.

1. Yapay Zeka ve Makine Öğreniminin Derinlemesine Entegrasyonu

Teknolojinin iş dünyasında köklü değişimler yarattığı bir dönemdeyiz ve yapay zeka (AI) ile makine öğrenimi (ML), bu dönüşümün tam merkezinde yer alıyor. Tedarik zincirlerinde öngörü ve otomasyonu mümkün kılan bu teknolojiler, sadece operasyonel verimliliği artırmakla kalmıyor, aynı zamanda müşteri memnuniyetini üst düzeye taşıyarak iş dünyasında bir adım öne geçmenin anahtarı haline geliyor.

Öngörücü Analitik:
Yapay zeka (AI) ve makine öğrenimi (ML), talep tahminleri, stok yönetimi ve tedarik zinciri risk analizlerinde devrim yaratıyor. 2025’te bu teknolojiler, operasyonel kararları destekleyen daha öngörülü ve dinamik modeller sunacak.

Otonom Sistemler:
Depolama ve lojistik operasyonlarında kullanılan otonom robotlar ve araçlar, maliyetleri düşürürken iş süreçlerinin hızını ve doğruluğunu artıracak. Tedarik zinciri yönetiminde otomasyon, kritik bir avantaj haline gelecek.

Kişiselleştirilmiş Deneyimler:
AI, müşteri verilerini analiz ederek kişiselleştirilmiş ürün önerileri ve hizmetler sunacak. Bu, hem tedarik zinciri verimliliğini artıracak hem de müşteri sadakatini güçlendirecek.

Sürdürülebilirlik ve Çevresel Etki

Küresel iklim değişikliği ve artan çevresel farkındalık, tedarik zinciri yönetiminde sürdürülebilirlik konusunu vazgeçilmez hale getiriyor. Şirketler artık sadece kar odaklı değil, aynı zamanda çevresel sorumluluklarını da ön planda tutarak rekabet avantajı elde etmeye çalışıyor. Bu yeni yaklaşım, hem markaların itibarı hem de uzun vadeli başarıları için kritik önemde.

Karbon Ayak İzi Azaltma:
Şirketler, karbon emisyonlarını azaltmak ve çevresel etkilerini en aza indirmek için daha çevre dostu malzemeler ve enerji kaynakları kullanacak.

Şeffaflık ve İzlenebilirlik:
Tüketiciler, satın aldıkları ürünlerin tedarik zinciri boyunca izlenebilirliğini talep ediyor. Bu, şirketleri daha şeffaf süreçler benimsemeye yönlendirecek.

Döngüsel Ekonomi:
Kaynakların etkin kullanımı ve atıkların minimize edilmesi için döngüsel ekonomi modelleri yaygınlaşacak. Geri dönüştürülebilir malzemeler, değer zincirinde öncelikli hale gelecek.

Rezilence / Resilience (Dayanıklılık) ve Esneklik

Son yıllarda yaşanan jeopolitik çalkantılar, doğal afetler ve pandemiler, tedarik zincirlerinin kırılganlığını açıkça gösterdi. 2025, dayanıklılık ve esnekliğin şirketler için hayati önem kazandığı bir yıl olacak. Güçlü bir risk yönetimi ve farklı kaynaklara erişim stratejisi geliştirmek, beklenmedik zorluklara hazırlıklı olmanın anahtarıdır.

Çoklu Kaynaklı Tedarik:
2025’te, şirketler tek bir tedarikçiye bağımlılığı azaltarak çoklu kaynaklı tedarik modellerine yönelecek. Bu strateji, jeopolitik risklere ve doğal afetlere karşı esnekliği artıracak.

Güçlü Risk Yönetimi:
Siber güvenlik tehditlerinden doğal afetlere kadar geniş bir yelpazede riskleri yönetmek için daha kapsamlı stratejiler geliştirilmesi gerekecek.

Ağıl Tedarik Zinciri:
Ağıl tedarik zinciri modelleri, işbirliğini artırarak daha dinamik ve dayanıklı bir tedarik sistemi yaratacak.

Blokzincir Teknolojisi

Tedarik zincirlerinde şeffaflık, güvenlik ve izlenebilirlik taleplerinin arttığı bir çağda, blokzincir teknolojisi devrim yaratıyor. Bu teknoloji, süreçlerin güvenilirliğini artırırken, aynı zamanda taraflar arasındaki güveni pekiştiriyor. 2025, blokzincirin tedarik zinciri süreçlerinde yaygınlaştığı bir yıl olarak dikkat çekecek.

Şeffaflık ve Güvenlik:
Blokzincir teknolojisi, ürünlerin orijinalliğini doğrulamak ve tedarik zincirinde güvenliği artırmak için kullanılacak.

Akıllı Sözleşmeler:
Otomatikleştirilen sözleşmeler sayesinde tedarik süreçleri daha hızlı ve verimli hale gelecek. Bu, tedarik zincirindeki insan hatalarını ve gecikmeleri minimuma indirecek.

Bölgesel Tedarik Zincirleri

Küresel tedarik zincirlerinde yaşanan lojistik sorunlar ve artan maliyetler, bölgesel çözümleri daha cazip hale getiriyor. Yerel ve bölgesel tedarik zincirleri, hem maliyet avantajı sağlıyor hem de süreçleri hızlandırarak tedarik sürekliliğini garanti altına alıyor. 2025’te bu yaklaşımın giderek daha fazla benimsenmesi bekleniyor.

Yerel ve Bölgesel Üretim:
Küresel tedarik zincirlerindeki lojistik zorluklar, şirketleri yerel ve bölgesel üretime yönlendirecek. Bu, maliyetleri düşürürken tedarik sürelerini kısaltacak.

Gümrük ve Ticaret Engelleri:
Bölgesel tedarik zincirleri, ticaret savaşları ve gümrük tarifelerinin etkilerini en aza indirerek şirketlere daha güvenli bir model sunacak.

Sanal ve Artırılmış Gerçeklik

Teknolojinin sınırlarını zorlayan sanal ve artırılmış gerçeklik, tedarik zincirinde çalışanların eğitiminden lojistik operasyonların simülasyonuna kadar geniş bir yelpazede yenilikler sunuyor. Bu teknolojiler, hem maliyetleri düşürmek hem de süreçlerin etkinliğini artırmak için güçlü bir araç haline gelecek. 2025, bu uygulamaların daha yaygın bir şekilde kullanılmaya başladığı yıl olabilir.

Eğitim ve Operasyonel Simülasyonlar:
Çalışan eğitimi ve operasyon simülasyonları için sanal ve artırılmış gerçeklik teknolojileri daha sık kullanılacak.

Uzaktan Bakım ve Onarım:
Uzaktan erişimle gerçekleştirilen bakım ve onarım işlemleri, özellikle endüstriyel ekipmanların etkinliğini artıracak.

Şimdilik bu kadar yeterli. 2025 yılı, tedarik zincirlerinde gerçekten devrim niteliğinde değişimlerin yaşanacağı bir yıl olacak. Daha akıllı, daha sürdürülebilir ve çok daha esnek yapılar hayatımıza girecek. Bu değişimlerin beraberinde hem büyük fırsatlar hem de ciddi zorluklar getireceğini düşünüyorum. Şirketlerin bu trendleri yakından takip etmesi, sadece iş süreçlerini daha verimli hale getirmekle kalmayacak, aynı zamanda değişen müşteri beklentilerine uyum sağlayarak onları bir adım öne taşıyacak.

Tedarik zinciri alanında çalışan herkesin, 2025’e hazırlanırken stratejilerini bu yeni dinamikler doğrultusunda gözden geçirmesi gerektiğine inanıyorum. Değişime açık bir zihinle hareket etmek, bence bu dönemin anahtarı olacak. Sonuçta, gelecekte başarıyı yakalayanlar, değişime en hızlı ve en doğru şekilde uyum sağlayanlar olacak. Unutmayın, bu yolculukta kazananlardan biri olmak sizin elinizde! Dolayısı ile yatırımlarınızı planlarken ve gelecek yıl planlarını oluştururken bu trendleri atlamayın.

Tedarik Zinciri 2025 Değişen Dünyada Yeni Trendler Ve Stratejiler Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemOlgar ATASEVEN

Girişimci, İş İnsanı, Yazar, Konuşmacı

olgar.ataseven@profesia.com.tr

Satınalma Dergisi Aralık 2024, Yıl:12, Sayı:144 Yayında

Kapak Aralık 2024

Satınalma Dergisi Aralık 2024, Yıl:12, Sayı:144 Yayında.

Prof. Dr. Murat ERDAL (Editör)
editor@satinalmadergisi.com 


Değerli yöneticiler,

Satınalma dergisi 144. Sayı-Aralık 2024 sayımız yine dopdolu.

Değerli makaleleri ile katkı veren tüm yazar ailemize teşekkür ederim.

Sene Sonu Yoğunluklarımız Arttı

Aralık ayı ile birlikte gözden geçirme toplantıları, raporlamalar hız kazandı. Geçen sene belirlediğimiz hedeflerin muhasebesini yaparken, gelecek senenin stratejileri için hazırlıklarımızı sürdürüyoruz. 2025 yol haritası için verilerin toparlandığı dönemdeyiz. Ekipler olarak neyi, ne kadar başardığımızı ölçümlüyoruz. Dersler çıkartıyoruz. Yeni yıl projeleri için hala aksiyon alınmadıysa “sürdürülebilir tedarik” konusunun takvime yerleştirilmesini öneriyorum.

Sürdürülebilir Tedarik Kültürü Rekabetin Yönünü Değiştiriyor

Bu sayımızda ISO 20400 Sürdürülebilir Tedarik Standardı’na bir pencere açtık. AB başta olmak üzere stratejik pazarlarımızda rekabetin çıtası hayli yükseldi. Sürdürülebilirlik mevzuat gereklilikleri ve müşterilerin talepleri artıyor. Sürdürülebilirlik esaslı kriterler işin olmazsa olmazı haline geldi. Alıcılar, firmalarımızı, ürün ve hizmetlerimizi sadece kalite, fiyat ve teslimat kriterleri açısından değerlendirmekle kalmıyor. Kimlerle çalıştıklarını yakından tanımak istiyor. Alıcılar, şirketlerimizi çevre, sosyal ve yönetişim (ESG perspektifi) açılarından izliyor. Müşteriden başlayarak tedarik zinciri boyunca, uçtan uca sürdürülebilirlik anlayışı tabana yayılıyor. Satınalma bölümlerimize yeni görevler yüklüyor.

ISO 20400 Sürdürülebilir Tedarik Standardı ile Yeni Bir Sayfa Açılıyor

ISO 20400 konusunda en hızlı hareket edenler, ihracat odaklı şirketlerimiz.

Müşteri tedarik portalında yer alan “sürdürülebilir tedarikçi gereklilikleri” firmalarımıza rehberlik ediyor. Şirketlerimiz de müşterisinden öğrendiklerini kendi tedarikçi ekosistemine adapte ediyor. Değer zinciri içerisinde yer alan tüm paydaşlar; Tedarikçi ESG Programları, tedarikçi sürdürülebilirlik ratingleri, Kapsam 3 Tedarikçi Sera Gazı Emisyon Hesaplamaları vb. faaliyetlere odaklanmış durumda.

Dış ticaretimizin artması için büyük küçük tüm şirketlerimizin sürdürülebilir tedarik stratejilerini gündeme alması gerektiğine inanıyorum. İlerleyen sayılarımızda sürdürülebilir tedarik konusunu derinlemesine incelemeye devam edeceğiz.

Eğitim Programları

Satınalma ve tedarikçi performans değerlendirme eğitimlerinden pazarlık tekniklerine, maliyet ve gider analizinden sürdürülebilir tedarik zinciri eğitimine kadar uygun fiyatla eğitim hizmetleri sunuyoruz.

Eğitim kataloğumuzu indirerek şirketiniz için en doğru eğitimi alabilirsiniz. Eğitim alan firmalarımıza 6.000 TL değerinde (10 kişiye kadar) 1 yıllık öğrenme platformu hediye ediyoruz.

Satınalma Ekibinizin Mesleki Gelişimi İçin Adım Atın.

Departman olarak dergi arşivine (144 sayı), e-kitap, sektör raporları ve gelecek bir yıl boyunca 12 sayıya erişim sağlayın. Dijital dergi aboneliği için https://satinalmadergisi.com/dijital-islem-merkezi/ sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

Keyifli okumalar,

Prof. Dr. Murat ERDAL (Editör)

Satınalma ve Tedarik Zinciri Yöneticilerinin Dergisi - Aralık 2024 Sayı:144 Yıl:12
Satınalma ve Tedarik Zinciri Yöneticilerinin Dergisi – Aralık 2024 Sayı:144 Yıl:12

Sektör Sohbetlerinde Konuğumuz, Pluxee Türkiye Satın Alma Müdürü Sn. Begüm Gürlük

Satın Alma Yönetici Röportajı

MESLEKİ RÖPORTAJ:

Prof. Dr. Murat Erdal ile Sektör Sohbetlerinde Konuğumuz,  Pluxee Türkiye Satın Alma Müdürü Sn. Begüm Gürlük

Sn. Begüm Gürlük’le satın alma ve tedarik zinciri iş çevresini değerlendireceğiz. Hemen başlayalım.

Sn. Begüm Gürlük kimdir?  Kısaca sizi tanıyabilir miyiz?

Sn. Begüm GÜRLÜK - Pluxee Türkiye Satınalma Müdürü
Sn. Begüm GÜRLÜK – Pluxee Türkiye Satınalma Müdürü

Profesyonel kariyerime 25 yıl önce turizm sektöründe satış ve pazarlama alanında başladım; yurt içi ve yurt dışında birçok kurumsal etkinlik gerçekleştirdim. Ayrıca lüks segment şehir otellerinde de satış yöneticiliği görevlerinde bulundum.

Hizmet sektöründe yaklaşık 13 yıl görev yaptıktan sonra son 12 yıldır satın alma alanında kariyerimi sürdürüyorum. Bu süreçte önce Turkcell’de, son 4 yıldır da Pluxee Türkiye’de satın alma departman yöneticisi olarak çalışmaya devam ediyorum. Uçtan uca tüm satın alma süreçlerinden sorumlu olduğum Pluxee Türkiye’de, özellikle dijitalleşme ve sürdürülebilirlik başlıklarında projelerimizi hayata geçirdiğimiz yoğun bir dönem içerisindeyiz. Şirket olarak en önemli önceliklerimiz arasında “sürdürülebilirlik, çeşitlilik ve kapsayıcılık politikalarımızla topluma ve çevreye katkımızı güçlendirmek” yer alıyor.

Pluxee, çalışan yan hakları, teşvik ve ödüllendirme, harcama yönetimi ve kurumsal hediye hizmetleri alanlarında çözüm sunan ve bu alanlarda hizmet ağını oldukça geliştirmiş global bir firma. Bizler de satın alma birimi olarak şirket hedeflerimize katkı sağlamak üzere çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

Pluxee sektörün köklü markası. Yakından tanımak adına kısaca Pluxee’nin faaliyet alanları; ürün ve hizmetleri hakkında bilgi alabilir miyiz?

Pluxee, 29 ülkede, 37 milyon tüketiciye hizmet sunan ve 24 milyar euro iş hacmi ile faaliyet gösteren küresel bir marka. Pluxee Türkiye olarak biz ise her gün 120 binden fazla hizmet noktasında, 30 bin firma ve 1,5 milyon çalışanın günlük hayatına dokunurken; çalışan yan hakları, teşvik, ödüllendirme ve harcama yönetimi alanlarında iş hayatının nabzını tutuyoruz, iş ortaklarımıza rehberlik ediyoruz.

1993’te Sodexo adıyla ve yemek çeki ile başlayan yolculuğumuz, kullanıcıların, ürün ve hizmetleri kullanım alışkanlarına yönelik en uygun deneyimi sunmak amacıyla önce yemek kartına sonra da mobil karta dönüştü. Bugün gelinen noktada ise çalışan deneyimi ve yan haklar dünyasına yepyeni bir bakış açısı getirmek amacıyla çalışanların değişen ihtiyaçlarına daha iyi karşılık verebilmek için kimliğimizi ve sunduğumuz ürün ve fırsatları değiştirdiğimiz, çalışan deneyimine odaklanan bir HR-tech markasına dönüşmüş bulunuyoruz. Artık kendimizi “Çalışanı mutlu etmek için çalışan” bir marka olarak tanımlıyoruz.

Pluxee’nin hikayesi ve özü ismimizde saklı aslında. ‘Plux’ pozitifliği, yani hayatı daha keyifli hale getirme fırsatlarını temsil ederken aynı zamanda da yaratılan artı değere atıfta bulunuyor. ‘X’, kişiselleştirilmiş ve sürdürülebilir deneyimleri, yani çalışanlar için ekstra değer yaratma ve tüm paydaşlarına öncelik verme taahhüdünü sembolize ediyor. Sondaki “ee” harfleri ise “employee engagement” yani çalışan bağlılığını, bizim faaliyet alanımızı temsil ediyor.

Öncelikle satın alma yöneticiliği üzerine konuşalım… Bugünün piyasa koşulları ve rekabet ortamının getirdiği zorluklar nelerdir?

Öncelikli olarak içinde bulunduğumuz jeopolitik şartlar, iş dünyasını zorlayan ve farklı stratejiler geliştirilmesine sebep olan kritik bir konu. Rekabet gücünü etkileyen bir diğer unsur ise elbette ekonomik belirsizlikler. Bunun yanı sıra yenilikçi teknolojilerin hızla gelişmesi ve işletmelerin bu değişimlere uyum sağlamasının aynı hızda olmaması da bazı sektörler açısından zorlayıcı olabiliyor. Tabii çevresel krizlerin de getirdiği zorlukları, zorunlulukları unutmamak lazım. Bu zorlukların sektörlere göre değişen ağırlıkta etkileri var. Bizlerin de satın alma süreçlerini yönetirken, kendi ekosistemimizdeki zorlukların farkında olması, riskleri minimize etmeye çalışarak ilerlemesi çok önemli. Bu sebeple üzerinde durduğumuz en kritik konulardan biri de satın almada risk yönetimi. Risk yönetiminin yanı sıra, şirketlerin büyüme ve karlılık odaklarının da giderek önem kazandığı bir dönemdeyiz. Bu bağlamda verimlilik, tüm departmanların öncelikli gündem maddelerinden biri haline geldi. Verimliliği en üst düzeye çıkarmak içinse yeni teknolojiler artık en büyük yardımcımız. AI gibi yenilikçi araçlar, işlerimizin dış kaynaklardan iç kaynaklara kaydırılmasına, süreçlerin daha hızlı ve kolay bir şekilde yönetilmesine olanak sağlamaya başladı. Bu yüzden, şirketlerin bu yeni teknolojileri takip etmelerini ve verimlilik artırıcı çözümler geliştirmelerinin kritik öneme sahip olduğunu düşünüyorum.

Satın Alma Yönetici Röportajı

Son dönemde satın alma iş çevresinde değişen faktörler nelerdir?

Satın alma iş çevresinde gözlemlediğimiz değişen faktörlerin başında yeni düzenlemeler, yönetmelikler geliyor. Hızlı bir şekilde satın alma süreçlerinin daha şeffaf ve etik olmasını sağlayacak düzenlemeler hayata geçiyor. Bunun haricinde, ekonomik şartlara bağlı olarak hem iç paydaşların hem de hizmet sağlayıcıların değişen taleplerini karşılayabilmek için satın alma stratejileri de değişiyor. Enflasyon, döviz kurları satın alma planlamasını ve alınan aksiyonları şekillendiriyor.

Sürdürülebilirliğin giderek daha fazla ön plana çıkmasıyla birlikte, sosyal sorumluluk anlayışı ve politikaları da değişiyor. Artık, firmaların sadece ticari çıkarlar veya tanıtım amacıyla gerçekleştirdikleri projeler beklenen etkiyi yaratmakta yetersiz kalıyor. Bu bağlamda, çevre dostu, toplumsal farkındalığı artırıcı, eşitlikçi, etkisi ölçülebilir ve sürdürülebilir projelerin hayata geçirilmesi kaçınılmaz hale geldi. Bu durumun, satın alma kararlarımızı, iş ortakları seçimimizi ve genel stratejimizi önemli ölçüde etkilediğini ve değiştirdiğini düşünüyorum.

Sektörde gözlemlediğiniz ne gibi trendler var?

Yapay zeka ve otomasyon tüm sektörlerde olduğu gibi satın alma alanında da fark yaratıyor diyebilirim. Satın alma süreçlerini yönetirken yapay zeka (AI) ve otomasyon teknolojilerinin kullanımı giderek yaygınlaşıyor. Bu teknolojiler, veri analizi ve karar alma süreçlerini hızlandırarak verimliliğin artmasını sağlıyor. Satın alma, pazarlık yapan birim olmaktan artık çok uzak. Şirket stratejileri oluşturulurken veriye dayalı ortak hedeflerin belirlendiği çerçevede satın alma da kritik rollerden birine sahip.

Kurumsal pazarda yer alıyorsunuz ve müşterileriniz son derece sorgulayıcı.  Satın alma yöneticilerine bu noktada önemli görevler düşüyor değil mi?

Kesinlikle. Müşterilerine kurumsal çözümler sunan global bir firmanın parçası olarak belli kriterlere uymamız ve beklentileri karşılamamız gerekiyor. Bu beklentilerin başında elbette kullanıcı dostu, dijital çözümler sunmamız ve hizmetin kapsayıcılığının geniş olması geliyor. Bunların yanı sıra müşterilerimiz artık sürdürülebilirlik konusunda çalışmalar yapan çevre dostu firmalarla çalışmak istiyor ve bu alanda oldukça uzun ve detaylı anketler paylaşılıyor. Satın almaya yönlendirilen sorular arasında çalıştığımız tedarikçilere ilişkin sorular mevcut. Bu sebeple biz de tedarikçilerimizi seçerken çeşitlilik, çevre, eşitlik gibi başlıklarda araştırmalar yaparak ilerliyoruz.

Satın alma planlamalarında nelere dikkat ediyorsunuz?

Pluxee’de ekip olarak satın alma planlama sürecini, her aşamadan daha önemli buluyoruz çünkü doğru bir planlama; şirketimizin kaynaklarını etkin ve verimli bir şekilde yönetebilmemize yardımcı oluyor. İhtiyaç analizi ve satın alma için ayrılacak bütçenin doğru şekilde planlanması, maliyetlerin kontrol altında tutulması açısından oldukça önemli. Planlama aşaması, yalnızca maliyetleri optimize etmemize değil, aynı zamanda tedarik zinciri, kalite yönetimi ve stratejik hedeflerle uyumlu ürün veya hizmet temin etmemize de etki ediyor. Güvenilir ve kaliteli tedarikçiler seçmek, satın alma sürecinin başarısını belirleyen faktörlerden bir diğeri. Sözleşme yönetimi ve planlama aşamasında risk yönetimi de üzerinde dikkatle durduğumuz başlıklar arasında yer alıyor.

Satın alma iş çevresinde olmazsa olmaz takip ettiğiniz performans göstergeleri (KPI) nelerdir?

Toplam tedarik maliyeti, maliyet tasarrufu, ayrılan bütçelere göre elde edilen tasarruf, talep ile sipariş arasındaki süre, toplam envanter değeri, yatırım getirisi (ROI), teslim süresi, tedarikçi sayısı, ödeme vadeleri, tedarikçi kalite derecelendirmesi, Hizmet Seviyesi Anlaşmaları (SLA) takip ettiğimiz önemli göstergeler arasında yer alıyor.

Kontrat yöneticiliği mesleğin stratejik yönlerinden bir tanesi. Kontrat yönetiminde satınalmanın üzerine düşen sorumluluklar nelerdir?

Kontratların hazırlanması ve müzakeresi, satın alma departmanının temel görevleri arasında yer alıyor. Satın alma ekibi, ilgili tüm sözleşmelerin doküman yönetimi programı içinde akışını yönetmekle sorumlu. Sözleşme hazırlanmasından imzaların tamamlanıp arşivlenmesine kadar her adımın dikkatle takip edilmesinin çok kıymetli ve gerekli olduğunu düşünüyorum. Bu sürede elbette olası riskleri ön görüp sözleşmede gerekli aksiyonları almak da bir diğer sorumluluk.

Son bir soru daha. Tedarikçilerle müzakereler, ticari pazarlıklar işimizin doğası. Pazarlık masasında kendinizi nasıl tanımlarsınız? Müzakere stiliniz; çözüm odaklı, sakin, yapıcı ya da agresif?

Bu zor bir soru.  Tarafların önceliklerine ve konumlarına göre farklı yaklaşımların ortaya konulması gerektiğini düşünüyorum. Elbette çözüm odaklı ve yapıcı bir yaklaşımda olmayı her zaman önceliklendiriyorum.

Satın Alma Yönetici Röportajıİş birimleriyle yakın çalışarak farklı alanlardaki hizmetlerin detayına daha fazla hakim olmamız ve bu alanlarda uzmanlığımızın oluşması da pazarlık aşamasında satın alma ekibinin daha güçlü ve kararlı olmasına katkı sağlıyor.

Bu güzel sohbet için teşekkür ederim.
Editör – Prof. Dr. Murat Erdal
editor@satinalmadergisi.com

ENTERTECH İstanbul Teknokent, Bir Kez Daha Türkiye’nin En İyi TGB’leri Arasında

Entertech En İyi Tgb

ENTERTECH İstanbul Teknokent Türkiye’nin En İyi TGB’leri Arasında 4. Oldu

İstanbul Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa olarak iki Ar-Ge üniversitesinin paydaş olduğu tek Teknokent olma özelliği taşıyan Entertech İstanbul Teknokent, Teknoloji Geliştirme Bölgeleri (TGB) Performans Endeksi’ne göre Türkiye’nin en iyi teknokentleri arasında 4’üncü, İstanbul’daki Teknokentler arasında ise 2’nci sıraya yükseldi.

Entertech En İyi Tgb

Entertech İstanbul Teknokent, Teknoloji Geliştirme Bölgeleri (TGB) Performans Endeksi’nde istikrarlı yükselişini sürdürüyor. T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından açıklanan 2022 yılı TGB Performans Endeksi’ne göre, İstanbul Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa’nın ortak teknokenti olan Entertech İstanbul Teknokent, Türkiye’nin en iyi teknokentleri arasında 4’üncü oldu. İstanbul’daki teknokentler arasında ise 2’nci sırada yer alan Entertech İstanbul Teknokent, bu başarısıyla yıllar içindeki yükselişini bir kez daha kanıtladı. Entertech, TGB Endeksi’nin 2018’deki listesinde 17’nci, 2019’da 14’üncü, 2020’de 11’inci ve 2021’de 5’inci sırada yer almıştı.

Değerlendirilen endeks bileşenleri arasında finansman, teşvikler, altyapı, Ar-Ge faaliyeti, kuluçka faaliyetleri, teknoloji transferi ve iş birliği faaliyetleri, kurumsallaşma, sürdürülebilirlik ve ekosistem geliştirme çalışmaları, teknolojik ürün yatırımları, Ar-Ge çıktıları, fikri mülkiyet, Ar-Ge sonuçları ve uluslararasılaşma çalışmaları yer alıyor.

Akademik Ortaklıklarla İnovasyon Hız Kazanıyor

Entertech’e bu başarıyı getiren en önemli faktörler arasındaysa, güçlü fikri mülkiyet yönetimi, akademik ortaklıklar, geniş işbirliği ağı, girişimcilik programları ve katma değer yaratan firmalar öne çıkıyor. Ar-Ge ve inovasyon alanındaki çalışmalarını desteklemek amacıyla güçlü bir fikri mülkiyet yönetim sistemine sahip olan Entertech İstanbul Teknokent, bünyesinde faaliyet gösteren şirketlerin geliştirdikleri teknolojileri koruma ve ticarileştirme süreçlerinde önemli avantajlar sunuyor. Özellikle, Türkiye’nin iki köklü üniversitesi olan İstanbul Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa ile olan ortaklık, akademik bilgi birikiminin sanayi ile buluşmasını sağlayarak inovasyon sürecini hızlandırıyor.

Fikirden Pazara Kapsamlı Destek

Entertech İstanbul Teknokent’in geniş paydaş ağı ve etkili işbirliği platformu, finansal teknolojiler, oyun teknolojileri, gıda ve tarım teknolojileri gibi dikeylerin ihtiyaçlarını gözeterek kurguladıkları yurt dışı programları girişimcilere güçlü iş birlikleri kurma fırsatı sunuyor. Tüm seviyelere hitap eden girişimcilik programları sayesinde yenilikçi iş fikirleri destekleniyor. Hem yurt içi hem de yurt dışı için kurgulanan programlar, girişimcilerin iş fikirlerini geliştirmeleri, yatırımcılarla buluşmaları ve pazara giriş süreçlerinde rehberlik almalarını sağlıyor.

Entertech İstanbul Teknokent’in bünyesinde faaliyet gösteren firmalar, yüksek katma değerli ürün ve hizmetler geliştirerek hem ekonomik büyümeye hem de sürdürülebilir kalkınmaya katkıda bulunuyor. Türkiye’nin öncü teknoparkları arasında yer alan Entertech, Ar-Ge, inovasyon ve girişimcilik alanlarında sunduğu imkanlarla ülke ekonomisine değer katmaya devam ediyor.

“Rekabet gücümüzü artırıyoruz”

Dr.muhammed Kasapoğlu GörselKonuya ilişkin açıklama yapan Entertech Genel Müdürü Dr. Muhammed Kasapoğlu, “Türkiye’deki teknoloji ekosisteminin genel durumu oldukça dinamik. Son yıllarda yapılan yatırımlar ve teşvikler sayesinde teknoloji ve inovasyon alanında önemli ilerlemeler kaydedildi. Özellikle sürdürülebilirlik, mali performans, üniversite-sanayi iş birliği ve patent verileri gibi kriterler, ekosistemin sağlıklı bir şekilde büyüdüğünü ortaya koyuyor.Bu başarılar, Türkiye’nin teknoloji alanında sadece tüketici değil, aynı zamanda üretici bir ülke olma yolunda önemli adımlar attığını gösteriyor. Kurumunuzun bu ekosistemdeki yeri ve katkısı da oldukça değerli” dedi.

Entertech’in Teknoloji Geliştirme Bölgeleri (TGB) Endeksi’nde 4’üncü sırada yer almasının şirketin Ar-Ge ve inovasyon alanındaki başarısını ve etkinliğini gösterdiğini kaydeden Kasapoğlu sözlerine şöyle devam etti: “Bu sıralama, Entertech’in Türkiye’deki teknoloji geliştirme bölgeleri arasında önemli bir konuma sahip olduğunu ve rekabet gücünü artırdığını ifade ediyor. Biz bu başarımızı, nitelikli firmalarımız sayesinde teknokentimizin vizyonunu ve misyonunu gerçekleştirme yolunda önemli bir adım olarak değerlendiriyoruz. Entertech olarak milli teknoloji hamlesi kapsamında sürdürebilir kalkınma hedefleri için durmadan çalışmaya ve üretmeye devam edeceğiz. Ülkemizi teknoloji ve Ar-Ge alanında daha da ileriye birlikte taşıyacağız.”

Tgb Liste

İşçi İş Seyahatinde Yaptığı Harcamalardan Elde Ettiği Bonus Milleri İşverene İade Etmek Zorunda mıdır?

İşçi İş Seyahatinde Yaptığı Harcamalardan Elde Ettiği Bonus Milleri İşverene İade Etmek Zorunda Mıdır Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

İşçi İş Seyahatinde Yaptığı Harcamalardan Elde Ettiği Bonus Milleri İşverene İade Etmek Zorunda mıdır?

Lütfi İNCİROĞLUİşçi İş Seyahatinde Yaptığı Harcamalardan Elde Ettiği Bonus Milleri İşverene İade Etmek Zorunda Mıdır Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Uygulamada işverenler iş ilişkisi kapsamında işçileri mutat çalışma yeri dışında başka bir yere geçici olarak görevlendirebilmektedirler. Bu kapsamda yurt içi ya da yurtdışına iş seyahatleri dolayısıyla gönderilen işçilerin bir takım zorunlu giderlerinin karşılanması da gerekmektedir. Örneğin yurtiçi görevlendirmelerde yol, yemek ve konaklama giderleri yurtdışı görevlendirmelerde ise, pasaport harcı, yurtdışı çıkış harcı, vize ücreti, seyahat sağlık sigortası, uçak bileti,  yemek ve otel ücretleri şehir içi toplu taşım ya da taksi ücretleri gibi giderler işin görülmesinin gerektirdiği giderler olarak değerlendirilmekte ve bu giderlerin işverence karşılanması gerekmektedir. Nitekim işverenin iş seyahatine katlanma borcu vardır[1].

İşverenin giderlere katlanma borcu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 414 ila 416 ncı maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre, “İşveren, işin görülmesinin gerektirdiği her türlü harcama ile işçiyi işyeri dışında çalıştırdığı takdirde, geçimi için zorunlu olan harcamaları da ödemekle yükümlüdür.

Yazılı olarak yapılmış bir hizmet veya toplu iş sözleşmesinde, bizzat işçi tarafından karşılanması kararlaştırılan harcamaların, işçiye götürü biçimde günlük, haftalık veya aylık olarak ödenmesi öngörülebilir. Ancak bu ödeme, zorunlu harcamaları karşılayacak miktardan az olamaz.

Zorunlu harcamaların kısmen veya tamamen işçi tarafından bizzat karşılanmasına ilişkin anlaşmalar geçersizdir (m.414). İşçinin yapmış olduğu giderlerden doğan alacağı, daha kısa bir süre kararlaştırılmamışsa veya yerel âdet yoksa, her defasında ücretle birlikte ödenir. İşçi, sözleşmeden doğan borçlarını yerine getirmek için düzenli olarak masraf yapıyorsa, kendisine en az ayda bir olmak üzere belirli aralıklarla uygun bir avans verilir (m.416).

Elbette ki işverenin giderlere katlanma borcu işin görülmesi ile sınırlıdır. Başka bir anlatımla, işin görülmesinin gerektirdiği harcamalar işçinin iş sözleşmesi ile üstlendiği işin ifasıyla doğrudan bağlantılı olmalıdır. Bu harcamalar yapılmadan da işin görülmesi mümkün olmamalıdır.  Ancak hemen ifade etmemiz gerekirse, işçi de iş seyahati dolayıyla yapacağı harcamalarda iyiniyet kurallarına, sadakat ve özen borcuna uygun davranmalıdır.

Peki, işçi iş seyahati dolayısıyla elde ettiği bir takım menfaatleri işverene devretmekle yükümlü müdür? Örneğin havayolu şirketleri tarafından sunulan bonus miller bunların başında gelmektedir. Çünkü elde edilen bonus miller ile kişilerin sonradan ücretsiz yolculuk yaparak menfaat elde etmeleri mümkün olabilmektedir. Türk Borçlar Kanunu’nun teslim ve hesap verme başlıklı 397 nci maddesine göre, “İşçi, üstlendiği işin görülmesi sırasında üçüncü kişiden işveren için aldığı şeyleri ve özellikle paraları derhâl ona teslim etmek ve bunlar hakkında hesap vermekle yükümlüdür. İşçi, hizmetin ifasından dolayı elde ettiği şeyleri de derhâl işverene teslim etmekle yükümlüdür”. Öyleyse, işçiye iş seyahatleri dolayısıyla havayolu şirketleri tarafından sunulan bonus miller işverene devredilmeli, şayet bu mümkün değilse bir sonraki iş seyahatinde kullanmalıdır.

Bunun dışında belirli bir marka, hizmet ya da ürüne bağlılığı artırmak amacıyla, ilgili ürünü satın alan müşterilere sağlanan bir takım indirim, kupon ve eşantiyon gibi bağlılık primi adı altında elde edilen menfaatler de bulunmaktadır. Bağlılık primleri özellikle, iş seyahatlerinde belirli bir otel zincirinde konaklama, belirli restoran ve kahve zincirlerini tercih etmek suretiyle elde edilmektedir. Ancak bağlılık primlerinin yasal açıdan işverene devredilmesi gerekmekteyse de bu her zaman mümkün olmayabilir. Çünkü, bonus miller ya da bağlılık primleri gerçek kişilerin kampanyaya katılımına izin vermekte ve başkalarına devrini yasaklamaktadırlar. Böylesi bir durumda bonus miller ve bağlılık primleri bir sonraki iş seyahatinde kullanması gerekir[2].

Sonuç olarak işçi, teslim ve hesap verme borcu kapsamında işveren adına üstlendiği işin görülmesi sırasında elde ettiği menfaatleri derhal işverene teslim etmekle yükümlüdür (TBK m.397). Örneğin işçinin iş seyahatleri dolayısıyla havayolu şirketleri tarafından sunulan bonus mil ya da bağlılık primlerini (belirli bir marka, hizmet ya da ürüne bağlılığı artırmak amacıyla, ilgili ürünü satın alan müşterilere sağlanan her türlü indirim, kupon eşantiyon vb. avantajlar) işverene devretmesi gerekir.

İşçi İş Seyahatinde Yaptığı Harcamalardan Elde Ettiği Bonus Milleri İşverene İade Etmek Zorunda Mıdır Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemBu mümkün değilse, bir sonraki iş seyahatinde kullanması gerekir. Ancak işveren bonus mil, puan, indirim, kupon ve benzeri avantajların kullanımından işçi lehine feragat etmişse ya da bu hususta iş sözleşmesi ya da iç yönetmeliklerde düzenleme yapılmışsa işçinin teslim ve hesap verme yükümlülüğü ortadan kalkacaktır.

Lütfi İNCİROĞLU

[1] Geniş Bilgi İçin ÖZKARACA, Ercüment/HACIOĞLU ÇALIŞKAN, Arzu, İşverenin İş Seyahatine İlişkin Giderlere Katlanma Borcu, SİCİL, Yıl 2024, Sayı 51, s.77 vd.

[2] ÖZKARACA/HACIOĞLU ÇALIŞKAN,  İşverenin İş Seyahatine İlişkin Giderlere Katlanma Borcu, s.88 vd.