KOBİ Tanımında Değişiklik Yapıldı

Kobi̇ Tanımında Değişiklik Yapıldı
KOBİ Tanımında Değişiklik Yapıldı

KOBİ Tanımında Değişiklik Yapıldı

Kobi̇ Tanımında Değişiklik Yapıldı
KOBİ Tanımında Değişiklik Yapıldı

7/8/2025 tarihli ve 32979 sayılı Resmi Gazete’de “Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik (Karar Sayısı: 10182)“ yayımlandı.

Bu Yönetmelik ile Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin (KOBİ) tanım ve sınıflandırılmasında esas alınan “yıllık net satış hasılatı veya mali bilanço” üst sınırı  yeniden belirlenmiştir.

1) KOBİ Tanımı:

Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler Yönetmeliği‘nin “Tanımlar ve kısaltmalar” başlıklı 4 üncü maddesinde yapılan değişiklikle, KOBİ tanımında yer alan “yıllık net satış hasılatı veya mali bilanço” üst sınırı, 500 milyon TL’den 1 milyar TL’ye çıkarılmıştır.

Buna göre yeni KOBİ tanımı aşağıdaki şekildedir:

Küçük ve orta büyüklükte işletme (KOBÎ): Yıllık çalışan sayısı ikiyüzelli kişiden az olan yıllık net satış hasılatı veya mali bilançosundan herhangi biri bir milyar Türk Lirasınıaşmayan işletmeleri,

2) KOBİ Sınıflandırması

Aynı Yönetmeliğin “KOBİ’lerin sınıflandırılması“ başlıklı 5. maddesinde yapılan değişiklikle birlikte, orta büyüklükteki işletme tanımında yer alan mali sınır da 500 milyon TL’den 1 milyar TL’ye yükseltilmiştir.

Diğer sınıflarda ise herhangi bir değişiklik yapılmamıştır. Bu durumda işletmelerin sınıflandırılması aşağıdaki gibi olmaktadır.

İşletme Türü Yıllık Çalışan Sayısı Yıllık Net Satış Hasılatı veya Mali Bilanço Üst Sınırı
Mikro İşletme 10’dan az 10 milyon TL’ye kadar
Küçük İşletme 50’den az 100 milyon TL’ye kadar
Orta Büyüklükte İşletme 250’den az 1 milyar TL’ye kadar


3) Diğer Hususlar

  • İşletmenin sınıfı ve KOBİ niteliği, son hesap dönemine ait çalışan sayısı ve mali veriler esas alınarak belirlenir. KOBÎ niteliği belirlenirken dikkate alınan kriterlerden herhangi birini, son iki hesap dönemine ait verileri ile aşan işletmeler KOBÎ niteliğini kaybeder.
  • Çalışan sayısı, yıllık iş birimi (YİB) esas alınarak hesaplanır; çıraklar ve stajyerler bu hesaba dahil edilmez. (Yıllık iş birimi (YÎB): işletmede bir takvim yılı içerisinde hizmet akdi ile çalıştırılanların prim gün sayıları toplamının üçyüzaltmışa bölünmesi ile elde edilen sayıyı, ifade eder.)
  • Bilanço esasına göre defter tutmayan işletmelerde sadece çalışan sayısı dikkate alınır.

Laboratuvar Hizmet Alımı İhalesinde Katalogda Görünmeyen Özellikler İçin Demonstrasyon Yapılması?

Laboratuvar Hizmet Alımı İhalesinde Katalogda Görünmeyen özellikler İçin Demonstrasyon Yapılması Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Laboratuvar Hizmet Alımı İhalesinde Katalogda Görünmeyen Özellikler İçin Demonstrasyon Yapılması?

Mehmet ATASEVER

Simdata Danışmanlık Y.K. Başkanı

Laboratuvar Hizmet Alımı İhalesinde Katalogda Görünmeyen özellikler İçin Demonstrasyon Yapılması Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündemİtirazen Şikayet Konusu; Başvuru sahibinin dilekçesinde özetle; Teknik Şartname’nin 12’nci maddesinde, cihazların mikroskobi ve kimyasal kısımlarında ayrı ayrı barkot okuyucu sistemine sahip olması gerektiğinin düzenlendiği, komisyon kararında firmalarının teknik şartnameye verdiği cevapta her iki kısımda da barkot okuyucu sistem bulunduğunu beyan ettiklerinin kabul edildiği, ancak ihale komisyonunun katalog üzerinden yaptığı değerlendirmede, bu özelliğin yalnızca kimyasal kısımda olduğu sonucuna vararak teknik açıdan değerlendirme dışı bırakıldıkları, oysa katalogların cihazların tüm teknik özelliklerini ayrıntılı şekilde içermeyen özet bilgiler içerdiği, cihazlarının hem mikroskobi hem de kimyasal kısımlarında barkot okuyucu sisteminin bulunduğu, aktif olarak kullanılan kamu kurumlarından alınan fotoğraflar ve demo gösterimiyle açıkça ortaya konulabileceği, teknik değerlendirme yapılırken yalnızca katalog bazlı değerlendirme yerine demonstrasyon talebi ile cihazın gerçek özelliklerinin incelenmesi gerektiği, aktif hizmet verilen bir kamu hastanesi laboratuvarında yer alan çift barkod okuyuculu sisteme ait görsellerin de idareye sunulmasına rağmen idarece itirazlarının kabul edilmediği iddialarına yer verilmiştir.

 

Güncel Kamu İhale Kurulu Kararına Göre;

 

Yapılan inceleme ve tespitler neticesinde; 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun “Temel ilkeler” başlıklı 5’inci maddesinde “İdareler, bu Kanun’a göre yapılacak ihalelerde; saydamlığı, rekabeti, eşit muameleyi, güvenirliği, gizliliği, kamuoyu denetimini, ihtiyaçların uygun şartlarla ve zamanında karşılanmasını ve kaynakların verimli kullanılmasını sağlamakla sorumludur.” hükmü, Aynı Kanun’un “Şartnameler” başlıklı 12’nci maddesinde “İhale  konusu mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin her türlü özelliğini belirten idari ve teknik şartnamelerin idarelerce hazırlanması esastır. Ancak, mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin özelliği nedeniyle idarelerce hazırlanmasının mümkün olmadığının ihale yetkilisi tarafından onaylanması kaydıyla, teknik şartnameler bu Kanun hükümlerine göre hazırlattırılabilir. İhale konusu mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin teknik kriterlerine ihale dokümanının bir parçası olan teknik şartnamelerde yer verilir. Belirlenecek teknik kriterler, verimliliği ve fonksiyonelliği sağlamaya yönelik olacak, rekabeti engelleyici hususlar içermeyecek ve bütün istekliler için fırsat eşitliği sağlayacaktır. Teknik şartnamelerde, varsa ulusal ve/veya uluslararası teknik standartlara uygunluğu sağlamaya yönelik  düzenlemeler de yapılır. Bu şartnamelerde teknik özelliklere ve tanımlamalara yer verilir. Belli bir marka, model, patent, menşei, kaynak veya ürün belirtilemez ve belirli bir marka veya modele yönelik özellik ve tanımlamalara yer verilmeyecektir. Ancak, ulusal ve/veya uluslararası teknik standartların bulunmaması veya teknik özelliklerin belirlenmesinin mümkün olmaması hallerinde “veya dengi” ifadesine yer verilmek şartıyla marka veya model belirtilebilir.” hükmü,

Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliği’nin “Teknik Şartname” başlıklı 16’ncı maddesinde “(1) İşin teknik ayrıntılarını ve şartlarını gösteren bir teknik şartname hazırlanarak ihale dokümanına dâhil edilir. Teknik şartnamelerde belirlenecek teknik kriterlerin, verimliliği ve fonksiyonelliği sağlamaya yönelik olması, rekabeti engelleyici hususlar içermemesi ve bütün istekliler için fırsat eşitliği sağlaması zorunludur. Bu şartnamelerde yerli isteklilerin katılımını engelleyici düzenlemelere yer verilemez. (2) Teknik şartnamede, varsa ulusal ve/veya uluslararası teknik standartlara uygunluğu sağlamaya yönelik düzenlemeler de yapılır. Bu şartnamede teknik özelliklere ve tanımlamalara yer verilir. Belli bir marka, model, patent, menşei, kaynak veya ürün belirtilemez ve belirli bir marka veya modele yönelik özellik ve tanımlamalara yer verilemez. Ancak, ulusal ve/veya uluslararası teknik standartların bulunmaması veya teknik özelliklerin belirlenmesinin mümkün olmaması hallerinde “veya dengi” ifadesine yer verilmek şartıyla marka veya model belirtilebilir. (3) Teknik şartnamenin idare tarafından hazırlanması esastır. Ancak, işin özelliğinin gerektirdiği hallerde ihale yetkilisi tarafından onaylanması kaydıyla teknik şartname, Kanun hükümlerine uygun olarak danışmanlık hizmet sunucularına hazırlattırılabilir. (4) İhale konusu işte kullanılacak malzeme, araç, teçhizat, makine ve ekipmanın teknik özellikleri, öncelikle yerli malının da kullanılmasını sağlayacak şekilde belirlenir. Bunlara ilişkin kullanım kılavuzlarına yönelik teknik şartnamede düzenleme yapılabilir.” hükmü

Aynı Yönetmelik’in “Yeterliğin belirlenmesinde uyulacak ilkeler” başlıklı 28’inci maddesinde “…(2) Yeterlik değerlendirmesi için istenecek belgelerin ve yeterlik değerlendirmesinde aranılacak kriterlerin, ihale veya ön yeterlik ilanı ile idari şartnamede veya ön yeterlik şartnamesinde ya da davet yazısında belirtilmesi zorunludur…” hükmü,

Kamu İhale Genel Tebliği’nin 16.9’uncu maddesinde “Katalog, kılavuz, çizim, fotoğraf vb. belgeler ve/veya numune istenen ihalelerde, tekliflerin değerlendirilmesi aşamasında bu belgelerden ve/veya numune üzerinden teknik şartnameye uygunluk değerlendirmesi yapılır. Tekliflerin değerlendirilmesi aşamasında anılan belgeler ve/veya numune üzerinden teknik değerlendirme yapılmasının öngörülmemesi halinde ise bu durumun ihale dokümanında belirtilmesi koşuluyla istenen belgelerin ve/veya numunenin sadece teklif ekinde sunulup sunulmadığına bakılır.” açıklaması,

İdari Şartname’nin “İhaleye katılabilmek için gereken belgeler ve yeterlik kriterleri” başlıklı 7’nci maddesinde, “7.1. İsteklilerin ihaleye katılabilmeleri için aşağıda sayılan belgeler ve yeterlik kriterleri ile fiyat dışı unsurlara ilişkin bilgileri e-teklifleri kapsamında beyan etmeleri gerekmektedir. … 7.7.2.Avantajlı teklif sahibi firmalardan tekliflerin değerlendirilmesi aşamasında teklif edilen cihaz ve kitlere ait katalog CD ve broşür gibi teknik dokümanlar talep edilecektir. Komisyonun gerekli görmesi halinde demonstrasyon talep edilebilir.” düzenlemesi,

Teknik Şartname’nin “5.Grup: Tam Otomatik İdrar Analizörleri Teknik Şartnameleri” başlığı altında “…12. İdrar cihazları: Strip kısmı ve Sediment kısmı olmak üzere 2 kısımdan oluşmalıdır. Cihazların mikroskobi ve kimyasal kısımlarında ayrı ayrı cihaza ait otomatik barkot okuyucu sistemi olmalıdır.

20.Sistemde hem kimyasal hem de mikroskopi cihazlarının analiz ünitelerinin ayrı ayrı kalibrasyonları yapılabilmelidir. Flow cell dijital görüntüleme yöntemiyle çalışan cihazların fokus işlemi haricinde hem mikroskopi, hem kimyasal kısmında kalibrasyon menüsü olmalıdır. Cihazlarla uyumlu ayrı ayrı kalibratörleri olmalı ve bunlara ait uygunluğu gösteren orijinal prospektüsleri, idarenin talebi üzerine beyan edilen bilgileri tevsik edici belgelerle birlikte idareye sunacaktır. Ayrıca cihazlarda kapsamlı kalite kontrol programı bulunmalı, kontrol değerleri sistem analiz üniteleri için Levey-Jennigs grafikleri ve aylık bazda izlenebilmelidir. Gerektiğinde kontrol sonuçları LIS’e gönderilebilmelidir.” düzenlemesi bulunmaktadır.

İhale dokümanında yer alan bilgilerden şikâyete konu ihalenin …… İl Sağlık Müdürlüğüne bağlı tüm hastanelerin 16 Grup Sonuç Karşılığı Laboratuvar Hizmetinin gerçekleştirilmesi işine ilişkin olduğu, ihalenin 11.02.2025 tarihinde elektronik ortamda birim fiyat teklif alınmak suretiyle gerçekleştirildiği, ihalenin kısmi teklife açık olduğu ve 16 kısımdan oluştuğu, işin süresinin işe başlama tarihinden itibaren 15 (OnBeş) ay olduğu, söz konusu ihaleye ilişkin 32 adet ihale dokümanı indirildiği, 11.02.2025 tarihinde yapılan ihaleye 12 isteklinin katıldığı, başvuru sahibinin ihalenin 5’inci kısmı olan: İdrar testleri bölümü için teklif verdiği ve kesinleşen ihale komisyonu kararında belirtilen gerekçelerle teklifinin Teknik Şartname’nin bazı maddelerini karşılamaması gerekçesiyle değerlendirme dışı bırakıldığı, ihale komisyonunca yapılan değerlendirme neticesinde 27.02.2025 tarihli ihale komisyon kararı ile ihalenin 1., 2., 3., 9., 10., 11, 13’üncü kısımlarının …….Medikal Tıbbi Cihazlar San. ve Tic. Ltd. Şti., 5., 6., 12., 14., 16’ncı kısımlarının ……. Tıbbi Ürün İthalat İhracat İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi, 7’nci kısmının ……… Tıp İnşaat Gıda Nakliyat Tem. San. ve Tic. Ltd. Şti., 8. ve 15’inci kısımlarının ……..Medikal Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi üzerinde bırakıldığı, ihalenin 4’üncü kısmının ise geçerli teklif bulunmaması nedeniyle iptal edildiği belirlenmiştir.

İhale işlem dosyasında yer alan belgelerden, ihale komisyonunca yeterlik bilgileri tablosu üzerinden yapılan değerlendirme neticesinde söz konusu ihalenin 5’inci kısmında en düşük teklifi veren başvuru sahibi ile en düşük ikinci teklif veren ……. Tıbbi Ürün İthalat İhracat İnşaat San. Tic. Ltd. Şti.ne 13.02.2015 tarihli yazı yazılarak İdari Şartname’nin 7.7.2’nci maddesinde istenilen teklif edilen cihaz ve kitlere ilişkin katalog , CD ve broşür gibi teknik dokümanların 20.02.2025 tarihine kadar sunulmasının istenildiği, isteklilerin süresi içerisinde istenen dokümanları sunduğu ve sunulan dokümanların değerlendirilerek ihale komisyonunca başvuru sahibinin teklifinin Teknik Şartname’nin 11, 12, 19, 20 ve 31’inci maddelerini karşılamadığı gerekçesiyle değerlendirme dışı bırakıldığı tespit edilmiştir.

Başvuru sahibi tarafından, katalogların cihazların tüm teknik özelliklerini ayrıntılı şekilde içermeyen özet bilgiler içerdiği, cihazlarının hem mikroskobi hem de kimyasal kısımlarında barkot okuyucu sisteminin bulunduğu ifade edilmek suretiyle teknik değerlendirme yapılırken yalnızca katalog bazlı değerlendirme yerine demonstrasyon talebi ile cihazın gerçek özelliklerinin incelenmesi talep edilmektedir. İdarece İdari Şartname’nin 7.7.2’nci maddesinde komisyonun gerekli görmesi halinde demonstrasyon talep edebileceği düzenlemiş olmasına rağmen, söz konusu kısım için demonstrasyon yapılmasının istenilmediği belirlenmiştir.

Yukarıda aktarılan mevzuat hükümleri gereğince, idarelerce ihale konusu işin özelliği dikkate alınarak ihaleye katılacak isteklilerden, mesleki ve teknik yeterliklerinin belirlenmesine ilişkin olarak teklifleri ile birlikte numune/demonstrasyon sunmaları istenebilmektedir. Başvuru sahibi tarafından katalogların tüm özellikleri göstermediği iddia edilmesi halinde idare tarafından teklif edilen cihazın demosu üzerinden ihale dokümanı ile istenilen yeterlik kriterlerini sağlayıp sağlamadığı denetiminin yapılmasının mümkün olduğu anlaşılmıştır.

Ayrıca teklif edilen ürünün Teknik Şartname’de yer alan düzenlemelere uygun olup olmadığı yönünde yapılan değerlendirme neticesinde alınan kararlara ilişkin nihai sorumluluğun idareye ait olduğu anlaşılmaktadır. Bununla birlikte idare tarafından bu yetki ve sorumluluk kullanılarak değerlendirme yapılırken kamu ihale mevzuatına ve kesinleşen ihale dokümanına uygun olarak, isteklilerde herhangi bir tereddüde yer vermeyecek şekilde değerlendirme yapılması gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle, idarece ihalenin 5’inci kısmında Teknik Şartname’nin 12, 19, 20 ve 31’inci maddelerini karşılamadığı gerekçesiyle değerlendirme dışı bırakılan istekli ve ……..Tıbbi Ürün İthalat İhracat İnşaat San. Tic. Ltd. Şti.nden teklif ettikleri ürünlere ilişkin demonstrasyon yapmalarının istenmesi ve bu değerlendirmeye göre karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

Laboratuvar Hizmet Alımı İhalesinde Katalogda Görünmeyen özellikler İçin Demonstrasyon Yapılması Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemMehmet ATASEVER

Simdata Danışmanlık Y.K. Başkanı

Sağlık Bak. SGB E. Bşk./KİK E. Üyesi

Mhatasever@gmail.com

Mehmetatasever.org

FKB Ekonomik Görünüm Endeksi Temmuz Ayı Değerlendirmesi

Yöneticiler Için Stratejik Müzakere Eğitimi Haber Fkb Ekonomik Görünüm Endeksi Temmuz Ayı Değerlendirmesi

FKB Ekonomik Görünüm Endeksi Temmuz Ayı Değerlendirmesi

Yöneticiler Için Stratejik Müzakere Eğitimi Haber Fkb Ekonomik Görünüm Endeksi Temmuz Ayı DeğerlendirmesiFinansal Kurumlar Birliği’nin (FKB) İstanbul Üniversitesi iş birliğinde geliştirdiği “FKB Ekonomik Görünüm Endeksi”nin (FKB-EGE) Temmuz ayı bülteni yayımlandı.

FKB-EGE, Haziran ayında bir önceki aya göre 0,46 puan azalarak 98,46 değerini gördü. FKB Ekonomik Görünüm Anketi’ne göre Temmuz ayı enflasyon beklentisi ise yüzde 2,96’ya geriledi.

Banka dışı finans kesiminin ülke ekonomisine katkısını artırmak için faaliyet gösteren Finansal Kurumlar Birliği (FKB); Ekonomik Görünüm Endeksi’nin (FKB-EGE) Temmuz ayı bültenini yayımladı. Çatısı altındaki 5 sektörde, 124 şirketle finansmana erişimi kolaylaştırmak için önemli bir misyon yüklenen FKB’nin, İstanbul Üniversitesi iş birliği ile gerçekleştirdiği, Temmuz endeksi ve anket verilerinde, sıkılaştırma politikalarının etkilerinin kendini göstermeye devam ettiği gözlendi.

FKB Ekonomik Görünüm Beklenti Anketi verilerine göre; enflasyon beklentisi, bir önceki aya göre düşüş trendini Temmuz ayında da sürdürerek yüzde 2,96 olarak gerçekleşti. Haziran ayı için yüzde 3,17 olan ay sonu enflasyon beklentisine göre yaşanan azalış, ekonomiye ilişkin olumlu sinyaller olarak da değerlendirildi.

FKB-EGE’nin değişimine bakıldığında ise; Mayıs ayında 98,92 puana çıkan endeks Haziran ayında 0,46 puan azalarak 98,46 değerine geriledi. Endeksin alt bileşenlerinden Faktoring Sektörü Endeksi Haziran 2024’te 1,05 puan azalarak 99,21 değerini, Finansal Kiralama Sektörü Endeksi 0,29 puan azalarak 100,35 değerini ve Finansman Sektörü Endeksi, de 0,06 puan azalarak 95,81 değerlerini aldı.

FKB Ekonomik Görünüm Anketi Temmuz sonuçlarına göre, katılımcıların GSYH büyüme oranı beklentisi 2024 yıl sonu için yüzde 3,60 ve 2025 yıl sonu için yüzde 3,76 oldu. Aynı yıllar için OVP’nin sırasıyla %4 ve %4,5 ile IMF’nin sırasıyla %3,1 ve %3,2 olan öngörüleriyle karşılaştırıldığında, katılımcıların GSYH büyüme oranı beklentisi, OVP öngörülerinin altında ve IMF‘nin öngörülerinin üzerinde oldu.

Araştırma ekibinden İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Şeker, FKB Ekonomik Görünüm Endeksi’nde dalgalı seyrin devam ettiğini, bununla birlikte aylık enflasyona ilişkin beklentilerde düşüş eğiliminin sürdüğünü belirtti. Genel olarak değerlendirildiğinde sektörün ekonomiye ilişkin öngörülerinin OVP’nin altında belirlendiğini söyleyen Prof. Dr. Şeker, sektörün genel gidişatına yönelik kötümser eğilimde ise son 4 aydır sürekli azalış ivmesinin gözlenmesinin olumlu olduğunu ifade etti.

Yöneticiler Için Stratejik Müzakere Eğitimi Haber Fkb Ekonomik Görünüm Endeksi Temmuz Ayı DeğerlendirmesiFKB-EGE Temmuz ayı bültenine aşağıdaki linkten veya ekten ulaşabilirsiniz.

https://www.fkb.org.tr/Sites/1/upload/files/FKB_Temmuz_2024_Bu%CC%88lteni-3874.pdf

 


 

MÜZAKERE TEKNİKLERİ VE PAZARLIK BECERİLERİ MAKALELERİ
“Taktikler bazen pazarlık sürecinin başı, bazen ortası bazen de sonunda etkilidir.”

PAZARLIK MASASI ve PAZARLIK TAKTİKLERİ

“If you are not at the table, you are on the menu”.

PAZARLIK BECERİ ANKETİ

MÜZAKERE & PAZARLIK EĞİTİM TESTLERİ

Aralıklı Düşünme Becerisi

Aralıklı Düşünme Becerisi
Aralıklı Düşünme Becerisi

Aralıklı Düşünme Becerisi

M.Efsun Yüksel Tunç
Eğitmen ve Yönetim Danışmanı
Yaşam ve Yönetici Koçu
efsun@indus.com.tr

Düşünmek insana verilmiş en büyük armağanlardan biri. Ancak tıpkı bedenin sürekli çalışmaktan yorulması gibi, zihnin de sürekli düşünmekten tükenmesi mümkün. Bugünün dünyasında artık yalnızca “çok düşünmek” değil, “doğru zamanlarda durmak” da bir liderlik becerisi. İşte bu noktada karşımıza çıkan bir kavram: aralıklı düşünme. Yani, zihinsel oruç.

Aralıklı Düşünme Becerisi
Aralıklı Düşünme Becerisi

Beden sağlığı için nasıl zaman zaman aralıklı oruç (intermittent fasting) uygulanıyorsa, zihinsel sağlık için de düşünme pratiklerinde benzer bir yaklaşım fayda sağlıyor. Sürekli düşünmek yerine, bilinçli duraklamalarla zihni yenilemek, sadece bireysel değil, kurumsal başarı açısından da stratejik bir fark yaratabiliyor.

Harvard Business Review’da 2023 yılında yayımlanan bir makaleye göre, bilinçli düşünme molaları veren yöneticilerin %68’i, bu uygulamanın karar alma süreçlerini olumlu etkilediğini bildiriyor. Dahası, Stanford Üniversitesi’nin yürüttüğü bir çalışmada, dikkatli zihinsel mola veren bireylerin yaratıcı problem çözme yetkinliklerinin ortalamadan %45 daha yüksek olduğu gözlemlenmiş.

Bu sadece akademik bir veri değil, iş dünyasında da karşılık bulan bir gerçek. Hızın ve karar baskısının yoğun olduğu profesyonel hayat, artık yalnızca analitik zekâyla değil, bilişsel esneklik ve zihinsel denge ile yönetiliyor. Aralıklı düşünme, bu esnekliği ve dengeyi sağlayan temel becerilerden biri olarak öne çıkıyor.

Aralıklı düşünme, zihinsel süreçlerde sürekli işlem hâlinden bilinçli olarak uzaklaşmak anlamına geliyor. Bu, tembellik değil; stratejik bir duruş. Ekrana, mesaja, toplantıya boğulmuş bir zihin için bu duruş, bir “yeniden başlatma” komutu kadar etkili.

“Zihin, sürekli çalışan bir kas gibidir. Onu esnetmek, dinlendirmek ve yeniden yapılandırmak gerekir.”
— Daniel Kahneman

Aralıklı düşünme, zihni susturmak değil; zihne nefes aldırmaktır. Kimi zaman kısa bir yürüyüşle, kimi zaman birkaç dakikalık göz kapama egzersiziyle, kimi zaman ise bilinçli bir “düşünmeme süreciyle” gerçekleşebilir. Esas olan, zihnin her daim tetikte olması hâlini kısa süreliğine dindirebilmek.

Kurumsal dünyada aralıklı düşünmenin önemi giderek artıyor. Çünkü bu yaklaşım:

  • Karar alma kalitesini artırıyor
  • Odaklanma süresini uzatıyor
  • Yaratıcılığı tetikliyor
  • Stres toleransını geliştiriyor
  • Yanlış karar ihtimalini azaltıyor

PwC’nin 2022 yılında yayımladığı “Future of Leadership” raporuna göre, yüksek belirsizlik ortamlarında liderlerin en çok ihtiyaç duyduğu becerilerden biri “düşünce döngülerini kontrol edebilme” yetkinliği. Yani, sadece hızlı karar almak değil, doğru anda durabilmek de bir beceri artık.

Bu farkındalık bireysel olduğu kadar, kurumsal bir bakış açısı da gerektiriyor. Kurumların çalışanlarına zaman yönetimi eğitimi vermesi kadar, zihinsel dinlenme alanları yaratması da önemli. Bu sadece fiziksel alanlarla sınırlı kalmamalı; iş akışlarında da küçük “düşünme aralıkları” tanımlanmalı.

  • Toplantıların arasında bilinçli 10 dakikalık “zihinsel serbest zaman”
  • Yaratıcı projelerde “düşünmeye ara” politikaları
  • Sessizlik saatleri / dijital detoks uygulamaları
  • Yöneticiler için “refleksiyon seansları” gibi yeni nesil yaklaşımlar, kurumlarda psikolojik dayanıklılığı artırabilir.

Aralıklı düşünme, kişisel gelişimin temelini oluşturur. Çünkü gelişim, sadece öğrenmekle değil, öğrendiklerimizi sindirebilmekle mümkündür. Bu sindirme süreci, yoğun düşünmeden çok, doğru zamanda durmakla mümkün olur.

Her gün biraz daha koşturan, biraz daha yetişmeye çalışan profesyoneller olarak, zihnimizin de nefes alabileceği alanlar yaratmalıyız. Aksi hâlde ne yaptığımız işi tam kavrayabiliriz ne de kendimizi.

Yapılan bir başka araştırmaya göre (University of Michigan, 2021), “günde sadece 15 dakikalık zihinsel sessizlik” bile stres hormonlarının %25 oranında azalmasına katkı sağlıyor. Bu, uzun vadede hem bireylerin hem kurumların verimliliğini artırıyor.

Biz, sürekli daha fazlasını yapmaya değil, daha anlamlısını yapmaya inanıyoruz. Bu da ancak zihinsel duraklamaları kabullenmekle mümkün. Zihnimiz dinlendiğinde, düşüncelerimiz berraklaşır. Kararlarımız güçlenir. İşimizde, ilişkilerimizde, yaşamımızda daha stratejik adımlar atarız.

Çünkü gelişmek, bazen düşünmekle değil, düşünmeye ara vermekle başlar.

M.Efsun Yüksel Tunç

Eğitmen ve Yönetim Danışmanı

Yaşam ve Yönetici Koçu

efsun@indus.com.tr

#aralıklıdüşünme #zihinseldinlenme #liderlikbecerileri #kararalmabecerisi #zihinseldenge #kurumsalgelişim #psikolojikedayanıklılık #stratejikdüşünme #yaratıcılık #farkındalık #bilişselsesneklik #zamanayönetimi #verimlilik #kişiselgelişim #profesyonelduruş #dijitaldetoks #refleksiyonzamanı #liderlikvefarkındalık

JENERATÖR SANAYİSİ İÇİN TARİHİ ADIM: JENDER ve MEB İŞ BİRLİĞİ

Jeneratör Sanayi̇si̇ İçi̇n Tari̇hi̇ Adim Jender Ve Meb İş Bi̇rli̇ği̇
JENERATÖR SANAYİSİ İÇİN TARİHİ ADIM JENDER ve MEB İŞ BİRLİĞİ

JENERATÖR SANAYİSİ İÇİN TARİHİ ADIM: JENDER ve MEB İŞ BİRLİĞİ

Türkiye jeneratör ve güç sistemleri sanayisini temsil eden JENDER (Jeneratör Sanayicileri ve Güç Sistemleri Derneği) ile T.C. Millî Eğitim Bakanlığı Meslekî ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü, sektöre özel nitelikli insan kaynağı yetiştirilmesi amacıyla önemli bir iş birliğine imza attı.

Jeneratör Sanayi̇si̇ İçi̇n Tari̇hi̇ Adim Jender Ve Meb İş Bi̇rli̇ği̇

İmzalanan Meslekî Eğitim İş Birliği Protokolü, elektrik-elektronik ve motorlu araçlar teknolojisi alanlarında faaliyet gösteren meslek liselerinde yeni nesil atölye ve laboratuvarların kurulmasını, öğrencilerin uygulamalı eğitim yoluyla sektörel ihtiyaçlara uygun bilgi ve becerilerle yetiştirilmesini hedefliyor.

✍️ İmza Töreni

Protokol, Millî Eğitim Bakanlığı adına

  • Genel Müdür Vekili Sn. Salih KAYGUSUZ,

JENDER adına ise

  • Başkan Sn. Rıdvan ÖZER tarafından imzalandı.

Törende ayrıca;

  • Daire Başkanı Sn. Mustafa GÜNAY
  • Proje Sorumlusu, Başöğretmen Sn. Şehnaz ÇİVİCİ
Jender Plaket Takdi̇m
JENDER PLAKET TAKDİM

👥 JENDER Heyeti:

  1. Rıdvan ÖZER – Başkan
  2. Burak BAŞEĞMEZLER – Başkan Vekili
  3. Kadir SÜMERKENT – Başkan Vekili
  4. Semih GÖKALP – Yönetim Kurulu Üyesi
  5. Faruk AKSOY – Genel Sekreter ve YK Üyesi
  6. Umut Hüseyin ŞENEL – Eğitim Komitesi Başkanı

Protokol sürecine destek sağladı ve katılım gösterdi.

🔧 Protokol Kapsamında Atılacak Adımlar:

  • İlk etapta 5 ilde 16 meslek lisesinde modern atölye ve laboratuvarların kurulması
  • Yaklaşık 80 öğrenciye işletmelerde mesleki eğitim ve staj imkânı sunulması
  • Eğitim ortamlarında iş sağlığı ve güvenliği için ekipman desteği
  • Öğretmenlere yönelik hizmet içi eğitimler ile beceri güncelleme
  • Başarılı öğrencilere burs desteği
  • Teknik geziler, seminerler, fuarlar ve yarışmalar ile farkındalık artırımı
  • Mezuniyet sonrası istihdam destekleri ile doğrudan sektöre kazandırma

📍 Proje kapsamındaki İller ve Okullar:

  • Balıkesir: Borsa İstanbul, Mimar Sinan, 100. Yıl MTAL
  • Eskişehir: Turgut Reis, Türk Telekom MTAL
  • İstanbul: Sancaktepe Eyüp Sultan, Tuzla Cezeri, Kâşif Kalkavan, Pendik Borsa İstanbul, Nuri Demirağ MTAL
  • Kocaeli: Bahçecik, Gebze, Darıca Aslan Çimento, Deniz Yıldızları MTAL
  • Tekirdağ: Çerkezköy Halit Narin, Veliköy MTAL

🎯 Ortak Hedef:Gençlerimizi teknolojiye hâkim, uygulamalı eğitimle donatılmış bireyler olarak geleceğe hazırlamak; nitelikli insan kaynağı ile jeneratör ve güç sistemleri sektörümüzü sürdürülebilir kalkınma ve küresel rekabet hedeflerine taşımak.

🏭 Sektöre Katkı:

Türkiye’nin stratejik sektörlerinden biri olan jeneratör ve güç sistemleri sanayisi, bu iş birliği sayesinde yerli üretim, sürdürülebilirlik ve ihracat alanlarında daha güçlü bir insan kaynağı altyapısına kavuşacaktır.

📚 JENDER Eğitim Komitesi Kuruldu:

Bu kapsamda, JENDER bünyesinde Eğitim Komitesi kurulmuş olup, eğitim faaliyetleri T.C. Millî Eğitim Bakanlığı Meslekî ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü ile iş birliği içerisinde yürütülecektir. Eğitim Komitesi, sektörün teknik ihtiyaçlarına uygun eğitim içeriklerinin hazırlanması, öğretmen eğitimleri ve öğrencilere yönelik programların uygulanmasından sorumludur.

🌍 Uluslararası İş Birliği:

JENDER’in Amerika Birleşik Devletleri’ndeki kardeş derneği olan EGSA (Electrical Generating Systems Association)ile yapılan iş birliği çerçevesinde, eğitim ve sertifikasyon programlarında uluslararası destek ve danışmanlıksağlanacaktır. Bu sayede öğrenciler ve eğiticiler, küresel standartlara uygun bilgi ve yetkinliklere sahip olacaktır.

📄 PROTOKOL Okullar Listesi

Sıra İl İlçe Okul Kodu Okul Adı
1 BALIKESİR KARESİ 755809 Balıkesir Borsa İstanbul Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi
2 BALIKESİR ALTIEYLÜL 755805 Mimar Sinan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi
3 BALIKESİR ALTIEYLÜL 755807 100. Yıl Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi
4 ESKİŞEHİR ODUNPAZARI 967489 Turgut Reis Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi
5 ESKİŞEHİR ODUNPAZARI 967490 Türk Telekom Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi
6 İSTANBUL SANCAKTEPE 749857 Sancaktepe Eyüp Sultan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi
7 İSTANBUL TUZLA 974645 Tuzla Cezeri Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi
8 İSTANBUL PENDİK 767165 Nuri Demirağ Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi
9 İSTANBUL PENDİK 964611 Pendik Borsa İstanbul Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi
10 İSTANBUL TUZLA 752731 Kaşif Kalkavan Çok Programlı Anadolu Lisesi
11 KOCAELİ BAŞİSKELE 967510 Bahçecik Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi
12 KOCAELİ GEBZE 174129 Gebze Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi
13 KOCAELİ DARICA 967518 Darıca Aslan Çimento Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi
14 KOCAELİ DARICA 967519 Deniz Yıldızları Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi
15 TEKİRDAĞ ÇERKEZKÖY 971957 Çerkezköy Halit Narin Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi
16 TEKİRDAĞ ÇERKEZKÖY 763270 Veliköy Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi
Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi Ve Yeşil Satın Alma Eğitimi Sürdürülebilirlik
Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi ve Yeşil Satınalma Eğitimi

SÜRDÜRÜLEBİLİR TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ
VE YEŞİL SATINALMA MAKALELERİ

Sunum Klasörünü indirebilirsiniz:

Sürdürülebilir Kalkınma Raporu ve Türkiye Analizi 

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK EĞİTİMİ ve TESTLER

Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi ve Yeşil Satın Alma Eğitimi

İşçinin “…Bana verilen zam oranını insan kaynaklarına iade ediyorum” şeklinde mail atması haklı fesih nedeni midir?

İşçinin “…bana Verilen Zam Oranını Insan Kaynaklarına Iade Ediyorum” şeklinde Mail Atması Haklı Fesih Nedeni Midir

İşçinin “…Bana verilen zam oranını insan kaynaklarına iade ediyorum” şeklinde mail atması haklı fesih nedeni midir?

Lütfi İNCİROĞLU

İşçinin “…bana Verilen Zam Oranını Insan Kaynaklarına Iade Ediyorum” şeklinde Mail Atması Haklı Fesih Nedeni Midir4857 sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesinin (2) numaralı fıkrasının (b) bendinde yer alan işçinin işveren yahut bunların aile üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak sözler sarf etmesi veya davranışlarda bulunması haklı fesih nedenidir. Bu davranış sadece işverene değil vekillerine de yapılsa aynı sonucu doğurur. Başka bir deyişle, işveren ya da işveren vekillerinin onur ve saygınlığına zarar verebilecek davranışlarda bulunulması işçi açısından haklı nedenle feshi gerektirir.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi kararına konu olan bir olayda, işçinin kendisine yapılan yıllık %5,3 oranındaki ücret artışını benimsemeyerek işyerindeki yönetici ve işçilerin hesabına “Merhabalar, bana verilen zam oranını zarf içinde insan kaynaklarına iade ediyorum. Bu oranı kim ya da kimler belirlediyse aralarında paylaşsınlar, bilgilerinize.” şeklinde elektronik posta atması gerekçesi ile iş sözleşmesi 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesinin (2) numaralı fıkrasının (b) bendi gereğince işverenin veya onu temsile yetkili olan ve zam oranını belirleyen işveren vekillerinin onur ve saygınlığına zarar verebilecek örtülü hakaret niteliği taşıması nedeni ile işveren tarafından yapılan feshin haklı olduğu ve işçinin kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamayacağına hükmedilmiştir.

Ancak işçi, Yargıtay’ın aleyhe kararını müteakip Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur. Anayasa mahkemesi işçinin elektronik postada sarf edilen söz sebebiyle iş akdinin feshedilmesini ifade özgürlüğünün, yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle de makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.

Anayasa Mahkemesi özetle, başvurucu işçinin işveren ve vekillerine gönderdiği elektronik posta içeriğinde herhangi bir somutlaştırma yapılmadan ve isnatta bulunulmadan başvurucunun maaş zammını düşük bulduğu ve bu durumdan duyduğu rahatsızlığı ilgililerin dikkatine sunmaya çalıştığını, başvurucunun bu memnuniyetsizliği dile getirmeyi amaçladığını ancak başvurucunun elektronik postada kullandığı eleştirel üslubun işyeri disiplinini, düzenini ve çalışma barışını nasıl olumsuz etkilediğine dair bir değerlendirmede bulunulmadığına hükmetmiştir.

Öte yandan 4857 sayılı Kanun’un 25. maddesinin (2) numaralı fıkrasının (b) bendinde yer alan işçinin işveren yahut bunların aile üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak sözler sarf etmesi veya davranışlarda bulunması şeklindeki haklı fesih sebebinin değerlendirilmesine yönelik olarak ihtilafa konu içeriğin niteliğini, kullanıldığı bağlamı ve muhtemel etkilerini kapsamlı ve detaylı bir şekilde incelenmemesi ve salt işveren vekillerinin ve diğer işçilerin elektronik postayı görmelerinin hakaret olarak değerlendirmesini de uygun bulmamıştır.

Bu durumda başvurucunun iş akdinin haksız olarak feshedildiğinden hareketle açtığı alacak davasını reddeden Mahkemenin başvurucunun ifade özgürlüğü ile işveren ve/veya işveren vekillerinin şeref ve itibar hakları arasında adil bir denge kurabildiğinden bahsetmek mümkün olmadığı, dolayısıyla mahkemenin başvurucunun ifade özgürlüğü ile işyerinin disiplini, düzeni ve çalışma barışının sağlanması amacı arasında adil bir denge kurulmasına yönelik ilgili ve yeterli bir gerekçe sunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar vermiştir.

Anayasa Mahkemesi, Anayasa’nın 26. maddesinde yer alan ifade özgürlüğünün demokratik bir toplumun zorunlu temellerinden ve toplumun ilerlemesi, her bireyin gelişmesi için gerekli temel şartlardan biri olduğunu ifade etmiştir. Anayasa Mahkemesi ayrıca özel hukuk iş ilişkisi kapsamında çalışan bireylerin Anayasa ile güvence altına alınan haklarına yönelik müdahale iddiası içeren uyuşmazlıkların karara bağlandığı davalarda yargı mercilerince söz konusu güvenceler göz ardı edilmemeli, işveren ve çalışanlar arasındaki çatışan çıkarlar adil biçimde dengelenmeli, ulaşılan sonuç hakkında hüküm kurulurken ilgili ve yeterli gerekçeler sunulmalıdır demek suretiyle başvurucunun gönderdiği elektronik posta içeriğinin işverenin saygınlığını zedelemediğine ve hakaret niteliği taşımadığına ihlal iddialarının ifade özgürlüğü kapsamında incelenmesi gerektiğini değerlendirilmiştir.

Anayasa Mahkemesi, işçinin ifade özgürlüğü ile işverenin şeref ve itibarının korunması hakkı arasında kurulması gereken adil dengeye ilişkin dikkate alınması gereken birtakım ölçütler belirlemiştir. Buna göre dile getirilen düşünce açıklamalarının nerede, kimlerle ve hangi şartlarda paylaşıldığı, kişinin amacı, iyi niyetli olup olmadığı, ifade özgürlüğünü sırf üçüncü kişilere zarar vermek amacıyla kullanıp kullanmadığı, yürütülen kamusal tartışmanın önemi, yapılan açıklama veya kullanılan sözlerin bu kamusal tartışmaya yaptığı katkının ağırlığı, ayrıca kullanılan ifadeler ve bunların hedef alınan kişinin yaşamına etkileri gibi kriterleri somut olay bağlamında uygun düştüğü ölçüde dikkate alması gerektiğine hükmetmiştir.

Sonuç olarak, Anayasa Mahkemesi ifade özgürlüğünün ihlal edilmesi gerekçesi ile başvurucuya net 30.000 TL manevi tazminat ödenmesi gerektiğine karar vermiştir[1].

Kanaatimiz odur ki, ücret artışını beğenmeyip işyerindeki yönetici ve işçilerin hesabına “Merhabalar, bana verilen zam oranını zarf içinde insan kaynaklarına iade ediyorum. Bu oranı kim ya da kimler belirlediyse aralarında paylaşsınlar, bilgilerinize.” şeklinde elektronik posta atan işçinin iş sözleşmesi haklı değil, geçerli nedenle sona erdirilmeli idi. Bu nedenle Yargıtay’ın bu konuda verdiği karara katılmıyoruz.

[1] AYM 02/05/2024/:2020/38733;RG: 16.09.2024/32664

B2B’de Yapay Zekâ ile İçerik Kişiselleştirme: Stratejik Etkileşim Çağına Giriş

B2b’de Yapay Zekâ Ile İçerik Kişiselleştirme Stratejik Etkileşim çağına Giriş Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

B2B’de Yapay Zekâ ile İçerik Kişiselleştirme: Stratejik Etkileşim Çağına Giriş

Dr. Ahmet TUZCUOĞLU

atuzcuoglu@istanbul.edu.tr

B2b’de Yapay Zekâ Ile İçerik Kişiselleştirme Stratejik Etkileşim çağına Giriş Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem2025 yılı itibarıyla B2B dünyasında en büyük rekabet avantajlarından biri, içeriklerin karar vericiye özel olarak kişiselleştirilmesinden geçiyor. Kurumsal satınalma kararlarında yalnızca ürün ya da hizmetin kalitesi değil, içerik aracılığıyla sunulan mesajın zamanlaması, bağlamı ve sunum biçimi de karar sürecinde kritik bir rol üstlenmektedir. Satınalma süreçlerinde kullanılan teklif e-postaları, bilgilendirme dokümanları ve analiz raporları artık klasik şablonların ötesine geçerek, yapay zekâ (AI) destekli otomasyonlarla, alıcıların karar süreçlerine özel olarak uyarlanıyor.

Potwora ve arkadaşları (2024), yapay zekânın pazarlama stratejilerinde üç ana rolünü açık biçimde vurgulamış: otomasyon, kişiselleştirme ve tahminleme. Bu roller, yalnızca müşteri ilişkilerinde değil, kurumlar arası (B2B) etkileşimlerde de yüksek değer ortaya çıkarıyor. Yapay zekâ, kullanıcı davranışlarını ve satınalma desenlerini analiz ederek, hangi içeriğin hangi zamanda, hangi biçimde sunulması gerektiği konusunda çok daha doğru öngörüler sunabiliyor. Bu, stratejik karar verme süreçlerini hem hızlandırıyor hem de daha isabetli kılıyor.

Rolando (2024), kişiselleştirme stratejilerinde yapay zekânın sadece kullanıcı deneyimini iyileştirmekle kalmadığını, aynı zamanda markalarla kurulan duygusal bağı ve müşteri sadakatini artırdığını ortaya koyuyor. Özellikle içerik düzeyinde “kişiselleştirilmiş öneri sistemleri” ve “dinamik içerik blokları” bu bağı sürdürülebilir hale getiriyor. AI, artık sadece pazarlama metinlerini değil, teklif dosyalarını ve tedarikçi analizlerini de alıcıya özel içerikle yeniden üretmekte.

Yapay zekâ destekli içerik üretimi, yalnızca zaman tasarrufu sağlamıyor; aynı zamanda mesajın hedef kitleyle daha uyumlu, bağlamsal ve etkileşimli olmasını mümkün kılıyor. Örneğin, bir satınalma yöneticisine gönderilen analiz raporu, onun daha önceki alım geçmişi, sektörel öncelikleri ve mevcut tedarik zinciri performansına göre şekillendirilebiliyor. Bu, içerik üretiminde klasik “bölümlendirme-segmentasyon”un ötesine geçerek “anlık uyarlama” (real-time customization) dönemini başlatıyor.

Bu kişiselleştirme dalgası yalnızca teorik değil; somut verilere de dayanıyor:

  • McKinsey’in B2B Pulse Survey (2024) verilerine göre, yapay zekâ kullanan firmalar satışlarını %10-15 oranında artırabiliyor. Ayrıca kişiselleştirme uygulayan firmalar, gelir hedeflerine ulaşmada rakiplerine göre üç kat daha başarılı oluyor.
  • Deloitte (2024), kişiselleştirme lideri markaların pazarlama yatırımlarının %56’sını bu alana yönlendirdiğini ve tüketicilerin %75’inin kişiselleştirilmiş içerik sunan markaları tercih ettiğini bildiriyor.
  • Gartner (2023), kişiselleştirilmiş e-ticaret uygulamalarının B2B gelirlerini %15’e kadar artırabildiğini ortaya koyuyor. Ancak olumsuz deneyimlerde, tüketicilerin %53’ü bu durumu markaya karşı negatif bir etki olarak algılıyor.
  • Nielsen (2023) kişiselleştirme raporuna göre, kişisel etkileşim içeren içerikler tüketicilerin %68’inde satın alma eğilimini artırıyor.
  • Ipsos, kişiselleştirmenin müşteri deneyimi yönetiminde birinci öncelik olduğunu ve güvenin bu deneyimle doğrudan ilişkili olduğunu bildiriyor.

Teknik uygulamalar açısından da önemli bulgular söz konusu. Gujar (2024), yapay zekâ destekli içerik üretimi ve e-posta optimizasyonu uygulamalarının, satınalma ekiplerinin zaman maliyetlerini %30 oranında düşürebildiğini ve özellikle doğal dil işleme (NLP) teknolojilerinin pazarlama e-postalarının tıklanma oranlarını belirgin şekilde artırdığını gösteriyor. Paschen ve arkadaşları (2019), yapay zekâ teknolojilerinin karar destek sistemlerinde özellikle içerik öneri motorları aracılığıyla satınalma sürecine yön verdiğini belirtmektedir. Bu sistemler, yalnızca bilgi paylaşımı sağlamakla kalmaz, aynı zamanda tedarikçi ile olan ilişkilerin niteliğini de optimize eder.

Adım Adım Uygulama Stratejileri:

  1. Strateji ve Hedef Belirleyin: Kişiselleştirilecek içerik türlerini (e-posta, rapor, teklif vb.) ve hedef kitleyi netleştirin. Başarı kriterlerini (KPI) tanımlayın.
  2. Veri Altyapısını Hazırlayın: Müşteri verilerini CRM/ERP sistemlerinde birleştirin. GDPR/KVKK uyumlu veri temizliği yaparak analizlere uygun hale getirin.
  3. Uygun AI Araçlarını Seçin: İçerik üretimi, segmentasyon, öneri ve e-posta optimizasyonu için yapay zekâ tabanlı araçları belirleyin.
  4. Dinamik Şablonlar Tasarlayın: Segmentlere özel modüler içerik blokları (başlık, öneri, çağrı) hazırlayın. Kişisel bilgilerle zenginleştirin.
  5. Otomasyon Süreçlerini Kurun: CRM tetiklemeleriyle otomatik içerik gönderimlerini ayarlayın. AI ile zamanlama ve içerik eşleşmesini yönetin.
  6. Test Edin ve Performansı Ölçün: A/B testleri ile içerikleri karşılaştırın. CLV, CTR, ROAS gibi metriklerle başarıyı analiz edin.
  7. Geri Bildirim Alın ve Geliştirin: Kullanıcı ve ekip geri bildirimlerine göre içerik stratejinizi düzenli olarak optimize edin.
  8. Etik ve Güven Unsurlarını Dahil Edin: Algoritmaların nasıl çalıştığını açıklayın, veri güvenliğini sağlayın ve içerik üretiminde şeffaf olun.

Yapay zekâ destekli kişiselleştirme stratejileri uygulanırken sık yapılan hatalardan biri, bölümlendirmenin fazla yüzeysel ya da varsayımsal temellere dayandırılmasıdır. Örneğin, yalnızca coğrafi bölge veya sektör bilgisine göre yapılan bölümler, alıcının gerçek ihtiyacını ve davranış kalıplarını yansıtmakta yetersiz kalabilir. Bir diğer hata ise, aşırı otomasyon nedeniyle içeriğin yapay ve tekrarlı bir tona bürünmesi, özellikle aşırı şablonlaşmış ifadeler veya aşırı teknik jargonlar, alıcıda ‘insan dışı’ bir deneyim hissi uyandırarak geri tepme ile güven kaybına yol açabilir. Ayrıca, veri kalitesi göz ardı edildiğinde, sistem yanlış hedeflemeler yapabilir ve içerikler yanlış kişilere ulaşabilir. Son olarak, işletmeler genellikle etik ve şeffaflık ilkelerini göz ardı ederek, alıcıların kişisel verilerine dayalı içerikleri nasıl ve neden aldığını açıklamakta yetersiz kalırlar. Bu da kişiselleştirme çabasının ters tepkilere neden olmasına yol açabilir.

B2b’de Yapay Zekâ Ile İçerik Kişiselleştirme Stratejik Etkileşim çağına Giriş Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemÖzetle; içerik kişiselleştirme, artık yalnızca B2C pazarlamanın değil, B2B fonksiyonların da ayrılmaz bir parçasıdır. Yapay zekâ, içeriklerin daha etkili biçimde sunulmasını, hedeflenen etkinin maksimize edilmesini ve karar alma süreçlerinin stratejik hale getirilmesini mümkün kılıyor. Önerilen adımları takip ederek işletmeler; içeriklerini yalnızca “daha etkileyici” değil, aynı zamanda daha stratejik, daha hızlı ve daha doğru hedeflenmiş hale getirebilirler. Yapay zekâ ile donatılmış içerik stratejileri; yalnızca rekabet avantajı sunmakla kalmayacak, aynı zamanda kurumların dijital güvenilirliğini ve ilişki kalitesini yeniden tanımlayacak!

Dr. Ahmet TUZCUOĞLU

atuzcuoglu@istanbul.edu.tr

Kaynaklar:

  1. Gartner: https://www.gartner.com/en/marketing/topics/personalized-marketing
  2. Gujar, V. (2024). New age marketing: AI personalization strategies in digital world. International Advanced Research Journal in Science, Engineering and Technology11(3).
  3. Deloitte: https://www.deloittedigital.com/nl/en/insights/perspective/marketing-trends-2025.html
  4. Ipsos: https://www.ipsos.com/en-us/knowledge/consumer-shopper/up-close-and-personal
  5. McKinsey: https://www.mckinsey.com/capabilities/growth-marketing-and-sales/our-insights/five-fundamental-truths-how-b2b-winners-keep-growing
  6. Nielsen: https://www.nielsen.com/insights/2023/data-driven-personalization-2023-state-of-play-report
  7. Paschen, J., Kietzmann, J., & Kietzmann, T. C. (2019). Artificial intelligence (AI) and its implications for market knowledge in B2B marketing. Journal of business & industrial marketing34(7), 1410-1419.
  8. Potwora, M., Vdovichena, O., Semchuk, D., Lipych, L., & Saienko, V. (2024). The use of artificial intelligence in marketing strategies: Automation, personalization and forecasting. Journal of Management World2, 41-49.
  9. Rolando, B. (2024). The role of artificial intelligence in personalized and customized engagement marketing: A comprehensive review. Economics and Business Journal (ECBIS)2(3), 301-316.

Dolar Kuru Ne Olsun?  – Bölüm 3

Dolar Kuru Ne Olsun  – Bölüm 3 Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Dolar Kuru Ne Olsun?  – Bölüm 3

Dolar Kurunun Kim, Nasıl Olmasını İster?

Göreceli bir soru. Döviz kurunu kim, nasıl ister? Her kişi veya sektör işine nasıl gelirse, dövizin fiyatının öyle olmasını isteyecektir.

Kişilere soralım o halde.

Döviz FiyatıTam da adamına sorduk ve çok net bir yanıt aldık Reşat Bağcıoğlu’ndan. Bizleri aydınlattı. Reşat Bağcıoğlu’nun ağzından laf alamazmışız. Öyle söyledi. Reşat Bağcıoğlu’nun bu şekilde dahiyene yanıtı ile finans dünyasına katkıları büyük olacaktır şüphesiz.

Daha farklı kişilere soralım o halde; Dövizin fiyatı ne olsun?

Dövizin Fiyatı Ne Olsun?

Geçtiğimiz iki haftada döviz fiyatının;

  • Dolar 20 Lira olursaDolar Kuru Ne Olsun  – Bölüm 3 Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem
  • Dolar 40 Lira olursa

şeklinde olası fiyatları ele almıştım.

20 ve 40 lira fiyatlamalarla ilgili çeşitli fikirlerimizi de yazdım;

  • İthalatçı açısından ne olur?
  • İhracatçı açısından ne olur?

Finans dünyası sadece ithalat ve ihracatçının etrafında dönmüyor elbette. İthalat ve ihracatçıların dışında;

  • Ülkemizin ödemeler dengesi,
  • Ülkemizin dış borçları,
  • Döviz kazandırıcı faaliyetler çerçevesinde ülkemize döviz girdisi sağlayanlar,
  • Tasarruf sahipleri,
  • Tasarruf demişken Carry Trade işlemlerden bahsetmemek olmaz,
  • Ülkemizde yatırım yapıp istihdam yaratan gerçek yatırımcılar,

Yukarıdaki listeye daha da ilaveler yapılması mümkündür.

Döviz kazancı olan ve ülkemize döviz kazandıran mal ve hizmet ihracatçılarının istediği husus;

  • Dövizin enflasyon kadar artması ve kurdan dolayı maliyetlerinin altında mal ve hizmet ihracı yapmamalarıdır.

Yurt dışından dövizle mal ve hizmet alan kesimler ise;

  • Dövizin hızlı artmaması, hatta enflasyon artış hızının altında yükseliş göstermesi veya döviz kurlarının adeta kaplumbağa hızıyla çok yavaş ilerlemesi, hatta kurların düşüş göstermesi

İşte bu son söylediklerim sanki günümüzdeki döviz fiyatlamasını tarif ediyor adeta.

İthalatçı Dövizin Fiyatının Ne Olmasını İster?

Ithalatçı Kur Riskiİthalatçının talebi gayet açık ve nettir; yurt dışından yapacağı vadeli veya vadesiz ithalat işlemlerinde düşük kur politikası devam etsin ve asla kur riski yaşamasın.

Böyle bir dünya var mıdır?

Hem ülkemizden döviz transferi yapılacak, ülkemize bir kazancı olmayacak ve düşük kur politikası, hatta kurlar artmasın, dövizin artış hızı enflasyon artışının altında kalsın, gerekirse kurlar düşsün, bu sayede ithalatçı kur riski yaşamamız, kazancına fırsat karları eklemek isteyecektir.

Kurların bu şekilde olması, zaten beklenemez. Çünkü ülkemizde sadece ithalatçılar olmayıp, döviz kazandırıcı faaliyetler dolayısıyla ülkemize döviz girdisi sağlayan kesimler ise bu tablonun bu şekilde oluşmasını asla istemezler.

Yurt dışına döviz ödemesi yapan ithalatçılar ile, yurt dışından döviz getiren kişilerin istek ve talepleri birbirinin tersi durumdadır.

Döviz Dengede Olmalıdır

Kesinlikle dengede olmalıdır. Ülkemiz menfaatleri ve koşulları doğrultusunda dövizin olması gereken durum bir denge unsuru şeklinde olmalıdır. Çünkü dövizle iş yapan kesimler sadece ithalatçılar ve ihracatçılar değildir.

Dövizin dengesi tüm tarafları hoşnut eden bir seviye olmalıdır.

İhracatçılara sorsanız;

  • Doların fiyatı TRL.60 veya TRL.70 olsun,

İthalatçılara sorsanız;

  • Doların fiyatı daha da düşsün, hatta 15 Lira olsun. Dövizin fiyatı ne kadar çok düşerse, ülkemizin döviz borcunun Türk Lirası karşılığı o kadar aşağı çekilir, ülkemizin borcu azalır, der.

Sanki ithalatçının bu isteği mantıklı görünüyor gibi geliyor. Siz ne dersiniz?

Kendi fikrimi haftaya anlatırım.

Dolar Kuru Ne Olsun  – Bölüm 3 Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemReşat BAĞCIOĞLU

ICC Uluslararası Ticaret Odaları

Türkiye Milli Komitesi

Türkiye Bankacılık Komite Başkanlığı Üyesi 

Satınalmada Algı ve İzlenim

Satınalmada Algı Ve İzlenim Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Satınalmada Algı ve İzlenim

Cavit SOY

Satınalmada Algı Ve İzlenim Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemBizler satınalmacı olarak genelde alımlarımızı acil yaparız. Üretimde ve imalatta bir plansızlıktır gider. Ama biz yıllar içerisinde acil olarak hangi malzemenin nerede uygun ve çabuk bulunabileceğini öğreniriz. Hangi firmanın hızlı geri dönüş yaptığını, stoklarının güçlü olduğunu, sevkiyat konusundaki çabukluğunu biliriz. Kafamızda ve notlarımızda tecrübeyle sabit tüm firmalar hakkında algı oluşmuş, izlenimler yer edinmiştir.

Dolayısı ile acil alımlarda hemen aklımızdaki bu algılar devreye girer ve işi çabucak çözeriz. O yüzden firmaların piyasada ve satınalmacıların gözünde iyi bir izlenim bırakmaları önemlidir.

İyi bir izlenim için ise;

Genelde yıllar içinde değişmeyen satış personeli,

Hızlı geri dönüşler ve hızlı sevkiyat,

Ödeme konusunda esnek yapı,

Stok tutma ve satış personelindeki teknik bilgi ve tecrübe,

Depo, muhasebe ve satış üçgenindeki çabukluk (Bazen ürünü bulur ve sipariş edersiniz, hatta almaya gidersiniz, muhasebenin fatura kesmesi uzar, bıktırır)

Önemli rol oynar. Kısaca bu algıya müşteri memnuniyeti de diyebiliriz.

Bazen diğer firma saniye farkı ile siparişi kaçırabilir. Hızlı geri dönüş çok önemlidir. Hatta bizi aradıklarında biz ürünü hızlı dönüş yapan firmadan almış ve çoktan yerine monte etmişizdir bile. Bütün iletişim kanallarının mesai saatleri içinde açık olması gerekir. Adeta askerdeki hazır kıta gibi bekleyen firmalar her zaman kazanır. Çünkü alımlarımızın bir kısmında çabukluk fiyatın önüne geçebilir.

Satınalmacılar kendi aralarında sosyal medya gruplarına bile söze “bu malzemeyi en çabuk nerden bulurum” diye başlayan sorularla birbirinden destek isterler.

Karşılaştığımız ve Kafamızda Oluşan Bazı Firma Algıları

  • Bu firma geç geri dönüş yapar (15 gün sonra talebime dönüş yapan firma hatırlıyorum=
  • Bu firmaya mail, whatsapp ve telefonla ulaşmak zordur. Müşteri temsilcilerinde hala şirket hatları yoktur ve sabit hat kullanırlar. Sabit hat iletişimin dumandan sonraki halidir.
  • Bu firmada fiyatla yüksektir ama stokta da her zaman vardır ve hızlı getirir.
  • Bu firmanın sevkiyatı yoktur, gidip kendin alman veya kargoya verdirmen lazımdır.
  • Hiçbir yerde bulamadığım ürünü bu firma her nasılsa bulup getirir.
  • Bu firma ödeme konusunda esnektir.
  • Bu firmaya ödemeni bir gün geciktir, sistemi alışın devamına izin vermez.
  • Bu firma ile bir daha çalışırsam ne olayım?
  • Bu firma hem kolay ulaşılabilir, hem uygun fiyatlı, hem de çabuk getirir.
  • Bu firmanın yurtdışı bağlantıları çok iyidir, Türkiye’de bulamadığın ürünü getirir.
  • Bu firmanın satış temsilcisi amirine sormadan iş yapamaz, bürokrasi yoğundur.
  • Bu firmaya 3-4 siparişin dışında 5. Siparişi geçtiğinde karıştırmaya başlar. Takibi zayıftır.
  • Bu firmanın fiyatı yüksek olabilir ama sorunsuz ve kaliteli ürün satar, teknik desteği iyidir.
  • Gibi gibi….

Kötü bir izlenim oluşturmuş bir firmanın tekrar geri kazanması zaman alır. Satınalmacı bir süre sonra teklif almayı keser. Ve bu durum piyasaya da yayılabilir. Algılar çamur gibidir, izi kalır.

Güçlü Bir Algı Örneği-Marketlerin Açılışa Özel İndirimleri

Market sahiplerinin ataları zamanında dürüst davranarak güzel bir algı oluşturmuşlar. Yeni bir market veya şubesi açıldığında ilk günlerde indirimli satışlar yapılır. Bu yıllardır böyledir ve halk arasında güçlü bir algı oluşmuştur.

Ancak geçen gün mahallemize bir zincir marketin şubesi açıldı. Diğerleri gibi açılışa özel indirim yapacağını duyurdu. Ancak gittiğimde indirim yapılmadığını fark ettim. Ama güçlü algı sebebiyle kasada kuyruklar vardı ve halkımız maalesef gözü kapalı sepetlerini doldurmuştu.

Satınalmada Algı Ve İzlenim Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemTabi bu yeni nesil sahtekârlar yüzünden marketlerin yıllar süren bu algısı yavaş yavaş yok olacak ve yerini nefret alacaktır. İnsanlar neden oluşmuş güzel algıları hırs uğruna yıkarlar hiç anlam veremem.

“İnsanlar ürünleri veya hizmetleri satın almaz, çözümler satın alırlar.”  – Theodore Levitt

Cavit SOY

Perakendeciler Yapay Zekâya Hazır mı?

Perakendeciler Yapay Zekâya Hazır Mı
Selin Erdal - Perakendeciler Yapay Zekâya Hazır Mı?

Perakendeciler Yapay Zekâya Hazır mı?
Selin Erdal – Satınalma Dergisi Moda Editörü

Markalar için artık sadece insanların ilgisini çekmek yetmiyor, algoritmaların da dikkatini çekmek zorunda.

Perakendeciler Yapay Zekâya Hazır Mı
Selin Erdal – Perakendeciler Yapay Zekâya Hazır Mı?

Güzel tasarlanmış bir web sitesi, etkileyici görseller, kayan banner’lar, etkileşimli menüler… Tüm bunlar bir insan ziyaretçi için harika olabilir. Ama yapay zekâ için? Pek de değil. Çünkü yapay zekâ, interneti bizim gördüğümüz gibi görmüyor.

Bugün ChatGPT gibi üretici yapay zekâ sistemleri, alışveriş dünyasına adım atmış durumda. Üstelik sadece ürün önermekle kalmıyor; bazı platformlar kullanıcı adına sepete ürün ekliyor, fiyat düşmesini bekleyip satın alma işlemini tamamlıyor bile. Henüz emekleme aşamasında olan bu sistemler, yakın gelecekte e-ticaretin işleyişini tamamen değiştirebilir.

Adobe Analytics’e göre, ABD’de perakende sitelerine yapay zekâ kaynaklı ziyaretler, yalnızca birkaç ay içinde %1.200 artmış durumda. Salesforce ise yalnızca bu yılki tatil sezonunda yapay zekâ destekli alışverişin 260 milyar dolarlık satış yaratabileceğini öngörüyor. Kısacası, yapay zekâ artık sadece bir trend değil; yeni nesil müşteriniz olabilir.

Bugün çoğu markanın web sitesi, JavaScript gibi dillerle kodlanmış modern ögelerle dolu. Ancak bu unsurlar, yapay zekâ sistemleri tarafından “okunamıyor”. Bu durum, markaların görünürlüğünü ciddi şekilde etkileyebilir. Çünkü yapay zekâ kullanıcıya öneride bulunmakla kalmayıp yakında o önerileri kendisi satın alacak. Yani şu an siteniz hem insanlar hem de botlar için çalışmak zorunda.

SEO, GEO ve AEO

Alıştığımız arama motoru optimizasyonu (SEO) artık tek başına yeterli değil. Yeni odak noktası: GEO ve AEO. Amaç, Google’da üst sırada çıkmak değil; yapay zekânın yanıt sistemine girip algoritmanın “gözünde” görünür olmak.

Peki yapay zekâ neye dikkat ediyor? İyi yapılandırılmış ürün açıklamaları, zengin ve düzenli veri akışı (özellikle ürün feed’leri), yoğun çevrimiçi etkileşim: yorumlar, sosyal medya konuşmaları, mikro-influencer içerikleri gibi. Yani sadece görsele değil, içeriğe de odaklanıyor.

Botlar Gerçekten Kötü Mü?

Uzun süredir botlar, perakendecilerin kabusu olarak görünüyordu. Popüler bir sneaker’ı saniyeler içinde stoktan kaldıran yazılımlar nedeniyle birçok marka, botlara karşı önlemler geliştirdi. Ama bu kez mesele farklı: Karşınızda kötü niyetli değil, müşteri adına alışveriş yapan “iyi botlar” var.

Sorun şu: Mevcut sitelerin çoğu, bu tür onaylı botların alışveriş yapmasına uygun değil. Hızlı form dolduran ya da tarayıcı dışı işlem yapan her ziyaretçi, hâlâ şüpheli görülüp engellenebiliyor. Bu da satışı kaçırmak anlamına geliyor.

Bunun beraberinde ödeme dünyası da değişiyor. Visa gibi dev oyuncular, bu yeni alışveriş biçimine özel çözümler geliştiriyor. Nisan 2025’te tanıtılan Intelligent Commerce sistemi, biyometrik doğrulama ve dijital cüzdanlarla çalışan bir altyapı sunuyor. Amaç hem güvenliği sağlamak hem de bot dostu alışveriş deneyimi sunmak.

Gen Z Hazır, Peki Siz?

Mart ayında Salesforce’un yaptığı küresel ankete göre, yapay zekâyı alışverişte kullanma fikri özellikle genç kuşaklarda yaygınlaşıyor. Z kuşağının %63’ü bu fikre sıcak bakıyor. Dahası, birçok tüketici artık alışveriş yolculuğuna Google’da değil, doğrudan bir yapay zekâ platformunda başlıyor.

Yani gelecekte markanızın vitrini, bir web sayfası değil; bir yapay zekâ sohbet ekranı olabilir.

Yapay zekâ destekli alışveriş henüz tam olgunlaşmamış olabilir, ama yönü belli: Otomatik, akıllı ve algoritma-dostu. Markalar, bu yeni düzene uyum sağlamak için sitelerini yeniden yapılandırmalı, veri altyapılarını güçlendirmeli ve içerik stratejilerini gözden geçirmeli.

Çünkü geleceğin tüketicisi yalnızca insan değil.
Bir kısmı da… Bir algoritma olacak.

Kaynakça:

Adobe Analytics (2025). AI-Powered Shopping Insights.

Salesforce (2025). Consumer Shopping Behaviour and AI Agents.

The Business of Fashion (2025). AI Shopping Is Here.

Botify (2025). AI Optimisation for Retailers.

Emarketer (2025). Future of Ad Spending in AI Era.

Visa (2025). Intelligent Commerce Program Launch Details.