Fabrikalarda Hayal Gücü

Hayal gücü her meslekte gereklidir ama fabrika çalışanlarında daha çok ihtiyaç vardır bence.

Neden mi?

Fabrika üretim ve imalat yeridir.  Yani proje çiziminden montaj ve devreye alma aşamasına kadar tüm süreçlerde büyük bir hayal gücü kullanmak gerekir.

Mesela proje çizen teknik ressam arkadaşımız; projeyi çizerken makine parçalarını nakış gibi işlemeli,  5 adım, 10 adım ötesini hayal ederek yol almalıdır. İlerki aşamalarda karşısına çıkabilecek olasılıkları düşünmeli, tasarlamalı ve çizmelidir. Hatta her aşamada kullanılacak malzeme listesini projenin altına koymalı ki Satın Alma personeli ona göre alım yapabilmeli, montaj elemanı proje üzerinden hangi parçayı nereye montaj edeceğini görebilmeli, kaynakçı hangi parçayı diğerine nerden kaynak yapacağını tahmin edebilmelidir.

Mesela montaj ustamız ve yardımcısı; montaj yaparken hangi parçaları nasıl birbiriyle buluşturacağını, her aşamanın hemen sonrasını düşünebilmeli ve büyük resmi, yani makinenin bitmiş halini hayalinde canlandırabilmelidir. Projeyi eline aldığında hemen sırasıyla nelere ihtiyaç duyulacağını, hangi malzemelere gereksinim olacağını hemen hayal edip ona göre hazırlıklarını yapmalıdır. Eğer bu hayal gücü eksikse montaj işlemi uzun sürecek, belki yapılan hatalardan dolayı birkaç kez tekrarlanan, sökülüp takılan parçalar olabilecektir.

Mesela mühendis arkadaşımız; fan, redüktör ve rulman seçimlerinde, gaz hattı, hidrolik ve pnömatik hatlar ve elektrik tesisatı çizimlerinde, otomasyon ekipmanlarının belirlenmesinde hayal gücü ne kadar gereklidir düşünebiliyor musunuz? Yaptıkları hesaplamalarda, yenilik ve revizyon süreçlerinde hayal gücü zirve yapar.

Mesela yazılımcılar, hani şu mahkemede şahitliği bile kabul edilemeyen arkadaşlar…. O kadar hayal gücüyle doludurlar ki, adeta farklı bir Dünyada yaşarlar. Algoritmalar, döngüler, veya’lar, ve’ler, 0 lar ve 1 ler arasında adeta kaybolurlar. Onları da hoş görmek gerekir. Biraz farklıdırlar bize göre…

Mesela testereci, kesimci, bükümcü, kaynakçı, plazması, boyacı, tornacı, frezeci hepimiz bir ekibiz biz. Hepimiz bir araya gelmeden makine üretilemez, tek tek yol alamasak ta, bir araya geldiğimizde neler yapabildiğimize fabrika sahipleri şahittir. Makinelerimizi kullanan Dünya ülkeleri şahittir.

Değerli fabrika çalışanları, hayal gücünü geliştirmek için aşağıdaki uygulamaları yapabilirsiniz;

  • Sıradışı düşünmek yani herkesten farklı bir şeyler yapmayı tasarlamak, sıradan değil orijinal fikirler geliştirmek ve bunu hiç çekinemeden amirlerine iletmek, işin her aşamasında yaratıcı ve geliştirici fikirlerini sunmak.
  • Odaklanmak yani işi ve görevini en üst seviyede sevmek, benimsemek, dikkatini sadece işine vermek.
  • Gözlem yeteneğini geliştirmek yani mesleği ile ilgili her şeyi incelemek, okumak, takip etmek, kendinden daha tecrübeli kişilerle çalışmak, onları iyi takip etmek, işin inceliklerini araştırmak ve öğrenmek.
  • Bakış açısını genişletmek yani bildiklerinin üzerine sürekli yeni bilgi ve tecrübeler eklemek, teknolojiyi takip etmek ve uygulamak, eski ve artık işlevini kaybeden yöntemleri bırakıp yeni tekniklerle kendini donatmak.
  • Kitap okumak yani mesleği ile ilgili kaynak kitaplara ve yayınlara ulaşmak, dergi ve süreli yayınları takip etmek.
  • Seyahat etmek yani işiyle ilgili diğer işyerlerini ziyaret etmek, fuarlara katılmak, yurtiçi ve yurtdışı şantiyelerde çalışmak, küçük imalathanelerden tutun da yeni ve modern fabrikalara kadar birçok yeri incelemek.
  • Beyin fırtınaları yapmak yani aynı meslekten kişilerle bir araya gelip sohbet etmek, fikir alışverişinde bulunmak, toplantı, konferans ve seminerlere katılmak.
  • Espri ve mizah yeteneğini geliştirmek yani her zaman güler yüzlü, anlayışlı, saygılı ve sevgi dolu olmak, ortamı yumuşatacak, iş stresinden uzaklaştıracak esprileri yapmak. Mesleği ile ilgili mizahi yönleri araştırıp bulmak.
  • Ters ihtimalleri düşünmek yani her zaman normalin dışında olabilecek olayları düşünerek önlem almak, işlerin her zaman yolunda gitmeyeceğini düşünerek olası terslikleri hayal gücü ile tespit etmek ve öngörmek.
  • Doğa ile iç içe olmak yani bazen iş gücü bırakıp kendini doğanın kollarına bırakmak, spora, müziğe, sanata, sinemaya, gezilere zaman ayırmak.

 

Cavit SOY

Yuvam Dünya Türkiye İklim Krizi Algısı Araştırması 2023 Sonuçları Açıklandı

Yuvam Dünya Derneği Türkiyede İklim Krizi Algı Araştırması’nın 2023 yılı sonuçları açıklandı. Konda Araştırma ve Danışmanlık işbirliğiyle, Birleşik Ödeme ve Secure Future desteği ile gerçekleştirilen ve Türkiye’nin en geniş çaplı iklim krizi algısı araştırması ile toplumun iklim değişikliğine dair bilgi seviyesine, görüşlerine ve davranışlarına yönelik hazırlandı. Araştırma kapsamında iklim değişikliğiyle mücadele konusunda toplumun halihazırdaki durumu, farkındalık, kırılganlık, sorumluluk ve pratikler konu başlıklarında değerlendirildi.

Yuvam Dünya tarafından Ekim 2022de gerçekleştirilen araştırma ve Ocak 2023te sonuçlanan rapora göre çevre sorunu denince toplumun en çok aklına gelen sorunlar hava kirliliği, çevre ve doğa kirliliği, çöp ve atık sorunu olurken; her 4 kişiden 3’ünün aklına kirlilik’ sorunu geliyor. Toplumun diğer pek çok kesimi gibi her 10 gençten 9u iklim değişikliği konusunda bireysel olarak sorumluluk alması gerektiğine inanıyor.

İklim değişikliği ile bu yıl en çok ilişki kurulan olaylar hava kirliliği, afetlerin artması ve olağandışı mevsim olaylarının çoğalması yer alıyor. Bu yıl gerçekleştirilen araştırmada ilk kez sorulan sorulardan biri ise sağlık alanı ve çeşitli hastalıklarla iklim krizinin ilişkilendirilmesi oldu. Sonuçlara göre toplumun yarısından fazlası gıda ve beslenme sorunlarının yaygınlaşması, solunum yolu ve kalp damar hastalıklarının kötüleşmesi, su ve taşıyıcı hayvanlar aracılığıyla bulaşan enfeksiyonların artması gibi durumları iklim kriziyle ilişkilendiriyor. Her 10 kişiden yalnızca 2si ise iklim krizinin kaza ve yaralanmalarla ilişkili olacağını düşünüyor.

Kırılganlık başlığı altında önümüzdeki iki yılda başlarına gelebilme ihtimali en yüksek iki olayı ve bu olaylar başlarına geldiği takdirde diğer kişilere kıyasla ne kadar zorlanabilecekleri’ sorusu bu yıl da yöneltildi. Geçtiğimiz yıla kıyasla yüzdelik olarak en çok artan durum gıdaya erişimde zorlanmakHer 10 kişiden 3’ü iki yıl içinde gıdaya erişimde zorlanabileceğini düşünüyor. Geçen yıla göre daha az kırılgan hissediliyor.

İklim değişikliği konusundaki endişe seviyesini, kişilerin kendi hayatları ve gelecek nesiller için ne kadar tehlikeli buldukları da araştırma konularından biriydi. Her 10 kişiden 8i iklim değişikliği konusunda endişeli olduğunu, her 10 kişiden 9u iklim değişikliğinin gelecek nesiller için tehlike arz ettiğini, her 10 kişiden 7si de iklim değişikliğinin kendi hayatları için tehlike arz ettiğini dile getiriyor. Toplum iklim değişikliğinden gelecek nesillerin daha fazla etkileneceğini düşünüyor.

Paris Anlaşması’na taraf olan ülkeler arasında yer alan Türkiyenin anlaşma çerçevesinde takip etmesi gereken iklim hedefleri bulunuyor. İklim krizi ile mücadele kapsamında başta tarım, enerji, turizm ve ulaştırma sektörlerinde olmak üzere tüm sektörlerde gerçekleşecek dönüşüm büyük önem taşıyor. İklim hedefleri doğrultusunda bireylerin de sorumluluk almaları bir diğer önemli alan. Araştırmaya göre sorumluluk başlığı altında iklim değişikliğinin çözülmesi konusunda her 10 kişiden 9u bireysel olarak sorumluluk alması gerektiğini düşünüyor.

Saha çalışmaları 21-23 Ekim 2022 tarihlerinde gerçekleştirilen Yuvam Dünya Türkiye İklim Krizi Algısı Araştırması, Türkiyede 75 ilin merkez dahil 327 ilçesinde 15 yaş üstü yetişkin nüfusu temsil eden 2215 kişiyle yapılan görüşmelerle ele alındı. Araştırma kapsamında görüşüne yer verilen kişilerin yüzde 3’ü 15-17 yaş aralığında iken, yüzde 33’ü 18-32 yaş aralığında, yüzde 32si 18-32 yaş ve yüzde 32si 49 yaş üzeri kişilerden oluşuyor.

Yuvam Dünya Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Kıvılcım Pınar Kocabıyık, araştırma kapsamında şu yorumlarda bulundu: Türkiye, iklim krizinin etkilerinin en fazla görüldüğü bölgelerden biri olan Akdeniz Havzası’nda yer alıyor. Özellikle son yıllarda orman yangınları, kuraklık, seller ve sel baskınları gibi doğal afetlerin sıklaştığı ve bu krizin etkilerinin Türkiye’de daha da belirgin hale geldiği görülüyor. Araştırma kapsamında farkındalığımızın yüksek olduğunu, diğer bir yandan toplumda iklim krizinin olumsuz etkilerinden haberdar olan kesimin bu etkilere ve bireysel olarak neler yapabilecekleri hakkında bilgi eksiklikleri olduğunu görüyoruz. Yuvam Dünya Derneği olarak altını ısrarla çizdiğimiz gibi, iklim krizini durduracak olan bireysel ve toplumsal olarak bakış açımızın değişmesiyle yaşayacağımız kültürel bir dönüşümdür. Bu dönüşümü de ancak geniş katılımlı bir toplumsal farkındalık ve kapsamlı bir iletişim sayesinde yapabiliriz. Sürdürdüğümüz bu araştırmalar yaşadığımız toplumun, farklı düşünce, yaş ve eğitim kategorilerindeki insanların iklim krizine bakışlarını anlamamız konusundaki en iyi araçlar olarak bize yardımcı oluyor.”

KONDA Araştırma ve Danışmanlık Genel Müdürü Bekir Ağırdır ise araştırmaya dair Gerek ülkemizin kurumları gerekse tüm dünyadaki kurumlar ve organizasyonlar maalesef iklim krizinin büyüme hızından daha yavaş aksiyon alıyorlar. Yerkürenin karşılaştığı bu var olma krizine karşı gereke küresel politikalar gerek ulusal kurumlar ve kurallar oldukça yetersizdir. Şunu da belirtmeliyim ki son dönemlerde iklim krizi farkındalığı yaratmak için bireylere yüklenen sorumlulukları da açıkçası adil bulmak güç. Buna rağmen bireylerin önlem almak, davranış değiştirmek konusundaki istenci oldukça yüksek.” dedi.

Yuvam Dünya Derneği Bilim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Levent Kurnaz ise Rapor sonuçlarında görünen, ne yazık ki ciddi bir kesimin hala, ufak önlemler ve küçük değişiklikler ile iklim krizinin etkilerinin önlenebileceği kanısını taşıdıkları ve bu değişiklikleri de başkalarının yapmasını bekledikleri yönünde. Bunun en çarpıcı göstergelerinden bir tanesi, Sorumluluk almalı mısınız?’ sorusuna Evet’ cevabı verenlerin, O zaman krizin etkilerini azaltmak için siz de günlük yaşamınızda şu değişiklikleri yapın.’ dendiğinde çekimser kalıyor olmaları. Yuvam Dünya İklim Krizi Algı Araştırması bizlere söylemlerimizde ve eğitimlerde hangi noktaların üzerine daha fazla eğilmemiz, hangi konulara daha fazla önem vermemiz gerektiğini açıkça gösteriyor.” dedi.

Yuvam Dünya Derneği Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Mine Durusu Tanrıöver sağlık alanına yönelik yorumlarını “Gıda ve beslenme sorunlarının yaygınlaşması, solunum yolu ve kalp damar hastalıklarının kötüleşmesi ve su ve taşıyıcı hayvanlar aracılığıyla bulaşan enfeksiyonların artması ve yaygınlaşması gibi bazı sağlık sorunlarının toplumun yarısından fazlası tarafından iklim krizi ile ilişkilendirilmesi olumlu bir bulgu olarak görülmekle beraber, bu farkındalığın toplum geneline henüz yayılmadığı söylenebilir. Bu bulgular bize iklim krizi ve sağlık ilişkisini toplumun daha geniş bir kesimine, daha derinlemesine ve çok boyutlu anlatmamız gerektiğini gösteriyor.” şeklinde paylaştı.

Yuvam Dünya Türkiye İklim Krizi Algısı Araştırması destekçilerinden Birleşik Ödeme CEOsu İlker Sözdinler “İklim krizi, her geçen gün daha da derinleşiyor ve bu korkutucu tablo gezegenimizdeki tüm canlılar için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Ayrıca ülkemizde Şubat 2023de yaşadığımız depremin maalesef ki insanlık üzerinde olduğu kadar çevre için de geri dönülemez etkileri oldu. Çevre ya da iklim ile ilgili ne yazık ki hazırlanma, bekleme lüksümüz kalmadı. Beklenmedik afetlerin de sarsıcı etkileri, problemleri daha da katmerli hale getiriyor. Var olan tüm alışkanlıklarımızı bugün değiştirmek ve başka bir yaşama biçimi oluşturmak zorundayız. Gelecek seneki raporda çok daha farkındalığı yüksek bir toplum görmeye kararlıyız.” dedi.

Yuvam Dünya Türkiye İklim Krizi Algısı Araştırması destekçilerinden Secure Future  CEOsu Cem Miraç Kotanoğlu düşüncelerini “İklim krizi geldi, yaşıyoruz! Artık Dünyamız bu krizle savaşmak durumunda. Secure Future olarak hizmet verdiğimiz kurumların teknoloji alanında yeşil dönüşüm projelerine danışmanlık ediyor ve liderlik ediyoruz. Yuvam Dünya Türkiye İklim Krizi araştırmasına destekçi olmamızdaki en önemli sebebi bu gerçeğin yaygınlaşması ve herkesin farkındalığının artmasını sağlamaktır. İklim krizi ile mücadele etmek herkesin vazgeçilmez bir görevi olduğuna inanıyorum. Hem bireysel hem kurumsal önlemler alınmaması durumunda bizden sonra gelen nesillerin yaşam şartları çok ama çok zorlaşacak. Bu bilinçle hem kendi özel hayatımda hem de şirketimizde önlemlerimizi alıyoruz. Aksi takdirde orman yangınları, heyelanlar, sel felaketleri ve kuraklık haberlerini sıklıkla duymaya devam edeceğiz.” şeklinde paylaştı.

 

Yuvam Dünya Türkiye İklim Krizi Algısı Araştırması özeti ve raporun tamamına linkten ulaşılabilirsiniz:

https://yuvamdunya.org/pages/turkiye-iklim-krizi-algisi-arastirmasi-2023

Benzer İşe Uygun İş Deneyim Belgesi Kullanımı ?

Kamu İhale Kurulu Kararı Özeti; Erzincan İl Özel İdaresi Destek Hizmetleri Müdürlüğü tarafından 12.12.2022 tarihinde pazarlık usulü ile gerçekleştirilen “Erzincan Milli Eğitim Müdürlüğüne Bağlı Okul Binalarında Bulunan Asansörlerin Bakım ve Onarım Hizmet Alımı İşi” ihalesine ilişkin olarak Ümit Aykan’ın 22.12.2022 tarihinde yaptığı şikâyet başvurusunun, idarenin 02.01.2023 tarihli yazısı ile reddi üzerine, başvuru sahibince 12.01.2023 tarih ve 73090 sayı ile Kurum kayıtlarına alınan 12.01.2023 tarihli dilekçe ile itirazen şikâyet başvurusunda bulunulmuştur.

İtirazen şikâyet dilekçesinde özetle, İhale üzerinde bırakılan istekli tarafından asansör yapımına ilişkin sunulan iş deneyim belgesinin benzer işe uygun olmadığı, bir işin yapımının veya mal alımının (montajlı olarak) o işin bakım onarımı konusunda deneyime sahip olunduğunu göstermediği, ilgili mevzuat hükümlerinden iş deneyim belgesinde ihale konusu işe veya benzer işe uygunluğunun aranacağı, ihale konusu iş veya benzer iş kapsamında bulunmayan işlerin tutarlarının iş deneyiminde değerlendirmeye alınmayacağı, ihale sistemi açısından ihale konusu işi veya benzer bir işi yapmış olmanın ne kadar önemli olduğunun anlaşıldığı,

İdarenin şikayete verdiği cevabında “asansör yapımı veya mal alımına ilişkin bir iş deneyim belgesiyle hizmet alım ihalelerine katılmanın uygun olacağı”nın ifade edildiği, ancak bu anlayışın kamu ihale mevzuatında mal veya hizmet ya da yapım işlerinin üç ayrı yönetmeliğe tabi olmasına ters olduğu ve ihale mevzuatına uygun olmadığı,

Söz konusu ihalede OKAS kodunun “50000000 Onarım ve bakım hizmetleri” adı ile hizmet alım sınıfında yer aldığı, ihale üzerinde bırakılan istekli tarafından sunulan iş bitirme belgesinin 2018/558594 IKN’li mal alım ihalesi sonucunda düzenlediği ve OKAS kodunun “34952000 Hidrolik platformlu yük asansörleri mal alımıdır’’ şeklinde olduğu, idarenin cevabında ise “OKAS kodu ihalenin esasını etkileyecek nitelikte olmadığı sonucuna varılmıştır.” denildiği, ancak bu ifadeyle EKAP üzerinde tanımlanmış ihale isimleri kodlarının idarece yok sayıldığı, bahse konu iş deneyim belgesine konu işin OKAS kodunun bu ihalenin OKAS kodunu karşılamadığı iddialarına yer verilmiştir.

08.02.2023 tarihli ve  2023/UH.II-324 sayılı Kamu İhale Kurulu kararına göre;

Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliği’nin “Tanımlar” başlıklı 3’üncü maddesinde “(1) Bu Yönetmeliğin uygulanmasında 4734 sayılı Kanunun 4 üncü maddesindeki tanımlar yanında;

  1. a) Benzer iş: İhale konusu iş veya işin bölümleriyle nitelik ve büyüklük bakımından benzerlik gösteren, aynı veya benzer usullerle gerçekleştirilen, teçhizat, ekipman, mali güç ve uzmanlık ile personel ve organizasyon gerekleri bakımından benzer özellik taşıyan işleri,

… ifade eder.” hükmü,

Anılan Yönetmelik’in “Değerlendirmeye ilişkin esaslar” başlıklı 48’inci maddesinde “(1) İhale konusu iş veya benzer işlerle ilgili tek sözleşmeye dayalı olarak iş deneyimini gösteren belgeler değerlendirmeye alınır. Birden çok iş deneyimini gösteren belge hiçbir şekilde toplanamaz.

(2) İş deneyimini gösteren belgelerde yer alan ancak, ihale konusu iş veya benzer iş kapsamında bulunmayan işlerin tutarları iş deneyiminde değerlendirmeye alınmaz.

…” hükmü yer almaktadır.

Aynı Yönetmelik’in “İş deneyim tutarının güncellenmesi” başlıklı 49’uncu maddesinde “(1) İş deneyimini gösteren belgelerde yazılı tutarlar aşağıdaki şekilde güncellenir:

  1. a) 4734 sayılı Kanun kapsamında ihale edilmiş işlere ilişkin iş deneyimini gösteren belgeler, belgeye konu işin ihale tarihinin içinde bulunduğu aydan bir önceki aya ait endeksin, ilk ilan veya davet tarihinin içinde bulunduğu aydan bir önceki aya ait endekse oranlanması suretiyle bulunan katsayı üzerinden güncellenir.

…” hükmü,

İhaleye ait İdari Şartname’nin “İhale konusu işe/alıma ilişkin bilgiler” başlıklı 2’nci maddesinde “2.1. İhale konusu işin/alımın;

  1. a) Adı: Erzincan Milli Eğitim Müdürlüğüne Bağlı Okul Binalarında Bulunan Asansörlerin Bakım ve Onarım Hizmet Alımı İşi
  2. b) Türü: Hizmet alımı
  3. c) İlgili Uygulama Yönetmeliği: Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliği

ç) Yatırım proje no’su (yapım işlerinde): Bu madde boş bırakılmıştır.

  1. d) Kodu:
  2. e) Miktarı: Asansör bakım ve onarım işi

Ayrıntılı bilgi idari şartnamenin ekinde yer almaktadır.

  1. f) İşin yapılacağı/teslim edileceği yer: Erzincan Merkez ve İlçeleri” düzenlemesi,

Anılan Şartname’nin “İhaleye katılabilmek için gereken belgeler ve yeterlik kriterleri” başlıklı 7’nci maddesinde “7.5. Mesleki ve teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler:

7.5.1 İsteklinin teknolojik ürün deneyim belgesi ya da yurt içinde veya yurt dışında kamu veya özel sektörde bedel içeren tek bir sözleşme kapsamında taahhüt edilen ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin olarak;

  1. a) İlk ilan tarihinden geriye doğru son beş yıl içinde kabul işlemleri tamamlanan hizmet alımlarıyla ilgili iş deneyimini gösteren belgeleri veya
  2. b) Devredilen işlerde devir öncesindeki veya sonrasındaki dönemde ilk sözleşme bedelinin en az % 80’inin gerçekleştirilmesi şartıyla, ilk ilan veya davet tarihinden geriye doğru son beş yıl içinde kabul işlemleri tamamlanan hizmet işlerine ilişkin deneyimini gösteren belgeleri,

sunması zorunludur. İstekli tarafından teklif edilen bedelin % 50’den az olmamak üzere, ihale konusu iş veya benzer işlere ait tek sözleşmeye ilişkin iş deneyimini gösteren belgelerin veya teknolojik ürün deneyim belgesinin sunulması gerekir.

7.6. Benzer iş olarak kabul edilecek işler aşağıda belirtilmiştir:

Asansör yapım işleri veya asansör bakım onarım işleri benzer iş olarak kabul edilecektir.” düzenlemesi yer almaktadır.

Şikayete konu “Erzincan Milli Eğitim Müdürlüğüne Bağlı Okul Binalarında Bulunan Asansörlerin Bakım ve Onarım Hizmet Alımı İşi” ihalesinin pazarlık usulü ile (21/f) gerçekleştirildiği, 3 firmanın ihale dokümanı almaya davet edildiği, 12.12.2022 tarihinde gerçekleştirilen ihaleye 2 isteklinin teklif verdiği, 14.12.2022 tarihli ihale komisyonu kararı ile ihalenin Fatihler Asansör Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin üzerinde bırakıldığı, başvuru sahibi Ümit Aykan’a ait son fiyat teklifinin sınır değerin altında kaldığı gerekçesiyle değerlendirme dışı bırakıldığı görülmüştür.

Yukarıda aktarılan doküman düzenlemelerden ihale konusu işin asansör bakım ve onarım hizmet alımı işi olduğu ve benzer iş olarak ise asansör yapım işleri veya asansör bakım onarım işlerinin belirlendiği görülmüştür.

İhale üzerinde bırakılan Fatihler Asansör Sanayi Ticaret Limited Şirketi tarafından sunulan yeterlik bilgileri tablosunda 2018/558594-3061035-1-1 numaralı EKAP’a kayıtlı iş deneyim belgesinin beyan edildiği görülmüştür.

EKAP üzerinden yapılan sorgulamada; söz konusu iş deneyim belgesinin Et ve Süt Kurumu Genel Müdürlüğü/ Erzincan Tavuk Kombinası Müdürlüğü tarafından 13.03.2020 tarihinde ihale üzerinde bırakılan istekli adına düzenlendiği, belgeye konu işin “1 adet asansör alımı ve montajı” işi olduğu, işin kabul tarihinin 31.12.2018 ve belge tutarının 122.950,00 TL olduğu görülmüştür.

İdare tarafından başvuru sahibinin şikâyeti üzerine söz konusu iş deneyim belgesini düzenleyen idareye gönderilen 26.12.2022 tarihli yazıda “12/12/2022 tarihinde idaremiz tarafından ihalesi yapılmış olan 2022/1368513 İKN’li Erzincan Milli Eğitim Müdürlüğüne Bağlı Okul Binalarında Bulunan Asansörlerin Bakım ve Onarım Hizmet Alımı İşine Fatihler Asansör Sanayi Ticaret Limited Şirketi istekli olarak katılmıştır.

İlgili firma kurumunuz tarafından düzenlenen “2018/558594 İKN’li Et ve Süt Kurumu Genel Müdürlüğü Erzincan Tavuk Kombinası Müdürlüğü “1 Adet Asansör Alımı ve Montajı” işine ait iş deneyim belgesini idaremiz tarafından yapılan ihaleye sunmuştur.

Fatihler Asansör Sanayi Ticaret Limited Şirketi tarafından “1 Adet Asansör Alımı ve Montajı” işi ile ilgili kurumunuza montajı yapılan asansörün bakım ve onarım hizmetlerinin yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise ilgili belgelerin idaremize gönderilmesi hususunda;

Bilgi ve gereğini arz ederim.” ifadelerinin yer aldığı görülmüştür.

Erzincan Tavuk Kombinası tarafından verilen 27.12.2022 tarihli cevabi yazıda “İlgi sayılı yazınızda Fatihler Asansör Sanayi Ticaret Limited Şirketi tarafından “1 Adet Asansör Alımı ve Montajı” işi ile ilgili bakım ve onarım hizmetlerinin yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise ilgili belgelerin tarafınıza gönderilmesi talep edilmektedir. Firma tarafından bakım ve onarım hizmetleri zamanında yapılmış olup belgeleri ekte sunulmuştur.

Bilgi ve gereğini arz/rica ederim.” ifadelerinin yer aldığı ve ayrıca yazı ekinde 23.01.2019 – 25.01.2021 tarihleri arasında her ay bir tane olmak üzere Fatihler Asansör Sanayi Ticaret Limited Şirketi tarafından düzenlenmiş 25 adet Asansör Bakım Formunun yer aldığı görülmüştür.

Öte yandan, başvuruya konu ihalede okas kodunun “50000000” olduğu ve okas açıklamasının “ Makine teçhizat bakım onarımı” şeklinde olduğu görülmüştür.

Ancak, ihale konusu iş kapsamında iş deneyiminin tevsiki amacıyla sunulması istenilen iş deneyim belgelerinin okas koduna uygun olması gerektiği yönünde bir değerlendirmenin kamu ihale mevzuatı çerçevesinde yapılamayacağı anlaşılmıştır.

Öncelikli olarak, kamu ihale mevzuatının imkân tanıdığı ölçüde mal alımı, hizmet alımı veya yapım işi niteliğindeki bir işin ihale yöntemlerinden herhangi biriyle temin edilmesi durumunda o işten alınan iş deneyim belgelerinin niteliğinin uygun olması halinde ilgisine göre diğer ihale türlerinde de kullanılabileceği anlaşılmıştır.

Bu gibi durumlarda önemli olan hususun gerçekleştirilmiş olan işin niteliğinin ihale konusu iş veya benzer iş tanımı ile uyumluluk arz etmesi gerektiği, bunun aksine bir yaklaşımın iş deneyim belgesi ve benzer iş düzenlemeleri vasıtasıyla ulaşılmak istenen ihale konusu işte tecrübesi bulunan isteklilerin ihalelere katılması amacından uzaklaşılması sonucunu ortaya çıkaracağı anlaşılmıştır.

Yapılan incelemede, idarece benzer iş olarak belirlenen “asansör yapım işleri” düzenlemesi ile ihale üzerinde bırakılan istekli tarafından sunulan iş deneyim belgesini düzenleyen idarenin yukarıda aktarılan yazısı ve ilgili yazı ekinde bulunan “asansör bakım formları” da dikkate alındığında, söz konusu iş deneyim belgesine konu “1 adet asansör alımı ve montajı” işi kapsamında ihale konusu işe ve/veya benzer işe uygun olan asansör bakım hizmetlerinin ve montajının bulunduğu anlaşılmıştır.

Bu itibarla, ihale konusu iş veya işin bölümleriyle nitelik ve büyüklük bakımından benzerlik gösteren, aynı veya benzer usullerle gerçekleştirilen, teçhizat, ekipman, mali güç ve uzmanlık ile personel ve organizasyon gerekleri bakımından benzer özellik taşıyan ve mal alımı adı altında gerçekleştirilmiş iş deneyim belgesine konu işlerin, idarece benzer işe uygun olarak kabul edilmesinin mevzuata aykırı olmadığı, dolayısıyla başvuru sahibinin iddiasının yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.

Mehmet ATASEVER

Kamu İhale Kurulu Eski Üyesi/ Akademisyen

Alım Talebi : Dokunmatik Ekran Vending Machine

Bir firmamız için, dokunmatik ekran vending machine alımı yapılacaktır. Detaylar için iletişime geçilmesi rica olunur.

TR distribütörlüğü olan firma önceliklidir. Kiralama veya satınalma seçenekleri görüşülür.

Adet: 150 (toplam)

Özellik: Kahve, Cold Snack ve Frozen olmalı

Son Teklif Tarihi: 31.03.2023

Taleplerinizi talep havuzunda yayınlamak için tıklayınız.

Dokunmatik Ekran Vending Machine alımı için tekliflerinizi; ticaret@satinalmadergisi.com adresine gönderebilirsiniz.

Tehlike ve Risk Nedir ?

İş hayatında sıklıkla kullanılan tehlike ve risk kavramları, genellikle birbirlerinin yerini alabildikleri cümleler içinde kullanılmaktadır. Tehlike ve risk kavramları birbirlerinden farklı anlamlar ifade ettiği için birbirlerinin erine kullanımı yanlıştır. Bu kavramların doğru kullanımını sağlayabilmek için öncelikle anlamlarını inceleyelim.

Tehlike; işyerinde var olan ya da dışarıdan gelebilecek, iş yerini, işletmeyi veya çalışanı zarara veya hasara uğratma potansiyeli olan olay olarak tanımlanmaktadır. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, olayın henüz meydana gelmemiş olmasıdır. Tehlikenin tanımının ardından riskin tanımını da vererek bu kavramları örnekler üzerinden detaylandıralım.

Risk; tehlikeden kaynaklanan hasar veya zararın ifadesi olarak tanımlanmaktadır. Tehlike meydana gelmiş ve bir zarar oluşmuştur. Burada dikkat edilmesi gereken nokta ise olayın meydana gelmiş olmasıdır.  Tehlike henüz gerçekleşmemiş, gerçekleşmesi durumunda zarar veya hasar oluşumunun ifadesi iken; risk, tehlikeden meydana gelen zararın ifadesidir. Bu kavramların daha iyi anlaşılması için birkaç önek verelim.

* Kırmızı şıkta geçmek tehlike mi risk mi ?

* Emniyet kemeri takmadan seyahat etmek tehlikeli mi riskli mi ?

İlk örneğimizde kırmızı ışıkta geçme eylemi gerçekleşmiştir. Peki, bu eylem bir zarar doğurmuş mudur? Kurulan örnek cümlede ‘kırmızı ışıkta geçip bir yayaya çarpıp yaralama, kırmızı ışıkta geçip trafik cezası yemek’ gibi bir zarar ifadesi olmadığı için bir tehlike örneğidir.

İkinci örneğimizde ise emniyet kemeri takılmadan seyahat eylemi gerçekleşmektedir. Yine ilk örnekte olduğu gibi emniyet kemeri takmamaktan doğan herhangi bir zarar ifadesine yer verilmediği için kurulan cümle bir tehlikeli durumu ifade etmektedir.

* Kimyasal gazlardan zehirlenmek tehlike midir risk midir ?

* Emniyet kemeri takmayarak yüksekte yapılan çalışma neticesinde düşüp                             ölmek tehlike midir risk midir ?

Yukarıdaki örnekler incelendiğinde ise kimyasalların açığa çıkardığı gazların bir tehlike olduğu; bu tehlikelinin bulunduğu çalışma ortamındaki kişilerin, tehlikeden kaynaklanan risk olan zehirlenme olayına maruz kaldıkları ve zarar gördükleri belirtilmektedir. Yine yüksekte çalışma bir tehlikeyi ifade ederken, emniyet kemeri takmadan yüksekte yapılan tehlikeli çalışmanın neticesinde düşüp ölmek bir riskin ifadesidir.

Değinmemiz gereken bir diğer konu ise risk ifadesinin oluşabilmesi için kişide fiziki bir zararın meydana gelme zorunluluğunun olmamasıdır. Örneğin bir şirketin muhasebesinden sorumlu personelin şirket verilerini bilgisayara işlerken verileri kontrol etmeden girmesi bir tehlike iken, kontrol edilmeden girilen verilerin neticesinde ay sonunda firmanın maddi zarara uğraması ise risktir.

 

Vedat CANER

İyi Bir Yöneticinin Gizli Silahı: Eleştiren Dostlar

Sanırım birçokları “eleştirinin olmadığı bir dünya ne kadar güzel olurdu” diye düşünüyordur. Bu düşüncelerinin nedeni kuşkusuz eleştirilerin çoğunlukla yalnızca eleştirmiş olmak ve kusur bulmak için yapılıyor olmasıdır. Bu yönüyle eleştirinin genellikle yıkıcı ve zarar verici bir eylem olarak algılandığı söylenebilir.

Arthur L. Costa ve Bena Kellick, eleştiriye farklı bir açıdan yaklaşıp, eleştirinin mutlaka yıkıcı ya da zarar verici olarak algılanmaması gerektiğini, eleştirinin yapıcı ve geliştirici özelliklerinin de bulunduğunu ileri sürerek, “eleştiren dost” (critical friend) kavramını önermişlerdir. Costa ve Kellick buna ilişkin olarak göz muayenesi sırasındaki mercek denemelerini örnek olarak vermektedir. Gerçekten bazı durumlarda iyi bir görüşümüz olduğunu düşünürken, farklı derecelerdeki mercekleri denediğimizde aslında görüşümüzün sandığımız kadar iyi olmadığını fark etmemiz mümkündür (1).

Her ne kadar “eleştiren dost” ya da “eleştiren meslektaş” (critical colleague) fikrini ilk ortaya koyan kişinin Stenhouse (2) ya da Nuttall olduğu (3) ileri sürülüyor olsa da, konu ile ilgili çalışmalarda çoğunlukla Costa ve Kellick’in “eleştiren dost” tanımlamasının esas alındığı görülmektedir.

Costa ve Kellick’e göre bir kişinin “eleştiren dost” olarak nitelendirilebilmesi için,

  • “Provokatif sorular soran güvenilir bir kişi olması”,
  • “Farklı bir bakışla bakmayı gerektiren veriler sağlaması”,
  • “Bir dost olarak kişinin yaptığı işe ilişkin tenkitte bulunması gerekmektedir” (4).

“Eleştiren dost” kavramı ve yaklaşımı daha çok eğitim alanında yapılan çalışmalarda kullanılmaktadır; ancak bu yaklaşımın farklı alanlarda da kullanılmasının yararlı olacağı yönünde görüşler de bulunmaktadır (5).

Gerçekten de işletme yönetimi ve girişimcilik alanlarında da tıpkı danışman ve uzmanlardan yararlanılması gibi etkili bir karar alma yöntemi olarak “eleştirel dost” yaklaşımından yararlanılması mümkündür. Bu yaklaşımda “eleştiren dostun” öncelikli amacının çeşitli sorulara yanıt vermek yerine çeşitli konularda değerli, samimi ve güvenilir bakış açıları sağlamak olması önemlidir (6,7). Böylelikle “eleştiren dost” nihai karar alan değil, yalnızca yol gösteren kişi olmaktadır.

İş yaşamında farklı bakış açıları, bir projenin, planın ya da kararın kusurlu yönleri kadar fark edilmemiş fırsatları ortaya çıkarması açısından değerli katkılar sağlayabilir. Bir konunun üzerinde fazlasıyla yoğunlaşmanın zaman zaman bazı basit noktaların gözden kaçmasına yol açtığı bilinir. Bu nedenle, Costa ve Kellick’in benzetmesinde de olduğu gibi, her zaman kendi görüşümüze güvenmek yerine farklı mercekler yardımıyla görüşümüzün ne kadar doğru olduğunu test etmemiz gerekir. Uygulamaya geçmeden önce eksik ve yanlışların yanı sıra fırsatları da tespit etmek şüphesiz ki uygulamaya geçtikten sonra bunların farkına varmaktan daha iyidir.

Kısacası yöneticilerin “her şeyi ben bilirim ve en doğru kararı ben veririm” yanılgısına düşmeden, farklı bakış açılarını da dinlemeleri ve dikkate almaları önemlidir. Ancak Costa ve Kellick’in de önerdiği gibi bu yaklaşımda herkesten görüş almak yerine gerçekten güvenilir kişilere görüşlerini sormak gerekmektedir. Kimlerin güvenilir olduğunun tespitinde ise yöneticilerin insan tanımaya ilişkin yetenekleri ve tecrübeleri önemli bir özellik haline gelmektedir.

Prof. Dr. Umut OMAY

Kaynaklar

(1) Costa, A. L. and Kellick, B. (1993), “Through the Lens of a Critical Friend”, Educational Leadership, 51 (2), pp. 49-51.

(2) Kember, D., Ha, T. S., Lam, B. H., Lee, A., NG, S., Yan, L. and Yum, J. C. K. (1997), “The Diverse Role of the Critical Friend in Supporting Educational Action Research Projects”, Educational Action Research, 5 (3), p. 464.

(3) Swaffield, S. (2002), “Contextualising the Work of the Critical Friend”, 15th International Congress for School Effectiveness and Improvement (ICSEI), Copenhagen, 3rd – 6th January, 2002.

(4) Costa and Kellick, ibid., p. 50.

(5) Smith, R. (2016), “Acting as a Critical Friend: Developmental Evaluations, Service Users and the Role of the Researcher”, Innovations in Social Work Research: Using Methods Creatively, Ed. By L. Hardwick, R. Smith and A. Worsley, Jessica Kingsley Publishers, London, p. 135.

(6) Hartley, S. (2015), “An Advisor, Consultant or Critical Friend. Which is best for your business?”, Çevrimiçi: https://www.linkedin.com/pulse/advisor-consultant-critical-friend-which-best-your-business-hartley, (14.03.2023).

(7) Grit, A. (2019), “Taking initiative; Becoming a Critical Friend”, Çevrimiçi: https://www.interregeurope.eu/good-practices/taking-initiative-becoming-a-critical-friend, (14.03.2023).

PROF. DR. UMUT OMAY – MAKALE LİSTESİ

GİRİŞİMCİLİK VE YÖNETİCİ GÜÇLENDİRME

PAZARLAMA

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ

İŞ DÜNYASINDA TUTUM VE DAVRANIŞ

DİĞER KONULAR

Emeklilik Sonrası Aynı İşyerinde Yeni Bir İş Sözleşmesi ile Çalışmaya Devam Eden İşçiye, Daha Düşük Bir Ücret Ödenebilir mi ?

Emeklilikte yaşa takılanlarla ilgili 7438 sayılı Kanunun 3 Mart 2023 tarihinde yürürlüğe girmesiyle birlikte, bu Kanun kapsamında emekliliğe hak kazananların önemli bir kısmının aynı işyerinde çalışmaya devam ettikleri bilinmektedir. Zira mevcut ekonomik şartlar bunu zorunlu kılmaktadır. EYT kapsamında emekli olduktan sonra aynı işyerinde yeni bir iş sözleşmesi ile çalışmaya devam eden işçiler ile sözleşmenin tarafı olan işveren sözleşme özgürlüğü kapsamında yeni şartlar ile anlaşma yapması her zaman mümkün olabilecektir. Bu anlamda emeklilik öncesi ödenen ücret ve sair hakların işçi açısından kazanışmış hak olarak değerlendirilmesi söz konusu olmayacaktır. Nitekim işçi, kendi özgür iradesi ile emeklilik dilekçesi vererek iş sözleşmesini tek taraflı sona erdirmiş ve dolayısıyla işverenle iş ilişkisi sona ermiş olacağından işçinin geriye dönük hak iddia etmesi de söz konusu olmayacaktır. Bu anlamda emekli olduktan sonra aynı işyerinde çalışmaya devam eden işçinin elbette ki kıdemi de sıfırlanmış olacaktır.

Sadece yıllık ücretli izne hak kazanma bakımından ilk işe başladıkları tarih dikkate alınarak kıdem süresi hesaplanacaktır. Başka bir anlatımla emekli olduktan sonra aynı işyerinde çalışmaya devam eden işçinin yıllık ücretli izin süresi hesaplanırken önceki ve sonraki çalışma süreleri toplanacaktır. Zira yıllık izin, özde bir dinlenme hakkı olup, aralıklı çalış­malarda önceki dönem zaman aşımına uğramaz. İşçinin emekli ol­ması ve kendisine kıdem tazminatı ödenmiş olması yıllık izin yönünden sü­relerin birleştirilmesine engel oluşturmaz. İşçinin aynı işyerinde iki dönem çalışması ve ilkinde iş sözleşmesinin feshinin ardından belirli bir süre sonra yeniden işe alınması halinde, kural olarak izin hakkının tespiti yönünden önceki çalışmaları da dikkate alınır. Nitekim Yargıtay’a göre de” Yıllık izin ücretine esas kıdemin belirlenmesinde aralıklı çalışmada tasfiye söz konusu olmayacağından davacının izne esas kıdeminin iki dönem çalışmasının toplanarak belirlenmesinde yasaya aykırılık yoktur”[1].

Peki, emeklilik sonrası aynı işyerinde yeni bir iş sözleşmesi ile çalışmaya devam eden işçiye işverenin farklı bir pozisyonda daha düşük bir ücret ile iş teklif etmesi mümkün olabilecek midir? Ya da işçi emeklilik öncesi belirsiz süresi iş sözleşmesi ile çalışırken, emeklilik sonrası kısmi süreli veya belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışmaya devam edebilecek midir? 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 26 ncı maddesinde “Sözleşme özgürlüğü” başlığı adı altında, bir sözleşmenin içeriğinin, bu sözleşmenin taraflarınca Kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirlenebileceği düzenlenmiştir. Ancak aynı Kanunun 27/1 nci maddesinde ise, Kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkânsız olan sözleşmelerin kesin olarak hükümsüz olacağı da belirtilmiştir. Ayrıca, Anayasamızın 48 inci maddesine göre de, “Herkes diledikleri alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir”. Bu kapsamda, kural olarak herkes istediği sözleşmeyi istediği kimseyle düzenleyebilir ve bu anlamda hiç kimse istemediği bir kişiyle sözleşme yapmaya zorlanamaz ve istediği kişiyle de sözleşme yapmaktan alıkonulamaz.

Dolayısıyla sözleşmenin tarafları sözleşme özgürlüğü kapsamında asgari ücretin altında olmamak kaydıyla (İşK. m.39) ve işçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gözetilerek farklı bir ücret belirlemeleri mümkün olabilecektir. Nitekim Yargıtay’ın içtihat kazanmış kararına göre de, “İş sözleşmesinin tarafları, asgarî ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilirler”[2]. Diğer yandan, emeklilik sonrası aynı işyerinde çalışmaya devam edecek olan işçi ile daha önce imzalanan sözleşme tipinden farklı bir sözleşmenin imzalanması da mümkündür. Çünkü sözleşme yapıp yapmama özgürlüğü bulunan bir kişi sözleşmenin karşı tarafını seçme özgürlüğüne sahip olduğu gibi sözleşmenin tipini de serbestçe belirleme hakkına sahiptir. Çünkü 4857 sayılı İş Kanunu’nda sözleşmenin türü ve çalışma biçimlerini belirleme serbestisi düzenlenmiştir. Buna göre, “Taraflar iş sözleşmesini, Kanun hükümleriyle getirilen sınırlamalar saklı kalmak koşuluyla, ihtiyaçlarına uygun türde düzenleyebilirler. İş sözleşmeleri belirli veya belirsiz süreli yapılır. Bu sözleşmeler çalışma biçimleri bakımından tam süreli veya kısmî süreli yahut deneme süreli ya da diğer türde oluşturulabilir” (İşK. m.9). Ancak belirli süreli iş sözleşmesinin yapılabilmesi için esaslı bir nedenin varlığı aranır (İşK. m.11/2).

Bununla birlikte, emeklilik sonrası aynı işyerinde çalışmaya devam edecek olan işçiye işyerinde daha önce yaptığı işten farklı olarak değişik bir pozisyonda değişik bir iş verilmesi halinde, elbette ki burada en fazla iki ay süreyle deneme süresi öngörülebilir.

Sonuç olarak, EYT kapsamında emekli olduktan sonra kıdem tazminatı ve diğer işçilik alacakları ödenen işçinin, aynı işyerinde çalış­maya devam etmesi yeni bir iş sözleşmesine dayanır. Yeni bir iş sözleşmesi ile çalışmaya devam edecek olan işçi ile işverenin anlaşarak daha düşük bir ücret kararlaştırması mümkündür. Hatta işveren emeklilik sonrası aynı işyerinde çalışmaya devam edecek olan işçiye farklı bir pozisyonda daha düşük bir ücret ile farklı bir iş önermesi de mümkündür. Yeter ki işçi buna rıza göstermiş olsun. Ayrıca, bu durum emeklilik sonrası aynı işyerinde daha düşük ücretle çalışmaya devam edecek olan işçi bakımından esaslı değişiklik olarak nitelendirilemeyeceği gibi işveren tarafından ücrette tek taraflı indirim yapıldığı anlamına gelmez (İşK.m.22, m.62).

Lütfi İNCİROĞLU

[1] Y9HD.29.12.2017 T., E.2015/18282, K.2017/22167;Y22HD.01.11.2017 T., E.2017/9112, K.2017/23766 Legalbank.

[2] Y9HD.08.04.2013 T., E.2011/5435, K.2013/11257 Legalbank.

Alım Talebi: Toptan Nescafe Dolce Gusto Kapsül Kahve Alımı

Bir firmamız aşağıdaki görselde bulunan Nescafe Dolce Gusto Kapsül Kahve ürününden toptan alım yapacaktır. Detaylar için iletişime geçilmesi rica olunur.

E-posta: ticaret@satinalmadergisi.com

 

Wells Fargo Bank’tan Seçim Senaryosu

Yaklaşan Seçimler

Yaklaşan seçimler dolayısıyla çeşitli kaynaklar ve yurt dışındaki bankaların tahminleri okumaya değer doğrusu. Bu yazıyı kaleme aldığım gün ABD’li finans kuruluşu Wells Fargo Bank’ın seçim tahminlerini okuduğumda biraz gerçeklerden uzak olduğunu fark ettim. Hangi verilere dayanarak bu sonuca vardıkları kocaman bir soru işareti olsa da, ilerleyen zaman sürecinde bu tahminlerin nereye vardığını hep birlikte göreceğiz.

Önce Wells Fargo Bank’ın tahminlerine ilişkin yazısına göz atalım, sonrasında Türkiye’nin finansal gerçeklerinin de masanın üzerinde olduğu görüşlerimi paylaşacağım.

KAYNAK: https://sigortagundem.com/wells-fargodan-secim-senaryolari/

Wells Fargo’dan Seçim Senaryoları

Güncelleme: 9 Mart 2023 08:39

Wells Fargo yaklaşan genel ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik olası senaryoların yer aldığı bir rapor yayımladı. Buna göre yüzde 55-60 ihtimal verilen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçimleri kazandığı senaryoda doların 2023 sonunda 19.5 TL, 2024 ortasında ise 20 TL’ye çıkması bekleniyor. Muhalefetin kazanması durumunda TCMB’nin daha sıkı bir para politikası uygulayacağı tahmin edilirken, bu durumda doların 2023 sonunda 15 TL, 2024 ortasında ise 14 TL’ye gerileyeceği öngörüldü.

ABD’li finans devi Wells Fargo Türkiye’de yaklaşan seçimlere yönelik 2 farklı senaryonun yer aldığı bir değerlendirme raporu yayınladı.

Gelişmekte olan ülkelerde yerel politik gelişmelerin ekonomi ve finansal piyasaların yönünde son derece etkili olabildiği belirtilen raporda “Belki de Türkiye siyasetin ekonomik refah ve finansal piyasaları nasıl etkilediğine dair en iyi örneklerden birisidir. Yıllarca Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın etkisiyle ortaya çıkan merkez bankası bağımsızlığının eksikliği, GSYH büyümesine odaklı ekonomik politikalar ve geleneksel olmayan para politikası TL’de sürekli ve büyük ölçekli değer kaybına yol açtı. Ayrıca ulusal finansman maliyetini yükseltti. Bunun sonucu yüksek enflasyon, hane halkı alım gücünde düşüş ve düşük büyüme yaşandı. Türkiye siyasetin aşağı çektiği tek ülke değil ancak yaklaşan genel ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri Türkiye’nin ekonomik görünümünde dramatik değişikliklere yol açabilir” değerlendirmesi yer aldı.

Raporda ‘temel senaryonun’ Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeniden seçilmesi üzerine kurulduğunu belirten Wells Fargo analistleri “Ekonomideki sıkıntılar ve deprem sebebiyle yaşanan yeni sorunlara rağmen Erdoğan’ın mali desteklerle yeterli desteği elde edebileceğini düşünüyoruz. Mali destekler ekonomik durumda düzelme ve seçmende uzun vadeye ilişkin iyimserlik sağlayabilir. Buna rağmen bu senaryonun gerçekleşme olasılığında da düşüş olduğunu ve rejim değişikliği ihtimalinin arttığını düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Kazanırsa Beklentiler

Raporda bu değerlendirmelerin ardından iki farklı senaryoda piyasalarda yaşanabileceklere dair öngörüler paylaşıldı. Wells Fargo analistlerine göre Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçimi kazandığı senaryonun gerçekleşme ihtimali yüzde 55-60 aralığında. Bu senaryoda 2. çeyrek sonuna kadar döviz piyasasındaki müdahalelerle doların 19 lira civarındaki sabit seyrinin devam edeceği öngörüldü. Ancak daha uzun vadede döviz rezervlerindeki düşüşün ve para politikasında değişim olmamasının etkisiyle TL’nin 2023’ün ikinci yarısı ve 2024’te değer kaybetmesi bekleniyor. Söz konusu senaryoda Wells Fargo dolar/TL’nin yılın son çeyreğinde 19.5’e, 2024 ortasında ise 20’ye yükselmesini bekliyor.

Millet İttifakı Kazanırsa Beklentiler

Millet İttifakı’nın seçimi kazandığı ‘rejim değişikliği’ senaryosunda ise farklı tahminler yer alıyor. Banka analistleri bu durumda 2023’ün 2. çeyreğinin sonunda kadar daha güvenilir ve geleneksel bir politika uygulanacağı beklentisiyle TL’nin yüzde 20 değer kazanacağını öngörüyor. Daha uzun vadede ise bağımsız hareket edecek TCMB’nin sıkı para politikası uygulaması ve muhtemelen reel olarak pozitif faiz oranına geçilmesiyle TL’deki değer kazancının devam etmesi bekleniliyor. TL varlıklarına sermaye akışının artacağının tahmin edildiği bu senaryoda doların 2023’ü 15 liradan tamamlaması 2024 ortasında ise 14 liraya düşmesi bekleniyor.

KAYNAK: https://sigortagundem.com/wells-fargodan-secim-senaryolari/

Yorum

Wells Fargo Bank’ın görüşleri bu yönde olmakla birlikte farklı araştırmalar ve yurt dışı bankaların tahminleri daha da farklıdır. Dolar / TRL tahmini konusunda ilk defa Wells Fargo Bank’ın tahminlerini iyimser olarak gördüm. Yakın geçmişte okuduğum yurt dışı bankalarının tahminlerinin Dolar TRL kurunda agresif bir artış olacağı yönünde.

Seçim sonrası hangi ittifak iktidara gelirse gelsin, ülkemizdeki kısıtlı kaynaklar, aşırı borç yükü, eksi döviz rezervleri, negatif getirisi olan TRL mevduatı, sürekli artan ithalat ile sürekli ivme kaybeden ihracat, ücretlilerin sürekli azalan alım gücü, önlenemeyen enflasyon, düşen üretim, artan işsizlik rakamları ile karşı karşıya geleceği bir gerçektir.

Bilhassa 2023 yılı için seçim sonrası dövizde oynaklık olacağı kuvvetle muhtemeldir. Hiç kimsenin elinde sihirli bir sopa olmadığına göre, 2023 yılı sonuna kadar bilhassa döviz piyasalarında dövizin düşmesini beklemek ve döviz rezervlerinin uzun vadede pozitife dönmesini beklemek pek olası görülmemektedir.

Kısa vadede enflasyonun kontrol altına alınamayacağı, faizlerin reel pozisyona getirilmesi durumunda, İhracat rakamlarımızın şiddetle artmasına ülke olarak ihtiyacımız olduğu bu günlerde döviz fiyatının 2023 yılını 15 Liradan tamamlaması olasılığı halinde ihracatçılarımızın çoğunun kepenk kapatacağını düşünmek hiç de sürpriz olmaz.

Reşat BAĞCIOĞLU

ICC Uluslararası Ticaret Odaları

Türkiye Milli Komitesi

Türkiye Bankacılık Komite Başkanlığı üyesi

İş İlanı: Filo Satış Sonrası Hizmetler Uzmanı İş Arkadaşları Arıyoruz

İş ilanlarınızı sektörle buluşturuyoruz. Ücretsiz yayınlıyoruz.

İlan gönderimi için https://satinalmadergisi.com/ik/ 
sayfamızda yer alan formu doldurmanız yeterli.

İnsan Kaynakları projelerinde (yönetici yerleştirme, röportaj, etkinlik, eğitim gibi) iş birliği için dergi partnerleri arasında yerinizi alınız. İş ortaklığı programı hakkında bilgi: https://satinalmadergisi.com/satis-ortakligi/

İş İlanı: Filo Satış Sonrası Hizmetler Uzmanı İş Arkadaşları Arıyoruz

Dolunay Filo Kiralama bünyesinde istihdam edilmek üzere satış sonrası
hizmetler uzmanı arıyoruz.

İş Tanımı
• Kiralanan araçların sürücüleriyle olan satış sonrası hizmetleri ve ilişkilerini
yönetmek
• Bakım ve hasar işlem süreçlerini yönetmek
• Teslim edilecek araçların eksiksiz hazırlanması ve kontrolü
• Teslimat işlemlerinde gerekli belge ve dokümanların düzenlenmesi ve
araçların teslim edilmesi.
• Araçların muayene işlemlerinin yürütülmesi

Genel Nitelikler
• Araç planlama, takibi ve operasyon geliştirme konularında deneyimli
• İyi seviyede excel bilgisine sahip, raporlama yeteneği güçlü
• Çözüm odaklı, iş takip yeteneği güçlü
• Değişim ve gelişime hevesli , iletişimi kuvvetli
• Sorumluluk sahibi , inisiyatif alabilecek
• Hızlı ve dinamik bir ortamda çalışmaya istekli
• B sınıfı sürücü belgesi olup , aktif araç kullanabilen ( en az 5 yıl )
• Tercihen şirketlerin idari işler ve araç filo yönetim birimi , hasar,
operasyon, servis vs. bölümlerinde çalışmış ( en az 2 yıl )
• Şehir içi ve şehir dışı seyahat engeli bulunmayan
• En az lise mezunu
• Askerlik hizmetini yapmış
• 25 – 35 yaş aralığında
• Anadolu yakasında ikamet eden

 

 

CV MAIL : info@dolunayfilo.com.tr

Son Başvuru Tarihi: 31/03/2023

 

 

 

şirket Operasyonlarında Filo Yönetimi
Şirket Operasyonlarında Ulaştırma ve Filo Yönetimi Eğitimi

SATIN ALMA ve TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ YAZI DİZİSİ

SATIN ALMA EĞİTİM TESTLERİ

PAZARLIK BECERİ ANKETİ

Kitap Önerileri : 

  • MÜZAKERE TEKNİKLERİ ve PAZARLIK BECERİLERİ (E-Kitap 2. Baskı), Prof. Dr. Murat ERDAL, Erişim için profesyonel üyelik işlemlerinizi tamamlamanız gerekmektedir.
  • SATINALMA ve TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ, Prof. Dr. Murat ERDAL, (Beta Yayıncılık),  4. Baskı.

-> Eğitim Kataloğunu İndirebilirsiniz ->   https://satinalmadergisi.com/egitim.pdf

-> ŞİRKET EĞİTİMLERİNİZ İÇİN TEKLİF ALIN -> egitim@satinalmadergisi.com