Simdata Akademi’den Kamu İhale Eğitimi

Simdata Akademi’den Kamu İhale Eğitimi

  • 23-25 Şubat 2023 tarihlerinde Ankara The Ankara Otelde 3 günlük Kamu İhale Eğitim programı düzenlenecektir.
  • Eğitim programı, Simdata Akademi ve Gedik Üniversitesi işbirliği ile E-DEVLET onaylı Kamu İhale sertifikasyon programlı olarak sunulacaktır.
  • Eğitim sonunda katılımcılara E-DEVLET üzerinden Kamu İhale Mevzuatı eğitim sertifikası tanımlanacaktır.
  • Bu eğitimde Kamu İhale Mevzuatı işleyiş süreçleri tüm detaylarıyla örnek olaylar üzerinden anlatılacaktır.
  • Eğitim programı Kamu İhale Kurulu Eski Üyesi Mehmet ATASEVER moderatörlüğünde olacaktır.
  • Eğitim programı ile ilgili detaylı bilgi https://www.simdata.org/egitimlerimiz/kamu-ihale-mevzuati-egitimi-2/ adresinden veya 0 312 963 13 63 nolu telefondan alınabilir.

EĞİTİM İÇERİĞİ;

  • Kamu İhale Mevzuatı Ortak Hükümler
  • Mal Hizmet Yapım İşleri İhaleleri Özel Hükümleri
  • Elektronik İhale ve Elektronik Eksiltme
  • Sözleşme İşlemleri, Alt Yükleniciler ve Mücbir Sebepler
  • Fiyat Farkı İşlemleri
  • Doğrudan Temin
  • Aşırı Düşük kavramı, tespiti ve teklif açıklama
  • Muayene Kabul ve Hakediş İşlemleri
  • Şikâyet Mekanizması ve Emsal Kik Kararları

Türk Karton Ambalaj Sektörü 2023 Vizyonu

Karton ambalaj sektörü 2023 üretim ve ihracat stratejisi belirledi !

Yeni pazar arayışı ve sürdürülebilir yatırımlar sektörü rekabette öne çıkaracak.

Kağıt karton ambalaja talebin yüksek seyretmesinin yanı sıra tüketiminin devamlı artması dünyada üretim ve ihracatta rekabeti önemli kılıyor. Sektörün bu doğrultuda üretim kapasitesini artırmayı ve ihracatta pazar ağını çeşitlendirerek rekabette öne çıkmayı amaçladığını belirten KASAD Başkanı Alican Duran, Türk karton ambalaj sektörünün 2023 vizyonuna ilişkin “Tasarım, yeni yatırımlar ve sürdürülebilir çözümler, bu yıl odaklanacağımız konu başlıklarını oluşturuyor. Buna yeni pazarları da eklediğimizde üretim ve ihracatta önemli bir konuma geleceğiz” dedi.

Avrupa’nın en önemli karton ambalaj üreticileri arasında yer alan Türkiye karton ambalaj sektörü, yaptığı yatırımlarla global ölçekte etkinliğini artırıyor. Dünyada yaklaşık 330 milyar dolarlık bir pazar büyüklüğüne ulaşan kağıt karton ambalaj sektörü, 2024 yılına kadar 1 trilyon doları geçecek olan küresel ambalaj pazarındaki payını yüzde 35’e çıkararak 365 milyar dolarlık bir büyüklüğe dönüşecek. Türkiye kağıt karton ambalaj sektörü de global pazarın büyümesinden önemli bir pay almayı ve ihracat pazarları ile büyümesini sürdürülebilir kılmaya devam ediyor. 2022 yılında kağıt ve kağıt ürünleri sektörü yüzde 33 artış  kaydederek 3,1 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirirken, kağıt karton ambalaj ihracatı  ise yüzde 14,3 artarak 1,2 milyar dolar seviyelerine ulaştı. Karton ambalaj sektörü ise 2022 yılında ihracatını yüzde 38 artırarak 250 milyon dolara çıkardı. Yakaladığı üretim gücü ile 2023’te de ihracat başarısını yeni pazar, sürdürülebilir çözümler ve tasarım ile sürdürmeyi planlıyor.

Ürünümüzün değeri 2022 yılında kilogram başına yüzde 10’luk artışla 3.72 dolar seviyelerine ulaştı”

2021 yılına göre geçen yıl karton ambalaj ihracatında yüzde 38’lik bir artış olduğuna dikkat çeken Karton Ambalaj Sanayicileri (KASAD) Yönetim Kurulu Başkanı Alican Duran, “Geçtiğimiz yıl Avrupa’da yaşanan enerji krizi ve Rusya-Ukrayna arasında yaşanan gerilimle birlikte ihracat pazarında biraz daha öne çıktık. Gelen yoğun talepleri hızlıca karşıladık. Ürünümüzün değeri 2022 yılında kilogram başına yüzde 10’luk artışla 3.72 dolar seviyelerine geldi. Karton ambalajın değerinin artması çok kıymetli tabii ki ama adımlarımızı dikkatli atacağız. Üreticilerimizin zarar görmesini asla istemeyiz. Bu yıl küresel ekonomide küçülme bekleniyor ve zorluklar çıkacak karşımıza. Geçmişte krizler geniş bir zaman aralığına yayılıyordu ancak şimdi çok kısa zaman aralıklarında gerçekleşiyor. Bu nedenle yaşanacak krizleri en az hasarla atlatmak için emin ve dikkatli adımlar atarak 2023’te tüm pazarlarımızda başarılı sonuçlar alıp istikrarı sürdürmeyi hedefliyoruz” şeklinde konuştu.

Türkiye Yeni Pazarları ile Rekabet Gücünü Artırıyor

ABD’nin Çin ve Uzak Doğu ülkelerinden karton ambalaj alımını düşürmesi üzerine harekete geçtiklerini belirten Alican Duran, geliştirdikleri UR-GE projesi kapsamında 20 üretici firma ile ABD pazarına açılacaklarını, 5 yıl içerisinde de 500 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirmeyi amaçladıklarını kaydetti. Sektörün dış pazarlardaki etkisini artırmayı hedeflediklerini ifade eden Alican Duran, “Şu an tüm sektörlerde olduğu gibi bizim sektörümüzde de talepler düşük seyrediyor. Yakın coğrafyamızda yaşanan siyasi olayların yanı sıra yakın zamanda Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkeleri ile geliştirilen pozitif ilişkiler de sektörümüze olumlu yansıyor. Bu ülkelerden gelen yoğun talepler var, üreticilerimiz onları en hızlı şekilde karşılamaya gayret ediyor. Bununla birlikte ABD pazarına yapacağımız çıkarma ile 5 yılda 500 milyon dolarlık bir hedefimiz var. ABD’nin Uzak Doğu ve Çin’den ürün tedarik etmeyi bırakması büyük bir avantaj, bu avantajı en iyi şekilde değerlendirerek pazardaki gücümüzü artırmak istiyoruz. 2023 yılı dünya ticareti için zorlu geçecek bir yıl olacak. Atılan her adımda dikkat edilmesi gerekiyor. Özellikle resesyonun doğuracağı sonuçlara nitelikli çözümler üreterek sektörün zarar görmesinin önüne geçmek gerekiyor. Bizim zorluklarla mücadele etmeye alışkın bir yapımız var o sebeple bu dönemi en az sıkıntıyla atlatacağımızı düşünüyoruz. Şu an en önemli hedefimiz pazarlarımızı kontrollü bir şekilde büyütüp yerimizi sağlamlaştırarak 2023’ü başarılı bir şekilde tamamlamak” açıklamasında bulundu.

Karton Ambalaj Sektörü Sürdürülebilirlikle Güçleniyor

Tüketicilerin çevreyi ve doğayı koruyan yapıda ürün taleplerine karşı, dünyada karton ambalajın döngüsel ekonomiye uygun, çevreci ve doğada çok çabuk çözünebilen yapısıyla avantajlı bir yapı sunduğunu bildiren Alican Duran, “Karton ambalaj sanayisi olarak çağın gerekliliklerine hızla adapte olan ve çözümler geliştiren bir yapımız var. Şu an dünyada sürdürülebilirlik odaklı yaklaşımlar trend haline geldi ve tüketiciler artık markalardan doğaya zarar vermeyen hizmetler istiyorlar. Bizim ürünlerimiz yapı itibarıyla zaten çevreci ancak karton ambalajın yüzde 100 geri dönüştürülebilir olması için de Ar-Ge çalışmalarımızı sürdürüyoruz” dedi. Sektörün tasarım ve kalite alanında hızlı gelişmeler kaydettiğini belirten Duran, “Donmuş gıdaların paketlenmesi gibi amaçlarla kullanılan bariyerli ambalajı geliştirmeye devam ediyoruz. İnovatif ürünlerle üreticilerimizin rekabet gücünü artırmayı amaçlıyoruz. Üreticilerimiz sadece sürdürülebilirlik odaklı çözümler üretmiyor ayrıca üretim teknolojilerine de yatırım yapıyor. Türkiye günümüzde son teknoloji makinelerle yüksek kalitede ürünler sunuyor tüm dünyaya. Sektör olarak sürdürülebilirliği odağımızda tutarak çözümler üretmeyi sürdüreceğiz” dedi.

Talaşlı İmalat Sektörüne Bakış

Talaşlı İmalatçılar Ve Fiyatlandırma Sorunu

Özel sektörde ayakta kalmak zordur. Hiçbir şey yerinde durmaz, dinamiktir her şey. İşler açılır, daralır, fiyatlar yükselir düşer, nakit akışı bollaşır, daralır. Sürekli bir koşuşturmaca, personel sirkülasyonu da değişkendir. Amaç az kişiyle çok iş yapmaktır. Acaba gelen her işi alsam yetiştirebilir miyim, taşere mi etsem, başkasına mı paslasam diye düşünüp dururuz. İşler çoğaldıkça personel sayısını mı artırsam yoksa mevcut personelin mesaisini mi artırsam ikileminde çok kalırız. Ya işler umulduğu gibi gitmez daralırsa işçi çıkarmak zorunda kalırsam. Çünkü kolay kolay eleman çıkarmak istemez işverenler öyle herkesin zannettiği gibi. Ama en nihayetinde bavulunu alıp gidemez ki çalışan gibi. Gemiyi en son o terk edecektir. Vergi, SGK borçları onun sırtındadır. Çıkan işçilerin ikramiye alacakları vardır. Bunları düşünerek 3 kuruş kazandığında 2 kuruşunu kenara koymak zorundadır.

İşe teklif verilir, ihaleye girilir, iş alınır, avans istenir, işe başlanır, malzeme alınıp montaja başlanır. Malzeme terminlerinde gecikmeler yaşanır, imalatta aksilikler baş gösterir. En tecrübeli personeli ayrılır, hep dik durmak zorundadır işveren. (Siyasetle kolkola adrese teslim ihale kazanan ve işi yarım bıraktığı halde devamını da daha yüksek miktarlara alarak parasına para katan işverenlerden bahsedilmemektedir. Bu ülkenin emekçi işverenleri yazımızın konusudur.)

Gelelim hizmet sektöründe özellikle de talaşlı imalat sektöründe fiyatlandırma sorununa… Malzeme fiyatlarında yaklaşık fiyatlar teklif veriliyor. Sadece stok malzeme olup olmamasına ve vadeye göre, markaya göre değişiyor teklifler. Ancak talaşlı imalat sektöründe fiyatlar çok değişkenlik gösteriyor. Aynı işlemeye 100 TL/adet veren de oluyor 1000 TL/adet veren de. Abartmıyorum maalesef durum bu şekilde.

Talaşlı imalat işini dışarıya veren firma olarak amacımız karşımızdaki firmayı zor durumda bırakmak veya iflas ettirmek değil.. Onun da yaşaması ve işini devam ettirmesi, kar etmesi ve ayakta asıl amacımız. Çünkü uzun yıllar aynı firmayla çalışmayı arzuluyoruz. Ancak bu zamana kadar sürekli çalıştığım firma bulamadım. Ya çok ucuza teklif veriyorlar ama çok geç teslim ediyorlar. Amaçları işi kaçırmamak ama aslında çok yoğun olduklarını söylemiyorlar. Ya da tam tersi işlerinin yoğunluklarından dolayı bizim işimizi yapamayız teşekkür ederiz demek yerine çok aşırı yüksek fiyat vererek işi almak istemediklerini hissettiriyorlar.

Tabii olarak fiyatlandırmada değişik etkenler olabilir. Firmanın büyüklüğü, kirası, giderleri, çalışan kişi sayısı, kurumsal veya küçük atölye olması, aldığı işin sürekliliği ve parça sayısı gibi. Bu arada yabancı göçmen işçi çalıştıran firmalar da var sektörde. Bu fiyatlandırmada önemli etken. Açıkçası diğerleri için haksız rekabet oluşturan bir durum bu. Genellikle talaşlı imalatçılar küçük ve orta ölçekli firmalar.

Halbuki fiyat vermek için maliyetlerin artmasına bağlı olarak değişen esnek bir formülleri olmalı.

Malzeme maliyeti + kesici takım maliyeti + malzemenin büyüklüğü ve ağırlığı (işin zorluğu) + makine parkur süresi + işçilik + genel giderlerin payı + kar + risk + beklenti = FİYAT

Makine imalatçıları olarak talaşlı imalatçılardan daha makul ve anlaşılabilir fiyatlar vermeleri. Gönderilen malzeme kaybolmadan ve malzemeye zarar vermeden resme uygun işleme yapılması. İmalat sonrası ısıl işlem varsa çekme ve uzama paylarının hesaplanması.

DİPNOT: Talaşlı imalat firma sahipleri dertli. İş çok ancak usta bulmak sıkıntılı. Usta ücretleri yüksek. Sürekli çalıştıracak usta bulmak zorlaştı. Gençlerin ilgisini bu yöne çekmek lazım. Sanayinin can damarı olan sektöre firma açılışından SGK desteğine, makine ve teçhizat alımına kadar çeşitli teşvikler ve destekler uygulanabilir.

Cavit SOY

Anno Metal A.Ş.

Satın Alma Müdürü

Fransız Kaldığımız Konular #3 “la qualification”

Bakmayın öyle ağzı burnu bükerek havalı havalı söylediğine, Kalifikasyon aslında bildiğimiz Vasıf demek. Hani şu ilanlarda geçen “Vasıfsız Eleman Aranıyor” duyurusunda kullanılan vasıf.

Gerçi, herhangi bir vasfı bile olmayan biri neden işe alınır bilemedim. Hayır, Çırak Aranıyor yazılsa onu anlarım ama Vasıfsız Eleman nedir?

Vasıfsız Eleman Pozisyonu tanım olarak; özel bir yeteneği ve uzmanlığı olmayan herhangi bir kişinin çok kısa bir eğitimle veya hiçbir eğitime bile gerek olmadan çalışabileceği işler, görevler demek oluyor.

Yani: Getir-Götür, Al-Ver, İndir-Kaldır, Yükle-Boşalt

Katma Değer nerede ? !

Değer katmaya gerek yok: Zamanında işine gelsin, denileni yapsın, çalışsın, çalışsın, çalışsın gitsin.

Bir vasfı da olmadığı için en iyi ihtimalle asgari seviyede bir ücret alsın. Başka da bir şey istemesin.

E, peki neden birileri kalkıp da iş hayatında; “We Are Smarter Than Me” demiş olabilir hiç düşündük mü?

Bu cümleyi daha önce bir yerlerden okuyanlar mutlaka olmuştur; ama bahse girerim ki Türkçesini duyan yok denecek kadar azdır.

“We Are Smarter Than Me” yanisi “Biz, Benden Daha Akıllıyız”

Liderlik ve strateji danışmanlarından olan Barry Libert ve Jon Spector, “Biz, Benden Daha Akıllıyız” diyerek, şirketlerin kendi sınırlarını yetenek havuzlarına açmalarını tavsiye eder.

Çünkü çalışanların, müşterilerin ve üçüncü kişilerin şirket ile doğrudan etkileşime girebilecekleri kanalları açmak, yıllar sürecek Ar-Ge çalışmalarından çok daha kısa sürede ve daha verimli sonuçlar elde edilmesini sağlar.

Katma Değer katar.

Ayrıca ne iş yaparsanız yapın rekabet anlayışı her zaman daha fazla sorgu ve akıl yürütmeyi sağlar. İşbirliğine dayanan ve her iki tarafın da değerinin ortaya çıktığı vasıf ilişkilerinde sistem de kendini besler ve sonuçta herkes kazanır.

Katma Değer oluşur, işe bir değer katılır.

Ortaklaşa akıl yürüttüğünüz, işbirliği yaptığınız konular ne kadar sağlamsa paydaşların elde ettikleri kazanç da o kadar sürdürülebilir olur.

Nasıl mı?

  1. Akıl yürüten, risk alan, mesleki bilgisi ve iş tecrübesi olan bir ekip  (çok da kolay bulunacak bir kadro değil kabul ama) hayal edin.

Ben bekliyorum. Siz hayal edin.

  1. Tamam şimdi de aklını işine vermeyen, sorumluluğu olmayan, mesleki bilgisi ve iş tecrübesi dahi olmayan bir ekip  (ki çok kolay bulunacak bir kadro) hayal edin.

Hangisiyle çalışmak istersiniz?

İlk hayalinizle çalışmak inanılmaz zordur! Sizi zorlar, kararlarınızı sorgular, inisiyatif alır, uygular. Plan bile yapar. Of, çok da zordur bunları bir arada tutmak. Hayır masrafı da çok olur, maaşı da. Sürekli ilgilenmeniz gerekir. Daha da kötüsü sizi sistematik çalışmaya zorlar. Ağız tadıyla patronluk yapamaz, hep çalışmak, gelişmek zorunda kalırsınız.

Peki ya ikinci hayaliniz! Oh, çok rahat. Ne söylersen “doğru” derler, “olur” derler. Söyleneni yaparlar, söylenmeyeni ise yapmazlar. Ne rahat di mi. Onların içindeki en zeki, en akıllı ve hatta en zengin sizsinizdir. Egonuz beslenir, konfor alanınız genişler. Ve tabiki paranız da birikir.

Peki ya sonra!

İşletmenin tüm bilgisi, aklı, zekası, yeteneği ve gayreti sizinle sınırlanır. İşletmenin kapasite sınırı sizsinizdir. Ortamdaki en Vasıflı Eleman da sizsinizdir.

Ve birgün bir yerlerden çıkıp gelen “Elalem” isimli işletme birdenbire senin işletmenden yani senden daha akıllı olur ve müşterileri toparlar gider.

Ya da Tedarikçilerini toparlar gider, bazen de çalışanlarını toparlar gider.

O zaman ne yapmak lazım !

Cevap: Personel Kalifikasyonu ve Esnekliği

Personel Kalifikasyonu; en önemli üretim ve maliyet faktörlerinden birisidir. Firmalar için personel, materyale dayalı olmayan bir yatırımdır. Personel, firmalara uzun süreli işletme başarısı ve sürdürülebilir bir işletme güvencesi için önemli yararlar sağlar. Bu anlamda da personel kalifikasyonu çok önemlidir.

Kalifikasyon Esnekliği; çalışanın sadece farklı makineleri çalıştırabilme, farklı süreçlerde görev alabilme yeteneği kazanması anlamına gelmemektedir. Temel olarak birden fazla işte çalışabilir ve aynı zamanda üretim yönetim sisteminin de tüm araçlarını kullanabilen kişi esnek kalifikasyona sahiptir.

İşgücünün Verimliliğini Arttırmaya İlişkin Önlemler [1]

İşletme yönetiminde ücret arttırıcı, çalışmayı sürekli kılıcı, kıdemi artırıcı, işverenin ücreti ödeyebilmesini sağlayıcı ve benzeri istekler arasında, çalışan verimliliğinin artırılması önlemleri de öncelikle yer almalıdır.

  1. Verimliliğin Artabilmesi için Başlıca Önlemler Şunlardır:
    1. Çalışanın zaman, bilgi ve becerisini artırıcı hizmet-içi ya da hizmet-dışı eğitimden geçirilmesi,
    2. Hızlı üretimi engelleyen eskimiş teknolojilerin yerine; hızı artırıcı, hatalı üretimi azaltıcı yeni teknolojilerin benimsenmesi. Bu aşamanın en önemli özelliği, yüksek teknoloji-hightech-olarak anılan ileri teknoloji kullanımı, özellikle de robot kullanımıdır. Bugün robot kullanılan fabrikalara, “geleceği olan fabrikalar” gözüyle bakılmaktadır. Bu nedenle otomasyana ve robotlaşmaya sıcak bakmak, teknolojik ve ekonomik bir zorunluluk halini almıştır.
    3. Üretim yöntemlerinde ya da üretim sürecindeki verimin yükselmesine engel olan durumların ortadan kaldırılması,
    4. İşyeri atmosferinin bıktırıcı olmaktan kurtarılması,
    5. Sürekli çalışmayı engelleyen iş kazası ve meslek hastalığı nedenlerinin, elden geldiğince ortadan kaldırılması.

İşveren ve çalışanlarca karşılıklı kabul edilerek uygulanabilir hale gelmiştir.

Burada bu konuda bazı uygulama örneklerini de vermemiz yerinde olacaktır:

  1. Çalışanlara belirtilen süreler kadar eğitim izni verilmesi ve bu iznin ücretli izin biçiminde kullanılması.
  2. İşyerinin yapısının elverişli olması durumunda, çalışanlar için bir seminer salonu tahsis etmesi.
  3. Çalışanların eğitimi için; işverenin izin ve seminer salonu vermesinin ötesinde, öğretim elemanı da sağlaması.
  4. Seminerlerde başarılı olan ve özellikle öğrendiklerini işyerinde uygulayanların tanınması ve işveren tarafından ödüllendirilmeleri.
  5. Seminerde başarı sağlayan çalışanların kıdemlerine, seminer süresi kadar ya da başka bir ölçüde eklemeler yapılması.
  6. Çalışanların da işverenler kadar, emek verimliliğinin artırılmasında arzulu olmaları, verimlilik ve karlılığın artmasından çalışanın yararlanma derecesine bağlıdır.

Vasıflılığın üretime yansıması, bu yansımanın karlılık derecesini artırması da olağan bir sonuç olarak görüleceğinden, bu artışın; çalışan kazancına, ücret verimlilik primi vb. biçiminde; ama mutlaka para ile ifade edilen fark olarak yansıması bekletilmelidir.

  1. Verimliliğin artması yoluyla “Sıfır Hata Noktasına” yaklaşmasını özendiren ve bu hedefe yaklaşılması oranında ücrete de artış sağlayan yöntem,
  2. Kök ücret karşılığında belirlenmiş üretim miktarının üstünde yapılan her üretim ünitesi için, ücrete ilave yapmayı sağlayan yöntem ve benzerleri hep verimliliğe dayalı ücret belirlemelerine farklı açılarda ve farklı görüşlere göre ele almaktadır.

İşletmesini bilimsel yöntemlerle yöneten; verimliliği, karlılığı, büyümeyi amaçlayan işletmeciler, çalışanın kıdeminin, dolayısıyla veriminin artmasına yardımcı olacak ve verim artışının faydalarını çalışanıyla paylaşma yolunu seçecektir. Yani çalışanın çalışmasını sürekli kılacak bir yönetim biçimini benimseyen işverenler, çok sık görülmektedir.

Bunun karşılığında sürekli çalışan işçinin becerisi de aynı doğrultuda artacağından, çoğu kez bu mekanizma ile işletmeye sağlanan kazanç, katmerleşen kıdem tazminatı ödemesinin üstünde olmaktadır.

Her işin özelliğine göre, beceri kazanma hız ve oranı farklı olmakla birlikte, ortalama olarak işin her yapılışında (katlanışında) harcanması gereken süre, bir öncekinin %80’i kadar olmaktadır. Batı literatüründe bu verimlilik gelişmesi “Learning Curve” olarak. yani Türkçesi “Öğrenme Eğrisi” olarak adlandırılır.

Ne kadar basit değil mi?

Kalifikasyon ile Kazan-Kazan ilişkisi ne kadar rahat sağlandı bile.

Ama sorun şu ki kelime Fransızca! Türkiye’de tamamen Fransız kaldığımız bir başka kelime daha işte.

Saygılarımla.

Zafer URFALIOĞLU

[1] https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/828225 Prof. Dr .Rıfat ÜSTÜN Anadolu Üniversitesi. İİBF. Öğretim Üyesi. İŞGÜCÜNÜN VERİMLİLİĞİ NASIL ARTTIRILABİLİR isimli çalışması.

İEİS: “Türk ilaç endüstrisi, 2023’te de hız kesmeden üretime devam edecek”

Pandemi sürecindeki tedarik zorluklarına ve maliyet artışlarına rağmen, hem Covid-19 tedavi protokolünde yer alan hem de tüm diğer tedaviler için ihtiyaç duyulan ilaçları hızla üretip, toplumun ve sağlık çalışanlarının ilaca erişimini kesintisiz devam ettiren Türk ilaç endüstrisi, 2023’e de hızlı başladı. Son olarak, mevsimsel koşullara bağlı olarak artan hastalıklar nedeniyle üretim ivmesini daha da artıran ilaç endüstrisi, toplumun ilaca erişimi noktasında önemli adımlar atmaya devam ediyor. İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası yaptığı açıklamada, ‘vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını karşılayacak ölçüde ilaç üretiminin kesintisiz devam ettiğini’ vurguladı.

Pandeminin zorlu koşullarında hastaların ilaca erişiminin kesintisiz sürmesi için gece gündüz çalışan Türk ilaç endüstrisi, bugün de yaşanan global tedarik zincirindeki tüm sorunlara rağmen artan mevsimsel hastalıkların yarattığı ilave talebi de karşılayacak şekilde üretimini artırarak sürdürüyor. İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası Genel Sekreteri Savaş Malkoç konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada; “Pandemi sebebiyle 2020 yılında başlayan ve halen tam olarak çözülemeyen küresel ticaret ve tedarik zincirindeki aksamaların yanı sıra emtia fiyatları ve üretim maliyetlerinde aşırı artışlar her sektör gibi endüstrimizi de çok ciddi bir yükün altına soktu. Ancak pandemi döneminde bile vatandaşlarımızı ilaçsız bırakmayan Türk ilaç endüstrisi bu zor dönemde de bu bilinçle üretimini tam kapasite devam ettirmektedir.” dedi.

Malkoç şöyle konuştu: “Türk ilaç endüstrisinin üretim kapasitesi ve gücünden kimsenin şüphesi olmasın. Uluslararası standartlardaki üretim tesislerimiz aralıksız şekilde faaliyetlerini sürdürüyor. Dünya standartlarındaki bu altyapımız sayesinde Sayın Cumhurbaşkanımızın da belirttiği gibi ülkemizin ilaç ihtiyacının %90’ını yurt içi üretimle karşılıyoruz. Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumumuzun, Uluslararası İlaç Denetim Birliği ve Uluslararası Uyum Konseyi üyelikleri, ülkemizin ilaç geliştirme, üretim ve denetim konularındaki küresel boyuttaki yetkinliğinin en net göstergesi. Devletimiz ve sanayimiz bugüne dek toplumumuzu hiçbir zaman ilaçsız bırakmadı, bırakması da söz konusu değil. Kamu kurumlarımızın, sektörümüzün yetkinliğine ve gücüne olan inancı, bizim yatırımlarımız, insan kaynağımız, teknolojimiz ve deneyimimiz sayesinde Türk ilaç endüstrisi 2023’e de başarısıyla damga vuracak. Halihazırda piyasaya sunduğumuz ilaç miktarındaki artış, vatandaşlarımızın ihtiyaç ve beklentilerini karşılayacak ölçekte.”

“Vatandaşlarımızın ilaca erişimi, bizim için bir görev”

Savaş Malkoç sözlerine şöyle devam etti; “Bu dönemde ilaç tedariki konusunda hiçbir sorun olmadığını söylemek elbette doğru değil. Almanya, Fransa, İngiltere gibi ülkelerde basına da yansıyan global tedarik zinciri sorunları var. Covid pandemisi sonrası bu sene çok ciddi boyutta artan mevsimsel hastalıkların yarattığı ilave talep nedeniyle özellikle soğuk algınlığı ilaçları ve antibiyotikler konusunda küresel boyutta ilaç yoklukları mevcut. Bununla birlikte, 100 yılı aşkın tarihe sahip Türk ilaç endüstrisi olarak, yaşadığımız tüm hammadde, ambalaj maddesi ve etkin madde tedarik sıkıntılarına rağmen, 7/24 tam kapasite ile vatandaşlarımızın ilaç ihtiyaçlarını karşılamak için büyük bir fedakârlıkla çalışıyor ve üretiyoruz. Endüstrimizin bu özverili çalışması ve Sağlık Bakanlığımızın aldığı önlemlerle ilaca erişim sorunu her geçen gün hızla azalmaktadır. Bu sayede, Avrupa’daki birçok ülke ile kıyaslandığında bu sorunun çok daha az hissedildiğini söylemek mümkündür.” 

Malkoç ayrıca, pandemi döneminde olduğu gibi küresel boyutta ilaç arzında sorun yaşandığı bugünlerde de ülkemizin güçlü yerli ilaç endüstrisine sahip olmasının stratejik öneminin daha iyi anlaşıldığını belirtti. Malkoç, “Vatandaşlarımızın ilaca erişiminin istikrarlı şekilde güvenceye alınması için büyük zorluklarla oluşturduğumuz yerli ve milli ilaç endüstrisinin devletimizin tüm imkânlarıyla desteklenmesinin ne kadar hayati olduğunu anladığımız dönemlerden geçiyoruz” diyerek sözlerine son verdi.

Kariyer Yolculuğu

“Sadece para kazanmayı hedeflediğiniz bir hayat, azminizin olmadığını gösterir. Yalnızca sınırlarınızı zorlayan bir yolculuğa çıktığınızda içinizdeki potansiyeli keşfedersiniz.” Barack Obama

Kariyer, literatürde; “Hayat boyu yapılan işler” olarak ifade edilmektedir. Kariyer bizi nasıl etkiler? Her şeyden önce kariyer, bizim gelişmemize neden olur. Hayatımızı büyük ölçüde kapsar ve yaşam şeklimizi belirler. Başarı duygumuzu güçlendirir. Kariyerimizi, bizim kendimiz etkilediğimiz gibi, çalıştığımız kurumlar da bizim kariyerimizi etkiler.

Kariyerin bir izah ve bir de düzenleme fonksiyonu vardır. İzah işlevi; iş çevresinde olup-biteni anlamaya çalışmamızdır. Bir başka açıdan, izah işlevi, bizi yaşatan ya da hayatta tutan nedendir. İzahta, ne olduğunu, nasıl olduğunu ve sebep-sonuç ilişkilerini ortaya koyabilmek çok önemlidir. İzah etme çabalarınızda karşılaşacağınız güçlükler ise olan-bitenin gizlenmesi ile iltifat ve hediyelerle otoritenin bozulmasıdır. Düzenleme işlevi; işgören ve diğer üyeler arasındaki ilişkiye ait olan kuralların bütününü ifade eder. Birey-birey arasındaki kurallar; kolayca anlaşılabilir, gözlenebilir ve düzenlenebilir. Birey-çalışan ilişkileri ise son derece karmaşık bir yapıdadır. Bu büyük yapıda, sosyal bir çatı oluşturulur ve emredici bir yapı ortaya çıkar.

Kariyerde başarıya; inançlarınız/sezgileriniz, bilgi ve yeteneklerinizi kullanma dereceniz, zaman geçtikçe kazanacağınız deneyim ve gözlemleriniz ile eleştirel düşünce hacminizle ulaşabilirsiniz. Sizi, kariyerinizde, başarıya ulaştıracak olan, hiçbir hazır reçete mevcut değildir. Sadece düşünmekle, başarıya ulaşamazsınız. Sadece başarılı örnekleri gözlemleyerek de başarıya ulaşamazsınız. Yine sadece başarılı örnekleri gözlemleyip, onları not alarak da başarıya ulaşamazsınız. İnsanoğlunun, bugüne kadar, tüm evrende geçerli olan, sadece bir kural bulmuş olması –ki o da ışık hızıdır- hiçbir şeyin garantisi olmadığının bir göstergesidir. Peki başarıya ulaşılması için ne yapılması gerekir? O zaman sizin, biraz şüpheci olmanız ve akılcılıkla kendinize aydınlık bir yol açmanız gerekmektedir. İçten gelen bilgilerinize de başvurmalısınız. Kariyerinizi, sadece inandığınız ve kabul ettiğiniz, çelişkili olan konular çerçevesinde kurmayınız, mantık yapınız. Çelişki kuralı, mantığın en önemli kuralıdır. İçinde çelişki barındıran konuları odağa koyarak, başarılı bir kariyer planı yapamazsınız. Kariyer planlamada objektif olunuz. Objektiflik, gerçeğe temas etmeye çalışmaktır. Subjektiflik ise kabul etmek demektir.  Kariyer planlamanızı; isteklerinizi/sezgilerinizi, güçlü ve hassas olan yönlerinizi, mevcut olan zaman, ortam ve koşulları dikkatli bir şekilde değerlendirerek, bilgili ve bilinçli bir şekilde, sınırları olan bir çerçevede oluşturunuz ve sürekli olarak geliştiriniz.

İş yaşamında; zeki olmak, atak olmak ve etik değerlere uygun davranışlar ortaya koymak, Albert Einstein’ın “Başarılı biri olmaya değil, değerli biri olmaya çalışın.” dediği gibi size başarıyı, kendiliğinden getirecektir.

Dr. Öğr. Üyesi Gözde MERT

Nişantaşı Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi

İşletme Bölüm Başkanı & Gözde Araştırma Şirketi Kurucusu

Detaylı bilgiler için aşağıdaki eseri okuyabilirsiniz.

Mert, G. (2022). Örnek Olay ve Uygulamalar ile Kariyer Yönetimi ve Planlaması, Nobel Akademik Yayıncılık, Ankara.

Fiyat Farkı Katsayıları Nasıl Belirlenmelidir ?

İtirazen Şikayet Konusu; İdari Şartname’nin 46’ncı maddesinde sözleşmenin uygulanması aşamasında fiyat farkı verileceğinin düzenlendiği, ancak yapılan düzenlemede fiyat farkı katsayılarının fiyat farkı katsayılarının toplamlarının hatalı olduğu iddialarına yer verilmiştir.

Kamu İhale Kurulu Kararı Özeti; 23.11.2022 tarihli ve 2022/UH.II-1443  sayılı Kamu İhale Kurulu kararına göre, Yapılan incelemede; 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun “Fiyat farkı verilebilmesi” başlıklı 8’inci maddesinde “Sözleşme türlerine göre fiyat farkı verilebilmesine ilişkin esas ve usulleri tespite Kamu İhale Kurumunun teklifi üzerine Cumhurbaşkanı yetkilidir.

Sözleşmelerde yer alan fiyat farkına ilişkin esas ve usullerde sözleşme imzalandıktan sonra değişiklik yapılamaz…” hükmü,

4734 Sayılı Kamu İhale Kanununa Göre İhale Edilen Hizmet Alımlarında Uygulanacak Fiyat Farkına İlişkin Esaslar’ın “Fiyat Farkı Hesabı” başlıklı 5’inci maddesinde “…(1) Fiyat farkı aşağıdaki formüllere göre hesaplanır:

  1. c) Diğer hizmet alımlarında;

F = An x B x ( Pn-1)

İn AYn Yn Gn Mn

Pn = a1 + a2 —— + b1 —— + b2 —— + b3 —— + c ——

İo AYo Yo Go Mo

(2) Formüllerde yer alan;

  1. a) F: Fiyat farkını (TL),
  2. b) B: 0,90 sabit katsayısını,
  3. c) An: İlk geçici hakedişte (n=1) olmak üzere (n) inci hak edişte; birim fiyatlı işlerde uygulama ayında gerçekleşen iş kalemlerinin sözleşme fiyatlarıyla çarpılması sonucu bulunan tutarı (TL), götürü bedel işlerde ise uygulama ayında gerçekleşen ilerleme yüzdesiyle sözleşme bedelinin çarpılması sonucu bulunan tutarı (TL),

ç) Pn: İlk geçici hakedişte (n=1) olmak üzere (n) inci hakedişte, fiyat farkı hesabında kullanılan temel endeksler ve güncel endeksler ile a1, a2, b1, b2, (Ek ibare: 24.02.2022-31760 R.G./2. md.; yürürlük: 26.03.2022) b3 ve c değerlerinin ağırlık oranlarını temsil eden katsayıların yukarıdaki formüle uygulanması sonucu bulunan fiyat farkı katsayısını,

  1. d) a1: Haftalık çalışma saatinin tamamı idarede kullanılan işçiliklerin ağırlık oranını temsil eden ve 6 ncı maddeye göre fiyat farkı hesaplanan sabit bir katsayıyı,
  2. e) a2: Haftalık çalışma saatinin tamamı idarede kullanılmayan işçiliklerin ağırlık oranını temsil eden sabit bir katsayıyı,
  3. f) b1: Akaryakıtın ağırlık oranını temsil eden sabit bir katsayıyı,
  4. g) b2: Diğer katı veya sıvı yakıtların ağırlık oranını temsil eden sabit bir katsayıyı,

ğ) b3: Malzeme veya diğer hizmetlerin ağırlık oranını temsil eden sabit bir katsayıyı

  1. h) c: Makine ve ekipmanın amortismanına ilişkin ağırlık oranını temsil eden sabit bir katsayıyı, …

ifade eder.

(3) Ağırlık oranlarına ilişkin sabit katsayıların, işin niteliğine ve işte kullanılan girdilere uygun biçimde toplamı bire (1.00) eşit olacak şekilde belirlenerek ihale dokümanında gösterilmesi ve her sabit katsayı için dördüncü fıkraya göre hesaplamaya esas endeksin belirlenmesi zorunludur. Katsayıların belirlenmesinde öncelikle a 2, b 1, b 2, b 3 ve c katsayıları belirlendikten sonra bunların toplamı birden çıkarılarak bulunan sayı a 1 katsayısı olarak alınır…” hükmü,

İdari Şartname’nin “Fiyat farkı” başlıklı 46’ncı maddesinde “46.1. İhale konusu iş için sözleşmenin uygulanması sırasında aşağıdaki esaslara göre fiyat farkı hesaplanacaktır.

46.1.1.

1- Yürürlükte bulunan 4734 Sayılı Kamu İhale Kanununa Göre İhale Fiyat Farkı Açıklamaları
24.02.2022 tarihinde yayınlanan 4734 Sayılı Kamu İhale Kanununa Göre İhale Edilen Hizmet Alımlarında Uygulanacak Fiyat Farkına İlişkin Esaslar’ a göre fiyat farkı verilecek olup fiyat farkı aşağıdaki formüle göre hesaplanacaktır.

F = An x B x [(Sn/So)-1]
b) Elektronik haberleşme hizmeti alımlarında;

F = An x B x [(En/Eo)-1]

  1. c) Diğer hizmet alımlarında;
    F = An x B x ( Pn-1)
    …………………….İn……….AYn………..Yn…………Gn………Mn
    Pn = a1 + a2 —— + b1 —— + b2 —— + b3 —— + c ——
    ……………………..İo……….AYo………..Yo………..Go…………Mo

(2) Formüllerde yer alan;

  1. a) F: Fiyat farkını (TL),
  2. b) B: 0,90 sabit katsayısını,
  3. c) An: İlk geçici hakedişte (n=1) olmak üzere (n) inci hak edişte; birim fiyatlı işlerde uygulama ayında gerçekleşen iş kalemlerinin sözleşme fiyatlarıyla çarpılması sonucu bulunan tutarı (TL), götürü bedel işlerde ise uygulama ayında gerçekleşen ilerleme yüzdesiyle sözleşme bedelinin çarpılması sonucu bulunan tutarı (TL),

ç) Pn: İlk geçici hakedişte (n=1) olmak üzere (n) inci hakedişte, fiyat farkı hesabında kullanılan temel endeksler ve güncel endeksler ile a1, a2, b1, b2, b3 ve c değerlerinin ağırlık oranlarını temsil eden katsayıların yukarıdaki formüle uygulanması sonucu bulunan fiyat farkı katsayısını,

  1. d) a1: Haftalık çalışma saatinin tamamı idarede kullanılan işçiliklerin ağırlık oranını temsil eden ve 6 ncı maddeye göre fiyat farkı hesaplanan sabit bir katsayıyı,
  2. e) a2: Haftalık çalışma saatinin tamamı idarede kullanılmayan işçiliklerin ağırlık oranını temsil eden sabit bir katsayıyı,
  3. f) b1: Akaryakıtın ağırlık oranını temsil eden sabit bir katsayıyı,
  4. g) b2: Diğer katı veya sıvı yakıtların ağırlık oranını temsil eden sabit bir katsayıyı,

ğ) b3: Malzeme veya diğer hizmetlerin ağırlık oranını temsil eden sabit bir katsayıyı

  1. h) c: Makine ve ekipmanın amortismanına ilişkin ağırlık oranını temsil eden sabit bir katsayıyı,

(4) Formüldeki temel endeksler (o) ve güncel endeksler (n)’den;

  1. a) İo, İn: İşçilikle ilgili temel asgari ücreti ve güncel asgari ücreti,
  2. b) AYo: Akaryakıt ürünleri için ihale tarihindeki satış fiyatını,

AYn: Akaryakıt ürünleri için uygulama ayına ait ortalama satış fiyatını,

  1. c) Go, Gn: İhale konusu hizmet kapsamında yer alan malzeme ve diğer hizmetler için fiyat farkı hesabına esas sayı veya sayıları,
  2. d) Mo, Mn: Makine ve ekipmana ait amortisman için, Endeks Tablosunun 28 numaralı “Makine ve Ekipmanlar b.y.s.”, 28.1 numaralı “Genel Amaçlı Makineler”, 28.2 numaralı “Diğer Genel Amaçlı Makineler”, 28.3 numaralı “Tarım ve Ormancılık Makineleri”, 28.4 numaralı “Metal İşleme Makineleri ve Takım Tezgahları”, 28.9 numaralı “Diğer Özel Amaçlı Makineler” sütunundaki sayı (2022 Haziran Ayı Endeksi1006,95 2022 Temmuz Ayı Endeksi 1045,22)
  3. e) Yukarıdaki endekslerden Go ve Gn için idarece; Endeks Tablosundan alt sektörler itibarıyla malzeme ve diğer hizmetlerin niteliği ve gereklerine uygun olan endeksin tespit edilerek ihale dokümanında belirtilmesi zorunludur. İdarelerin bu tespiti yapamamaları durumunda ise Go ve Gn endeksleri için Endeks Tablosunun “Genel” sütunundaki sayılar esas alınır. Ancak malzemeli yemek hizmeti alımlarında Endeks Tablosunun 10 numaralı “Gıda Ürünleri” sütunundaki sayı (2022 Haziran Ayı Endeksi 1573,60 2022 temmuz Ayı Endeksi 1646,88)

2-4734 sayılı Kamu İhale Kanununa göre ihale edilen hizmet alımlarında uygulanacak fiyat farkına ilişkin esasların 6. maddesine göre fiyat farkı verilecektir. (Asgari Ücret Fiyat Farkı)

Katsayı—-1.kısım—–2.kısım—–3.Kısım—-4.Kısım
a1————-0,1346——0,1304——0,1583——0,1464
b1————-0,0027——0,0007——0,00——–0,0009
b3————-0,8532——0,8609——0,8392——0,8387
c—————0,0095——0,0080——0,0024——0,0141”

düzenlemesi yer almakta olup söz konusu hususlara Sözleşme Tasarısı’nın “Fiyat farkı ödenmesi ve hesaplanması şartları” başlıklı 14’üncü maddesinde de yer verildiği görülmüştür.

İdari Şartname’nin 46’ncı maddesinde ihalenin kısımlarına ilişkin olarak ayrı ayrı belirlenen fiyat farkı katsayıları ve söz konusu katsayıların toplamları aşağıdaki tabloda yer almaktadır.

Katsayı 1. kısım 2. kısım 3. kısım 4. kısım

a1 0,1346 0,1304 0,1583 0,1464

b1 0,0027 0,0007 0,0000 0,0009

b3 0,8532 0,8609 0,8392 0,8387

c 0,0095 0,0080 0,0024 0,0141

4734 Sayılı Kamu İhale Kanununa Göre İhale Edilen Hizmet Alımlarında Uygulanacak Fiyat Farkına İlişkin Esaslar kapsamında kullanılacak olan katsayılardan a 1 haftalık çalışma saatinin tamamını idarede geçiren işçiliklerin ağırlık oranını, b 1 akaryakıt ağırlık oranını, b 3 malzeme veya diğer hizmetlerin ağırlık oranını, c ise makine ve ekipmanın amortismanına ilişkin ağırlık oranını temsil eden sabit bir katsayıyı ifade etmektedir.

Başvuruya konu ihaleye ilişkin fiyat farkı düzenlemesinde, ihalenin 3’ncü kısmına ilişkin olarak a 1 haftalık çalışma saatinin tamamını idarede geçiren işçiliklerin ağırlık oranının 0,1583, akaryakıt ağırlık oranı olan b 1 katsayısının 0,0000, b 3 malzeme veya diğer hizmetlerin ağırlık oranının 0,8392, c makine ve ekipmanın amortismanına ilişkin ağırlık oranının 0,0024 olarak belirlendiği,

İhalenin 4’ncü kısmına ilişkin olarak a 1 haftalık çalışma saatinin tamamını idarede geçiren işçiliklerin ağırlık oranının 0,1464 , akaryakıt ağırlık oranı olan b 1 katsayısının 0,0009, b 3 malzeme veya diğer hizmetlerin ağırlık oranının 0,8387 , c makine ve ekipmanın amortismanına ilişkin ağırlık oranının 0,0141 olarak belirlendiği,

Söz konusu fiyat farkı esaslar hükümlerinden, bir ihalede fiyat farkı verilecekse fiyat farkı katsayılarının işin niteliğine ve işte kullanılan girdilere uygun biçimde belirlenmesi gerektiği,

İhaleye ilişkin katsayı toplamının bire (1) eşit olduğunun kabulü ile teklif verilebileceği anlaşılmış olup, başvuru sahibinin iddiasının yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.

Mehmet ATASEVER

Kamu İhale Kurulu Eski Üyesi/ Akademisyen

Vergide Tebligatın Önemi !

Tebligat hukuki işlemlerin muhatabına veya muhatabın adına kanunen yetkili kıldığı kişi ve kurumlara yazılı veya elektronik olarak yapılan bildirimlerdir. Tebligatlar resmi olarak mükelleflere, bunların kanuni temsilcilerine, umumi vekillerine veya vergi cezası kesilenlere yapılır.

Tüzel kişilere yapılacak tebligatta Anonim şirketlerin yönetim kurulu başkanı Limited şirketlerde ise müdür veya kanuni temsilcilerine, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde ise bunları idare edenlere veya temsilcilerine yapılır. Şirket veya şahıs işletmelerinde tebligat yapılacak kimsenin bulunmaması halinde ikametgâh adresinde bulunanlardan veya işyerlerinde memur ya da bordrolu çalışanlarından birine yapılabilir. Mükellefin çeşitli hukuki sebeplerden dolayı yerine geçen veli, vasi veya kayyım gibi vergi sorumlusundan herhangi birine de tebliğ yapılabilir. Tebligatı yapılacak evrakı içeren zarf posta idaresince muhatabına verilir ve bu durum muhatap ile posta memuru tarafından tebliğ alındısına tarih ve imzalanmak ve/veya okuma/yazması yok ise parmak basmak suretiyle tebligatı teslim edilir. 2000 li yılların başından itibaren hayatımıza giren internet ve mail teknolojisi ile artık pek çok kuruma ait tebligatlar elektronik olarak iletilebilmektedir.

Artık tebligatların birçoğu KEP sistemine bir kısmı ise e-devlet sistemine düşmektedir. Ancak yine bazı özellikli durumlarda tebligat posta veya elektronik olarak yapılmanın dışında ilan ile yapılmak zorunda kalınabilir. Bunlar:

  1. Muhatabın VUK’nun 101 inci maddesi kapsamında bilinen adresi yoksa,
  2. VUK’nun 101 inci maddesinin birinci fıkrasının (1) ve (2) numaralı bentlerinde sayılan bilinen adreste tebliğ yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde kayıtlı bir adresi bulunmazsa,
  3. Yabancı memleketlerde bulunanlara tebliğ yapılmasına imkân bulunmazsa,
  4. Başkaca nedenlerden dolayı tebliğ yapılmasına imkân bulunmazsa.

Peki ilan ile tebliğin şekil şartları nelerdir?

  1. 1. İlan yazısı tebliğ yapan vergi dairesinin ilan koymaya mahsus mahalline asılır ve (3) numaralı bende göre ilana çıkarılır.
  2. İlan yazısının bir sureti mükellefin bilinen son adresinin bağlı olduğu muhtarlığa gönderilir.
  3. İlan ile yapılan tebliğin konusu bin lira ila yüzbinlira (534 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2022’den itibaren 4.900 -TL – 490.000 -TL) arasındaki vergi veya vergi cezasına taalluk ettiği takdirde ilan, ilgili vergi dairesinin bulunduğu yerin belediye sınırları içinde çıkan bir veya daha fazla gazetede (7418 sayılı kanunun 28 inci maddesiyle eklenen ibare; Yürürlük: 1.4.2023)ve bir internet haber sitesinde yayımlanır. Tutarın yüzmilyar lirayı (534 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2022’den itibaren 490.000 -TL ve üzeri) aşması halinde ilan, Türkiye genelinde yayın yapan günlük gazetelerden birinde (7418 sayılı kanunun 28 inci maddesiyle eklenen ibare; Yürürlük: 1.4.2023)ve bir internet haber sitesinde ayrıca yapılır.
  4. İlan yolu ile yapılan tebliğin konusu her biri için ayrı ayrı olmak üzere 3.600 Türk lirasından fazla vergi veya vergi cezasına taalluk ettiği takdirde ilan ayrıca Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı vergi daireleri açısından Gelir İdaresi Başkanlığının, diğerleri için ilgili idarenin resmi internet sitesinde de duyurulabilir.

Tebliğ olunacak evrakın örnekleri yabancı memlekette bulunan mükellefin bilinen adresine ayrıca posta ile gönderilir.

İlan ve Posta ile ilan dışında günümüzde kullanılan elektronik tebligatlarda muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır. Vergisel açıdan tebligat sürelerine riayet edilmemesi önemli hukuki süreçleri doğurmaktadır. Öncelikle vergisel cezalar ile banka hesaplarına tedbir/bloke konulması şirketlerin mali yapısını bozmaktadır. Tebligat her ne şekilde yapılırsa yapılsın bildirim ve itiraz sürelerine dikkat edilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde sonuçları ağır olmaktadır.

Faydalı olması dileğiyle..

Can DOYRANLI

İşçiden Raporlu Olduğu Süre İçinde Savunması İstenebilir mi ?

İşçinin hastalık, kaza veya gebelik ve doğum sebebiyle istirahat raporlu olduğu süre iş sözleşmesinin askıda olduğu süre olarak kabul edilmektedir.

Bu süre içinde işçinin iş edimini sunma işverenin de ücret ödeme yükümlülüğü bulunmamaktadır. Askı süresi (istirahat raporlu) içinde işçi Sosyal Güvenlik Kurumundan geçici iş göremezlik ödeneği alır. İşçi raporlu iken iş görme borcuna bağlı olarak işçiden bir soruşturma kapsamında savunma istenip istenmeyeceği tartışma konusudur. İşçinin dürüstlük kuralları çerçevesinde işvereni tarafından talep edilen savunmayı ruhen ve bedenen uygun olması halinde vermesi beklenir. Ancak işçinin savunma veremeyecek derecede hasta olması halinde de işverenin savunma istemesi beklenemez.

Konuyla ilgili Danıştay 12.Dairesi’nin daha önce verdiği bir kararda bir öğretmenin raporlu iken müfettişler tarafından savunması istenmesine rağmen vermemesini yasalara aykırı bulduğunu ve söz konusu kişinin savunmayı yazılı ya da vekil aracılığı ile yapabileceğini belirttiğini ifade etmemiz gerekiyor. Ancak bu karar elbette ki 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na tabi personel için verilmiş bir karardır. 4857 sayılı İş Kanununa tabi olan işçiler bir iş sözleşmesine dayanarak çalıştıkları için işçinin istirahat raporlu olduğu sürede iş görme borcu askıda olduğundan bu süre içinde bu borcun yerine getirilmesi ile ilgili savunma istenip istenmeyeceği önem taşımaktadır.

Uygulamada işçinin iş sözleşmesi askıda iken örneğin işçi istirahat raporlu iken iş sözleşmesinin feshedilip edilemeyeceği ile ilgili mevzuatımızda belirli düzenlemeler bulunmaktadır. Nitekim 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/I-b maddesinde“…işçinin hastalık, kaza, doğum ve gebelik gibi hallerde işveren için iş sözleşmesini bildirimsiz fesih hakkı; belirtilen hallerin işçinin işyerindeki çalışma süresine göre 17 nci maddedeki bildirim sürelerini altı hafta aşmasından sonra doğar….” kuralına göre işverenin bildirimsiz fesih hakkının söz konusu olduğu düzenlenmiştir. Ancak süreli fesih bildirimlerini askı süresi içinde de kullanmak mümkün olmakla birlikte, bildirimlerin askı süresi içinde hüküm doğurmayacağı ancak askı süresi sonunda hüküm doğuracağı konusunda öğretide görüş birliği bulunmaktadır.

Bu kapsamda, süreli fesih bildiriminin askı süresinde de (raporlu, izinli) kullanılması mümkündür. İşçinin iş sözleşmesi raporlu (istirahatli) olduğu sü­rede askıda olduğu için söz konusu olan fesih bildirimi raporun bitim tari­hinde hüküm ve sonuç doğurur (TBK, m. 432/6). Örneğin işçi yıllık ücretli izinli ya da istirahat raporlu iken süreli fesih bildiriminde bulunulabilir ancak fesih bildirim süreleri yıllık ücretli iznin ya da istirahat raporunun bitiminden itibaren işlemeye başlar. Örneğin yıllık izin süresi içinde sözleşmenin işveren tarafından feshedilmesi halinde, fesih bildirim süresi ile yeni iş arama izni yıllık izin süresi ile içiçe giremez (İşK m.59/II).

Ancak, haklı nedenle fesihlerde raporlu olunan süre içinde iş sözleşmesinin feshi mümkün olabilecektir. Nitekim 4857 sayılı İş Kanunu’nun “işverenin haklı nedenle derhal fesih hakkı” başlığını taşıyan 25/I-b maddesinde yer alan “…işçinin hastalık, kaza, doğum ve gebelik gibi hallerde işveren için iş sözleşmesini bildirimsiz fesih hakkı; belirtilen hallerin işçinin işyerindeki çalışma süresine göre 17 nci maddedeki bildirim sürelerini altı hafta aşmasından sonra doğar….” kuralına göre işverenin bildirimsiz fesih hakkının söz konusu olduğu düzenlenmiştir.

Sonuç olarak, işçinin raporlu olduğu süre içinde iş sözleşmesi askıda olduğu için bu süre içinde savunma istenmesi hukuka uygun olmaz. Çünkü, askı süresi içinde temel edimlerden olan iş görme borcu askıya alındığından, bu borcun yerine getirilmesi ile ilgili savunma istenmesi uygun değildir. Ayrıca, belirsiz süreli iş sözleşmelerinde, askı durumunda bildirim sürelerinin işlemeyeceği ile ilgili de öğretide görüş birliği bulunmaktadır. Askı döneminde süreli fesih hakkı kullanılabilir, ancak bu süre içinde bildirim süreleri işlemez. Bildirim süreleri askı döneminin sona ermesinden sonra işlemeye başlar. Bu kapsamda, işveren askı döneminde bildirim süresine ilişkin ücreti peşin ödeyerek işçinin iş sözleşmesini derhal sona erdiremez. Böyle bir fesih beyanı askı döneminin sonunda hüküm doğurur[1].

Lütfi İNCİROĞLU

[1] ERTÜRK, Şükran, İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Pratik Çalışmaları, 6. Baskı, Ankara 2018, s.150.

2023 Global Riskler Zirvesi: Risk Yönetimi Profesyonelleri Buluşuyor

Kurumsal Risk Yönetimi Derneği’nin her yıl gerçekleştirdiği ‘Global Riskler Zirvesi’ farklı sektörlerden önde gelen firmaların yöneticilerinin ve sektör profesyonellerinin katılımıyla 13 Ocak Cuma günü Sabancı Kuleleri Hacı Ömer Sabancı Konferans Salonu’nda gerçekleşecek.

Türkiye’de risk yönetimi konusunda finans dışı sektörlerde faaliyet gösteren tüm profesyonelleri aynı çatı altında toplayan Kurumsal Risk Yönetimi Derneği (KRYD) tarafından düzenlenen ‘2023 Global Riskler Zirvesi’ 13 Ocak’ta İstanbul’da gerçekleşecek. Dünyanın karşı karşıya kaldığı risklere ve alınabilecek önlemlere dikkat çekmek amacıyla bu yıl 9’uncusu gerçekleştirilecek zirvede alanlarında uzman birbirinden değerli isimler yer alacak.

KRYD tarafından her yıl düzenlenerek Türkiye’nin risk yönetimi alanında önemli platformlardan biri haline gelen ‘2023 Global Riskler Zirvesi’, Sabancı Kuleleri Hacı Ömer Sabancı Konferans Salonu’nda misafirlerine ev sahipliği yapacak.

Türkiye ve dünyayı etkileyecek makroekonomik, jeopolitik, teknolojik riskler ve bunların yönetiminin kapsamlı bir şekilde ele alınacağı zirvenin açılış konuşmalarını KRYD Yönetim Kurulu Başkanı A. Serdar Öngün ve Sabancı Holding Finans Grup Başkanı N. Orhun Köstem gerçekleştirecek. Zirvenin diğer konuşmacıları arasında Amarkon Grup Yönetim Kurulu Üyesi ve Bahçeşehir Üniversitesi IIBF Uluslararası Finans Öğretim Üyesi Dr. Markus C. Slevogt, Axa Sigorta Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve CEO’su Yavuz Ölken, Global Source Partners’ten Dr. Murat Üçer ile teknoloji yazarı ve trend avcısı M. Serdar Kuzuloğlu yer alıyor.

Risk profesyonellerini bir araya getiren zirveye katılım ücretsiz olarak gerçekleşecek.