Geçtiğimiz Yıl Türkiye’de 26.958 Litre Su Tasarrufu Sağlandı

Satınalma Eğitimi Geçtiğimiz Yıl Türkiye'de 26.958 Litre Su Tasarrufu Sağlandı

Satınalma Eğitimi Geçtiğimiz Yıl Türkiye'de 26.958 Litre Su Tasarrufu Sağlandı2023 yılında ,Türkiye’de karbon salımının 5.780 ton azaltılmasına, 5.560 ağacın kurtarılmasına, 26.958 litre su tasarrufuna ve 561 ton atık oluşumunun engellenmesine katkı sağlandı.

Ürünlerin, süreçlerin veya hizmetlerin çevresel etkilerini araştırmak için yaşam döngüsü analizleri (LCA) yapan şirketler, sürdürülebilirlik kültürünü tedarik zincirlerine yayma konusunda giderek artan bir eğilim göstermektedir. LCA’lar hem bir mercek hem de bir kaldıraç görevi görerek beşikten mezara kadar ürün ve süreçlerin çevresel etkilerinin kapsamlı bir görünümünü sunar. Malzeme çıkarma, üretim, kullanım ve bertarafı kapsayan malların yaşam döngüsüne yapılan bu derin dalış, gizli çevresel riskleri ortaya çıkarır, bilinçli karar vermeyi kolaylaştırır ve yüklerin bir yaşam döngüsü aşamasından diğerine kaymasını önlerken sağlam sürdürülebilirlik stratejilerinin geliştirilmesini teşvik eder. Bu eğilim genellikle sürdürülebilirlik veya çevre sertifikalarının sunulmasıyla desteklenmektedir. Bu sertifikalar doğal kaynaklardaki tasarrufları, karbon emisyonlarındaki azalmaları ve atıkların ortadan kaldırılmasını ölçerek şirketlerin sürdürülebilirliğe olan bağlılıklarını somut bir şekilde göstermelerini sağlar. Ayrıca, şirketlerin çevre dostu veya sürdürülebilir uygulamalar yapmalarına rağmen bunları uygulamadıkları yönündeki suçlamalardan kaçınmaları için güvenilir bir temel sağlar. Ayrıca, sürdürülebilirlik raporlamasına ve kurumsal çevre hedeflerine ulaşılmasına yardımcı olurken, giderek daha sıkı hale gelen düzenlemelere uyumu da destekler.

“Sürdürülebilirlik sertifikasına sahip işletmeler 5.560 ağacı kurtardı”

Sürdürülebilirlik sertifikası almaya hak kazanan 2023 yılında sadece Türkiye’de paylaşım ve yeniden kullanım havuzlama hizmetini kullanarak karbon emisyonlarını 5.780 ton azalttı, 5.560 ağacı kurtardı, 26.958 litre su tasarrufu sağladı ve 561 ton atığın önüne geçti” dedi.

Togo’da 7.7 Milyar Dolarlık Yatırım Fırsatı Türkleri Bekliyor !

Satınalma Eğitimi Togo’da 7.7 Milyar Dolarlık Yatırım Fırsatı

Satınalma Eğitimi Togo’da 7.7 Milyar Dolarlık Yatırım FırsatıBatı Afrika ülkelerinden Togo’da; tarımdan ulaşıma, sağlıktan turizme, madencilikten inşaata, lojistikten barınmaya, liman projelerine kadar birçok alanda toplam değeri 7 milyar 721 milyon doları bulan yatırım fırsatları var. Togo İş Konseyi Başkanı Abide Gülel, yaptığı açıklamada, Togo’daki yatırım fırsatları hakkında detaylı bilgiler verdi: 

Devlet Garantili Projeler 

“Togo, henüz Türkler tarafından keşfedilmemiş bir ülke. 2021 yılında Cumhurbaşkanı düzeyindeki ziyaret, Türkiye-Togo ilişkilerinde dönüm noktası olmuştur.  

Yatırım olanaklarına baktığımızda, biz sadece devlet garantili projeler üzerinde ilerliyoruz. Çünkü gördüğümüz sıkıntılar özel sektörle yapılan iş birliklerinde çıkıyor. Bu yüzden devlet ihalelerine giriyoruz.  

Togo’nun, Avrupalı ve Çin şirketlerinin yası sıra Türk firmalarına da açtığı anahtar projeler şöyle: Kreş ve okul inşaatı; 195 milyon dolarlık bir proje.Deniz suyundan içme suyu projeleri; 190 ve 93 milyon dolarlık iki ayrı proje. Çok önem veriyorlar, çünkü hastalıkların çoğu içme suyundaki kirlilikten kaynaklanıyor.  

Bütçesi henüz belirlenmemiş 7 hastane inşaatı ve işletilmesi projesi var. Tarım Bakanlığı’na bağlı Afrodat isimli kuruluşun 25’er yıllık beş ayrı projesi var. Bu proje sadece ekip biçme projesi değil. İçinde mini barajların, otelin, konaklamanın, yolların olduğu çok geniş çapta bir proje. Bu da 95.5 milyon dolarlık bir proje.  

Agropark inşaatı var. Gelişmiş tarım teknikleri konusunda Türkiye ileri bir devlet olduğu için yardım bekliyorlar.Lome tren hattı projesi; 4 milyar dolarlık bir proje. Yatırım Bakanlığı finansal ve teknik ortaklık bekliyor.  

Otoban inşaatı; 2.9 milyar dolarlık proje. Finansal ve teknik partnerler aranıyor.  Sulfat konusunda başlamış 100 milyon dolarlık bir proje var. Cumhurbaşkanımız da “Madencilerimizi Afrika’ya davet ediyorum, orada yatırım yapın” demişti. Togo, özellikle şarz ve yenilenebilir pil konusunda pazarda yerini almaya hazır. Bu alanda yatırım yapmak isteyen firmalarımızı Togo’da görmek isteriz.Havalimanı oteli ve iki büyük otelin renevasyonu proşesi var. Havalimanı oteli 83.5 milyon dolarlık bir proje. Devlete bağlı iki büyük otelin de 32’şer milyon dolarlık renevasyonu var.

Kasım Ayında Togo’ya Gidiyoruz 

Bu projelerde yer almak isteyen ya da projeleri yerinde görmek isteyen yatırımcılarımız Kasım ayında yapacağımız Togo ziyaretine katılabilirler. Bizimle iletişime geçmeleri yeterlidir.

Togo, Batı Afrika’da; Gana ile Benin arasında uzun ince bir liman ülkesi. Bölgenin en derin limanına sahip. Uluslararası Lome Havalimanı var. Henüz Türkiye’den uçak yok ama Fransa’dan ve Etiyopya’dan uçulabiliyor. Benin’e uçularak iki saatlik araba yolculuğuyla ulaşılabiliyor. Türkiye’den Avrupa’ya 4 saatte ulaşılırken Togo’ya da 6 saatte ulaşabiliyorsunuz. Tabi direk uçuş olmaması bir handikap. 

Asgari Ücret 80 Dolar 

8.5 milyon genç nüfus var ve ortalama 80 dolar gibi bir asgari ücretle çalışıyor insanlar.

Fransızca Konuşuluyor

Togo’daki en önemli bariyer Fransızca. İngilizce bilmiyorlar. Bakanlar tabi ki İngilizce konuşuyor ama halk sadece Fransızca ve kendi yerel dilini konuşuyor. Togo, bu yüzden yeterince keşfedilmemiş. Ama şimdilerde İngilizce’ye bir yönelim var.”

Tedarik Zinciri Sürdürülebilirliği: Şirketler İçin Ne İfade Ediyor ?

Satınalma Eğitimi Tedarik Zinciri Sürdürülebilirliği Şirketler İçin Ne İfade Ediyor ?

Satınalma Eğitimi Tedarik Zinciri Sürdürülebilirliği Şirketler İçin Ne İfade Ediyor ?Küreselleşme ve artan rekabet, şirketlerin tedarik zincirlerini daha verimli, esnek ve sürdürülebilir hale getirme ihtiyacını doğurmuştur. Tedarik zinciri sürdürülebilirliği, çevresel, sosyal ve ekonomik faktörlerin bir bütün olarak ele alındığı, uzun vadeli bir stratejiyi ifade eder. Tedarik zinciri sürdürülebilirliğinin şirketler için ne anlama geldiği, bu alanda karşılaşılan zorluklar ve sağladığı faydalar.

Tedarik Zinciri Sürdürülebilirliğinin Tanımı

Tedarik zinciri sürdürülebilirliği, hammaddelerin temininden ürünün son kullanıcıya ulaşmasına kadar olan süreçte çevresel etkilerin minimize edilmesi, sosyal sorumlulukların yerine getirilmesi ve ekonomik olarak sürdürülebilir uygulamaların benimsenmesi anlamına gelir. Bu, yalnızca çevreyi koruma çabalarını değil, aynı zamanda çalışan haklarının korunmasını, adil ticaret uygulamalarını ve topluma olan katkıları da kapsar.

Şirketler İçin Önemi

Çevresel Etkilerin Azaltılması:

Sürdürülebilir tedarik zinciri uygulamaları, karbon ayak izini azaltarak ve doğal kaynakları koruyarak çevresel etkileri minimize eder. Bu, hem düzenleyici gerekliliklere uyum sağlamak hem de çevre dostu bir imaj yaratmak açısından önemlidir.

Sosyal Sorumluluk:

Çalışan haklarının korunması, güvenli çalışma koşullarının sağlanması ve topluma olumlu katkı sağlanması, sürdürülebilirliğin sosyal boyutunu oluşturur. Bu, şirketlerin itibarını güçlendirir ve uzun vadede iş gücü sadakatini artırır.

Ekonomik Fayda:

Verimli tedarik zincirleri, maliyet tasarrufu sağlar ve kaynakların daha etkin kullanılmasına olanak tanır. Ayrıca, sürdürülebilir uygulamalar, şirketlerin gelecekteki risklere karşı daha dirençli olmasını sağlar.

Karşılaşılan Zorluklar

Maliyetler:

Sürdürülebilir tedarik zinciri uygulamaları, başlangıçta yüksek maliyetler gerektirebilir. Ancak, uzun vadede bu yatırımlar, enerji ve hammadde tasarrufu gibi avantajlarla geri döner.

Tedarikçi Uyumu: Küresel tedarik zincirlerinde, tüm tedarikçilerin sürdürülebilirlik standartlarına uymasını sağlamak zor olabilir. Bu, sürekli denetim ve işbirliği gerektirir.

Veri ve Şeffaflık: Tedarik zinciri boyunca şeffaflığın sağlanması ve sürdürülebilirlik performansının izlenmesi, etkin veri yönetimi ve raporlama gerektirir.

Sağladığı Faydalar

Rekabet Avantajı: Sürdürülebilir tedarik zincirine sahip şirketler, tüketicilerin ve yatırımcıların gözünde daha çekici hale gelir. Bu da pazarda rekabet avantajı sağlar.

Yasal Uyum ve İtibar: Çevresel ve sosyal düzenlemelere uyum sağlamak, şirketlerin yasal risklerini azaltır ve itibarlarını korur.

Müşteri Sadakati: Sürdürülebilirlik, marka bağlılığını artırır ve müşteri sadakatini güçlendirir. Tüketiciler, çevreye duyarlı ve sosyal sorumluluk sahibi markaları tercih ederler.

Tedarik zinciri sürdürülebilirliği, şirketler için sadece bir zorunluluk değil, aynı zamanda stratejik bir fırsattır. Çevresel, sosyal ve ekonomik boyutları dikkate alan sürdürülebilir uygulamalar, şirketlerin uzun vadeli başarısını ve rekabet gücünü artırır. Zorluklarına rağmen, sürdürülebilir tedarik zinciri yönetimi, şirketlerin gelecekteki risklere karşı daha dirençli olmasını sağlar ve topluma olumlu katkılarda bulunur. Bu nedenle, şirketler sürdürülebilirlik ilkelerini benimsemeli ve tedarik zincirlerini bu doğrultuda yeniden yapılandırmalıdır.

Sürdürülebilirlik Eğitim Programları 

Standart eğitim programı Sürdürülebilirlik Tedarik Zinciri Yönetimi
 2 gün ve Genişletilmiş Sürdürülebilirlik Eğitim Programı ise 6 tam gün üzerinden gerçekleştirilmektedir.

Sustainability Supply Chain1. gün- Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi
2. gün- Döngüsel Stratejiler ve KPI’lar
3. gün- Kurumsal Sürdürülebilirlik
4. gün- Etik ve Davranış Kuralları
5. gün- Sürdürülebilirlik Raporlaması
6. gün- Sürdürülebilir Pazarlama

Eğitim Koordinatörü: Prof. Dr. Murat ERDAL
merdal@istanbul.edu.tr

Satınalma ve Tedarik Zinciri Eğitim Kataloğu
Eğitim kataloğunu indirmek için https://satinalmadergisi.com/egitim.pdf

Şehir dışı eğitimlerde uçak ve otel konaklama organizasyonu eğitim alan firma tarafından karşılanmaktadır.

Eğitim Gün Planı: 9:30 – 12:30, 1 saat öğle arası, 13:30 – 16:30

Şirketiniz için en doğru teklifi egitim@satinalmadergisi.com üzerinden alabilirsiniz.

– – – – – – –  – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – –

Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Hizmeti

Şirketinizin Sürdürülebilirlik Yolculuğu ve Net Zero Hedeflerine Ulaşmasında Rehberlik Ediyoruz.

Yalın bir sürdürülebilirlik raporu, satış, iletişim, pazarlama, halkla ilişkiler, insan kaynakları ve yatırımcı ilişkilerinizde etkin şekilde kullanılabilir. Sürdürülebilirlik raporu, ölçtüğünüz, yönettiğiniz ve güncel verilerle desteklenen odaklanmış sürdürülebilirlik faaliyeti gerçekleştirdiğinizi ifade etmektedir.

Prof. Dr. Murat ERDAL liderliğinde Sürdürülebilirlik Raporlama hizmeti için en doğru teklifi egitim@satinalmadergisi.com üzerinden alabilirsiniz.

Sürdürülebilirlik Raporu

  • AB Direktifleri & Mevzuat
  • Uçtan Uca ESG Kriterleri
  • Strateji ve Eylem Planları
  • Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi
  • Green Sourcing
  • Üretim ve Emisyon Hedefleri
  • Uluslararası Standartlar
  • Çevre Yönetim Standardı ISO 14001
  • Su Ayak İzi Standardı ISO 14046
  • ISO 14064 Sera Gazı Emisyonlarının Belirlenmesi / Karbon Ayak İzi Doğrulaması
  • Sosyal Sorumluluk Standardı ISO 26000 
  • Green Procurement Yeşil Tedarik Standardı ISO 20400
  • Sürdürülebilir Stratejiler

Sürdürülebilirlik raporu kolayca anlaşılabilir olmalı. Tüm paydaşlarınızın
– müşteriler
– potansiyel iş ortakları ve tedarikçiler
– yatırımcılar ve
– yeteneklerin (İK) ilgisini çekmeli ve saygı uyandırmalıdır.

Robotik ve Otomasyon Mavi Yakayı Tehdit Ederken, Yapay Zeka Beyaz Yakalılar içinde Tehdit Oluşturuyor

Satınalma Eğitimi Robotik Ve Otomasyon Mavi Yakayı Tehdit Ederken, Yapay Zeka Beyaz Yakalılar Içinde Tehdit Oluşturuyor.2
Satınalma Eğitimi Robotik Ve Otomasyon Mavi Yakayı Tehdit Ederken, Yapay Zeka Beyaz Yakalılar Içinde Tehdit Oluşturuyor.2Teknolojinin hızla gelişmesi, iş dünyasında büyük değişikliklere neden olmaktadır. Bu değişiklikler, özellikle robotik ve otomasyon ile yapay zeka alanlarında belirgin hale gelmiştir. Robotik ve otomasyon teknolojileri, mavi yaka işçiler için büyük bir tehdit oluştururken, yapay zeka (YZ) beyaz yaka işlerin geleceğini ciddi şekilde etkilemektedir. Bu yazıda, bu iki teknolojinin iş dünyasında nasıl bir dönüşüm yarattığı ve çalışanlar üzerindeki etkileri incelenecektir.
Robotik ve Otomasyon, Mavi Yakalılar için Tehdit
Mavi yaka işler, genellikle fiziksel emek gerektiren üretim, inşaat, madencilik gibi sektörlerde yer alır. Robotik ve otomasyon teknolojilerinin gelişimi, bu sektörlerde önemli değişikliklere yol açmaktadır.
Üretim Sektörü: Üretim hatlarında kullanılan robotlar, montaj, kaynak, paketleme gibi görevleri insanlardan daha hızlı ve hatasız bir şekilde gerçekleştirebilir. Bu, işçilerin yerini makinelerin almasına neden olurken, üretim maliyetlerini düşürmekte ve verimliliği artırmaktadır.
Lojistik ve Depolama: Otomatik depolama ve taşıma sistemleri, depo işçilerinin yerini alarak iş gücüne olan ihtiyacı azaltmaktadır. Bu sistemler, 24 saat kesintisiz çalışabilir ve insan hatasını en aza indirir.
İnşaat ve Tarım: İnsansız araçlar ve otomatik makineler, inşaat ve tarım sektörlerinde işçilerin yaptığı birçok görevi yerine getirebilir. Bu teknolojiler, iş güvenliğini artırsa da, işçi talebini azaltmaktadır.
Beyaz Yakalılar için Tehdit
Beyaz yaka işler, genellikle zihinsel emek gerektiren, ofis ortamında yapılan işlerdir. Yapay zeka teknolojileri, bu tür işlerde de devrim yaratmaktadır.
Veri Analizi ve Raporlama: Yapay zeka, büyük veri setlerini analiz ederek hızlı ve doğru sonuçlar çıkarabilir. Bu, veri analistleri ve raporlama uzmanlarının işlerini tehlikeye atmaktadır.
Finansal Hizmetler: Bankacılık ve sigorta gibi sektörlerde, yapay zeka destekli yazılımlar kredi değerlendirmesi, risk analizi ve müşteri hizmetleri gibi görevleri daha hızlı ve verimli bir şekilde yapabilir.
Hukuk ve Sağlık: Yapay zeka, hukuki belgelerin incelenmesi ve sağlık teşhisleri gibi karmaşık görevlerde bile kullanılabilmektedir. Bu, avukatlar ve doktorlar gibi uzmanlık gerektiren mesleklerde bile değişimlere yol açabilir.
Geleceğe Bakış
Robotik ve yapay zeka teknolojilerinin iş gücü piyasasına etkileri kaçınılmazdır. Mavi yaka ve beyaz yaka işçilerin bu değişime uyum sağlamaları için yeni beceriler kazanmaları gerekmektedir. Eğitim ve yeniden eğitim programları, çalışanların bu yeni teknolojik ortama uyum sağlamalarını destekleyebilir.
İş dünyası ve hükümetler, teknolojinin getirdiği bu dönüşüme ayak uydurmak için stratejiler geliştirmeli ve işçilerin iş güvencesini koruyacak politikalar oluşturmalıdır. Teknolojinin insanları tamamen işsiz bırakmak yerine, daha verimli ve yaratıcı işlerde çalışmalarını sağlaması, sürdürülebilir bir ekonomik ve sosyal yapı için gereklidir.
Robotik ve otomasyon, mavi yaka işçiler için büyük bir tehdit oluştururken, yapay zeka beyaz yaka çalışanların iş güvencesini sarsmaktadır. Her iki teknolojinin de iş dünyasında büyük değişimlere yol açtığı bu dönemde, çalışanların yeni beceriler kazanarak bu değişime ayak uydurmaları gerekmektedir. Eğitim, yeniden eğitim ve uyum politikaları, teknolojinin getirdiği zorlukları aşmada önemli bir rol oynayacaktır. Teknolojinin doğru ve dengeli kullanımı, iş dünyasında verimlilik ve yaratıcılığı artırırken, çalışanların iş güvencesini de koruyacaktır.

2024 Sürdürülebilir Kalkınma Raporu Açıklandı: Türkiye 72. Sırada

Satınalma Eğitimi 2024 Sürdürülebilir Kalkınma Raporu Açıklandı Türkiye 72. Sırada

Satınalma Eğitimi 2024 Sürdürülebilir Kalkınma Raporu Açıklandı Türkiye 72. SıradaBirleşmiş Milletler (BM) Sürdürülebilir Kalkınma Çözümleri Ağı (UNSDSN) 2024 Sürdürülebilir Kalkınma Raporu’nu açıkladı. Raporda BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na ulaşma yolunda finansal kaynak eksiklikliğinin büyük bir engel teşkil ettiği kaydedildi. “Küresel finansal mimarinin yeniden düzenlenmesinin her zamankinden daha acil” olduğu belirtilen raporda, küresel vergilendirme de dahil olmak üzere yeni küresel finansman modelleri üzerinde konuşulması gerektiği ifade edildi. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na yönelik 167 ülkenin bulunduğu endekste İskandinav ülkeleri liderliğini korurken, Türkiye 72.sırada yer aldı.

Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Çözümleri Ağı (SDSN) 2024 Sürdürülebilir Kalkınma Raporu’nu açıkladı. 2015 yılında Birleşmiş Milletler’e üye devletler tarafından “Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları”nın kabul edilmesinden bu yana kaydedilen ilerlemeyi gözden geçirmek üzere her yıl hazırlanan Sürdürülebilir Kalkınma Raporu’nda, bu yıl küresel iş birliğinin ve finansmanın güçlendirilmesi gerekliliğine dikkat çekildi.

2015 yılında ilan edilen 17 Sürdürülebilir Kalkınma Amacı’nın 2030 yılına kadar gerçekleştirilemeyeceğinin belirtildiği raporda; belirlenen hedeflerin sadece yüzde 16’sında ilerleme kaydedildiği, hedeflerin yüzde 84’lük kısmında ise ilerlemenin sınırlı veya tersine dönmüş durumda olduğu ifade edildi.

İskandinav Ülkeleri Liderliğini Sürdürdü

Sürdürülebilir Kalkınma Hedef Endeksi’nde İskandinav ülkeleri geçmiş yıllarda olduğu gibi bu yıl da liderliğini sürdürdü. Sürdürülebilir Kalkınma Endeksi’nde Finlandiya 1.sırada yer alırken onu sırasıyla İsveç, Danimarka, Almanya ve Fransa takip etti.

BRICS ülkeleri (Brezilya, Rusya Federasyonu, Hindistan, Çin ve Güney Afrika) ile BRICS+ ülkelerinin (Mısır, Etiyopya, İran, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri) 2015 yılından bu yana dünya ortalamasından daha hızlı ilerleme kaydettikleri, yoksul ve kırılgan ülkelerin ise Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na ulaşmada oldukça geri kaldıkları görüldü. Türkiye ise, 70.5 puan alarak 167 ülkenin yer aldığı endekste 72. oldu.

“Küresel finansal mimari yeniden düzenlenmeli”

Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na ulaşma yolundaki en büyük zorluğun yatırım sorunları olduğunun vurgulandığı raporda özellikle düşük ve alt-orta gelirli ülkelerdeki altyapı, eğitim ve sağlık gibi alanlarda temel kamu yatırımları için gerekli finansal kaynak yetersizliğinin ve gelişmekte olan ülkelerin borç yükü altında olmasının Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na ulaşmayı zorlaştırdığı kaydedildi.

İnsanlığın temiz hava ve su gibi ulus devletlerin ötesine geçen birçok vazgeçilmez ortak mal ve hizmete ihtiyaç duyduğu belirtilen raporda, küresel finansal mimarinin reform ihtiyacının daha da acil hale geldiği vurgulandı. Düşük gelirli ülkelerin (LIC’ler) ve alt-orta gelirli ülkelerin (LMIC’ler), büyük ölçekli yatırımlar yapabilmeleri ve Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na ulaşabilmeleri için hızlı erişilebilir, uygun maliyetli ve uzun vadeli sermayeye erişimleri gerektiği belirtildi. Raporda, gerekli fonları sağlamak üzere yeni örgütlerin kurulması, yeni küresel finansman yöntemlerinin uygulanması (küresel vergilendirme dahil) ve evrensel kaliteli eğitime erişim gibi alanlara küresel finansmanın önceliklendirilmesi gerektiği ifade edildi.

Raporda, küresel finansal mimaride reform yapılması için “resmi finansmanın artırılması, ulusal kalkınma bankalarının performansının iyileştirilmesi, küresel vergilendirme uygulamaları, özel sermaye piyasalarının reformu ve mevcut borçların yeniden yapılandırılması stratejileri önerildi.

Rapor, gıda ve arazi sistemlerine ilişkin Sürdürülebilir Kalkınma Amacı’nın iyiye gitmediğine, 2030 yılına kadar dünya genelinde yaklaşık 600 milyon insanın açlık çekeceğine ve obezite oranlarının artacağına dikkat çekti. Mevcut ulusal taahhütler çerçevesinde ilerlemenin önemli ancak yetersiz olduğu belirtilen raporda, sürdürülebilir gıda ve arazi sistemlerini desteklemek için FABLE (Gıda, Tarım, Biyoçeşitlilik, Arazi Kullanımı ve Enerji) önerileri sunuldu. Önemli ilerleme kaydedilebilmek adına hayvansal bazlı protein tüketimini sınırlandırmak, verimliliği artıracak yatırımlar yapmak ve ormansızlaşmayı durdurmak için kapsayıcı, sağlam ve şeffaf izleme sistemleri uygulamak konusunda tüm paydaşların acil ve koordineli şekilde eyleme geçmesi gerektiği kaydedildi.

Prof. Dr. Naci İnci: “Sürdürülebilir bir gelecek için üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeye devam edeceğiz”

Boğaziçi Üniversitesi’nin bileşeni olduğu Birleşmiş Milletler SDSN Ağı’nın 2024 Sürdürülebilir Kalkınma Raporu hakkında değerlendirmelerde bulunan Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Naci İnci: “SDSN’nin Türkiye Ağı, Türkiye’de sürdürülebilir kalkınmanın gerçekleştirmesine yönelik çözümlerin üretilmesi amacıyla Boğaziçi Üniversitesi himayesinde 2014 yılında oluşturuldu. Bu yıl dokuzuncusu hazırlanan Sürdürülebilir Kalkınma Raporu, BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na ulaşmak için küresel iş birliği ve yenilikçi finansman yöntemlerinin ne kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor. Boğaziçi Üniversitesi olarak, bilimsel araştırmalar ve akademik iş birlikleriyle sürdürülebilir bir gelecek için üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeye devam edeceğiz.” dedi.

2023’te Mobil Reklam Harcamaları %8 Artışla 362 Milyar Dolara Çıkarken, Pazar Değeri 228,98 Milyar Dolara Ulaştı

Satınalma Eğitimi 2023'te Mobil Reklam Harcamaları %8 Artışla 362 Milyar Dolara Çıkarken, Pazar Değeri 228,98 Milyar Dolara Ulaştı

Satınalma Eğitimi 2023'te Mobil Reklam Harcamaları %8 Artışla 362 Milyar Dolara Çıkarken, Pazar Değeri 228,98 Milyar Dolara UlaştıDijital pazarlama dünyası 2023 yılında derin bir değişimden geçti. Uygulama reklamverenleri ve geliştiricileri, doğru kitlelere ulaşmak ve onları etkili bir şekilde müşterilerinin arasına katmak için çalışırken yaşadıkları zorlukların gün geçtikçe arttığına şahit oldular.

Dayanıklılığını ve gücünü tartışmasız bir şekilde ortaya koyan dijital pazarlama endüstrisi, büyümesine hız katan birçok fırsattan yararlandı. 2023’te mobil reklam harcamaları %8 artışla 362 milyar dolara çıkarken, pazar değeri ise 228,98 milyar dolara ulaştı ve bu rakamın 2030 yılında 567,19 milyar dolara çıkması bekleniyor. Mobil uygulamaların da ciro açısından 2024’te yarım trilyon dolarlık bir sektör haline geleceği tahmin ediliyor.

Başarılı bir şirket olmanın anahtarı, sağlam temellere dayanmak ve stratejik bir yaklaşım benimsemektir. Reklam verenler için, satın aldıkları envanteri doğru bir şekilde ölçümleyebilmek ve kullandıkları farklı kanalların performansını tam olarak değerlendirebilmek büyük önem taşıyor. Sadece anlık değil, aynı zamanda orta vadeli ve geleceği öngören kararlar alabilmeleri gerekiyor. Gizlilik kuralları gibi hızla değişen koşullara ivedilikle adapte olabilmeleri, doğru kararları alabilmeleri ve gelecekteki başarılarını güvence altına alabilmeleri için bu yaklaşım kritik öneme sahiptir. Ayrıca, kullanıcı kazanımında kullandıkları kanalları genişletmek, yeni kanallar eklemek ve ölçeklendirmek için de net bir plana ihtiyaç duyarlar.

Modern mobil ekosisteminde başarılı bir büyüme stratejisi geliştirmek için uygulama pazarlamacılarının kanalları çeşitlendirmeleri, doğru medya karmasını bulmaları, sürekli değişen kullanıcı ihtiyaçlarına ve davranışlarına adapte olmaları ve yeni nesil teknolojilerin gücünden yararlanmaları gerekiyor. Tüm bunları yapmak her zaman kolay olmasa da, değişim ve adaptasyon rüzgarları hız kesmeden esmeye devam edecek. Doğru bir bakış açısına ve doğru araçlara sahip olmak, 2024 ve ötesinde süregelecek değişim içinde istikrarlı ve tutarlı bir yol izlemek için kritik bir öneme sahip.

Veri kaynaklarının birçok farklı türde parçalı bir şekilde olması nedeniyle etkili ölçümleme ve tahminsel analitik, istikrar odaklı stratejilerin oluşturulmasının temel taşlarından biridir ve şu anda sahip olduğumuz kanallar-arası ve parçalı pazarlama ortamına tutarlılık katacaktır.

Yeni Kanallardan Merkezi Kanallara

Yeni kanalların öneminden ve sağlıklı bir medya karması oluşturmanın stratejik gerekliliğinden sıkça bahsediyoruz. Yüksek kaliteli kitlelere ulaşabilen ve kanallar-arası pazarlama performansını artıran stratejilerin önemli bir bileşeni olarak CTV’nin (internete bağlı TV) her zaman arkasında duruyor. CTV, TV içeriğinin sunumunu, izleme davranışlarını ve TV reklamcılığının kişiselleştirilmesini devrim niteliğinde değiştirdi. CTV, evlerin dijital merkezi haline gelmeye devam ediyor ve bu sayede reklamverenleri tüketicilerle buluşturmak için daha da güçlü fırsatların ortaya çıkacağını düşünüyoruz. CTV, kablolu yayından streaming’e geçişin hızlanmasıyla birlikte merkezi bir performans kanalı haline geliyor.

CTV (internete bağlı TV) ölçümlemesi, mobil pazarlamacılar için birkaç önemli nedenden dolayı kritik diyebiliriz. İlk olarak, CTV kullanıcıları genellikle büyük ekranlarda daha uzun süre içerik tüketiyor, bu da markaların daha etkili ve uzun süreli etkileşimler kurmasına olanak tanıyor. Ayrıca, CTV ölçümlemesi, mobil cihazlarla entegrasyon sayesinde reklam kampanyalarının çoklu platformlarda nasıl performans gösterdiğini anlamayı sağlıyor, böylece bütçeler daha verimli yönetilebiliyor. Son olarak, CTV reklamları, genellikle daha az rekabetçi bir alanda yer aldığı için, hedef kitleye daha az rahatsız edici ve daha odaklı mesajlar iletiyor.

Pazarlamacılar artık veri odaklı atıf ve ölçümden yararlanarak kampanya sonuçlarını daha net bir şekilde anlayabiliyor – TV’yi daha önce hiç olmadığı kadar bir performans pazarlama kanalı haline getiriyor.

Connected TV’den mobil ölçüme kadar, bir kullanıcının CTV reklam görüntülemesinden mobil uygulama kurulumuna kadar olan süreci takip edebiliyorsunuz. Performans pazarlama stratejinizi geliştirebilmek için kitlenizin tüm yolculuğunu zaman geçirdikleri farklı kanallarda ölçümleyebilmek çok önemli.

CTV, daha önce erişilemeyen kitlelere ulaşmanızı ve yeni müşteriler kazanmanızı sağlıyor. Buna incrementality diyoruz. CTV reklamcılığının gerçek etkisini, CTV olmadan elde edilen sonuçlarla karşılaştırarak değerlendiren güçlü bir A/B test yöntemi olabilir.

Pazarlamacılar CTV’yi bir performans kanalı olarak benimsedikçe, CTV’nin etkinliğini ve dönüşümlere ve gelirlere katkısını gerçekten anlayabilmek için AI destekli incrementality analizini kullandıklarını çok sık görüyoruz.

Bu bağlamda hem CTV hem de diğer tüm kampanyalarınızın performansını değerlendirmenize ve optimize etmenize yardımcı olabilir. Reklam harcamalarınızın gerçek etkisini anlamanızı sağlar ve çeşitli kanallar arasındaki performansı karşılaştırarak hem CTV hem de diğer tüm platformlardaki reklamlarınızın etkisini net bir şekilde ortaya koyar. AI destekli analiz araçları sayesinde, kampanyalarınızın dönüşüm oranlarını ve gelir üzerindeki etkisini ölçebilir, böylece pazarlama stratejinizi daha etkili bir şekilde yönlendirebilirsiniz. Sadece anlık değil orta vadeli planlamalar yapabiliyor olursunuz.

CTV reklamlarınızın mobil uygulama kurulumlarına ve diğer önemli performans göstergelerine olan etkisini belirleyebilir, yüksek değerli kullanıcıları hedefleyebilir ve tüm müşteri yolculuğunu kapsamlı bir şekilde analiz edebilirsiniz. Böylece, pazarlama kampanyalarınızın genel başarısını artırabilir ve yatırım getirinizi maksimize edebilirsiniz.

Son olarak PC ve konsollar gibi yeni kanallar, özellikle oyun alanındaki reklam verenler açısından yeni bir potansiyel sunuyor. Reklam verenlerin, çoklu platform ölçümlemenin gücünden faydalanarak pazarlama bütçelerini performans başarısı sağlayan tüm kanallara daha doğru ve akılcı bir şekilde yatırabilecekler. Bu yaklaşım, yalnızca reklam harcamalarının optimizasyonunu sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda hedef kitlelere daha etkili bir şekilde ulaşmayı da mümkün kılacak.

Özellikle oyun dünyasında, CTV ve diğer dijital platformların bir arada kullanılması, markaların geniş ve çeşitli bir kitleye ulaşmasını sağlar. Bu entegrasyon sayesinde, reklam mesajları daha tutarlı ve etkili bir şekilde iletilir, kullanıcı deneyimi iyileştirilir. Gelecekte, bu tür bütünsel stratejiler, dijital pazarlama dünyasında başarılı olmanın anahtarı olacaktır. Reklamverenlerin, yenilikçi ve veri odaklı yöntemlerle bu potansiyelden tam anlamıyla faydalanmaları, pazarlama hedeflerine ulaşmada büyük bir avantaj sağlayacaktır.

Hedef kitlelerine ulaşmak için bu yeni fırsatları değerlendiren ve ilk günden hassas ölçümlemeye odaklanan pazarlamacılar, en iyi sonuçları alacak ve rekabette her zaman bir adım önde kalacaklardır.’’

Alım Talebi: Dimethyl Adipate >99.0%(GC) Adipic Acid Dimethyl Ester

Alım Talebi Dimethyl Adipate

Bir firmamız için, aşağıda özellikleri verilen ürünün;
Saflık(GC) min. 99.0 %, olacak şekilde başlangıç demo çalışması icin 200 kg ihtiyaç vardır. Ödeme Şekli nakit (peşin) ya da havale olup, teslim yeri İstanbul’dur.

CAS No 627-93-0
Reaxys Registry Number 1707443
PubChem Substance ID 87561849
SDBS (AIST Spectral DB) 2207
MDL Number MFCD00008469

İlgili olan üretici ya da satıcıların, diğer teknik detaylar için aşağıdaki adımların ardından, iletişime geçmesi rica olunur.

Alım Talebi Dimethyl Adipate

Teklif Vermek İçin;

  1. SATINALMA DERGİSİ’ne abone ol.
  2. Dergi Aboneliği sayfasından PROFESYONEL ÜYELİK işlemlerini tamamla.
  3. Ödeme sonrasında FİRMA BAŞVURU FORMU’nu doldur.

https://satinalmadergisi.com/satici/

TEKLİF VERME : İhtiyacın detaylarını öğrenmek ve teklif vermek için Dergi Aboneliği sayfasından PROFESYONEL ÜYELİK (600 TL) SATIN ALMANIZ GEREKMEKTEDİR. Aboneliğiniz 1 yıl geçerli olup bir sene boyunca tüm alım taleplerine teklif verebileceksiniz.

Yeterlik Bilgileri Tablosunda Hizmet Yeterlilik Belgesinin Beyan Edilmesi?

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Yeterlik Bilgileri Tablosunda Hizmet Yeterlilik Belgesinin Beyan Edilmesi

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Yeterlik Bilgileri Tablosunda Hizmet Yeterlilik Belgesinin Beyan Edilmesiİtirazen Şikayet Konusu;  İtirazen şikâyet dilekçesinde özetle;İdari Şartname’nin “İhaleye katılabilmek için gereken belgeler ve yeterlik kriterleri” başlıklı 7’nci maddesinde “…7.1.ıTeknik Şartnamelerde istenildiği üzere istekli firmalar geçerlilik süresi devam eden TS 12426 Yetkili Servisler TSE Hizmet Yeterlilik Belgesi, ve/veya Özel Servisler TS 13703- TSE Hizmet Yeterlilik Belgesine sahip olmalıdırlar ve Yeterlilik Bilgileri Tablosunda sunmalıdır…” düzenlemesinin,

Teknik Şartname’nin 1.2’nci maddesinde “Yüklenici firma EK-1’de A Grubu olarak belirtilen envanterin üreticisinden veya Türkiye temsilcisinden alınmış yetki belgesine ve “TS 12426 Yetkili Servisler — Tıbbi Cihazlar İçin kurallar ” TSE Hizmet Yeterlilik Belgesine sahip (Teklif veren firmanın Hizmet Yeterlilik Belgesinde teklif verdiği cihazın markası belirtilmelidir.) firmalarca arıza tespitini, onarımını, çeşitli nedenlerden dolayı yazılım lisanslı olarak tekrar yüklenmesi ve güncellenmesini, periyodik bakımlarını tüm servis ve işçilik hizmetleri yükleniciye ait, sadece parça ücreti sağlık tesisi idarelerine ait olmak üzere hizmet verdirecektir.” düzenlemesinin yer aldığı, aynı Şartname’nin 1.5 ve 1.7’nci maddelerinde de benzer düzenlemelere yer verildiği,

İhale dokümanında A grubu olarak belirtilen envanterdeki cihazların ve bu cihazların Türkiye’deki yetkili servislerinin belirli olduğu, belirtilen listede yer alan Bivovent marka Ventilatör cihazlarının Türkiye’deki tek yetkili temsilcisinin kendi firmaları olduğu, ihale üzerinde bırakılan isteklinin Bivovent markasına ait TS 12426 Yetkili Servisler TSE Hizmet Yeterlilik Belgesi ve/veya Özel Servisler TS 13703- TSE Hizmet Yeterlilik Belgesi bulunmadığı, anılan isteklinin Bivovent marka Ventilatör cihazları konusunda kendilerine hiçbir müracaatının olmadığı ve anılan istekliye taraflarınca Bivovent marka cihazların bakım onarımıyla ilgili bir yetki verilmediği, aynı şekilde ihale üzerinde bırakılan istekli tarafından ihale dokümanında A grubu olarak belirtilen cihazların üreticilerinden veya Türkiye’deki yetkili servislerinden alınmış bir yetkisinin bulunmadığı, bu çerçevede bu kapsamda anılan istekli tarafından sunulan yetki belgelerinin geçerli olmadığı, iddialarına yer verilmiştir.

29.05.2024 tarihli ve  2024/UH.II-704 sayılı Kamu İhale Kurulu Kararına Göre;

Yapılan inceleme ve tespitler neticesinde; İdari Şartname’nin 7.1.ı maddesi ile aynı Şartname’nin 7.5.4’üncü maddesinde açık bir şekilde isteklilere ait yeterlik bilgileri tablolarında Teknik Şartname’nin ilgili maddelerinde belirtilen ve geçerlilik süresi devam eden TS 12426 Yetkili Servisler TSE Hizmet Yeterlilik Belgesi ile Özel Servisler TS 13703- TSE Hizmet Yeterlilik Belgelerinin beyan edilmesinin istenildiği, bu çerçevede bakıldığında ihaleye katılacak istekliler tarafından söz konusu belgelerin tarih, sayı vb. gibi ayırt edici unsurlarının yeterlik bilgileri tablosunda beyan edilmesi gerektiği anlaşılmıştır.

İhale üzerinde bırakılan istekliye ait yeterlik bilgileri tablosu incelendiğinde, anılan tablonun ilgili satırında yeterlik bilgileri tablosu standart formunun ilgili kısmında yer verilen ibarelerin aynen aktarıldığı, bununla birlikte ayrıca “MEVCUTTUR” ibaresine yer verildiği, bu çerçevede değerlendirildiğinde, ihale üzerinde bırakılan istekli tarafından İdari Şartname’de bir yeterlik kriteri olarak belirlenen ve yeterlik bilgileri tablosunda beyan edilmesi gereken iddia konusu geçerlilik süresi devam eden TS 12426 Yetkili Servisler TSE Hizmet Yeterlilik Belgesi ile Özel Servisler TS 13703- TSE Hizmet Yeterlilik Belgelerinin tarih, sayı vb. gibi ayırt edici unsurlarına yer verilmeyerek usulüne uygun bir beyanda bulunulmadığı anlaşıldığından anılan istekliye ait teklifin bu gerekçe ile değerlendirme dışı bırakılması gerektiği sonucuna varılmıştır.

İhalelere Yönelik Başvurular Hakkında Yönetmelik’in 18’inci maddesinin ikinci fıkrası yönünden yapılan inceleme sonucunda tespit edilen aykırılıklar ve buna ilişkin inceleme ve hukuki değerlendirme aşağıda yapılmıştır.

Başvuru sahibi istekli …………….. Teknik ve Biyomedikal Çözümler Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine ait yeterlik bilgileri tablosu incelendiğinde, “İdari Şartname’nin 7’nci maddesi dışındaki maddeleri ile Teknik Şartname’de belirtilen belgeler” sütunun “İdari Şartname 7.5.4 maddesi” satırında “Teknik Şartnamelerde istenildiği üzere istekli firmalar geçerlilik süresi devam eden TS 12426 Yetkili Servisler TSE Hizmet Yeterlilik Belgesi, ve/veya Özel Servisler TS 13703- TSE Hizmet Yeterlilik Belgesine sahip olmalıdırlar ve Yeterlilik Bilgiler, TSE 12426 ve TSE 13703 Hizmet Yeterlilik Belgesi” beyanına yer verildiği tespit edilmiştir

İhale dokümanı düzenlemeleri dikkate alınarak yapılan incelemede, İdari Şartname’nin 7.1.ı maddesi ile aynı Şartname’nin 7.5.4’üncü maddesinde açık bir şekilde isteklilere ait yeterlik bilgileri tablolarında Teknik Şartname’nin ilgili maddelerinde belirtilen ve geçerlilik süresi devam eden TS 12426 Yetkili Servisler TSE Hizmet Yeterlilik Belgesi ile Özel Servisler TS 13703- TSE Hizmet Yeterlilik Belgelerinin beyan edilmesinin istenildiği, bu çerçevede bakıldığında ihaleye katılacak istekliler tarafından söz konusu belgelerin tarih, sayı vb. gibi ayırt edici unsurlarının yeterlik bilgileri tablosunda beyan edilmesi gerektiği anlaşılmıştır.

Başvuru sahibi istekliye ait yeterlik bilgileri tablosu incelendiğinde, anılan tablonun ilgili satırında yeterlik bilgileri tablosu standart formunun ilgili kısmında yer verilen ibarelerin aynen aktarıldığı bununla birlikte ayrıca “TSE 12426 ve TSE 13703 Hizmet Yeterlilik Belgesi” ibaresine yer verildiği, bu çerçevede değerlendirildiğinde, başvuru sahibi istekli tarafından İdari Şartname’de bir yeterlik kriteri olarak belirlenen ve yeterlik bilgileri tablosunda beyan edilmesi gereken iddia konusu geçerlilik süresi devam eden TS 12426 Yetkili Servisler TSE Hizmet Yeterlilik Belgesi ile Özel Servisler TS 13703- TSE Hizmet Yeterlilik Belgelerinin tarih, sayı vb. gibi ayırt edici unsurlarına yer verilmeyerek usulüne uygun bir beyanda bulunulmadığı değerlendirildiğinden anılan istekliye ait teklifin bu gerekçe ile değerlendirme dışı bırakılması gerektiği sonucuna varılmıştır.

Sonuç olarak, yukarıda mevzuata aykırılıkları belirtilen işlemlerin düzeltici işlemle giderilebilecek nitelikte işlemler olduğu tespit edildiğinden, ……………. Teknik ve Biyomedikal Çözümler Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ile …………….. Proje Tasarım Medikal İnşaat Mobilya Temizlik Turizm Sanayi Taahhüt ve Ticaret Limited Şirketine ait teklifin değerlendirme dışı bırakılması ve bu aşamadan sonraki işlemlerin mevzuata uygun olarak yeniden gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Yeterlik Bilgileri Tablosunda Hizmet Yeterlilik Belgesinin Beyan EdilmesiMehmet ATASEVER

S.B. Strateji Geliştirme E. Bşk.

KİK E.  Üyesi

Tarım İhracatçıları Baharatta Gıda Güvenliği için AB ile Ortak Çalışıyor

Tarım İhracatçıları Baharatta Gıda Güvenliği Için Ab Ile Ortak Çalışıyor

Tarım İhracatçıları Baharatta Gıda Güvenliği Için Ab Ile Ortak ÇalışıyorTürkiye’nin tarım ürünleri ihracatının yüzde 20’sini tek başına gerçekleştirerek Türkiye şampiyonu olan Egeli tarım ihracatçıları Avrupa Birliği ile işbirliği adımlarını sıklaştırdı.Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği ve Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği, Avrupa Komisyonu Sağlık ve Gıda Güvenliği Genel Müdürlüğü ve Ankara’dan gelen Tarım ve Orman Bakanlığı yetkilileri ile AB uyum çalışmaları kapsamında baharat sektörüne yönelik görüş alışverişinde bulundu.Ege İhracatçı Birlikleri çatısı altındaki baharat ihracatçıları Ege Mobilya Kâğıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği ve Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar İhracatçıları Birliği bünyesinde bulunuyor.

Avrupa Birliği Bizler için Hayati Bir İhracat Pazarı

Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Muhammet Öztürk, EİB olarak AB Yeşil Mutabakatı’nın sorumluluklarına sektörleri daha iyi hazırlayabilmek açısından önemli bir gündemi oluşturan sürdürülebilirlik üzerine 2019 yılından itibaren yoğun bir çalışma süreci başlattıklarını hatırlattı.

“Avrupa Birliği bizler için hayati bir ihracat pazarı ve toplam ihracatımızın önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. 2023 yılı Ekim ayı itibarıyla başlayan Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’nın 31 Aralık 2025’e kadar devam edecek “Geçiş Süreci”ndeyiz. Türkiye’nin en büyük ihracat ve ithalat ortağı Avrupa Kıtası toplam ihracatımızdan yüzde 48 pay alıyor ve 109 milyar dolar ihracatımız var. İthalatımızın yaklaşık yüzde 25’ini de AB’den gerçekleştiriyoruz. EİB olarak üniversitelerle, araştırma enstitüleriyle, Tarım İl ve İlçe teşkilatları, borsalar, ziraat odaları, ticaret odaları, ulusal ve uluslararası kurumlarla yaptığımız ortak çalışmalarla çiftçiden başlayıp rafa kadar uzanan tedarik zincirinde sürdürülebilirliği sağlamak için çalışıyoruz. Türkiye, 2023 yılında yüzde 2,8 artışla 35 milyar dolarlık tarım ürünleri ihraç ederken, Ege İhracatçı Birlikleri yüzde 8,8 artışla 7,3 milyar dolarlık ihracatla Türkiye’nin tarım ürünleri ihracatının yüzde 20’sini tek başına gerçekleştirerek Türkiye şampiyonu oldu.”

AB Misyon Heyeti Sürdürülebilirlik Çalışmalarımızı Yerinde Gördü ve İnceledi

Başkan Öztürk, “Organikte dünyada lideriz. Organik gibi zor bir ürünü yapan ülkemiz pestisitte de önemli bir yol kat etti. Türkiye’nin Ege sayesinde organik sektöründe 35 yıllık büyük bir deneyimi var. Ege’nin tarıma ve gıdaya bakışı tamamen sürdürülebilirlik üzerine kurulu. Önümüzdeki süreçte yüksek teknoloji yatırımlar ve sürdürülebilirlik vizyonuyla 10 milyar dolarlık tarım ihracatı hedefimize ulaşmak için bütün paydaşlarımızla sıkı temas halindeyiz. Bu kapsamda Türkiye’nin yeni büyüme stratejisi olarak benimsediğimiz “Yeşil Dönüşüm” özellikle de AB ile uyumlu bir yol haritası belirlemek için pestisitler, biyoteknik mücadele, sözleşmeli tarım gibi sürdürülebilir gıda sistemini baz alan net hedefler içeren önerilerimizi, projelerimizi Avrupa Komisyonu yetkilileri ile paylaştık AB Misyon heyetinin ülkemizi ziyareti başta üreticiler, ihracatçılar, üniversiteler, laboratuvarlar, Tarım ve Orman Bakanlığı olmak üzere ilgili tüm paydaşlarımızın yaptıkları çalışmaları yerinde görme ve inceleme fırsatı yarattı.” dedi.

Türkiye’nin 2024 yılı Ocak-Mayıs Döneminde Baharat İhracatı Yüzde 28 Arttı

Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Nurettin Tarakçıoğlu, “Türk baharat sektörü, 2023 yılında yüzde 10 artışla 186 milyon dolarlık baharat ihracatına imza attı. Türkiye’nin baharat ihracatının merkez üssü Ege Bölgesi ise baharat ihracatının yüzde 64’ünü gerçekleştirerek 118 milyon dolarlık dövizi Türkiye’ye kazandırdı. Türkiye’nin 2024 yılı Ocak-Mayıs döneminde baharat ihracatı yüzde 28 artışla 98 milyon dolar oldu. Avrupa Birliği başta olmak üzere tüm dünyaya ihracatımızın devamlılığı için ürünlerdeki kalite sorununun çözümü hayati önem taşıyor. Ürünlerdeki kalite sorunu üreticide ve sahada çözülmeli. Avrupa Komisyonu, Türk ihracatçılarla istişare yapmaya çok önem veriyor. EİB üyelerimizin kaliteli ürün temin ederek ihracatını geliştirmek için tarladan sofraya her aşamada yaptığı çalışmaları misyon heyetine aktardık.” diye konuştu.

Baharat Sektörü Sürdürülebilirlik Çalışmalarına Aralıksız Devam Ediyor

Tarakçıoğlu, Tarım ve Orman Bakanlığı, ihracatçılar ve üreticilerin daha fazla işbirliği yaparak üretimden paketlemeye kadar bütün tedarik zincirini çözüme kavuşturulması gerektiği görüşünde.

“2019 yılından beri Tarım ve Orman Bakanlığı ile koordineli olarak çalışmaktayız. Üniversitelerimiz ve Zirai Mücadele Araştırma Enstitülerimiz ile birlikte ürünlerimizin analizlerini yaptırıyoruz. Tarım ve Orman Bakanlığımız ile birlikte Uygulama Kılavuzları hazırladık. Avrupa Baharat Birliği’ne (ESA) ile yakın temas halindeyiz, sunumlar yapıyoruz. 2020 yılından bu yana Üretim Bölgelerinde Çiftçi eğitimleri organize ediyoruz, bilgilendirici broşürler dağıtıyoruz, çiftçilerimizi bilgilendiriyoruz. Bilgilendirici TV programları yapıyoruz. 2022 yılında İhracatçılar ile koordineli çalışmak için teknik komite kuruldu. Çalıştaylar düzenliyoruz. İhracata Yönelik Kontrollü Yetiştiricilikle ilgili projelere katkı sağlıyoruz. Sürdürülebilirlik üzerine paneller düzenliyoruz. ESA Teknik Komitesi’ne katılımımız olduğundan ürünlerdeki sorunların çözülmesine yönelik çalışmalar gerçekleştiriyoruz.”

Avrupa Komisyonu’nun İşbirliği ve Yapıcı Yaklaşımı Bizleri Çok Mutlu Etti

Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Kazım Gürel, “Avrupa Komisyonunun işbirliği ve yapıcı yaklaşımı bizleri çok mutlu etti. Sektörlerimizin AB Yeşil Mutabakatı’nın regülasyonlarından en az şekilde etkilenmesi için birçok yatırımın hayata geçmesi, teknik kapasitelerinin, altyapılarının geliştirilmesi gerekiyor. AB ile işbirliği içinde bilgi ve deneyimlerinden yararlanarak İyi Tarım Uygulamalarıyla çiftçilerimizi bilgilendirip ortak sorunlarımızı şeffaf bir şekilde çözümleyeceğiz. Ege Bölgesi sektörel çeşitliliğin ve zenginliğin zirvede olduğu bir bölge. Kuru meyve, mamul, zeytin-zeytinyağı, su ürünleri, baharat, tütün, odundışı orman ürünlerinde, organik üretimde dünyada güçlü bir oyuncuyuz. Kekik, defne yaprağı, kayısı, kiraz, vişne, incir, fındıkta dünyada birinci üreticiyiz. Çilek, kavun, karpuz, balda dünyada ikinci üreticiyiz. Zeytin, mandalina, domates, üzüm, elma, kestane, biber, mercimek, nohutta ilk 5 üretici içindeyiz.” dedi.

Dünyanın tarım ambarı Ege Bölgesi Olarak Liderliğimizi Koruyoruz

Gürel, “Ülkemizde 4 bin 500’den fazla tarım ürünü üretiliyor. Dünyanın tarım ambarı Ege Bölgesi olarak 2023 yılında da liderliğimizi koruduk. 2024 yılında da bu olumlu eğilim devam ediyor. Türkiye 2024 yılı Ocak-Mayıs döneminde yüzde 7 artışla 15 milyar dolarlık tarım ihracatı gerçekleştirdi. EİB’nin tarım ihracatı ise yüzde 3 artışla 3,1 milyar dolara ulaştı. Kalıntısız ve kaliteli üretimle AB başta olmak üzere ihracat pazarlarımızı korumak, yeni pazar olanakları yaratmak için üreticiler, ihracatçılar, üniversitelerimiz, Bakanlıklarımız olarak hep birlikte mücadele ediyoruz. EİB olarak 13 TURQUALITY Projesi, 11 UR-GE Projesi, 13 Fuara Milli Katılım Organizasyonu, dünyanın birçok noktasına gerçekleştirdiğimiz sektörel ticaret heyetleri, alım heyetleri, AB Projeleri, Üniversite-Sanayi iş birlikleriyle uluslararası rekabetçiliğimizi geliştirmek için çalışıyoruz.” diye konuştu.