Global İlişkilerin Geleceği İstanbul’da Tartışıldı 

Tedarik Zinciri Danışmanlığı Haber Global İlişkilerin Geleceği İstanbul’da Tartışıldı 

Global İlişkilerin Geleceği İstanbul’da Tartışıldı

Tedarik Zinciri Danışmanlığı Haber Global İlişkilerin Geleceği İstanbul’da Tartışıldı “Belirsizlikler İçinde Ortak Bir Geleceğe Doğru” ana temasıyla İstanbul’da düzenlenen uluslararası konferansa siyaset, akademi, iş dünyası, medya, sivil toplum ve uluslararası kuruluş temsilcisi 200’ü aşkın konuk katıldı. Açılış konuşmasını eski Yunanistan Başbakanı George Papandreou’nun yaptığı toplantının oturumlarında konuşan panelistler arasında, İspanya ve Sırbistan’ın Dışişleri Eski Bakanları Ana Palacio ve Vuk Jeremić de yer aldılar.

“Belirsizlikler İçinde Ortak Bir Geleceğe Doğru” başlıklı Küresel İlişkiler 2024 – GRS2024” Zirvesi, Feshane Artistanbul’da düzenlendi. 15. Kuruluş yılınını kutlayan Global İlişkiler Forumu’nun (GİF) organizasyonu ile üç ana oturumda ondört panelistin konuşmacı olarak katıldığı toplantıyı, uluslararası politika ve diplomasiyi takip eden 200’ü aşkın konuk izledi. Ana konuşmacı olarak eski Yunanistan Başbakanı George Papandreu’nun yer aldığı programın uluslararası panelistleri arasında, İspanya ve Sırbistan’ın eski Dışişleri Bakanları Vuk Jeremić ile Ana Palacio, eski NATO Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Jamie Shea ve Dünya Bankası’nın Kıdemli Danışmanı Dr. Somik V. Lall de yer aldılar.

Bu yılki ana teması “Belirsizlikler İçinde Ortak Bir Geleceğe Doğru” olan etkinliğin açılış konuşmalarını, GİF İcra Kurulu Başkanı Büyükelçi (E) Selim Yenel ve Yönetim Kurulu Başkanı Zeynep Bodur Okyay yaptı. Yunanistan Eski Başbakanı George Papandreu ise, etkinliğin ana konuşmacısı oldu. Ekonomi, Güvenlik ve Kurumlar üzerine üç panelde onbeş uzman konuşmacının yer aldığı tartışmaları, uluslararası ilişkiler, diplomasi, iş dünyası, uluslararası kurum ve kuruluş temsilcileri ile, medya, sivil toplum, akademi ve gençlerin oluşturduğu 200’ü aşkın konuk takip etti.

Panellerin Tartışma Konuları: Riskler ve Berlirsizliklerle Dolu bir Dünyada Ekonomi, Güvenlik ve Kurumlar

Günümüz dünyasının en önemli siyasal, ekonomik, sistemsel ve kurumsal zorluklarının  tartışıldığı etkinlikte konuşmacılar, bugün karşı karşıya olduğumuz büyük riskler karşısında insanlığın ve kurumlarının nasıl hareket edebileceğini, belirsizlikler ve çatışmalarla dolu uluslararası ortamın, nasıl barış, istikrar, refah ve gelişmeye odaklanabileceğini ele aldı.

Toplantının ana konuşmacısı George Papandreu, günümüzün uluslararası sistemi ve siyasetinin, bugünün sorunlarına cevap vermekte zorlandığı eleştirisi dile getirirken, dünya ekonomisinin işleyişine, eşitsizliklere ve üretilen refahın paylaşımına dair tespitlerde      bulundu. Bugün karşı karşıya olduğumuz risklerin, küresel ve toplumsal bir güvensizlik ortamı yarattığını vurgulayan Papandreu, artan yaşam maliyetleri, sağlık, eğitim ve barınma gibi temel kamu hizmetleri alanında yaşanan eksikliklerin, bunların yanı sıra, iklim krizi ve yapay zeka gibi varoluşsal tehditlerin bu güvensizliği besleyerek büyüttüğünü ifade etti. Tüm bu sorunların çözümünün ancak dünya uluslarının ve siyasetin, işbirliği ve dayanışmasıyla giderilebileceğini belirtti.

Moderatörlüğünü Açıl Sezer’in yaptığı “Ekonomik Kalkınma: Küresel Gerçekler ve Zorluklar” başlıklı ilk panelin konukları, Şikago Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ufuk Akçiğit, Dünya Bankası Gurubu Kıdemli Danışmanı ve Kalkınma Politikası Direktörü Dr. Somik V. Lall ve GİF Yönetim Kurulu Üyesi Tayfun Bayazıt oldu. Konuşmacılar bu panelde “Bir yandan bugünün dünyasında var olan ekonomik güçlükler, kırılganlıklar ve riskleri bertaraf ederek, gelecekte ekonomik büyümeyi nasıl sağlarız, ekonomik kalkınma alanında uzun zamandır izlenen yolu yeniden düşünmeli miyiz?” sorularının cevabını aradı.

Moderatörlüğünü GİF Üyesi Prof. Dr. İlter Turan’ın yaptığı “Eski ve Yeni Çatışmalarla Yüzleşmek: Uluslararası Kurumlar Yeniden Etkili Olabilir mi?” başlıklı günün ikinci panelinde, Güney Afrika Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü Direktörü Dr. Fonteh Akum, UNHCR Türkiye Temsilci Yardımcısı Daniela Carmela Cicchella, eski Sırbistan Dışişleri Bakanı ve Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu Başkanı Vuk Jeremić ve Dışişleri Bakanlığı İkili Siyasi İlişkiler Genel Müdürü, Büyükelçi Burak Özügergin yer aldılar. Konuşmacılar panelde bugünün dünyasında uluslarararası kurum ve kuruluşların insanlığın sorunlarına cevap üretemediği tespitinden yola çıkarak, kurumların ve sistemin neden ve nasıl reforme edilmeleri gerektiğini ele alırken, gelecekte yaşanacak krizleri önlemenin mümkün olup olamayacağını tartıştı.     .

Tedarik Zinciri Danışmanlığı Haber Global İlişkilerin Geleceği İstanbul’da Tartışıldı Moderatörlüğünü GİF Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Füsun Türkmen’in yaptığı “NATO ve Avrupa Birliği (AB) Genişlemesi Güvenliği sağlayacak mı?” başlıklı günün son panelinin katılımcıları, GİF üyesi ve eski NATO Genel Sekreter Yardımcısı Büyükelçi (E) Tacan İldem, eski İspanya Dışişleri Bakanı Ana Palacio ve Avrupa Politika Merkezi (EPC) Kıdemli Danışmanı, eski NATO Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Jamie Shea oldu. Bu panelde konuşmacılar AB ve NATO genişleme süreçlerinin üyeler, kıta Avrupası ve komşuları için güvenlik üretip üretmediği, Avrupa güvenlik mimarisinin yeniden şekillenmesinin, hem Avrupa hem de komşu coğrafyalar için sürdürülebilir güvenlik sağlayıp sağlayamayacağını sorguladı.

Çalışma Saatlerinin Tamamının İdare İçin Kullanılacağı Belirtilen İşçiler İçin Birim Fiyat Teklif Cetvelinde Ayrı Satır Açılmaması?

çalışma Saatlerinin Tamamının İdare İçin Kullanılacağı Belirtilen İşçiler İçin Birim Fiyat Teklif Cetvelinde Ayrı Satır Açılmaması Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Çalışma Saatlerinin Tamamının İdare İçin Kullanılacağı Belirtilen İşçiler İçin Birim Fiyat Teklif Cetvelinde Ayrı Satır Açılmaması?

Mehmet ATASEVERçalışma Saatlerinin Tamamının İdare İçin Kullanılacağı Belirtilen İşçiler İçin Birim Fiyat Teklif Cetvelinde Ayrı Satır Açılmaması Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem
Simdata Danışmanlık Y.K. Başkanı

İtirazen Şikayet Konusu; İtirazen şikâyet dilekçesinde özetle, İhale konusu işte tam zamanlı olarak çalışacak diyetisyen ve gıda mühendisleri için birim fiyat teklif cetvelinde ayrı satır açılması gerektiği, kaldı ki söz konusu personellerin tam zamanlı çalıştırılmayacağı değerlendirilmesi durumunda dahi doküman düzenlemelerinin yine hatalı olacağı, şöyle ki haftalık çalışma saatlerinin tamamı idarede kullanılmayan işçilikler için fiyat farkı ödenmesine ilişkin ağırlık oranını belirleyen a2 katsayısının “0” olarak belirlendiği, iddialarına yer verilmiştir.

25.09.2024 tarihli ve 2024/UH.II-1209 Sayılı Kamu İhale Kurulu Kararına Göre;

Yapılan inceleme ve tespitler neticesinde;

Kamu İhale Genel Tebliği’nin “Personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımlarında teklif fiyata dahil olacak giderler” başlıklı 78’inci maddesinde “…78.3. Personel çalıştırılmasına dayalı olmayan hizmet alımlarına ilişkin ihale dokümanında, haftalık çalışma saatlerinin tamamını idarede geçirecek personel sayısının belirtilmesi halinde teklif fiyata dahil giderler arasında işçilik giderine yer verilmesi ve her bir işçilik maliyeti için birim fiyat teklif cetvelinde ayrı satır açılması zorunludur. …”

açıklaması yer almaktadır.

………….

İdari Şartname’nin “Diğer hususlar” başlıklı 48’inci maddesinde “48.1. …Yüklenici firma bünyesinde çalışan personelin mesai saatinin tamamının kurumda geçirilmesi sağlanacaktır” düzenlemesi, Teknik Şartname’nin “Hizmetin ifa şekli” başlıklı 4’üncü maddesinde “…1.Grup için toplam 79 personel istenmektedir. Yüklenici firma tüm hizmet vereceği mutfaklarda çalıştırmak üzere (istenen personel sayısının dışındadır) 1(bir) diyetisyen veya gıda mühendisi (lisans mezunu) bulunduracaktır.

2.Grup için toplam 11 personel istenmektedir. Yüklenici firma tüm hizmet vereceği mutfaklarda çalıştırmak üzere (istenen personel sayısının dışındadır) 1(bir) diyetisyen veya gıda mühendisi (lisans mezunu) bulunduracaktır.

3.Grup için toplam 15 personel istenmektedir. Yüklenici firma tüm hizmet vereceği mutfaklarda çalıştırmak üzere (istenen personel sayısının dışındadır.) 1(bir) diyetisyen veya gıda mühendisi (lisans mezunu) bulunduracaktır.

…” düzenlemesi yer almaktadır.

İhale ilan tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Kamu İhale Genel Tebliği’nin yukarıda aktarılan açıklamalarından personel çalıştırılmasına dayalı olmayan hizmet alımlarına ilişkin ihale dokümanında, haftalık çalışma saatlerinin tamamını idarede geçirecek personel sayısının belirtilmesi halinde teklif fiyata dahil giderler arasında işçilik giderine yer verilmesi ve her bir işçilik maliyeti için birim fiyat teklif cetvelinde ayrı satır açılmasının zorunlu olduğu anlaşılmıştır.

İdari Şartname’nin “Teklif fiyata dahil olan giderler” başlıklı 25’inci maddesinde, ihale konusu işte çalıştırılacak personel sayısının 1’inci kısım için 79, 2’nci kısım için 11, 3’üncü kısım için 15 personel olmak üzere toplam 105 personel çalıştırılmasının istenildiği, yine aynı Şartname’nin “Diğer hususlar” başlıklı 48’inci maddesinde yüklenicinin bünyesinde çalışan personelin mesai saatinin tamamının idarede geçirmesi gerektiği,

Teknik Şartname’nin “Hizmetin ifa şekli” başlıklı 4’üncü maddesinde ise İdari Şartname’nin “Teklif fiyata dahil olan giderler” başlıklı 25’inci maddesinde belirtilen personelin dışında kalmak üzere her 3 kısımda da 1 diyetisyen veya gıda mühendisi olmak üzere toplam 3 personel bulundurulmasının istenildiği görülmüş olup, ihale konusu işte çalıştırılması öngörülen toplam personel sayısına ilişkin ihale dokümanında çelişki bulunduğu, mevcut doküman düzenlemeleri doğrultusunda sağlıklı bir teklif fiyatı oluşturulmasının mümkün olmadığı anlaşılmıştır.

Bu itibarla, ihale konusu işte çalıştırılacak toplam personel sayısının 108 personel olarak kabul edilmesi durumunda dahi, ihale konusu işte çalışma saatlerinin tamamının idare için kullanılacağı belirtilen toplam 3 gıda mühendisi veya diyetisyen için birim fiyat teklif cetvelinde her bir işçilik maliyeti için ayrı satır açılmadığı anlaşıldığından mevcut doküman düzenlemelerinin Kamu İhale Genel Tebliğinin 78.3’üncü maddesine aykırı olduğu sonucuna varılmış olup başvuru sahibinin bu yöndeki iddiası yerinde görülmüştür.

çalışma Saatlerinin Tamamının İdare İçin Kullanılacağı Belirtilen İşçiler İçin Birim Fiyat Teklif Cetvelinde Ayrı Satır Açılmaması Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemMehmet ATASEVER

Simdata Danışmanlık Y.K. Başkanı

Sağlık Bak. SGB E. Bşk./KİK E. Üyesi

Mhatasever@gmail.com

Mehmetatasever.org

 

Satınalma Kontrat Yöneticiliği ve Riskler – 4: Tedarikçi Üretim Sözleşmesi

Satın Alma Sözleşme Kontrat Tedarikçi Imalat

Satınalma Kontrat Yöneticiliği ve Riskler – 4
SÖZLEŞME YÖNETİMİ YAZI DİZİSİ
Tedarikçi Üretim Sözleşmesi Bölüm – IV

Fesih, Mücbir Sebep, İhtilaf, Kalıp, Ekipman, Sözleşme Ekleri

Prof. Dr. Murat ERDAL

merdal@istanbul.edu.tr

Satın Alma Sözleşme Kontrat Tedarikçi ImalatBu hafta üretim sözleşmesinin son kısmında yer alan maddelere;

  • FESİH
  • BİLGİLER VE DEĞİŞİKLİKLER
  • KALIP ve EKİPMANLAR
  • BELGELERİN ARŞİVLENMESİ
  • GİZLİLİK
  • MÜCBİR SEBEPLER
  • İHTİLAFLAR
  • İLETİŞİM
  • DİĞER HÜKÜMLER
  • SÖZLEŞME EKLERİ
  • Ek-1: Çevre, İSG ve Enerji Yönetimi Sorumlulukları
  • Ek-2 AS9100 Satınalma İlave Şartları’na yer vereceğiz.

Okuyucularımıza kısaca hatırlatmakta fayda var.

SÖZLEŞMENİN İLK KISIMLARI:

  1. Bölüm Sözleşme                                            

Satınalma Kontrat Yöneticiliği ve Riskler – 1

 Kalite Yönetimi ile ilgili sözleşme maddelerinin incelenmesi:

  • KALİTE TEMİN SÜREKLİLİĞİ
  • TEDARİKÇİ KALİTE SİSTEMİ
  • KALİTE BELGESİ
  • FİZİKSEL GÖRÜNÜM
  • KONTROL
  • UYGUNSUZLUK
  • DENETİMLER
  • YASAL YÜKÜMLÜLÜKLER

2. Bölüm Sözleşme

Satınalma Kontrat Yöneticiliği ve Riskler – 2          

İzlenebilirlik ile ilgili sözleşme maddelerinin incelenmesi:

  • İZLENEBİLİRLİK
  • TANIMLAR
  • Uzun Vadeli Tedarikçiler
  • Operasyonel Tedarikçiler
  • Ticari tedarikçiler
  • NUMUNE VE ÜRÜN DOSYASI
  • Numune ve Ürün Dosyası verilmesi Gereken Durumlar
  • Ürün Dosyasının İçeriği
  • SERİ ÜRETİM ONAYI
  • GARANTİ
  • AMBALAJ

3. Bölüm Sözleşme

Tedarikçi Üretim Sözleşmesi Bölüm – III

  • TESLİMAT
    • Satınalma Programı
    • Teslim Yeri ve Nakliye
    • Teslimat ve Tesellüm
  • İADE
  • FİYAT
  • CEZA

 maddelerini incelemiştik.

Üretim sözleşmesini dört kısım halinde analiz ediyoruz. Aşama aşama ilerliyoruz. Bu hafta dördüncü aşamadayız.

IV. Bölüm Sözleşme 

Bu hafta üretim sözleşmesinin son kısmında yer alan maddelere;

  • FESİH
  • BİLGİLER VE DEĞİŞİKLİKLER
  • KALIP ve EKİPMANLAR
  • BELGELERİN ARŞİVLENMESİ
  • GİZLİLİK
  • MÜCBİR SEBEPLER
  • İHTİLAFLAR
  • İLETİŞİM
  • DİĞER HÜKÜMLER
  • SÖZLEŞME EKLERİ
  • Ek-1: Çevre, İSG ve Enerji Yönetimi Sorumlulukları
  • Ek-2 AS9100 Satınalma İlave Şartları’na yer vereceğiz.

Tedarikçi Üretim Sözleşmesi Bölüm – IV

Tek tek maddelerin incelenmesine başlayalım.

Bu makalenin toplam uzunluğu 12 sayfadır. Tam erişim için profesyonel üyelik gereklidir. Üyelik satın alarak hesabınızı oluşturabilirsiniz. Üye iseniz giriş yapınız.
Hesap Oluştur

Haftaya MILK-RUN SÖZLEŞME örneğini ayrıca inceleyeceğim.

SÖZLEŞME YÖNETİMİ YAZI DİZİSİ

Tedarikçi Üretim Sözleşmesi

Üretim sözleşmesini 4 safhada analiz ettik.

  1. Satınalma Kontrat Yöneticiliği ve Riskler – 1
  2. Satınalma Kontrat Yöneticiliği ve Riskler – 2
  3. Satınalma Kontrat Yöneticiliği ve Riskler – 3
  4. Satınalma Kontrat Yöneticiliği ve Riskler – 4

DANIŞMANLIK HİZMET ALIMLARI VE SÖZLEŞMELER

Danışmanlık Hizmet Alımları ve Sözleşmeler: Kontrol Listesi-II                             
Danışmanlık Hizmet Alımları ve Proje Esaslı Satınalma Yönetimi – I

OTOMOTİV SEKTÖRÜ MİLK-RUN SÖZLEŞME İNCELEMESİ

  1. Milk-Run Lojistik Sözleşme İncelemesi – I

    Bölüm-I: Taşıma Esasları – Araç Spesifikasyonları (Madde 1-5 arası)

  2. Milk-Run Lojistik Sözleşme İncelemesi – II

    Bölüm-II: Nakliyecinin Yükümlülükleri ve diğer. Madde (6-21 arası)

Sizler de bu köşede incelenmesini istediğiniz SATINALMA VE TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ kapsamında sözleşme örneklerinizi egitim@satinalmadergisi.com adresimize gönderebilirsiniz. Gelin birlikte inceleyelim.

Tedarikçi Sözleşmeleri, Kpi’lar, Sektörel Kontrat İncelemeleri Eğitimi Tedarikçi Sözleşmeleri, Kpi’lar, Sektörel Kontrat İncelemeleri EğitimiSATINALMA ve TEDARİK ZİNCİRİ EKİPLERİ İÇİN

Sözleşme Yönetimi ve Sektörel Kontrat İncelemeleri Eğitimi:

Sözleşme Yönetimi ve Sektörel Kontrat İncelemeleri başlıklı eğitimin içeriğini incelemek için Eğitim Kataloğunu https://satinalmadergisi.com/egitim.pdf indirebilirsiniz.

Ekibinizin ihtiyacı doğru eğitim teklifini almak için talebinizi egitim@satinalmadergisi.com e-posta adresimize iletebilirsiniz.

Anahtar sözcükler: Fesih, Mücbir Sebep, İhtilaf, Kalıp, Ekipman, Sözleşme Ekleri, tedarikçi, üretim, imalat, mastar, aparat, kalite

#üretim #operasyon #Sözleşme #satınalma #kontrat #inceleme #mastar

#Fesih #MücbirSebep #İhtilaf #Kalıp #Ekipman #aparat #imalat #tedarikçi

Bu makalenin toplam uzunluğu 12 sayfadır.
Tam erişim için profesyonel üyelik gereklidir. Üyelik satın alarak hesabınızı oluşturabilirsiniz. Üye iseniz giriş yapınız.

Küresel Ekonomide Bir Buçuk Yıllık Ticari Durgunluktan Çıkıldı

Satınalma Sözleşmeleri Kontrat İncelemeleri Eğitimi Haber Küresel Ekonomide Bir Buçuk Yıllık Ticari Durgunluktan çıkıldı

Küresel Ekonomide Bir Buçuk Yıllık Ticari Durgunluktan Çıkıldı

Satınalma Sözleşmeleri Kontrat İncelemeleri Eğitimi Haber Küresel Ekonomide Bir Buçuk Yıllık Ticari Durgunluktan çıkıldıAllianz Trade her yıl yayınladığı Küresel Ekonomik Görünüm Raporu’nu 2024 yılı son verileri ile güncelledi. Rapora göre; bazı alanlarda iyileşmeler sürerken bir yandan da “kemer sıkma” devam edecek. Allianz Trade ekonomistlerine göre faiz oranları uzun bir süre daha yüksek kalacak. Diğer yandan şirketler yeniden stok yapmaya başladı ve bunun küresel ticaretteki toparlanmayı desteklemesi bekleniyor. Veriler ise 2024 yılının ilk yarısında 1,5 yıllık ticari durgunluktan çıkıldığını teyit ediyor.

Allianz Trade’in 2024 yılının ikinci yarısında güncel verilerle yayınladığı Küresel Ekonomik Görünüm Raporu’na göre jeopolitik gerilimler, Allianz Trade ekonomistlerinin öngördüğü senaryo için aşağı yönlü riskler oluşturuyor. Bunlardan başlıcaları ise; Donald Trump’ın ABD seçimlerini kazanması halinde ABD’nin kendi ekonomisine olan korumacılığının artması ihtimali; Fransa, Almanya, Belçika, Hollanda vb. gibi başlıca Avrupa ülkelerindeki yüksek siyasi belirsizlik; Rusya-Ukrayna ve Orta Doğu’da devam eden çatışmalar; Güney Çin Denizi ve Tayvan ile yaşanan gerilimler olarak gösteriliyor. Allianz Trade’in uzman ekonomistlerinin aşağı yönlü senaryosu, yüzde 1,5 puan daha düşük küresel büyüme ve 1 puan daha yüksek enflasyon öngörüyor. Raporda bu tahminlerin, faiz oranlarının uzun bir süre daha yüksek kalması anlamına geldiği de vurgulanıyor.

2026’ya Kadar Çok da Yüksek Olmayan Bir Büyüme Beklentisi Var

Küresel Ekonomik Görünüm Raporu’na göre; 2026’ya kadar uzun vadeli ortalamaya yakın, yüzde 2,8’lik, istikrarlı ancak yüksek de olmayan küresel büyüme bekleniyor. ABD’de ekonomik büyüme yavaşlasa dahi; ülkenin 2024 yılında da küresel ekonomik büyümenin öncüsü olmaya devam edeceği, Avrupa’da ivmenin giderek artmasına rağmen Almanya’nın istisna olmayı sürdüreceği ve Almanya’da ekonominin ancak 2024 sonunda resesyondan çıkacağı da raporda verilen bilgiler arasında bulunuyor. Raporda, Çin’de iç talebin yavaşlamayı sürdüreceği ve ekonomi politikalarında gevşemeye devam edilse bile sürmekte olan emlak krizinin getirdiği olumsuzlukların kısmen telafi edilebileceği öngörüsüne yer veriliyor.

Kemer Sıkmaya Devam

Allianz Tarde Küresel Ekonomik Görünüm Raporu’na göre; yeniden kemer sıkma zamanı. Uzmanlar raporda, “kimse açıkça tartışmak istemese de önümüzdeki dönem mali konsolidasyon yine gündemdeki yerini alacak” görüşüne yer veriyor. Tahminlere göre mali konsolidasyon hem ABD hem de Avrupa’da 2027 yılına kadar GSYH büyümesi üzerinde, ortalama 0,3 puanlık bir düşüşe neden olacak. Bu bağlamda başta şirketlere yönelik vergi artışı uygulamaları, harcama kesintilerinden daha olası görünüyor. Buna ek olarak, Avrupa’da parasal sıkılaştırmanın, her yıl GSYH’ye oranla yüzde 3’ten fazla borcun yatırımcılar tarafından üstlenilmesini sağladığı da raporda verilen bilgiler arasında.

Öte yandan ekonomistler enflasyonun, 2025 yılı ilk yarısında yüzde 2’lik hedefe ulaşmasının, ileride daha güçlü gevşeme döngüsüne alan sağlayacağını vurguluyor. Yaz aylarında aşağı yönlü bir sürpriz yapan enflasyon ile enerji ve mal enflasyonunun, genel enflasyonu aşağı çekmeye devam etmesi ve yapışkan hizmet enflasyonunun yavaşlayan ücretlere paralel olarak gevşemesi bekleniyor.

Şirketler Mevcuttaki Stoklarını Eritti ve Yeniden Stok Yapmaya Başladı

Raporda, şirketlerin yeniden stok yapmaya başladığı ve bunun küresel ticaretteki toparlanmayı desteklemesinin beklendiği vurgulanıyor. Rapora göre; veriler, yılın ilk yarısında 1,5 yıllık ticari durgunluktan çıkıldığını teyit ediyor. Uzmanlar, tüketimdeki toparlanmayla birlikte küresel ticarette de toparlanmanın ileriye dönük olarak daha sürdürülebilir olmasını bekliyor. Genel olarak, küresel ticaret hacminin 2025-26 yıllarında yaklaşık yüzde 3 oranında artacağı ancak uzun vadeli ortalamanın altında kalacağı da raporda verilen bilgiler arasında.

Satınalma Sözleşmeleri Kontrat İncelemeleri Eğitimi Haber Küresel Ekonomide Bir Buçuk Yıllık Ticari Durgunluktan çıkıldıÖte yandan şirketlerin stoklarını eritme yoluyla toparlandığı da raporda dikkat çekilen başlıklar arasında. Rapora göre ikinci çeyrekteki gelir ve kazanç artışı, şirketlerin stok eritmesiyle desteklendi. Ancak Avrupa ile ABD arasındaki ayrım burada da kendini gösterdi; ikinci çeyrekte şirketlerin mali durumlarındaki hafif iyileşmeye rağmen, Euro Bölgesi sabit sermaye yatırımları salgın öncesi seviyelerin yüzde 7 altına düşerek, ABD ve İngiltere gibi gelişmiş ülke emsallerinin çok gerisinde kaldı.

Raporun detayları için tıklayınız

Alım Talebi: Rustik Kapı Kolu (Pirinçten)

Alım Talebi Rustik Kapı Kolu (pirinçten)

Alım Talebi: Rustik Kapı Kolu (Pirinçten)

Bir firmamız için, en az 30 adet pirinçten imal edilmiş rustik kapı kolu alımı yapılacaktır. Teslim yeri Bandırma – Balıkesir olup, ödeme şekli nakittir (peşin).

İlgili olan üretici ya da satıcıların, ürün spekleri ve diğer teknik detaylar için aşağıdaki adımların ardından, iletişime geçmesi rica olunur.

Alım Talebi Rustik Kapı Kolu (pirinçten)

Teklif Vermek İçin;

  1. SATINALMA DERGİSİ’ne abone ol.
  2. Dergi Aboneliği sayfasından PROFESYONEL ÜYELİK işlemlerini tamamla.
  3. Ödeme sonrasında FİRMA BAŞVURU FORMU’nu doldur.

https://satinalmadergisi.com/satici/

TEKLİF VERME : İhtiyacın detaylarını öğrenmek ve teklif vermek için Dergi Aboneliği sayfasından PROFESYONEL ÜYELİK (750 TL) SATIN ALMANIZ GEREKMEKTEDİR. Aboneliğiniz 1 yıl geçerli olup, bir sene boyunca tüm alım taleplerine teklif verebileceksiniz.

HSBC Global Yaşam Kalitesi Raporu: Geleceği Planlamak Önem Kazanıyor

Tedarikçi Performans Değerlendirme Eğitimi Haber Hsbc Global Yaşam Kalitesi Raporu Geleceği Planlamak önem Kazanıyor

HSBC Global Yaşam Kalitesi Raporu: Geleceği Planlamak Önem Kazanıyor

Tedarikçi Performans Değerlendirme Eğitimi Haber Hsbc Global Yaşam Kalitesi Raporu Geleceği Planlamak önem KazanıyorHSBC 2024 Yaşam Kalitesi Raporu gelecek planlamasının kapsamlı olarak ele alınmasının önemini ortaya koyuyor. Rapora göre eğitim, sağlık, sosyal çevre ve kişisel özgürlüklerini önceliklendirerek finansal geleceğini planlayanlar, refah seviyesi yüksek bir gelecek inşa ediyorlar. Bu bütünleşik bakış açısına sahip kişilerin yaşam kalitelerinden, ortalamaya kıyasla %50 daha memnun olduklarına dikkat çekiliyor.

HSBC ve Intuit Research iş birliği ile hazırlanan “HSBC Yaşam Kalitesi Raporu 2024”, 11 farklı ülkede 100 bin dolar ila 2 milyon dolar arasında yatırıma dönüştürülebilir varlığa sahip 11 bin 230 kişi arasında gerçekleştirildi. Finansal planlama ve yaşam kalitesi arasındaki ilişkiyi ele alan raporda, bireylerin gelecek planlamalarının ekonomik güvence hedefi ile sınırlı kalmadığı, sağlık, eğitim, sosyal yaşam, çevre kalitesi ve bireysel özgürlüklerini de kapsayan geniş bir perspektiften konuyu ele almayı tercih ettikleri görülüyor. Araştırmaya katılanların %60’ı yaşam kalitesini fiziksel, zhinsel sağlık ve finansal zindelik olmak üzere üç boyutlu olarak ele alıyorlar.

25 – 69 yaş aralığında ele alınan araştırmada finansal güvenlik tüm kuşaklar için öne çıkıyor. Bireylerin doğru planlama yapması finansal güvenliğin sağlanarak yaşam kalitesinin biçimlendirilmesinde önemli rol oynuyor. Araştırma, sigorta kapsamında emeklilik planlamasının Y Kuşağı, X Kuşağı ve Baby Boomers için öncelikli olduğuna işaret ediyor. Ancak Baby Boomers kuşağındaki her 10 kişiden 3’ü emeklilik hedeflerine uzak olduklarını dile getiriyor. Y Kuşağı’nın ise erken yaşlardan itibaren daha fazla yatırım yaptığı gözlemleniyor.

HSBC Yaşam Kalitesi Raporu 2024 araştırma sonuçları, finansal geleceğini planlayarak daha konforlu bir gelecek inşa etmenin mümkün olduğunu ortaya koyuyor.. Varlık birikimine yönelik planlama kriterlerini yerine getiren grupta; fiziksel, ruhsal ve duygusal şartların korunması (%77) kişilerin en hazırlıklı olduğu konu iken bunu Varlık Birikimi (%61) ve Emeklilik (%35) bunları takip ediyor.

Raporun Ana Bulguları:

  • Finansal Güvenlik tüm kuşaklar tarafından önemseniyor.
  • Araştırmaya katılan bireyler, yaşam hedeflerine yönelik ana tehditlerin artan yaşam maliyeti ve sağlık kaygıları olduğuna işaret ediyor. Genel Yaşam Kalitesi Endeksi 76 seviyesinde gerçekleşirken kalırken, birçok pazarda finansal refahta düşüş kaydediliyor.
  • Bireylerin finansal planları büyük ölçüde yaşam kalitelerini de biçimlendirebiliyor.
  • Bireylerin sigortaya sahip olma konusundaki farkındalıkları artıyor ancak bu konuda kendilerini güvence altında hissetmiyorlar. Neredeyse her varlık sahibi 4 kişiden 1’inde bu güven kaybı gözlemleniyor. Sigorta kapsamında güvende hissetme ihtiyacı Y kuşağı, X kuşağı ve Baby Boomers için en önemli önceliklerden biri olarak konumlandırılıyor.
  • Global olarak portföy çeşitliliği artıyor. Varlıklı yatırımcıların %33’ü portföylerini yurt dışına çeşitlendirmeyi planlıyor. Teknoloji ve sürdürülebilirlik gibi temalar, yatırımcıların ilgisini çeken başlıca alanlar.
  • Varlık sahibi her 10 kişiden 8’i miras planlamasının kendilerini ilgilendirdiğini düşünüyor ancak yalnızca 4’ü bir vasiyet hazırlıyor.
  • Ebeveynlerin çoğu çocuklarının eğitimini yurtdışında finanse etmeyi düşünüyor ancak yalnızca yarısının somut bir planı bulunuyor.

Cem MuratoğluHSBC Türkiye Bireysel Bankacılık ve Birikim Yönetimi’nden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Cem Muratoğlu konuyla ilgili olarak şu görüşleri dile getiriyor: “ Finansal güvence, yaşam kalitesinin yalnızca bir yönü. HSBC’nin raporu, refahın çok boyutlu olduğunu vurguluyor ve yaşam kalitesini finansal refahın yanı sıra fiziksel sağlık ve zihinsel sağlık unsurlarının oluşturduğunu gösteriyor. HSBC olarak, Premier müşterilerimize bu geniş perspektifi sunmayı ve onların hayatlarını daha iyi hale getirmek için çalışmayı önemsiyoruz. Bu alandaki uzmanlığımızla ve uluslararası yetkinliklerimizle müşterilerimize ve ailelerine geleceklerini planlama süreçlerinde kılavuzluk ediyor, onlara uygun Birikim Yönetimi, Nitelikli Sigorta Ürünleri ve Bireysel Emeklilik çözümleri ile yaşam tarzlarına hitap eden seyahat, sosyal yaşam, kültür sanat alanlarında ayrıcalıklı deneyimler sunuyoruz.”

Yaşam Kalitesi Kim için Ne Anlama Geliyor?

  • Yaşam Kalitesi 2024 Raporu kapsamında katılımcılara iyi bir yaşam kalitesi olarak neyi tanımladıkları da soruldu.
  • Rapor, Yaşam Kalitesinin üç boyutu olan fiziksel ve zihinsel sağlık ile finansal zindelik arasındaki etkileşimin birbiriyle oldukça ilişkili olduğunu gösteriyor. Fiziksel sağlık, iyi bir Yaşam Kalitesi için en önemli faktör olmaya devam ederken ardından zihinsel sağlık ve finansal zindelik geliyor. Bu üçü birlikte, varlık sahibi kesim için iyi bir Yaşam Kalitesinin %60’ını oluşturuyor.
  • Mali açıdan sağlıklı olanların fiziksel sağlıkta yüksek puan alma olasılığı 1,2 kat daha fazla. Fiziksel sağlıkta yüksek puan alan kişilerin mali açıdan sağlıklı olma olasılığı ise 1,6 kat daha yüksek. Fiziksel sağlıkta yüksek puan alanlar yaşam kalitesinden 2 kat daha fazla memnun. Bu kişilerin ortalamanın üzerinde zihinsel sağlık sergileme olasılığı 10,3 kat daha fazla. Mental sağlıkta ortalamanın üzerinde puan alan kişilerin fiziksel sağlıkta yüksek puan alma olasılığı da 3,7 kat daha fazla.
  • Yaşam kalitesinin önemli göstergeleri arasında “sosyal Eeenlik” de yer alıyor. Sosyal esenlikte yüksek puan alanlar, yaşamkKalitelerinden düşük puan alanlara göre 2,3 kat daha memnun olduklarını dile getiriyor. Sosyal esenlik, zihinsel sağlığın belirlenmesinde önemli bir faktör olarak öne çıkıyor.
  • Depresyon/anksiyete konusunda endişe duyan katılımcıların yüzdesi kuşaklara göre şu şekilde sıralanıyor: Z Kuşağı (%40, 25-27 Yaş), Y Kuşağı (%32 28-43 Yaş), X Kuşağı (%29, 44-59 Yaş), Baby Boomers (%23, 60-69 Yaş).
  • Oxford Üniversitesi Refah Araştırma Merkezi Direktörü Profesör Jan-Emmanuel De Neve, konuyla ilgili olarak şunları dile getiriyor: “Sosyal bağlantıların kalitesi, belki de zihinsel sağlığımızın en az önemsenen etkenleri arasında. Ancak HSBC araştırmalarının da ortaya koyduğu gibi, bu bağlantılar yaşam boyu esenlik açısından kesinlikle kritik öneme sahip. Bu sonuç, her yıl Dünya Mutluluk Raporu’na da yansıtılıyor. Toplumlar arasındaki refah farklılıklarını açıklarken büyük fark yaratan şey, sosyal destek, güven ve güvenilecek insanlara sahip olma düzeyleri olarak öne çıkıyor.”

Tedarikçi Performans Değerlendirme Eğitimi Haber Hsbc Global Yaşam Kalitesi Raporu Geleceği Planlamak önem KazanıyorRaporun tamamına ulaşmak için lütfen aşağıdaki linke tıklayınız:

https://internationalservices.hsbc.com/quality-of-life/2024/

Dijital Olgunluk: İşletmelerde Başarı ve Rekabet Gücü İçin Stratejik Bir Yol Haritası

Dijital Olgunluk

Dijital Olgunluk: İşletmelerde Başarı ve Rekabet Gücü İçin Stratejik Bir Yol Haritası
Olgar Ataseven

Dijital olgunluk, günümüzün hızla değişen iş dünyasında işletmelerin rekabet gücünü belirleyen kritik bir faktördür. Teknolojinin iş dünyasına entegrasyonu sadece bir zorunluluk değil, aynı zamanda şirketlerin gelecekteki başarısını şekillendiren bir stratejik araçtır. Bu olgunluk, işletmenin dijital teknolojilerle olan ilişkisini ne ölçüde dönüştürdüğünü, teknolojileri operasyonel süreçlere ne kadar entegre ettiğini ve bu süreçleri ne kadar verimli hale getirdiğini ifade eder. Ancak dijital olgunluk, yalnızca bir “teknolojiye sahip olma” durumu değildir; bu, şirketlerin dijital dönüşümü tüm organizasyonel yapılarında benimseyip benimsemediğinin bir göstergesidir.

Dijital Olgunluk Nedir?

Dijital OlgunlukDijital olgunluk, bir işletmenin dijital teknolojilere entegrasyon düzeyini, dijital çözümleri benimseme kapasitesini ve bu çözümlerle nasıl değer ürettiğini ölçen bir kavramdır. Dijital dönüşüm, teknolojinin kullanımı ile iş süreçlerinin yeniden yapılandırılmasını içerirken, dijital olgunluk bu sürecin ne kadar ileriye taşındığını ve işletmenin teknolojiye ne ölçüde adapte olduğunu gösterir. Bir işletmenin dijital olgunluk seviyesinin yüksek olması, teknolojiyi sadece kullanmakla kalmayıp, aynı zamanda rekabet avantajı sağlamak için stratejik bir araç olarak kullanabileceğini ifade eder.

Dijital Olgunluğun Evreleri

Her işletme dijital olgunluğa giden yolda farklı evrelerden geçer. Bu evreler, işletmelerin dijital dönüşümle olan etkileşimini anlamak açısından kritik öneme sahiptir:

  1. Emekleme Aşaması: Bu aşamada şirketler henüz dijital teknolojilerin potansiyelini tam anlamış değildir. Veri yönetimi, dijital süreçler veya teknolojik yatırımlar henüz planlanmamış ya da düzensiz şekilde uygulanmıştır.
  2. Deneysel Aşama: İşletmeler dijital çözümlerden faydalanmaya başlar, ancak süreçler hala otomasyon ve entegrasyon açısından yeterince olgunlaşmamıştır. Veri analitiği ve teknolojik altyapı geliştirme çabaları başlar, ancak tüm iş fonksiyonlarına yayılmamıştır. Bazı yazılımlar denenmekte ya da denenme konusunda bir istek vardır ama yazılımlar bütünleşik değildir.
  3. Entegre Aşama: Bu aşamada dijital çözümler stratejik olarak uygulanır. Teknolojiler işletmenin iş süreçleriyle entegre hale gelir ve veriye dayalı kararlar alınır. Dijital dönüşüm, üst yönetim tarafından kritik bir öncelik olarak görülür.
  4. Optimizasyon & Geliştirme Aşaması: Dijital teknolojiler, işletmenin tüm süreçlerine derinlemesine entegre olmuştur. Tüm operasyonel süreçler dijital olarak optimize edilir, verimlilik en üst düzeye çıkar ve yeni teknolojiler hızla sisteme entegre edilebilir. Bu aşamadaki şirketler dijital dönüşümü sürekli bir gelişim süreci olarak kabul eder. Bu duruma gelen işletmeler artık “dijital dönüşümün & olgunlaşmanın” hiç bitmeyecek inovatif bir süreç olduğunu fark ederler.

Dijital Olgunluğun İşletmelere Faydaları

  1. Stratejik Avantaj: Dijital olgunluk, işletmelere pazarda rekabet avantajı sağlar. Dijital teknolojilere hızlı uyum sağlayan şirketler, değişen piyasa koşullarına daha çabuk yanıt vererek rakiplerinden bir adım öne geçerler. Ayrıca müşteri taleplerine ve trendlerine daha çevik bir şekilde yanıt verebilirler.
  2. Müşteri Deneyimi ve Memnuniyeti: Müşteri beklentileri sürekli olarak değişirken, dijital olarak olgunlaşmış şirketler müşterilerine daha kişiselleştirilmiş ve hızlı hizmetler sunabilir. Bu, müşteri memnuniyetini artırır ve müşteri sadakatini güçlendirir.
  3. Verimlilik ve Maliyet Kontrolü: Dijital teknolojilerin entegrasyonu sayesinde iş süreçleri daha verimli hale gelir. Otomasyon, veri analitiği ve yapay zeka gibi çözümler, manuel iş süreçlerini azaltarak maliyetleri düşürür ve operasyonel verimliliği artırır.
  4. Karar Verme Süreçlerinin Gelişimi: Dijital olgunluk, işletmelerin veri tabanlı kararlar almasını sağlar. Bu, sezgisel kararların yerine, somut verilere ve analizlere dayalı daha stratejik ve etkili kararlar alınmasına olanak tanır. Böylece işletme yönetimi, gelecekteki yatırımlarını daha sağlam temellere dayandırabilir.
  5. Yenilikçilik ve Büyüme:

Yeni Ürün ve Hizmet Geliştirme: Dijital teknolojiler, işletmelerin yeni ürün ve hizmetler geliştirme hızını artırır. Bu sayede şirketler, pazarda yeni fırsatlar yakalayabilir ve büyüme potansiyellerini maksimize edebilir.

İş Modeli İnovasyonu: Dijital dönüşüm, işletmelerin mevcut iş modellerini yeniden düşünerek daha sürdürülebilir ve karlı hale getirmelerine olanak tanır.

Çığır Açan Teknolojilere Erişim: Dijital olarak olgunlaşmış şirketler, yapay zeka, blockchain gibi yeni teknolojilere daha kolay erişebilir ve bu teknolojileri işlerine entegre ederek rekabet avantajı elde edebilir.

Bu 5 adet avantajın üzerine; Çalışan Üretkenliği ve Mutluluğu, Risk Yönetimi ve Sürdürülebilirlik, Marka Gücü ve İtibar, Organizasyonel Kültür Dönüşümü gibi daha birçok avantajı sayabiliriz.

Dijital Olgunluk Nasıl Ölçülür?

Dijital olgunluk bir işletmenin dijital yolculuğunda nerede durduğunu anlamak için ölçülmesi gereken bir kavramdır. Dijital olgunluğu ölçmek için çeşitli modeller geliştirilmiştir. Bu ölçüm araçları, işletmenin mevcut dijital yeteneklerini değerlendirirken, geliştirme alanlarını da belirler. En yaygın kullanılan yöntemler arasında şunlar yer alır:

  • Kapasite Değerlendirmesi: İşletmenin dijital dönüşüm için sahip olduğu teknoloji, insan kaynağı ve finansal kaynaklar gibi kritik unsurların değerlendirilmesi yapılır.
  • Veri Yönetimi: Dijital olgunluk seviyesi, işletmenin verileri nasıl topladığı, yönettiği ve analiz ettiğiyle doğrudan ilişkilidir. Verinin doğru kullanımı, dijital olgunluğun önemli bir göstergesidir.
  • Müşteri Deneyimi: Dijital dönüşümün müşteri odaklı olması, müşteri memnuniyeti ve geri bildirimlerinin analiz edilmesi, dijital olgunluk ölçümlerinde önemli bir kriterdir.

Dijital Olgunluğu Kim Yürütmeli?

Dijital olgunluğun işletmede başarılı bir şekilde hayata geçirilmesi ve sürdürülmesi için birçok paydaşın dahil olması gerekmektedir. İşte dijital olgunluğu yürütmekle görevli ana aktörler:

  1. Üst Yönetim (C-suite): Dijital dönüşümün başarılı olması, en üst yönetimin desteğini ve liderliğini gerektirir. CEO, CFO, CIO gibi yöneticiler stratejik kararlar almalı ve dijital dönüşümün organizasyon genelinde benimsenmesi için gerekli kültürel değişimi teşvik etmelidirler.
  2. Dijital Dönüşüm Liderleri: Birçok şirket, dijital dönüşümü yönetmek için özel olarak dijital dönüşüm liderleri veya CDO (Chief Digital Officer) pozisyonları oluşturur. Bu liderler, dijital projeleri yürütmek, teknolojik yatırımları yönetmek ve dijital stratejiyi uygulamakla sorumludur.
  3. İK ve Yetenek Yönetimi: Dijital olgunluk sürecinde, insan kaynağı önemli bir rol oynar. Dijital yetkinliklere sahip çalışanların eğitilmesi ve organizasyona kazandırılması, sürecin başarısında kritik öneme sahiptir. İK departmanları, dijital beceri geliştirme ve yetenek yönetimi konularında aktif rol almalıdır.
  4. BT ve Operasyon Birimleri: Teknolojinin operasyonel süreçlere entegrasyonunu sağlamak ve altyapıyı optimize etmek BT departmanının sorumluluğundadır. Ayrıca bu süreçte operasyon ekiplerinin de iş süreçlerini dijital teknolojilere uygun hale getirmesi gerekir.

Dijital olgunluk, işletmelerin sürdürülebilir bir başarı elde etmesi ve rekabet gücünü artırması için vazgeçilmez bir unsurdur. Dijital dönüşümün tam anlamıyla hayata geçirilmesi ve sürekli geliştirilmesi, teknolojinin stratejik bir araç olarak kullanılması ile mümkündür. İşletmeler, dijital olgunluk süreçlerini ölçerek, eksikliklerini belirleyebilir ve sürekli gelişim için yol haritası oluşturabilirler. Dijital olgunluğu benimseyen şirketler, sadece bugünün değil, geleceğin rekabet koşullarına da hazırlıklı olacaklardır. Dijital Olgunluğunuzun ne aşamada olduğunu öğrenmek isteyenler doğrudan bana yazabilirler.

Olgar Ataseven

Girişimci, İş İnsanı, Yazar, Konuşmacı

olgar.ataseven@profesia.com.tr

Dünyanın En Büyük Solar İnverterlerinden Biri Türkiyede Üretilecek

Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Eğitimi Dünyanın En Büyük Solar İnverterlerinden Biri Türkiyede üretilecek

ZES, Dünyanın En Büyük Solar İnverterlerinden Solis’i  Türkiye’de Üretecek

Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Eğitimi Dünyanın En Büyük Solar İnverterlerinden Biri Türkiyede üretilecekZES, yenilenebilir enerji sektörünün büyümesine ivme kazandıracak önemli bir anlaşmaya imza attı. Dünyanın en büyük üçüncü solar inverter üreticisi Solis ile yerli üretim anlaşması yapan ZES, Solis solar inverterlerini Zorlu Grubuna ait Vestel’in Manisa’daki fabrikasında üretecek.

Sürdürülebilir enerji çözümleri sağlama hedefi ile büyümesine devam eden ZES, dünyanın en büyük üçüncü solar inverter üreticisi Solis ile yerli üretim anlaşması imzaladı. 2022 yılında Çin menşeli Ginlong Technologies grubuna bağlı olan Solis Inverters ZES ile distribütörlük anlaşması yaptı. Son 2 yıldır Solis’in Türkiye’deki ticari ve endüstriyel güneş enerjisi pazarındaki tek yetkili distribütörü olan ZES, yeni yapılan anlaşma kapsamında  daha önce yurt dışından getirilip Türkiye’de distribütörlüğünü üstlendiği inverterleri bundan böyle kardeş şirketi Vestel Elektronik’in Manisa’daki fabrikasında üreterek, yerli üretim Solis inverterleri hem yurt içi hem de yurt dışındaki müşterileriyle buluşturacak.

Türkiye’nin Yenilenebilir Enerji Hedeflerine Katkı

Yenilenebilir enerji sektöründe Türkiye’nin öncü solar ekipman sağlayıcılarından biri olan ZES Solar sanayi kuruluşları ve ticari işletmelerle gerçekleştirdiği iş birlikleri sayesinde, Türkiye’nin yeşil enerji dönüşümünde aktif bir rol oynuyor. Yerli üretime geçişle birlikte ZES, Solis inverterlerin maliyetlerini düşürmeyi ve rekabet gücünü artırmayı hedefliyor. Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı (YEKA) projelerinde yerli üretim şartını karşılaması bakımından da büyük bir avantaj sunan bu üretim ile; YEKA projelerinde kullanılabilir yüksek kaliteli inverterler Türkiye’nin yenilenebilir enerji hedeflerine ulaşmasına katkıda bulunulacak.

Hem Yerel Hem de Ulusal Ekonomiye Pozitif Girdi Sağlanacak

Evren EvcitDünya genelinde en büyük üç inverter markasından biri olan Solis, güvenilirliği ve pazar payı ile tanınıyor. Sözleşme ile ilgili görüşlerini aktaran ZES Solar Genel Müdürü Evren Evcit; Türkiye’deki yerli üretimle birlikte ZES’in hem yerel hem de global pazarda rekabet gücünü artırdığını ifade ederek şunları söyledi: “Sektördeki liderliğimizi sürdürebilmek için yenilikçi ve sürdürülebilir enerji çözümleri sunmaya devam ediyoruz. ZES olarak bir süredir distribütörlüğünü yürüttüğümüz Solis inverterlerini artık kardeş şirketimiz Vestel ile Manisa’da yerli olarak üretecek olmamız birçok açıdan önemli bir değer yaratacak. Öncelikle yapacağımız üretimi optimum maliyetle gerçekleştirirken yerel ekonomiye katkı sunacağız. Bu üretim enerji bağımsızlığımız açısından da çok anlamlı. Türkiye’de yenilenebilir enerjide; özellikle güneş enerjisindeki; potansiyelimizi değerlendirmek, yerli kaynakları kullanarak enerji bağımsızlığımızı güçlendirmek adına önemli bir adım olacak. Hem üretim hem de distribütörlük bacağında böyle bir yatırımın ülkemizin sınırları içerisinde yapılması hem yerel hem de ulusal ekonomiye pozitif girdi sağlayacak.Ürettiğimiz inverterlerin ihracatını da yine ZES olarak biz gerçekleştireceğiz.”

Sustainability Strategies
Teklif almak için: egitim@satinalmadergisi.com

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK EĞİTİM PROGRAMLARI

Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi ve Yeşil Satınalma Eğitiminin içeriğini incelemek için https://satinalmadergisi.com/egitim.pdf Eğitim Kataloğunu indirebilirsiniz.

Ekibinizin ihtiyacı doğru eğitim teklifini almak için talebinizi egitim@satinalmadergisi.com e-posta adresimize iletebilirsiniz.

24 Saat Çalışma ve 24 Saat Dinlenme Sisteminde İşçi Hafta Tatiline Hak Kazanabilir mi?

24 Saat çalışma Ve 24 Saat Dinlenme Sisteminde İşçi Hafta Tatiline Hak Kazanabilir Mi Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

24 Saat Çalışma ve 24 Saat Dinlenme Sisteminde İşçi Hafta Tatiline Hak Kazanabilir mi?

Lütfi İNCİROĞLU

24 Saat çalışma Ve 24 Saat Dinlenme Sisteminde İşçi Hafta Tatiline Hak Kazanabilir Mi Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemUygulamada işin niteliğinden kaynaklanan bazı işlerde 12 saat çalışma 24 saat dinlenme; 24 saat çalışma 24 saat dinlenme ve 24 saat çalışma 48 saat dinlenme gibi çalışma biçimlerinin uygulandığı bilinmektedir. İşin niteliğinden kaynaklanan bu tür çalışma biçimleri özellikle benzin istasyonları, radyolink istasyonları, yangın kuleleri ve free shop gibi 7/24 saat işletilen işyerlerinde yaygın olarak görülmektedir.

4857 sayılı İş Kanunu’na göre, “Genel bakımdan çalışma süresi haftada en çok 45 saattir. Aksi kararlaştırılmamışsa bu süre, işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine eşit ölçüde bölünerek uygulanır (m.63/1). Tarafların anlaşması ile haftalık normal çalışma süresi, işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine, günde 11 saati aşmamak koşulu ile farklı şekilde dağıtılabilir. Bu halde, iki aylık süre içinde işçinin haftalık ortalama çalışma süresi, normal haftalık çalışma süresini aşamaz (m.63/2).

4857 sayılı Kanun’da, “Bu Kanun kapsamına giren işyerlerinde, işçilere tatil gününden önce 63 üncü maddeye göre belirlenen iş günlerinde çalışmış olmaları koşulu ile yedi günlük bir zaman dilimi içinde kesintisiz en az 24 saat dinlenme (hafta tatili) verilir” denilmektedir (m.46/1). Bu kapsamda, 12 saat çalışma 24 saat dinlenme; 24 saat çalışma 24 saat dinlenme ve 24 saat çalışma 48 saat dinlenme gibi çalışma biçimlerinde 24 saat kesintisiz dinlenmeden bahsedildiği için işçinin hafta tatili ücreti istemesi mümkün değildir. Bu tür çalışma biçimlerinde işçinin hafta tatiline hak kazanıp kazanmayacağı hususu yargı konusu yapılmıştır.

Nitekim Yargıtay konuyla ilgili bir kararında, “Somut uyuşmazlıkta, hafta tatili ücreti bakımından, 24 saat çalışma 24 saat dinlenme esasında yürütülen çalışma sistemine göre, davacının bir hafta 4 gün, diğer hafta ise 3 gün çalışması söz konusu olup, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 46. maddesine göre dinlenme için haftada en az bir gün ayrıldığından davacının hafta tatili ücreti talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir[1].

Yargıtay’ın başka bir kararında da, “Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece davacının 15 günde bir değişen vardiya sistemi ile 07.00-19.00 ve 19.00-07.00 saatleri arasında çalıştığı ve her hafta tatilinde çalıştığı kabul edilerek hesaplanan alacaklar hüküm altına alınmıştır. Ancak 07.00-19.00 ve 19.00-07.00 saatleri arasında 15 günde bir değişen vardiya sistemine göre çalışma halinde, davacının vardiya değişim günlerinde kesintisiz 24 saat dinlenme imkanına sahip olacağı açıktır. Mahkemece bu yön gözetilmeden, davacının her hafta tatilinde çalıştığı kabul edilerek hesaplanan hafta tatili alacağının hüküm altına alınması hatalıdır[2].

Yargıtay, 24 saat çalışma ve en az 24 saat dinlenme sisteminde, “… çalışma düzeninin 24 saat çalışma 24 saat dinlenme esası üzerine olduğu, 24 saat çalışma 24 saat dinleneme şeklinde geçen çalışmalarda, davacının bir hafta 4 gün diğer hafta 3 gün çalışacağı, bu nedenle hafta tatili çalışması olamayacağı dikkate alınmadan hafta tatili alacağına hükmedilmesini hatalı bulmaktadır[3].

24 Saat çalışma Ve 24 Saat Dinlenme Sisteminde İşçi Hafta Tatiline Hak Kazanabilir Mi Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemSonuç olarak, 4857 sayılı İş Kanunu’nda, “Bu Kanun kapsamına giren işyerlerinde, işçilere tatil gününden önce 63 üncü maddeye göre belirlenen iş günlerinde çalışmış olmaları koşulu ile yedi günlük bir zaman dilimi içinde kesintisiz en az 24 saat dinlenme (hafta tatili) verilir” denilmektedir (m.46/1). Bu kapsamda, 12 saat çalışma 24 saat dinlenme; 24 saat çalışma 24 saat dinlenme ve 24 saat çalışma 48 saat dinlenme gibi çalışma biçimlerinde 24 saat kesintisiz dinlenmeden bahsedildiği için işçinin hafta tatili ücreti istemesi mümkün değildir. Ayrıca, 24 saat çalışma 24 saat dinlenme şeklinde geçen çalışmalarda, işçinin ancak bir hafta 4 gün diğer hafta 3 gün çalışabileceği düşü­nüldüğünde, hafta tatili çalışmasından bahsetmek de mümkün olmayacaktır[4].

Lütfi İNCİROĞLU

[1] Y.9HD.05.10.2021 T., E.2021/9973, K.2021/13695 Legalbank

[2] Y.22HD.17.12.2019 T., E.2017/26369, K.2019/23539 Legalbank.

[3] Y.22.HD.26.2.2018 T., E.2017/11172, K.2018/4764; Y.22.HD.20.11.2017 T., E.2015/21944, K.2017/25163 Legalbank.

[4] SÜMER, Haluk Hadi/KAYIRGAN, Hasan, İşçilik Alacakları ve Hesaplamaları, 3. Baskı, Ankara 2022, s.828-829.

Otomotiv Sanayi, IAEC 2024 İçin Geri Sayımda!

Satın Alma Eğitimleri Haber Iaec 2024 İçin Geri Sayım Başladı!

Otomotiv Sanayi, IAEC 2024 İçin Geri Sayımda!

Satın Alma Eğitimleri Haber Iaec 2024 İçin Geri Sayım Başladı!Otomotiv mühendisliği dünyasının en prestijli etkinliklerinden biri olan Uluslararası Otomotiv Mühendisliği Konferansı (IAEC), bu yıl 9. kez kapılarını açıyor. 7-8 Kasım 2024 tarihlerinde Bilişim Vadisi’nde düzenlenecek etkinlikte, “Mobilite ve Ötesi” temasıyla sektördeki en yeni teknolojiler ve gelişmeler masaya yatırılacak. Dünyanın önde gelen isimleri ve en yeni teknolojiler, IAEC’de buluşacak.

Her yıl alanında uzman yerli ve yabancı isimleri Türkiye’de bir araya getiren ‟Uluslararası Otomotiv Mühendisliği Konferansı – IAEC” için geri sayım başladı. Otomotiv mühendisliği dünyasının en prestijli etkinliklerinden biri olan IAEC, bu yıl 9. kez kapılarını açıyor.  7-8 Kasım 2024 tarihlerinde Bilişim Vadisi’nde düzenlenecek etkinlikte, “Mobilite ve Ötesi” temasıyla sektördeki en yeni teknolojiler ve gelişmeler masaya yatırılacak.

IAEC 2024, Geleceğin Teknolojilerini Mercek Altına Alıyor!

Iaec LogoOtomotivde dünya çapında yaşanan değişim ve dönüşüm, sektörün tüm paydaşları için yeni bir dönemin kapılarını aralıyor. Otomotivin hızla “mobilite” kavramına dönüştüğü bu süreçte, üretim teknolojileri ve araç yapısında köklü değişiklikler yaşanıyor. IAEC 2024, sektördeki bu dönüşümü ve geleceği şekillendirecek yenilikleri, uzman konuşmacılar eşliğinde detaylı bir şekilde ele alacak. Konferansın öne çıkan temaları arasında “Akıllı Mobilite”, “Yapay Zekâ /Otonom Sürüş”, “Alternatif Yakıtlar” ve “Üretimde Dijital Dönüşüm” gibi dikkat çekici konular yer alıyor.

Alanında Uzman Konuşmacılar IAEC 2024’te!

Konferansın başkanlığını bu yıl, sanayi ve akademideki başarılı çalışmalarıyla tanınan Prof. Dr. Aytül Erçil üstlenirken ilk günün ana konuşmasını ise, otomotiv dünyasının saygın isimleri arasında yer alan Uluslararası Motorlu Araç Üreticileri Organizasyonu OICA’nın Genel Sekreteri François Roudier gerçekleştirecek.

Konferansın ikinci gününde ise NIO, B-ON gibi şirketlerin başarısında önemli rol oynamış, otomotiv ve mobilite sektöründe nadir görülen kadın CEO ve Yönetim Kurulu Üyeleri’nden biri olan Dr. Angelika Berger-Sodian yer alacak. Sodian, mobilite alanında geleceğin kadın liderlerine yönelik ilk liderlik akademisi olan Aurelia Academy’yi kurarak ve kadınların bu sektörde üst düzey pozisyonlarda ve uluslararası arenada etkili olmalarını sağlaması amacıyla çalışmalar yapmaya devam etmesiyle öne çıkıyor.

Sektöre Yön Veren Fikirler Paylaşılacak!

Her yıl olduğu gibi bu yıl da Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB), Otomotiv Sanayii Derneği (OSD), Otomotiv Teknoloji Platformu (OTEP), Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD) ve Amerikan Otomotiv Mühendisleri Birliği (SAE International) iş birliğiyle düzenlenen IAEC 2024, sektördeki devrim niteliğindeki gelişmelere ışık tutacak. Türkiye ve dünyadan otomotiv sektörünün önde gelen isimleri bu konferansta bir araya gelerek sektöre yön veren fikirleri paylaşacak.

Kayıt Formu

Kayıt için Kullanım Şartları ve Gizlilik Politikası ve 6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“KVKK”) Usul ve Esasları Uyarınca Kişisel Verilerinizin Korunması Hakkında Müşteri Aydınlatma Metnin okunması ve kabul edilmesi gereklidir.