Global İlişkilerin Geleceği İstanbul’da Tartışıldı
“Belirsizlikler İçinde Ortak Bir Geleceğe Doğru” ana temasıyla İstanbul’da düzenlenen uluslararası konferansa siyaset, akademi, iş dünyası, medya, sivil toplum ve uluslararası kuruluş temsilcisi 200’ü aşkın konuk katıldı. Açılış konuşmasını eski Yunanistan Başbakanı George Papandreou’nun yaptığı toplantının oturumlarında konuşan panelistler arasında, İspanya ve Sırbistan’ın Dışişleri Eski Bakanları Ana Palacio ve Vuk Jeremić de yer aldılar.
“Belirsizlikler İçinde Ortak Bir Geleceğe Doğru” başlıklı Küresel İlişkiler 2024 – GRS2024” Zirvesi, Feshane Artistanbul’da düzenlendi. 15. Kuruluş yılınını kutlayan Global İlişkiler Forumu’nun (GİF) organizasyonu ile üç ana oturumda ondört panelistin konuşmacı olarak katıldığı toplantıyı, uluslararası politika ve diplomasiyi takip eden 200’ü aşkın konuk izledi. Ana konuşmacı olarak eski Yunanistan Başbakanı George Papandreu’nun yer aldığı programın uluslararası panelistleri arasında, İspanya ve Sırbistan’ın eski Dışişleri Bakanları Vuk Jeremić ile Ana Palacio, eski NATO Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Jamie Shea ve Dünya Bankası’nın Kıdemli Danışmanı Dr. Somik V. Lall de yer aldılar.
Bu yılki ana teması “Belirsizlikler İçinde Ortak Bir Geleceğe Doğru” olan etkinliğin açılış konuşmalarını, GİF İcra Kurulu Başkanı Büyükelçi (E) Selim Yenel ve Yönetim Kurulu Başkanı Zeynep Bodur Okyay yaptı. Yunanistan Eski Başbakanı George Papandreu ise, etkinliğin ana konuşmacısı oldu. Ekonomi, Güvenlik ve Kurumlar üzerine üç panelde onbeş uzman konuşmacının yer aldığı tartışmaları, uluslararası ilişkiler, diplomasi, iş dünyası, uluslararası kurum ve kuruluş temsilcileri ile, medya, sivil toplum, akademi ve gençlerin oluşturduğu 200’ü aşkın konuk takip etti.
Panellerin Tartışma Konuları: Riskler ve Berlirsizliklerle Dolu bir Dünyada Ekonomi, Güvenlik ve Kurumlar
Günümüz dünyasının en önemli siyasal, ekonomik, sistemsel ve kurumsal zorluklarının tartışıldığı etkinlikte konuşmacılar, bugün karşı karşıya olduğumuz büyük riskler karşısında insanlığın ve kurumlarının nasıl hareket edebileceğini, belirsizlikler ve çatışmalarla dolu uluslararası ortamın, nasıl barış, istikrar, refah ve gelişmeye odaklanabileceğini ele aldı.
Toplantının ana konuşmacısı George Papandreu, günümüzün uluslararası sistemi ve siyasetinin, bugünün sorunlarına cevap vermekte zorlandığı eleştirisi dile getirirken, dünya ekonomisinin işleyişine, eşitsizliklere ve üretilen refahın paylaşımına dair tespitlerde bulundu. Bugün karşı karşıya olduğumuz risklerin, küresel ve toplumsal bir güvensizlik ortamı yarattığını vurgulayan Papandreu, artan yaşam maliyetleri, sağlık, eğitim ve barınma gibi temel kamu hizmetleri alanında yaşanan eksikliklerin, bunların yanı sıra, iklim krizi ve yapay zeka gibi varoluşsal tehditlerin bu güvensizliği besleyerek büyüttüğünü ifade etti. Tüm bu sorunların çözümünün ancak dünya uluslarının ve siyasetin, işbirliği ve dayanışmasıyla giderilebileceğini belirtti.
Moderatörlüğünü Açıl Sezer’in yaptığı “Ekonomik Kalkınma: Küresel Gerçekler ve Zorluklar” başlıklı ilk panelin konukları, Şikago Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ufuk Akçiğit, Dünya Bankası Gurubu Kıdemli Danışmanı ve Kalkınma Politikası Direktörü Dr. Somik V. Lall ve GİF Yönetim Kurulu Üyesi Tayfun Bayazıt oldu. Konuşmacılar bu panelde “Bir yandan bugünün dünyasında var olan ekonomik güçlükler, kırılganlıklar ve riskleri bertaraf ederek, gelecekte ekonomik büyümeyi nasıl sağlarız, ekonomik kalkınma alanında uzun zamandır izlenen yolu yeniden düşünmeli miyiz?” sorularının cevabını aradı.
Moderatörlüğünü GİF Üyesi Prof. Dr. İlter Turan’ın yaptığı “Eski ve Yeni Çatışmalarla Yüzleşmek: Uluslararası Kurumlar Yeniden Etkili Olabilir mi?” başlıklı günün ikinci panelinde, Güney Afrika Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü Direktörü Dr. Fonteh Akum, UNHCR Türkiye Temsilci Yardımcısı Daniela Carmela Cicchella, eski Sırbistan Dışişleri Bakanı ve Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu Başkanı Vuk Jeremić ve Dışişleri Bakanlığı İkili Siyasi İlişkiler Genel Müdürü, Büyükelçi Burak Özügergin yer aldılar. Konuşmacılar panelde bugünün dünyasında uluslarararası kurum ve kuruluşların insanlığın sorunlarına cevap üretemediği tespitinden yola çıkarak, kurumların ve sistemin neden ve nasıl reforme edilmeleri gerektiğini ele alırken, gelecekte yaşanacak krizleri önlemenin mümkün olup olamayacağını tartıştı. .
Moderatörlüğünü GİF Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Füsun Türkmen’in yaptığı “NATO ve Avrupa Birliği (AB) Genişlemesi Güvenliği sağlayacak mı?” başlıklı günün son panelinin katılımcıları, GİF üyesi ve eski NATO Genel Sekreter Yardımcısı Büyükelçi (E) Tacan İldem, eski İspanya Dışişleri Bakanı Ana Palacio ve Avrupa Politika Merkezi (EPC) Kıdemli Danışmanı, eski NATO Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Jamie Shea oldu. Bu panelde konuşmacılar AB ve NATO genişleme süreçlerinin üyeler, kıta Avrupası ve komşuları için güvenlik üretip üretmediği, Avrupa güvenlik mimarisinin yeniden şekillenmesinin, hem Avrupa hem de komşu coğrafyalar için sürdürülebilir güvenlik sağlayıp sağlayamayacağını sorguladı.











Bu hafta üretim sözleşmesinin son kısmında yer alan maddelere;
SATINALMA ve TEDARİK ZİNCİRİ EKİPLERİ İÇİN
Allianz Trade her yıl yayınladığı Küresel Ekonomik Görünüm Raporu’nu 2024 yılı son verileri ile güncelledi. Rapora göre; bazı alanlarda iyileşmeler sürerken bir yandan da “kemer sıkma” devam edecek. Allianz Trade ekonomistlerine göre faiz oranları uzun bir süre daha yüksek kalacak. Diğer yandan şirketler yeniden stok yapmaya başladı ve bunun küresel ticaretteki toparlanmayı desteklemesi bekleniyor. Veriler ise 2024 yılının ilk yarısında 1,5 yıllık ticari durgunluktan çıkıldığını teyit ediyor.
Allianz Trade’in 2024 yılının ikinci yarısında güncel verilerle yayınladığı Küresel Ekonomik Görünüm Raporu’na göre jeopolitik gerilimler, Allianz Trade ekonomistlerinin öngördüğü senaryo için aşağı yönlü riskler oluşturuyor. Bunlardan başlıcaları ise; Donald Trump’ın ABD seçimlerini kazanması halinde ABD’nin kendi ekonomisine olan korumacılığının artması ihtimali; Fransa, Almanya, Belçika, Hollanda vb. gibi başlıca Avrupa ülkelerindeki yüksek siyasi belirsizlik; Rusya-Ukrayna ve Orta Doğu’da devam eden çatışmalar; Güney Çin Denizi ve Tayvan ile yaşanan gerilimler olarak gösteriliyor. Allianz Trade’in uzman ekonomistlerinin aşağı yönlü senaryosu, yüzde 1,5 puan daha düşük küresel büyüme ve 1 puan daha yüksek enflasyon öngörüyor. Raporda bu tahminlerin, faiz oranlarının uzun bir süre daha yüksek kalması anlamına geldiği de vurgulanıyor.


HSBC 2024 Yaşam Kalitesi Raporu gelecek planlamasının kapsamlı olarak ele alınmasının önemini ortaya koyuyor. Rapora göre eğitim, sağlık, sosyal çevre ve kişisel özgürlüklerini önceliklendirerek finansal geleceğini planlayanlar, refah seviyesi yüksek bir gelecek inşa ediyorlar. Bu bütünleşik bakış açısına sahip kişilerin yaşam kalitelerinden, ortalamaya kıyasla %50 daha memnun olduklarına dikkat çekiliyor.
HSBC Türkiye Bireysel Bankacılık ve Birikim Yönetimi’nden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Cem Muratoğlu konuyla ilgili olarak şu görüşleri dile getiriyor: “ Finansal güvence, yaşam kalitesinin yalnızca bir yönü. HSBC’nin raporu, refahın çok boyutlu olduğunu vurguluyor ve yaşam kalitesini finansal refahın yanı sıra fiziksel sağlık ve zihinsel sağlık unsurlarının oluşturduğunu gösteriyor. HSBC olarak, Premier müşterilerimize bu geniş perspektifi sunmayı ve onların hayatlarını daha iyi hale getirmek için çalışmayı önemsiyoruz. Bu alandaki uzmanlığımızla ve uluslararası yetkinliklerimizle müşterilerimize ve ailelerine geleceklerini planlama süreçlerinde kılavuzluk ediyor, onlara uygun Birikim Yönetimi, Nitelikli Sigorta Ürünleri ve Bireysel Emeklilik çözümleri ile yaşam tarzlarına hitap eden seyahat, sosyal yaşam, kültür sanat alanlarında ayrıcalıklı deneyimler sunuyoruz.”
Dijital olgunluk, bir işletmenin dijital teknolojilere entegrasyon düzeyini, dijital çözümleri benimseme kapasitesini ve bu çözümlerle nasıl değer ürettiğini ölçen bir kavramdır. Dijital dönüşüm, teknolojinin kullanımı ile iş süreçlerinin yeniden yapılandırılmasını içerirken, dijital olgunluk bu sürecin ne kadar ileriye taşındığını ve işletmenin teknolojiye ne ölçüde adapte olduğunu gösterir. Bir işletmenin dijital olgunluk seviyesinin yüksek olması, teknolojiyi sadece kullanmakla kalmayıp, aynı zamanda rekabet avantajı sağlamak için stratejik bir araç olarak kullanabileceğini ifade eder.
ZES, yenilenebilir enerji sektörünün büyümesine ivme kazandıracak önemli bir anlaşmaya imza attı. Dünyanın en büyük üçüncü solar inverter üreticisi Solis ile yerli üretim anlaşması yapan ZES, Solis solar inverterlerini Zorlu Grubuna ait Vestel’in Manisa’daki fabrikasında üretecek.
Dünya genelinde en büyük üç inverter markasından biri olan Solis, güvenilirliği ve pazar payı ile tanınıyor. Sözleşme ile ilgili görüşlerini aktaran ZES Solar Genel Müdürü Evren Evcit; Türkiye’deki yerli üretimle birlikte ZES’in hem yerel hem de global pazarda rekabet gücünü artırdığını ifade ederek şunları söyledi: “Sektördeki liderliğimizi sürdürebilmek için yenilikçi ve sürdürülebilir enerji çözümleri sunmaya devam ediyoruz. ZES olarak bir süredir distribütörlüğünü yürüttüğümüz Solis inverterlerini artık kardeş şirketimiz Vestel ile Manisa’da yerli olarak üretecek olmamız birçok açıdan önemli bir değer yaratacak. Öncelikle yapacağımız üretimi optimum maliyetle gerçekleştirirken yerel ekonomiye katkı sunacağız. Bu üretim enerji bağımsızlığımız açısından da çok anlamlı. Türkiye’de yenilenebilir enerjide; özellikle güneş enerjisindeki; potansiyelimizi değerlendirmek, yerli kaynakları kullanarak enerji bağımsızlığımızı güçlendirmek adına önemli bir adım olacak. Hem üretim hem de distribütörlük bacağında böyle bir yatırımın ülkemizin sınırları içerisinde yapılması hem yerel hem de ulusal ekonomiye pozitif girdi sağlayacak.Ürettiğimiz inverterlerin ihracatını da yine ZES olarak biz gerçekleştireceğiz.”

Uygulamada işin niteliğinden kaynaklanan bazı işlerde 12 saat çalışma 24 saat dinlenme; 24 saat çalışma 24 saat dinlenme ve 24 saat çalışma 48 saat dinlenme gibi çalışma biçimlerinin uygulandığı bilinmektedir. İşin niteliğinden kaynaklanan bu tür çalışma biçimleri özellikle benzin istasyonları, radyolink istasyonları, yangın kuleleri ve free shop gibi 7/24 saat işletilen işyerlerinde yaygın olarak görülmektedir.
Otomotiv mühendisliği dünyasının en prestijli etkinliklerinden biri olan Uluslararası Otomotiv Mühendisliği Konferansı (IAEC), bu yıl 9. kez kapılarını açıyor. 7-8 Kasım 2024 tarihlerinde Bilişim Vadisi’nde düzenlenecek etkinlikte, “Mobilite ve Ötesi” temasıyla sektördeki en yeni teknolojiler ve gelişmeler masaya yatırılacak. Dünyanın önde gelen isimleri ve en yeni teknolojiler, IAEC’de buluşacak.
Otomotivde dünya çapında yaşanan değişim ve dönüşüm, sektörün tüm paydaşları için yeni bir dönemin kapılarını aralıyor. Otomotivin hızla “mobilite” kavramına dönüştüğü bu süreçte, üretim teknolojileri ve araç yapısında köklü değişiklikler yaşanıyor. IAEC 2024, sektördeki bu dönüşümü ve geleceği şekillendirecek yenilikleri, uzman konuşmacılar eşliğinde detaylı bir şekilde ele alacak. Konferansın öne çıkan temaları arasında “Akıllı Mobilite”, “Yapay Zekâ /Otonom Sürüş”, “Alternatif Yakıtlar” ve “Üretimde Dijital Dönüşüm” gibi dikkat çekici konular yer alıyor.