2025 Yılında AB’nin Küresel Ticaretteki Rolü Ne Olabilir?
Doç. Dr. Duygu HIDIROĞLU
Küresel ticaret benzeri görülmemiş bir dönemden geçiyor. Uzun yıllar geçerli olan uluslararası serbest ticaret ve çok uluslu ticaret koşulları bugünlerde pek çok sebepten başkalaşım geçiriyor. Küresel ticaretin büyük oyuncusu Amerika bu değişimle birlikte ticaret rotasını değiştirdi. Amerika küreselleşmenin avantajları bir yana dursun, dezavantajlarından olumsuz etkilenen ve her bulduğu fırsatta küreselleşmenin yıkıcı etkisine dem vuran bir ülke haline geldi. Öyle ki ülkelerin katıldığı ticari gurup toplantılarında küreselleşmeyle ilgili endişelerini en çok Amerika dile getiriyor da denilebilir. Peki dünyada neler oluyor ve küresel ticarette neler değişti?
Küresel ticaretin kaderini belirleyen birçok oyun kurucu ülkede benzer itiraz motivasyonları var. Çünkü her ne kadar ülkelerin ticaretinde mikro farklılıklar söz konusu olsa da küresel ticareti olumsuz etkileyen çevresel koşullar birbirinin aynı. Bir yanda toplumsal değişimler ve bir yanda ekonomik istikrarsızlık, diğer yanda savaş ve büyük yıkımlara sebep doğal afetler… Tüm bu yıkıcı çevresel koşullar ne yazık ki çoklu ticaret dengesizlikleri meydana getiriyor. Aslında hepsinin ortak noktası olan adaletsizlik giderilse, el ele verildiğinde üstesinden gelinemeyecek olumsuzluklar değil ancak günümüz dünyasında adaletsizliğin tamamen yok edilebilmesi ne mümkün…
Küreselleşme büyük oyuncuları daha da büyüttü, küçükleri ise artık bir oyuncu olmaktan da alıkoydu ve oyundan çıkardı. Üstelik bunu acımasız yöntemlerle, insanlık dışı eylemlerle yaptı. Bir virüs geliştirdi ve tüm dünyaya hızla yayılmasını sağladı. Bu virüsten korunmak isteyen masum dünya vatandaşlarına daha büyük sağlık sorunları doğuracak ilaçları pazarları. Bu yetmedi. Masum insanların; kadınların en çok da bebek ve çocukların tepelerine bombalar yağdırdı. TEK TARAFLI SAVAŞLAR çıkardı. Ölenin neden öldüğünü bilmediği; yaşayan birçoğumuzun farkında olup kafamızı deve kuşu misali kuma gömdüğümüz neden: PARA’dan öldü ve ölmeye de devam ediyor pek çok masum insan… Küreselleşme avantajları aldatmacasının artık hafife alınamayacağı bir gerçek ve sürdürülebilir bir yaşam ve insanlık için artık küreselleşmenin önüne geçilmesinin vakti geldi. Haliyle küreselleşmenin önü alındığında, küresel ticaretin gelecekte küçülmesi de kaçınılmaz olacak.
Küresel ticarette çok uluslu ticaretin güçlü bir destekçisi olan Avrupa Birliği ülkeleri, küresel ticaret anlaşmazlıklarının ciddi boyutlara ulaştığında önemli ticari savaşlara dönüşme riski taşıyacağını dile getiriyor. Uluslararası kurallara riayet etmeyen ticari düzeninin sebep olacağı küresel kaosun ticari savaşları tetiklemesi söz konusu…
Artık ticari savaş soluğunu ensemizde hissettirmeye başladı. Ticari savaşların doğması riski tüm oyuncuların şüpheye düştüğü, güven ortamının yok olduğu günümüz dünyasında bir hayli yüksek. Küresel ticaret ortamında risk ve belirsizliği giderebilmek ise oldukça meşakkatli bir süreç gerektiriyor. Küresel pazarlardaki payı ve ticaretteki başarıları göz önünde bulundurulduğunda AB ülkelerinin küresel ticarette önemli bir oyuncu olduğu aşikar ve bu önemli oyuncunun dünya ticaretinde olumsuzlukların küresel oyuncuları kaosa sürüklemesi önündeki engelleyici ve düzenleyici rolü ise son derece kritik önem arz ediyor.
Ne AB ülkeleri ne Amerika artık hiçbir aktif oyuncu mevcut sistemin geçerliliğini ve işlevselliğini savunamaz. AB tam da bu noktada kilit bir isim. Artık ne eski sistemi devam ettiren bir anlayış sergileyebilir ne de tamamen bu sistemi yıkabilir. AB yeni gerekliliklere ve koşullara uygun hibrit bir tutum sergilemelidir. AB’nin 2025 yılından itibaren kurallara dayalı bir uluslararası düzeni sürdürmesi ve bunun yanı sıra gelecekte yeni doğan ihtiyaçlara yönelik küresel ticaret düzenin ve işleyişini şekillendirmesi gerekmektedir. Ayrıca AB ülkelerinin toplumsal ve çevresel bilinçle büyümeye odaklanan yeni Avrupa modeline uygun küresel ticaret politikası geliştirmesi gerekmektedir.
Küresel ticaret için var olan bu son düzlükte, AB ülkelerinin küresel ticarete yönelik yaklaşımı, AB’nin küresel bir aktör olarak yeniden güven tazelemesine neden olacak ve Avrupa entegrasyon projesinin ise başarısını ortaya koyarak sürdürülebilirliğini sağlayacaktır. Avrupa Birliği küresel ticaretini, nitelikli ve sürdürülebilir büyüme için adalet arayışı içerisinde belirlemiş olduğu bir dizi kurallara dayandırabilirse; uluslararası düzende en başarılı aktif oyuncu haline gelmesi kaçınılmaz olacaktır.
AB şu an toplumsal ve çevresel değerler temelli bir sistem oluşturup dünyaya liderlik etmek için eşsiz fırsatlara sahip. AB’nin iklim değişikliği ve küresel ısınma ile mücadelede ilan ettiği küresel ölçekteki öncü rolü, küresel ticarette de dinamo olması için iyi bir fırsattır. Yeter ki, Amerika’nın küresel ticarette kaybettiği güvenirliği, uygulamaya geçireceği yeni küresel ticaret standartları ile kazanabilsin.
Doç. Dr. Duygu HIDIROĞLU









Kurulacak fonun, finansal yatırımların yanı sıra girişimcilere mentorluk, networking ve iş geliştirme gibi konularda da destek sağlaması amaçlanıyor. Girişimciler, fonun resmi web sitesi ve sosyal medya kanalları aracılığıyla başvuru yapabilecekler.
Entertech GSYF ile yatırım ekosisteminin daha da çeşitleneceğini söyleyen Entertech Genel Müdürü Dr. Muhammed Kasapoğlu, “Girişim sermayesi yatırım fonları, doğaları itibarıyla risk düzeyi yüksek yatırım araçlarıdır. Bununla beraber Entertech GSYF ile girişimlere olan desteğimizi sürdürerek, yatırımcıların yanında olacağız. Entertech GSYF sayesinde, yüksek değerlemeler ve büyük çarpanlardan ziyade, yatırımcılarımız ve girişimler için yatırım süresi – kazanç uyumu ile getiri sağlamayı hedefliyoruz. Ayrıca, tüm süreçlerde şeffaf ve ölçülebilir bir değerlendirme sistemi uygulayarak girişimler için de güvenilir bir yapı inşa ediyoruz. Böylece, yatırım vadesi ile getiri beklentisini karşılayan bir yatırım aracı olarak konumlanıyor ve ekosistemin büyük çarpanlı ancak henüz yatırım beklentisini karşılamayan yapısı içinde farklı bir bakış açısı getiriyoruz” dedi.
GSYF’lere yatırım yapan kurumsal ve bireysel yatırımcılara sağlanan vergi avantajlarının, bu fonların cazibesini artırdığını belirten Yapı Kredi Portföy Genel Müdürü Müge Peker, “Kurumların, Girişim Sermayesi Yatırım Fonlarına olan ilgisinin artarak devam ettiğini gözlemliyoruz. Bu kapsamda Yapı Kredi Portföy olarak, GSYF’deki girişimcilik ekosistemine dair fırsatları önemsiyoruz. Entertech ile birlikte çalışarak, girişim ekosistemine olan inancımızı bir kez daha ortaya koyduk. Bu fon sayesinde, Türkiye’deki genç ve dinamik girişimcilerin global arenada daha güçlü bir konuma gelmelerine katkı sağlamayı hedefliyor ve girişimcilerin hayallerine giden yolda onlara destek olabilmeyi umut ediyoruz. Yapı Kredi Portföy olarak; girişimleri desteklemeyi ve stratejilerimizle onların yanında olmayı sürdüreceğiz” şeklinde konuştu.



2013 yılından beri İzmir’de deniz taşımacılığı ve liman hizmetleri sektöründe faaliyet gösteren Erkport, Çin’den İstanbul’a uzanan denizyolu taşımacılığında yeni bir dönem başlatmak üzere Yantai Port Group ile stratejik iş birliği anlaşması imzaladı. “İki Liman Bir Yol” Anlaşması kapsamında Çin’in Yantai Limanı ile Haydarpaşa Limanı arasında bitmiş araç lojistiği, iş makineleri, proje yükleri ve Ro-Ro taşımacılığı yapılacak.











Yeni Ürünler Yeni Girişimler: LogD Milk Run
Avrupa’nın önde gelen denizcilik ve taşımacılık şirketlerinden DFDS, Mısır ile İtalya arasında yeni deniz yolu yük taşımacılığı seferlerini başlatarak, Akdeniz Bölgesi’nde önemli bir açılım gerçekleştirdi. Açılan bu yeni hat ile Mısır’daki Dimyat (Damietta) Limanı ile İtalya’daki Trieste Limanı arasında güvenilir ve verimli bir bağlantının kurulması, böylelikle Kuzey Afrika ile Avrupa arasındaki ticaret akışının desteklenmesi amaçlanıyor.





Areda Survey araştırma şirketinin Türkiye genelinde 4.539 kişiyle gerçekleştirdiği araştırmaya göre, vatandaşın yüzde 40’ının asgari ücrete zam beklentisi yüzde 25 ile yüzde 50 arasında. Zam oranı yüzde 75 ve üzerinde olmalı diyenlerin oranı ise toplumun yüzde 35,6’lık bir kesimini kapsıyor. 