Tedarik Zincirinde Makro Problemler

Tedarik Zincirinde Makro Problemler

Tedarik Zincirinde Makro ProblemlerTedarik Zincirinde makro problemler işletmenin faaliyet gösterdiği iş ekosistemi içerisinde yer alan ve çoğu zaman kendi süreçlerinin dışında gerçekleşen olaylar sebebiyle ortaya çıkan problemlerdir. Gerçekleştirdiğimiz sektörel araştırmada makro problemlerle ilgili katılımcılardan elde edilen aşağıdaki 7 başlıkta yoğunlaşmaktadır (Şekil 1)

Şekil 1. Tedarik Zincirinde Makro Problemler

Makro Problemler Adil ünal

İşletmenin imalatta kullandığı hammaddelerin sınırlı sayıda tedarikçi tarafından sunulması,  tedarikçilerin tekel seviyesinde olmaları, yeni tedarikçi bulmanın ve yaratmanın zorluğu, katılımcılar tarafından vurgulanmıştır. İlaç ve boya sektöründen katılımcıların vurguladığı gibi hammadde ve tedarikçi sınırlılıkları tedarik zincirine kuşkusuz özel yaklaşımların geliştirilmesini elzem kılmaktadır. Satınalma ve tedarikçi portföy analizi yaklaşımları ile alım grupları ve tedarikçiler tedarik riski ve finansal katkı boyutları ile iki farklı boyutta bir matris üzerinde değerlendirilmektedir. Böylelikle stratejik, rutin, kaldıraç etkisi yaratan ve darboğaz olan malzeme ve tedarikçi grupları ortaya konarak satınalma stratejileri geliştirilmektedir.

Gümrük mevzuat değişiklikleri ve geçiş sorunları ithalat ve ihracat süreçlerinin aksamalarına yol açan diğer problemli alandır. Gümrüklerde yaşanan kısıtlamalar ve ülkeler arası geçiş problemleri işletme süreç yöneticilerinin çoğu zaman çaresiz kalabildiği makro problemlerdendir. Bu problemler uluslararası anlaşmalar ve diplomasi yoluyla çözüme ulaştırılabilmektedir. Gümrük problemleri yaşanması muhtemel ülkelerin proaktif olarak ön görülmesi ile alternatif pazarlara yönelme gibi geçici çözümler geliştirilebilmektedir.

Tahminlerin ötesinde kur dalgalanmaları döviz ile alım yapan tüm işletmelerin karşılaşabileceği bir makro problemdir. Sözleşme fiyatlarının döviz üzerinden belirlenmesi durumunda olası bir kur dalgalanmasında işletme likiditesinin etkilenmemesi veya en az zararla etkilenmesi için stratejiler geliştirilebilmektedir. Hammadde alımında da benzer riskler söz konusudur. Fiyat hareketlerinin yarattığı olumsuzluklardan etkilenmemek için işlemler (hedging) gerçekleştirilebilmektedir.

Yoğun rekabet ortamı, tedarik zincirini aksatabilecek makro değişimler, doğa kaynaklı problemler ve yasal düzenlemeler katılımcılar tarafından vurgulanan diğer alanlardır.

Tedarik zincirlerinin makro problemlerden mümkün olduğunca az etkilenmesini sağlamak proaktif tedarik zinciri stratejileri ve senaryo planlamaları ile mümkün olmaktadır. Üretimin ve hammadde, hazır parça tedariğinin devamlılığını sağlamak amacıyla alternatif tedarik zincirlerinin devreye alınması gibi stratejiler mümkün olabilmektedir.

Tedarik zinciri süreçlerinin tümünün aynı anda veya kısmi olarak etkilendiği makro problemlere ilişkin süreç yapılanmaları geliştirilerek uygulanması önerilmektedir. İş sürekliliği yönetimi kavramının gelişimi ile birlikte işletmeler bu alanda adım atmaya başlamıştır. Bununla birlikte yasal mevzuatlara uyum (compliance) gibi konularda adımlar atılarak ülke risklerinin oluşması engellenebilmektedir.

Yoğun rekabet ortamı günümüz tedarik zincirlerinin bir başka problemidir. Martin Christopher’ın deyimi ile “Günümüzde şirketler değil, tedarik zincirleri rekabet etmektedir”. Bu açıdan değerlendirildiğinde işletmelerin içinde bulundukları ekosistemde tedarikçi ile işbirliklerini göz ardı ederek başarılı olması mümkün görünmemektedir. Bu sebeple doğru kurulan tedarikçi işbirlikleri yoğun rekabetten en az seviyede etkilenilmesini sağlayabilecektir.

 

 

 

Operasyonel Araç Kiralama Sektörü 2024’ün İlk 3 Ayında 22,3 Milyar TL’lik Yatırımla 18 Bin Aracı Filosuna Kattı

Tedarik Zinciri Danışmanlığı Haber Operasyonel Araç Kiralama Sektörü 2024’ün İlk 3 Ayında 22,3 Milyar Tl’lik Yatırımla 18 Bin Aracı Filosuna Kattı

Operasyonel Araç Kiralama Sektörü 2024’ün İlk 3 Ayında 22,3 Milyar TL’lik Yatırımla 18 Bin Aracı Filosuna Kattı

Tedarik Zinciri Danışmanlığı Haber Operasyonel Araç Kiralama Sektörü 2024’ün İlk 3 Ayında 22,3 Milyar Tl’lik Yatırımla 18 Bin Aracı Filosuna KattıTüm Oto Kiralama ve Mobilite Kuruluşları Derneği (TOKKDER), 2024 yılının 1. Çeyreğine ilişkin sektör verilerini açıkladı. Bu kapsamda; operasyonel araç kiralama sektörü yılın ilk çeyreğinde 22,3 milyar TL’lik yeni araç yatırımı yaparak 18 bin aracı filosuna kattı. Operasyonel araç kiralama sektörünün filosundaki hafif ticari araç payının yüzde 7,2’ye, elektrikli ve hibrit araçların payının ise yüzde 9,4’e çıkması da raporda dikkat çeken diğer detaylar arasında yer aldı.

Sektörün özkaynaklarının 95 milyar TL’ye ulaştığını söyleyen TOKKDER Yönetim Kurulu Başkanı Kağan Yaşa, “Bu da sektörümüzün aktif toplamının neredeyse yarısı anlamına geliyor. Sektörümüz ihtiyaç duyduğu finansmanın yarısını özkaynakları ile karşılıyor. Sektörün takipteki alacaklar oranının (NPL Oranı) yüzde 1’in altında olması ise sağlıklı bir yapının göstergesi” dedi. Türkiye’de iş amaçlı olarak kullanılan 2 milyon 500 bin motorlu kara taşıtı olduğunu ifaden eden Kağan Yaşa, “Verimlilik, tasarruf ve risk yönetimi açısından sunduğu birçok avantaja rağmen, ülkemizde iş amaçlı kullanılan araçların ancak yüzde 10 kadarı operasyonel kiralama yöntemiyle finanse edilmiş durumda. Avrupa Birliği ülkelerinde ise şirket araçlarının finansmanında operasyonel kiralamanın payı son 7 yıl içinde yüzde 48’den yüzde 57’ye çıktı. Tüm bu verilere dayanarak ülkemiz operasyonel araç kiralama sektörünün önümüzdeki dönemde sağlam adımlarla ve sürdürülebilir şekilde büyüyeceğini söyleyebilirim” diye konuştu.

Tokkder LogoAraç kiralama sektörünün çatı kuruluşu Tüm Oto Kiralama ve Mobilite Kuruluşları Derneği (TOKKDER), bağımsız araştırma şirketi NielsenIQ iş birliği ile hazırladığı, 2024 yılı 1. çeyrek sonuçlarını içeren “TOKKDER Operasyonel Kiralama Sektör Raporu”nu açıkladı. Rapora göre, operasyonel araç kiralama sektörü 2024 yılının ilk 3 ayında 22,3 milyar TL’lik yeni araç yatırımı yaparak 18 bin adet aracı filosuna kattı. Sektörün aktif büyüklüğü 194 milyar TL’ye ulaştı.

Hibrit ve Elektrikli Araçların Yükselişi Sürüyor

Rapora göre, Renault yüzde 17,8 pay ile Türkiye operasyonel araç kiralama sektörünün en çok tercih edilen markası olmayı sürdürdü. Renault’yu yüzde 17,4’le Fiat, yüzde 10,8 ile Toyota, yüzde 10,2 ile Volkswagen ve yüzde 9,3’le Ford takip etti. Sektörün araç parkının yüzde 46,9’u kompakt sınıf araçlardan oluşurken, küçük sınıf araçlar yüzde 30 ve üst-orta sınıf araçlar yüzde 11,2 pay aldı. 2018 yılı sonunda operasyonel araç kiralama sektörünün filosundaki hafif ticari araçların yüzde 2,9 olan payı ise 7,2’ye yükseldi. Diğer yandan, sektörün araç parkında yer alan hibrit ve elektrikli araçların payının artmaya devam etmesi de dikkat çekti. Buna göre, sektörün araç parkının yüzde 52,1’lik bölümünü benzinli araçlar oluştururken, dizel araçların payı yüzde 38,4’e geriledi. Hibrit ve elektrikli araçların payı ise yüzde 9,4’e yükseldi.

şirket Operasyonlarında Filo Yönetimi
Şirket Operasyonlarında Ulaştırma ve Filo Yönetimi Eğitimi

Sedan Yine Birinci Sırada

TOKKDER raporunda yer alan bir başka veri ise, operasyonel araç kiralama sektöründeki gövde tipine göre araç tercih sıralamasında sedan birinciliğinin devam etmesi oldu. Bu kapsamda, sedan gövde tipine sahip araçlar yüzde 50,5 ile birinci sırada, hatchback gövde tipine sahip araçlar ise yüzde 22 ile ikinci sırada yer aldı. SUV araçlar ise yüzde 17,6 ile üçüncü sırada yer aldı. Bu araçları yüzde 0,9 ile station wagon gövde tipine sahip araçlar takip etti. Sektörün toplam araç parkının yüzde 78,8’ini otomatik vitese sahip araçlar oluştururken, manuel vitesli araçların payı ise yüzde 21,2 olarak gerçekleşti.

Sektörün İlk Çeyrekte Ödediği Vergi Tutarı 12,1 Milyar TL

Operasyonel kiralama sektörü 2024 yılında da ekonomiye önemli oranda vergi girdisi sağlamaya devam etti. Sektörün yılın ilk çeyreğinde ödediği vergi tutarı toplamda 12,1 milyar TL’yi buldu. Sektöre ilişkin değerlendirmelerde bulunan TOKKDER Yönetim Kurulu Başkanı Kağan Yaşa, “Değişen tüketici tercih ve beklentilerine paralel olarak, sektörümüz günümüzde müşterilerinin mobilite ihtiyacını karşılamak adına A’dan Z’ye birçok hizmeti sunar hale geldi. Biz de bu bilinçle, Genel Kurul’umuzun aldığı kararla derneğimizin ismine ‘mobilite’yi ekledik. Tüm Oto Kiralama ve Mobilite Kuruluşları Derneği mobilite alanındaki gelişmeleri yakından takip ederek, müşterilerine kaliteli, kapsamlı ve ihtiyaca özel en iyi hizmeti vermek için çaba sarf eden sektörümüzün sürdürülebilir gelişimine katkı sağlamaya devam edecek” dedi.

2,5 Milyon Araç İş Amaçlı Kullanılıyor

Operasyonel araç kiralama sektörünün 2024 yılı ilk çeyrek sonuçlarını da değerlendiren Kağan Yaşa, şöyle devam etti: “TOKKDER’in NielsenIQ iş birliği ile yürütmekte olduğu araştırmanın 2024 yılı ilk çeyrek sonuçlarını içeren TOKKDER Operasyonel Kiralama Sektör Raporu verilerine göre operasyonel kiralama sektörünün aktif büyüklüğü 194 milyar TL’ye, toplam araç sayısı ise 254 bine ulaştı. Banka dışı finansal kuruluşlarla kıyaslandığında, sektörümüzün aktif büyüklüğü oldukça önemli bir noktaya gelmiş durumda. Sektörümüzün özkaynakları ise 95 milyar TL’ye, sektörümüzün aktif toplamının neredeyse yarısına ulaştı. Sektörümüz ihtiyaç duyduğu finansmanın yarısını özkaynakları ile karşılıyor. Sektörümüzün takipteki alacaklar oranının (NPL Oranı) yüzde 1’in altında olması ise sağlıklı bir yapının göstergesi. Her ne kadar sektörümüzün araç parkı son 2 yıldır yüzde 3-4 seviyesinde büyüse de, gerçekte sektörümüz çok daha büyük bir büyüme potansiyeline sahip. 2022 yılı verilerine göre, Avrupa Birliği’nde 1.000 kişi başına düşen otomobil sayısı 560 iken, ülkemizde bu sayı ancak 167’ye ulaşmış durumda. Bunun yanı sıra, ülkemizde iş amaçlı olarak kullanılan 2 milyon 500 bin motorlu kara taşıtı olduğunu tahmin ediyorum. Verimlilik, tasarruf ve risk yönetimi açısından sunduğu birçok avantaja rağmen, ülkemizde iş amaçlı kullanılan araçların ancak yüzde 10 kadarı operasyonel kiralama yöntemiyle finanse edilmiş durumda. Avrupa Birliği ülkelerinde ise şirket araçlarının finansmanında operasyonel kiralamanın payı son 7 yıl içinde yüzde 48’den yüzde 57’ye çıktı. Tüm bu verilere dayanarak ülkemiz operasyonel araç kiralama sektörünün önümüzdeki dönemde sağlam adımlarla ve sürdürülebilir şekilde büyüyeceğini söyleyebilirim.”

SATIN ALMA ve TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ YAZI DİZİSİ

SATIN ALMA EĞİTİM TESTLERİ

PAZARLIK BECERİ ANKETİ

Kitap Önerileri : 

  • MÜZAKERE TEKNİKLERİ ve PAZARLIK BECERİLERİ (E-Kitap 2. Baskı), Prof. Dr. Murat ERDAL, Erişim için profesyonel üyelik işlemlerinizi tamamlamanız gerekmektedir.
  • SATINALMA ve TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ, Prof. Dr. Murat ERDAL, (Beta Yayıncılık),  4. Baskı.

-> Eğitim Kataloğunu İndirebilirsiniz ->   https://satinalmadergisi.com/egitim.pdf

-> ŞİRKET EĞİTİMLERİNİZ İÇİN TEKLİF ALIN -> egitim@satinalmadergisi.com

Satınalma Dernekleri Arası İşbirliği İmkânları

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Satınalma Dernekleri Arası İşbirliği İmkânları

Satınalma Dernekleri Arası İşbirliği İmkânları

Cavit SOYSatınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Satınalma Dernekleri Arası İşbirliği İmkânları

Satınalma mesleği ile ilgili çeşitli dernekler eliyle yapılan çok güzel, verimli, değerli ve faydalı çalışmaları, eğitim faaliyetlerini ilgiyle ve takdirle takip ediyorum.

Bu çalışmalar ve faaliyetler sayesinde son yıllarda satın alma mesleğine olan ilgi çoğaldı, mesleğin değeri arttı, dikkatler mesleğimiz üzerine odaklandı ve hak ettiği değeri ve saygıyı görmeye başladı.

Şirketlerin satınalma birimine olan bakış açıları değişti, mesleği icra edenlerin gelirlerinde ve itibarlarında iyileşmeler görüldü.

Mesleğin kuralları ve ilkeleri yeniden yazıldı. Etik kodları belirlendi ve mesleğin en tepesine oturtuldu. Stratejik satınalma, adil, sorumlu, hesap verebilir ve şeffaf satın alma kavramları ortaya atıldı.

Yapılan faaliyetler sonucunda meslektaşların bir araya gelip tanışmaları, kaynaşmaları ve fikir alışverişinde bulunmalarının önü açıldı.

Satınalma ve tedarik zinciri alanında faaliyet gösteren tüm derneklerimize yaptıkları çalışmalar nedeniyle teşekkürü bir borç bilirim. Onların sayesinde mesleğe bakış açımızda önemli değişiklikler oldu. Mesleğimizi daha profesyonel, daha bilgili ve daha kararlı bir şekilde icra etmeye başladık. Artık daha hızlı ve güçlü adımlar atıyoruz, ayaklarımızın üstünde daha sağlam duruyoruz. Yayınladıkları bildiriler, yayınlar, istatistikler ve endeksler sayesinde ülkemizde ve Dünya’daki gelişmeleri daha yakından takip ediyoruz. Kendi fikirlerimizi başkalarıyla paylaşma, yeni ve orijinal düşünceleri öğrenme ve uygulama fırsatı yakalıyoruz.

Derneklerimiz sayesinde tecrübeli ve değerli bilim adamlarıyla, akademisyenlerle, sanatçılarla, gazetecilerle, iş insanları ve mesleğimizin duayenleriyle tanışıp, sohbet edip, tecrübelerinden yararlanıyoruz. Bu bilgiler ışığında elde ettiğimiz kazanımları çalıştığımız şirketlerde uygulayarak daha başarılı ve verimli hale geliyoruz.

Kurulan sosyal platformlar ve gruplar sayesinde bilgi alışverişinde bulunarak ulaşamadığımız pazarlara ve tedarikçilere ulaşıyoruz. Tedarikçi ağımızı genişletiyor, daha önce diğer meslektaşlarımız tarafından güvenilirliği test edilen ve puan verilen güvenilir tedarikçilerle tanışıyoruz. Piyasada nerde, nasıl, kaça, hangi kalite ve markalarda satıldığını bilmediğimiz, daha önce hiç alım yapmadığımız ve hakkında hiç teknik bilgiye sahip olmadığımız ürün ve hizmetleri bile tedarik edebileceğimiz yerleri öğreniyoruz.

Öte yandan yeni iş fırsatları yakalıyor, kendimizi yalnız hissetmiyoruz. Bu sebeplerden dolayı üzerimizde emeği geçen herkese minnettarız.

Üstelik derneklerimiz bütün bu faaliyetleri ve yüzlerce kişilik dev organizasyonları kısıtlı bütçelerle, sponsor destekleriyle, gönüllülük esasına dayanan çalışanlarla gerçekleştiriyorlar. Toplanan aidatların çok sembolik kaldığı gün gibi ortada… Derneklerimizin bu faaliyetlerine he zamankinden daha heyecanla ve özveriyle devam edeceklerine olan inancımız tam ve onları yürekten destekliyoruz.

Ancak; tüm meslektaşlarımızın ve derneklerimizin bireysel veya derneksel faaliyetleri dışında bir takım konular var ki; bu konuları ancak devletimizin ve hükümetimizin imkânlarını ve desteğini yanımıza alarak halledilebiliriz. Bu konular; üniversitelerimizde satın alma bölümlerinin açılması ve bir meslek odası kurulması.

Bu noktada hepimizin ortak ve birlikte hareket etmesi şart. Yani dernekler üstü bir çaba gerekli. Gerek üniversitede bölüm açılması gerekse bir meslek odası kurulması konusunda tüm derneklerimizin çalışmalar yaptıklarını, gerekli yerlere müracaatta bulunduklarını, çalışmalarını bakanlıklara sunduklarını biliyorum. Tek ihtiyaç duydukları şey meslektaşlardan ve üyelerinden görecekleri destek ve çaba.

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Satınalma Dernekleri Arası İşbirliği İmkânlarıHerkese yürüdükleri bu yolda başarılar diliyorum.

Cavit SOY

Türkiye Rüzgar Kurulu Gücü 13 Bin Mw’a Dayandı

Müzakere Ve Pazarlık Eğitimleri Haber Türkiye Rüzgar Kurulu Gücü 13 Bin Mw’a Dayandı

Türkiye Rüzgar Kurulu Gücü 13 Bin Mw’a Dayandı

  • Müzakere Ve Pazarlık Eğitimleri Haber Türkiye Rüzgar Kurulu Gücü 13 Bin Mw’a DayandıTürkiye Rüzgar Enerjisi Birliği, rüzgar sektörünün 2024 yılının ilk yarısını nasıl geçirdiği ve bundan sonraki döneme dair öngörüleri paylaştığı basın sohbet toplantısını 18 Temmuz 2024 Perşembe günü Novotel İstanbul Bosphorus’ta gerçekleştirdi.
  • TÜREB Başkanı İbrahim Erden, TÜREB Genel Sekreteri İskender Kökey, Başkan Yardımcıları Ebru Arıcı, Ufuk Yaman, Ali Aydın ve Uğur Işık ile yönetim kurulu üyelerinin de katıldığı toplantıda Türkiye’de 2024’ün ilk 6 ayında 450 MW’lık yeni rüzgar kurulu gücünün şebekeye katıldığını belirten TÜREB Başkanı İbrahim Erden, bunun, 2023’ün toplamında gerçekleşen ve son 13 yılın en düşük kurulu güç ilavesi olarak kayıtlara geçen yaklaşık 400 MW’lık rüzgar kurulu gücünden de fazla olduğunu söyledi. Türkiye rüzgar kurulu gücünün an itibarıyla 12 bin 933 MW’a eriştiğini ifade eden Erden, 13 bin MW sınırına dayanan rüzgarda 2026 itibarıyla önemli bir sıçrama görülmeye başlanacağını vurguladı.
  • Türkiye rüzgar sektörünün, Eylül ayı sonunda Hamburg’da yapılacak WindEnergy Hamburg Fuarı’na yine kamu ve özel sektörden oluşan geniş bir heyetle katılım göstereceğini de dile getiren Erden, bu tür etkinliklerin, Türkiye’nin Avrupa rüzgar sektörünün ‘en güvenilir partneri olduğunu vurgulama’ yönündeki çalışmaları adına ciddi faydalar sağladığını belirtti.

18 Temmuz’da İstanbul Novotel Bosphorus’ta yapılan toplantıya basın mensuplarının yanı sıra TÜREB YK üyelerinin bir bölümü de katıldı. Öğleden sonra ‘Yatırımcı Toplantısı’ ile devam eden programın sabah yapılan basın toplantısında konuşan İbrahim Erden, halen yaşanan enerji dönüşümünde en büyük payın rüzgar ve güneşe ait olduğunu hatırlatarak ve 2024 sonuna kadar 1.000 MW’lık yeni kurulu gücün gerçekleşmesini beklediklerini söyleyerek şunları kaydetti: “Türkiye’de 2026, 2027, 2028’de gerçekten çok hızlı bir ivmelenme bekliyoruz. Halen depolama rüzgar projelerinde 19 bin MW tahsis edildi. Ayrıca lisanssız projelere hariç olmak üzere 15 bin MW’a yakın da takriben güneş kapasitesi tahsis edilmiş durumda. Rüzgar tarafındaki 19 bin MW’lık proje portföyünün önemli bir kısmı büyük yatırımcıların elinde ve projenin geliştirme süreçlerinin hızla takip edildiği ile ilgili bir izlenimimiz var. Yatırımcılarımız projeleri en hızlı şekilde inşaat aşamasına getirmeye çalışıyor.”

Proje Geliştirme ve İzin Süreçlerinde Hızlanma İhtiyacı

TÜREB Başkanı İbrahim Erden, rüzgar enerjisi sektöründe tahsis edilen projelerin yatırıma dönmesinde ve proje geliştirme süreçlerinde yaşanan sorunları da toplantıda basın mensuplarıyla paylaştı. Hali hazırda geçen yıldan bu yıla aktarılan 3 bin MW seviyesinde kontratlanmış proje olduğuna işaret eden Erden, “3 bin MW’lık kontratlanmış proje havuzu var. Bu da önümüzdeki yıllarda geçmiş yıllara oranla büyük ve güçlü kurulumlar gelecek

anlamına geliyor. Bu önemli bir gösterge. Finansman sorunları ve tahsis edilen bu projelerin geliştirme süreçlerinde yaşanan önemli sorunlar var. 19 bin MW’lık uygun bulunan projenin yaklaşık 15 bin MW’lık kısmı ön lisans aldı. Yani top yatırımcının sahasında, projeyi alacak, proje geliştirme süreçlerini yürütecek. Bu süreçler Avrupa’da da yaşanıyor. Covid-19 sonrası dönemdeki zorluklar benzer şekilde şu anda da yaşanıyor” dedi.

Rüzgar Sektörü Süper İzin Sürecinden Umutlu

Enerji Bakanlığı’nın üzerinde çalıştığı ve yenilenebilir enerji proje süreçlerinde ciddi bir hızlanma sağlayacak ‘süper izin’ kanunu hakkında da değerlendirmelerde bulunan İbrahim Erden, son 3 yılda yapılan enerji yatırımlarının yüzde 75’ine yakınını sadece rüzgar ve güneşin oluşturduğunu anımsatarak ‘Dolayısıyla bu projelerin önünün açılmasını elzem buluyoruz. Çünkü baz yük yatırımı gelmediği zaman çok daha fazla rüzgar ve güneş yatırımı yapmak zorundasınız. Aynı zamanda şebeke yatırımlarının da yapılması gerekiyor. TEİAŞ’ın bu alanda özellikle 2035 sonrasına yönelik olmak üzere çok ciddi bir yatırım süreci için çalıştığını da biliyoruz. Şebeke tarafında sahada karşılaştıkları önemli bir sıkıntı müteahhitlik kısmı” dedi.

“Sektörün kapasitesi yılda 3 bin MW yeni kurulu güç”

Müzakere Ve Pazarlık Eğitimleri Haber Türkiye Rüzgar Kurulu Gücü 13 Bin Mw’a DayandıToplantıda deniz üstü rüzgar santralleri alanındaki çalışmalar ve depolama konusunda sektörle bağlantılı son gelişmeler hakkında da bilgiler veren İbrahim Erden, Türkiye rüzgar sektörünün yılda 3 bin MW’lık yeni kurulu güç gerçekleştirme kapasitesine sahip olduğunu belirterek “Yeter ki biz bunu yapabilecek izin ve finans süreçlerini sağlayalım!” şeklinde konuştu.

Yeterlik Bilgileri Tablosunda Beyan Edilen ve Resmi İnternet Sitelerinden Teyit Edilebilen Belgelerin Sunuluş Şekli?

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Yeterlik Bilgileri Tablosunda Beyan Edilen Ve Resmi İnternet Sitelerinden Teyit Edilebilen Belgelerin Sunuluş şekli

Yeterlik Bilgileri Tablosunda Beyan Edilen ve Resmi İnternet Sitelerinden Teyit Edilebilen Belgelerin Sunuluş Şekli?

Mehmet ATASEVERSatınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Yeterlik Bilgileri Tablosunda Beyan Edilen Ve Resmi İnternet Sitelerinden Teyit Edilebilen Belgelerin Sunuluş şekli

S.B. Strateji Geliştirme E. Bşk. KİK E.  Üyesi

İtirazen Şikayet Konusu; İtirazen şikâyet dilekçesinde özetle; kesinleşen ihale kararında tekliflerinin ekonomik açıdan en avantajlı teklife göre yüksek olması nedeniyle uygun görülmediğinin belirtildiği ancak gerekçeli kararda farklı bir değerlendirme dışı bırakma gerekçesi gösterildiği, ihalenin ………….  Catering Yemek Üretim Hizmetleri Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. üzerinde bırakıldığı, bahse konu ihalede ekonomik açıdan en avantajlı ikinci teklif sahibinin bulunmadığı, kendilerine 17.04.2024 tarihinde EKAP üzerinden gönderilen tebligatta istenilen belgelerin tamamının sorgulanabildiği, sorgulanamayan belgelerinin bulunmadığı, kesinleşen ihale kararının iptal edilerek tekliflerinin yeniden değerlendirmeye alınması gerektiği iddialarına yer verilmiştir.

27.06.2024 tarihli ve  2024/UH.II-817 sayılı Kamu İhale Kurulu Kararına Göre;

Yapılan inceleme ve tespitler neticesinde; 10.05.2024 tarihli ihale komisyonu kararında bahse konu ihaleye 32 isteklinin katıldığı, başvuru sahibi ………..   Group Kurumsal Hizmetler Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.nin teklifinin, anılan istekliye EKAP üzerinden 10.05.2024 tarihinde gönderilen 1125 sayılı ve “Kesinleşen ihale kararı” konulu yazıda “Teklifiniz ekonomik açıdan en avantajlı teklife göre yüksek olması nedeniyle uygun görülmemiştir.” ifadesine yer verilerek değerlendirme dışı bırakılırken, kesinleşen ihale kararının ekinde yer alan ihale komisyonu kararında, idarenin 17.04.2024 tarihli ve “Beyan edilen bilgileri tevsik eden belgelerin sunulması ve/veya numune/demonstrasyon işlemlerine ilişkin ürün örneklerinin verilmesi/kurulumların yapılması/aşırı düşük teklif açıklamalarının sunulması” konulu yazısına istinaden idare tarafından istenilen belgelerin İdari Şartname’nin 7.9’uncu maddesindeki belgelerin sunuluş şekline uygun olarak belgelerin asıllarının sunulmaması nedeniyle değerlendirme dışı bırakıldığı ve ihalenin …………   Catering Yemek Üretim Hizmetleri Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. üzerinde bırakıldığı, ekonomik açıdan ikinci teklif sahibinin belirlenmediği görülmektedir.

İdarece, başvuru sahibinin 17.05.2024 tarihli şikâyet başvurusuna verilen cevapta, İdari Şartname’nin “Tekliflerin değerlendirilmesi” başlıklı 31’nci ve “İhalenin karara bağlanması” başlıklı 36’ncı maddeleri kapsamında sunulan tekliflerin değerlendirilerek, geçerli tekliflerden ekonomik açıdan en avantajlı birinci ve ikinci teklif olması öngörülen teklif sahiplerine EKAP üzerinden gönderilen tebligat ile ihalede tekliflerin değerlendirmesi süreci için beyan edilen bilgi ve belgeleri tevsik eden belgelerin ekleri ile birlikte, İdari Şartname’nin 7.9’uncu maddesine uygun olarak, 24.04.2024 tarihine kadar idareye sunulması gerektiğinin belirtildiği, tebligat oluşturulurken yeterlik bilgileri tablosunda belirtilen belgelerin otomatik olarak listelendiği ve isteklilerin yeterlik bilgileri tablosunda bulunan beyanlarına göre herhangi bir değerlendirme dışı bırakma işlemi yapılmadığı, sorgulaması kayıt kapsam yönünden yapılabilen işletme kayıt belgesine ait herhangi bir tarih görülemediği, sunulan yeterlik bilgileri tablosunda “Ekonomik ve Mali Yeterliğe İlişkin Bilgiler” kapsamında İdari Şartname’nin 7.4.2’nci ve 7.4.3’üncü maddelerinde yer alan düzenlemeler çerçevesinde bilanço veya eşdeğer belgelerin sunulacağının belirtildiği, yeterlik bilgileri tablosunun açıklamalar sütununda İdari Şartname’nin ilgili maddelerine atıfta bulunularak gerekli açıklamaların mevcut olduğu, İdari Şartname’de yer alan düzenlemeler çerçevesinde ekonomik açıdan en avantajlı birinci ve ikinci teklif olması öngörülen teklif sahiplerine EKAP üzerinden gönderilen tebligat ile ihalede tekliflerin değerlendirmesi süreci için beyan edilen bilgi ve belgeleri tevsik eden belgeleri ekleri ile birlikte İdari Şartname’nin 7.9’uncu maddesine uygun olarak sunulmasının istendiği ancak istekli olarak beyan edilen belgelerin mail yoluyla gönderildiği, bu nedenle sunulan belgelerin ve başvurunun uygun olmadığı gerekçesiyle tekliflerinin değerlendirme dışı bırakıldığı, EKAP üzerinden yapılan “Kesinleşen İhale Kararının Bildirilmesi” tebligatında ise ikinci teklif olarak belirlenmediğinden diğer teklife göre yüksek bulunduğu ibaresinin sistemden eklendiği, ekinde gönderilen “Kesinleşen İhale Komisyon Kararı”nda detaylı şekilde açıklandığı, bütün bu nedenlerle kesinleşen ihale kararının iptal edilerek başvuru sahibinin teklifinin yeniden değerlendirmeye alınması talebinin uygun bulunmadığı ifade edilerek şikâyet başvurusunun reddedildiği anlaşılmıştır.

İdarenin, başvuru sahibi ………… Group Kurumsal Hizmetler Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.ye gönderdiği 17.04.2024 tarihli ve “Beyan edilen bilgileri tevsik eden belgelerin sunulması ve/veya numune/demonstrasyon işlemlerine ilişkin ürün örneklerinin verilmesi/kurulumların yapılması/aşırı düşük teklif açıklamalarının sunulması” konulu yazısında “……………….. DEVLET HASTANESİ İÇİN MALZEME DAHİL YEMEK PİŞİRME, DAĞITIM VE SONRAKİ HİZMETLER (24 aylık) işine ait ihalede tekliflerin değerlendirmesi sürecine geçilmiş olup, beyan ettiğiniz bilgi ve belgeleri tevsik eden ve EKAP veya diğer kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının internet sayfası üzerinden sorgulanamayan aşağıdaki belgeleri ekleri ile birlikte, İdari Şartnamenin 7.9. maddesine uygun olarak, 24.04.2024 tarihine kadar İdaremize sunmanız gerekmektedir.

Sunulması Gereken Belgeler

  • Vekaletname Bilgileri
  • Ticaret Sicili Bilgileri
  • Sicil, İzin, Ruhsat ve Faaliyet Belgeleri
  • Geçici Teminat Mektubu /Kefalet Senedi
  • Nakit Teminatlar
  • EKAP’ta Kayıtlı Olan İş Deneyim Belgesi
  • EKAP’ta Kayıtlı Olmayan İş Deneyim Belgesi
  • İş Deneyim Belgesi Düzenlenemeyen Hallerde İş Deneyimini Gösteren Diğer Belgeler(varsa)
  • Teknolojik Ürün Deneyim Belgesi
  • Ortaklık Tespit Belgesi
  • Ortaklık Tespit Belgesi
  • Bilanço Bilgileri (Yeterlik Değerlendirmesine Esas Alınması İstenen Yıllar)
  • İş Hacmi Bilgileri
  • Diğer Belge
  • Diğer Belgelere İlişkin Açıklamalar

24.04.2024 tarihi 16:30’a kadar …………. İL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ DESTEK HİZMETLERİ BAŞKANLIĞI ………… adresine ulaştırılması” ifadelerine yer verildiği görülmektedir.

Başvuru sahibinin kesinleşen ihale kararında tekliflerinin ekonomik açıdan en avantajlı teklife göre yüksek olması nedeniyle uygun görülmediğinin belirtildiği ancak gerekçeli kararda Ayrıca, başvuru sahibi ………. Group Kurumsal Hizmetler Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. tarafından yeterlik bilgileri tablosunda beyan edilen ortaklara, ortaklık oranlarına, yöneticilere ait bilgiler, işletme kayıt belgesine, elektronik geçici teminata, EKAP’a kayıtlı olan iş deneyim belgeleri ile bilanço ve gelir tablolarına ilişkin bilgi ve belgeler EKAP veya diğer kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının internet sayfası üzerinden sorgulanarak temin veya teyit edilebilen bilgi ve belgeler olduğundan söz konusu bilgilere ilişkin belgelerin ayrıca idare tarafından fiziki ortamda “Beyan edilen bilgileri tevsik eden belgelerin sunulması ve/veya numune/demonstrasyon işlemlerine ilişkin ürün örneklerinin verilmesi/kurulumların yapılması/aşırı düşük teklif açıklamalarının sunulması” konulu yazı ile istenmesine gerek bulunmadığı anlaşılmaktadır. farklı bir değerlendirme dışı bırakma gerekçesi gösterildiği iddiasına yönelik olarak idare tarafından başvuru sahibinin şikâyet başvurusuna verilen cevapta EKAP üzerinden yapılan “Kesinleşen İhale Kararının Bildirilmesi” tebligatında ise ikinci teklif olarak belirlenmediğinden diğer teklife göre yüksek bulunduğu ibaresinin sistemden eklendiği, ekinde gönderilen “Kesinleşen İhale Komisyon Kararı”nda detaylı şekilde açıklandığı belirtilmiş olup anılan isteklinin teklifinin değerlendirme dışı bırakılma gerekçesinin kesinleşen ihale kararının ekinde yer alan ihale komisyonu kararındaki, idarenin 17.04.2024 tarihli ve “Beyan edilen bilgileri tevsik eden belgelerin sunulması ve/veya numune/demonstrasyon işlemlerine ilişkin ürün örneklerinin verilmesi/kurulumların yapılması/aşırı düşük teklif açıklamalarının sunulması” konulu yazısına istinaden idare tarafından istenilen belgelerin İdari Şartname’nin 7.9’uncu maddesindeki belgelerin sunuluş şekline uygun olarak belgelerin asıllarının sunulmaması olduğu anlaşılmaktadır. Başvuru sahibinin iddiasının söz konusu kısmının yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.

Bununla birlikte, idare tarafından söz konusu bilgi ve belgelerin ayrıca bahse konu yazı ile istenilmesi ve anılan istekli tarafından söz konusu bilgi ve belgelerin fiziki olarak belgelerin sunuluş şekline uygun olarak sunulmaması halinde, bahse konu bilgi ve belgeler EKAP veya diğer kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının internet sayfası üzerinden sorgulanarak temin veya teyit edilebildiğinden anılan isteklinin teklifinin, idare tarafından istenilen belgelerin İdari Şartname’nin 7.9’uncu maddesindeki belgelerin sunuluş şekline uygun olarak belgelerin asıllarının sunulmaması nedeniyle değerlendirme dışı bırakılması işleminin yerinde olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

Başvuru sahibi ……. Group Kurumsal Hizmetler Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.nin yeterlik bilgileri tablosunda beyan ettiği tüm bilgiler, EKAP veya diğer kamu kurum ve kuruluşlarının internet sitelerinden temin ve teyit edilebilen belgeler olduğundan tekliflerinin değerlendirme dışı bırakılma gerekçesinin yerinde olmadığı anlaşılmaktadır. Sonuç olarak, başvuru sahibinin teklifinin değerlendirmeye alınması gerektiğinden, söz konusu iddiasının bahse konu kısmının yerinde olduğu sonucuna varılmıştır.

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Yeterlik Bilgileri Tablosunda Beyan Edilen Ve Resmi İnternet Sitelerinden Teyit Edilebilen Belgelerin Sunuluş şekliMehmet ATASEVER

S.B. Strateji Geliştirme E. Bşk.

KİK E.  Üyesi

Yeşil Satın Alma ve Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi Nedir?

Yeşil Satın Alma Ve Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi Nedir

YEŞİL SATINALMA ve SÜRDÜRÜLEBİLİR TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ
Green Procurement and Sustainable Supply Chain Management

Sürdürülebilir Tedarikçi Geliştirme Proje Danışmanlığı almak istiyorsanız 
sayfamızı ziyaret edin.

MAKALE – EĞİTİM YAZI DİZİSİ

Yeşil Satın Alma ve Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi Nedir?

Prof. Dr. Murat ERDAL
İstanbul Üniversitesi Tedarik Zinciri Yönetimi
Anabilim Dalı Başkanı
merdal@istanbul.edu.tr 

İş dünyası olarak tedarik zinciri yönetimini yeni yeni anlamaya başladığımız bu dönemde yoğun bir biçimde sürdürülebilirlik ve dijitalleşme etkilerini görüyoruz. Fakat şirketlerde yeşil ve dijital dönüşüm (ikiz dönüşüm) vizyonu bir çırpıda oluşmuyor. Şirket tepe yönetimlerinin gecikmeli bir biçimde konuya ikna olduklarında bir bakıyoruz ki, konu bambaşka bir noktaya evrilmiş.Yine bir çok şeyi kaçırmışız. Dünyadaki trendler, anlayış ve uygulamalar arasında atladığımız, göz ardı ettiğimiz konular olabiliyor. Sürdürülebilirlik konusu da bunlardan biri. Hatta en önemlisi.

Yeşil Satın Alma Ve Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi Nedir?
Yeşil Satın Alma ve Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi Nedir?

Bugün sürdürülebilir tedarik zinciri yönetimine gereken değeri vermediğimizde yakın zamanda şirketimizi birikmiş ödevler içerisinde bulacağız. Sürdürülebilirlik son derece stratejik bir gündem.

Sürdürülebilirlik Riskleri

Dünya Ekonomik Forumu 2024 yılı Küresel Risk Raporu kapsamında;gelecek on yıl içerisinde stratejik 10 risk alanından 5 tanesini çevre tabanlı tehdit olarak yer verdi:

–       Aşırı hava olayları

–       İklim değişimleri

–       Ekosistemin çökmesi ve biyoçeşitlilik kaybı

–       Doğal kaynakların kıtlığı ve

–       Kirlenme

Elbette gelişmiş ülkeler başta olmak üzere tüm dünya, sürdürülebilirlik risklerinden, ortaya çıkan bu tablodan bir şekilde sorumludur. Bununla birlikte yine başta gelişmiş ülkeler, kötü senaryoyu düzeltme ve önlem alma çabalarını artırmaktadır. Sürdürülebilirlikle ilgili çok çeşitli regülasyon hayata geçirilmektedir. Söz konusu regülasyonların şirketler tarafında etkileri olacaktır. Regülasyonların gereğini yeterince yapamayan şirketler rekabet gücü kaybederek varlıklarını sürdürmeleri mümkün olamayacaktır.

Sürdürülebilirlik temelli çok sayıda mevzuat ve uygulama şirketlerimizi yakından ilgilendirmektedir. Öne çıkan konu düzenlemeler şunlardır:

·       Avrupa Birliği (AB) Yeşil Mutabakatı

·       AB Kurumsal Sürdürülebilirlik Özen Yükümlülüğü Direktifi

·       Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (TSRS)

·       Sınırda Karbon Düzenlemeleri

·       Emisyon Ticaret Sistemi

·       Karbon Saydamlık Beyanı

·       Sera Gazı (GHG) Protokolü

·       Plastik Vergisi

Artık dünya pazarlarında rekabetin doğası değişmiştir. Her geçen gün yeni bir düzenleme ile şirketlerimiz derinden etkilenmektedir. Sadece Avrupa coğrafyasına yapılan ihracatlar değil tüm küresel pazarlar dönüşüm içerisindedir. Yenilik, kalite, maliyet ve teslimat faktörünün yanına sürdürülebilirlik çok güçlü bir etken olarak eklenmiştir. Sürdürülebilirlik odaklı adımlar atılmadığında pazar kayıpları kaçınılmaz hale gelecektir.

Tedarik Zinciri Boyunca Sürdürülebilirlik

Sadece şirket olarak değil, uçtan uca tedarik zinciri boyunca sürdürülebilirlik esaslı bir değerlendirme ve gelişim süreci bizleri beklemektedir. Bu ciddi bir meydan okuma anlamını taşımaktadır. Zincirin tüm halkalarında “Çevre, Sosyal Sorumluluk ve Yönetişim” (ESG) esaslı çalışmalar bir zorunluluk olmaktadır. Doğaya, insana ve topluma saygı temel değerlerdir. Şirket yönetim biçimi, İK politikaları, üretim prosesleri, kullanılan malzemeler, enerji verimliliği, emisyon miktarları, üretilen ürün ve hizmetler mercek altındadır.

Yeşil Satınalma: Tedarikçi Araştırma ve Seçimi

Ekonomide tüm şirketler bir birine bağlıdır. Etkileşim içerisindedir. Her şirket bir diğerinden ürün ve hizmet satın almaktadır.

“Yeşil tedarik, tedarik zincirinizi değerlendirmeyi; ürünlerin nereden geldiğine, neyden yapıldığına ve kullanıldıktan sonra onlara ne olduğuna bakmayı içerir.” (Robert Walters)

Yeşil tedarik anlayışı içerisinde tedarikçi araştırması, seçimi ve performans değerlendirme süreçleri doğal olarak “sürdürülebilirlik” çerçevesinde ele alınmaktadır.

Tedarikçi Seçim Kriterlerinde Aranan Standartlar ve Belgeler

Sürdürülebilirlik ve profesyonel çalışma açısından firmalar tedarikçi ilişkilerine büyük önem vermektedir. Günümüzde şirketler iş yaptıkları firmaları özenle seçme mecburiyetindedir. Tüm sektörlerde kalite, maliyet, teslimat ve sürdürülebilirlik performans göstergeleri (KPI) dikkatle takip edilmektedir.

Şirketler kendi eksiklerini bir taraftan hızla giderirken iş yaptıkları firmaları da gözden geçirmektedir. Tedarikçi denetimi, tedarikçi performans değerlendirme ve tedarikçi geliştirme plan ve uygulamaları profesyonel bir seviyede yapılmaktadır.

Ön evrede yani tedarikçileri devreye alma aşamasında aranan nitelikler yükselmiştir.

Başlangıç aşamasında tedarikçi araştırması ve seçim sürecinde firmaların bir çok standart ve belgeye sahip olmaları beklenmektedir:

ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi
ISO 14001 Çevre Yönetim Standardı
–       ISO 14046 Su Ayak İzi
–       ISO 14064 Karbon Ayak İzi
ISO 20400 Yeşil Tedarik Standardı
ISO 45001 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Standardı
ISO 27001 Bilgi Güvenliği Yönetim Standardı
ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi
ISO 26000 Sosyal Sorumluluk Standardı
ISO 28000 Tedarik Zinciri Güvenliği Yönetim Sistemi

Standartlar, sertifikalar ve belgelere sürekli yenileri eklenmektedir. Firmalarda tüm belge ve standartların  layıkı ile içselleştirilmesi zaman almaktadır.  Diğer taraftan bu standartların güncellemelerinin takip edilmesi ve gereklerinin yerine getirilmesi de zorlaşmaktadır. Nitelikli kadrolara ihtiyaç artmıştır.

Uzun süredir ihmal edilen konuların kısa bir sürede telafi edilmesi mümkün görünmemektedir.

Tedarikçilere iletilebilecek gerçekçi mesaj bu kapsamda olmalıdır:
“Hep birlikte gayret sarf edelim. Dünya standartlarında çalışan bir firma olmak istiyorsak eksikliklerimizi artık daha fazla ertelemeyelim. Rekabet gücümüzü gidermek amacıyla kurumsal hamlelerimizi atalım. Çevreye, insana ve içinde bulunduğumuz topluma saygılı bir firma olarak ürün ve hizmet üretelim.”

“Erken kalkar kazanır” sözünden esinlenerek “Sürdürülebilir tedarik zinciri yönetiminde aksiyon alan kazanır” diyelim.

Yeşil Satınalma ve Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi konularını her hafta incelemeye devam edeceğim. 

Kaynaklar:

·       Robert Walters, Benefits of Green Procurement, https://www.robertwalters.co.uk/insights/career-advice/blog/the-benefits-of-green-procurement-for-business.html

·       Dünya Ekonomik Forumu – Küresel Risk Raporu 2024

YEŞİL SATINALMA ve SÜRDÜRÜLEBİLİR TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ

SÜRDÜRÜLEBİLİR TEDARİK ve TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ EĞİTİMİ
Sustainable Procurement and Supply Chain Management Training

Sürdürülebilir Tedarik Yeşil Satın Alma Eğitimi
Sürdürülebilir Tedarik Yeşil Satın Alma Eğitimi

MAKALE DİZİSİ

Prof. Dr. Murat ERDAL
İstanbul Üniversitesi Tedarik Zinciri Yönetimi
Anabilim Dalı Başkanı
merdal@istanbul.edu.tr 

-> Eğitim Kataloğunu İndirebilirsiniz ->   https://satinalmadergisi.com/egitim.pdf

-> ŞİRKET EĞİTİMLERİNİZ İÇİN TEKLİF ALIN -> egitim@satinalmadergisi.com

ŞİRKETLERE GÜVENİLİR BİR YAPI HAZIRLIYORUZ

Sürdürülebilir Tedarikçi Geliştirme Programı – Proje Danışmanlığı

Surdurulebilir Tedarikci Gelistirme Projesi

Sürdürülebilir Tedarikçi Geliştirme Programı – Proje Danışmanlığı

Proje Konuları:

  • Sürdürülebilir Tedarik / Kaynak Stratejisi
  • Tedarikçi ve Operasyonel Riskler
  • Sürdürülebilir Tedarikçi Kimliği
  • Tedarikçi ESG Programı
  • Mevzuata Uyum ve Emisyon Hesaplamaları
  • ISO 20400 Sürdürülebilir Tedarik Standardı
  • İhale Kriterleri ve Sözleşmelerin Revizyonu
  • Tedarikçi Geliştirme – Rehberlik Programı
  • Tedarikçiler için Eğitimler
  • Tedarikçi Portalı; Takip ve İzleme
  • Tedarikçi Performans Değerlendirme
  • Tedarikçi Etik Kodlar
  • Tedarikçi Davranış Kuralları
  • Tedarikçi Gelişimi ve Raporlama

Proje Danışmanlık Süresi: 1 Yıl

Proje Koordinatörü: Prof. Dr. Murat ERDAL merdal@istanbul.edu.tr 

Şirketinizin ihtiyacı olan;

– Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi Eğitimi (2 gün) veya
– Yeşil Satınalma ve Kaynak Yönetimi Eğitimi (1-2 Gün)
Green Procurement and Supply Chain Management Training

için talebinizi egitim@satinalmadergisi.com a talebinizi iletebilirsiniz.

Yatay Eğitim Kataloğu

 

YEŞİL SATINALMA ve SÜRDÜRÜLEBİLİR TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ
Green Procurement and Supply Chain Management Training

EĞİTİM YAZI DİZİSİ

Murat Erdal Teklif Hazırlama Eğitim Kurumsal Pazarda Satış Yönetimi

Sürdürülebilirlik Eğitim Programları 
Green Procurement and Supply Chain Management Training

Standart eğitim programı Sürdürülebilirlik Tedarik Zinciri Yönetimi 2 gün ve Genişletilmiş Sürdürülebilirlik Eğitim Programı ise 6 tam gün üzerinden gerçekleştirilmektedir.

1. gün- Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi
2. gün- Döngüsel Stratejiler ve Kaynak Yönetimi
3. gün- Sürdürülebilirlik Performans Göstergeleri
4. gün- Yeşil Satınalma
5. gün- Sürdürülebilirlik Raporlaması
6. gün- Sürdürülebilir Marka Yönetimi

Eğitim Koordinatörü: Prof. Dr. Murat ERDAL
merdal@istanbul.edu.tr

Satınalma ve Tedarik Zinciri Eğitim Kataloğu
Green Procurement and Supply Chain Management Training
Eğitim kataloğunu indirmek için https://satinalmadergisi.com/egitim.pdf

Şehir dışı eğitimlerde uçak ve otel konaklama organizasyonu eğitim alan firma tarafından karşılanmaktadır.

Eğitim Gün Planı: 9:30 – 12:30, 1 saat öğle arası, 13:30 – 16:30

Şirketiniz için en doğru teklifi egitim@satinalmadergisi.com üzerinden alabilirsiniz.

SATIN ALMA ve TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ MAKALELERİ
-> Prof. Dr. Murat ERDAL

SATIN ALMA EĞİTİM TESTLERİ

PAZARLIK BECERİ ANKETİ

Kitap Önerileri : 

  • MÜZAKERE TEKNİKLERİ ve PAZARLIK BECERİLERİ (E-Kitap 2. Baskı), Prof. Dr. Murat ERDAL, Erişim için profesyonel üyelik işlemlerinizi tamamlamanız gerekmektedir.
  • SATINALMA ve TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ, Prof. Dr. Murat ERDAL, (Beta Yayıncılık),  4. Baskı.

-> Eğitim Kataloğunu İndirebilirsiniz ->   https://satinalmadergisi.com/egitim.pdf

-> ŞİRKET EĞİTİMLERİNİZ İÇİN TEKLİF ALIN -> egitim@satinalmadergisi.com

İklim Krizi Gıda Sanayisini Dönüştürüyor

Yeşil Satınalma Ve Kaynak Yönetimi Eğitimi Haber İklim Krizi Gıda Sanayisini Dönüştürüyor

Yeşil Satınalma Ve Kaynak Yönetimi Eğitimi Haber İklim Krizi Gıda Sanayisini DönüştürüyorTürkiye’de yaşanan aşırı sıcaklar iklim krizini yeniden gündeme taşıdı. Yuvam Dünya Derneği tarafından KONDA’ya yaptırılan “Türkiye’de İklim Krizi Algısı” araştırmasına göre, iklim değişikliği konusunda endişeli olduğunu belirtenlerinin oranı geçtiğimiz yıl yüzde 65 iken, bu yıl bu oran yüzde 84’e yükselmiş durumda. Araştırmaya göre geçen seneye kıyasla artan en büyük endişe ise gıdaya erişim zorluğu oldu. Araştırmayı değerlendiren Türkiye Gıda Sanayii İşverenleri Sendikası (TÜGİS) Başkanı Kaan Sidar, “Sürdürülebilir bir gıda sistemi oluşturmak sadece çevresel bir zorunluluk değil, aynı zamanda ekonomik ve toplumsal bir gereklilik.” dedi.

Son yıllarda Türkiye’de yaşanan sıcaklıklar ve aşırı hava olayları, tarım sektöründe verim kaybına ve gıda üretiminde aksamalara neden olmaya devam ediyor. İklim krizinin tetiklediği bu durum, sürdürülebilir gıda sistemlerinin oluşturulması gerekliliğini daha da belirgin hale getiriyor.

İklim Krizi Bilinci Güçleniyor

Tügi̇s LogoToplumun iklim değişikliğine dair bilgi seviyesi, görüş ve davranışlarına yönelik olarak Yuvam Dünya Derneği ve KONDA iş birliğiyle “Türkiye’de İklim Krizi Algısı” araştırması yapıldı. Araştırmaya göre; 2023 yılında yüzde 65’lik bir kesim iklim değişikliği konusunda endişeli olduğunu belirtirken bu yıl bu oran 19 puan artarak yüzde 84’e çıktı. Geçen seneye kıyasla artan büyük endişe ise “gıdaya erişimde zorlanmak”

Araştırma ayrıca iklim değişikliği konusunda kendisini sorumlu hissedenlerin hem daha endişeli hem de gelecekteki tehditleri daha ciddi algıladığını ortaya koyuyor. Bu grup; geri dönüşüm yapma, plastik kullanımını azaltma ve sürdürülebilir markaları tercih etme gibi çevreci uygulamalara daha fazla yöneliyor. Araştırma sonuçları, iklim değişikliğiyle ilgili endişeler ve pratik eylemlerin güçlü bir bağlantısı olduğunu ortaya koyuyor.

Sürdürülebilir Gıda Sisteminin Anahtarı Teknoloji ve İnovasyon 

BM Gıda ve Tarım Örgütü’nün açıkladığı veriler, 2050’de dünya nüfusunun 9,7 milyara ulaşacağını gösteriyor. Açıklanan rakamlar artan nüfusu beslemek için yaklaşık 25 yılda gıda üretiminin yüzde 60 oranında artması gerektiğini ortaya koyuyor.

Gıda israfının önlenmesi bu süreyi uzatabilse de tek başına kalıcı bir çözüm sunmadığından, tüm dünya sürdürülebilir bir gıda sistemi yaratmanın ve gıda üretimini artırmanın anahtarı olarak teknoloji ve inovasyonı konuşuyor. Bitki bazlı ve laboratuvar ortamında üretilen besinler ‘yeni gıda’ adıyla, giderek daha fazla dünya gündemine giriyor. Üretilecek yeni gıdaların, yüksek besleyicilik değerinin yanında sürdürülebilir, üretimi kolay ve tüketicinin kolay erişebileceği sağlıklı gıdalar olması gerekliliği ifade ediliyor. Ayrıca üretimde verimliliği artıracak akıllı tarım teknolojileri ve dikey tarım gibi yenilikçi yöntemler üzerine çalışmalar devam ediyor.

 “Sürdürülebilir bir gıda sistemi oluşturmak, sadece çevresel bir zorunluluk değil, aynı zamanda ekonomik ve toplumsal bir gereklilik”

Sürdürülebilir gıda sistemleri oluşturmak için sadece yasal düzenlemeler ve üretim yöntemlerinin geliştirilmesinin yeterli olmadığının altını çizen TÜGİS Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Sidar; “Ülkemizde faaliyet gösteren gıda üreticisi şirketlerin sürdürülebilirlik konusunda duyarlı davranarak projeler geliştirdiklerini gözlemliyoruz. Toplumumuzun iklim krizi konusundaki bilinci güçleniyor ancak günlük pratiklerin de bu bilinçle yeniden gözden geçirilmesi ve sürdürülebilirlik hedefleriyle ters düşecek uygulamaların terk edilmesi oldukça önemli. Çünkü sürdürülebilir bir gıda sistemi oluşturmak, sadece çevresel bir zorunluluk değil, aynı zamanda ekonomik ve toplumsal bir gereklilik. Bizler bu bilinçle 2014 yılında başlattığımız Sürdürülebilir Gıda Zirvesi’nin 10.’sunu bu yıl 21-22 Kasım’da gerçekleştireceğiz. TÜGİS olarak, toplumsal ve sektörel gelişim için sürdürülebilirlik alanındaki öncü çalışmalarımıza devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

Yatay Eğitim Kataloğu

Şirketiniz ihtiyacı olan;
– Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi Eğitimi (2 gün) veya
– Yeşil Satınalma ve Kaynak Yönetimi Eğitimi (1 Gün) için talebinizi egitim@satinalmadergisi.com a talebinizi iletebilirsiniz.

CIF Kıymeti ve Gümrük Kıymeti Arasındaki Farklar

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Cif Kıymeti Ve Gümrük Kıymeti Arasındaki Farklar

CIF Kıymeti ve Gümrük Kıymeti Arasındaki Farklar

Kerim ÇOBANSatınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Cif Kıymeti Ve Gümrük Kıymeti Arasındaki Farklar

Emekli Gümrük ve Ticaret Başmüfettişi

Eşyanın cif kıymeti ile eşyanın gümrük kıymeti, farklı kıymet terimleridir. Cif kıymet veya eşyanın cif kıymeti, gümrük vergilendirme tekniği açısından en temel (fakat dar) matrah tanımı, gümrük kıymeti veya eşyanın gümrük kıymeti ise en geniş matrah tanımıdır.

İthalat sırasında, ithal eşyasının gümrük kıymetine giren tüm kıymet unsurlarının göz önüne alınması ve ilgili gümrük idaresine beyan edilmesi gerekir. Gümrük Vergileri” tanımının, Gümrük Kanunu’na göre ve Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’na göre farklı tanımlanmış olması sebebiyle “Gümrüklenmiş Değer” veya “Eşyanın Gümrüklenmiş Değeri”nde de farklılıklar oluşmaktadır. Bu nedenle 4458 sayılı Gümrük Kanunu, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu ve Gümrük Uzlaşma Yönetmeliği hükümlerine göre karşımıza çıkan çeşitli uygulamalarda, gümrük vergi ve resimleri ile bunların cezalarına ilişkin işlemlerin uygulanması sırasında, hesaplama (tarh), tebliğ, tahakkuk, taksitlendirme, erteleme, teminata bağlama ve tahsil aşamalarında çok dikkatli davranılmasını gerekli kılmaktadır.

Aşağıdaki yazımızda/ makalemizde, ithal eşyasının gümrük kıymeti, eşya ithalatı sırasında kıymet açısından dikkat edilmesi gereken bazı hususlar ile bu konuya ilişkin kişisel görüşlerimize yer verilecektir.

I- CIF Kıymet İle Gümrük Kıymeti Arasındaki Fark, Gümrüklenmiş Değer Ve Gümrüklenmiş Değer Üzerinden Ceza Uygulaması

Kıymet kelimesinin kısaca sözlük anlamı: Değer, fiyat, bir şeyin yerini tutabilen karşılık olarak tanımlanmıştır.

CIF: C (Cost = Maliyet), I (Insurance = Sigorta), F (Fraight = Navlun) kelimelerinin İngilizce’deki baş harflerinden oluşmuştur.

Cif Kıymet veya eşyanın cif kıymeti: Eşya bedeli + sigorta bedeli + navlun ücreti toplamından oluşmaktadır.

Eşyanın Gümrük Kıymeti: Kısaca, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’na göre ithal eşyasının gümrük kıymeti, eşyanın satış bedelidir. Satış bedeli, Türkiye’ye ihraç amacıyla yapılan satışta 27 ve 28. maddelere göre gerekli düzeltmelerin de yapıldığı, fiilen ödenen veya ödenecek fiyattır.

Cif kıymet veya eşyanın cif kıymeti, gümrük vergilendirme tekniği açısından en temel (fakat dar olan) matrah tanımıdır. Gümrük kıymeti veya eşyanın gümrük kıymeti ise gümrük vergilendirme tekniği açısından en geniş matrah tanımı olup, kıymete dair hemen her şeyi içine almaktadır. Kısacası, Cif kıymetle gümrük kıymeti aynı şeyler değildir.

Gümrük Vergileri (Gümrük Kanununa göre): İlgili mevzuat uyarınca eşyaya uygulanan ithalat vergilerinin ya da ihracat vergilerinin tümünü,

Gümrük Vergileri (Gümrük Uzlaşma Yönetmeliğine göre): İlgili mevzuat uyarınca eşyanın ithali veya ihracında uygulanan ve gümrük idarelerince tahsili gereken gümrük vergisi, eş etkili vergiler ve mali yüklerin tümünü,

Gümrük Vergileri (Kaçakçılık Kanunu’na göre ise): 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’na göre; Gümrük idaresi veya başka idarelerce, eşyanın ithali veya ihracına bağlı olarak uygulanan vergiler ile diğer malî yükümlülükleri,

İthalat Vergileri: Gümrük Kanunu’na göre; a) Eşyanın ithalinde ödenecek gümrük vergisi ile diğer eş etkili vergiler ve mali yükleri, b) Tarım politikası veya tarım ürünlerinin işlenmesi sonucu elde edilen bazı ürünlere uygulanan özel düzenlemeler çerçevesinde ithalatta alınacak vergileri ve diğer mali yükleri,

İhracat Vergileri: Gümrük Kanunu’na göre; a) Eşyanın ihracatında ödenecek gümrük vergisi ile diğer eş etkili vergiler ve mali yükleri, b) Tarım politikası veya tarım ürünlerinin işlenmesi sonucu elde edilen bazı ürünlere uygulanan özel düzenlemeler çerçevesinde ihracatta alınacak vergileri ve diğer mali yükleri,

Gümrüklenmiş Değer (Gümrük Kanununa göre): Gümrük Kanunu’na göre; Uluslararası Kıymet Sözleşmesine göre belirlenecek; İthal eşyası için eşyanın CIF kıymeti ile gümrük vergileri toplamını, ihraç eşyası için FOB kıymeti ile gümrük vergileri toplamını,

Gümrüklenmiş Değer (Kaçakçılık Kanununa göre): 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’na göre; Uluslararası kıymet sözleşmesine göre belirlenecek; ithal eşyası için eşyanın CIF kıymeti ile gümrük vergileri toplamını, ihraç eşyası için FOB kıymeti ile gümrük vergileri toplamını,

İfade eder.

– Gümrük vergileri, gümrük yükümlülüğünün başladığı tarihte yürürlükte olan gümrük tarifesine –(ilgili eşyanın GTİP’ine)- göre hesaplanır. Eşya ticaretine ilişkin özel hükümlerle belirlenmiş diğer önlemler, gerektiği takdirde, söz konusu eşyanın tarife pozisyonuna göre uygulanır.

Yukarıda da görüldüğü üzere; “Gümrüklenmiş Değer” tanımında, Gümrük Kanunu ile Kaçakçılık Kanunu açısından herhangi bir fark olmamakla beraber; Gümrüklenmiş değerin bir parçasını oluşturan “Gümrük Vergileri” tanımı ise üç farklı şekilde tarif edilmiştir.

Şöyle ki: 1) Gümrük Kanunu’na göre;  “İlgili mevzuat uyarınca eşyaya uygulanan ithalat vergilerinin ya da ihracat vergilerinin tümü”,

2) Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’na göre; “Gümrük idaresi veya başka idarelerce, eşyanın ithali veya ihracına bağlı olarak uygulanan vergiler ile diğer malî yükümlülükler (tümü)”,

3) Gümrük Uzlaşma Yönetmeliği’ne göre ise; “İlgili mevzuat uyarınca eşyanın ithali veya ihracında uygulanan ve gümrük idarelerince tahsili gereken gümrük vergisi, eş etkili vergiler ve mali yüklerin tümü” olarak belirtilmiştir.

Sonuçta, mevcut mevzuat ve uygulamada, gümrük vergilerinden kaynaklanan Gümrük Kanunu’na göre ayrı, Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’na göre ayrı, Gümrük Uzlaşma Yönetmeliği’ne göre ayrı olmak üzere üç farklı/ayrı “Gümrüklenmiş Değer”, yani “Eşyanın Gümrüklenmiş Değeri” ortaya çıkmakta, en geniş “Eşyanın Gümrüklenmiş Değeri” lafzının Gümrük Uzlaşma Yönetmeliği’nde yer aldığı anlaşılmaktadır.

– 4458 sayılı Gümrük Kanunu’na göre karşımıza çıkan çeşitli uygulamalar, gümrük vergi ve resimleri ile bunlara ilişkin cezaların uygulanması sırasında, hesaplama (tarh), tebliğ, tahakkuk, taksitlendirme, erteleme, teminata bağlama, tahsil ve benzeri aşamalarında çok dikkatli davranılmalı, özellikle Gümrük Kanunu’na göre ayrı bir “Gümrüklenmiş Değer”, Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’na göre ise ayrı bir “Gümrüklenmiş Değerin” ortaya çıktığı (var olduğu) unutulmamalı, birbirine karıştırılmamalı, birbiri yerine kullanılmamalı, en kısa süre içinde de Ekonomi Bakanlığı’nca Gümrük Kanunu, Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu ve Gümrük Uzlaşma Yönetmeliği’ne yer alan “Gümrük Vergileri” ile “Gümrüklenmiş Değer” deyimlerindeki farklılıkların ortadan kaldırılması, ilgili mevzuatta yeknesaklığın ve birliğin sağlanması için gerekli ve yeterli kanuni düzenlemelerin yapılmadı gerekir.

II- Gümrük Kıymetiyle İlgili Mevzuat Hükümlerinden Bazıları

Eşyanın Gümrük Kıymeti: 4458 sayılı Gümrük Kanunu’na göre ithal eşyasının gümrük kıymeti, eşyanın satış bedelidir. Satış bedeli, Türkiye’ye ihraç amacıyla yapılan satışta 27 ve 28. maddelere göre gerekli düzeltmelerin de yapıldığı, fiilen ödenen veya ödenecek fiyattır.

– Fiilen ödenen veya ödenecek fiyat, ithal eşyası için alıcının, satıcıya veya satıcı yararına  yaptığı veya yapması gereken ödemelerin toplamıdır. Bu fiyat, ithal eşyasının satış koşulu olarak, alıcının satıcıya veya satıcının bir yükümlülüğünü karşılamak üzere üçüncü bir kişiye yaptığı veya yapacağı tüm ödemeleri kapsar. Ödemeler, para transferi şeklinde olabileceği gibi, akreditif veya ciro edilebilir bir kıymetli evrak kullanılarak ya da doğrudan veya dolaylı yapılabilir.

– 24.madde hükümlerine göre gümrük kıymeti belirlenirken, ithal eşyasının fiilen ödenen veya ödenecek fiyatına 27.maddede belirtilen ilaveler yapılır.

– Bu maddeye (Gümrük Kanunu’nun 27.maddesine) göre fiilen ödenen veya ödenecek fiyata yapılacak ilaveler için nesnel ve ölçülebilir veriler esas alınır.

– Gümrük kıymetinin belirlenmesinde, fiilen ödenen veya ödenecek fiyata Gümrük Kanunu’nun 27.maddesinde öngörülenler dışında hiçbir ilave yapılamaz.

– 27 nci maddeye göre yapılan ilaveler dışında, alıcının pazarlama dahil kendi hesabına yaptığı faaliyetler, satıcı yararına veya satıcı ile yapılan bir anlaşma yoluyla da olsa, satıcıya yapılan dolaylı bir ödeme olarak değerlendirilmez. Bu tür işlemlere ilişkin giderler, ithal eşyasının gümrük kıymetinin tespiti sırasında fiilen ödenen veya ödenecek fiyata ilave edilmez.

Not: Bu konu başta olmak üzere, YYS Yıllık Faaliyet Raporu Hazırlanması, YYS Yıllık Zorunlu Eğitimlerinin Verilmesi, YYS Revizyonları, Ön İzleme, Yeni YYS Belgesi Hazırlıkları ve YYS Belgesi Alım Süreci, YYS Başvuru Formlarının Doldurulması, YYS Danışmanlığı, vb. Tüm YYS Süreçleri hakkında daha fazla ayrıntılı bilgiyi, Gümrük ve Dış Ticaret Mevzuatı konularında gerekli Hukuki ve Mevzuat Desteğini, İdari ve Adli İtiraz Süreçleri, Dava Açılması, Dava Aşamalarının Takibi, İlgili Mevzuat Ve Hukuki Açılardan Gerekli İtiraz Ve Savunmaların Yapılarak Dava Sonucunun Olumlu Sonuçlandırılması, Sonradan Kontrol/ Firma İncelemesi Yaptırılması, Antrepo Açma, Antrepo Genişletme, AN6, AN7, AN8 Raporlarının düzenlenmesi, … vb, işlemleri, Sürekli/ Düzenli, Aylık, Yıllık Gümrük ve Dış Ticaret Danışmanlığı, Olay (Konu) Başı Gümrük ve Dış Ticaret Danışmanlığı, Gümrük ve Dış Ticaret Mevzuatı Eğitimleri, … vb. konularında yardım, destek, danışmanlık ve benzeri hizmetleri -İsterseniz- Firmalarımız “Çoban Gümrük Dış Ticaret Denetim, Danışmanlık ve Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirliği A. Ş.”den veya “Çözüm Denetim Gümrük Dış Ticaret Ve Danışmanlık A. Ş.”den alabilirsiniz.

Değerlendirme Ve Sonuç

Cif kıymet ile gümrük kıymeti, bir başka deyişle, eşyanın cif kıymeti ile eşyanın gümrük kıymeti aynı şeyler olmayıp farklı kıymet terimleridir. Cif kıymet veya eşyanın cif kıymeti, gümrük vergilendirme tekniği açısından en temel (fakat dar olan) matrah tanımıdır. Gümrük kıymeti veya eşyanın gümrük kıymeti ise; gümrük vergilendirme tekniği açısından en geniş matrah tanımı olup, kıymete dair hemen her şeyi içine almaktadır. Eşya ithalatı sırasında, ithal eşyasının gümrük kıymetine giren tüm kıymet unsurlarının göz önüne alınması ve ilgili gümrük idaresine beyan edilmesi gerekir.

Öte yandan, “Gümrük Vergileri” tanımının, Gümrük Kanunu’na göre ve Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’na göre farklı tanımlanması sebebiyle “Gümrüklenmiş Değer” veya “Eşyanın Gümrüklenmiş Değeri”nde de farklılıklar oluşması nedeniyle, 4458 sayılı Gümrük Kanunu, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu ve Gümrük Uzlaşma Yönetmeliği hükümlerine göre karşımıza çıkan çeşitli uygulamalar, gümrük vergi ve resimleri ile bunların cezalarına ilişkin işlemlerin uygulanması sırasında, hesaplama (tarh), tebliğ, tahakkuk, taksitlendirme, erteleme, teminata bağlama ve tahsil aşamalarında çok dikkatli davranılması, bahse konu deyim ve tanımların birbirine karıştırılmaması, en kısa süre içinde de Ekonomi Bakanlığı’nca Gümrük Kanunu, Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu ve Gümrük Uzlaşma Yönetmeliği’ne yer alan “Gümrük Vergileri” ile “Gümrüklenmiş Değer” deyimlerindeki farklılıkların ortadan kaldırılması, ilgili mevzuatta yeknesaklığın ve birliğin sağlanması için gerekli ve yeterli kanuni düzenlemelerin yapılmadı gerekir.     

  KAYNAKÇA:

  • 4458 sayılı Gümrük Kanunu.
  • Gümrük Yönetmeliği.
  • Gümrük Yönetmeliği Ek No: 8 (Gümrük Kıymeti Yorum Notları).
  • 08.2011 tarih ve 28038 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Gümrük Uzlaşma Yönetmeliği.
  • 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu.
  • ÇOBAN Kerim, “Gayri Maddi Hak Kazançlarının Brütleştirilmesi İle Kurumlar Vergisi, Katma Değer Vergisi ve Gümrük Kıymeti Yönüyle İncelenmesi”,  Gümrük ve Ticaret Dünyası Dergisi, Sayı 94, Yıl 2017/4.
  • Eski, Kullanılmış ve/veya Yenileştirilmiş Eşyanın, Yurt Dışı Müteahhitlik ve Teknik Müşavirlik Hizmetleri Kapsamında Yurtdışında Kullanılan Makina ve Teçhizat İle İşyeri Nakli Suretiyle Sermaye Malları ve Diğer Malzemelerin Türkiye’ye İthali,  www.MuhasebeTR.com  (23.07.2019).

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Cif Kıymeti Ve Gümrük Kıymeti Arasındaki FarklarKerim ÇOBAN

Emekli Gümrük ve Ticaret Başmüfettişi

(Yetkilendirilmiş Gümrük Müş. “YGM – T903”)

Çoban Gümrük Dış Tic. Den. Dan. ve

Yetkilendirilmiş Gümrük Müş. A. Ş.

www.cobangumrukdenetim.com

www.cozumdenetim.net

E Mail: info@cobangumrukdenetim.com

kerim.coban@cobangumrukdenetim.com

k.coban0306@gmail.com

Tel: 0505 519 88 41

İSİB, Ticari İş Birlikleriyle Türkiye’nin Makro Kalkınmasına Katkı Sunmaya Devam Ediyor

Tedarik Zinciri Danışmanlığı Haber İsi̇b, Ticari İş Birlikleriyle Türkiye’nin Makro Kalkınmasına Katkı Sunmaya Devam Ediyor

Tedarik Zinciri Danışmanlığı Haber İsi̇b, Ticari İş Birlikleriyle Türkiye’nin Makro Kalkınmasına Katkı Sunmaya Devam EdiyorTürk iklimlendirme sektörünün global gücü İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği (İSİB), sektörü ileriye taşımak ve marka değerini artırmak amacıyla ulusal ve uluslararası platformlarda aktif rol almaya devam ediyor. Bu kapsamda Irak, Şili, Arjantin ve Uruguay’da Sektörel Ticaret Heyeti organizasyonları düzenleyen İSİB, bu ülkelere giden firmaları iklimlendirme sektörünün uluslararası temsilcileri ile bir araya getirdi. Geniş katılımla gerçekleşen sektörel ticaret heyetlerinde iş birlikleri için ikili görüşmeler sağlandı.

İSİB, haziran ve temmuz ayı boyunca Irak Sektörel Ticaret Heyeti, Şili, Uruguay ve Arjantin Sektörel Ticaret Heyeti programlarını gerçekleştirdi. Hem Irak’ta hem de Şili, Arjantin ve Uruguay’da gerçekleştirilen organizasyonlara Türkiye’den 19’ar firma katılım gösterdi. Düzenlenen organizasyonlarda çok sayıda firma ile görüşme yapıldığını belirten İSİB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Şanal, farklı pazarlardaki potansiyeli en iyi şekilde değerlendirmek için çalışmalarına tüm hızıyla devam edeceklerini vurguladı.

Yeni Ortaklıklar İçin Önemli Temaslar Gerçekleştirildi

Isib LogoIrak ile ticari ilişkileri geliştirmek için düzenlenen sektörel ticaret heyeti programının oldukça verimli geçtiğini dile getiren Mehmet Şanal; “Türkiye’den 19, Irak’tan ise 85 firmanın katılım sağladığı heyet programımıza Irak Türkiye İş Konseyi Başkanı Jaffer Al Hamdani ve T.C. Ticaret Bakanlığı Bağdat Ticaret Müşaviri Abdullah Fatih Çelenk de katılım sağladı. Heyet katılımcıları ile birlikte Irak’ta Türkiye’nin sektörel varlığını ve birliğini güçlendirmek, ülkenin iklimlendirme sektörü ithalatında Türkiye’nin pazar payını artırmak için girişimlerde bulunulmasının büyük önem taşıdığı karına vardık. TradeMap kaynakları da bu önemi ortaya koyuyor. Şöyle ki, Türkiye’nin Irak’a 2023 yılı toplam ihracatı 14.8 milyar dolarken iklimlendirme sektör ihracatı ise 400 milyon dolar olarak gerçekleşti. Türkiye’nin Irak iklimlendirme sektörü ithalatındaki payı ise yüzde 9.6. Özellikle Iraklı iş insanlarının Türkiye’den ihracatçılar ve ürünler arayışında olduğu göz önüne alındığında yeni iş ortaklıkları kurmak ve ticari faaliyetleri artırmak için heyet organizasyonunun önemi daha net ortaya çıkıyor. Açıkçası Irak’ta organize ettiğimiz her program oldukça verimli geçiyor. Bu programı da verimli görüşmeler yaparak başarıyla tamamladık. Sonuçlarının ülkemizin makro kalkınmasına önemli yansımaları olacağı kanaatindeyiz” şeklinde konuştu.

Şili, Arjantin ve Uruguay’ın Önemli Dernekleriyle İş Birliği Kapsamında Görüşmeler Yapıldı

Türkiye’den 19 firmanın katılım gösterdiği heyet programlarını yoğun görüşmelerle tamamladıklarını belirten Şanal; “Şili’den 52, Arjantin’den 35, Uruguay’dan ise 26 firma heyetimize katılım gösterdi. Sektörel Ticaret Heyeti Programı kapsamında ilk olarak Şili ikili iş görüşmelerimizi gerçekleştirdik. Toplantıların açışında T.C. Santiago Büyükelçisi Ahmet İhsan Kızıltan ve Santiago Ticaret Müşaviri Yardımcısı Selda Nil Güner sunum gerçekleştirdiler. Açış konuşmasının ardından etkinliğe katılan Türk firmaları ziyaret ederek firmalar ve ürünleri hakkında da bilgiler aldılar. Heyetimiz, 3 Temmuz’da Arjantinli firmalarla iş görüşmeleri gerçekleştirdi. Düzenlenen toplantılar sırasında T.C. Buenos Aires Büyükelçiliği Müsteşarı Sabih Can Kanadoğlu etkinliğimizi ziyaret ederek firmalar ve ürünleri hakkında bildi edindi. Heyet organizasyonunun üçüncü kısmı ise 4 Temmuz’da Uruguay’da gerçekleştirildi. Heyet kapsamında Şili ve Arjantin’de önemli derneklerle bir araya geldik. Şili’de Şili Soğutma ve Klima Odası Derneği Başkanı Klaus Peter Schmid Spilker ile görüşmeler yaptık. Arjantin’de ise İthalatçılar Derneği ve Isıtma, Soğutma Havalandırma ve Klima Odası ile görüşmeler gerçekleştirdik. Şili ve Arjantin’de sektörel derneklerle kurulan temasların neticesi olarak ilerleyen dönemlerde iş birliklerinin geliştirilmesine yönelik faaliyetler yapılmasını planlıyoruz” dedi.

Güney Amerika pazarındaki potansiyel, Türk iklimlendirme sektörü için kritik

Mehmet şanal İsi̇b Yönetim Kurulu BaşkanıKomşu ülkeler Arjantin, Uruguay ve Şili’de yapılan Ticari Heyet programlarının önemine değinen Mehmet Şanal;“TradeMap verilerine göre Arjantin’in 2023 yılında iklimlendirme sektörü ithalatı 3 milyar dolar seviyesindeyken, Türkiye’nin, Arjantin’in ithalatındaki payı toplamda yüzde 0,73 oranla 17. sırada yer alıyor. Türkiye’nin sektör ihracatında ise Arjantin 17. sırada yer alıyor. 2023 sektör ihracatımız ise toplamda 23 bin 460 dolar olarak gerçekleşmiş. Ülkemizin sektör ithalatında Arjantin’in sıralaması 53 iken 2023 yılı ithalatımız ise 4 bin 632 dolar. Tabloya Uruguay özelinde baktığımızda ülkemizin Uruguay’ın ithalatında 14.sırada yer aldığını görüyoruz. İthalat payı ise yüzde 0,98 olarak yansıyor. Türkiye’nin sektör ihracatında Uruguay’ın sıralaması toplam bazda 106. Aynı şekilde Şili’yi değerlendirdiğimizde Türkiye’nin bu ülkedeki ithalat payı yüzde 0,9, sıralama olarak ise 22. sırada yer alıyor. Şili, ülkemizin ihracatında 67. sırada yer alırken, ihracatında biz ise 16. sırada kendimize yer buluyoruz. Bu tabloya baktığımızda üç ülkedeki mevcut potansiyeli daha efektif kullanmamız gerektiğini düşünüyoruz. Dolayısıyla yeni iş birlikleri ile üç ülke arasındaki ticari ilişkileri daha uyumlu hale getirmek niyetindeyiz. Bu organizasyonlarımız sayesinde önemli görüşmeler yaptık, üye firmalarımızı bölgenin en güçlü sektör temsilcileri ile bir araya getirdik. Amacımız bu temasların güçlü stratejik ortaklıklara dönüşmesi” şeklinde sözlerini tamamladı.

DP World ve Evyap Liman Birleşmesi Gerçekleşti

Lojistik Süreç Yazılımı Haber Dp World Ve Evyap Liman Birleşmesi Gerçekleşti

DP World ve Evyap Liman Birleşmesi Gerçekleşti

Lojistik Süreç Yazılımı Haber Dp World Ve Evyap Liman Birleşmesi GerçekleştiDP World Yarımca Limanı ve Evyap Grubu’na ait Evyapport birleşti. DP World Evyap adını alan yeni yapı Türkiye ekonomisine daha hızlı, verimli ve maliyet avantajı sunan lojistik hizmeti verecek. 

DP World ve Evyap Grubu, Türkiye sanayisinin kalbindeki iki büyük liman altyapısını birleştirerek Türkiye’nin küresel ticaretteki rolüne önemli katkı sağlayacak stratejik bir birleşme gerçekleştirdi.

Süreç Rekabet Kurumu’ndan alınan onayın ardından tamamlandı.

DP World Evyap adını alan bu yeni yapıda DP World, Evyapport’ta yüzde 58 hisseye sahip olurken, Evyap Grubu DP World Yarımca’da yüzde 42 hissenin sahibi oldu.

Bundan böyle Marmara Denizi’nde “DP World Evyap Yarımca” ve “DP World Evyap Körfez” olarak anılacak iki terminal, toplam 1.171 metre yanaşma alanına sahip olacak ve aynı anda birden fazla büyük konteyner gemisinin yanaşmasına uygun yapıda hizmet verecek. Yıllık toplam konteyner elleçleme kapasitesi 2 milyon TEU’yu aşacak olan yapı, entegre operasyon proje ve ağır yük taşımacılığı hizmetlerini içerecek şekilde genişleyecek.

Bölgede giderek artan ve çeşitlilik gösteren lojistik taleplerini karşılamayı hedefleyen DP World Evyap, Türkiye’nin uluslararası tedarik zincirlerindeki büyüyen rolünü güçlendirecek. DP World Evyap, gelişmiş kara ve demir yolu bağlantıları ve 900’ü aşkın uzman ekibinin desteğiyle müşterilerine daha hızlı bir hizmet sunacak.

DP World’ün konteyner elleçleme, gümrük müşavirliği ve antrepo hizmetlerindeki geniş deneyimi ile Evyapport’un konteyner, sıvı dökme yük ve genel kargo operasyonlarındaki uzmanlığının sinerjisi, sektörün ihtiyacı için gerekli hizmetleri bir arada sunacak. Dijital teknolojilerle güçlendirilmiş hizmet yapısına sahip DP World Evyap, bölgenin çeşitlilik gösteren lojistik yapısında önemli bir oyuncu olarak konumlanarak, Türkiye’nin ihracat ve ithalat hacimlerini artırmayı ve yeni endüstrilerin büyümesini hızlandırmayı hedefliyor.

DP World Yönetim Kurulu Başkanı Sultan Ahmet Bin Sulayem, “DP World’ün vizyonu, küresel ticareti daha güçlü, daha verimli ve sürdürülebilir bir geleceğe taşımaktır. Evyapport ile stratejik ortaklığımız, en önemli pazarlarımızdan biri olan Türkiye’de bu vizyonun bir parçası. Müşterilerimize uçtan uca çözümler sunmaktan, bu birliğin hız ve verimlilik açısından getirdiği birçok faydayı paylaşmaktan mutluluk duyuyoruz. DP World Evyap’ın hizmetlerini daha da geliştirmeyi dört gözle bekliyoruz” dedi.

DP World Türkiye CEO’su Kris Adams, “Bu heyecan verici ortaklık, Türkiye ve bölge için önemli ekonomik faydalar sağlayacak. İki yapının mevcut güçlü altyapılarının DP World Evyap altında birleştirmesi, müşterilerimize giderek önemli hale gelen bu bölgede, güçlü ve yeni bir hizmet sunacak” dedi.

Lojistik Süreç Yazılımı Haber Dp World Ve Evyap Liman Birleşmesi GerçekleştiEvyap Holding İcra Kurulu Başkanı Mehmed Evyap ise, “Bu ortaklık ile DP World’ün küresel uzmanlığını ve Evyapport’un yerel gücünü birleştiriyor olmaktan mutluluk duyuyoruz. Bu sayede limancılık sektöründeki yatırımlarımızı genişletirken, sektördeki varlığımızı da güçlendireceğiz. Yeni şirket, oluşturacağı tedarik zinciri çözümleri ile operasyon sürelerini kısaltacak, hizmet çeşitliliğini zenginleştirecek ve her iki terminalin yükselen verimliliğiyle müşterilerimize ve Türkiye’nin ticaretine değer katacak” şeklinde konuştu.